Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Yusuf Ziya HALEFOGLU Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
ACABA
29.07.2013
Yusuf Ziya HALEFOGLU
Okunma Sayısı : 6301
Oy Sayısı : 6
Değerlendirme : 5
Popülarite : 3,89
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

"Acaba"
Birbirimizi eleştirmeyi o kadar kolay yaptığımız bir ortamda, nedense hep kulaktan dolma cümleler kullanırız. Aslında söylediklerimiz, hep bizlere söylenen ve uymamız gerekenlerdir. Sorgulamaya ve düşünmeye gerek duyulmayan cümleler...

Söylenenler konusunda düşünmeye başladığımızda ve kendimizce yorumladıktan sonra, tabi ki de bilim ve akıl ile, o zaman özgürleşmeye başlamaz mıyız?... Bunlar bizlere ait olmaz mı? Ama başkalarının bize sunduğu ve bize ait olmayanı kullanmak, onun üzerinden yaşamaya çalışmak ?...

Düşünmeden öylesine?

Peki, düşünmeyi ne geliştirir? Bilgi?
Bilgiyi ne besler? Kitaplar?
İnsan okudukça düşünmeye ve yargılamaya başlar. Bunu yapmaya başladığımızda erdem kapılarını biraz aralamaya başlarız. Çünkü erdem, düşünmeyi, ön yargısız olmayı ve en önemlisi bilgiyi gerektirir. Bilgi, okudukça birikir ve biriktikçe düşünmeye yol açar. Düşünme, düşünceleri ortaya çıkarır ve düşünceler bizleri zincirlerimizden koparır.

Bizleri, biz yapanda düşüncelerimiz değil midir? İnsanlar düşünceleri ile kimlik kazanmazlar mı? O halde düşünceden yoksun kimlikler nasıl yaşarlar? Ya da tam tersini düşünelim, kimlikten yoksun kişilerin düşünceleri var mıdır?

Bizler biyolojik olarak, her daim yaşamsal faaliyetlerimiz için yemek yer ve günlük aktivitelerimizi tamamlarız. Bunları hiç ihmal etmeyiz. Ama nedense, beynimizin besin kaynağı olan bilgi için hep hazır olanları kullanırız. Hazır olan bilgileri korumak için ise, içinde birçok koruyucu kullanırız ki hiç bozulmasın. Bir süre sonra da, bu hazır olanlar bitince sadece söylenenler üzerinden beynimizi kullanırız. Çünkü beynimiz için gerekli besin kaynağı bitmiştir. Beyin açlık hissettikçe bunları en kolay yoldan doldurmanın yolunu seçeriz. En kötüsü, önüne ne sunulmuşsa onu kullanır, onun üzerinden düşünür, ona göre hareket ederiz. Doğrularımızı artık bu sunulanlar oluşturur ve aksini kesinlikle kabul etmeyiz.
O zaman, biz düşünüyoruz diye bilir miyiz? Bir düşünceye sahip olabilir miyiz? Eğer bir düşünceye sahip değilsek, nasıl bir kimliğe sahip olabiliriz. Asıl sorunumuzda bu değil mi zaten?

Sahte kimlikler üzerinden bağırış, çağırış?

Çok beğendiğim, Kanadalı bir yazar olan Yan Martel Pi'nin Yaşamı (Life of Pi) adlı romanıyla 2002 Man Booker Ödülü'nü kazanmıştır. Ve Başbakanına 4 yıl boyunca her pazartesi kitap göndermiştir. Booker ödüllü yazarın eylemi için açıklaması ise şöyle: ?Kimin ne okuduğu, kitap okuyup okumadığı kendi bileceği iş. Sıradan insanların ne yaptığı beni ilgilendirmiyor, insanlara nasıl yaşayacaklarını söylemek bana düşmez, ama benim üzerimde söz hakkı olan insanlar söz konusu olunca durum farklı. Onların okumalarını istiyorum, çünkü sınırlı, vasat hayalleri bir gün benim kabuslarıma dönüşebilir.

Ben Yan Martel kadar iyimser olamayacağım. Sadece üzerimde söz hakkı olanlar değil? Bence toplumsal yaşamın en önemli gereklerinden birisidir okumak? Bizler toplum hayatı yaşıyorsak, herkes birbirinden sorumludur.
Birbirimizin hayatları içerisindeyiz çünkü. Her an bir başkasının yaşamı içerisindeysem, onun toplumsal yaşamını etkiliyorsam, bence bütün toplum bunun gereğini yapmalı. Eğer okumayan bir toplum da yaşıyorsak, toplulukta yaşayan bireylerin birbirlerine olan katlanma ve tahammül sınırları zorlanmaz mı? Bu tür insanlarda en çok gelişen dogmalardır ve bunlara kimseyi dokundurtmazlar.

Düşünmenin temel ahlaki ilkesi olan "acaba" kelimesini kesinlikle kullanmazlar. Çünkü her öznel doğrunun gerisinde gölgeli, kuşkulu bir alan mevcuttur. Bu alan ancak sorgulandığında bulunur. Düşünen ve sorgulayan insanlar, her gün bir şey öğreniyorum derler.

Doğa, insanları yabancı bir yönlendirilmeye bağlı kalmaktan çoktan kurtarmış olmasına karşın, tembellik ve korkaklık nedeniyledir ki, insanların çoğu bütün yaşamları boyunca kendi rızalarıyla erginleşmemiş olarak kalırlar ve aynı nedenlerledir ki bu insanların başına gözetici ya da yönetici olarak gelmek, başkaları için de çok kolay olmaktadır. Bu başkaları da, bu insanlar üzerinden o kadar güzel faydalanır ki?

Bilmeyenin hem kendisi, hem de sınırları çok keskindir. Çünkü doğruları tektir ve dogmalara karşı savunmasızdır. Sorgulamazlar, ya siyahtır, ya beyaz?

Dogmalar kendimizi anlamaya engel değil midir? Özgürlükleri kısıtlamaz mı? O zaman bu bireylerden nasıl başkalarını anlamak, hoşgörü ya da tolerans beklenir.
O kadar kolay mı hoşgörü ya da tolerans göstermek?

"Acaba"sı olmayanlar için bu dünyada hiçbir gizem yoktur. Onlar her şeyi bilirler. Hiçbir şeyi, hiç kimseyi anlamak istemezler, kendilerini bile?

"Başkalarını anlamak bilgeliktir. Kendini anlamak aydınlanmadır." der Lao Tse

Aydınlanma, aklı her yönüyle ve her bakımdan çekinmeden kitlelerin önünde apaçık olarak kullanmak özgürlüğüdür? denir. Aydınlanma ön yargıları yok etmektir. Gerçekliktir aydınlanma? Özgür düşünmektir.

Acabalarla dolu bir yaşamda, yollarımızın her daim aydınlık olması dileğiyle?


Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org