Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Sunay AKIN Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

Boğaziçi'nde Kırık Bir Kanat Öyküsü…
06.06.2011
Okunma Sayısı : 8413
Oy Sayısı : 0
Değerlendirme : 0
Popülarite :
Verdiğiniz Puan :
 

 

Boğaziçi'nde Kırık Bir Kanat Öyküsü…
Sunay Akın

Hazerfen Ahmet Çelebi 'nin  kıtalar  arası ilk insan uçusunu gerçekleştirdği  İstanbul Boğazı'nda, Bebekli Atıf Bey ne yazık ki unutulmuştur! Teknik araçlara son derece meraklı olan Boğaz Kıyısında şirin bir köy olan Bebek'te yaşayan Atıf Bey, ilkel de olsa İstanbul'da ilk uçağı yapan insandır. Gürgen ağacı ve saçtan yapılan  uçağın  kuyruğu , kanadı ve pervanesi bulunmaktadır. 1861 yılının  26 Haziran gününde, tüm Bebekliler Protestan Bahçesi'nde toplanırlar. O gün, uçacağını duyuran Atıf Bey, pervanesini ayaklarıyla döndürdüğü uçağıyla yüksek bir yerden havalansa da, ancak 10 metre uçmayı başarır. Yaralanan Atıf Bey'e , İngiliz Okulu'nun öğretmenleri ilk tedavisini yaparken, Bebekliler , babasından  kalan parayı böyle saçma sapan işlere harcadığı gerekçesiyle kendisini mirasyedi bir budala ilan ederler!

Kırılan keşke sadece Bebekli Atıf Bey'in  birkaç kemiği olsa!... Hakkında söylenenlerle gururu da kırılan , inancı  ezilen uçuş  sevdalısı  bu Boğaz çocuğunun, martıların oyununa bir daha karışıp karışmadığı bilinmez. Atıf Bey, uçmayı denediyse de, bunu gözlerden ve dillerden uzak bir yerde ve zamanda yaptığını düşünmek yanlış olmayacaktır.

Boğaziçi'ndeki kanatların tarihine bakacak olursak, bir  hayal kırıklığının da Beşiktaş'ta yaşandığınıı görürüz. Cumhuriyet tarihinin  ilk uçaklarının  satın alınması için para yardımı  istenilen  işadamı Nuri Demirdağ şu karşılığı verir: "Mademki bir millet tayyaresiz yaşayamaz, öyleyse bu yaşama vasıtasını başkalarının  lütfundan beklememeliyiz. Ben bu uçakların fabrikasını yapmaya talibim."

Nuri Demirağ "Tayyare Etüd Atölyesi" adındaki uçak fabrikasını 1936'da, Beşiktaş'ta kurar. 12 eğitim uçağı , 65 planör ve 1 adet yolcu uçağının üretildiği fabrikada çalışan "Ferruh" adındaki genç adamın gözü, işe gitmek için her gün önünden geçtiği Fındıklı'daki Güzel Sanatlar Akademisi'ndedir. Bu okuldaki öğrencilerle arkadaşlık kuran genç adam , uçak fabrikası kapanınca Akademi'nin  sınavlarına girer ve ressam Nazmi Ziya'nın  atölyesine kabul edilmeyi başarır. 2009 yılının  ilkbaharında yıkılan uçak fabrikasında gençliğinin  ilk yıllarında çalışmış olan genç adam, resim tarihine imzasını Ferruh Başağa olarak atacaktır…

Güzel Sanatlar Akademisi'nin yanındaki Donanma Çay Bahçesi , yalnızca öğrencilerin  değil, hayalleri Boğaz'ın  kıyısındaki bu okulda ders veren sanatçıların atölyelerine girmek olan öğrenci adaylarının da gittiği bir yerdir. Aşkın da kanatları vardır ve gün gelir kırılır, diyerek , 1970'li yılların başında, Donanma Çay Bahçesi'nin masalarından birinde oturan iki gencin yanına konuk oluyoruz. Genç adam sevgilisine "Civciv" genç kız da ona "Çılgın" demektedir. İki sevgili de baraj sınavını  geçmiş, asıl sınava hazırlanmaktadır. Yani, iki sevgili birlikte ders çalışmakta ve okulun  kuytu köşelerinde fırsat buldukça öpüşmektedir. Çılgın kararlıdır, sanat tarihi sınavında Civciv'i yanına oturtacak ve ona yardımcı olacaktır. Öyle de yapar; ama bir gözetmen yanına gelerek , "Kalk bakim sen oradan !" deyince tüm planlar altüst olur. Çılgın, o ana kadar altmış sorudan  ikisinin yanıtını sevgilisine fısıldayabilmiştir!

Çılgın, soruların yanıtlarını yazarken bir an uzaklaştırıldığı sevgilisine bakar:. Civciv'in önündeki kağıda yanıtlarından çok gözyaşı damlamaktadır…

Akademi'nin sınav sonuçlarının asıldığı duvarın önü kalabalıktır o gün.. Öğrenci adayları  heyecanla adlarını aramaktadır listelerde…Üzülenler arasında Çılgın da vardır. Hayır! O, mimarlık bölümüne girmiştir ama Civciv hiçbir bölümü kazanamamıştır.

Sonbahar geldiğinde Akademi açılır, Donanma Çay Bahçesi kapanır. Çılgın'ı okulun kantininde görürüz; tek başına oturmuş , masaları , sandalyeleri kaldırılmış  Donanma Çay Bahçesi'nin boşluğuna bakmaktadır. Civciv geri dönmüştür İzmir'e…Genç kızın otobüste yazdığı mektubu Çılgın hep yanında taşımaktadır: "Ah Çılgın, Çılgın şu an beraber olmalıydık. Kırmızı , kıpkırmızı. O birbirimizi bekleyeceğimiz kırmızılıkta. Falansız filansız bir kırmızı ve bir yerde incecik ay. Böyle bir gün bitimi kollarımı  boynuna dolayacağım. Bunu istiyorum…Işıkları söndürdüler. Ne güzel!..'Ayrılsak da Beraberiz'çalıyor radyoda…Saat sekizi geçiyor, İzmir'e girdik ..Senin bilmediğin benim tanıdığım yerler. Attilla İlhan buraları çok sever…"

Çılgın durur mu? O da hergün mektup yazar İzmir'deki Civciv': "Bugün Bina Bilgisi'nden sınav vardı. Soru, ezbere Akademi ve çevresinin planının  çizilmesi. Duvarlar yani, duvarlarımız. En başarılı benimki oldu herhalde. Arka duvarları kimse bilmiyordu, biz biliyoduk. Sonra çay bahçesi , kız lisesi tarafı, kantinin  arkasındaki kaldırımda bulunan anlamsız basamaği çizdim.Seninle birlikte çizdik yani."

Gün gelir, mektupları kesilir Civcin'in…Merak içindeki Çılgın  bir haber alamaz sevgilisinden. Bir gün, Gümüşsuyu'ndan Dolmabahçe'ye doğru yürürken , az ileride duran dolmuştan iki genç kızın indiğini görür. Biri Civciv'dir!

"Hosteslik sınavına geldim Çılgın."
"Niçin bana haber vermedin? Niçin mektuplarıma yanıt vermedin?"
"Sınavdan sonra konuşalım mı Çılgın?"

Genç adam uzun süre ayıramaz bakışlarını , Civciv'in  içeri girdiği Türk Hava Yolları binasının kapısından…Ertesi gün, Fındıklı'da buluşur iki sevgili. Çılgın öpecek olur Civciv'i genç kız kaçırır dudaklarını. "Yapamam Çılgın. Nişanlıma söz verdim!"

Ne demiştik yukarılarda bir yerde: "Aşkın da kanatları  vardır, gün gelir kırılır…"Ama, okuduğunuz bu Boğaz öyküsünde kırılan sadece aşkın kanatları değildir. Çılgın bir gazete alır, 4 Mart 1974 tarihinde…

Ankara adlı uçağımız Paris'te düşmüş, 12'si mürettebat, 345 yolcu olmak üzere 357 insan ölmüştür…

Çılgın, yani Ferhan Şensoy , uçakta görevli hostesler arasında Civciv'in de adını okur!


Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org