Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Mustafa Koç Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

Koç Tünelin Ucundaki Işığı Gördü
08.01.2010
Okunma Sayısı : 3454
Oy Sayısı : 4
Değerlendirme : 5
Popülarite : 3,01
Verdiğiniz Puan :
 

 

Fortune Dergisi'nden Sayın Burcu Bulut'un yaptığı söyleşiyi paylaşıyorum.

Koç Tünelin Ucundaki Işığı Gördü

Son yaşadığınız krizi nasıl tanımlıyorsunuz U, V, yada W şeklinde mi Sizce hangisi?

MK: U, V, W, onu bir tarafa bırakın, artık işin suyunu çıkardılar. Bence bu kriz bekleniyordu. Bu düzeydeki tüketim tarzıyla, bu işin sürdürülebilir olmadığı açıkça ortadaydı. Nasıl 2000 senesinde ?dotcom balonu? patladıysa aynı şey finans dünyasında oldu. Dünyanın en büyük ekonomisi olan Amerika?da başladı. Önce İngiltere?ye siyaret etti sonra da Avrupa?ya. Bence taşlar yeniden yerine oturacak. Fakat bu arada tabii eskiden olduğu gibi karma ekonomik durum veya devletlerin ekonomiye çok fazla müdahil olmaları da serbest piyasa ekonomisi açısından doğru değil. Onun da ayarını kaçırmamak lazım. Bir takım regülasyonlar yapılması, ondan sonra tekrar serbest piyasa ekonomisi prensiplerinden hareket edilmesi daha doğru olur kanısındayım. Ama finans sektöründe belirli uygulamaların ve yönetmeliklerin yapılması kaçınılmaz.

Peki kriz Türkiye?yi teğet geçecek mi gerçekten? İşler sizce ne zaman normal seyrine döner?

MK: Benim tahminim , 2010 senesinin ortasıyla birlikte normal seviyesine döner. Türkiye?nin bugün normalde yüzde 5-6?lık bir büyüme ivmesi kazanması gerek işsizliği önleme açısından gerekse ekonomiyi belirli bir düzeyde tutabilme açısından çok önemli. Yani sürdürülebilir bir büyüme şart. Bunu 2008 senesine kadar yaptık ama ondan sonra tabii bu krizle beraber büyüme de nasibini aldı. Ve bu sen de aşağı yukarı yüzde 6?lık küçülme öngörülüyor. Fakat izafi olarak baktığımız zaman, diğer ekonomilere göre göre Türkiye çok fazla etkilenmedi. Etkilendi ama mesela bir Batı Avrupa?ya , İngiltere?ye, Amerika?ya göre daha az etkilendi. Bunun en önemli nedeni, finans sektörünün 2001 senesinden sonra gerçekleştirdiği yapısal reformlardan kaynaklanan sağlam yapısından ileri geliyor. O bakımdan çok şanslıyız.

Hükümet ekonomide üzerine düşeni layıkıyla yapıyor mu sizce? Bugün acilen alınması gereken önelemler neler?

MK: Hükümet başta ?B kriz bizi etkilemez? gibi bir algılamaya sahipti. Fakat durumun hiç de düşündükleri gibi olmadığını daha sonradan gördüler. Çünkü bugün neredeyse yüzde 100 Batı?ya entegre olmuş ve dünyanın 16?ncı büyük ekonomisi olarak Türkiye?nin etkilenmemesi gibi bir durum söz konusu olamaz. Ama şimdi gerekli önlemler alınıyor ve ne gerekiyorsa onu da yapıyorlar. Ali Babacan zaten daha önceden de ekonomiden sorumlu devlet bakanıydı. Kendisi bütün konulara yeterince vakıf. Orta vadeli planı da açıkladılar. Tahmin ediyorum , dış kaynaklı birtakım görüşmeler de oluyor. Dolayısıyla hadise kontrol altında diyebilirim.

IMF ile anlaşma imzalanmazsa Türk ekonomisi ne kadar sıkıntı yaşar?

MK: Şimdiye kadar yapılmadı, bir şey olmadı. Ama şimdi herhalde bildikleri bir şey var, devamlı görüşme halindeler çünkü. Türk ekonomisi bu saatten sonra sıkıntı falan da yaşamaz. Ama başta olsaydı borsa bu kadar düşmez, dolar da çıkmazdı, daha iyi olurdu. Ayrıca Ali Babacan da IMF ile ilgili düşüncelerini belirtti: ?Orta vadeli ekonomik programda büyümenin finansmanı için IMF anlaşması iyi bir araç olabilir, olmazsa biz başka şekilde finanse ederiz ama olursa iyi olur? dedi.

Holding olarak kriz sizi ne kadar etkiledi, krizin ağırlığını ne kadar hissettiniz?

MK: İhracat pazarları tamamıyla durdu. Bizim üretimimizin özellikle beyaz eşya ve otomotivde yüzde 60?a yakını ihracat pazarlarına gidiyor. Bunun da çoğu Batı Avrupa?ya. 2001 krizinden sonra buradaki sıkıntıları ihracat pazarlarıyla geçiştirmek imkanına sahiptik ama bu sefer hem içerde hem de dışarıda sorunlar yaşandığı için çok ciddi önlemler almak zorunda kaldık. Mümkün olduğu kadar az çalışan çıkarmaya çalıştık. Zaten işsizlik büyük bir bela Türkiye için. Fabrikaları bir aylığına kapattık. Çok ciddi tasarruf tedbirleri aldık. Kredilerimizi kıstık ama şimdi işler gerçekten normale dönmeye başladı. Ayrıca nisan ayından 30 ekim?e kadar olan vergi indirimi de satışların normale dönmesine yol açtı. Bütün stoklarımızı erittik ve bayiler de rahat bir nefes aldı. Artık sene sonunu iyi kötü görebiliyoruz.

Lehman Brothers?a el konduğunu öğrendiğinizde neler düşündünüz, neler yaptınız? Holdingde bir toplantı yaptınız mı?

MK: Tek kelimeyle şoke oldum. Bunun için özel bir toplantı yapmadık ama devamlı konuşulan bir şeydi zaten. Alışılagelmemiş bir şeydi. Hemen ardından devlet J.P. Morgan ?a resmen ?Sen bunu alacaksın? dedi ve Bear Stearns?ü aldırttı. O da enteresandı. Tabii bunlar ekonomi tarihine birer mihenk taşı olarak geçeçcek. Ben açıkçası Lehman Brothers?ın batmasına bu kadar kolay bir şekilde izin vereceklerine inanmıyordum. Ama ABD bu?Acımasız bir kapitalizm geçerli. Lehman Brothers harcandı; Herhalde bir bildikleri vardır.

Kriz yatırım planlarınızda değişikliğe neden oldu mu?

MK: Devam eden yatırımları durdurmadık. Ama ciliyet arz etmeyen her türlü yatırımı erteledik. Mesela Tüpraş?ın yedi ? sekiz seneye yayılacak 2 milyar dolarlık bir yatırımı var, bu devam ediyor. Ama bunun dışında beyaz aşyada, otomot,vde yapmayı düşündüğümüz yatırımların çoğunu ertelemek zorunda kaldık.

Faaliyet gösterdiğiniz otomotiv, dayanıklı tüketim, finans ve enerji alanlarında krize hangi somut önlemleri aldınız?

MK: Üretimi kısma, stokalrı en az seviyeye indirme, kısıtlı kaynakları daha verimli kullanma, kırtasiyeden arabanın benzinine kadar her türlü tasarruf tedbirine riayet etme gibi birçok önlem aldık. Ve bu da hakikaten çok ciddi bir şekilde pozitif olarak bize geri döndü. Bu uygulamayı kriz bittikten sonra da mümkün olduğu kadar devam ettirmeye çalışacağız.

Henüz krizin etkilerinden kurtulamamışken ikinci bir kriz yaşanabileceği söyleniyor. Sizce olabilr mi? İkinci bir krize hazır mısınız?

MK: Bir optimistler var, bir de pesimistler. Ben daha iyimser taraftayım. Tabii çok dikkatli olmak lazım. Ama ben 2010?da kötü bir senaryoyla karşılaşacağımızı düşünmüyorum. İnsallah olmaz. Bugün bakarsanız işsizliğin dışında tüketici güveni yavaş yavaş geri gelmeye başlıyor. İnsanların ceplerinde para var ama harcamıyorlar ve bunu erteliyorlar. Tüketici güveni geri geldikçe bu terse dönecek ve insanlar tekrar tüketime yönelecek.

Koç Holding?de krizden daha önce satışı gerçekleşen şirketler oldu. Migros, Demirdöküm gibi?Satıştan pişmanlık duyduğunuz bir şirket oldu mu?

MK: Evet satışı gerçekleşen bir sürü şirket oldu. Demirdöküm , İzocam, Migros gibi senlerce emek verilmiş şirketlerdi bunlar. Ama söz konusu iş olunca bir yerde mantıkla hareket etmek, duygusal düşünmeyi bir tarafa bırakmak lazım. Şartlar ne gerektiriyorsa onu yaptık. Biz 2002 senesinden itibaren portföyümüzü yeniden şekillendirdik. Dört ana sektöre odaklandık ve bu şirketler odaklandığımız sektörlerin dışında kalıyordu. Tüpraş?ın alımınıdan sonra da ciddi bir varlık satışına gitme gereği ortaya çıktı. Baktığımız zaman Migros çok güzide bir şirketimizdi. Üstelik içeriden ve dışarıdan bir sürü insan da satışına karşı çıkmıştı. Ahbap, eş dost baskı da yaptı ?Nasıl bu şirketi satarsınız? diye. Ama gerektiği gibi, tam zamanda en yüksek değerden satışlar gerçekleşti. Allianz, Demirdöküm, İzocam , Migros gibi şirketleri elimizden çıkardık ve yaklaşık 2,5 milyar dolarlık bir varlık satışı gerçekleşti. Bu satış işlemlerinin 8-10 aydır üzerinde çalışıyorduk. Ve bunun ne kadar yerinde bir karar olduğunu şimdi daha net görüyoruz. Düşünün satış işlemleri mayısta oldu, eylülde kriz patlak verdi, hesap edin artık, verilmiş sadakamız varmış.

Peki yeni satın almalara gitmeyi düşünüyor musunuz? Hangi sektörlerde?

MK: Önümüzdeki yıl Arçelik için Grunding?in yanında ikinci bir Avrupa markası çok büyük bir avantaj olur. Grunding çok iyi bir marka; özellikle İsviçre, Avusturya, Almanya gibi Almanca konuşulan ülkelerde?.Ama eskidi artık. Bizim jenerasyonumuzun altına çok fazla hitap etmiyor. Daha doğrusu bilinmiyor. Bunu tekrar canlandırmak çok ciddi bir maliyet gerektiriyor. Daha genç bir marka uygun şartlarda önümüze gelirse değerlendireceğiz. Goranje, Zanussi, Index çalışabileceğimiz markalar.

Enerji sektöründeki büyüme stratejiniz nedir? Organik büyüme mi yoksa satın almalarla büyüme mi hedefliyorsunuz?

MK: Elimizdeki elektrik santralleri 350 megavat. Bunu 2-3 bin megavata çıkarmaya çalışacağız. Bunun için de sıfırdan bir santral kurulacak veyahut mevcut satılığa çıkabilecek olan santrallerden birini alacağız.

Adana  Ceyhan'da Çalık  Indian ortaklığı ile rafineri kurulması söz konusu.Bu ortaklık Tüpraş'a rakip olur mu?

MK: Tabii ki rakip olur ve bu gayet sağlıklıdır. Ama bu projenin gerçekleşmesi, araç gereç teminatı, çevre izinleri vs. derken en az dört ? beş yıl sürer.

Tüpraş'ın Opet ya da Rus petrol şirketi Lukoil ile birleşmesi gündeme geldi mi?

MK: Opet ile böyle bir durum söz konusu olmadı.. Lukoil ise ortaklık için çok kez kapımıza geldi. Biz de nazik bir şekilde reddettik.

Çalık Grubu ile Lukoil'in bir ortaklığı olabilir mi peki?

MK: Onu bilemem. Lukoil şirketi Tüpraş?a ilgi göstermişti zamanında ve bildiğim kadarıyla Hintlilerle bir ortaklıkları söz konusu Çalık Grubu?nun.

Türkiye bu yıl, iki büyük enerji projesine imza attı. Bir tarafta Nabucco diğer tarafta Rusya?nın alternatif olarak geliştirdiği Güney Akın projesi. Nabucco?nun alternatifi Güney Akım projesi midir gerçekten de? Holding olarak bu projelerde yer almayı ya da destek vermeyi düşündünüz mü hiç?

MK: Bu projelerin getirilerini tamamıyla zaman gösterecek. Ama daha ortada bir şey yok. O yüzden bence bekleyip görmek lazım. Bizim böyle projelerde yer almamız ise söz konusu değil.

Geçen yıl sıkça tartışılan bir başka konu da otomotivin katma değeri düşük bir sektör olduğuydu. Otomotiv sektöründe nasıl bir yol izlemeyi düşünüyor sunuz? Şu an neredesiniz?

MK: İki tane çok büyük dünya üreticisi firmayla yüzde 50- 50 ortaklığımız var ve iki ortaklık da gayet iyi gidiyor. Ford Otosan?ın operasyonu bugün Ford?un dünyadaki en karlı operasyonlarından biri. Hatta en karlısı. İhracat rakamları çok yüksek. Düşünün, aşağı yukarı ABD?ye 40 bin araç ihraç ettiler. Otomobilin anavatanına ürün ihraç etmek tabiri caizse her yiğidin harcıdeğildir.

İşlerimiz fevkalade iyi.Ford da kendini yavaş yavaş düzeltmeye başladı ve bu üç büyüğün içinde en iyi konumda olan o. İtalyanlara gelirsek aynı şekilde orada da çok ciddi ihracat potansiyeli var. Fiat da çok iyi yönetiliyor bugün. Onlar da bundan beş sene öncesine göre çok iyi durumdalar. Dolayısıyla bu iki ortaklığı da elimizden geldiği kadar yürütmeye devam edceğiz.

Finans sektöründe istediğiniz yerde misiniz? Bu sektöre yönelik yeni planlarınız var mı? İyi bir teklif alırsanız bu sektörden çıkmayı düşünür müsünüz?

MK: Bunlar tamamıyla şartlarla ilgili. Her şeyin bir fiyatı vardır derler tabii. Ama şuandaki ortaklığımızdan son derece memnunuz. UniCredit çok iyi bir banka Avrupa?da. Yüzde 50-50 ortaklık çok zor bir ortaklık. Yapı Kredi ismini ise söylememe gerek yok! Üç sene devlet tarafından yönetildi. Biz aldıktan sonra, hakikaten o kadar sağlam temellere sahip olan bir banka ki, çabucak eski konumuna geri döndü. Koç Bank?a İtalyanlar ortak olduğunda organik büyümeyle bu işi istediğimiz ölçüye getirebileceğimizi anladık. O yüzden böyle bir alıma gidildi ve bence çok da yerinde oldu. Bunun dışında yeni denebilecek bir projemiz şu anda yok. Enteresan bir imkan çıkarsa, tabii ki bunu değerlendiririz.

Neden Koç Bank altında bir birleşme değil de Yapı Kredi altında bir birleşme oldu?

MK: Bunu çok düşündük biz esasında. Yapı Kredi markası o kadar oturmuştu ki İtalyanlar bile bunu kabul etti. Hatta dikkat ederseniz UnitCredit?in kendi logosu da yoktur. İkisi beraber inanaılmaz bir sinerji yarattı.

2009 yılını holding ne kadarlık bir ciro ve kar ile kapatır? 2010 için öngörünüz nedir?

MK: Üçüncü çeyrek bilançomuzu kasımda açıklayacağız ve halka açık bir şirket olduğumuz için rakam vermemiz şu an için pek doğru olmaz. Ama geçen senenin üstünde bir rakam bekliyoruz. 2010 yılında ise yüzde 2?lik bir büyüme olursa ne alla??

Beş yıl sonra Koç Holding?i nerede göreceğiz? Hangi alanlarda büyüyeceksiniz?

MK: Koç Holding?i her zamanki gibi bir numara görmek istiyoruz. Hedefimiz, faaliyet gösterdiğimiz finans, dayanıklı tüketim enerji ve otomotiv sektörlerinde daha da büyümek.

Rahmi Koç'un bir açıklaması olmuştu: "Sakallı, bıyıklı adamı kesinlikle işe almam" diye. Sakal bırakmanız aranızda bir tartışma konusu oldu mu hiç?

MK: Rahmi Bey?in söylediği pis sakal. Yani, sakallı olmak değil. Dolayısıyla bu yine yanlış anlaşıldı. Rahmi Bey?in aslında söylemek istediği şey, işyerinde bakımlı insanların olmasını tercih etmesi. Pis sakal bakımsız bir görünüm verdiği için bunu söylemiştir. Kadınlarda da mesela belli kriterleri vardır. Ama Rahmi Bey direkt konuşan bir insan olduğu için yanlış anlaşılmalara neden oldu.

Fazla kimsenin bilmediği bir merakınız var. Tespih?

MK: Tespihe merakım var, evet. Tespih tamamen negatif enerjimi alan ve beni yenileyen bir şey. Hani bazı insanlar sigarayı bıraktıktan sonra bir uğraşı içine girmek ister ya. Benimkisi öyle bir alışkanlık değil. Ayrıca tespih topluyorum. Koleksiyonum var. Hakikaten Anadolu?nun çeşitli yerlerinden sağ olsun, bütün bayilerimiz bana enteresan tespihler yollarlar ve hep cebimde bir tane olur. Ama daha çok ofisimde kullanırım.

Fenerbahçelisiniz. Maçları kaçırmadan takip edr misiniz? Fanatik diyebilir miyiz sizin için?

MK: Maçları yakından takip ederim, evet, ama fanatik olduğum söylenemez. Vakit buldukça da gitmeye çalışıyorum maçlara.

Fenerbahçe başkan adayları arasında Ali Koç?un da ismi geçiyordu. Ali Koç?un başkanlık gibi bir niyeti varmı gerçekten?

MK: Niyeti her zaman vardı ama onun kendi kararıdır. Konuşmadık hiç ciddi bir şekilde

29 Ekim doğum gününüz. Doğum günlerini nasıl kutlarsınız?

MK: Özel şeyler yapılmasını hiç sevmem. Mümkün olduğu kadar ailemle kutlamaya çalışırım veya çok yakın arkadaşlarımla?.



TÜSİAD'daki tartışmalar ve Koç ailesi

Gündemden düşmeyen bir konu, Doğan Grubu?na kesilen vergi cezası. TÜSİAD'ın Doğan Grubu'na gerekli desteği verdiğini düşünüyor musunuz?

MK: TÜSİAD gerekli desteği veriyor Doğan Grubu'na. Bu tip keyfi uygulamalar olmamalı çünkü çok sübjektif bir karar bu. Bundan iş dünyası gayet rahatsız. Bağımsız bir gelir idaresi dedik durduk. Bunu tabii ki siyasi irade seçecek ama ondan sonraki uygulamların gerçekten de bağımsız olması lazım. Bunun ne kadar bağımsız olduğu sorgulanıyor. Bütün derdimiz bu.

TÜSİAD YİK toplantısında Ali Koç "TÜSİAD değişmeli, ağırlığı eskisi gibi olmalı" demişti. YİK başkanı olarak Ali Koç'a katılıyor musunuz?

MK: Şartlar çok değişti. 200 üyeyle başladı, gittikçe büyüyen bir kurım oldu. TÜSİAD. Tabii ki tekrar kendini sorgulamalı, birtakım paradigmalara dikkat etmeli. Belki daha katılımcı , aidiyet duygusunu daha yukarıya çıkaran bir kuruluş olabilir ama TÜSİAD?ın ağırlığının azalması gibi durum söz konusu bile olmaz. Bugün milli ekonomide yarattığı katma değer, dışarıdaki itibarı, Türkiye?nin Avrupa Birliği?ne entegre olmasında sağladığı katkılar düşünüldüğünde hakikaten de Türkiye?nin en önemli sivil toplum örgütüdür TÜSİAD. Bunu kimse tartışamaz. Birtakım şeyleri değiştirebilir miyiz? Kesinlikle yapabiliriz. Bunların üzerinde de çalışıyoruz. Üyelerle daha fazla ilişki içindeyiz. Onların görüşlerini daha çok alıyoruz. Aldığımız geribildirimlerle de birtakım değişikliklere gidilecek. Türkiye?de en kolay şey TÜSİAD?ın üzerinden siyaset yapmak. Söylenenlere kulak asmamamız ve işimize bakmamız lazım.

Yıl başında TÜSİAD'da başkan değişimi söz konusu. Arzuhan Doğan Yalçındağ'ın bu erken vedasını neye bağlıyorsunuz?

MK: Arzuhan Hanım, büyük bir özveriyle bu işi iki sene götürdü. Bir ? iki sene daha kendisinden ricada bulunduk . Kabul etti ama hakikaten dört sene fazla olduğu için kendisi bırakmak istedi.

Sizce başkan kim olmalı?Rahmi Koç?un dediği gibi adaylara bir yalvarma durumu söz konusu olacak mı gerçekten?

MK: Bir adayım var ama onun şu anda kim olduğunu söyleyemem. Rahmetli Sakıp Bey, kendi başkanlık döneminde hakikaten çok iyi bir kariyer planlaması yapmıştı ve 15 sene hiçbir problem yaşanmadı. O zamanki genç adaylar arasından bir seçim yapılmıştı. Cem Boyner 34, Ömer Dinçkök 40 yaşındaydı. Eskiden daha kolaydı. Şimdi şöyle bir durum var, muhabir kuruluşlarımız var, Confindustria, CBR gibi. Buralarda başkan semboliktir ve genel sekreterlik işi götürür. Ama şark kültüründe böyle değil. Ankara?da herkes başkanı görmek istiyor haklı olarak. Bu neredeyse tam gün çalışmayı gerektiren bir görev haline geliyor. İşinizi gücünüzü bırakıp orada ciddi bir özveriyle çalışmanız gerekiyor. Onun için bugün başkan seçmek zor oluyor. Rahmi Bey?in dediği gibi başkan bulmak gerçekten de kolay değil. ?Sen başkan ol? deyince kimse olmuyor. Bu, hükümetle , Ankara ile kavga etmekle, siyasi bir konuma girmekle ilgili bir şey değil. Tamamıyla insanın vereceği zamanla ilgili.

Sizin TÜSİAD içindeki pozisyonunuzda bir değişiklik olacak mı? Başkanlık yapmayı neden düşünmüyor sunuz?

MK: Benim dönemim gelecek sene sonunda bitiyor. Arzuhan Hanım ile beraber. YİK Başkanlığı yaptıktan sonra TÜSİAD başkanlığı yapmayı hiç düşünmedim. Üstelik gerçekten hiç vaktim yok.



Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org