Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Ali AKCA Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
KUVEYT EMİRİ'NİN ÖLÜMÜ
15.01.2006
Ali AKCA
Okunma Sayısı : 5137
Oy Sayısı : 15
Değerlendirme : 4,73
Popülarite : 5,57
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

Bu dünya kimseye kalmıyor. Nice Sultan ve Süleymanlar, Krallar ve Emirler bu dünyadan gelip geçmişler... Kendini Sultan sananlara da, isim benzerliği olanlara da, gerçek sultanlara da, adı Süleyman olanlara da bu dünya kalmamış, kalmayacak. Geride kalan hoş bir seda aslında, o bile çok değil, kısa bir müddet sonra unutulup gidiyor.

Suudi Arabistan Kralı Fahd'ın ardından, Birleşik Arap Emirlikleri Şeyhi Maktum Bin Raşid El Maktum ve 15 Ocak 2006, Pazar sabahı ise Kuveyt Devleti Emiri Allah'ın rahmetine kavuşarak bu dünyadan göçüp gittiler. Kuveyt, Osmanlı Devleti'nin önce Bağdat ve sonra da Basra eyâletinin bir köyü durumundaydı. Bağımsızlığından sonra, kara elmas denen petrol onu büyütüp zenginleştirdi. Başı da zaten hep bu yüzden çok ağrıdı.

Kuveyt Emiri'nin ölümü, Divan-ı Emir tarafından televizyonda halka açıklandı. Ülkede üç gün devlet daireleri kapatıldı, kırk gün yas ilan edildi. İşler durdu, borsa kapandı, Yollar savaş günlerini andırırcasına tenhalaştı. Göklerde bu kadar kanat sesi bir savaşta vardı, bir de Emir'in ölümünde bu denli  uçakların metalik fren sesleri hissedildi. Tüm mağazalar üç gün kapalı kaldı. Televizyonlarda en gözde spikerler hep onu övüp, makamı cennet dualarıyla cennete ulaşmasını dilediler. Gazetelerde boy boy taziye ilanı için şirketler yarıştı. Şehrin sisli havaalanında en başta müslüman ülkelerinin liderlerine ait uçaklar belirdi. VIP koridorlarında, başka zaman göremeyeceğiniz ülke liderleri, geleneksel giysileri içinde dolaşıp durdular. Taziyeleri kabul edenler binlerce el sıkmaktan ve ayakta durmaktan bitap düştüler. Kırk  gün yas demek; zaten rehavetin alabildiğine bol olduğu ülkede, olmayan eğlencenin hiç olmaması, evliliklerin kırk gün yapılmaması, sergi fuar, seminer ve konferans gibi etkinliklerin hoş karşılanmayıp az önemsenmesi anlamına geliyor. Saz ve caz sesleri şipşak kesiliyor. Yolların belirli noktalarında çadırlar kuruldu. Halk bu kez ellerinde posterler ve kollarında siyah kurdelelerle, sahildeki Körfez yolunda alışılagelmiş hafta sonu pikniğini yaptı. Emir'in caddlerdeki tüm resimleri siyah fon üzerinde olanıyla değiştirildi.    

Merhumun naaşı, önceden boşaltılan yolda ambulans ile –sal şekline benzer- Kuveyt bayrağına sarılı, beyaz kefen içinde üstü açık bir tabutta Sulaibikhat Mezarlığı'na götürüldü. İkindi namazını müteakip cenaze namazı kılınarak binlerce vatandaşın omzunda, halefi tekerlekli sandalye ile zor hareket eden Şeyh Saad Al-Abdullah Al-Salem Al-Sabah önderliğinde defnedildi. Şeyhler, Bakanlar ve Emir ailesi mensupları tarafından eller üstünde hızla taşınarak açılan mezarına kefeniyle konuldu. Mezarına önce ellerde top yapılan çamurlar atıldı, sonra küreklerle beş on kişi tarafından hızla üzeri kapatılarak baş tarafına bir taş konuldu. Bu arada binlerce Kuveytliler siyah distaşeleri ve kırmızı beyaz kefiyeleri içinde, siyah gözlükleri ile cenazeye iştirak edip; kimileri cep telefonları ile bu anlamlı günü resmetmeye çalıştılar. Emir'in mezara getirilmesi sanki şu satırları anımsatıyordu:

"Son gün olmasın dostum, çelengim top arabam;
 Alıp beni götürsün, tam dört inanmış adam..."

Çelengi ve top arabası yoktu, ancak inanmış on binlerce adam cenazesindeydi.  Binlerce gözü yaşlı kadın ellerinde merhumun posterini taşıyordu. Çocuklar gerilerde  merhumun ağıtlar içinde toprağa gömülüp ardından ruhu için dua edilmesini izliyorlardı. Arap ülkelerinde, ölüye fazlaca önem verilmediği hep söylenir. Mermer mezar yaptırma adeti yoktur. Bir kere gömdüler mi toprağa unutup giderlermiş. Başbakan Şeyh Sabah Al-Ahmad Al-Jaber Al-Sabah, Arap devlet başkanları, bakanlar ve yabancı devlet liderlerinin taziyelerini  gün boyu kabul etti. Yorgundu ama, doğrusu pek üzgün görünmüyordu. Fırsatı ganimet bilen çocuklar dahi boynundan asılıp öpüyorlardı. Baş sağlığı dilerken kimleri el sıkışıyor, kimi liderler burnundan bir kaç kez hızla öpüyor, çoğunluğu sağ omuzuna başını değdiriyor, kimileri ise alnının tam üstüne hamle yaparak bir koç gibi kafasını tokuşturuyordu. Alından Kuveytliler, burundan Bedunlar (vatansızlar), omuz başından yeniler öpüyorlar. Gelen heyetlerden önemlileri Başbakan'ın hemen yanındaki koltuğa birkaç dakika oturup çok küçük fincan ile "mırra" sını içip kalkıyordu. 

Merhum Emir, 1926 yılında o dönemin fakir Kuveyt'inde doğmuş, iyi bir eğitim almış, 1965 yılında veliaht prens seçilmişti. Petrol rezervlerinin bir gün tükeneceğini düşünerek "Gelecek Nesiller Fonu" nu kurmuş, böylece petrol gelirlerinin %10'u bu fona aktarılmaya başlanmıştı. Irak'ın ilk  işgalinden sonra ülkenin yeniden yapılanmasında bu Fon'dan  tükenene kadar para harcanmış; yeniden beslenen ve herkesin gözünün üstünde olduğu Fon'un bugünkü değeri yüz milyar doları aşıyor. Kuveyt Yatırım İdaresi bu fonu yöneterek içerde ve dışarda söz sahibi olmaktadır.  

Irak askerlerinin 1990'da Kuveyt'e girmesinin ardından yardım eli uzatan ABD ile dostluğunu, Irak işgaline destek amacıyla topraklarının kullanımına izin vererek pekiştirdi. Kimilerine göre, ABD'nin Kuveyt'te üs kurmak amacıyla Irak'ın Kuveyt'e girmesini planladığını, bunu teminen Saddam'ı örgütlediğini anlayamadı. Kimilerine göre, hem Osmanlılarla ve hem de İngilizlerle durumu idare eden ataları gibi usta politikacıydı. Tüm bunları yapmakla ülkesini eksiksiz yönetti. Ancak, Irak ile yaşananlar milyonlarca insan oldukça sıkıntıya sürükledi. Emir, ABD'nin Irak'ı ülkesinden çıkarmasından sonra ülkesine döndüğünde ağlayarak ülke toprağını öptü. O dönemde, merhum Özal'a "Değerli kardeşim" diye hitap ederek teşekkür mektubu yazdı.

Ülke içi politikaları ustaca yürüterek halkın sevgisini kazanan Şeyh Cabir, 1986 yılında hükümeti feshederek ülke yönetimini 1992 yılına kadar tek başına üstlendi. Sonra kurulan hükümeti bu kez anayasal hakları suiistimal ettiği gerekçesiyle 1999'da tekrar feshetti.  Alınan karar uyarınca halk iki ay sonra sandık başına gitti. Ülkede, sosyal sigorta, eğitim, sağlık, genel refah konularında önemli ilerlemeler sağladı. Birlik ve beraberliğin sağlanmasında liderlik yaptı. Petrol yatırımları alanında, bilimsel araştırmada öncülük gösterdi. İyi politika izledi, Körfez İşbirliği Konseyi fikri ona aitti. Nihayet, Kuveyt  Fonu kanalıyla dünyanın fakir ülkelerinin kalkınmasına katkı sağladı.Ülkede özgürlüğün sembolü olarak görüldü. Öyleydi de... Ülkede sadece sürmeli gözleri açık kara çarşaflar içinde bayanlarla, göbeklerinde döğme olan bayanlar omuz omuza onun sayesinde sokaklarda yürüdüler. Kadınlar cip kullandı ve asla kuyruklarda bekletilmedi. Emir, son demlerinde parlemontoda bayan bakan dahi görebildi.

Kadınlara seçme hakkı tanınması isteği, muhafazakar ve radikal dinciler tarafından  engellense de nihayet 2005 yılında onaylanarak gerçekleşti. Parlementoyu üçüncü kez fesh etmek yerine sabırlı davranan Şeyh Jaber'in içtenlikle istediği anayasal haklar, hükümetin göreve gelmesinden altı yıl sonra onaylandı. Son yıllarda petrol fiyatları ve üretimindeki artış Sabah ailesinin Kuveyt'te uygulanacak reformları yavaşlatıp ertelemesine neden oldu. "Vakit, nakittir" sözü Kuveytliler için "Nakit, vakittir" biçiminde algılanarak,  "reformlar" unutulup zaman alabildiğine savruk harcandı. Kuveytliler borsaya hucum edip, sadece rantiye, para pul düşünür oldular.

Kuveyt'in yeni Emiri, yetmiş beş yaşını aşan  Şeyh Saad Al-Abdullah Al-Salem Al-Sabah oldu.Tekerlekli sandalye ile zor hareket edebiliyor, şimdi sağlık durumu oldukça bozulmuş durumda. Bu nedenle kırk günlük yastan sonra Emir ailesinin toplanarak yeni veliahtını seçmesi bekleniyor. Al Jabir ve Al Salem ailelerini içten içe karşı karşıya getiren bu durum, şimdi ortalığı daha da alevlenecek. Secilecek kişi, muhtemelen, yetmiş yaşlarına ulaşmış, oldukca güçlenmiş gibi görünen bugünkü Başbakan olacaktır. Kısaca, hızla birbiri ardına değişen yöneticiler Körfez'i daha da ısındıracaklar.

Emir'in 27 yıllık saltanatı,  "taht misali bir musalla taşında, bir namazlık saltanata dönüşüverdi". Ölümlü dünya hayatından sonsuzluk alemine doğru uzanıp gitti.

Sözün özü, dünya ne Sultanlara, Krallara, Emirlere ve ne de adı Süleyman olanlara kalmıyor. Kendini Sultan sananlar, ya da isim benzerliği olanlar "Ey insan, sen alâ küllühâl öleceksin!" sözünü asla unutmamalılar. Bilmeliler ki, şimdi mezarlıklar bir zamanlar vazgeçilmez sayılan çok ünlü kişilerle dolup taşıyor. Baki kalan gök kubbede hoş bir sedadır, o bile artık uzun süre kalamamaktadır.

Liderlik kolay değil, vebali, sorumluluğu çok...

Hesabı, kolay,

Makamı cennet olsun!.. 

Kuveyt , 15 Ocak 2006

Ali AKÇA

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org