|
Tüm Yazıları
ShareThis
|
İstanbul Boğazı'ndan Mehtaba Çıkmak!...
11.02.2011 |
|
Okunma Sayısı : |
8297 |
|
|
Oy Sayısı : |
2 |
|
|
Değerlendirme : |
5 |
|
|
Popülarite : |
1,51 |
|
|
Verdiğiniz Puan : |
|
|
|
|
|
|
İstanbul Boğazı'ndan Mehtaba Çıkmak!... Sunay Akın
Araba vapuru yeni hareket etmektedir…Son sürat gelen 1956 Chevrolet model bir polis arabası rampadan havalanarak uçar ve kıyıdan on altı metre açıkta olan araba vapurunun içine konar!...İzleyenleri hayrete düşüren bu olay 1965 yılının temmuz ayında yaşanmıştır. Kent İstanbul, iskele de Sirkeci'dir…İstanbul Boğazı'nın geçilmesi konusunda yaşanılan bu ilginç sahne istenirse hala görülebilir. Bunun için Fransız yapımı Copaln FX 18 Ölmelidir adlı filmi bulmak yeterli olacaktır. Hareket halindeki "Kız Kulesi" adlı vapura uçan arabanın şöförü de, başrol oyuncusu Richard Wyler'in dublörü olan Gil Delamere'dir.
2009 yılında tarihi bir olay yaşandı İstanbul'da…Boğaz, bir uçtan bir uca yürünerek geçildi!...Kentin iki yakasını deniz altından birleştiren tüp gecidin tamamlanmasıyla, Başbakan ve bir grup insan, Asya'dan Avrupa'ya yürüdüler. O yürüyüşte hiç kimse İstanbul efsanesinin gerçekleştiğinin farkında değildi. Ne dersiniz, Sarayburnu'ndan Kız Kulesi'ne bir gizli dehliz olduğu söylencesi tüp geçit sayesinde gerçeğe dönüşemdi mi?
İki kıta arasındaki ilk yürüyüşün 1973 yılında Boğaz Köprüsü'nün açılışıyla yaşanıldığını sanıyorsanız, yanılıyorsunuz!.. İstanbul Boğazı ilk kez suyun üstünden yürünerek geçilmiştir!.. Yanlış okumadınız, İstanbul Boğazı ilk kez denizin üstünden, bizzat suya basılarak, dalgalar arasında adım atılarak aşılmıştır. Nasıl mı?..Yakışıklı deniz subayı Attila Hülagü, dünyalar güzeli eşininde yardımlarıyla Boğaz'ı karşıdan karşıya geçmesini sağlayacak özel ayakkabıların yapımına koyulur.
Beylerbeyi Astsubay Okulu'nun önünde küçük birer kayığı andıran ayakkabılarını deneyem Attila Hülagü, aylar süren hesaplar ve çizimler sonucunda kendisini başarıya götürecek ayakkabıları yaptığına ikna olur. Vapurların üstüne asma köprünün gölgesinin düşmediği 1963 yılında istanbullular bir gün, su üstünde yürüyen bir adam görürler!..O gün, kaç isanın ve kaç martının şaşkınlıktan birbiriyle çarpıştığı bilinmemektedir!..
Bir martının uçma sisteminden ilham alarak, bisiklete benzer bir araca kanat takan Leonardo da Vinci, 1485 yılında tasarladığı paraşütle , insanın yüksek bir yerden atlayınca yera sağ salim inebileceği öngörmüştür.İnsanın uçması konusunda pek çok başarılı buluşa imza atan Leonardo Da Vinci , Haliç'e bir köprü yapmak istediği ve bu önerinin dönemin padişahı II. Beyazıt tarafından reddedildiği bilinir. Bu köprünün İstanbul'a kazandırılması planlanıyor. Ama asıl bilinmesi gereken, ünlü sanatçının bir hayalinin İstanbul Boğazı'nda gerçekleştiğidir: Bunu başaran da Attila Hülagü'dür. İnsanın su üstünde yürümesini sağlayan bir ayakkabı Leonardo da Vinci de düşünmüş, hatta bunun çizimini de yapmıştır. Bunun şifresini çözen ise Attila Hülagü'dür!
Boğaziçi'nde, mehtaplı gecelerde, birbiri ardına kürek çeken kayıklarla gezinmek 1900'lerin ilk yıllarına kadar modaydı. Kayıklardan birinde çalan saz takımına eşlik ederek şarkıların söylendiği Dünya'nın bu en şirsel yolculuğunu Abdülhak Şinasi Hisar Boğaziçi Mehtapları adlı eserinde anlatır bizlere ve der ki: "Ay, sanki bu sulardan sandalla gidebileceğimiz yuvarlak, parlak ve safdil yüzlü bir yerdi."
Ay ışığında, saltanat kayığıyla dolaşmayı en çok seven padişah I. Mahmut'tur. 1730 ve 1754 yılları arasında tahtta oturan I. Mahmut şiire ve müziğe düşkünlüğüyle ünlenmiştir. Mehtaplı gecelerde Boğaz ve Haliç sularında gezinen I. Mahmut, 13 Aralık 1754'te , cuma namazından saraya dönerken at üstünde fenalaşarak ölür. Bahçekapı'da babası II. Mustafa'nın yanına gömülen padişahın başucunda ilk gece Kuran okuyan hafızlardan biri, mezardan boğuk sesler duyunca, saraya koşarak durumu haber verir. Ne var ki, kardeşi III. Osman'ın tahta oturma töreni aynı gün yapılmıştır. İstanbullu arasında, I.Mahmut'un yaşadığını saraya bildiren hafızın bir daha dışarı çıkamadığı yıllarca anlatılırken , diri diri gömülen ve hiç çocuğu olmadığı için üzülen padişahtan geriye söylediği şu sözler kalır: "Dünyada iki şeyin tadına doyamadım; biri evlat, biri mehtap…"
Yahya Kemal de, "Gece" şiirinde, İstanbul Boğazı'nda, ay ışığı altında uzanan yolu anlatır:
Kanilli yüzerken uykularda Mehtabı sürükledik sularda…
Bir yoldu, parıldayan, gümüşten, Gittik…Bahs açmadık dönüşten.
Hülya tepeler, hayal ağaçlar…. Durgun suda dinlenen yamaçlar…
Mevsim sonu öyle bir zaman ki Gaaip bir musıkıyle sanki.
Gitmiş kaybolmuşuz uzakta Rü'ya sona ermeden, şafakta..
Ay'ın mehtaplı gecelerde Boğaziçi'nin sularıyla yıkadığı gümüş renkli saçları, kendisine ulaşacağımız bir yoldur. Sorun, bilim tarihimizde yapılan hamleleri bilmeyişimiz düşlerin, hayallerin, aydınlanmanın öykülerinden haberdar olmayışımızdır. Gerçek şair, ger.ek yazar, o yol kapanmasın , bir gün halkından biri o gümüş yoldan yürüyerek uzaya çıksın diye, Ay'ın saçlarını hiç usanmadan tarayan insandır. Attila Hülagü'nün Boğaz'ın sularında aramızdan birinin Ay'da adım atmasını sağlayacaktır.
Araba taşıyan ilk vapur Boğaz'da yüzdürülmüştür. Adını Namık Kemal'in koyduğu "Suhulet" 1872 yılında dünya denizcilik tarihinin araba taşıyan ilk vapuru olmuştur. Ama, İstanbul Boğazı'nın karşıdan karşıya vapursuz geçen bir araba da vardır!
Boğaz tarihinin ilginç olaylarından biri olan suda giden araba öyküsü içinse, 1965 yılının temmuz ayına gitmeliyiz. Mavi renkli arabanın içindeki kırmızı tişört ve şort giyen kadın güzelliğiyle herkesi büyülerken, kendisini hayran hayran seyredenlerin bakışları aniden korkuya dönüşür!..Genç kadın Yeniköy sahilinde arabasının direksiyonunu denize doğru kırar. İnsanlar, Boğaz'a düşen arabanın sularda kaybolacağını sanırken, yüzlerindeki korku ve telaş yerini şaşkınlığa bırakır. Üstü açık araba ardında köpükler bırakarak su üstünde yol almaya başlar!..
Bundan sonrasını Agah Özgüç'ten dinleyelim: "Bir süre kıyıyı takip etti. Bu arada bütün kıyı villaların Yeniköylüler'le dolmuştu. Hala mavi otomobilin içinden el sallayan Hülya'yı selamlıyorlardı. Birçoğu ilk defa denizde bir otomobilin yüzebildiğini görüyordu. Yeniköy'ün karşı kıyıları Çubuklu ve Kanlıca…Biz de motoru çevirip, sulara yarı yarıya gömülmüş otomobilin peşine düştük. Yakınımızdan gelip geçen bütün motorlar yavaşlayıp , Hülya'ya yol veriyorlardı."
Fotoğraflarını Erol Dernek 'in çektiği bu olay 24 Temmuz tarihli Ses dergisine kapak olur. İstanbul Boğazı'nı geçen arabanın direksiyonudaki güzel kadın ise Hülya Koçyiğit'ten başkası değildir. Dört tekerleği ve iki pervanesi olan "Amphicar Own" marka arabanın o yıllarda ülkemizde satış fiyatı 60 bin TL olsa da, gemileri karadan yürütmekle övünen bir milletten ilgi görmemiştir.
Hep yazdım, elim kalem tututkça da yazacağım: İstanbul'a bir Boğaz Müzesi lazım…Üstelik benzeri dünyanın bir başka ülkesinde asla kurulmayacak olan bir müze!..
Boğaz'ın iki yanında müzeler açıp, bu müzeler arasında gidip gelen vapur seferleri koymak mı?..
Belleğini önemsemeyen , güçlendiren, geleceği için müzeler yani bilgi mabetleri kuran bir toplum mehtaba çıkar!
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Tüm yazıları |
ShareThis
|
|
|
|
|
|
Türk Liderler:
Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem
|
|
|