Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Yusuf Ziya HALEFOGLU Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
KİM?
02.11.2011
Yusuf Ziya HALEFOGLU
Okunma Sayısı : 8814
Oy Sayısı : 21
Değerlendirme : 4,76
Popülarite : 6,3
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

KİM?
Kim, kim olduğumuzdur aslında, kim olana kadar nasıl yolculuk ettiğimizdir, nerede durduğumuz, kiminle durduğumuz, tekrar ne zaman başladığımız, hangi yolları, nasıl ve niçin kullandığımızdır. Yollarda, ne zaman hızlandığımız, ne zaman yavaşladığımızdır.

Aslında yolculuğumuz bizim kim'liğimiz değil midir?

Kim olmak, herkes kim, hepimiz kimiz, asıl olan kim? Asıl olan öz değil midir? Öz'ün ta kendisi. Öz bizim gerçeğimiz değil midir?

Her çocuğun doğduğunda bir özü vardır. Çocuklar her şeyin bir parçasıdır, öz'dür, başlangıçtır, her başlangıç güzelliktir. Aslında çocuklar özün başlangıcıdır, saftırlar, temizdirler. Ama yolculuk başladığında bu saflıklar yavaş yavaş ortadan kalkar; aldığı kültür, çevresi, ailesi, etrafındaki her şey değiştirir. Sanki başlangıçtaki her şey bitiyormuş gibi olur. Çocuklar biçimlenmemişlerdir, ilkeldirler. Herkes çocuklara kendi ile ilgili bir şeyler anlatmaya başlar, bu noktadan sonra çocuklar sosyal yaşamda kendilerine yol çizmeye başlar, olmak istediği ya da oldurmak istediğimiz gibi? Kabuk bağlamaya başlarlar. Ön yargıları oluşmaya başlar, ötekileşmenin adımları atılmış olur ki, bu, şu, o başlar hayatında. İşte bu noktada artık başlamıştır yolculuk, kimlerle, nereye olduğu belli olmayan.
Hayat yolculuğu, bazen tek, bazen bir dostla, bazen bir eşle...

Bazen karlı yollarda, bazen güneşli, bazen de taşlı yollarda...

Çok değerli bir ağabeyimden duyduğum bir söz ki, son günlerde hayat felsefem haline geldi;

"Öldüğünüz zaman her şeyiniz başkalarının olacak, size sadece kim olduğunuz kalacaktır"

Kim olmak, hayatta silgisiz resim çizmek gibidir. Terkedilmesi ve yok edilmesi söz konusu değildir, öyleyse yapılması gereken onu yüceltmek, arındırmak değil midir?

Aydınlanmış insanlar oyunun bütün amacının tüm hayatlarını gerçekten kim olduklarını ve hayat amaçlarının ne olduğunu ortaya çıkarmak için geçirmek olduğunu bilirler.

İnsanlar soğan gibidir, tam ortasında en yüksek benliğimiz vardır, gerçekten olduğumuz kişi, kişiler olarak birincil görevimiz gereken içsel çalışmaları yapmaktır. Bütün katmanları tek tek soymak, ta ki öz benliğimizi en iyi özümüzü keşfedene kadar

Ne kadar anlamlı değil mi? Her zaman söyleriz ya "dünya malı dünya da kalır" diye, ama asıl önemli olan bize ne kaldığı değil midir? Acaba bize bir şey kalmış mıdır? Kalanlar bize yetecek mi? Yoksa kendimize hiç bir şey ayırmamışız mı? Hepsini kullandık mı? Yoksa bizden sonrakiler mi kullanacak? Tüm bu soruların cevabı aslında çok basit, olan her şeyimiz başkalarının olacak, bize sadece bir şey kalacak o da "kim" olduğumuz.

Bazıları kalmak için isimlerini bir sokağa verdirmeye çalışacak, kimileri bir binaya, kimileri kendinden sonra doğacak bir çocuğa...
Bir hikaye vardır bilirsiniz "bin aynalı oda", yaşam da aslında bin aynalı odaya benzer.

"Çok uzaklarda bir yerlerde, içinde bin aynanın olduğu bir oda olan bir tapınak varmış. Bir gün, nasıl olmuşsa, bir köpek tapınakta kaybolmuş ve bu odaya gelmiş. Kendinden bin tane birden görünce düşmanı zannettiği görüntülere karşı havlamaya başlamış. Bu havlamalar ve diş göstermeler kendisine bin katı geri dönüyormuş. Köpek daha da saldırganlaşmış. Gittikçe kontrolden çıkmış ve sonunda, öfkeden oracıkta ölüvermiş.

Bir süre sonra, başka bir köpek daha tapınakta kaybolmuş ve aynı aynalı odaya gelmiş. Bu köpek de diğeri gibi etrafının bin tane köpekle çevrili olduğunu sanmış. Sevinç içinde onlara doğru kuyruğunu sallamış ve bu ona bin adet neşeli kuyruk sallaması olarak geri dönmüş. Köpek mutlu ve cesur bir şekilde tapınaktan çıkış yolunu bulmuş."

Yaşama ne katarsak yaşamdan onu alırız.
Sokrates'de , kendisini ölüme mahkum edenlere "sizden uzun yaşayacağım" demiştir. Gerçekten Sokrates hala yaşamıyor mu?

Hayatta eğer insanların kalplerine dokunursanız, kalplerine dokunduğunuz insanların kalbinde sonsuza kadar yaşarsınız...

Gelin o zaman insanların kalplerine dokunalım...

İşte yaşam tam da bu değil midir?

"Gerçekte kim olduğumuz, kim olmak isteğimizden de, kim olarak görünmek isteğimizden de çok daha kıymetlidir."

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org