|
Tüm Yazıları
ShareThis
|
Taş Uçağın İki Kanadı!..
27.03.2011 |
|
Okunma Sayısı : |
7918 |
|
|
Oy Sayısı : |
1 |
|
|
Değerlendirme : |
5 |
|
|
Popülarite : |
0 |
|
|
Verdiğiniz Puan : |
|
|
|
|
|
|
Taş Uçağın İki Kanadı!.. Sunay Akın
1962!...Doğduğum yılı çok seviyorum; son iki rakamında bir tavşan saklı sanki! Nerde bir "62" görsem, dayanamayıp tavşan yapma huyumu bilen ressam dostum Onay Akbaş "Her şairin gittiği bir mekan var bu kentte seninkini de buldum" diyerek bir kafeye götürdü beni Paris'te. Kafenin tabelasında şu yazılıydı : "Yellenen Tavşan."
Nazım Hikmet hayattaydı ben doğduğumda…Ve aynı yıl, Portekizli şair Daniel Filipe, adını ilk dizesinden alan şiirine şöyle bir başlangıç yapar:
Şu 1962 yılında taş uçaktaki Nazım Hikmet gibi değilim kentimdeyim nereye istersem gidebilirirm
Taş uçaktaki Nazım Hikmet!…Sahi, ne olablirdi ki "taş uçak?"..yoksa şair Nazım'ın uzun yıllar hapis yattığını bildiği için "taş ocağı" mı demek istemiş? Bir çeviri hatasıyla mı kaşı karşıyayız?
Taş uçak , daha doğrusu "Taş Tayyare" edebiyatımızda kaybolan bir romanın adıdır. Yaklaşık 3000 sayfa olan bu roman, 1946 tutuklaması sırasında, koruması için Tevfik Kent'e verilmiş , ne yazık ki , emanet edildiği bu kişinin korkması sonucunda yakılıp kül edilmiştir.
Romanın yazarı Nail V.Çakırhan'dır. Yazar, 1940 yılında, Servet-i Fünun dergisinde yayımlanan bir yazısında şöyle anlatır taş tayyareyi: "Taş tayyaremizin hissemize düşen odasının, tek pencerisinden seyrettiğimiz şehir, bilhassa geceleri o kadar çekici , harikulade idi ki, ne diyeyim bilmem, duyurulur, fakat anlatılmaz bir histi bu…"
Taş tayyare yada "taş uçak" Bursa Hapishanesi'nden başka bir yer değildir. Hapishanenin "T" harfi şeklinde olmasından dolayı mahkumlar bu adı takmışlardı ona. Bursa Hapishanesi denildiğinde de akıllara ilk önce Nazım Hikmet gelir şüphesiz. Nail V. Çakırhan, 1930 yılında 1+1=1 adlı şiir kitabını yayımlar. Bu kitap, Nazım Hikmet'in de bi rşiir kitabının adıdır aynı zamanda. Aynı adı taşıyan iki ayrı kitap mı var? Hayır, Nazım Hikmet ve Nail V. Çakırhan ortak bir kitap çıkarmışlardır. İki şairin birlikteliği , yalnızca bir şiir kitabının sayfalarını paylaşmakla sınırlı değildir. Nail V. Çakırhan'a kulak veriyoruz: Cağaoloğlu Yokuşu'ndaki polis teşkilatında bir ay boyunca işkence gördüm.Sonra da otuz arkadaşla birlikte cezaevine düştük. Bursa Cezaevi'nde Nazım 'la aynı koğuştaydık. İki buçuk yıl kaldık. O bol bol şiir yazıp durdu…"
Nail V. Çakırhan, 1934 yılında serbest bırakılana kadar Nazım'la aynı koğuşta klamadan önce de, ünlü şairin babasının evinde birlikte yaşamışlardır. Öyle ki, bir yıl Muğla'da kalan arkadaşının İstanbu'a geri dönüşü üzerine Nazım Hikmet, "Hol Geldin" adlı şiiriyle selamlamıştır onu:
Hoş Geldin! kesilmiş bir kol gibi omuz başımızdaydı boşluğun…
Çakırhan'ın başı ilk kez , lise yıllarından arkadaşlarıyla çıkardığı Halka Doğru dergisinde yayımlanan "Alev Yağmuru" adlı şiirinden dolayı derde girer. Şair, Konya Emniyet'inde gözaltındayken bir telefon gelir Ankara'dan: "Bırakın çocuğu!Ayıptır…"
Mustafa Kemal Atatürk'tür telefonun ucundaki ses!...Şair, şöyle anımsar o günleri: "Ben bu şiirde Atatürk'ü değil, Muğla'daki ağaları benzetmiştim derebeylerine. Atatürk, biz gençler için müthiş bir deha, taptığımız bir insandı. Ona hakaret etmeyi düşünmem bile mümkün değildi. İşgüzarın biri şiiri ters yorumlamış ve nezarete attırmıştı beni". Nazım Hikmet de, arkadaşıyla aynı düşüncededir: "Komünist olmam, Mustafa Kemal Paşa'ya saygı duymama, Anayasa'daki altı umdeye sahip çıkamama mani değildir ve neşriyatım bunun delilidir."
Çakırhan ile Nazım'ın hayatının kesiştiği bir nokta da, İstanbul Boğazı'dır! Nazım , 1951 yılında, Tarabya kıyısıdan bir motora binerek ayrılır memleketinden.. Çakırhan ise, 1937 yılında, Odesa'dan bindiği bir takayla Karadeniz'de dört gün yol aldıktan sonra, Rumeli Hisarı önünde karaya çıkar. İstanbul Boğazı birinin hayatına ayrılık, öbürüne ise memlekete kavuşma olarak girer…
Ne var ki, her iki şair de hüzünlüdür, Boğaz kıyısında memleketindeki son adımını atan da, yıllar sonra doğduğu topraklara ilk kez ayağını basan da!...
Hüzünlüdür çünkü, Nazım Hikmet karısını ve oğlunu bırakmıştır geride…
Çakırhan ise, Moskova yakınlarındaki bir tekstil fabrikasında görüp aşık olduğu karısı tasia'dan ayrılmak zorunda kalmıştır…
Üstelik , Tasia sekiz aylık hamiledir!
Boğaz kıyısında birbirine sarılmış el ele yürüyen sevgililer gördüğümde hüzünlenmem de, işte bu yüzdendir.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Tüm yazıları |
ShareThis
|
|
|
|
|
|
Türk Liderler:
Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem
|
|
|