Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Lucien Arkas Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

TÜRK FİLOSUNUN LOKOMOTİFİ
20.11.2009
Okunma Sayısı : 7229
Oy Sayısı : 2
Değerlendirme : 5
Popülarite : 1,51
Verdiğiniz Puan :
 

 

TÜRK FİLOSUNUN LOKOMOTİFİ
Lucien Arkas
.

Deniz Haber Ajansı Genel Yayın Yönetmeni Recep Canpolat'ın benimle yaptığı sçyleşiyi paylaşıyorum... 

.
.


TÜRK FİLOSUNUN LOKOMOTİFİ


Armatör için, Türk bayrağında bir gemi sahibi olmak şövalyeliktir. Öncelikle bayrağı yabancı olan gemilerden daha fazla vergi ödersiniz. Personel bulmada sıkıntı yaşarsınız. Çünkü bedelli askerlik avantajı peşindeki bazı gemi adamları, daha fazla ödeseniz de, 'bedelli askerlik' uğruna yabancı bayraklı gemileri tercih ederler.

Uluslararası sularda Türk bayrağı 'gri liste'de yer alır. Yabancı bayrak olan her 10 geminin biri Port State Control (PSC) denetimine tabi tutulurken, 'gri liste'deki Türklerin 10 gemisinden 7'si kontrol ve 'bedavadan' nedenlerle tutulma riski yaşar. Son olarak Fransa'da başlatıldığı üzere, sadece 'gri liste'de yer aldığınız için o ülkenin iki limanı arasında taşıyabileceğiniz yükten de mahrum kalırsınız.

Lucien Arkas, sahip olduğu 25, önümüzdeki sene teslim alacağı gemiler ile filosundaki gemi sayısını 27'e çıkarırken, Türk ticaret filosunda bulunan konteyner gemilerinin taşıma kapasitesinin, yüzde 57'sini elinde bulunduruyor.

Lucien Arkas, içinde önce Türkiye, sonra literatürde ifadesi bulunmayan İzmir sevdalısı bir armatörümüz. 300 yıllık İzmirli olan Lucien Arkas, gemilerini Türk bayrağı ile dünya denizlerinde dolaştırırken, "Ben Akdeniz çanağına, Türkiye Damgasını Vuracağım" diyerek ne kadar Türkiyeli olduğunu da gururla haykırıyor.

Kendisi ile Türk denizciliği, Arkas Holding'in hedefleri, Türk gemi inşa sanayi ve Türk limancılığı konusunda sohbet etme imkânımız oldu. Lucien Arkas ile yaptığımız röportajı zevkle okuyacağınızı umut ediyoruz.

Sayın Lucien Arkas, Türkiye'de bir ilki gerçekleştirerek kabotaj hattında taşıma yapmaya başladınız? Bu projeyi hayata geçirmek için hazırlıklı mıydınız?

Eğer hazırlıksız bu işe soyunursanız, geri çekilme ya da hüsrana uğrama ihtimaliniz var. Bu imkânlar ortaya çıkmadan evvel, Trabzon'a da bir gemi koymuştum. O gemiyi zamansız koymuştum. Çünkü her şey hazır değildi. 6 ay epey para kaybettikten sonra, geriye çektim.

Aynı hatayı iki kere yapmam. Bu imkân doğdu. Ama bunu satmak için diğer limanlardaki yerel gümrüklerle mutabakat sağlamak gerekir. Yer tespiti ve tüm altyapı tamamlandıktan sonra başlarsan sonuç alırsın. Çünkü bir yenilik öneriyorsun. Bir tökezlersen, zaten bu işe aklım ermemişti derler ve işi geciktirirsin. Her şeyini hazırla, sonra perdeyi aç. Benim hazır olan iki ayağım var.

Mersin-İstanbul. İstanbul'da da yitirme ve çalınmaya karşı birtakım gümrük teminatları istediler. Onları ancak, kendi öz rıhtımım Marport'ta verebildim. Teminatları da, doğu terminalinden açtıracağıma batı terminalinden açtırdım. İlk seferde bilemedim. 23 bin tonluk koca gemiyi aktardım bir uçtan bir uca. Teminat vermek için mal sahibi olmam gerekiyordu. Diğer tarafta olmadığım için böyle bir yönteme başvurduk. Şimdi Tekirdağ Akport için çalışmalar yapıyoruz.

Sanayiciyi ürkütmek çok basit. O nedenle dikkatli olmak lazım. Kamyonla geliyordu ne gerek vardı dememeli. İkincisi bir gemi koyup da, A hattından B hattına giderseniz batarsınız. 10-15 konteynerle navlun bir para tutmaz. Çünkü liman tarifeleri öyle yüksek ki... Henüz özel gemi koyma aşamasında değiliz.

Yapılabilecek olan gelen geminin rotası üzerindeki limanlara uğramasını sağlamaktır. Haftalık sefer olacak. Belli bir miktara vardıktan sonra düzenli olarak başlayabilirsin. Ben o tür sığ sulara girebilecek Zerran A ve Sami A gemilerini kabotaj hattı için satın aldım.


Lucien Arkas

Şehirlerarası karadan taşıma yapan kara nakliyecileri ile bir sorun yaşamayacak mısınız?


Sanayici, kamyona alışmış. Kapısına geliyor, yüklüyor ve gidiyor. Kamyoncu da, kendi savaşını verecek. İzmir'den Aydın'a, geçen asrın başında İngilizler bir tren hattı yapmışlar. O zamanın nakliyecileri olan deveciler, 'keseceğiz bu İngilizleri, ekmeğimizden ediyorlar' diye karşı çıktılar.

Tren şirketi de, 'deneyin bir şey kaybetmezsiniz, inciri İzmir'den Aydın'a taşımak öyle pahalı ki, Aydın'a gelene kadar bozulduğu için az satılıyor. Ben trenle taşıyayım, siz de köylerden tren istasyonuna taşıyın' teklifi yaptılar.  Mecburen kabul eden deveciler, en çok parayı o zaman kazandı.

Ben de, kamyonculara diyorum ki, siz kısa yolu yapın daha çok para kazanırsınız. Anayol olan denizi de bize bırakın!

Ellerinden giden ekmek filan yok. Daha sık gidip gelecekler sadece. Bu hizmeti Türk sanayicisine anlatmamız gerekiyor. Bu uzun bir proses. Ama tökezlememek lazım.

İlk hattım, İskenderiye-Mersin-İstanbul ve Karadeniz olacak. Gemilere 300 reefer koyduk, meyve taşıyoruz. 600 TEU reefer konteyner konulabiliyor. Varsa, reefer konteyner koy Mersin'den gelsin İstanbul'a. Bu ülkeye faydadır, herkesin de böyle algılaması lazım.

Sayın Başbakan krizi fırsata çevirmeliyiz dedi. Arkas krizi fırsata mı çeviriyor? Yoksa kriz Arkas'ı hedeflerin mi küçülttü?

Krizden faydalanmak için, krizin hangi döneminde neler yapılacağı önemli. Son yıllarda ne oluyorsa, dehşet bir hızla oluyor. Tünelin ucunu görmeden önlem alınmayacağı gibi, fırsat da yaratılamaz. Kriz oldu öldük. Hayır ölmedik. Krizi herkesten önce görerek önlem alırsan;  yani millet zatürree olurken, nezleyle atlatabilirsen. 

İkincisi de, bittiğini görüp etraf ağlayıp sızlarken, yapacağını yaparsan krizden karlı bile çıkabilirsin. Bana göre denizcilikteki bu kriz, bankalar gevşemeye başladıktan sonra açılır. Yazdan evvel de, bir şeylerin değişeceğini öngörmüyorum.

Aralık-Ocak, bayramdı, Noel'di diye kötü geçecek gibi gözüküyor. 45 gün kapa dükkânı gitsin psikozuna girmesinler. Herkes, dükkânı kaparsa biz ne taşıyacağız? Kepenk taşıyacak halimiz yok. Bizim için zor bir devre olacaktır. O dönemi geçirebilmek için maddi gücünüz olması gerek. Ocaktan sonra da, herkesin kendine geleceğini düşünüyorum. Yaza açılırsa, krizi ucuz atlattık diyebilirim. Daha da uzarsa, fireler verebiliriz.

 Lucien Arkas

Navlun fiyatlarının düşmesi ile birlikte, armatörlerimiz gemileri bağlama yoluna gitmeye başladı. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Gemiyi bağlamak en son çaredir. Çünkü gemi yaşlıysa bu onun ölümü anlamına gelir. Ama genç bir gemiyse iyileştirme sürecinden sonra yeniden yararlanabilirsiniz. İşletme maliyetlerini çıkarabiliyorsanız, durmak bana göre doğru bir tercih olmaz. İşletmek, sonradan ödenecek ağır faturayı azaltır. Durmuş makine, her zaman problem çıkarabilir. Ama bekliyorsun günler, ay geçti. Tayfayı da ödeyecek halin yoksa son çare olarak tercih edilebilir. Fakat aslında çare hep vardır.


Aktarma limanı olarak Akport'a yöneldiniz. Burada amacınız nedir?


Benim çocuklara Akport'a iki yıldır gitmelerini söylüyorum. Ha oradan, ha buradan aynı hesap aslında. Ne zamanki, Marport'ta sıkışıklık yaşandı. Ben, artık sizi dinlemiyorum, çekiyorum gemileri ve oraya götürüyorum. Orada yerel müşteriyi alıştırana kadar bir şeyler yapmalıyım.

Aktarmanızı orada yapın dedim. Aktarmanın nerede yapıldığı çok önemli değildir. Aktarma yapmayın, hem orasını rahatlatırsınız hem de beklemezsiniz. Pazarlamacımı Çerkezköy'e gönderdim ve geminin o limana sürekli geleceği konusunu anlatmasını istedim. Ve kapının önündeki limanı satmaya başladılar. Kendi gemilerimi gönderiyorum.

Karar benim. Alışkanlıklar kırılınca, gördük ki sürekli artan bir potansiyel var. Akport'u yöneten insanlarla anlaşmak kolaydır. Biz de aileye orada kalacağımızı söyledik. Bizi gören başkaları da gelecektir umuyoruz. Bir şansızlığımız, kararın kriz sürecine denk gelmesi oldu. Ne kadar etkileniriz bilemiyorum. Genel olarak Akdeniz çanağında konteyner olarak bir yük düşüşü görülüyor.


Türkiye'nin tek ihtisas limanı olan Autoport kurdunuz? Hedefiniz nedir?


Genelde otomobil ve konteyner bir arada gitmez. Yapıyorsak çaresizlikten yapıyoruz demektir.  İki konteyner arası araba yükleniyor. İhraç malı, üzerinde balmumu var.

Konteynerde de çimento. Toz gelip balmumuna yapışıyor, gayet 'betonarme' bir şekilde gidiyorlar. Sıkıysa temizle bakalım. Otomotivci, liman ister ama para verme konusunda aynı istek seviyesinde değildir.  Limanı yaptık, Mitsui de ortak oldu. Bana verecekleri fiyatın bu limanı geri ödemeye uygun bir fiyat olmasını şart koştum. Şu kadar para harcadım.

Hiçbirinizden para da, teşekkür de istemiyorum. Ama yatırımın hakkını da verecekler. Çünkü benim beklemeye gücüm var. Sene sonuna kadar çözüleceğini umuyorum. Çünkü yanlışla başladın mı, yanlışla devam edersiniz.

İzmir'de bir liman projeniz vardı? Bu projesi askıya mı aldınız?


Ben kolay pes etmem. Hacıyatmaza benzerim. Bana göre liman için seçilen yer ideal bir yerdi.

Körfez'in girişiydi, denize 500 metre bir kanal açıyordum. Arkasında da, Atatürk Organize Sanayi Bölgesi ve koca bir ova vardı. Kuş dedikleri 10 km ötede. 10 km ötedeki kuş ne beni görür, ne de ben onu görürüm. Zumlu makinelerle kuşu alıp buraya getirmişler. Gazeteye de basılınca, vilayettekiler apar topar koşmuşlar. Aradıkları kuşu arazimizde bulamadılar. Ama ellerinde fotoğraf vardı. Ve kuş zumla var oldu. O günlerde Alsancak Limanı da özelleşecekti.

Liman özelleşmeden oraya soyunursam, İzmir Limanı değer yitirir endişesi vardı Bakanlıkta. Şimdi o iş bitti, gidip, kapıyı çalacağım.

Dünya Çevre Örgütü'nde bir yönetici vardı. Ona gel anlaşalım, hâsılattan vergi gibi belli bir yüzde vereceğim. O hâsılatla kuş mu yetiştirirsin, balık mı yetiştirirsin senin bileceğin iş. Üstelik limanı kazıklar üzerinde yapacağım, duvar çekmiyorum. Altından su geçecek. Bir mahzuru olmadığını o da anladı ve haklısın dedi. Adam, 3 ay sonra başka bir yere tayin oldu ve proje yarım kaldı. Bence süper bir fikirdi. Aleyhte kampanyalar yapılıyordu, benim de tadım kaçtı.


Lucien Arkas
.

Gemileri niçin Almanya'da inşa ettiriyorsunuz? Bu gemiler Türkiye'de bulunan
tersanelerde inşa edilemez mi?


Gemi inşa ettirmek için çok araştırmalar yaptım. Baktım kimde konteyner gemisi yapılabiliyor. Bizimkilerde hem çok pahalı, hem de eski teknoloji kullanılıyordu.

Bir broker, askeri gemi yapmaya alışık olan bu tersaneyi tavsiye etti. 1999'da tersaneye baktığımda içerde sac kesimi vardı. Sacı kesip, kaynağı da suda yapıyorlar. Çünkü kaynak da su altında yapılınca hemen donduğu için hiçbir kusur kalmıyor. Pas yok. Her şey hangar altında. Bir montaj yapıyor tamam. 2 gemi artı opsiyonlu 2 gemiyle başladık.

Gemileri zamanında yaptı. O günlerde MAN Danimarka'daki fabrikasını kapamak üzereydi. 400 sipariş vererek, adamların fabrikayı kapatmalarını engelledim. Gemiler evladiyelik çıktı.

Benim 14 gemimde de aynı makine var. Demek ki, benim bütün çarkçıbaşılarım hangi gemiden gelirse gelsin aynı makineyi görüyor.

Şu anda Türk tersaneleri ciddi yatırımlar yaptılar ve teknolojilerini yenilediler. Yeni inşa ettireceğiniz gemileri Türk tersanelerinde yaptırmayı düşünüyor musunuz?


Türkiye'de de gemi siparişi verebilirim. Onlar da fiyatlarını biraz aşağı çeksin. Hesabı bilen bir onlar değil, biz de hesap biliriz. Uygun fiyatı bulduğumda Türk tersanelerine de memnuniyetle sipariş verebilirim. Niye bu kadar yol geleyim?

Marport Limanı'ndaki Arser sorunu nedir?


Arser'de insan ilişkileri zayıflamıştı. 44 yıldır sektördeyim. Hangi şirketim bana karşı geldi ki? Niye onlar karşı çıksın. Hepsi beni severler. Demek ki, bunların başındaki insanlar düzgün yönetemediler. O zaman yanıma getiririm dedim. Ve Marport'a aldım. Yani taşeronda adamımı alıp, ana bünyeye getirdim.

Bazı kişilerin işleri bozuldu.

Arser de Stihl forkliftlerinin temsilciliğini aldı. İşler birbirine girdi. İnsan kalitesi ve ilişkisini tutturamadık. Ne kadar limanla ilgili personel varsa liman kadrosuna almaya karar verdik. Marport'un kadrosuna geçirdik bu personeli. Forklift kısmını Arser'de bırakıp, liman kısmını Marport'a alınca, sendika için gerekli sayıyı bozmuş oldum.

İki sene uğraşmışlar, inanın bana tesadüfî oldu. Sendikalı olmak için işi yavaşlatacaklarını söylediler. Çalışma Bakanlığı'ndan gerekli müsaadeyi alıp gelmelerini söyledim. İşi daha da yavaşlatacaklarını söylediler. 30 hareketten 10 harekete kadar düşürdüler. Tüm hareketler bilgisayar ortamında görülebildiği için, çalışanları da cep telefonları ile arayarak çalışmamaya yönelttiler.

Biz, çalışanlara mani olduğunu düşündüğümüz birkaç kişiyi çıkardık. O zaman tamamen keseriz işi dediler. Buyurun yapın dedik. Ben kötü bir insan değilim. Ama benim de damarıma bastılar mı kendimi korurum. 15 gün sonra bakın çalışmıyorsunuz dedim. Liman epey bir zarar etti.

Ben yılmam.

İşe gelen adamları dövmelerine mani olduk. Dedim ki, kanuni olarak hepinizi çıkarmak durumundayım. Ama kim çalışmak istiyorsa geri dönebilir dedim. Gelmeyen de gelmesin.

Çoğunluk döndü, hak kaybına uğramadan işe başladı. En iyi parayı zamanında alıyorlar. Küçük birtakım istekleri de vardı. Onları da çözdük. Çalışanlarımla ilgilenenler onları iyi yönetemediler. Yönetenler sendikanın temsilcisi olduğu için işler karıştı. Yönetin diye gönderdiğim insanlar, burayı bu hale getirince, 'siz çekilin' dedim.

Ben yönetmesini bilirim.

Onlar çekilirse, biz çalışmayız dediler. Ben sizi koruyorum. Sizin koruduğunuz insanlar, burayı bu hale getirdi. Benim hiçbir şirketimde çalışanlarla problemim olmaz. Yaklaşık 80 kişiyi geri almadık.


Yükün dünyanın bir ucundan, diğer ucuna getiriyorsunuz. Yükün taşınması ve diğer ayaklar yani hizmet ayağı çok meşakkatli bunu nasıl beceriyorsunuz?


Bir paket olarak müşteriye satabilmek için diğer halkalara sahip olabilmeniz lazım. Liman, kara nakliyesi, depo ve teslimattır. Denizin payı düşüktür. Hatta donatanlar, sen mi bize bakıyorsun, biz mi sana bakıyoruz diye takılırlar. Ben dünyanın bir ucundan alıyorum malı getiriyorum.

Bana 5 kuruş kalıyor. Sonra sen, feeder ile taşı Türkiye'ye kes bir fatura, indir malı kes bir fatura, depona gönder kes bir fatura. Senin faturaların benden fazla. Sen bana değil, ben sana hizmet ediyorum. Adam haklı. Ben bu zinciri yarattıktan sonra, hem maliyetlerimi hem de kalitemi kontrol edebiliyorum. Müşteri Arkas değil, kim olursa olsun malı zamanında gelmedi mi kızar. Ama halkalar arasındaki kopukluk da size fatura edilir. Arkas, hep sözünde durabilmek için kendi halkalarını yaratmıştır. 10 gün ise 10 gün. 20 gün ise 20 günde gidecek.

Diyelim ki, rekabet var. Halka tek ise, bütün ödün o halkadan istenir. Bu kadar ödüne dayanacak bir halka henüz icat edilmedi. Ama halkaları çoğaltırsanız, herkes birer birim verir.

Hiçbir halka kopmadan 5 birimle limana varırsınız.


Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?


Bu gemileri inşa ettirdikten sonra, Türk bayrağı ile Akdeniz ve Karadeniz çanağında seferlere koyuyoruz. Yakın bir zamanda, Türk bayrağını ve Türkiye ismini Akdeniz ve Karadeniz'e imzasını atacaktır. Bunu çok kısa zamanda göreceksiniz.


Sayın Lucien Arkas bizlere zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz.



.
.
.

Lucien Arkas

.
.

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org