Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Sunay AKIN Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

Külkedisi'nin Ayakkabıları
25.05.2012
Okunma Sayısı : 3321
Oy Sayısı : 1
Değerlendirme : 5
Popülarite : 0
Verdiğiniz Puan :
 

 

Külkedisi'nin Ayakkabıları


Üvey annesinin çok kötü davrandığı öksüz kız, saraydaki bir düğüne katılır.

Eve dönerken, ayağındaki  terliğin  birini havuza düşürür.

Padişahın oğlu av dönüşü havuzdaki terliği bulur ve sırmalı terlik kimin ayağına olursa onunla evleneceğini tüm ülkeye ilan eder.

Masalın sonunda sırmalı terlik öksüz kızın ayağına uyar ve padişahın oğluyla evlenirler…

Haklısınız, Külkedisi masalının neredeyse aynısı olan, yukarıda okuduğunuz Öksüz Kız masalının  eski bir Türk masalı olduğu söylenir.

Bu eskilik, 1967 yılında derlediği ve içlerinde Çizmeli Kedi ile Kırmızı Başlıklı Kız'ın da yer aldığı  sekiz masaldan biri olan Cendrillon, Türkçe adıyla Külkedisi'ni ya da Sindirella'yı yazan Fransız yazar Charles Perrault'dan öncesine mi dayanır, bilemiyoruz.

Dünyanın en çok bilinen masallarından biri olan Külkedisi'nin, Doğuya mı, yoksa Batıya mı, ait olduğu tartışmalarını bir kenara bırakıp, biz Külkedisi'nin merdivenlerde düşürdüğü ayakkabısının İstanbul'da olduğunu söyleyerek, bu iddiamızın kanıtlarını ortaya koyalım…

Waterloo Savaşı'nda gösterdiği başarıyla İngiliz ordusunun gözde askerleri arasına giren Thomas Pardoe, resmi bir görevle 1835 yılında İstanbul'a gönderildiğinde, kızını da yanında götürür. Julia Pardeo, ilk şiir kitabını on dört yaşında yayımlamış, 1833'te gittiği Portekiz seyahatini de kaleme almış şair ve yazardır.

İstanbul'da dokuz ay kalan Julia Pardeo, bir masal kitabının sayfaları arasında gezinir gibi kaleme alır bu büyülü kenti. Külkedisi'nin ayakkabısının İstanbul'da olduğuna dair ilk belgeyi de Pardoe'nun The City of Sultan an Domestic Manners of the Turks (Sultanlar Şehri İstanbul, Çev: Banu Büyükkal, İş Kültür Yayınları) adlı kitabında buluruz.

Yazar, Kapalıçarşı'ya gitmek için bindiği arabayı bakın nasıl anlatıyor: "Arabayı gördüğüm an, perinin Külkedisi için kabaktan yarattığı arabanın nasıl bir şey olabileceği gözümde kusursuz şekilde canlandı.

Üstü kapalı ufak bir lando tarzında olan arabanın dışı baştan aşağı koyu kırmızı kumaş, mavi ipek saçaklar ve püsküllerle döşenmişti, içi ise tam olarak yaldızlanmış bir zencefilli çöreği andırıyordu."

Külkedisi'nin arabasına İstanbul'da rastlayınca, düşürdüğü ayakkabısının da pek uzakta olmadığını düşünmek yanlış değildir, umarım!...

Julia Pardoe, Padişah II. Mahmut'un kızı Fihrimah Sultan'ın, Seyit Sait Mehmet Paşa'yla olan düğününe tanık olur. 28 Nisan 1836 günü, Dolmabahçe Hasbahçesi'nde düzenlenen düğünde gelin alayında nelerin aldığını sırayla anlatır Pardoe:

İlk önce, üflemeli çalgılarla Mahmudiye Marşı'nı çalan mızıkayı takip eden askerler geçer.
Ardından, padişahın kızına armağan ettiği, kızıl üniformalar giymiş içoğlanların çektiği 12 beyaz katır…

Her biri dört at tarafından çekilen, içleri rengarenk, simli kumaşlarla dolu 5 araba.
Sırada üstleri açık 3 at arabası var. Her birinde Fihrimah Sultan'ın gümüş sofra takımları sergilenmekte…

Yol kenarına dizilmiş İstanbulluların ağzı açık bir şekilde seyrettiği gelin alayında içleri sandık dolu 5 at arabasının geçmesinden sonra, başlarında yapma çiçeklerle süslenmiş sepetler taşıyan 150 köle görülür….

Sepetlerde neler yoktur ki; altın, ibrikler, mücevher kakmalı leğenler, parfüm şişeleri, değerli taşlarla süslü sürahiler, zümrüt kakmalı saç fırçaları, içlerinde doldurulmuş kuşlar olan altın kafesler, mücevherleri parlayan çalgılar…

Fihrimah Sultan'ın çeyizinin sergilendiği düğün alayında Julia Pardoe'yu en çok etkileyen görüntü bundan sonra gelecektir.

Yazarın kendisinden dinleyelim: "Ama en şahane gösteri daha yeni gelmekteydi: Sim ve sırmaları her renkten ipekle karıştırılarak işlenmiş ve dokuları örümcek ağı gibi incecik olan nakışlı yemeniler, yenlerine ve göğüslerine değerli taşların işlendiği kadife cepkenler; altın ve gümüş yıldızlar serpiştirilmiş şalvarlar; renkli mücevherlerle süslenmiş beyaz ipek entariler;üzerine inci tozu saçılmış keten kaftanlar; Külkedisi'ninkiler kadar minnacık, ipek saçakları olan ve yakut tozu serpilmiş terlikler…"

Külkedisi'nin ayakkabısının Fihrimah Sultan'ın çeyizleri arasında bulduk işte!... Hem de bir tane değil, sürüsüne bereket!...

İddiamızı doğrulayan belgeler sadece bunlar değil! 1863 ve 1864 yılları arasında, Osmanlı Bankası'nda çalışan Rene du Parquet'nin, İstanbul izlenimlerini okursak, burada da tezimizi güçlendirecek bir kanıt buluruz.

Ülkesi Fransa'ya dönünce bankacılık alanında yaptığı kariyeri terk edip, Paris'te botanik ve hayvanat bahçesinde çalışacak kadar doğa aşığı olan Parquet, Kapalıçarşı'da ayakkabıcı dükkanlarının  bulunduğu bölümü şöyle anlatır: "Akla gelebilecek bütün ayakkabı çeşitlerinin sergilendiği şu uzun yol boyunca gezmeye devam edelim; terlikler, pabuçlar, Rabelais'nin tabiriyle 'çizmeler, çizmecikler, çizme azmanları'…

Bazılarının  uçları yukarı doğru kıvrık, diğerlerinin arkası açık, kimi topuklu, kimi topuksuz, bazıları pullarla yani payetlerle süslenmiş; alacalı renklerde ipek astarlı olanlar, hatta altın veya değerli incilerle işlenmiş olanları bile var! Düzenli bir şekilde dizilmemiş halleriyle, hayal edilebilecek en garip ayakkabıcılık müzesini meydana getiriyorlar."

Ayakkabı müzesi!... Külkedisi'nin ayakkabısı, bu unvanı hak eden Kapalıçarşı'da olmayacak da, sorarım nerede bulunacak?...

İstanbul'da tanıştığı ev sahibesinin kızı, İspanyol asıllı Maria Filomena Angela Pons'a aşık olan ve evlenen, Rene du Parquet, Kapalıçarşı'daki ayakkabı dükkanlarına duyduğu hayranlığı şöyle tanımlar: "İstanbul hamallarının  kaba kırmızı maroken  ayakkabılarından tutun da Türk kadınlarının  çıplak bacaklarını saran yumuşak sarı deriden çizmelere kadar, burada her şey var. Zaten fazlasıyla uzamış olan bu listeyi tamamlamak için daha bir hayli saymam gerekirdi. 15 kuruşa (yaklaşık 3 frank ) emin olun Paris'in en müşkül pesent ve süslü metresini memnun edecek, Külkedisi'nin ayağına yaraşır, yerli bir ayakkabı bulursunuz."

Pardoe gibi Parquet de İstanbul'da gördüğü ayakkabıların güzelliği karşısında Külkedisi'ni anımsıyor! Bir masal ayakkabısının izini de, hayata masalsı bir duyarlıkla bakan insanların kitaplarında sürmeyeceksiniz de, nerede arayacaksınız?

Fihrimah Sultan, düğününden iki yıl sonra, doğum yaparken son nefesini verecektir…
Masallarda hayatın ayrıldığı yer de işte burasıdır. Hayat, masallarda olduğu gibi mutlu bir sonla bitmeyebilir.


Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org