Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Nezih BARUT Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

Abdi İbrahim'in 100. Yıldönümünde İlaç Sektörünün Değerlendirilmesi
03.03.2012
Okunma Sayısı : 2356
Oy Sayısı : 2
Değerlendirme : 5
Popülarite : 1,51
Verdiğiniz Puan :
 

 

Abdi İbrahim'in 100. Yıldönümünde İlaç Sektörünün Değerlendirilmesi
Nezih Barut CNN Türk' anlattı

.
.

izlemek için

.
.

Abdi İbrahim'in 100. Yıldönümünde İlaç Sektörünün Değerlendirilmesi

.


Abdi İbrahim 100. Yılını Kutluyor
Nezih Barut
CNN Türk TV programı
Deşifresi


Nezih Barut (NB)

CNN Türk : Merva Ulusoy
 
Abdi İbrahim 100. Yılını Kutluyor
 
CNN TÜRK: Merhaba. Ben Merva Ulusoy.

Yeni bir "İşte Gündem" Bu programımızda Abdi İbrahim Yönetim kurulu Başkanı Nezih Barut ile beraberiz.

Nezih Bey programımıza hoşgeldiniz.

Sizi İşte Gündem'de ağırlamak büyük bir mutluluk bizim için. Sizin aslında 100.yılınızı kutluyor olmaktan  da ben çok memnunum.

Abdi İbrahim'in  kökleri dedeniz Abdi İbrahim'in 1912 yılında bir eczacı kurması ile başlamış, daha sonra o eczacı laboratuara dönmüş, babanız fabrikaya döndürmüş. Bugün siz üçüncü kuşak temsilcisi olarak  işin  başında oturuyorsunuz.

Abdi İbrahim'in tarihçesini kısaca sizden dinleyebilir miyiz?

NB:Programınıza beni davet ettiğiniz için teşekkür ediyorum.

Biz bugün 100 yıllık şirket olduk. Tam bir asırlık şirket. Sizin de biraz önce bahsettiğiniz gibi 1912  de küçük Mustafa Paşa semtimde küçük bir eczane ile başlayan öykümüz bugün İlaç Sanayinin güzel bir firması  haline gelmiş.

Abdi İbrahim'i ben üçüncü kuşak olarak temsil ediyorum. 

Başladığımız yıllarla bugüne bakıldığı zaman her sektörde olduğu gibi ilaç sanayinde de önce eczanelerden başlanmış, sonra laboratuar .

Diğer ülkelerde de bu böyle. Arkasından ilaç fabrikaları, üretim tesislerimizde devam etmiş. İlaç sanayi son derece gelişmiş bir ilaç sanayi.

Özellikle ilaç sanayinin bu kadar gelişmiş ..olmasında son zamanlardaki alınmış teşviklerde  çok önemli bir hale gelmiş.

Ar-Ge merkezlerimiz, üretim merkezlerimiz, lojistik merkezlerimiz ilaç sanayinin bence Türkiye'de bir gururu.

Hepimizin amacı, Türk ilaç sanayicilerinin amacı Türkiye'nin bir ilaç üstü  olmasını sağlamak.

Umarın inşallah bir gün hep birlikte Türkiye bir ilaç üstü haline gelebilir.


CNN TÜRK:
İlaç sektörü dünyada 675 milyar dolarlık bir pastaya  sahip.

Türkiye'de de bu 10 milyar dolarlarda.

Siz nasıl konumlandırıyorsunuz?

Sizce bu pasta payı nasıl daha da büyütülebilir?


NB :D
ünyada ilk 100 ilaç firması  içinde olmak gurur verici bir olay.

Özellikle bir asırlık şirket olabilmek, hem dünyada ilk 100 içine girebilmek şirketimiz adına ve çalışanlarımızın adına övünç kaynağı.

Türkiye 10 milyar dolarlık bir Pazar.

Biliyorsunuz Türkiye de global bütçe sistemi uygulanmakta.

Ve bütçeyi geçme şansımızın olmadığını biliyoruz.

Bu 10 milyar civarındaki  Pazar böyle 2-3 sene daha devam edecek gözüküyor.

Dışa  bağlı sektörüz. Ben buna maalesef diyeceğim çünkü Türkiye'de aktif hammadde üretimi yok.

Hatta yardımcı hammaddeleri dahi yurtdışından ithal ediyoruz.

Dolayısıyla dövize dayalı bir sektör.

Bu Pazar büyüyor.

Türkiye genç bir nüfus.

Ama bu nüfus gittikçe yaşlanacak ve ilaca da ihtiyaç artacak.

Ne kadar bütçe ile alakalı kısıtlamalara giderseniz gidin, biz bunları  tedbirler olarak görüyoruz.

Çünkü kutu artışında artışlar devam ediyor.

Bu kutu adetindeki artışlar tüketici tarafından bu nüfus yaşlandıkça, ihtiyaç artıkça döviz cinsinden de bütçeler büyüyecek.

Dolayısıyla Türkiye'de şuan 10 milyar dolar olarak tespit edilen bütçe önümüzdeki yıllarda büyüyecek.

Bunu da doğal karşılamak lazım. Dünyada ki uygulamaları da böyle.

CNN TÜRK: Hükümetin ilaç sektörü ile ilgili çıkarmak istediği yeni yasa var.

Bu aynı zamanda ilaç fiyatlarını da düşürüyor.

Sizin sektördeki konumunuzu nasıl etkiliyor? Sektörü nasıl etkiliyor fiyatların düşmesi?

NB:Bu fiyatların düşmesi gelecek ile alakalı birtakım gelecekte kaygılandırıyor.

Zaman zaman yaptığım değerlendirmelerde de ilaç sanayinde devamlı fiyatların düşmesi gelecek yönünden sıkıntı yaratacağını söylüyorum.

Bazı ilaçların olamayacağını, olmama ihtimalinin olacağını söylüyorum.

Çünkü tamamen dövize dayalı. Hammaddeyi yurt dışından ithal ediyoruz, döviz cinsinden ithal ediyoruz.

Kimisi dolar ,kimisi Euro cinsinden, kimisi Japon Yeni üzerinden ithal edilen hammaddeler. Dolayısıyla Türk lirasının döviz karşısında değer kaybetmesi ilaç sanayinin ciddi bir biçimde etkiliyor.

Bunun dışında Türkiye'de ilaç fiyatları en son 1.95.95 Euro kuru üzerinden tespit edilmiş.

Şuanda Euro'ya baktığınız zaman ciddi bir şekilde artışın olması beklenirken ilaç fiyatları düşürülmekte.

Hem fiyat almamız gerekiyor, fiyat almamız şöyle dursun tam tersi ilaç fiyatlarının düşürülmesi ilaç sanayini çok ciddi bir biçimde tehdit ediyor.

Tedbirlerin böyle olmadığını düşünüyoruz.

Zannediyorum bizim gibi devletimizde aynı şekilde düşünüyor.

Bununla da alakalı başka tedbirlerin alınması gerektiği herkes tarafından bilinmekte.

İlaç fiyatları sadece düşürülerek tedbirlerin alınmasını çok doğru bulmuyoruz.

Daha ileriki günlerde bununla alakalı daha sıkıntıların oluşmaması için başka tedbirlerin ki bununla da alakalı çalışmalar var.

Sanayi , devlet çalışmaları gittikçe yoğunlaşmakta.

Önümüzdeki günlerde ben umutluyum.

Daha iyi tedbirlerin alınabileceğini düşünüyorum.

CNN TÜRK: Sağlık sigortası yapan şirketlerin de sizin işbirliğiniz zorlaşıyor.

Bu tip sıkıntılarda gelecekte sinyal veriyor .

NB:Baktığınız zaman ilaca erişim kolaylaştı.

Hükümetimizin bence çok akıllıca aldığı tedbirlerle ilaca erişim arttı.

Her yerde , en ücra köşeye kadar doktoru bulabiliyorsunuz.

En ücra köşeye kadar ilacı bulabiliyorsunuz. İnsanlar sağlıklı yaşamak istiyorlar.

Bunun sonucunda da tüketim artıyor.

Biliyorsunuz aile hekimliği, yeşil kart, bu tip uygulamalar ilaç kullanıcısını artırıyor.

Eskiden yılda 1 veya 2 defa doktora gidilirken şimdi ortalama 7.6 'ya çıktı.

Bu çok ciddi bir rakam.

Dolayısıyla ilaç kullanımı da bu kadar artmış gibi gözüküyor.

CNN TÜRK: Aslında sektör açısından  baktığımız zaman bu mutlu bir haber çünkü Türk insanının daha bilinçli bir şekilde ilaç kullandığının göstergesi, doktora danışarak.

Sizde bu konuda çok önemli bir girişimde bulundunuz bu sene.

Bir reklam kampanyası başlattınız, "Bilinçli İlaç Kullanımı" adı altında. Sağlık Bakanlığı ile beraber yürüttüğünüz.

Bu fikir neden ortaya çıktı? Böyle bir ihtiyacı görüp mü hareket ettiniz?

NB: Zaten bu Sağlık Bakanlığına ait bir fikirdi, akılcı ilaç kullanımı.

Biz onlarla iş birliği yaparak bu kampanyayı yürüttük. 

Ben kampanyanın çok başarılı olduğunu düşünüyorum.

Hem değeri bakımından hem verilen mesajlar bakımından .

Maalesef bizim toplumumuz ilacı hep birbirlerine tavsiye ile aldırıyor.

Bu çok yanlış bir politika.

İlacın doktor reçetesi ile eczacıya danışılarak kullanılmasının doğru olduğunu söylüyoruz.

Zaten hem hükümetimizin politikasında, hem sağlık bakanlığımızın politikasında , hem de biz sanayicilerin öyle olması gerektiğini, yanlış ilacın kullanılmaması gerektiğini , bunun karşısında çok büyük sıkıntıların yaşanabileceğini bilen bir sektörüz.

Böyle bir kampanyayı da sağlık bakanlığımız ile birlikte paylaştık. Kampanyayı yapmak bize nasip oldu.

CNN TÜRK: Bu zincir eczaneler, ilaçların marketlerde satılması konusu da şuanda Türkiye'nin gündeminde. Bu konu ile ilgili görüşleriniz neler?

NB:Bu Türkiye'nin hakikaten gündeminde.

Biliyorsunuz 1262 sayılı kanunda bir eczacı bir eczane açabiliyor.

Dolayısıyla zincir eczaneler oluşumuna biz zaten karşıyız.

Sanayiciler olarak karşıyız.

Bir eczacı bir eczane açmalı. Tabi ki ortaklıklar yapılabilir .

Birkaç eczacı bir eczanede buluşabilirler. Ben bunu da biraz riskli olarak buluyorum.

Zincir eczanelerin bir market gibi düşünülüp ilaç alması, ilaç satması bence eczacılık mesleği ile bağdaşmadığını düşünüyorum.

Marketlerde ilaçların satılmasına gelince, hiç bir zaman biz sanayiciler ilaçların marketlerde satılmasını doğru bulmuyoruz.

Bunun uygulaması Amerika'da var.

Marketlerde özellikle vitaminler, soğuk algınlığı, ağrı kesiciler, bunlar marketlerde satılabiliyor. Ama biz diyoruz ki ilaç, eczacıların danışmanlığında kullanılmalı.

Amerika kadar çok ilerlemiş bir toplum değiliz.

Dolayısıyla doktor reçeteyi yazdığı zaman , ilacı almaya gittiğiniz zaman eczaneden,  eczacı veya eczane kalfası hemen ilacın kutusunun üzerine kullanma şeklini yazıyor.

Çünkü onu hastalar paylaşmak istiyor.

Nasıl kullanılır?

Aç karnına mı?

Tok karnına mı?

Baktığınız zaman ilaçların prospektüsünde görüp, okuyup   anlama şansınız çok zor.

O yüzden ben eczacının  danışmanlığının şart  olduğunu düşünüyorum.

Bunun marketlerde yapılma şansı yok.

İlaç görerek alınmamalı.

İlaç eczacının danışmanlığında veya doktorun reçetesi ile alınmalı diye düşünüyorum.

O bakımdan marketlerde çok yanlış ilaç kullanımı olabileceğini düşünüyorum.


CNN TÜRK:
İlaç söz konusu olunca Ar-Ge çok önemli konuma geliyor.

Siz cironuzun her sene yüzde 5'ini Ar-Ge'ye ayırıyorsunuz.

Aslında en büyük amacınız bir molekül bulmak onu biliyorum.

Biraz Ar-Ge yatırımlarınızdan bahseder misiniz?

NB:Türkiye'de Ar-Ge'ye geç kalınmış. Maalesef birinci ve ikinci kuşaklar Ar-Ge'ye çok önem vermemişler.

Bence bunun nedeni Türkiye'de ki iç piyasanın ne kadar büyük olduğunu gösteriyor.

Piyasa çok büyük olduğu için kimse Ar-Ge ile uğraşmamış.

Ama bizim amacımız global olmaksa, yurtdışına açılmaksa Ar-Ge son derece önemli.

Biz Ar-Ge'ye ciromuzun yüzde 5'ini harcıyoruz.

Ama bu çok düşük bir oran.

Normalde bizim de yurtdışındaki firmalar gibi ciromuzun yüzde 15'ini Ar-Ge'ye harcayacak duruma gelmemiz lazım.

Hep söylüyoruz ki ilaç sanayi kar edebilen bir sanayi olmalı ki Ar-Ge'sine yatırım yapabilsin. İlaç sanayi devamlı değişime uğrayan bir sanayi.

Ar-Ge'si ile, yenilikleri ile, o bakımdan devamlı yeniliklere ayak uydurmak zorundasınız.

 Tabi ki amacımız her Türk vatandaşı gibi yenilikçi inovasyon çok önemli.

İlaç sanayi de inovasyona çok değer veriyor.

Ama bizdeki fiyatlar çok yüksek.

Yeni bir molekülün bulunması en düşük 500-600 milyon dolar civarında.

Zaten ilaç firmalarında 500- 600 milyar dolar ciro yapan çok az.

Yeni bir molekülün bulunması hem çok pahalı, hem de güç gibi görünüyor.

CNN TÜRK: Ama Türkiye açısından çok önemli bir konu.

Devlet desteği veya özel sektör.

NB:Devlet  desteği ve ilaç sanayi iş birliği ile niye olmasın.

Gönlümüzde yatan aslan aslında yeni bir molekülün bulunması.

CNN TÜRK:Siz ilaç sektöründe ne tür yatırımlar yapmayı planlıyorsunuz?

Nereye yönelmeyi düşünüyorsunuz?

Daha bu sektörün gideceği neresi var Abdi İbrahim açısından?

NB: Biz Türkiye'de lider bir firma olarak öncü olmamız lazım.

Bu bakımdan da yeni alanlara gitmemiz gerektiğini düşünüyoruz.

Bunlardan bir tanesi onkoloji. Onkoloji pazarı Türkiye'de çok büyüyor.

En büyük hayalimiz onkoloji fabrikası kurmak değil..

Onkoloji fabrikamızın temellerini önümüzdeki günlerde atacağız.

Ama onkolojinin dışında bizim en büyük hayalimiz biyoteknoloji.

Bununla alakalı çalışmalarımız var.

Eğer Türkiye'ye biyoteknoloji tesisi kazandırabilirsek ve bunu üretebilirsek, biliyorsun bunlar çok pahalı ilaçlar , o zaman 100 yılın getirdiği tecrübe ile ikinci 100 yılı önümüze açacağını düşünüyoruz.

İnşallah böyle bir tesisi ülkemize kazandırırız.

CNN TÜRK:Şuanda tansiyon ve astım ilaçlarınız, Abdi İbrahim  tarafından üretilen ilaçlarınız  yurt dışında satılıyorlar.

NB:İlk defa bununla ilgili referans ilacın eşdeğerini 40 tane Avrupa ülkesine satar hale geldik.

İlk eş değerini biz yaptık dünyada.

Bu da bizim için çok önemli bir gelişme.

Biz şuanda eşdeğer ilaçlarda büyüyebiliyoruz.

Yurtdışına da eşdeğer ilaçları ihraç edebildiğimize göre, buralarda daha aktif olmamız gerektiğini düşünüyorum.

Zaten Abdi İbrahim'in amacı da global bir oyuncu olabilmek.

CNN TÜRK: Global bir oyuncu olabilirken Abdi İbrahim bir anda inşaat sektörüne de girdi. Tahincioğlu ile ortak inşaat yatırımları yaptınız.

Hem İstanbul'da hem Antakya'da. Neden inşaat ve nasıl gidiyor inşaat?

NB: Zannediyorum bu yakın arkadaşlığımdan kaynaklanıyor.

Hem Tahincioğlu, hem Özkök  Grubu benim bu ailelerden çıkan iki tane yakın arkadaşım, Özcan ve Münir.

Bunlarla birlikte böyle bir projeye soyunduk.

Onlar zaten bu işi yapıyorlardı.

Beni de aralarına alarak bir iki yatırıma birlikte girdik.

Abdi İbrahim için yeni bir konu bu.

Ama bu arkadaşlarım çok tecrübeliler.

Onlara çok güveniyorum. Konularında çok uzmanlar.

Beni de yanlarına aldıkları için benim için de önemli bir deneyim.

Umarım başarılı oluruz hep birlikte.

CNN TÜRK: Abdi İbrahim aynı zamanda sosyal sorumluluk açısından çok duyarlı bir şirket.

Hem yurt çapında yürüttüğünüz projeleriniz ile, ilaç dağıtımlarınızla, anne çocuk sağlık ile ilgili eğitimlerinizle çok öndesiniz.

Hem de şuanda içinde bulunduğunuz Van Gogh'un 3 bin adet eserinin dijital ortamda sergilenmesini sağlayan ortamda bulunuyoruz.

Bunun da sponsoru oldunuz.

Van  Gogh Abdi İbrahim'in 100. yılı ile nasıl birleşti?

Bu fikir nasıl ortaya çıktı?

NB: Türk halkına çok borcumuz var. 100 yıllık bir şirketiz.

Ve gerçekten tıbba ve insanlara 100 yıldır hizmet ediyoruz.

Ama bu hizmetimizin karşılığında da onlara bir şeyler vermek istedik.

Zaten aile olarak sanata ilgimiz fazla.

Biz niye Van Gogh Alive getirdik?  

Niye bu dijital sergi?

Çünkü çok yüksek bir teknoloji kullanılıyor burada.

Yüksek teknolojinin faydalarından yararlanarak  yapılmış bir sergi bu.

Biz bu yüksek teknolojiyi biz de ilaç sanayi de şirketimiz olarak yüksek teknolojiyi kullandığımız için iki yüksek teknolojiyi birleştirdik.

Van Gogh Alive sanat,bilim ve teknolojiyi müzik ile birleştirmiş.

Biz de Ar-Ge merkezimiz, üretim tesislerimiz ve diğer konulardaki faaliyetlerimiz de  yüksek teknolojiyi kullandığımız için ikisini birlikte birleştirdiğimiz için Van Gogh.

Bir de diğer bir konu da; biliyorsunuz Türkiye ile Hollanda ülkeler arası münasebetlerinin 400. Yılı bu sene.

Biz onun için de Van Gogh'u  Türkiye'ye getirmek istedik.

Hem 400. Yılı kutlamak açısından, Türkiye'nin münasebetleri bakımından,  hem de teknolojiyi birleştirdiği için özellikle Hollanda'dan Van Gogh sergisini getirmemizin nedenlerinden bir tanesi.

CNN TÜRK: Sizin de çok sayıda sanat eseriniz var.

Siz sonradan kendiniz de bir sergi yapmayı düşünüyorsunuzdur.

NB:Koleksiyonerler sergilerini sanat severler ile paylaşmalı diye düşünüyorum.

Ben bugüne kadar eserlerimin bir kısmını evimde, bir kısmını ofiste, bir kısmını üretim tesislerimizde tabi ki bunları paylaşmak isterim.

Her ne kadar ofiste, üretim tesislerimizde paylaşıyorsam da paylaşamadığım daha bir çok eserim var. Umarım ilerde o duruma geldiğim zaman , paylaşabilecek hale  geldiğim zaman tabi ki böyle bir sergi açmak isterim.

CNN TÜRK: 1952 doğumlusunuz.

Üçüncü jenerasyon , 100. Yılını kutluyor bu sene Abdi İbrahim. 16 yaşında bir oğlunuz var, ablanızın bir çocuğu var.

Abdi İbrahim'in dördüncü jenerasyon temsilcileri onlar olup şirkete devam edecek mi?

NB: Yeğenim çalışıyor. Dördüncü jenerasyon hazır.

Oğlumu bilmiyorum.

O da niyetli, inşallah o da çalışabilecek duruma gelir.

Tabi hak etmeleri lazım.

Dördüncü jenerasyonun , hem oğlumun hem yeğenimin lider olabilmeleri için onu hak etmeleri lazım.

Biz biraz kurumsallaşmış şirketiz.

Biraz diyorum çünkü çok kurumsallaşmış şirket var mı onu da bilmiyorum Türkiye'de o bakımdan biraz kurumsallaşmış dedim. Kurumsallaşmaya yakın bir şirketiz.

Çok iyi profesyonel bir kadromuz var.

Onların liderliğinde inşallah ailenin içinden gelecek olan kişiler ile birlikte dördüncü kuşak ikinci  yüzyılımız devam ettirir.

CNN TÜRK:Nezih Bey eczacı olmak için hem alaylı hem mektepli  olmak lazım.

Siz aslında ikisini de olmuşsunuz.

Aslında işletme okumaya başladığınız halde sonradan eczacılığa döndünüz.

İyi ki eczacılığı seçmişmisiniz  sonradan?

NB: Bu benim hayatımda dönüm noktası.

Çünkü ben eczacı olmak hiç istemiyordum.

Niye istemiyordum?

Çünkü kimyam iyi değildi. Sevmediğim bir dersti.

Onun için eczacı olmayı hiç düşünmüyordum. Ama iki dedem de eczacı, babam eczacı, annem baskı yapıyordu.

İşletme Fakültesini kazandım.

İşletme Fakültesini kazandıktan sonra büyük bir sevinçle fabrikaya geldim.

O zaman ki genel müdürümüz eniştem, merdivenlerde karşılaştığımız zaman dedi ki "Ne yaptın?" "İşletme Fakültesini kazandım" dedim.

Daha sonra puan düştü eczacılığı kazandım, yine karşılaştık  dedi ki "Hangisine gireceksin? İşletmeye mi, eczacılığa mı? "

Ben de  "İşletme Fakültesine gideceğim" dedim.

Bana dedi ki "Her zaman işletmeci olursun ama hiçbir zaman eczacı olamazsın."

Bu söylem benim işletme fakültesinden kaydımı silmeme ve eczacılık fakültesine girmeme neden oldu.

İyi ki eczacıyım.

Çok seviyorum.

Eğer ilaç sanayi de başarılıysam , eczacı olmamın, eczacılığı seçmemin büyük etken olduğunu düşünüyorum.

Çok güzel bir meslek.

Paydaşlarınız çok kıymetli. İyi ki eczacıyım diyorum.

CNN TÜRK: Başarılı bir işadamı olarak Türk gençliğine tavsiyeleriniz nelerdir?

Başarının sırrı ne sizce?

NB:Önce başarının sırrı herkes tarafından çok çalışmak diye kabul edilen bir söylem diye düşünüyorum.

Hem çok çalışmak gerekiyor, hem vizyoner olmak gerekiyor, cesur olmak gerekiyor.

Bunların üçünü birleştirebiliyorsanız , tabi ki şansta çok önemli.

Bunları birleştirebiliyorsanız çalışmalarınızda başarıya erişmek kolaylaşıyor.

Bir de çok takipçi olmak lazım.

CNN TÜRK:Nezih Bey, ben de Abdi İbrahim'in 100. Yılını kutluyorum.

Aynı zamanda bizim programımıza katıldığınız ve ilaç sektörü ile ilgili görüşlerinizi bizimle paylaştığınız için size çok teşekkür ediyorum.

NB:Ben de çok  teşekkür ederim.

.

Nezih Barut

.
.
.


Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org