Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Bedri Baykam Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

Bienal Eleştirmek Yasak mı?
26.10.2009
Okunma Sayısı : 7188
Oy Sayısı : 1
Değerlendirme : 5
Popülarite : 0
Verdiğiniz Puan :
 

 

11. İstanbul Bienali yine kentin kültürel hayatının çekim noktasını oluşturdu, bu sonbahar. Sonuçta herhangi bir sosyal buluşmada "Bienal'i gezdin mi?" sorusuna cevap verirken buna "hayır" demek, biraz "hor görülmeyi " beraberinde getireceği için, bu etkinliği zor da olsa gezmeye çalıştı birçok sanatsever.

Bundan 5 sene önce, küratörlük (tek seçici!) sistemini eleştirmek için bir sergimizde AKM'ye 41 canlı koyun getirmiştim. Sanatçılara sorduğum soru şuydu: Bunlar gibi, çobana muhtaç bir koyun mu olmak istersiniz, yoksa bağımsız bir sanatçı mı?" Olay ciddi polemik yaratmıştı. Bu sefer ise, İstanbul Bienali'ni Hırvatistanlı WHW üyesi dört kadın küratör düzenlemiş olduğu için bu "ekip işi" sayesinde, tek başına kimse öne çıkmadan olay kotarılabildi. Konu başlığı "İnsan Neyle Yaşar?" olan bu büyük buluşma, genellikle Balkanlar, Kafkasya ve (eski) Doğu Avrupa'nın yaşadığı geçmiş veya taze travmalara yoğunlaşan bir sergi olmuş. İstanbul'un "zamansızlık" krizlerinin ortasında, tek bir yere gitmek bile özveri isterken, biri büyük (Antrepo) diğerleri küçük (Tütün Deposu ve Feriköy eski Rum Okulu) üç mekana yayılan Bienal'i gezmek iyice zorlaşmış.

Zamanla yarışan mütevazı insanlar, 40 ülkeden gelen 70 sanatçının işlerini hızla gezmek durumunda kalıyorlar. Çok az sayıda izleyici 15 ya da 30 dakikalık videoları baştan sona izlemeye girişebildi. Asılı diğer "iş"lerin önünden de genellikle yavaş yavaş yürüyerek geçiliyor. Bu arada gördükleri "sanat eserleri"nden de, samimi olarak genelde çok etkilendiklerini sanmıyorum. Çünkü dünyada artık "Bienal Sanatı" diye adlandırılabilecek olgu, belirli "kod"lara uymak durumunda olan, fazla sürpriz taşımayan, küratörlerin disiplin anlayışı ile "terbiye edilmiş aslan misali steril bir sanat" görünümünde.

Bu kodlar çerçevesinde, büyütülen HER fotoğraf, videosu çekilen HER düz konuşma ya da sokak, geniş bir projeksiyonla bir bienal duvarında belirdiği anda çok havalı duruyor.

Bunların önünden resmi geçit yapan halk ise, bu parçalanmış hatta kristalize, hatta atomistik bilgi-estetik ve kavram sağanağından nasibini alırken, anlayamadığı şeyler varsa -yanlış anladıkları hariç, genellikle çoğu- üzerindeki medya bombardımanının etkisiyle suçu mütevazı bir şekilde kendi üstlenip, "kendi çıplaklığımı ele vermeyeyim" diyerek, ziyaret turları hasbelkader sona erebilirse, " beğendiğini" söyleyerek işin içinden sıyrılabiliyor.

Peki, Türkiye'ye bienal ne getiriyor? Bienal genel olarak, Türk sanat ortamı ile pek ilişkide değil ve bienale hep "dışarıdan" bakılıyor. Bienal, ünlü Türk sanatçılarından uzak durduğu gibi, genç kuşağın "yerleşmeye başlamış" kesimini bile "teğet" geçiyor! Ama şöyle yan faydaları var:

Halk sanatla ilgileniyor ve o günlerde sanat ortamında herkes galerisinde özel bir şeyler gösterip duruyor. Bienalin ilk üç gününe yayılan partilerde, "önemli" ziyaretçilerle tanışmayı becerenler, onları kendi ortamlarına hasbelkader çekip "Avrupa'ya bir şans bileti" almış oluyorlar!

Üretilen politik eserler, (1987'de "siyaset ve sanat karıştırılır mı" diye bienalde beni ayıplayanlar vardı!) yani neredeyse şimdilerde hepsi, "ulusalcı" ve "Kemalist" olmamak kaydıyla sergilerde bulunabilirler. Hele Erkan Özgen'inki gibi, "Ne Mutlu Türküm Diyene" deyişini aşağılıyorsa, özel vurguyu hak ederler.

Bienalde ana tema, Doğu Avrupa'nın içindeki Sovyet baskısını ruhtan atabilme sendromlarına dönüşmüş. Bunun ötesinde mesela Doa Aly'nin "Harika Yürüyüşlü Kız"ının o nefis melodiyle uyumunu ve oyuncunun zarif, seksi ve yumuşak geçişlerini beğenirseniz, hemen kaçın, çünkü "out" olursunuz. Çünkü günümüz, her anlama gelebilecek simgeler eşliğinde, beyin oyunlarıyla farklı okumalar tetikleyip, sanata  "benzeyen" düz bienal sanatı üretmek, estetik aramak değil!

Sorun şu: Ortada,  içeriksiz haber-övgü yazıları dışında, olayı kuşbakışı siyasi, sosyal ve kültürel olarak sorgulayan "eleştirmen" yok. Biri hariç. O da çeyrek asır önceden çıkıp geldi: Emin Çetin Girgin'in önemli ve özgür bienal eleştirilerini okuyun. http://emincetingirgin.blogspot.com/

Son not: Feriköy Rum Okulu'nu gezerken, "çok çekici" bulduğum bir işe tam "giriyordum" ki, kolumdan çekip durdurdular. Meğer orası, bekçi dairesinin kapısıymış…

.
.
.
 

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org