Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Erkan BAYAZITLI Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
Tenis hiç bu kadar rezil olmamıştı! (2)
26.04.2016
Erkan BAYAZITLI
Okunma Sayısı : 12722
Oy Sayısı : 6
Değerlendirme : 5
Popülarite : 3,89
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

Tenis hiç bu kadar rezil olmamıştı! (2)


Sporcular hiçbir yerde kolay yetişmiyor, büyük şehirlerde ise hiç ama hiç kolay yetişmiyor. Aileler; yol masrafları, fahiş otel ücretleri ve kurs paraları içinde debelenip duruyor. Hangi şehirde, hangi aileyi görsem herkes dert küpü olmuş. Bu insanların emeklerine ve zamanlarına yazıktır. Araştırdık ve gördük, şikâyet ettikleri tüm konular maddi ve manevi yüzde elli azaltılabilir, yeter ki istenilsin. Fakat kimsenin umurunda bile değil, hatta rezilliklerin diz boyunda olması bile çözüm odağındaki yetkilinin umurunda değil, çünkü bu kokuşmuşluğun baş mimarı ta kendisi…


Geçenlerde, insan olan herkesin üzüleceği ve benim de çok üzüldüğüm bir başsağlığı olayı yaşanmıştı. Sevgili Okan Ünalmışer rahat olsun, sponsorun babasına resmi kurum sayfasından baş sağlığı dileyenlerin neyin peşinde olduğu bellidir. O hazin anda bile parayı kovalamaktadırlar. Bunu ancak basit, zavallı ucuz insanlar yapar. Günümüzde zıt görüşteki siyasiler dahi her türlü kavga ve tartışmayı yapıyorlar, ama söz konusu vefat olayı olunca aynı safta buluşabiliyor, çünkü insan olmanın gereği budur. Ünalmışer de, kendi davasını yüzde yüz kazanacaktır. Ünalmışer'in cesurca üstüne gittiği ihalede yasal süreç maskaralığına da itimat etmesin, çünkü çok derin ve önemli bir soruşturma sürdürülüyor ve daha da derinleşecektir ve deniz bitti. Bu işin sonucunda o zat doğduğuna pişman olacaktır.


İnsanları tenisten soğuttular, 81 ilde hizmet yine döndü dolaştı, beş ile sıkıştırıldı. Geri kalan her yerde tamamen kişisel olarak fedakâr temsilciler ve antrenörler sayesinde, işler belki ulusal değil, ama yerel bir şekilde kendi hallerinde sürdürülüyor. Fakat tenis genel anlamda on yıl geriye gitti. Seyirciler tenise küstü, sponsorlar tenise küstü, büyük sponsor olacak firmaların yetkilileri rezillikler karşısında haklı olarak "bana ne kardeşim, parayı biz vereceğiz, birileri götürecek; yok öyle yağma, hem firmamızın adını kirletme riski de çok yüksek." diyerek artık sponsorluktan uzak duruyor. Fakat işleri götürmek olanlar, şimdi de büyük firmaları Türkiye geneli hizmet için kandırmanın peşindeler, kurum üzerinden değil başka bir yapı üzerinden para almanın peşindeler. Bir harcayıp dokuz götürecekler. Bakalım İzmirli büyük sponsor bu yemi yutacak mı? Ne olursa olsun zaten az olan sponsorluğu da bitirdiler. Buyurun, eserinizle gurur duyun.


Bir ayıp da koskoca kurumu her yerde rezil ettikleri gibi mahkemelerde de rezil ediyorlar. Kişisel ve keyfi amaçları doğrultusunda hâlihazırda veya geçmişte çalışanlarının haklarını gasp ediyorlar, aleyhlerinde var olmayan söylemler üreterek ve en önemlisi yasal ve insani olmayan bir şekilde gene keyfi olarak hukuka aykırı hareket ediyorlar, kendileri aleyhinde açılan davalar ile ilgili tebligatları almıyorlar, kulakları çınlasın; Ümit Güney, bu konuda çok yazı yazmıştı. Gelen hiç bir tebligatı almayın diye emir vermiş. Koca kurumun başkanı böyle ucuz işlerin de peşinde olur mu, maalesef oluyormuş. Güler misin ağlar mısın, karşında mahkeme var, senin bu şaklaban tavırlarına mahkemeler eyvallah mı diyecek. Bu kafa, hala o koltukta oturuyor ve maalesef camia ve herkes adına hareket ediyor.


Son bir olay ise; yakında düzenlenen en büyük turnuvalardan birinde Spor A.Ş. Genel Müdürü maça geliyor. Maçı başından sona izliyor ve beklediği misafiri maçın bitmesine üç oyun kala, yani son beş dakikada geliyor. Spor A.Ş. Genel Müdürü, zaten rezillikleri ile haber olmuş bu zatı nezaketsizliğinden dolayı yanına oturtmuyor ve ödül sonrası hemen gidiyor. Tribündeki seyirciler söz konusu zatı birbirlerine gösterip işte yolsuzluklarla ilgili gazetelere çıkan bu adam diyorlar. Tanımayan ve duymayanlar da böylelikle birbirine gösteriyor. Bu gidişle tribünler tarafından yuhalanırsa hiç şaşırmayın. Sahi, bu ayıplayan ve küçümseyen bakışları altında tribünlerde durmak da büyük bir marifet olsa gerek. Koca kurumun geldiği noktaya bakın, bu güzide kurum bunu hak etmiyor; tepeden tırnağa her şey değişmelidir.


Her yerde söylüyorum, bugüne kadar kasıtlı her vahim hatayı ve yüzsüzce yapılan çirkinlikleri görmezden gelirseniz bedeli tüm camia öder. Tenise, boş laflardan başka hiçbir destek vermemiş, bırakın desteği tenisi kullanarak batmış şirketini kurtaran zat. Oğlunu, milli yapacağım diye yıllarca çevirdiği entrikalar. Bu konuların detaylarını daha önce paylaşmıştım; Allah'tan sürekli yazıyoruz da artık kimsenin önünü kesmeye cesaret edemiyorlar ve hakkı olan sporcuların önü açıldı. Bu zihniyet tehlikelidir, çünkü makam, nüfuz, maddi vs her şeyin kullanımı için seksen takla atmaktadır, ama görüldüğü gibi güneş balçıkla sıvanmıyor. Hiç utanmadan, sıkılmadan hala bugün olmuş her sıkıştığında "Bunlar benim yumuşak karnım ne yapayım?" diye arkalarından iş çevirip kurmaylarını, adamlarını teker teker satıyor ve her olayda benim haberim yoktu diye suçu da onların üstüne yıkıyor.


Yürekli insanlar bu olayın üstüne daha da gidecektir. Bakın yine dâhiyane bir fikir bulunmuş, tenis basınından gözlerine kestirdikleri iki kişiyi aleyhte haber yapılmaması, sosyal medyada savunulması, yazılı ve görsel medyada savunulması, pozitif haberler yapılması, lehte kulisler yapılması vs… için hizmet alımı adı altında düzenli olarak her ay yüklü miktarda maaşa bağlamışlar. Bunların hepsinin hesabını günü geldiğinde devlet tek tek soracak. Fakat siz namuslular, en az namussuzlar kadar cesur olmak zorundasınız.

Kulüpler mali açıdan gerçekten çok zor dönüyor. Herkes kulübünü yürütebilmek için deli gibi çalışıyor. Öte yandan tek bir zatın mali açıdan işlerini yürütebilmesi, uluslararası kurumlar arası ilişkileri geliştirme palavrası adı altında keyfi dünya turu yapabilmesi için koca kurum ona feda edilemez. Tüm tuhaf uygulamalar, rezillikler, yasaklamalar maalesef tek bir zatın eseridir. Yönetim kurulu üyelerinin gözünün içine bakılarak halen bugün olmuş çok büyük yalanlar söyleniyor. Çoğunu yakinen tanıyorum, bu saçmalıkları ve rezillikleri onaylamayacak üst düzeyde onurlu ve şerefli insanlardır. Gerçekten ne çok yalanlar söyleniyor. İnsanlara iftiralar atılıyor ve böyle bir zat camiaya patronluk ve önderlik yapacak. Bu zat ile gideceğiniz yerde ancak " Kılavuzu karga olanın başı… çıkmaz…" atasözü ile buluşursunuz.


Nereden tutsanız elinizde kalıyor. Ara seçimden önce il temsilcilerine canım kardeşim diye bizzat GSM hattından arayan, görünce sımsıkı sarılan adam seçimlerden sonra beş on kişi hariç telefonlara bakmıyor ve kazara ulaşanlara da "ne abisi lan, beni ne arıyorsun vs…" diye çok sert bir şekilde azarlayarak tersliyor. Gazetecilik dünyasında hiç bir şey sır kalmaz. Eninde sonunda ortaya çıkar. Bakın bu zat ülkenin koca resmi haber ajansına ne yapmış. Benim için hayırsever iş adamı yazın diye baskı yapmış. Aşırı ısrar ve baskı sonucu çocuklar da haberi mecburen hayırsever iş adamı diye geçiyorlar. Ankara kulislerinde bunlar hep duyuluyor ve konuşuluyor. Bakanlar, müsteşarlar özel kalemlerine, bu yalancı zatı benden uzak tutun diye talimat veriyorlar. Koca kuruma aylardır genel sekreter atanmıyor, çünkü kimse bu pisliklerin içinde olmak istemiyor. Bu bile başlı başına koca bir skandaldır. Birkaç küçük bürokratın haricinde yanında kimse kalmadı, onlar da durumun vahametinin farkında değil.


Tenis camiası sanıyor ki, tenis yasağı haberleri münferit, hayır efendim münferit filan değil tüm yurt genelinde yaygın. Önce Batman'da tenis oynama yasağı, sonra Başkanların Başkanı Sayın Ahmet Aras'ın tenis oynama yasağı vs… Tenisin patronu bu zat yakın bir tarihte ülkenin en başarılı sporcularından Büyükakçay'ı ulusal kampta antrenman yapamaz, kesinlikle oraya giremez yasak diye talimat vermiştir. Talimata bakın, kafaya bakın sonradan antrenör arkadaşımla ortak girişimlerimiz sonucu yardımcılarından biri ile irtibata geçip sorun çözülmüştü. Şimdi gururumuz Büyükakçay'ın şahsi başarılarını bu zat hangi yüzle sahiplenecektir ve onun yüzüne nasıl bakacaktır. Koca kurumun başında böyle biri var. Vah ülkem vah, eyvah eyvah! Herkes bilmeli ki, Çağla Büyükakçay tamamen kendi kişisel başarıları ve doğru planlamaları ile tüm zorluklara rağmen antrenörü Can Üner ile tarih sayfalarında yerini alacak harika bir destan yazmıştır.


Türk tenisinin başına hiç kimseyi mağdur etmeyecek, özü sözü bir, onurlu, öz güveni yüksek, sevilip sayılan, disiplinli, adaletli, güçlü ve gerçek bir hizmet adamı, gerçek bir başkan gelmelidir. Size bir çırpıda bu karaktere sahip değerli isimleri sayabilirim. Kimse yok ki diyenlere, işte liste; Saffet Çerçi, Mahmut Naibi, Şükrü İlkel, Güven Olgar, Turhan Topbaş, Metin Türedi, Ümit Güney… bu isimlerin her biri birbirinden değerlidir. Bu isimler yıllarca gönüllü olarak para harcadılar, sponsor oldular, yüreklerini ortaya koydular, hem de hiçbir çıkarları olmadan. Bu çok değerli şahsiyetlerden biri bile tenisin patronu olsa, inanın Türk Tenisi uçar gider. Her şeyde yerli yerince oturur. Fakat bekleyin geliyor. Türk tenisi için hayırlı olacağına inancımız tamdır. Hayırlı olmasını canı gönülden milletim ve tenis camiası adına tüm kalbimle diliyorum.


Tenis, tarihinde hiç bu kadar rezil olmamıştı ve böylesine utançlar yaşanmamıştı. Gazetelere ve sütunlara rezilliklerle konu oldu. Etrafını soruşturmalar ve mahkemeler kuşattı.
Bu arada tüm rezilliklerin kaynağı zata bir tavsiyem var. Bol bol kortlarda VOLTA atsın. Öğrensin, çünkü ileride çok ihtiyacı olacak.

Erkan BAYAZITLI

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org