Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Sunay AKIN Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

Yalnız Hilal
15.04.2011
Okunma Sayısı : 9022
Oy Sayısı : 1
Değerlendirme : 5
Popülarite : 0
Verdiğiniz Puan :
 

 

Yalnız Hilal
Sunay Akın


Viyana'yı kuşatmak için yola çıkan ordu, geride kalan kasabalarda birkaç askeri tedbir olsun diye bırakıyordu. Viyana yakınlarındaki Lambach kentinde de bir grup askerin kalması uygun görülür..

Lambach'taki askerler günlerini gün etmeye başlarlar. Arkadaşları Viyana kapılarında kırılırken , onlar şarap şişesini sabah akşam ellerinden bırakmıyorlardır.

Kuşatma bozgunla sonuçlanınca püskürtülen Osmanlı ordusu neyi var, nesi yoksa toplayarak geri dönüş  yolculuğuna hazırlanır. Önlem olsun diye civardaki köylere ve kasabalara bıraktıkları Yeniçeriler de durumdan haberdar  edilip, geri çağrılır.

Lambach'taki askerlere kuşatmanın sona erdiği , orduya katılmaları haberi gelir, ama aralarından  biri sanki yer yarılıp içine girmiştir. Yok!.. "Ali" adlı yeniçeri hiçbir yerde yoktur…Ara, ara ,ara Ali yok!...Arkadaşları  fazla vakitleri olmadığı için aramadan vazgeçerler ve Lambach'tan ayrılırlar.

Ali sızdığı yerde uyanır ve şöyle bir gerinir. Kılıcını, kalkanını yerden alan Ali sokağa çıkar…Allah, Allah!...Lambach halkı bir tuhaf bakmaktadır kendisine! Aaaa, üstüne üstüne geliyorlar…. "Gelmeyin lan,"  diye bağırıp kılıcını gösterse de hiç kimseyi korkutamadığını  kısa sürede kavrar. Olup bitene bir anlam veremeyen zavallı Ali, sokaklarda koşmaya başlar. Nasıl koşmasın ki, tüm Lambach  arkasından onu kovalamaktadır…Sanki, Viyana kuşatmasının tüm faturası  ona kesilmiş, hesabı Ali ödeyecektir.

Kiliseye sığınan Ali'nin arkasından Papaz Efendi  kapıları kapatır ve halkı sakinleştirir. Nefes nefese kalan Ali, kendisine gelince anlamaya başlar; ordu  İstanbul'a geri  dönmüş ama  o Lambach'ta kalmıştır.

Kilisesindeki ilk gecesinde Ali, yattığı yerden gökyüzüne bakar. Orada , hiçbir yere gidemeyen, yalnız bir hilal  vardır. Ali'nin  bedeni de yatakta bir hilal şeklini almıştır. O da, gecedeki kardeşi gibi yalnızdır ve karanlığa, bilinmezliğe tutsaktır!...

Kilise mezarlığındaki bir taşa şu  ad yazılmaktadır: "Ali Lambacher…"Yani Lambachlı Ali!...Kilisenin  giriş kapısının  üstündeki heykelde de bir Aziz göze çarpar. Kalın kaşlı, pala bıyıklı bir "Aziz" dir bu. Ve elbette Ali'den başkası değildir. O heykeldeki Ali kendi kendine konuşmaktadır sanki: "Şu işe bak yahu; ne amaçla geldik, ne olduk!"

Ali elinde olanak olsa da ülkesine dönmez. Çünkü, biliyordur ki, ülkesinin tarih kapılarında onun hikayesi yer almayacaktır!...Ali bilmektedir ki, kendi ülkesinde üniversite seçme ve yerleştirme sınavlarında adı  geçmeyecektir…Oysa, yanlış bir şık ta olsa buna razıdır!..

Lambachlı Ali'nin heykelinin bulunduğu kilise kapısının altından tam dört yıl gelip geçen  bir öğrenci , sigara içerken yakalandığı için atılır rahip Okulu'ndan.

11 yaşındaki öğrenci, Ali'nin  içeri alınarak  hayatının  kurtulduğu kapının dışında affedilmesi için gözyaşları döker, yalvarır…Ama boşuna!

O öğrenci "Adolf Hitler" adını taşımaktadır!

Demek ki, sigara yalnızca bireyin değil, tüm insanlığın sağlığına zararlıdır….Ve, sigara içerken yakalanan  her öğrenci okuldan atılmalıdır!

Hitler ile bir Türk  savaşçının tarihin derinliklerine gömülü birlikteliği , yalnızca Lambachlı Ali'nin öyküsü değildir.

1940'lı yılların başında, Naziler tarafından , kendilerine bağlı bir Türk lejyonunun  kurulmasına karar verilir. Bu konuda, SS subayı Berger, Hitler'in  danışmanı Grothmann'a 24 Kasım 1943 tarihli bir rapor sunar. Raporda şunlar yazılıdır: "Türk lejyonu sorunu  bizim için  çok önemlidir. Biz, Batı Müslüman (!) bir orduya karşı, Doğu müslüman bir ordu çıkarabilirsek, o zaman 220 milyon Müslüman için de önemli, büyük bir müftüyle birlikte  çalışmamız başarı açısından  selamlanacak bir durumdur!"

Berger'in sözünü ettiği "Batı Müslüman"  ordusu, şüphesiz ki bizim ordumuzdur. Nazilerin  bu planı o yıllarda başarılı olamamıştır; ama Amerika'nın  Sovyetler Birliği'ne karşı Usame bin Ladin 'e verdiği destek  ve sonrasındaki gelişmeler, sömürgeci, "mandacı" anlayışın  aynı taşı 50 yıl sonra bir kez daha oyuna soktuğunu göstermektedir. Kimi  tarihçiler, yazarlar, Ay'a gidenlerin  aslında Almanlar olduğunu, Amerikalıların sadece şoförlük yaptıkları düşüncesindedir. Bunun da nedeni , İkinci Dünya Savaşı'nın  sonlarına doğru Amerikalıların , Alman bilim insanı Van Brown'u  ülkelerine  kaçırarak, füze projelerine sahip çıkmaları ve bu sayede Ay'a ulaşmalarıdır. Amerika'nın  egemenlik kurmak istediği Müslüman ülkelerde kimi tarikat liderlerine sahip çıkarak  "büyük bir müftü"  yaratma çabası da, tıpkı uzay  projeleri gibi Almanlardan  devraldığı bir mirastır.

Berger şöyle devam ediyor raporuna: "Bu noktada bizim için zorluklar olacağı açıktır. Bu çapulcuların (!) çetelerin  bölgesinde devreye sokulması gerekir. Eğer başarısız olurlarsa onları kurşuna dizeriz. Bizim için kolay bir iş!..."

Tatarlar, Kafkasyalılar ve Türklerden oluşan "Türkistan Lejyonu" na katılanları "çapulcu" olarak tanımlayan Nazilerin, kendi saflarına çekmeye çalıştıkları "ari ırk" tan  olmayanları ne gözle gördükleri , Berger'in raporundan bir kez daha günümüzü aydınlatıyor!

Türkistan lejyonu, 458 kandırılmış "çapulcu" dan oluşuyordu ve başında Nazi General Mayer – Mader bulunuyordu. Bu örgütün  simgesi, önceleri Semerkant'taki "Şah Sinda Camii"yken  sonradan ok ve yay  olmuştur. Ordunun, mavi ve böğürtlen kırmızısı olan bayrağına Alman subay Ernekce tarafından Nazilerin  simgesi olan gamalı haç da konulur; elbette üstüne tünemiş kartalıyla  birlikte!...Ne var ki sonradan bu amblem bayraktan kaldırılır.

Mayer-Mader ordudan kaçanlar olduğunu, böylelikle güvensizlerden arındırıldığını belirtir. Lejyondaki askerlerin tecavüz ve yağma olaylarına çokça karıştığının, bu yüzden üstlerinde "demirden bir el" olması gerektiğinin de önemini vurgular!...

Olzcha adlı  bir başka Nazi de 1944 yılında, Turancılar ile Nazilerin  ilişkisini şöyle açıklar: "SSCB dışındaki Pan –  hareketi anti Bolşevik eğilimler taşıdığı için onların  dayanışması Almanların çıkarlarıyla uyum içindedir: Doğu'daki düşmanın  güçsüzleştirilmesi amacına kadar!"

Olzscha bu görüşüne 30 Ekin 1944 tarihinde yazdığı "Turan Düşüncesi" adlı raporunda yer verir. Açıkça görülüyor ki Naziler, milliyetçi duygularını  sömürerek  kandırdıkları insanları  bir paspas olarak görmekte , ayaklarını sildikten , yani  "amacına" ulaştıktan sonra kaldırıp atmayı düşünmektedir. Bu arada , Nazi ırk  öğretisinin  mimarlarından Hasan F.K. Günther de Attilla ve Timurlenk gibi tarihi kimlikleri SS anlayışıyla sunmak çabasındadır. Bu arada , İstanbul'da neler oluyor? Bir Nazi olan Dr. Scurla, Türkiye'deki Almanları tek tek fişlemektedir. 7 aralık 1942 tarihli Vatan Gazetesi yasaklanıyor. Bunun nedeni, sayfalarından birinde Charlie Chaplin'in Hitler'le alay eden fotoğrafının yayımlanmasıdır.  4 Mayıs 1942'de ise Anadolu Ajans'ta çalışan 26  Yahudi yurttaşımız işten atılıyor!...Bu örnekler bile, Nazi propaganda dalgasının yandaşları sayesinde ülkemizdeki etkisini göstermek için yeterlidir.

Türkistan Lejyonu hiç savaştı mı?...evet, Nazilerin eğittiği  "çapulcu"lar, İtalya'da, faşizme karşı direnen Partizanların önüne atıldılar…

Türkistan nireee, İtalya nire?...

İtalyan direnişçilerin ünlü "Çav Bella" şarkısı var ya…Demek, o şarkı söylenirken karşı  tarafta "bizimkiler" varmış!..


Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org