Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Lucien Arkas Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

LUCİEN ARKAS 'DENİZ'İ ANLATTI
21.11.2009
Okunma Sayısı : 3941
Oy Sayısı : 3
Değerlendirme : 5
Popülarite : 2,39
Verdiğiniz Puan :
 

 

Lucien Arkas Deniz'i Anlattı
Lucien Arkas
.
.

Sayın Selçuk Onur'un benimle yaptığığ söyleşiyi sizlerle paylaşıyorum...

.
.
.

LUCİEN ARKAS 'DENİZ'İ ANLATTI

Kabotajda konteyner taşımacılığından, global krize; liman yatırımından Arser'deki gelişmelere kadar tüm merak ettiklerinizi Selçuk Onur'a anlattı...

"Yüzde 15 düşük maliyetle, tek seferde daha yüksek tonaj" işte bu cümle kabotajda yapılan değişikliğin sanayiciye kazancını özetliyor. İlk konteynerli kabotaj taşımasını gerçekleştiren Arkas'ın Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas da, 'işimizi elimizden alacaklar' fobisi yaşayan kamyoncu esnafına seslenerek, "Anayolu deniz taşımacılığına bırakıp, kısa yol ve sık seferle daha çok para kazanacaksınız" diyor.

Kabotajda yapılan değişiklikle, büyük gemilerin uğrak yapmadığı ancak aktarma gemilerinin yanaşabildiği limanlardan, ana limanlara da yük hareketi başladı. Arkas da, Türkiye'de ilk defa 'konteynerle kabotaj taşıması yapan şirket' unvanını ele geçirdi. Ancak, ezber bozan her olayda olduğu gibi, burada da sancılı bir geçiş dönemi yaşanacak gibi gözüküyor.

Lucien Arkas, Gümrük ve Denizcilik Müsteşarlıklarının 'devrim' niteliğindeki kararı henüz ortaya çıkmadan Trabzon'a bir gemi koymuş. Fakat, şartlar oluşmadığından 6 ay boyunca epey para yitirdikten sonra gemiyi geri çekmek zorunda kalmış. "Eğer hazırlıksız bu işe soyunursanız, geri çekilme ya da hüsrana uğrama ihtimaliniz var" diyen Arkas, "Aynı hatayı iki kere yapmam" diyerek şöyle devam ediyor:  "İmkan doğdu. Ama bunu satmak için diğer limanlardaki yerel gümrüklerle mutabakat sağlamak gerekir. Yer tespiti ve tüm altyapı tamamlandıktan sonra başlarsan sonuç alırsın. Çünkü, yenilik öneriyorsun. Bir tökezlersen, zaten bu işe aklım ermemişti derler ve işi geciktirirsin. Her şeyini hazırla, sonra  perdeyi aç.

Benim hazır olan iki ayağım var Mersin-İstanbul. İstanbul'da da yitirme ve çalınmaya karşı birtakım gümrük teminatları istediler. Onları ancak, kendi öz rıhtımım Marport'ta verebildim. Teminatları da, ilk seferde bilemediğimden doğu terminalinden açtıracağıma batı terminalinden açtırdım. 23 bin tonluk koca gemiyi aktarmak zorunda kaldım bir uçtan bir uca.  Teminat vermek için mal sahibi olmam gerekiyordu. Diğer tarafta olmadığım için böyle bir yönteme başvurduk. Şimdi Tekirdağ Akport için çalışmalar yapıyoruz. Sanayiciyi ürkütmek çok basit. O nedenle dikkatli olmak lazım. Kamyonla geliyorduk ne gerek vardı dememeli."

"Kamyoncu da, sanayici de bilgilendirilmeli"

Yeni değişikliğe alışırken birtakım zorluklar da yaşanabileceğine dikkat çeken Arkas, önyargılı yaklaşımlara da bir örnekle yanıt veriyor. "İzmir'den Aydın'a, geçen asrın başında İngilizler bir tren hattı yapmışlar. O zamanın nakliyecileri olan deveciler, 'keseceğiz bu İngilizleri, ekmeğimizden ediyorlar' diye karşı çıkıyorlar. Tren şirketi de, 'deneyin bir şey kaybetmezsiniz, inciri İzmir'den Aydın'a taşımak öyle pahalı ki, Aydın'a gelene kadar bozulduğu için az satılıyor. Ben trenle taşıyayım, siz de köylerden tren istasyonuna taşıyın' teklifi yapıyorlar.  Mecburen kabul eden deveciler, en çok parayı o zaman kazanıyor. Ben de, kamyonculara diyorum ki, siz kısa yolu yapın daha çok para kazanırsınız. Anayol olan denizi de bize bırakın! Ellerinden giden ekmek filan yok. Daha sık gidip gelecekler sadece. Bunu onlara ve sanayiciye anlatmak lazım"

İlk hattın rotası belli


Değişikliğin uzun bir proses gerektirdiğini ifade eden Lucien Arkas, "Ama, tökezlememek lazım. İlk hattım, İskenderiye-Mersin-İstanbul ve Karadeniz olacak. Gemilere 300 reefer koyduk, meyve taşıyoruz. 600 TEU reefer konteyner konulabiliyor. Varsa, reefer konteyner koy Mersin'den gelsin İstanbul'a. Bu ülkeye faydadır, herkesin de böyle algılaması lazım. İkincisi bir gemi koyup da, A hattından B hattına giderseniz batarsınız. 10-15 konteynerle navlun bir para tutmaz. Çünkü, liman tarifeleri öyle yüksek ki... Henüz özel gemi koyma aşamasında değiliz. Yapılabilecek olan gelen geminin rotası üzerindeki limanlara uğramasını sağlamaktır. Haftalık sefer olacak. Belli bir miktara vardıktan sonra düzenli olarak başlayabilirsin. Ben o tür sığ sulara girebilecek Zerran A ve Sami A gemilerini kabotaj hattı için satın aldım" sözleriyle düğmeye basmak için tüm hazırlıkların tamam olduğuna dikkat çekiyor.


"Krizde herkes zatürree olurken, nezleyle atlatabilirsin"


Dünyayı etkileyen ekonomik darboğaza da değinen Lucien Arkas, "Son yıllarda ne oluyorsa, dehşet bir hızla oluyor. Tünelin ucunu görmeden önlem alınmayacağı gibi, fırsat da yaratılamaz. 'Kriz oldu öldük' Hayır ölmedik. Krizi herkesten önce görerek önlem alırsan;  millet zatürree olurken, nezleyle atlatabilirsin.  İkincisi de, krizin bitmeye yakın olduğunu görüp etrafın ağlayıp sızlarken, doğru hamlelerle krizden karlı bile çıkabilirsin. Bana göre denizcilikteki bu kriz, bankalar gevşemeye başladıktan sonra açılır. Yazdan evvel de, bir şeylerin değişeceğini öngörmüyorum. Aralık-ocak, bayramdı, Noel'di diye kötü geçecek gibi gözüküyor. 45 gün kapa dükkanı gitsin psikozuna girmesinler. Herkes, dükkanı kaparsa biz ne taşıyacağız? Kepenk taşıyacak halimiz yok. Bizim için zor bir devre olacaktır. O dönemi geçirebilmek için maddi gücünüz olması gerek. Ocaktan sonra da, herkesin kendine geleceğini düşünüyorum. Yaza açılırsa, krizi ucuz atlattık diyebilirim. Daha da uzarsa, fireler verebiliriz" öngörüsünde bulunuyor.  


"Bağlamak son çare, gemi yaşlıysa ölür"


Denizcilik sektörü de, krize kendi önlemlerini alarak karşı koymaya çalışıyor. Önlemlerden biri de, demir bölgelerindeki gemi sayısının gittikçe artmasından anlaşılacağı üzere gemiyi bağlamak. Gemiyi bağlamanın en son çare olduğuna değinen Arkas, "Çünkü, gemi yaşlıysa bu onun ölümü anlamına gelir. Ama genç bir gemiyse rehabilitasyon sürecinden sonra yeniden yararlanabilirsiniz. İşletme maliyetlerini çıkarabiliyorsanız, durmak bana göre doğru bir tercih olmaz. İşletmek, sonradan ödenecek ağır faturayı azaltır. Durmuş makine, her zaman problem çıkarabilir. Ama, bekliyorsun günler, ay geçti. Tayfayı da ödeyecek halin yoksa, son çare olarak tercih edilebilir. Fakat, aslında çare hep vardır" sözleriyle teslimiyetçiliğin yanlışlığına vurgu yapıyor.

Akport

Holding bünyesindeki Marport Limanı varken, 90 kilometre yakınındaki Akport'a yeni bir hat açmaya nasıl karar verdiklerini soruyoruz. Lucien Arkas da, "Benim çocuklara Akport'a iki yıldır gitmelerini söylüyorum. Ha oradan, ha buradan aynı hesap aslında. Ne zaman ki, Marport'ta sıkışıklık yaşandı. 'Ben, artık sizi dinlemiyorum, çekiyorum gemileri ve oraya götürüyorum. Orada yerel müşteriyi alıştırana kadar bir şeyler yapmalıyım. Aktarmanızı orada, beklemeden yapın' dedim. Pazarlamacımı Çerkezköy'e gönderdim, geminin o limana sürekli geleceği konusunu anlatmasını istedim. Ve kapının önündeki limanı satmaya başladılar. Kendi gemilerimi  gönderiyorum. Karar benim. Alışkanlıklar kırılınca, gördük ki sürekli artan bir potansiyel var. Akport'u yöneten insanlarla anlaşmak kolaydır. Biz de aileye orada kalacağımızı söyledik. Bizi gören başkaları da gelecektir umuyoruz. Bir şansızlığımız, kararın kriz sürecine denk gelmesi oldu. Ne kadar etkileniriz bilemiyorum. Genel olarak Akdeniz çanağında konteyner olarak bir yük düşüşü görülüyor" sözleriyle açıklıyor Akport Limanı'nı seçme nedenlerini.

Autoport

İlk kez kurulan bir ihtisas limanının altında da Arkas imzası var. Lucien Arkas, bu taşımaların Autoport'tan önce nasıl yapıldığını ve kuruluş öyküsünü de şöyle aktarıyor: "Genelde otomobil ve konteyner birarada gitmez. Yapıyorsak çaresizlikten yapıyoruz demektir. İki konteyner arasına araba yüklerdik. İhraç malı olduğu için üzerinde balmumu var. Konteynerde de çimento. Toz gelip balmumuna yapışır, gayet 'betonarme' bir şekilde giderlerdi. Sıkıysa temizle bakalım. Otomotivci, liman ister ama para verme konusunda aynı istek seviyesinde değildir.  Limanı yaptık, Mitsui de ortak oldu. Bana verecekleri fiyatın bu limanı geri ödemeye uygun bir fiyat olmasını şart koştum. Şu kadar para harcadım. Hiçbirinizden para da, teşekkür de istemiyorum. Ama, yatırımın hakkını da vermeleri gerekir. Sene sonuna kadar çözüleceğini umuyorum. Çünkü, yanlışla başladın mı, yanlışla devam edersiniz."


"Zumla var ettikleri kuşla, liman yatırımını engellediler"


Arkas, İzmir Limanı'na alternatif olabilecek kapasitede planlanan ancak, çevre engeline takılan konteyner limanı projesindeki son durumu da şu sözlerle özetliyor:  "Bana göre liman için seçtiğimiz yer çok idealdi. Körfez'in girişi; denize 500 metre bir kanal açıyordum. Arkasında da, Atatürk Organize Sanayi Bölgesi ve koca bir ova vardı. Kuşlar ise, 10 km ötede. 10 km ötedeki kuş ne beni görür, ne de ben onu görürüm. Zumlu makinelerle kuşu alıp buraya getirmişler. Gazeteye de basılınca, vilayettekiler apar topar koşturmuşlar. Doğal olarak aradıkları kuşu arazimizde bulamadılar. Ama, ellerinde fotoğraf vardı. Ve kuş zumla var oldu. Üstelik limanı kazıklar üzerinde yapacağım, duvar çekmiyorum. Altından su geçecek. Bence süper bir fikirdi. O günlerde Alsancak Limanı da özelleşecekti. Liman özelleşmeden oraya soyunursam, İzmir Limanı değer yitirir endişesi vardı Bakanlıkta. Şimdi o iş bitti, gidip, kapıyı yeniden çalacağım."


"Gemilerimi Türkiye'de yaptırabilirim"


Arkas, gemilerini yaklaşık 10 yıldır Almanya'nın Wolgast Limanı'ndaki Peene Werft Tersanesi'nde inşa ettiriyor. Bütün gemileri Türk bayrağında olan bir armatörün, tersane seçiminde niçin bu kadar uzakları tercih ettiğini soruyoruz. Türkiye'de de gemi siparişi verebileceğini söyleyen Lucien Arkas, fiyatlardan oldukça şikayetçi. "Hesabı bilen bir onlar değil, biz de hesap biliriz. Uygun fiyatı bulduğumda Türk tersanelerine de memnuniyetle sipariş verebilirim. Niye bu kadar yol geleyim?" sözleri durumu tüm açıklığıyla ortaya koyuyor.



"Arser'de 80 kişi hariç herkes geri döndü"


Arkas Holding'e ait Marport Limanı, iş yavaşlatma ve iş bırakma eylemleri nedeniyle sancılı günler yaşamıştı. Liman, yeniden eski temposuna dönmüş gözüküyor. Yaşanan süreci Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas şöyle özetliyor: "Arser'de insan ilişkileri zayıflamıştı. Çalışanlarımla ilgilenenler onları iyi yönetemediler. Yönetenler sendikanın temsilcisi olduğu için işler karıştı. İşler bu hale gelince 'siz çekilin' ben yönetmesini bilirim dedim. 'Onlar çekilirse, biz çalışmayız' dediler. 44 yıldır sektördeyim. Hangi şirketim bana karşı geldi ki? Niye onlar karşı çıksın. Hepsi beni severler. Demek ki, bunların başındaki insanlar düzgün yönetemediler. O zaman yanıma getiririm dedim. Ve Marport'a aldım. Bazı kişilerin işleri bozuldu. Sendikalı olmak için işi yavaşlatacaklarını söylediler. Çalışma Bakanlığı'ndan gerekli müsaadeyi alıp gelmelerini söyledim. İşi daha da yavaşlattılar. 30 hareketten 10 harekete kadar düştü işler.Tüm hareketler bilgisayar ortamında görülebildiği için, çalışanları da cep telefonları ile arayarak çalışmamaya yönelttiler. Biz, çalışanlara mani olduğunu düşündüğümüz birkaç kişiyi işten çıkardık. O zaman 'tamamen keseriz işi' dediler. 'Buyrun yapın' dedik. Ben kötü bir insan değilim. Ama, benim de damarıma bastılar mı kendimi korurum. 15 gün sonra bakın 'çalışmıyorsunuz' dedim. Liman epey bir zarar etti. Ben yılmam. İşe gelen adamları dövmelerine mani olduk. Dedim ki, 'kanuni olarak hepinizi çıkarmak durumundayım. Ama, kim çalışmak istiyorsa geri dönebilir. Gelmeyen de gelmesin.' Çoğunluk döndü, hak kaybına uğramadan işe başladı. En iyi parayı, zamanında alıyorlar. Küçük birtakım istekleri de vardı. Onları da çözdük. Yaklaşık 80 kişiyi ise geri almadık."

.
.
.

Lucien Arkas

.
.
.

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org