Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Çetin Gezgincan Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

ÜNİVERSİTE SINAV SONUCUNUN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ...
21.07.2006
Okunma Sayısı : 4602
Oy Sayısı : 7
Değerlendirme : 4,71
Popülarite : 3,98
Verdiğiniz Puan :
 

 

Kızımın sınav sonucunu öğrenebilmek heyecanıyla internete girdim ve  sınavda iyi bir puan alıp almadığını maalesef anlayamadan şaşkın bir vaziyette öylece kala kaldım.

Ekranda bir yığın farklı rakamlar vardı.Tam bir rakamlar kargaşası.Bence bu bir puan öğrenme tablosu değil sanki  Devlet İstatistik Enstitüsü’nün anlaşılamayan bir  raporu şeklindeydi.Zaten ayni anda  TV’lerde de bir Sorumlu Büyüğümüz bu Devlet İstatistik Enstitüsünün raporunu ekranları başındaki velilerin beklentilerine göre açıklayamadığı gibi sadece Power Point Sunumu yapıyordu ve ne anlattığını sadece kendisi biliyordu.

Herşey tam bir rakam kargaşasına dönüşmüştü velilerin kafasında.Tabi ki ben de bilgisayar ekranındaki puanlardan hiçbir şey anlamadım. Doğal olarak sevinmem gerektiği halde sevinemedim .Mutluluk çığlığı atamadım. Ayni anlarda sınava girip de puanlarını internetten görenler birbirlerini telefonla arıyorlarmış.Ancak  net puan noktasında hiç bişey bilmiyorlarmış.Çünkü gördüklerinden hiçbir şey anlamamışlar..Bazıları tedirgin,aman kimse bilmesin belki çok düşük puandır, arkadaşlara mahçup olurum diye düşünmüşler.Sakın ha puanımı herkes bilmesin diyerek annelerini tembihlemişler.

Fakat bazıları da bunun kolayını bulmuş doğruca dersanelerine koşmuş… Kazandılar mı kazanamadılar mı? belli değil. Orada  öğretmenlerinin yardımıyla (!) öğrenmeleri mümkün olacakmış. Çünkü Büyükler işi o kadar zorlaştırmışlar ki..Bakıyorsun puan durumuna, vallahi ben bile anlayamadım….Acaba benim algılamam mı zayıf diye düşündüğüm sırada bir telefon geldi.. Bir veli ayni soruları bana soruyordu tedirgin bir şekilde…O da ayni duyguları hissetmiş.

1 yıl boyunca  deliler gibi çalışarak  ruh sağlığını bozma pahasına bu öğrencilerin hakkı olan geçer puanlarını ilk görüşte haykıracakları sevinç çığlıkları ve o an duymaları gereken  mutluluk anları sanki bu insanlardan esirgenmiş.. Sen 1 yıl boyunca çalış didin ve sağlığını harab et ,arkadaş ve aile ilişkilerinden de soyutlanmış olarak bu büyük günü bekle,ama hemen mutlu olama.Ne acıdır.! Çünkü  sevinmeyi ve mutlu olmayı zorlaştırımışlar.Hemen sevinmek yok..! Hemen mutluluk çığlıkları atmak yassak.. Çünkü Büyükler bu işi o kadar zorlaştırmışlar ki .ilk anda mutluluk duymak yassak..Sonunda Mutluluğu da sulandırdılar. Kimse sevinemiyor.. Çünkü hiç bişey net değill...Hiç bişey açık değill..Hep taktik.. hep taktik....İŞİ ZORLAŞTIRMAK… Aklınıza gelebilecek herşeyin altında maalesef  ‘İşi Zorlaştırmak’  yatıyor. Sevinmek insanın hakkı olmaktan çıkmış adeta…

Sadece bu sınavlarda değil,  toplumun hemen her kesiminde böyle mutlulukları sulandıran ve insanlar mutlu olmasınlar diye işi zorlaştıran Büyüklerimizin marifetlerini burda saymak mümkün:

İlköğretime başlarken bir izdiham ve sıkıntılı bir telaş yaşanır..Okullar hakları olmadan yüksek miktarlarda para ister.Bir şekilde bir zorluk çıkartırlar karşınıza Büyükleriniz..Onların kaydını yaptırırken bin bir türlü eziyetli bir başlangıç yaptırırsınız çocuklarınıza. Ama hakkınız olan sevinci ve mutluluğunuzu hemen orada yaşayamazsınız..Sanki eziyet  ve işkence şartmış gibi evinize ne olduğunuzu anlamadan dönersiniz..Üzüleyim mi yoksa sevineyim mi arası bir  şaşkınlık ve kızgınlık hali yaşarsınız…

Çocukların okullarında okuduğu süreler içersinde geçirdiği zor ve sıkıntılı yıllara sabretmek zorundasınızdır..Çünkü her mutlu ve sevinçli olma hakkınız olduğu halde bu duygularınız hemen oracıkta sulandırılır Büyüklerimiz tarafından….  Sonra birden dikilir karşınıza böyle büyük sınav günleri…Başta öğrencinin sağlığı bozulur sonra ailesinin sinirleri…sonra sırada hangileri varsa sinir bozuklukları yaşanır gider böylece…Çünkü Büyüklerimiz bu sistemi o kadar zor hale getirmişlerdir ki onlar için ruh sağlığı, sağlam kafada sağlam vücut bulunur ilkesi hak getire..Büyüklerimizin umuru bile değildir.Çünkü onların çocuklarının ruh sağlığı da bozulduğu için yalama olduklarından  bu zor gidişin vehametini bile hissedemeyecek kadar gaflet içindedirler…Bu zorlaştırılmış sistem onların ve bizim çocuklarımızı göz göre göre öldürüyor….Duyarlılık tükenmiş..Her yıl sık sık intiharlar ve sapıkça davranışlar sergileniyor Büyüklerimizin zorlaştırmış olduğu bu sistem yüzünden..

:

Bu büyük sınavda başarılı olmak da yetmiyor..Okuyorsunuz okulu bitiriyorsunuz ama iş bulmak için sizin ve ailenizin çektiği sıkıntılar olmadan işe giremiyorsunuz..Bedelini ödeyerek işe girdiğiniz zaman hakkınız olan mutluluğu ve sevinci yaşayamıyorsunuz Büyüklerimizin bu zorlaştırdığı sistem yüzünden….

İşe girdikten sonra Büyüklerimizin önümüze koyduğu zorlukları yaşamaya devam ediyoruz..Ve iş terfiye geliyor…Müdürlük,üst düzey yöneticilik gibi…Terfiyi zorlaştırıyor Büyüklerimiz… Terfi ediyorsun sonunda ama, ne sevinebiliyorsun ne de bu mutluluğu hissedebiliyorsun. Liyakat ,uzun süren mücadeleler, torpiller, adam kayırmacalar  içersinde herşey sulandırılmış..Herşeyi zor yaptıkları gibi burda da ailece zorlukları yaşamaktan hakkımız olan sevinci ve mutluluğu yaşatmıyor Büyüklerimiz..Bunların hepsi bir insan olarak zorlukla ama aslında hakkı olduğu için kolaylıkla sahip olunması gereken dünyevi hazlar….Ama ZOR…hep ZOR, ZOR ,ZOR

Farkettiyseniz TV’leri ve elektronik aygıtları bile açmak ve kapatmak ne kadar zorlaştırıldı…Bir aygıtı çalıştırmayı bırakın onu açmak için bile elinizde 5 adet uzaktan kumanda aletini öğrenmeniz gerek…Aslında kolay olan buna benzer daha pek çok işlemin Büyüklerimiz tarafından ne kadar zorlaştırıldığını etrafımıza bir bakışta hepimiz günlük hayatımızda görebiliriz.

Bir başka zorluk da hepimizin hayatını etkileyen şu ‘İNTERNET’…İnternette istediğimiz bilgiye erişebilmekteki zorluklar  bizi nerdeyse çıldırtacak noktalara ulaştı.İnternette bir bilgi aradığınızda,kolay mı hemencecik bu bilgiye erişmek…?Yüzlerce ayni anlama gelen veya birbirleriyle benzeşen bilgilere girip çıkmak güya HIZ demek olan,güya kolaylaştırmak demek olan şu İnternette ne kadar zaman geçirdiğinizi bir hesaplayın.Bazen aramaktan yorularak vazgeçtiğimiz bile olmaktadır.İstediğimiz bilgiyi aramada saatler süren yolculuk esnasında sabırlı ve dayanıklı olmak zorundasınızdır.Nerede bu HIZ? Nerede bu hayatımızı kolaylaştırması gereken İNTERNET? Kaldı ki,İnternetiniz çok hızlı olsa bile bu maalesef böyledir.Bilgi Kirliliği ve pek çok benzer bilgi bombardımanı, Aldatıcı bilgiler, Bulanık bilgiler karşısında İnsanların günün birinde İnternetten vazgeçerek  o manuel diyebileceğimiz eski sisteme dönebileceğini bile düşünmekteyim. O zaman ne  İnternetten havale yapmak ne de Bankomatlardan para çekmek gibi işlemlerden insanların nefret eder  hale geleceklerinden büyük endişe duymaktayım. Çünkü hayatımızı kolaylaştıracağı ve zamandan tasarruf edeceğimiz yerde  tam tersi,  hayatımızın zorlaştırıldığını görmekteyiz.

Uzaktan kumanda edilebilen klavyeler çıkmış…Bu yüzden bilgisayarlarımızı açıp kapatmayı da zorlaştırmış Büyüklerimiz…

Büyüklerimiz,Sinema  gişelerinde ortalama bir vatandaşın sinema biletini kolaylıkla almasını da zorlaştırmış…Pek çok salon ,pek çok gişe…Hangi salonda hangi film oynuyor,buna hangi gişe bakıyor.. Ve bu yerlerdeki reklamlar, promosyonlar, Biletix biletlerin şifreleri, kargaşa yaratan afişlerin bolluğu..Bugün mü oynuyor,pek yakında mı?... Vatandaşın karar vermesini zorlaştıran ve vakit  aldıran daha niceleri..…

 Sonuç: Aptal bir düzen…Hastalıklı bir sistem içersinde debelenip duran insanlar ve aileleri…..

Gerisini  de siz getirin artık……


Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org