|
Tüm Yazıları
ShareThis
|
İşletmeyi Etkileyen Bileşke Kuvvet ve Etkisi
06.12.2010 |
|
Okunma Sayısı : |
5282 |
|
|
Oy Sayısı : |
5 |
|
|
Değerlendirme : |
5 |
|
|
Popülarite : |
3,49 |
|
|
Verdiğiniz Puan : |
|
|
|
|
|
|
İşletmeyi Etkileyen Bileşke Kuvvet ve Etkisi İbrahim Arıkan
Her işletmede üç temel kuvvet mevcuttur.
Bu üç kuvvetin ortak etkisi (bileşkesi) işletmenin geleceğini belirleyen ortak kuvvettir.
Bu kuvvet, işletmeyi sürdürülebilir büyümeye, karlılığa ve verimliliğe yönelteceği gibi hareketsiz hale de getirebilir. Hatta işletmeyi geriye götürebilir.
Hissedarların, yöneticilerin ve çalışanların sahip oldukları kuvvetleri işletmenin amacını gerçekleştirmek yerine, kendi amaçları doğrultusunda kullanmaları; bu kuvvetlerin amaç birliği olması, halk arasında "Her biri bir tarafa çekiyor" sözü ile ifade edilmektedir. Bu durumda; işletmeyi kuran , geliştiren kuvvetler, aynı zamanda işletmeyi yok eden kuvvet haline dönüşmektedir.
Çalışan ve İş Hayatı
Richard Templer'in yazdığı "İş Hayatının Kuralları" isimli kitap çalışanlara birçok tavsiyelerde bulunmuş. Bu tavsiyelerden bazılarını buraya aldım.
. "Düzgün ve etkili konuşmayı öğrenin." Bu ifade bana "Tatlı söz yılanı deliğinden çıkarır." Atasözünü hatırlattı. Güzel konuşma , konuştuğumuz insanı etkilemenin önemli silahlarından biridir.
. "Yazım kurallarını ve düzgün yazmayı öğrenin."
. "En sıkıntılı anınızda dahi güler yüzlü olun." Bu çalışanın müşterisi ile karşılaştığı an aklına sıkıntısının değil de önce kendini mutlu eden bir olayı getirmesi ile mümkündür.
. "İnsanları dinleme yöntemlerini öğrenin." Dinlediğiniz insanlarla empati kurun. Birini dinlerken "Onun yerinde ben olsam ne yapardım?" cümlesini içinizden tekrarlayın.
. "Duygularınızın etkisi altında kalarak kimseyi gereksiz korumayın."
. "Kıyafetlerinizi bulunduğunuz konuma uygun seçin ve öyle giyinin."
. "Çalıştığınız kurumun kültürünü öğrenin." O kültür ile birlikte , yanınızda çalışan her insanın da farklı olduğunu kabul etmelisiniz.
. "Çevre edineceğiniz sosyal ortamlarda sık sık bulunun."
. "Başkalarının davranışlarını veya sözlerini eleştirmekte dikkatli olun." Kişinin size göre yanlış olan söz ve davranışlarının kültür ve kurum kurallarına uygun olup olmadığını değerlendirin, sonra o söz veya davranışı eleştirip eleştirmemeye karar verin. Siz başkalarını eleştirdiğiniz gibi başkaları da sizi eleştirebilir. Toplantıda veya çalışma süresince karşılaştığınız eleştirilerin o anki tutum ve sözlerinize yönelik olduğunu unutmayın. Eleştirileri kişiliğinize veya geleceğinize saldırı olarak algılamayın. Eleştirilmekten korkmayın, eleştiri nedeniyle eleştirenlere kızmak yerine; "İşimi daha iyi nasıl yapabilirim, kendimi daha iyi nasıl geliştiririm?" diye düşünün.
. "Dürüst , sözüne güvenilen, olgun ve özgüveni yüksek biri olun."
. "Çalışma arkadaşlarınız veya yöneticileriniz arasında taraf tutmayın."
. "Toplantılarda söylenenleri veya gündemle ilgisi olmayan konuları konuşmayın." Toplantılarda insanların canını sıkan en başta gelen tutum, bilinenlerin tekrarlanması veya kişinin kendi özelini hatıralarını anlatmasıdır.
. "Olumsuz gelişmeler karşısında mazeret değil, çözüm üretin."
. "İşyerinde olduğunuz sürenin işyerine ait olduğunu unutmayın."
Bu anlatılanlara ilave olarak, Arıkanlı Holding'in prensip edindiği ve her çalışana tavsiye ettiği bir hususu da belirtmekte fayda görüyorum.
"İşyerinde bulunma amacınızı belirleyin."
Her çalışanın kendi kendini değerlendirmesi esastır. Bunun için, herkes bulunduğu kurumda çalışma (bulunma) nedenini bir kağıda yazmali.
Kişi yönetici ise, bu yazıyı çerçeveletip masasına yerleştirmeli.
Kişi çalışan ise, yazıyı cebinde taşımalı. Kendisinin belirlediği ve yazıya geçirdiği bu amacı sık sık okumalı.
Her okuduğunda kendini değerlendirmeli. İşyerinde bulunma amacını hangi oranda gerçekleştirdiğini tespit etmeli. Gerçekleştiremediği konuları ve nedenleri bulmalı.
İşyerinde kişinin başarısını engelleyen her türlü engel, kişinin kendisi veya yetkililer tarafından yok edilmeli.
Kişinin başarısını etkileyen engeller yoksa veya var olan engellerin kaldırılması durumunda da kişi amacını gerçekleştiremiyorsa o kişi, o işyerini işgal etmemeli.
Yaşamsal Dayanışma
Bir işletmede çalışma kurallarına uyanların sayısı arttıkça, iki insan arasındaki samimi ve içten davranış arttıkça, o işyerinde ve o iki insan arasında dayanışma artabilir. Ben, bu şekilde oluşan dayanışmaya "yaşamsal dayanışma" diyorum.
Önce, iki insan arasındaki yaşamsal dayanışmaya bakalım. İki insanın yaşamsal dayanışması; kederde, kıvançta, iyi ve kötü günde birlikte ve dayanışma içinde olma arzusunun yüksek olması ile başlar. Devamı ise , birlikte oldukları sürede her iki kişinin de mutlu olduğu doğal bir ortamın oluşması ve bu ortamın sürekliliği ile sağlanır.
Yaşamsal dayanışma, emirle, talimatla, sözleşmeyle, menfaat temini ile gerçekleşmez.
Yaşamsal dayanışma;
.Karşılıklı güven, .Karşılıklı sevgi, .Karşılıklı saygı, .Birbirne adanmışlık ile gerçekleşebilir.
Yaşamsal dayanışma, insanların birbirlerine "ivazsız" ve garazsız güvenmeleri, saygı duymaları", birbirlerini"ivazsız ve garazsız sevmeleri" ile gerçekleşir. İvazsız ve garazsız ; "hiçbir gizli maksat gütmeden , çıkar beklemeden" demektir.
İşyerinde Yaşamsal Dayanışma
İki insan arasındaki yaşamsal dayanışmayı oluşturan anlayış ile işletmeyi oluşturan hissedarlar, yöneticiler ve çalışanlar arasındaki anlayış; ayrıca hissedarların kendi aralarında, yöneticilerin kendi aralarında ve çalışanların kendi aralarında oluşturdukları anlayış; ivazsız, garazsız, sevgi, saygı , güven ve birbirlerine adanmışlıkları oranında işletme içinde yaşamsal dayanışma gerçekleşebilir.
İşletmelerde oluşan yaşamsal dayanışma , işletmeye güç katmaktadır. İşletmeler bu sayede büyümeyi ve sürdürülebilir büyümeyi yakalayabiliyor.
Anlatmaya çalıştığım dayanışma; ; bir anlık , bir sürelik veya insanların birbirinden yararlandığı sürece devam eden bir dayanışma değildir.
Yaşamsal dayanışma, yöneticinin , "Dayanışma içinde olalım." nasihatleri ile de oluşmaz.
Yaşamsal dayanışma bir anlık sevgi gösterisi ile de gerçekleşmez.
Yaşamsal dayanışma korku ile tehdit ile hiç mi hiç bağdaşmaz.
Yaşamsal dayanışma, işletmeyi oluşturan birimler arası ivazsız ve garazsız güven, sevgi, saygı ve kendilerini işletmeye ve de birbirlerine adamaları ile gerçekleşir.
Başarı ve Başarılı Olmak
Her işletmenin, hatta her insanın temel içgüdüsü, başarılı olmaktadır.
Birbirleri ile yanı gibi görünen bu iki deyimin anlamlarını somut örneklerle açıklamakta fayda var.
Aşağıdaki tanımlar Kemal Demiray'ın Temel Türkçe sözlüğünden alındı.
Başarı: "Bir şeyi , bir işi herkesin beğeneceği yolda yapmak ya da sonuçlandırmak." Bu tanımda başarı; yapılan eylemlerin, başlatılan işin kurallara uygun, beğenilecek yol ve yöntemle, belirtilen sürede sonuçlandırılması olarak belirtiliyor.
Tanımın özü; başarının , etik değerlere bağlı kalınarak başarı yolunda ilerlemek , ilerleme sonunda herkesin beğeneceği bir sonucu beklenen sürede ortaya koymak olduğunu hatırlatıyor.
Başarılı Olmak: "Herhangi bir konuda gerçekleştirilen başarı eyleminin, başaran kişi veya kurumdan beklenen sürece devamlılık göstermesidir." Diğer bir deyişle sürdürülebilir başarıyı yakalamaktır.
Bu tanımlara göre, bir konuda bir defa başarı göstermek başarı sayılıyor. Başarılı olmak ise, başarının sürekliliğini içeriyor.
Bu iki tanımın anlamlarını birleştirdiğimizde başarılı olmak; "Bir kişi veya işletmenin, bir konuda yapmış olduğu eylemin etik kurallara uygun ve belirlenen sürede olması, elde edilen sonucun da devamlılık göstermesidir." Şeklinde ifade edilebilir.
Bir öğrencinin bir dersten bir defa tam not alması, öğrencinin sınavdaki başarısının göstergesidir. Bu öğrenci bu başarısını diğer sınavlarda da sürdüremiyorsa, sözü edilen dersten başarılı sayılmaz.
Başarıda Devamlılık
Etik değerlere bağlı kalarak elde edilen ve süreklilik gösteren başarının oluşması için; başarıyı hedefleyen kişi veya işletme, başarıyı hedeflediği andan itibaren programlı ve sistematik olarak başarmayı düşünmeli, düşüncesine uygun davranışlar geliştirmelidir. Bu başlangıç, başarı için gerekli koşuldur.
Gereklilik koşuluna ilaveten başarıyı gerçekleştirecek stratejiye uygun planlama yapmak, plana uygun iş programı, iş programına uygun çalışma yapmak "olmazsa olmaz" koşuldur.
Başarı için gerekli planlamayı ve çalışmayı yapmakla birlikte etik değerlere sadık kalarak başarının art arda tekrarlanması için, başarılı olmak isteyen konunun detaylarını bilmek, ayrıca eylemi planlanan sürede gerçekleştirmek en temel ilkedir.
Başarı Değerlendirme Yöntemi
Benzerlik gösteren veya aynı kategoride olan varlıkları bir grup olarak kabul edebiliriz. Bir grup içindek i tüm elemanların herhangi bir özellikleri bakımından sıralandıklarını kabul edelim. Grubun elemanlarından birinin grup içindeki sırasını (yerini) tespit etmek için hangi yöntemi kullanabiliriz?
Bir sınıftaki öğrencileri, bir şehirde yaşayan tüm insanları veya bir ülkenin tüm vatandaşlarını, hatta dünyada yaşayan tüm insanları birer grup olarak kabul edebiliriz. Grup olarak kabul ettiğimiz sınıfın öğrencilerinden birinin adı Ali olsun. Ali grubun bir elemanıdır. Ali yaşadığı şehrin insanlarından biridir. Ali ülkesinin vatandaşı ve dünyada yaşayan bir bireydir. Ali sınıf, ülke ve dünya insanlarının ayrı ayrı oluşturacağı grubun her birinin üyesidir.
Ali'nin boyunu incelemek istersek; Sınıftaki öğrencileri, şehirdeki ülkedeki hatta dünyadaki insanları kendi aralarında boy sırasına dizdiğimizde her bir grup içinde Ali'nin boy sırasının yeri neresidir? Ali'nin sınıftki sırasını, öğrencileri boy sırasına sokarak kolayca bulabiliriz. Ancak Ali'nin şehir insanları, ülke insanları ve dünya insanları arasındaki sırası kolay bulunmaz. Çünkü, bun insanları sıraya sokmamız mümkün değildir. O halde Ali'nin bu gruplar içindeki boy sırası başka bir yöntemle bulunur. Burada devreye istatistik bilgileri ve hesapları giriyor. İstatistiksel hesaplar sonunda sınıftaki öğrencilerin, şehirdeki insanların , ülkedeki ve dünyadaki insanların boylarını gösteren veriler, birer grafikle gösterilebilir. Ali'nin boy ölçüsü de bu grafiklerde yer alır. Ali'nin her bir grup içindeki yeri kolayca belirlenebilir.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Tüm yazıları |
ShareThis
|
|
|
|
|
|
Türk Liderler:
Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem
|
|
|