Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Bedri Baykam Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

PARODİ DEMOKRASİLERİ" VE DÜNYA
13.09.2011
Okunma Sayısı : 7914
Oy Sayısı : 2
Değerlendirme : 5
Popülarite : 1,51
Verdiğiniz Puan :
 

 

PARODİ DEMOKRASİLERİ" VE DÜNYA…              
Bedri Baykam
           Evren kurulduğundan beri, insanlar ortak coğrafyalar üzerinde beraber yaşayabilmek amacıyla birbirlerini yönetebilecekleri sistemler ürettiler. Burada evrenin siyasi tarihini özetleyecek değiliz ama Romalılardan Hunlara, Vikinglerden Osmanlılara, Fransız Cumhuriyetlerinden Sovyetler Birliği'nin Sosyalist Cumhuriyetlerine ve günümüzün modellerine kadar, kraliyetler, imparatorluklar, diktatörlükler, kapitalist, komünist, sosyalist, liberal yönetim tarzları birbirini izledi. Sonunda dünyanın gelip dayandığı nokta, demokrasinin en iyi yönetim tarzı olduğuydu…

             Ne var ki demokrasilerin, kağıt üzerinde sözde mükemmelliklerinin tartışılmasının çok ötesinde, niyeti farklı çeşitli kesimler tarafından biçim bozmaya uğratılabilmesi, güçlü emperyalist ülkelerin bir nevi maymuncuk halini alabilen bu kelimeyi kendi çıkarları adına dünyanın her yerinde gelişi güzel, hatta tam tersine çıkar savaşlarını perdelemek amacıyla kullanabilmeleri, "demokrasi" kavramını kendi lugat anlamı ve ideallerinden çok ötede bir noktaya taşıyor.

            Bundan iki hafta önce, "İleri değil, parodi demokrasisi" makalemde, Türkiye'de yaşananlara bakıldığında, artık ülkedeki rejimin adını "demokrasi" koymanın imkansızlığını ele almıştım. Yani özetle, dışarıdan bakıldığında seçim var, parlamento var, özgür (ha-ha-ha) basın var, bağımsız (hmmmm) yargı var, muhalefet (?) var, sokaklarda hayatını yaşayan, güzel havanın keyfini çıkaran insanlar var. İşin özünde ise "bir" kişinin egemenliği altına girmiş bir rejim gözleniyor.

           Türkiye'nin yaşadıkları, ne tarihte, ne de 2000'lerde tekil bir durum değil. Tarihte demokrasilerin uğradığı en büyük iğfal olan, Hitler'in 1930'larda adım adım rejimin zaaf ve iç çekişmelerini kullanarak nasıl iktidara gelip yerleştiğini genel kültürden bile olsa herkes biliyor. Daha detaya inmek isteyenler, konuyu işleyen tarih kitapları dışında, Onur Öymen'in yeni çıkan kitabını ("Demokrasiden Diktatörlüğe") okuyabilirler. Hitler, tabii ki dünya demokrasi suiistimalleri örneklerinin en ucu, işler sarpa sardığında durumun varabileceği en kötü nokta! Yayın, bu konuda özet ama çok doyurucu bilgileri içeriyor.

            Pazar sabah Habertürk'te bir belgesel vardı: "The War on Democracy"… Ödüllü Avustralyalı solcu yönetmen John Pilger'in bu özenle hazırlanmış emperyalizm eleştirisi üzerine kurulu filmi, en net şekilde emperyalizmin demokrasi kelimesini nasıl paspas ederek halkların tüm haklarına saldırdığını anlatıyor. Tam bir ders, herkes izlemeli. Örneğin Şili'nin yaşadıkları anlatılırken, Pinochet'nin, darbesini takip eden süreçte hazırlattığı anayasa sayesinde, istediği "demokrasi makyajlı rejimi" devreye nasıl sokabildiğini anlatıyor.

ABD'nin tarif ettiği yeni düzenin adı "Demokrasi" olduğu için, emperyalizm bu oyunu bir süre yutturabilmiş! Şili'de Allende'ye karşı yapılan darbenin izlediği taktiğin bir benzerinin devreye sokulmasıyla, 2002'de Chavez hükümetine karşı yapılan kirli darbe girişiminin canını hiçe sayarak sokağa çıkan geniş halk kitleleri tarafından nasıl bastırıldığını gözler önüne seriyor.

Bu puslu 48 saatin hemen ardından ise, darbenin yine ABD'nin bir çeşit "Demokrasiye yardım kurumu" (National endowment for democracy) tarafından nasıl organize ve finanse edildiği ortaya çıkmıştı. Guatemala'da 1951'de seçilen demokratik başkan Arbenz'in nasıl yine emperyalizm tarafından yutulduğu da Güney Amerika ülkelerinin acı "demokrasi" deneyimlerinden biri olarak tarihe geçti. ABD'nin "zenginlik ve özgürlük" vaatleriyle başa çıkardığı diktatör Armas, sayısız masum insanı öldürttü.

Son yıllarda CIA'nin eski yöneticilerinin açıkça itiraflarıyla berraklaşan bu kirli operasyonlar, 70 ve 80'lerde büyük zararlar verdikten sonra, halkın gücü Venezuela'da, Peru'da, Bolivya'da, birçok Güney Amerika ülkesinde solu iktidara geçmeyi başardı.

           Son yıllarda da farklı coğrafyalarda çıkar koruma savaşlarını sürdüren ABD'nin taktikleri hep aynı: Medya ile sızıp beyin yıkama, kamuoyunu uyuşturma ve kendi saflarına çekme, iktidar ele geçtikten sonra da her yöntemle "demokrasi" adına koruma. İşin tabii en ilginç yönü, demokrasi adına dünyayı Vietnam'da, Güney Amerika'da, Irak'ta kana bulayan ABD'nin bu ülkelere de hep "demokrasi getirme" adı altında girmesi! "Büyük Abi"nin kendi "Parodi demokrasisi"nin altyapısı ise, şu şekilde kurulu: Cumhuriyetçi ve Demokrat iki ana parti var.

Sonuçta üç aşağı beş yukarı bu iki parti aynı rejimi savunuyor. Aralarında demokratlar biraz daha esnek, insancıl ve özgürlükçü, cumhuriyetçiler biraz daha zenginsever ve muhafazakar. Yoksa bu partilerden hiç biri Amerika'nın iç düzeni veya dünya düzeni üzerindekini rolünü toptan değiştirmeye hevesli değil.

Bu iki partili rejimin dışına taşmak ise arada denense bile fiilen imkansız. Sokakta her bildiriyi dağıtmak, yürüyüş yapmak, hepsi serbest (Tabii Irak Savaşı döneminde çıkarılan ağır faşist Bush dönemsel yasalarını saymazsak!) ama büyük medya nasıl olsa artık bir savaş mekanizması halini almış "Amerikan Rüyası"nı korumak adına, dünyanın her noktası için sahte imajlar üretmeye ve yaymaya hazır.

Şu anda tam bir demokrasiye geçememiş sözde "Arap Baharı" yaşadığı iddia edilen ülkeleri saymazsak, Malezya'da, Hindistan'da, Cezayir'de, Kamboçya'da, Pakistan'da, Sudan'da ve birçok Afrika ülkesinde bu "parodi demokrasisi" hüküm sürüyor. Kökü yok edilmiş partiler, sürekli parti değiştiren vekiller, suç batağında yüzen politikacılar ortada cirit atarken bir ülkede "demokratik" kurumlar ne kadar işleyebilir? Ancak emperyalizm eşgüdümlü basının elverdiği ve şak şakladığı oranda tabii…

Bu ülkelerde görülen en tipik sendromlardan biri, kirli iktidarların özellikle yeniden seçim kazandıktan sonra kendi güçlerinin bir sınırı olabileceği fikrini kaybetmeleri ve halkın hem özgürlüklerini, hem muhalefet haklarını yok saymaları.

2. Dünya Savaşı'nın koruyucu meleği ABD'nin, sonradan ardından yaşadığı değişim korkutucu! Obama gibi farklı iddialarla gelen bir Başkan bile, bu kabus senaryolarına karşı koymakta zorlanıyor.

             Ted Becker bu durumu analiz eden siyasi düşünürlerden biri. Aristo'nun demokrasi fikrinin tüm anlamıyla tekrar yeryüzüne geri döneceği günün özlemi içinde. Halkın kendi geleceği üzerine kararlar alabildiği ve halkın temsilcilerinin özgürce halkı yönettiği bir rejim beklentisi bu. Temsili demokrasileri maskaralığa çeviren ve yalnız bir kesimin zenginleşmesini sağlayan, ekolojiyi ve gelir dağılımı uçurumlarını yok sayan otokrasilerin, hak ettikleri sonu bulacakları günlerin yakın olmasını dileyen Amerikalı bir "fikirdaş".

            "Parodi demokrasileri" çağımızın kanayan yarası¸ emperyalizmin sihirli kamuoyu oluşturma taktikleriyle, kah diktatörleri, kah şeriatçıları, kah liberal ticaret ve yolsuzluk hükümetlerini aklayabileceği muhteşem bir buluş!

Bunu iliklerine kadar yaşayan ülkelerden birini hepimiz çok yakından tanıyoruz. Önümüzdeki aylarda, anayasamız da muhalefetin yardımıyla daha da uyumlu hale getirilecek ve böylece son dikenlerin törpülenişi de tamamlanmış olacak…  
           


Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org