Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Öktem Kalaycıoğlu Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
Arap baharı
22.06.2012
Öktem Kalaycıoğlu
Okunma Sayısı : 1967
Oy Sayısı : 2
Değerlendirme : 5
Popülarite : 1,51
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

Adonis'in Arap baharı ile ilgili düşünceleri aşağıda. Bende uyandırdğı düşünceler de şöyle :

Kader, diktatörlükler arasında seçim yapmaktan korusun !

Dini diktatörlüğün toptancı yaklaşımıyla birinciliğe yarıştığı doğru...askeri diktatörlükle (ve faşizmle ve proleterya diktatörlüğü) ile bu kürsüyü paylaşırlar.

İşim icabı bir ara (10 yıl kadar !) sürekli olarak Ortadoğu'da yani islami ve askeri (baasçı) diktatörlükler diyarlarında dolaştım. Bu ülkelere 10larca kez gittim.

İlginç bir şekilde aynı tür olay hem Irak'da hem İran'da başıma geldi : Saddam'ın keyfine göre insanları doğradığı Irak'da da, devrimci/köktenci islamcıların (devrimci, as opposed to royalist Saudis) millete kök söktürdüğü İran'da da bir şekilde halktan insanlar bana yaklaşıp TR'e kaçmalarına yardım edip edemeyeceklerini sordular (neyse ki başıma bir şey gelmeden bu ülkelerden ayrıldım)...Suudi cehenneminde kendini insan gibi hissetmek için yapacağınız 2 şey vardı : yabancıların oturduğu duvarlarla çevrili sitelere gitmek veya en iyisi ülkeden ayrılmak !

Yani evet diktatörlüğün hiç biri iyi değil, islami/dini olanı da berbatlıkta başa güreşir...

Umalım ortadoğu halklarının demokrasi istekleri yeşil bayrak altında ezilmesin ! (Burada 2 tür tuzak var : 1 : milletin demokrasi isteği islamcılar tarafından yönlendirilecek diye bu olayları, komplo vb kolaycılığı ile küçümsemek, 2 : demokrasınin islami toptancı baskıcı parti/rejimlerce boğulma ihtimalini görmezden gelmek...Her 2 durumda da halkın sağlıklı demokrasi talebi için mücadele şart...)

Öktem
22.06.2012

***

Adonis'den :

Şair Adonis'in Arap Baharına ilişkin yorumları şöyleymiş :

''Askeri diktatörlük düşünceyi kontrol ediyor. Ama dini diktatörlük hem düşünceyi ama hem de bedeni, dili ve günlük yaşamı kontrol ediyor. Bu ise topyekun diktatörlüktür.''

Ve eklemiş : 'Bu yaşananlar bir bahar değil, tarihsel bir gerileme'

Suriyeli büyük şair Adonis, başlangıcında büyük heyecan duyduğu "Arap Baharı"nın geldiği noktadan çok rahatsız. Adonis, karşı karşıya olduğumuz sürecin bir uyanış değil, tarihsel bir gerileme olabileceğini düşünüyor.
2008'de Mahmud Derviş yaşamını yitirdiğinden bu yana birçokları için Arapça'nın yaşayan en büyük şairi, Adonis. 1930'da Suriyeli Alevi bir ailede dünyaya gelen Adonis, 82 yaşında halen edebi faaliyetini çeşitli dergiler çıkartarak sürdürüyor.
Adonis bir sosyalist değil, hatta bir radikal de değil. Ancak sağduyu sahibi bir aydın. Ve Suriye'de yaşananlar, Adonis'i başlangıçta çok heyecanlandıran "Arap baharı" konusunda çok temkinli bir noktaya sürükledi.
Gerçek adı Ali Hamid Said Esber olan şair, bir sene önce Tunus ve Mısır'daki ayaklanmalar başladığında o kadar heyecanlanmıştı ki, kendi kendine ufak şiirler yazarken buluyordu kendini. Haziran ayında Lübnan'ın es Sefir gazetesinde Beşar Esad'a bir açık mektup yazarak, Suriye'deki rejimi "şiddete dayalı bir güvenlik rejimi" olarak nitelemiş, demokrasiye geçilmemesi durumunda ülkenin cehenneme doğru ilerlediğini söylemişti.
Ancak süreç, Adonis'i çok temkinli davrandığı bir noktaya sürükledi. 27 Ocak'ta Guardian'da yayımlanan mülakatında Adonis, "Bu baharı yaratan Arap gençliği, ilk defa Araplar batıyı taklit etmiyor - bu sıradışı bir şey. Ancak buna rağmen, bu devrimci anın meyvesini yiyenler islamcılar, tüccarlar ve Amerikalılar oldu" diyordu.
"Elbette olanaklar var. Ancak pratik olarak pozitif bir bilanço mümkün değil. Tunus'a bakınız. Bugün ülke, Habip Burgiba'nın da gerisine düştü. Burgiba rejimi laik idi. Şimdi ise İslamcılarca yönetiliyor."
Adonis, dün Avusturya'nın Profil dergisine röportaj verdi. Röportajın çevirisi, Almanyalı Kürt gazeteci Melda Çiçek tarafından çevrilerek blogunda paylaşıldı.
"Tunus Burgiba'nın gerisine düştü"
Suriyeli şair, memleketinde henüz bir iç savaşın yaşanmadığını, ancak bunun olabileceğini ve bir felaket olacağını düşünüyor. "Arap Baharı"nın başlangıcından bir yıl sonra bilançonun pek olumlu olduğunu düşünmüyor: "Elbette olanaklar var. Ancak pratik olarak pozitif bir bilanço mümkün değil. Tunus'a bakınız. Bugün ülke, Habip Burgiba'nın da gerisine düştü. Burgiba rejimi laik idi. Şimdi ise İslamcılarca yönetiliyor."
Yaşamı boyunca laikliğin bir savunucusu olmuş olan şair, sürecin islamcıları iktidara getiren bir noktaya gelmesinden rahatsız. Bu nedenle de derginin muhabiriyle tartışıyorlar. Adonis Arap ülkelerinde halkın örgütsüzlüğüne işaret ederek, "bir tek köktendincilerin ciddi bir örgütlenmeye sahip olduklarını" söyleyince, muhabirin kafasındaki çerçeve bozuluyor:
profil: Lütfen ama! Bugün Humus ve Hama'da sokaklara çıkan ve katliamdan geçirilenler İslamcı değil ya.
Adonis: Bunu nereden biliyorsunuz?
profil: Bütün muhabirler bunu söylüyor. El Cezire de.
Adonis: Ve bunlara inanıyor musunuz? Muhaliflerin büyük çoğunluğu köktendincilerden oluşuyor. Ben radikal bir şekilde rejime karşıyım ama muhalefeti de desteklemiyorum. Çünkü ben, askeri diktatörlükten dini diktatörlüğe geçişe katkı sunmak istemiyorum.
Askeri diktatörlük düşünceyi kontrol ediyor. Ama dini diktatörlük hem düşünceyi ama hem de bedeni, dili ve günlük yaşamı kontrol ediyor. Bu ise topyekun diktatörlüktür.
"Bu tarihsel bir gerileme"
Muhabir, Adonis'e islamcılaşmanın gerçekçi olup olmadığını, Mısır'da İran'a benzer bir teokratik yapının veya bir çeşit halifeliğin kurulup kurulmayacağını sorunca, Adonis "Halifeliğe hiç gerek olmaz" diyor, "Dini eğilim yeterlidir. Bu en azından tarihsel bir gerileme. Bununla alakam olsun istemiyorum. Arap dünyasındaki devrim - ki bütün zeminlerde modern çağdan çok ortaçağa yakındır - laik olmazsa başarılı olmayacaktır. Din ve devleti ayırmazsak, kadınlara tam eşitlik vermezsek ve kendimizi şeriat yasalarından kurtarmazsak, sadece bir despotluğun yerine bir başka despotluk koymuş olacağız. Askeri diktatörlük düşünceyi kontrol ediyor. Ama dini diktatörlük hem düşünceyi ama hem de bedeni, dili ve günlük yaşamı kontrol ediyor. Bu ise topyekun diktatörlüktür."
Adonis, dine dayalı devletler konusunda çok net. "Bu bölgede, dine dayalı bir devletin olduğunu unutmamalı: İsrail. Bizim orada başka dini rejimlere ihtiyacımız yok" diye altını çiziyor.
Batı illa Arapları kurtarmak istiyorsa, o zaman Filistinlilerle başlasın. O zaman 50 yıldan beri sistematik bir şekilde bastırılan ve imha edilen bu halk için bir şeyler yapsın. Bu konuda ikiyüzlülük yapılmamalı.
"Dış müdahale isteyerek mücadele olmaz"
Adonis, mücadelenin geri çekilmesi yanlısı da değil. "Halk mücadelesini sürdürmeli ama dini ideoloji olmadan. Özgürlük için ölmeye hazır olmalı" diyor, fakat batıdan yardım talebinde bulunan mücadele tarzını mahkûm ediyor. "Bu olmaz. Halk, Amerikalılardan, Fransızlardan, Türklerden kurtarılmayı dileyemez ki. Ya da Suudilerden. Onlar kendilerini korkunç bir rejimden kurtarmalı. Bütün bu olup bitenler onursuz ve acınacak bir oyun."
Muhabirin "Dolayısıyla dış müdahalelere karşısınız" sorusuna Adonis şöyle yanıt veriyor: "Evet, özellikle de askeri müdahalelere. Arap ülkelerinden müdahale çağrıları tamamen yanlış. Bir devletin temelleri nasıl, daha önce o ülkeleri sömürenlerin yardımıyla döşenebilir? Batı illa Arapları kurtarmak istiyorsa, o zaman Filistinlilerle başlasın. O zaman 50 yıldan beri sistematik bir şekilde bastırılan ve imha edilen bu halk için bir şeyler yapsın. Bu konuda ikiyüzlülük yapılmamalı."
"Suriye ayaklanması bir propaganda"
Muhabir, bu defa "Suriye'de binlerce insan vuruluyor. Muhalefet yardım istiyor" diyor, Adonis şöyle yanıt veriyor: "Şunu anlamalısınız: Suriye'de bütün ülkeyi kapsayan bir ayaklanma yok. Ayaklanma Hama, Humus, Türkiye sınırı bölgesinde. Ama bir bütün olarak Suriye toplumu kıpırdamadı. Peki ya Şam, Halep, Latkiye? Ülkenin merkezlerinde durum sakin. Suriye toplumu Yemen'deki toplum gibi hareket etseydi, o zaman her şey değişirdi."
Muhabir saf değiştiren askerleri ve "Özgür Suriye Ordusu"nu hatırlatınca, Adonis bu defa "Bütün bunlar propaganda" diyor, "Bunlar gerçek olsaydı, gerçekten de üst düzeyli subaylar taraf değiştirmiş olsaydı, rejim sonuna gelmiş olurdu."
"Saçma değil mi: 200 yıl önce Mehmet Ali Paşa Mısır'ın moderniteye giden yolunu açtı. Şimdi ise iktidardaki Müslüman Kardeşlerle bu kapılar yeniden kapatılıyor."
"Müslüman Kardeşler faşist, bildiğimiz faşist"
Adonis'in islamcı hareketi ısrarla mahkûm etmesi karşısında muhabir, "Ama Müslüman Kardeşler daha çok ılımlı bir İslamı temsil ediyor" itirazında bulunuyor. Adonis ise net: "Ilımlı İslam diye bir şey yok. Ilımlı Müslümanlar var, evet. Ama ılımlı İslam yok. Eğer Batı'nın bir ılımlı İslama ihtiyacı varsa, Suudi Arabistan'da başlasın ya. Amerika'nın ve Batı'nın Arap dünyasına ilişkin politikasına karşıyım. Onların mantığını paylaşamam, paylaşmam. Müslüman Kardeşler faşistler, bildiğimiz faşist. Saçma değil mi: 200 yıl önce Mehmet Ali Paşa Mısır'ın moderniteye giden yolunu açtı. Şimdi ise iktidardaki Müslüman Kardeşlerle bu kapılar yeniden kapatılıyor."
Adonis'in yaklaşımının, Avusturyalı muhabirin kafasındaki çerçeveye uymadığı çok açık. Adonis "Arap dünyası bana göre kayıp" diyor. Belli ki büyük hayal kırıklığına uğramış olan muhabir, "Yaşayan en büyük Arap şairin, 'uyanış'ın başlangıcından bir yıl sonra, Arap dünyasının kayıp olduğunu söylemesi hayret verici değil mi?" diye soruyor. Adonis, "Dini diktatörlüklerle karşı karşıya bırakılmaktansa kayıp olmak daha iyi" diye yanıtlıyor.
(soL - Dış Haberler)

---------------------------

Anlam Ormanlarında Gezinti İçin Rehber
ADONİS
(Çeviri: İsmail Özdemir)

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org