Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Cüneyt Asan Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

Başarı Hikayesiyle Gençlere
19.07.2014
Okunma Sayısı : 5062
Oy Sayısı : 2
Değerlendirme : 5
Popülarite : 1,51
Verdiğiniz Puan :
 

 

Başarı Hikayesiyle Gençlere İlham Veren İsim: Cüneyt Asan

.
.

Cüneyt Asan ile Ekonometri dergisi'nin yaptığı söyleşi

Başarı Hikayesiyle Gençlere
İlham Veren İsim:
Cüneyt Asan

Sizi on yaşında çalışmaya iten sebep neydi?

CA: Ben kapıcı dairesinde büyüdüm.

Çok aşağılandım, hor görüldüm, ama küçükken yaşadığım birçok  olay bana ders oldu,  benim için  aynı zamanda dürtü oldu.

İlkokulda bir kız arkadaşım  vardı.

İlk aşkımdır.

Bir gün öğretmenimiz arkadaşıma "Bu akşam Cüneyt okul çıkışı size gelsin de annen ölçülerini alsın ona kışlık diksin." Dedi.

Bittim, o kadar dokunmuştu ki…

Gittik kız arkadaşıma.

Hiç bozuntuya vermedim, ölçüm alındı.

Oradan  çıktım  eve gidene kadar kendi kendime kavga ettim, ağladım, üzüldüm.

O ruh haliyle çalışmak zorunda olduğuma karar verdim ve evimizin yakınındaki Kasapçılar Çarşısı'na girdim.

O gün işe başladım ve çok  geçmeden anladım ki ben bu iş için dünyaya gelmişim.

Hızımla, çalışkanlığımla, iş disiplinimle bugünlere kadar geldim.

En önemlisi işimi gerçekten sevdim ve yapmak istedim.

Bu yüzden  herkes beni fark etti, fark edilince de gerisi geldi….

İlk "Amerikan Barlı" kasabı açarak sektöre çağ atlattınız, her şey nasıl gelişti?

CA:
 Askere gidip geldikten  sonra halen  ortaklarım olan, İsmet ve Nimet Yalçın  kardeşlerle bilgimizi , sermayemizle birleştirdik; 10  yıl boyunca çalıştığım dükkanı devraldık.

1970'te İstanbul  Bostancı'da Amerikan  barlı kasap  açtık.

Aslında bilgimiz en büyük sermayemizdi, yine paramız yoktu, sadece dekoruna 16 bin lira harcadık  ama sonra gece gündüz çalıştık, hepsini ödedik.

İlk açtığımız 150 kişilik bir dükkanımız vardı, insanlar dışarıda kaldı.

Sayıyı 500'e çıkaralım dedik fakat restoran doluyordu, aynı zamanda yine bir 150 kişi de dışarıya kalıyordu.

Bu şekilde işleri büyütme kararı aldık .

"Günaydın" ismini tercih etmenizdeki sebep nedir?

CA:
Günaydın ismini o dönemde çok satılan Günaydın gazetesinden  esinlenerek "Güneş Doğsun, Horoz Ötsün, Adı Günaydın olsun" sloganıyla koyduk.

Ben bu sektöre bu mesleğe çağ atlatan adamım.

Bu konuda dahi olduğumu o an anladım, gerçekten  bu iş için yaratılmışım.

Bu sektörde ne kadar  yenilik varsa hepsini gerçekleştirdim.

Günaydın  Et kasabın  ilk açılışını da 1994'de yaptık ve kasapları  Steak House konseptine çevirdim, sonra diğerleri geldi.

Kaç konsept var ve şu an kaç restorana ulaştınız?


CA:
Şu anda dört konseptimiz var.

Kasap & Steak House, köfte&döner, kebap ve burger.

Toplamda 40 şubemiz, 2.500 çalışanımız var, bir tanesi Bakü'de.

Geri kalanlar Ankara ve İstanbul'da.

Önümüzdeki yıl Türkiye genelinde de Avrupa genelinde de en az 100 şubeye ulaşmay

ı hedefliyoruz.

Bakü'de bu yıl  sonuna kadar iki  tane daha açmayı planlıyoruz.

Bir de Erbil projemiz var,  inşaatı başladı.

3 yıldır Ankara'dayız ve 8 şubeye ulaştık, bu yıl bitmeden  bu sayı daha da artacak.

Günaydın Et olarak dünya markalarıyla yarışıyorsunuz, sizi farklı kılan nedir?


CA:
Biz bu işi dünyada en iyi yapan markalardan biriyiz.

Amerika'nın 80, Avrupa'nın  50 yıldan beri  kullandığı kuru dinlendirme "Dry Ahe" dediğimiz sistemi kullanıyoruz.

Onlardan  en önemli farkımız; etleri sırt kısımları, kemiği ve yağıyla birlikte kestikten sonra 0 derecelik  "Himalaya" tuzundan  yapılmış  dolaplarda 28 gün dinlendiriyor olmamızdır.

Bu yöntemi dünyada kimse akıl edemedi biz ettik.

Böylece tuz ete tadını veriyor, etler daha yumuşak ve aromalı oluyor.

Biz yabancı ülkelerden gelen herkesin ete bakışını değiştiriyoruz.

Herkes bizimle ortak olmak istiyor ama her şeyin bir zamanı var.

2014'ten sonra bizi dünyanın her yerinde görebilirsiniz, hedefimiz artık dünyaya da etin en iyisini  ve kalitelisini  tattırabilmek.

Avrupa'da ve Amerika'da et kalitesi oldukça yüksek ama bunu yapacak ruha sahip değiller maalesef.

 Cüneyt Asan

Et, her eve girebilen bir yiyecek değil, pahalı hatta lüks statüsünde bir yiyecek. Yaşanan bu et sıkıntısının nedeni nedir sizce?

CA:
Türkiye, et konusunda sıkıntı çekiyor çünkü kaliteli et, et ırkı hayvanlarından sağlanabilir ancak.

Bugüne kadarki  sıkıntılarımızın en  büyüğü et ırkından  değil, süt ırkından üretilmiş etlerin fazla olmasıydı.

Süt ırkı hayvanlarından 600 gr. et çıkarken, et ırkından 1 buçuk kilo et  çıkmaktadır.

Bu da süt ırkındaki  hayvanları boşuna besliyoruz demek oluyor.

Hem kalite açısından hem de ekonomik olarak  et ırkı  yüzde yüz karlı  bir yatırımdır.

Bunun için et ırkı hayvanlarının  daha çok beslenmesi gerekirdi.

Bir dönem çok tartışılan ithal et ırklarının, ülkemize gelmesiyle sorun çözüldü mü?


CA:
Evet, bir anlamda çözüldü.

Doğru bir adım atıldığını düşünüyorum.

O etler gelmemiş olsaydı , insanlar bugün  25-30 liraya aldıkları kıymayı 50  liraya alacaklardı, bundan emin  olabilirsiniz.

Ama biz marka olarak hiçbir zaman  ithal et kullanmadık.

Biz hep kendi etimizi  kendimiz için ürettik.

Balıkesir Gönen'de kendi çiftliğimiz var, bu  çiftlik  bu yıl Avrupa'nın  en iyisi seçildi.

En büyük sırrımız o çiftlikte üretilen  et ırkı  hayvanlar.

Et ırklarını elde etmek için Avusturya'dan  2500 tane et ırkı  hayvan getirdik, canlı  ve gebe.

Her ırktan  et olmaz.

Doğru et ırkı olacak, bunlar Braford, Limousin, Charolais, Angus gibi ırklar olacak.

Aynı zamanda yediğiyle, içtiğiyle, oksijeniyle, havasıyla, güneşiyle onlara mutlu yaşayacağı  bir ortam oluşturduk.

Dolayısıyla mutlu canlı  bize mutlu et olarak  geri dönmüş oluyor.

Aynı zamanda işletmecisiniz, 40  şubeniz var, eleman sıkıntısı yaşıyor musunuz? Nedir sektörünüzün sıkıntıları?


CA:
Biz kolay  kolay dışarıdan eleman almıyoruz.

Kendi çalışanımızı kendimiz yetiştirmeyi tercih ediyoruz.

Yetiştirdiğimiz elemanları  ise alıp  götürüyorlar, zaten  en büyük sıkıntımız bu.

Onun için  bizim yetiştirdiğimiz adamların hepsi  şimdi piyasada.

Her açacağımız dükkanın inşaatı  2-3 ay  sürüyor.

O yapım  aşamasındayken  elemanlarımızı  alıyoruz, bütün dükkanlarımıza dağıtıyoruz.
Hazır olduğunda elemanlarımız zaten  yetişmiş oluyor.

Onların  başına da bizimle uzun süredir beraber olan eski  elemanlarımızdan  birini  görevlendiriyoruz.

Tabii ben de muhakkak on gün  kadar  hepsini toplayıp  testten  geçiriyorum.

Sürekli olmasa da mümkün olduğu  ölçüde bütün restoranlarımızı denetliyorum.

Günde yalnızca  3 saat  uyuyorum, 365 gün 18 saat  çalışıyorum.

Kim ne derse desin benim tek önceliğim işim.

Siz , mesleğinizde alaylı  başlayanlardansınız, sonra kendinizi  yetiştirdiniz? Çalıştınız, bugünlere kadar geldiniz. Şimdi  gençlere başarı hikayelerinizi anlatıyorsunuz. Onların  yaptıkları hatalar  neler, henüz iş hayatına atılmamış gençlere ne gibi tavsiyeleriniz olur?


CA:
Şimdiki gençler çok sabırsız.

Bir işe başladılar mı hemen en üst  basamağa çıkmak istiyorlar.

Ama o mümkün olmuyor.

Her şeyi  çok hızlı ele geçiriyorlar ve çok hızlı tüketiyorlar.

Emek verilmeden  yapılan her iş bir süre sonra yok olmaya mahkum  oluyor.

Emek vermeden  hiçbir şey sana gelmez,  gelse de kalmaz.

Bizdeki yansıma da emeğin hakka dönüşmesidir.

Bundan sonraki hedefleriniz neler?


CA:
Ben hedeflerime asla nokta koymam.

Benim bundan sonra yapmak  istediğim, bu markayı en iyi şekilde yaşatabilmek.

Günaydın markasını  Ortadoğu 'ya, Avrupa'ya, Amerika'ya da taşıyabilmek…

Biz ölüp gideceğiz ama marka dünyada kalacak.

Günaydın markası ölümsüzleşecek.

Bugün, dünyada bilinen Mc Donalds'a,  Burger King'e rakip  olarak gösterilen tek markayız biz.

Aynı zamanda benim için en önemli  hedef, Diyarbakır'a da şube açmak. 

Diyarbakırlı  da etlerimizin  tadına baksın, bu markayı tanısın,  bilsin.

Benim için en önemli amaç oranın  insanına istihdam alanı  sağlamak.

Asıl amacım  para kazanmak değil.

Para kazanana kadar amaçtır, kazandıktan sonra araçtır.

.




Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org