|
Tüm Yazıları
ShareThis
|
Atatürk Neden Hiç Uçağa Binmedi?
23.02.2011 |
|
Okunma Sayısı : |
7988 |
|
|
Oy Sayısı : |
5 |
|
|
Değerlendirme : |
5 |
|
|
Popülarite : |
3,49 |
|
|
Verdiğiniz Puan : |
|
|
|
|
|
|
Atatürk Neden Hiç Uçağa Binmedi? Sunay Akın
İzmir'deki Alsancak ile konak Meydanı kıyısında bulunan gümrük deposunun birbirine bağlanılması düşünüldüğünde yıl 1870 idi. O dönemin en gözde ulaşım ağları olan deniz ve demiryolu taşımacılığının İzmir'deki buluşmasını sağlayacak projeleri hazırlarken, hak ettiği ünü heniz yakalamış değildir. Tasarımını içine tren girecek şekilde çizdiği gümrük deposunun çelik kirişlerini, askı ve kolonlarını Fransa'da hazırlatarak yola koyulur… Deniz kıyısında kurulan gümrük deposunun çatısı yedi bin metrekare tutmaktadır. Bina tamamlandığında çatıya konan kuşlara bakarak "Şimdilik denize doğru uzatıyorum hesaplarımı, ama bir gün gökyüzüne çıkıp sizin maviliğinize de konuk olacağım," diye düşünmüş müdür bilmem ; ancak gümrük deposunun rıhtımında kullanılan mermerlerin Efes'ten getirildiğini fısıldayabilirim kulağınıza.
O ki, İzmir'de başladık yazımıza, Soğukkuyu Tramvay Caddesi'nde bulunan 118 numaralı evdeki çocuğun yanına uğramamazlık etmeyelim. Bakın, daha yolun başındayken bir uyarıda bulunayım, kapıyı çalıp içeri girince, çocuğu odalarda aramayın boş yere. Çünkü, evin önünden geçen cadde mezarlıkta bitmektedir ve bugün bir cenaze alayı caminin mezarlığa doğru ağır ağır ilerlemektedir. Cenaze arabası mı?...Hayır, cenazelerin arabayla taşınmadığı yıllardayız. Tabuttan çok korkan çocuğu bodrum katındaki odalarda bulabiliriz. Zavallı, evlerinin önünden her cenaze geçişinde burada alır soluğu. Ayak sesleriminden ürkmesi için seslenelim: "Salah Birseeel.. Biz geldiiik!..
Tabutu en güzel anlatan şiiri yazmış olan Ömer Hayyam'ı okuduktan sonra, bir başka yazarımızın, Çetin Altan'ın tabut ile tanıştığı çocukluk anısına tanık olalım:
Biz gerçekten bir kukla sahnesindeyiz: Kuklacı felek usta, kuklalar da biz. Oyuna çıkıyoruz birer, ikişer; Bitti mi oyun, sandıktayız hepimiz.
Çetin Altan şöyle anımsar gördüğü ilk tabutu: "Edirne'de evimizin karşısındaki bir cenaze için getirilen bir tabutla teneşir görmüştüm. Onların en olduğunu sormuştum.Beni pencereden çekip başka yere götürmüşler ve o sıralarda Edirne'ye bir avcı uçağını babamla seyretmeye gittikten sonra, aklımı uçağa pek takmış olduğumdan , sopaları az buçuk kanada benzeyen tabut için "Küçük bir tayyare' demişlerdi. Evin karşısına gelen tayyareyi görmek için direnince de, 'gelip hemen gitti' diye , pencereden cenaze hazırlıklarını görmemi engellemişlerdi."
Mustafa Kemal Atatürk'ün , Dolmabahçe Sarayı'nın alt salonundaki katafalka konmuş bayrağa sarılı tabutu önünden geçen çocuklardan biri de Çetin Altan'dır: "Tabutun her iki yanında da generaller nöbet tutuyordu. Bu kez yüzde yüz Gazi için doldu gözlerim. İlk gördüğüm, sonra da ders hocalarından dinlediğim, sınıflarda, kitaplarda her yerde resimleriyle karşılaştığım, herkesten büyük olan adam oydu ve şimdi o, tabutun içinde cansız yatıyordu."
Savaş alanında kullanılan ilk uçaklar, bir cepheden diğer cepheye karadan taşınarak gönderilmekteydiler. Günler ve hatta haftalar süren bu taşıma işlemi sırasında uçağın hasar almaması neredeyse mucizedir. İşte, bu zorlukların yaşanıldığı 1917 yılının 21 Mart günü, Diyarbakır'daki 2. Ordu Komutanlığı'ndan , Başkomutanlık vekaletine 3817 no'lu bir şifre ulaşır: "Uzun bir yolu takip ederek kara vasıtalarıyla gelen uçaklardan orduda gerektiği şekilde istifade edilemediği daha önce edilinen tecrübelerle ortaya çıkmıştır. Bu durum, ordu nezdindeki uçak bölük komutanı tarafından da defalarca ifade edilmiştir. 16 Mart 1917 tarihli emirleriniz ile gönderileceği bildirilen uçağın karadan değil, uçarak Ulukışla- Maraş-Malatya üzerinden Elazığ'a getirilmesi için ilgililere emir buyurulması…Malatya'da bir uçuş meydanı vardır.Maraş'ta da meydanın hazırlanması için martın başında İstanbul'dan hareket eden Teğmen İlmer'in Halep'e gelerek orada, ordu uçak bölük komutanı Westfal'den talimat alması için tebligatı ve bu konuda emirlerinizi arz ederim."
Mesajın altında "Mustafa Kemal" imzası vardır. Atatürk'ün yazdığı bu mesaj, Anadolu üzerindeki uzun uçuş rotalarının ilklerinden olsa gerek. Havacılığa verdiği önemi "İstikbal Göklerdedir" sözüyle ölümsüz kılan Atatürk'ün emriyle , 20 Mayıs 1933'te dünyanın ilk sivil havacılık şirketlerinden biri olan "Devlet Hava Yolları" kurulur. Bugünkü adı "Türk Hava yolları" olan şirket iki Junkers, iki King-Bird ve bir de AT-9 tipi beş uçakla hizmete başlar. Bu beş uçağın toplam koltuk kapasitesi ise yirmi sekizdir!
Halkın uçaklara binmeye yanaşmaması üzerine Atatürk, Pazar günleri ucuz fiyatlarla Ankara üzerinde gezi turları düzenlenmesini ister. Bütün amacı, uçağa binmenin korkulacak bir şey olmadığına herkesin inanmasın sağlamaktır. Atatürk'ün uçakları sevdirme çabasına katılanlardan biri de Orhan Karaveli'dir. Ablası, ağabeyi ve babasıyla birlikte bu uçuşlara katılan Karaveli'nin 25 dakika süren gökyüzü serüvenini Bir Ankara Ailesinin Öyküsü adlı kitabından öğreniriz: "Keçiören'in Çoraklı mevkiinden bağ komşumuz Remzi ağabeyin pırıl pırıl 'T Ford'taksisine kurulup Etimesgut hava meydanının yolunu tutuyoruz. Her ikisi de, burundan tek motorlu bir Junkers F-13 ve bir AT-9, adam başı 2.5 lira ödeyip kuyruğa giren Ankaralıları kent üzerinde bir tur attırıp geri getiriyor. Kalkkışla iniş arası 25 dakika. Bize AT_9 rastlıyor. Gövde üstünde tek kanat. Yanlarda pilotunki hariç 4'er pencere. İki yanda tek kişilik 5'er koltuk. Kapasitemiz, uçuş ekibiyle birlikte 12 kişi. Tozlu pistte bir süre gittikten sonra tekerleklerin yerden kesildiğini hissediyoruz. Uçakta bizden başka iki aile daha var ama onlar çocuksuz. Bizim ve özellikle benim sorularım motor seslerine karışarak yolculuk boyunca devam ediyor.
'Baba şu aşağıdaki kibrit kutuları ne?' 'Onlar istasyondaki trenler oğlum.' 'Şu sivri kalemler ne?' 'Onlar minare oğlum…"
Uçağı sevdirmek isteyen Atatürk'ün tüm gezilerini deniz ve kara yoluyla yapmış olması nasıl açıklanabilir? Neden uçağa bindiğine dair hiçbir kayıt yoktur? Kendisini bir vapurun güvertesinde, otomobilde, tren penceresinde ve hatta traktörün üstünde gösteren fotoğraflar vardır da, neden bir uçağın yanında çekilmiş fotoğrafı yoktur?
Bu sorunun yanıtı, Eiffel'in , İzmir'deki gümrük deposuyla denize doğru yatay olarak attığı imzasını, kendi adıyla taşıyan kuleye dikey olarak gökyüzüne attığı Paris'tedir!..
Mustafa Kemal 1910 yılında Ali Rıza Paşa ile birlikte Picardie manevralarını izlemek üzere Paris'e gelir. Manevralar sonunda, uçuşa katılan uçaklara yabancı subaylardan isteyenlerin binebileceği duyurulur. Mustafa Kemal, gönüllü olarak öne çıkmıştır ki, Ali Rıza Paşa bileğini tutarak vazgeçmesini ister.
O gün, Mustafa Kemalsiz havalanan uçak, nazlı nazlı bir tur atar bulutların arasında. Ama aniden hızla yükseklik kaybetmeye başlayan uçak yere çakılır ve bir tabuta dönüşür!...
Atatürk'ün uçağa binmemesinin nedeni, gözleri önünde yaşanan bu korkunç kaza olsa gerek. Kim bilir kaç kere, uçağa binmeye karar verip, Ali Rıza Paşa'nın elini bileğinde hissederek vazgeçmiştir!..
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Tüm yazıları |
ShareThis
|
|
|
|
|
|
Türk Liderler:
Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem
|
|
|