Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Uluç Gürkan Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

Tarihe Yalan Söyletmek..
10.09.2005
Okunma Sayısı : 4543
Oy Sayısı : 1
Değerlendirme : 5
Popülarite : 0
Verdiğiniz Puan :
 

 

Uluç Gürkan
STAR – 30.06.2005
ulucgurkan@ulucgurkan.net

Tarihe Yalan Söyletmek..

            27 Haziran günlü Radikal'de Neşe Düzel, Bilgi Üniversitesi'nden Doçent Aykut Kansu ile söyleşisine oldukça iddialı bir giriş yapıyor. “Ne kadar baskı yaparsanız yapın yalanın da bir ömrü var. Ömür tamamlandığında, ... yalanlar tartışma masasına yatırılıyor” diyor. Sarıkamış'a, Ermeni faciasına ve Balkan Savaşı'na değiniyor. “İçyüzünü öğrenemeden” büyüdüğümüzü, gerçeklerle “şaşırdığımızı ” söylüyor.
Sıranın Kemalizm'in ve Atatürk'ün içyüzünü öğrenmeye gelmiş olduğunu düşünüyor olmalı ki, bunu da doktorasını Amerika'da MIT'te yaptıktan sonra iki yıl Harvard'ta pişirilip Bilgi Üniversitesi'ne “tarihçi” olan Aykut Kansu'ya soruyor. O da başlıyor konuşmaya:
“1923'e kadar padişahlık ve Osmanlı vardı, sonra Cumhuriyete geçtik diyoruz. Rejim değişikliği 1923'te olmuş gibi anlatılıyor bize. Halbuki rejim değişikliği 1908'de oluyor. 1908-1922 arasında mutlakıyetçi monarşi değil, meşruti monarşi yaşanıyor. Başında ha cumhurbaşkanı olmuş ha padişah olmuş bir şey fark etmiyor ki. Çünkü meclis üstünlüğü önemlidir..
Bize 1908, İkinci Meşrutiyet'in ilanı diye anlatılıyor. Yeni bir devrin açıldığı, Türkiye'de anayasal düzenin kurulduğu, ekonomi ve sosyal politikaların liberalleştiği anlatılmıyor..
1923, bu özgürlüklerden, parlamento üstünlüğünden bir geriye dönüştür.. 1923'te meclis üstünlüğünü dışlayan, basın özgürlüğünü yok eden bir iktidar kuruldu. .1923 sonrasında parlamenter rejim yok Türkiye'de..”
* * *
Geçen yıl Atılım Üniversitesi'nde “Osmanlı Diplomasi Tarihi” dersini verdim. İlköğretimde, lisede, üniversitelerde 1908 ve 1923 konusunda ne anlatıldığını dikkatle inceledim.
Aykut beyin söyledikleri doğru değil. Osmanlı'nın meşrutiyet denemeleri, Batının etkisi, İttihatçıların rolü bütün ayrıntılarıyla işleniyor. Kuşkusuz, 1908-1922 dönemi “meşruti monarşi” olarak kutsanmıyor. Zaten Aykut bey de kendi kutsamasının hiç bir gerçekçiliğinin olmadığını, “ 1912'de darbe oluyor, askeri hükümet kuruluyor, meclis kapatılıyor. İttihatçılar altı ay sonra.. tekrar meclisi açıyor ve anayasal düzene geçiyorlar.. Evet, 1914-1918 liberal niyetlerden sapmış bir iktidar dönemi yaşanıyor” diyerek itiraf etmekten kaçınamıyor.
Aykut bey, “ olayları çarpıtıp tarihe yalan söyletmeye” çalışıyor. Bu nedenle, “parlamenter rejim değil” dediği Atatürk'ün 1923'te Cumhuriyeti kurarak meclis üstünlüğünü yok ettiği iddiası konusunda da benzeri bir itirafta bulunuyor. “Parlamenter rejim değil” dediği kuruluş döneminde, meclisin “olmadığını” söylediği üstünlüğünün aslında var olduğunu, “ 1923'teki seçimlerden sonra.. Kemalistler meclisin ancak yüzde 50'sini oluşturabiliyor.. Bu, anayasa değişikliği için yeterli değil. 1924'te Kemalistlerce kişisel diktatörlüğe cevaz veren bir anayasa yapılmak isteniyor. Ama Kemalist olmayanlar bunu liberal anayasa haline getiriyor” diyerek çaresiz kabul etmek zorunda kalıyor.
Egemenliği gökyüzünden yeryüzüne indirip ulusa devreden ve doğa üstü güçler adına bir istibdat silahı olmaktan çıkaran, böylece İslam dünyasında gerçek demokrasiye giden yolu açan Atatürk, istediği çoğunluğu elde edeceği göstermelik bir seçim yerine muhalefetine de fırsat tanıyor, oluşan meclisi de baskısı altına almıyor ama, Aykut beyi tatmin edemiyor.
Aykut bey bu anlayışıyla üniversitede nasıl hocalık yapıyor, anlaşılır gibi değil. Öğrenci olsa, yaptığı çarpıtmalar ve düştüğü çelişkiler nedeniyle dünyanın bütün üniversitelerinde girdiği her sınavda “sıfır çekmekten” öteye gidemez.
* * *
Aykut bey, her koşulda öncelikle Atatürk'e karşı olmaya endekslenmişe benziyor. Atatürk'ün “meclisi kapatıp otoriter bir rejim kurmak” istediğini, “sosyal ve ekonomik alanda çok muhafazakar” olduğunu, mecliste “Batılı şekilde giyinenleri” suçladığını, ancak İttihatçıların kamuoyundaki etkisinden korktuğu için “Latin alfabesi, medeni kanun, aile hukuku, laiklik, kadın hakları” devrimlerini yaptığını söylüyor.
Ötesinde, Atatürk'e karşı göklere çıkarttığı İttihatçıları, Ermeni iddialarını değerlendirirken, “Ermeni problemini etnik ayrımcılığa dayanan toptancı yaklaşımla çözmek istediler” diyerek harcamaktan kaçınmıyor. Anlaşılan, Aykut bey sadece Atatürk'e karşı olmakla yetinmiyor. Türkiye konu olunca, hemen Türkiye'ye de karşı çıkıyor.
Düşünüyorum da, Birinci Dünya Savaşı sonrasında ülkenin kaderine Atatürk ve arkadaşları değil de, Aykut beyin anlayışı hakim olsaydı ne olurdu? Herhalde, Sevr'de öngörüldüğü biçimiyle Anadolu'nun doğusunda Ermenistan ve Kürdistan kurumuş, Ege Yunan işgalinde kalmış, İstanbul Vatikan benzeri Ekümenik bir devlete dönüşmüş olur, biz Türkler de Anadolu'nun ortasında sıkışıp kalmış olurduk.
Böyle olmadı. Atatürk'ün açtığı demokrasi yolunda ilerledik. Düşünce ve bilim özgürlüğü adına her türlü yalan ve yanlışın dahi havalarda uçuştuğu bugünlere geldik. Bu ortamda ben de doğruyu bulabilmek için, Nazım Hikmet'in “Kuvayi Milliye Destanının Karayılan Hikayesi ”ndeki şu dizelerinde anımsama özgürlüğünü seçiyorum: “ Ateşi ve ihaneti gördük./ Dayandık, /Dayandık her yanda,/ dayandık İzmir'de,/ Aydın'da,/ Adana'da dayandık,/ Dayandık, Urfa'da, Maraş'ta, Antep'te..”
Bugün de dayanmamız, dahili ve harici bedhah saldırılarını püskürtmemiz gerekiyor. Atatürk'ün kutsal emanetini, laik ve demokratik Cumhuriyetimizi sonsuza kadar yaşatmak için bu bizim vazgeçemeyeceğimiz ödevimiz.

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org