Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Prof.Dr.Acar Baltaş Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

ACAR BALTAŞ Soru Yağmuru
30.06.2012
Okunma Sayısı : 1343
Oy Sayısı : 1
Değerlendirme : 5
Popülarite : 0
Verdiğiniz Puan :
 

 

ACAR BALTAŞ Soru Yağmuru

.
.

izlemek için

.
.

dinlemek için

.
.

ACAR BALTAŞ Soru Yağmuru
Deşifresi

Prof.Dr.Acar Baltaş (AB)
Bülent Şenver (BŞ)

BŞ:
Bülent Şenver'in Odasında konuğum Prof. Dr. Acar Baltaş ile birlikteyiz.

Gençlerle tecrübelerini, birikimlerini, zenginliklerini paylaşıyor.

Şimdi soru yağmuru.

Ben size yağmur damlaları gibi kısa kısa bazı sorular hazırladım.

Onu size sorup, yağmur damlası gibi küçücük cevapları kısa kısa sizden almak istiyorum.

Benimle soru yağmuru oyununu oynamaya hazır mısınız?

AB: Olsak da olmasak da burayız oynayacağız.

BŞ: Türkiye'de genç liderler yetiştirmek için sizce neler yapılmalı?

AB: Bununla ilgili küçük yaşlardan, onlu yaşlardan başlayan, sekizli yaşlardan başlayan özel programlar yapılmalı, kamplar yapılmalı, bu kamplarda sistematik eğitimler yapılmalı.

BŞ: Çok parası olan bir insanın parası ile muhakkak yapmasını istediğiniz şey nedir?

AB: Ya Amazonlarda bir hafta tatil yapsın, ya Alaska'ya gitsin.

BŞ: Hoşunuza gitmeyen insan davranışından iki tanesini bizimle paylaşır mısınız?

AB: Kabalık ve ölçüsüzlük birincisi. İkincisi de kibir.

BŞ: Ne demek kibir?

AB: Kendini olduğundan daha yüksek görmek veya başkalarını kendinden daha aşağıda görmek.

BŞ: Ölçüsüzlük demek ne demek?

AB: Doğallık kabalık ile beraber yürür.

Yani doğal olan şeyler, içimizden gelen şeyler, genellikle ilkel ve kaba şeylerdir.

Nezaket, gayret ve özen ister.

Dolayısıyla bazen insanlar kabalığı, doğallığı erdem sayıyorlar.

Ben onu kastetmek istedim.

Bu kullandığımız dilden, giysimize kadar, kurduğumuz ilişki tarzına kadar, araba kullanma tarzınıza kadar her şeyi içine alabilir.

BŞ: Lider olmak isteyen bir genç size sorsa "Ben nasıl bir lider olabilirim Acar Bey?" dese ona ne dersiniz?

AB: Yöneticilik ve liderlik farklı şeyler.

Liderlik ile ilgili özelliklerin bir bölümü aslında kişiliğimiz ile ilgili. Kişiliğimizde epeyce genetik mirasımız ile ilgili.

Lider olunur mu? Doğulur mu?

Tarafında doğulur tarafında epeyce bir şeyler var.

Doğulur tarafında olan şeylerin başında karar ve kararlılık geliyor.

Dolayısıyla karar ve kararlılık baskı altında ve az bilgiyle doğruya en yakın kararı verebilmek demek.

Bu biraz yitirdiğimiz özellik yani karar verme seminerine katılarak veya kitap okuyarak elde edilecek özellik değil.

Kişiliğimizin, tedbirlilik ve içe uyum boyutu ile ilgili.

Ama bunun dışında edinilebilecek özellikler var.

Genç için fırsat var.

Bir liderin en önemli dört özelliğini sayacak olursak, bir tanesini söylemiş olduk karar ve kararlılık.

İkincisi vizyon.

Bu da yine jenerik bir söz.

Duyduğum zaman bende rahatsız oluyorum ama bu vizyon dediğimiz şeyin arkasında ilizyondan farkı şu; her palavracı, her sosyopatın, toplumun önüne çıktığı zaman bir vizyonu var gibi gözükebilir.

Ama gerçek vizyon şu dört özellikten oluşur; birincisi o vizyonu geliştirecek, ortaya koyacak entelektüel ve zihinsel birikime sahip.

İkincisi bu entelektüel ve zihinsel birikimi yorumlayacak zekaya sahip.

Üçüncüsü kendisini izleyen insanların ihtiyacı için anlamlı bir mesaja dönüştürebiliyor. dördüncüsü bu mesajı güçlü bir şekilde iletişimini yapabiliyor mu?

Vizyon dediğimiz zaman içinde bunlar var.

Yoksa öbür türlü herkes "Türkiye çok büyük bir ülke" veya "Bizim takımın iş potansiyeli var, Türkiye'nin yarısı bizim takımı tutuyor" çıkıp toplum önünde onların istediği şeyleri çıkıp söyleyin.

Üçüncü özellik hangi konuda liderlik edinilecekse onu bilmesi gerekir insan.

Türkiye evindeki hizmetçiden başka kimseyi yönetmemiş insanların başbakanlık yaptığı bir ülke olmuştur.

Böyle olunca tabii ki kötü eğitimin sonuçlarını yaşıyoruz.

En iyi bilen olmak şart değil onu söyleyeyim.

Ama bize bir soru ile gelen insanları zenginleştirecek bir cevapla göndermemiz lazım.

Her şeyi bilmemiz ve en iyi bilen olmamız şart değil.

Orada bilmek derken de kastettiğim odur.

Sorduğumuz sorularla, gösterdiğimiz kaynaklarla, getirdiğimiz alternatiflerle bize bir sorun ile gelen insanı zenginleştirerek yanımızdan gönderebiliyorsak onu kastediyorum.

Dördüncüsü de ister bütünlük deyin, ister ahlak deyin, ister etik deyin.

Biz etiği kurumsal olarak alıyoruz, ahlakı bireysel olarak alıyoruz.

Bunlar toplu konuşuluyor bir anlamdaş gibi, orada da ölçü şu ; başkalarından beklediğimiz neyse onları kendimiz ve kendi yakın halkımız için geçerli sayıyor muyuz?

İltimas yapılmasını istemiyoruz ama biz iltimas yapıyor muyuz?

Ayrıcalık sağlıyor muyuz?

Biz kamunun ve kurumun yararlarından şahsi yarar sağlanmasını istemiyoruz ama kendi yakınlarımızın bu tür yararlar sağlamsını doğal mı karşılıyoruz? Gibi .

Ahlak ve dürüstlük, tutarlılık derken de kastımız bu.

Bunlardan bir tanesi ahlak dediğimiz taraf karakter.

Diğerleri bilgi, işi bilmek.

Diğeri vizyon, birikim.

Yıllar içinde geliştirilecek birikim.

Dördüncüsü de kişilik.

Dolayısıyla liderlik bunların bütününden oluşuyor.

BŞ: Etik Değerler Merkezi Kurucu Başkanı Bülent Şenver, size gelse ve dese ki "Türkiye'de etik anlayışı ve bilincini geliştirilmesi, yaygınlaştırılması için ne yapalım biz? Diye size sorsa ona ne öğüt verirsiniz veya ne yol gösterirsiniz?

AB: Bu konuda son derece açık birkaç önerim olabilir.

Bu konuyu şuanda başlamış değilim. Bazı sorularınız baskın niteliğinde, yağmur damlası diyemiyorum. Ama bu konu antrenmanlı olduğum bir konu.

Birincisi bir kere gençleri mümkün olduğu kadar mahalle düzeyinde spora teşvik edelim.

Bu spor alanlarında 7-8-9 yaştan başlayarak bu spor alanlarında spor ile ilgili değerleri vermeye çalışalım.

Nedir bu değerler?

Bu bir karakter eğitimi.

Bunun başında ne gelir? Bir, rakibe saygı gelir.

İki, yaptığı işe saygı gelir.

Üç, hak ettiği sonucu almak gelir.

Yani vur, kır, parçala kazan.

Ne pahasına olursa olsun kazan değil. Hak ettiği sonucu.

Burada hakeme saygı gelir.

Yani rakibe saygının içinde ne var?

Rakibin emeğini çalmamak var.

Hakeme saygının içinde ne var?

Hakemi aldatmamak var.

Çocuk eğer 10-11-12 yaşlarında 13 yaşına kadar bunları öğrenirse bir kere okulda epeyce önden başlar.

Ondan sonra aynı şey okulda, bizim okulda Türkiye'de çok üzülerek söylüyorum biz yalancı ve hilekarlar yetiştirmek üzerine bir düzen geliştiriyoruz.

Şimdi düşünün; lise son sınıfta bir öğrenci ders yılının ortasında hasta olmadığı halde annesine diyor ki "Ben hastayım." Annesi badası çocuğu alıyor doktora götürüyor.

Doktor çocuğun hasta olmadığını bildiği halde ona rapor veriyor.

Sonra o rapor hasta olmadığını bilen çocuğun müdürüne gidiyor.

O müdür hasta olmadığını bilen Milli Eğitim Müdürlüğüne gidiyor.

Bu kabul ediliyor.

Biz çocuğa ne öğretiyoruz?

BŞ: Yanlış şeyler öğretiyoruz.

AB: Her şey olur, yeter ki adamını bul.

Yeter ki yolunu bul.

Ben biraz evvel İstanbul Erkek Lisesi'nde okuduğumu söyledim.

Bizim okulda affedilmeyen iki tane günah vardı.

Birincisi velinin imzasını taklit etmek.

İkincisi kopya çekmek.

Velisinin imzasını taklit eden veya kopya çeken Alman hoca tarafından yakalandığında sınıfta kalırdı.

O zaman yedi dersten borçlu geçmek yoktu.

Bir dersten kaldığınız zaman o seneyi tekrarlardınız.

Sınıfta kalmak biraz onur kırıcı bir durumdu.

Dolayısıyla bir tek ders sizin bir yılınıza mal olurdu.

Biz İstanbul Erkek Lisesi'nde bir Alman hocanın kaprisi yüzünden 40 kişilik sınıfta 17 sınıf arkadaşımızın bir yılını kaybettiğini biliriz.

Şimdi dolayısıyla kuralları eğer böyle işletmezseniz, insanlara bunu öğretmezsek, bir nokta koymadınız notunuz gider, hazırlık sınıfında ağlarsınız küçücük çocuksunuz.

Bir nokta yüzünden bir not gider mi?

O zaman hayata başka türlü bakmayı öğreniyorsunuz.

Çünkü esneklik ile ilkesizlik arasındaki çizgi çok bulanıktır.

.
.
.


Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org