Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Ersin Pamuksüzer Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

İŞGAL ALTINDA KALMIŞIZ
05.07.2011
Okunma Sayısı : 14443
Oy Sayısı : 2
Değerlendirme : 3
Popülarite : 0,9
Verdiğiniz Puan :
 

 

İŞGAL ALTINDA KALMIŞIZ'
Ersin Pamuksüzer

.
.

Sayın Balçiçek Pamir benimle Sabah gazetesi için bir söyleşi yapmıştı.

Sizlerle paylaşmak istedim.

.
.

İşadamının ikinci hayatı

Başarılı bir kariyeri elinin tersiyle itip, kendi deyimiyle yeniden hayata başlayan Ersin Pamuksüzer, detoksla değişen yaşamını anlattı: "Hayatımız işgal altında."

Ferrari''sini satan Türk bilge

Ericsson Türkiye''nin eski genel müdürü, Mehmet Emin Karamehmet''in sağ kolu. Ersin Pamuksüzer günde 15 saat çalışırken bir gün "Ben ne yapıyorum?" dedi ve işi bıraktı. Pamuksüzer, "O kadar çok dış işgal altında kalmışız ki, kendimizi fark edemiyoruz," diyor.

O bence Ferrari''sini Satan Bilge''nin Türk versiyonu. İş hayatında çok önemli bir pozisyondayken bir anda profesyonel hayatını elinin tersiyle itti ve kendi deyimiyle yeniden başladı. Ersin Pamuksüzer, Ericsson Türkiye Genel Müdürü oldu, Turkcell macerasını gerçekleştirdi. Adından ''Karamehmet''in Prensi'' diye söz edildi. İş hayatının hem en tepe noktalarını hem de en dipteki anlarını yaşadı. Gözaltına alındı, gazetelere manşet oldu. Bugün ise çok farklı noktalarda. Eski işini bir kenara koydu ve hayatını detoksa adadı. Fiziksel ve ruhsal arınmanın gizemini çözdü. "Yaşadıklarım bana çok şey öğretti," diyor, "ama vücuduma bu kadar yabancı olduğumu detokstan önce bilmiyordum. Kendimi, organlarını, bedenimdeki bütün canlı hücrelerin farkına varmayı öğrendim. İnsan vücudu mucize gibi bir şey aslında".

- Sizin için tetiği düşüren neydi? Yani günde 15 saat çalışma, etkileyici bir kariyer, olumlu olumsuz yaşananlar, para, güç, mevki... Yani hangisinden sıkıldınız diye merak ediyorum.

- Öyle bir noktaya geliyorsunuz ki iş hayatında her şeyi görmüşsünüz, tatmışsınız. İnsan ne kadar görürse, o kadar çabuk karar verebiliyor kanımca. Farkındalık önemli. Yaşıyoruz ama hayatımızın ve kendimizin farkında değiliz. Biri çıkıyor bir tarafa döndürüyor, diğeri tam ters tarafa çeviriyor, yuvarlanıp gidiyoruz.

''İŞGAL ALTINDA KALMIŞIZ''

- Peki bu çarktan çıkmak nasıl mümkün? Siz nasıl yaptınız?

- Ben yöneticilikte, kariyerimde belli bir noktaya gelmiştim. Hayatta her işi yapabileceğimi
,hissettiğim günlerdi. "Ben ne yapıyorum?" dedim kendi kendime, "hayatım nereye gidiyor?" Karar verdim ve bir merkezde ilk detoksumu yaptım. Resmen arındım. İnsanın içini hissetmesi olayını ilk kez yaşadım.

- O ne demek?

- Örneğin Tayland''da yaptığım bir çalışmayı anlatayım. Oturuyorsunuz ve sadece üst dudağınızın altındaki bölgenin yaşayıp yaşamadığını hissetmeye çalışıyorsunuz. Ben bunu hissetmek için tam 15 saat oturdum. Düşünsenize, aslında çok basit gibi gözüküyor ama değil. O kadar çok dış işgal altında kalmışız ki, kendimizi fark edemiyoruz. İlk üç günün sonunda vücudumun bütün bölgelerinde ayrı ayrı hayat olduğunu fark ettim. Resmen hissettim.

- Bunu hissetmek niye bu kadar önemli?

- Dış dünyanın size yaptığı baskıdan, stresten, işgalden kurtulmak için çok önemli. Girişte üzerinizdeki bütün kişisel eşyaları veriyorsunuz. Cüzdan, telefon vs. 10 gün boyunca konuşma yasağı var. Böylece kendi kendinize kalıyor, kendi varlık mucizenizi keşfediyorsunuz. İçinize bakmaya başlıyorsunuz. Onu başardığınız gün, başka bir boyuta geçiyor, iş hayatına döndüğünüzde bile dış etkenlerin sizi etkilemesine asla izin vermiyorsunuz.

- Nasıl oluyor, detaya girebilir miyiz?

- Yani, kendi içinize bakmayı öğrendiğiniz, kendinizi fark ettiğiniz zaman, olan biteni dışarıdan bir gözle görüyorsunuz. Trafik sıkışıklığı, yediğiniz içtiğiniz, patronunuzun size bağırması gibi etkenlerin size nasıl zarar verdiğini başka bir boyutta görüp, ona göre önlem alabiliyorsunuz.

- Düğmeyi mi kapatıyoruz yani?

- Öyle de yorumlanabilir.

ERSİN Pamuksüzer ile Bodrum''da açtığı Chium isimli detoks merkezinde görüştük. Merkezi gezerken gözüme duvarda asılı kayışlar çarptı.

- Vücut ve ruh arınmasında spor ne kadar etkili? - Çok etkili. Vücudunuzu ne kadar çalıştırırsanız o kadar iyi. Koşmayı ve yürümeyi tavsiye ediyoruz. Ayrıca birtakım makineli aletler var ama en önemlisi yoga ve trombolinde zıplamak.

- Hani şu çocukların üzerinde zıplayarak taklalar attığı alet mi?

- Evet, ondan. Esnekliği sağlıyor, kan dolaşımını artırıyor, ayrıca eğlenceli. Günde birkaç kez zıpladığınızda ruhsal ve fiziksel olarak rahatladığınızı hissediyorsunuz. Tabii yaş biraz ilerleyince öyle taklalar falan atamıyorsunuz. Ama hedefim 100 yaşında su kayağı yapmak.

- Duvardaki kayışlar ne için?

- Onlar en ilkel baş aşağı durma tekniği. Deri kayışın üzerine oturup ayaklarınızı kalın iplere sıkıştırıp kendinizi duvara baş aşağı asıyorsunuz. Ben günde 20 dakika böyle kalıyorum. Hatta baş aşağı asılı bir şekilde ağırlık kaldırıyor kollarımı güçlendiriyorum. Tabii bu yöntemi daha gelişmiş bir aletle de yapmak mümkün. Kanın beyninize gitmesini sağlıyor. Pamuksüzer''i bir türlü başaşağı poz vermeye ikna edemiyorum. "Benim limitim buraya kadar, zaten röportaja nasıl ikna oldum onu bile bilmiyorum,'''' diyor.

''Yiyecekleri yasaklamak baskı yaratır''

"Detoks yapmak demek, hayatınıza bir sürü yasak getirmek değildir. Yasak denilen her şey insan vücudunda baskı yapar. Her baskı asidik düşünce, asidik düşünce ise kirlenme yapar. Örneğin bir baklava yemenin getirdiği zarar asidik düşüncenin verdiği zarardan çok daha azdır. Yasaklamanın getiridiği sıkıntı insanda gerilim yaratır. O yüzden biz diyoruz ki, ''Yüzde 70 sağlıklı beslen, yüzde 30 yaramazlık yap''. Ama bunun yanında iyi havayı solu, iyi su iç, beslenmene de dikkat et. Zaten yaramazlığın nerede durmasının gerektiğinin sinyalini vücut size veriyor.

''Yemekleri pişmemiş yiyorum''

"Mümkün olduğunca pişmemiş yemek yemeğe çalışıyorum. Bunun mantığı şu; bir yemeği 41 derecenin üzerinde pişirdiğiniz takdirde içindeki enzimler ölüyor, size olan yararı yüzde 50 gidiyor. Önce mineraller, ardından vitaminler bir bir gidiyor. Dünyada pişmemiş yiyeceklerin servis edildiği restoranlar bile var. Amacım Türkiye''de bu tür bir restoran açmak. Pişmemiş deyince sanki tatsız tuzsuz gibi düşünüyorsunuz ama hiç öyle değil. Dondurmayı bile mevyelerle, şeker katmadan yapmak mümkün. Şeker içeriği olan bir kaktüsü kullanıyorsunuz. Tadı inanılmaz güzel oluyor. Bir çeşit fındık kullanarak hamur yapabilmek mümkün. Peki başka yemekleri özlemiyor muyum? Özlediğim oluyor, o zaman kendimi kısıtlamıyorum. Örneğin; yılda bir kez mantı yiyebilirim. Ama sonra hazmetmek güç oluyor tabii. Vücut sağlıklı beslenmeye alışınca diğer yiyeceklere isyan edebiliyor."

.
.

Ersin Pamuksüzer

.
.
.


Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org