Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Doğan Hızlan Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

Bir Kelime Bir Cümle Oyunu DOĞAN HIZLAN
10.02.2011
Okunma Sayısı : 10947
Oy Sayısı : 4
Değerlendirme : 5
Popülarite : 3,01
Verdiğiniz Puan :
 

 

Bir Kelime Bir Cümle Oyunu DOĞAN HIZLAN

.
.

 Kendi sesiyle

.
.

Bir Kelime Bir Cümle Oyunu DOĞAN HIZLAN
Deşifresi

Doğan Hızlan (DH)
Bülent Şenver (BŞ)

BŞ: Sayın Doğan Hızlan ile birlikteyiz. Kendisine dedim ki "Bir oyun oynayalım mı?" Ouyunun gençler için olduğunu duyunca "Tabiki" dedi ve gençleri kırmadı. Benimle gençler adına küçük bir oyun oynayacak. Oyunumuzun adı 1"Bir kelime bir cümle." Ben Doğan Hızlan Bey'e bir kelime söyleyeceğim, o kelimenin kendisine çağrıştırdığı birkaç cümleyi bizimle paylaşmasını rica edeceğim.

Sayın Dığan Hızlan, benimle bir kelime bir cümle oyununu oynamaya hazır mısınız?

DH: Hazırım.

BŞ: Kelime hoşgörü cümle kelime.

DH: Kendimize, başkasına hoşgörü göstermeliyiz. Bu hoşgörü öyle bir davranıştır ki başkalarında eleştirdiğimizi  kendimiz yapmamalıyız. Ya da bizim yapmadığımız, bizim benimsemediğimiz  hoşumuza gitmeyen bir şeyi başkası yaparsa, onun kişiliği için de bu  hoşgörüyü düşünmeliyiz.

Aslında çok güzel bir yorumdur tolerans sözünün  Türkçe karşılığı ama hoşgörü daha güzel bir anlam ifade ediyor. Yani karşınızdakini anlama çabasıdır. Karşımızdakini yargılamadan şartlarını, koşullarını bilme çabasıdır.

Dünyada insanın yaptığı her şeyin insana yabancı olmadığı gerçeğini  anlamak bence hoşgörünün özetidir.

BŞ: Kelime kütüphane cümle.

DH: Her evin bir kütüphanesi olmalıdır. Neden derseniz? Bu kitaplara baktığımızda insanı mutlu eder. İlk aldığınız kitaba  baktığınızda , yaşamı nasıl algıladığınızı? Neleri sevdiğinizi? Neleri beğendiğinizi? Nelere kızdığınızı ? Neleri iyi görmediğinizi o kitaplar size anlatır. Sessiz tanıklar baktıkça, okudukça , sesli gerçek bir dosta ve gerçek bir dosta dönüşürler.

BŞ: Kelime kıskançlık cümle.

DH: Kışkançlığın korkunçluğunu aslında edebiyat öğretir insana. Bunların da başında Shakespeare  geliyor. Çünkü kıskanmak insanı benliğinden koparıyor, ilkelerinden koparıyor, gerçeklerden koparıyor . Öyle bir dünya yaratıyorsunuz ki suni ve sanal dünyanın tutsağı, esiri oluyorsunuz. Ve sonunda bakıyorsunuz ki nedir bu aslında? Hiçbirşeymiş. Kıskançlığın hiçbirşey olmadığını baştan akılla, zeka ile bilmek gerekiyor.

BŞ: Kelime zenginlik cümle.

DH: Zenginlik elbette ruh zenginliği diye başlar. Ama bir insanın asgari yaşama koşullarını sağlayacak zenginlik sözünü kullanmayıp ama bir gelir, bir ekonomik düzeyde olması gerekiyor.

Zenginlik aslında o kadar değişik bir kavram ki, bakıyorsunuz benim için çok kitap zenginlik. Birisi için çok eser vermek zenginlik. Birisi için çok müzik dinlemek zenginlik. Birisi için de bütün deneyimlerinden bir söz çıkartmak , bir sonuç çıkartmak zenginlik.

Sadece para zenginliği insanın hiç peşinden koşmaması gereken bir zenginlik.

BŞ: Kelime etik cümle.

DH: Etik, bir insanın bir toplumda  saygın yaşaması için, kendine hesap verirken dürüst olması için, bir günün sonunda evine gittiğinde, düşündüğünde yaptığının kendine değil daha çok başkalarına zarar vermediği bir değerlendirmek için bir takım ölçütler toplamıdır.

BŞ: Kelime aşk cümle.

DH: Kitap aşkı, müzik aşkı, yaşama aşkı, gerçek insanda aşkı hiç kuşkusuz. Fuzulinin dediği gibi "Aşk imiş her ne var  alemde"  onun için de gerçekten bunca kitap yazılmış , bunca beste yapılmış ama bence en tanımsız aşk. Çünkü neden derseniz? İnsan aşık olduğu şeyi öyle bir seviyor ki, aşık olduğunu öyle bir yüceltiyor ki  sadece bir insan değil bu her ne olursa olsun, çok emek veriyorsunuz.

Bana bir dostum bir söz söylemişti , bir Erzurum atasözüymüş "İnsan çektiği çileye aşık olurmuş" Neden öyle? Çünkü çok emek verdiğiniz için. Kendinizi ona adadığınız için.

BŞ: Kelime ölüm cümle

DH: Onun için Nükhet Güz'ün bir sözü var "Ne ölümden kork , ne onu iste" diyor. Elbet yaşamının karşıtı ama ikisi hep birarada anılıyor. Dileyelim  ki kahramanlar gibi ölümsüzlük varmış gibi çalışalım,  ama Nükhet Güz'ün dediği  gibi  de  geldiğinde de hiçbir şey yapamayalım.

BŞ: Kelime Türkiye cümle

DH: Türkiye, elbette hepimizin çok sevdiği bir ülke. İnsan en çok da sevdiğini eleştiriyor. Bende eleştiririm "Bu İstanbul çok kalabalık" "Niye Türkler böyle yapıyor" derim. Ama bu insanın sevdiğini eleştirmesi gibi. En güzel bir şey vardır derler ki "debbah" yani derici sevdiği deriyi yerden yere vururmuş. Biz de öyleyiz. Başka bir ülkeyi eleştiryormuyuz? Ama Türkiye'yi sevmek için hiç kuşkusuz ben bütün kültürleriyle, bütün farklılıklarıyla birlikte sevmek  gerekiyor. Büyük kentleri değil, Anadolu coğrafyasının, her olayı , her insanı ve her kültür olayını. Müziğinden, edebiyatından, sofrasından, insanına kadar.

BŞ: Kelime kitap cümle

DH: Kitap denilince herşey biter. Çünkü o kadar çok söylenir ki, bu artık bir doktora tezi gibi olur. Kitap sevenlerin hepsi için geçerlidir bu. Ama kitap bir şey söyleyeyim mi insanı gerçekten de mutluluğunda da, mutsuzluğunda da , sıkıtısında, derdinde, her an başvuracağı bir kaynaktır. Çünkü dünyayı orada bulabilirsiniz.

Kitap bir dünyadır. Her kitap ayrı bir dünyadır.

BŞ: Kelime Hürriyet Gazetesi cümle

DH: Hürriyet Gazetesi, benim evim gibi bir yer. Neden derseniz kırk yılı aşan bir zamandır burada çalışıyorum. Bir yerde bu kadar çalışmanın çok güzelliği var. Çünkü artık size insanlar  oranın bir simgesi olarak bakıyorlar. Nitekim bir kitap fuarında onur konuğu olduğum zaman, benim için bir kitap hazırladılar. En baştaki patrondan muhabire kadar herkes düşüncelerini söyledi. Buraya gelirken evinize gelmiş gibi oluyorsunuz çünkü hayatınızı kavrayan ve kapsayan herşey burada.

BŞ: Kelime Doğan Hızlan cümle.

DH: Ben sevdiklerimle var oluyorum. Kitaplarımla, plaklarımla, dostlarımla. Belli oranda sevmediğim şeyleri hayatım boyunca yapmadım ama sevdiğim şeylere de kendimi adadım. Onun için de geçmişine baktığımda hiç pişmanlık duygusu uyanmaz bende. Herşeyi mükemmel mi yaptın? Diye soracaksınız. Her şeyi en ala mı yaptınız? Hayır. Ama demek ki o koşullarda benim bunu yapmam gerekirdi diyorum. Bu gerekçe ile de böyle kabul ediyorum.

BŞ: Ağzınıza sağlık.

.
.


Doğan Hızlan, Bülent Şenver

.
.
.


Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org