Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Sunay AKIN Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

Minarelerin Dilinden Anlamak!
11.02.2011
Okunma Sayısı : 8756
Oy Sayısı : 3
Değerlendirme : 5
Popülarite : 2,39
Verdiğiniz Puan :
 

 

Minarelerin Dilinden
Anlamak!
Sunay Akın


İstanbul'da Kanuni Sultan Süleyman'ın kızı Mihrimah Sultan'ın adını taşıyan iki cami vardır. Bunlardan biri Üsküdar'da, öteki ise Edirnekapı'dadır. Güneş her gün , çocuğunu arayan anne gibi Üsküdar'daki caminin ardında doğarken , Ay Edirnekapı'daki caminin minarelerinin arkasına saklanır. Her akşam Ay, Üsküdar Mihrimah Sultan Camii'nin saçlarını taçlandırırken , uykuya yatmak üzere olan güneş, başını Edirnekapı'daki Mihrimah Sultan Camii'nin kubbesine dayar. İstanbul'da bu yüzden bir değil, iki tane Mihrimah Sultan Camii vardır. Mihrimah'ın (Mihr ü mah) anlamı da "güneş ve ay" dır!

Sultanahmet Camii'ni ne zaman görsem , gökyüzüne uzay araçları gönderen bir üs gelir aklıma…Görkemli caminin kubbesi bir rasathaneyi , minareleri de füzeleri anımsatır bana. Kubbeleri ve minareleriyle tüm camiler aynı duyguyu yaratsa da, Sultanahmet Camii'nin görüntüsü beni daha renkli bir serüvene sürükler…

Şereflerin aralarındaki mesafe, göyüzüne yükseldikçe boşalan ve ağırlık yapmasın diye atılan yakıt tankları gibi görünür gözüme…Uygarlık tarihinde, Ay'a giden roketlerin görünümüne bir minareden daha çok benzeyen hangi yapı vardır ki? O minareler ki, aralarına Ramazan aylarında, düğünlerde, törenlerde yazılar yazılmış, resimler yapıştırılmıştır. Bir  de mahyaların elektiriği olmadığı yıllarda kandillerle hazırlandığını düşünürsek!..."Eee, ne var bunda?" demeyin sakın!...O kandillerde uzaya giden roketleri harekete geçiren ateş yok muydu?..Düşlerin ve hayallerin  tarihinde mahyalarda ışık saçan ateşle, Ay'a doğru yol alan roketlerin altında yanan aynı ateştir.

Necdet Sakaoğlu , Bu Mülkün Sultanları adlı o güzelim kitabında, Sultanahmet Camii'yle ilgili şu bilgiyi aktarır: "Ayasofya'nın karşısında ondan daha alımlı ve estetik ağırlıklı Sultanahmet Külliyesi için kişisel gelirinden servetler tüketen I.Ahmet'in yaptırdığı caminin 14 şerefesi onun 14. Osmanlı padişahı olduğunu simgeler."

Bayramlaşma törenlerinde elini öpen bilginler ve şairler karşısında tahtından kalkma inceliğini gösteren I.Ahmet , altın bir kazmayla bizzat çalışır, yapımına 1609 yılında başladığı Sultanahmet Camii'nin temelinde…Tarihte kaç padişah ya da kral bir şairi tahtından kalkarak selamlama nezaketi göstermiştir?..

Alpay Kabacalı ustamız da, Geçmişten Günümüze İstanbul adlı bin bir emekle hazırlanmış eserinde şunları yazmıştır: "Sultanahmet Camii'nin 6 minaresinin simetrisi yalnız Sultanahmet manzumesinin ahenk ve güzelliğini değil, İstanbul panoramasının da harikulade bir parçsını teşkil etmektedir. Altı minarenin ikisi üçer ve dördü de ikişer olmak üzere 14 şerefesi vardır."

Affınıza sığınarak, bilmeyen genç okurlarımıza şerefenin, minarelerde müezzinin ezan okuduğu fırdöndü balkon olduğunu anımsatarak , Sayın Sakaoğlu ve Sayın Kabacalı'nın "14" olarak belirttiği sayı üzerinde duralım!...İsterseniz bu görüşe bir de, Türkiye Anıtlar Kurulu'nun 1954 yıllığında yer alan, Sultanahmet Camii'yle ilgili şu bilgiyi de ekleyelim: "Sultanahmet Camii'nin 6 minaresinin  14 şerefesi vardır ki, bu hükümdarların 14.padişah olduğuna delalet etsin diye yapılmıştır."

Eh artık, görenin hayran kaldığı  Sultanahmet Camii'nin  6 minaresi ve 14 şerefesi olduğu konusunda bir şüphemiz kalmamıştır"…Oysa, 14 sayısı  yanlıştır! Evet, caminin 6 minaresi vardır ama , şeref sayısı 14 değil, 16'dır. Şerefeler altı  minarenin  dördünde üçer ve ikisinde ikişer olarak  aklımıza rasathane, minarelerine baktığımızda ise uzay  roketi  gelmeyişinin nedeni  de, şerefe saysısındaki  matematiksel hata olsa gerek!...

Sultan I. Ahmet'in Osmanlı tahtındaki 14. padişah olduğu doğrudur. Osman Bey'den başlayan padişah sayısı  1603 yılına gelindiğinde, tahta çıkan I. Ahmet'le 14 sayısına ulaşır. Bu durum, şu soruyu sormamıza neden olur: I. Ahmet, Sultanahmet Camii'ndeki şerefelerin sayısını tahta çıkan padişah sayısına göre yaptırdıysa, ortada ikinci bir sayı hatası mı var?..

Yanıtı beklemeden verelim: Hayır efendim, yoktur. Çünkü I.Ahmet'ten önce iki padişah hayatlarında iki dönem tahta oturmuşlardır. Bu padişahlar II. Murat ve oğlu II. Mehmet'tir. Bu durumda I.Ahmet 14 değil, 16. padişah olmaktadır.

Oysa, Evliya Çelibi, Seyahatname'sinde tarihi caminin şerefe sayısını doğru olarak vermektedir. "Altı adet göklere baş uzatmış yüce minareleri vardır. Ahmet Han , sultanların on altıncısı olduğundan ve on altıncı  padişah  tarafından  yaptırıldığından , ona belirti olması  için altı minarelisi ve on altı şereflidir." Sultanahmet Camii'nden bahsederken, Evliya Çelebi'nin "delinmemiş eşsiz bir inci"olarak tanımladığı caminin eşsiz güzellikte olan, göreni hayran bırakan Kıble Kapısı , babası Kuyumcubaşı Derviş Mehmet Zılli tarafından yapılmıştır.

Sultanahmet Camii'ni uzaya roket gönderen  bir üsse benzetmemin  nedeni belki de, I.Ahmet'in , caminin mihrap duvarına Kabe'den  getirttiği üç parça Hacer-i Esved  taşı koydurttuğunu  bilmemdir. Söz konusu taş, Hz. İbrahim'in Kabe'yi tamir ederken  de kullandığı , uzaydan  dünyaya düşmüş bir göktaşıdır!...

Yıldırım Beyazıt'ın oğlu Musa Çelebi'nin  kazaskeri olan Şeyh Bedrettin , Osmanlı tahtını Çelebi  Mehmet'in  ele geçirmesiyle sürüldüğü İznik'te ünlü kitabı Varidat'ı yazar. İlk Türk materyalisti olan toprak  referandumu  savunan  Şeyh Bedrettin, yandaşlarıyla birlikte Rumeli'ye geçer. Kimilerine göre tasavvufun  en önemli adlarından biri olan Şeyh Bedrettin'in yolculuğunu, Nazım Hikmet'ten okuyoruz:

Bir gece bir denizde yalnız yıldızlar
Ve bir yelkenli vardı.
Bir gece bir denizde bir yelkenli
yapyalnızdı yıldızlarla.

Üzerine ordu gönderilen Şeyh Bedrettin, 1418'de Serez kentinin  çarşısında asılır. Bedrettin'in  mezarı, 1924 yılına kadar, doğduğu yer olan Simavna'daki tekkesinin avlusunda kalır. Lozan Antlaşması gereği Yunanistan'daki Türklere zorunlu olarak göç yolu açılınca, beraberinde Şeyh Bedrettin'in kemiklerini de getirirler. Topkapı Sarayı'nda çinko bir kutuda saklanan kemikler, Gagarin'in uzaya çıktığı  1961 yılında, Divanyolu'ndaki II. Mahmut , Türbesine gömülür. Mezarı, içinde II. Mahmut, Abdülmecit, II.Abdülhamit gibi padişahların  yattığı türbe kapısının hemen yanı başındadır! Kendini "devrimci", "sosyalist" "solcu" olarak  gören nice insan, padişah  türbesi olduğu ve bahçesinde Osmanlıca yazılı mezar taşları görüldüğü için , bu tarihi mekanın kapısından içeri girmemektedir. Böylelikle de, Nazım'ın şiirinden  dolayı sevdikleri yada hakkında birkaç yazı  okudukları Şeyh Bedrettin 'in  mezarının İstanbul'da olduğunu  pek bilmemektedirler.

Hadi bakalım, minarelerini füzelere benzettiğimde Ay Hırsızı adlı bu kitapta zoraki yer aldığını düşünmüş olabileceğiniz ama bir köşesinde göktaşı olduğunu öğrenince şaşırarak  "yeri bal gibi de varmış" dediğinizi duyar gibi olduğum Sultanahmet Camii'nin  öyküsünde, Şeyh Bedrettin'in işi ne?

Bedrettin'in Türkiye'ye getirilen  kemikleri gömülmeden önce yalnızca Topkapı  Sarayı'nda değil, 18 yıl Sultanahmet Camii'ndeki  bir dolapta saklanmıştır.!...

 

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org