Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

R. Bülent Tarhan Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

KUVAYI MİLLİYE DESTANI
30.11.2005
Okunma Sayısı : 7720
Oy Sayısı : 5
Değerlendirme : 3,8
Popülarite : 2,66
Verdiğiniz Puan :
 

 

KUVAYI MİLLİYE DESTANI
Nâzım'ın Kuvayı Milliye Destanı bir uluslaşma sürecinin hikâyesidir aynı zamanda.  Destandaki bütün insanlar, Anadolu'nun farklı bir yöresinden gelmiştir, Nazım Hikmet, Memleketimden İnsan Manzaraları’nda ve Kuvayı Milliye Destanı’nda, Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılışını ve genç Türkiye’nin doğuş sancılarını ele alır.

“Çanakkale ve İstiklal Harbi, Nazım Hikmet açısından haklı savaşlardır; ama Memleketimden İnsan Manzaraları’nda ve Kuvayı Milliye Destanı’nda, insanlar gerçekten ölür, kılıçlar, süngüler gerçekten keser, insanların canı gerçekten yanar. Cumhuriyet kuruluncaya kadar Türkiye’nin, ardı arkası gelmeyen ve toplumu mahveden savaşlar içinde yaşamış olduğu hissi müthiş canlıdır. Dayanmaktan başka çaresi olmayan bir halkı anlatır. Birinci Dünya Savaşı’nın, korkunç insan seferberliği, köylerinden çekilip alınan, kışlalara doldurulan insanların zayıflığı, kurumuşluğu, açlığı, korkusu, öfkesi. Bunların anlatımını sadece Nazım Hikmet’te bulursunuz. Arhavili İsmail’in hikâyesini düşünün, “sarkık bıyıklı süvari”yi düşünün, Büyük Taarruz’da ölen isimsizleri düşünün, Nurettin Eşfak’ın onların arasından geçerken düşündüklerini hatırlayın...…”*
 “...toprakta karınca,
                            suda balık,
                                          havada kuş kadar”
Çok olan;
“korkak,
           cesur,
                  cahil,
                        hakim
                               ve cocuk...”
Olan;
“Zincirlerinden başka kaybedecek şeyleri...”
Olmayan “ONLAR”la başlar; KUVAYİ MİLLİYE DESTANI.
Kuvayı Milliye Destanı’nın birinci babında 1918-1919 yılları ve Gaziantep’li Karayılan’ın hikayesi anlatılır.
İkinci babta İstanbul’un 1919 yılındaki hali, Erzurum Sivas Kongreleri ve Kambur Kerim’in hikayesi vardır.
Üçüncü bapta Arhavili İsmailin Hikayesi anlatılır.

Dördüncü babın konusu Nurettin Eşfak’ın bir mektubu ve:

“TÜRK KÖYLÜSÜ
Topraktan öğrenip
                      kitapsız bilendir.
Hoca Nasreddin gibi ağlayan
                       Bayburtlu Zihni gibi gülendir”.
Dizeleriyle başlayan bir şiiridir.
920'NİN 16 MARTI ve MANASTIRLI HAMDİ EFENDİ ve REŞADİYELİ VELİ OĞLU MEMET'İN HİKÂYESİ’ni anlatır, beşinci bap.
Hain Mansur’u öldüren Kartal’lı Bahçıvan Kazım, altıncı babın kahramanıdır.
“Ve kavga bittiği zaman
ne çiftlik sahibi oldu, ne apartıman.
Kavgadan önce Kartal'da bahçıvandı,
                    kavgadan sonra Kartal'da bahçıvan...” Kartal’lı Kazım.
“Ve kadinlar,
bizim kadinlarimiz :
korkunç ve mübarek elleri,
              ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
                                        anamiz, avradimiz, yârimiz
ve sanki hiç yasamamis gibi ölen
ve soframizdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve daglara kaçirip ugrunda hapis yattigimiz
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve karasabana kosulan
ve agillarda
isiltisinda yere sapli biçaklarin
oynak, agir kalçalari ve zilleriyle bizim olan
                                           kadinlar,
                                                 bizim kadinlarimiz”
 Dizelerini içeren yedinci bap, belki de destanın en güzel bölümüdür..
Sekizinci Bap: 26 AĞUSTOS GECESİNDE SAATLAR
İKİ OTUZDAN BEŞ OTUZA KADAR
ve
İZMİR RIHTIMINDAN AKDENİZ'E
BAKAN NEFER
Bu bölümde geçen aşağıdaki dizeleri bilmeyen var mı?
“Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki
şayak kalpaklı adam
nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden
        güzel, rahat günlere inanıyordu
ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında,
birdenbire beş adım sağında onu gördü.
Paşalar onun arkasındaydılar.
O, saatı sordu.
Paşalar : «Üç,» dediler.
Sarışın bir kurda benziyordu.
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun başına kadar,
eğildi, durdu.
Bıraksalar
ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak
ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe'den Afyon Ovası'na atlıyacaktı.”
“Savaşa katılan yüzbinlerce sıradan insanın yazılı anlatımları okuma yazma oranının düşüklüğü nedeniyle günümüze gelememiştir. Geriye, Nazım Hikmet’in dizelerinde, Ahmet Onbaşı’nın ‘Ha dayan hemşerim, sonuna geldik’ lafı kalıyor. Edebi gerçeklerin tarihi altyapısı demek böyle oluşuyor.”*
*Nuriye Akman, Zaman 24.03.2003


Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org