Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Mehmet Ali Birand Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

Ne değişti de, bugün çözüm aramaya başladık
25.09.2009
Okunma Sayısı : 3500
Oy Sayısı : 3
Değerlendirme : 5
Popülarite : 2,39
Verdiğiniz Puan :
 

 

Ne değişti de, bugün çözüm aramaya başladık
Mehmet Ali Birand
.
.

Zaman zaman kendi kendinize soruyorsunuzdur.

Daha kısa bir süre öncesine kadar, Kürt Sorunu diye birşey tanımıyorduk.

PKK'yı Kürt sorunuyla karıştırıyorduk. Tek amaç, kim daha fazla insan öldürüp gücünü ispat edeceğiydi.

Sonra bir şeyler değişti.

Birden bire, farklı düşünür olduk. Herkes değişti. PKK da değişti, TSK da. İktidar partisi de, DTP de. ABD de değişti, Barzani de.

Gelişmelere kronolojik olarak baktığımızda, nelerin nasıl farklılaştığı ortaya çıkıyor.


Henüz daha işin başındayız.

Henüz bu açılımın nasıl ve nereye gideceği de belli değil.

Ancak, ne olursa olsun, ister umut dolu olalım ister karamsar, bu ülke bir yere doğru gidiyor.

Özellikle Kürt Sorunu- Pkk ikileminde önemli değişimler yaşanıyor.

Nereden nereye geldiğimize baktığımızda, insan şaşırıyor.

Kısa bir süre öncesine kadar, herşeyi siyah-beyaz görürdük. 

PKK terörist idi ve teröristleri yok eden Tsk'nın her harekatı alkışla karşılanırdı.  

Kürt toplumunun beklentileri veya gereksinimlerine pek önem verilmez, sadece PKK'nın cinayetleriyle ilgilenirdi. Kan döküldükçe kızgınlığımız artar ve Kürt sorununu PKK ile mücadele olarak görürdük. 

Sonra birşeyler değişmeye başladı. 

Geriye dönüp baktığımızda, hem içerde hem de dışarıda ortamın nasıl değiştiğini anlayabiliyoruz... 

TERÖRÜ YENİDEN BAŞLAYINCA, KAMU OYU SORGULAR OLDU... 

Öcalan'ın 1998'de yakalanmasıyla birlikte, Pkk'nın K.Irak'taki Kandil dağına çekilmesi ve terörün durması, sorunun çözümü için en ideal ortamı oluşturmuştu.

Ancak Ankara harekete geçemedi. Nedeni de, Türkiye'yi yönetenler arasındaki görüş ayrılıklarıydı.

Ecevit-Bahçeli-Yılmaz koalisyonunun, çözümün gerektirdiği cesur adımları atacak gücü yoktu. 

Asker farklı, Çankaya'da Cumhurbaşkanı Sezer farklı düşünüyordu. Ak Parti iktidarının ilk yıllarında da bu görüş ayrılıkları sürdü. Sonuçta 7-8 yıl süresince hiçbir adım atılamadı.  

Güneydoğu başta olmak üzere, ülke rahatladı ancak temelde yatan Kürt sorunu ile ilgili hiçbir çalışma yapılamadı. 

2006'da terörün yeniden başlaması, Türk kamu oyunda şok etkisi yaptı. Oysa, terör bitince sorunun da kendi kendine yok olacağı sanılmıştı.

Hayal kırıklığı büyük oldu ve insanlar kendi kendilerini sorgular oldular.

Ardı ardına büyük Askeri harekatlara rağmen, bir türlü kesin sonuç alınamaması, kamu oyunda, bu işin silahla çözülemeyeceği kanısını güçlendirdi. 

ASKER DE, SADECE SİLAHLA SONUÇ ALINAMAYACAĞINI SÖYLER OLDU... 

Asker yine aynı dönemde, gerçekleri en iyi bilen kesim olarak, eskiden daha kısık sesle söylediklerini, ilk defa son derece net ve açık biçimde "Bizden bu kadar.

Sadece silah kullanarak sonuç alınamaz. Yan önlemler de gerekir" diye vurgulamaya sivil iktidarı uyarmaya başladı. 

Güvenlik güçleri (Asker-Jandarma- Polis- Mit), PKK'nın değişen taktiği karşısında sıkıntıya düşmüşlerdi.

Eskiden guruplar haline terör yapan PKK, şimdi uzaktan kumandalı mayınlarla vuruyor ve kamu oyunu rahatsız edebiliyordu.

Türkiye, Kuzey Irak'a girip Kandil dağına kadarki bölgeyi işgal edemeyeceğini biliyor ve çaresiz kalıyordu. 

2006-2009 döneminde Güvenlik ve İstihbarat birimleri de açıkça "artık farklı birşeyler yapılması gerektiğini " vurgular olmuşlardı. 

ABD- AB ve BARZANİ TUTUM DEĞİŞTİRDİLER... 

Bölgedeki dengelerin ve algılamaların farklılaşmasına yol açan diğer en önemli gelişme, Amerika'nın Irak'taki başarısızlığı ve geri çekilmeyi içine sindirmesiydi.

Bu politika değişikliği, hem Washington'un hem de Barzani- Talabani ikilisini de tutumlarını yeniden gözden geçirmeye zorladı. 

Türkiye'nin , hem ABD, hem de Kuzey Irak Kürtleri için önemi birden bire arttı..

Şii-Sunni-Kürt sürtüşmesi ve İran'ın bu boşluktan yararlanma olasılığı, gözlerin Ankara'ya dönmesine yol açtı. ABD'nin çekilmesiyle birlikte doğacak boşluğu, Türkiye doldurabilir ve istikrarı koruyabilirdi.  

Ancak bunun da bir karşılığı vardı. O da, PKK terörünün bitmesi... 

Önce, Washington istihbarat verdi, ardından PKK'ya baskı, Barzani'ye de tavsiyede bulunmaya başladı.

Avrupa Birliği de, yaklaşımını değiştirdi ve PKK'yı ilk defa sert şekilde eleştirmeye, teröre son verilmesini ister oldu. 

Bu durum PKK'yı yönetenlerin de kafalarını karıştırdı.

Avrupa'daki PKK yanlısı gurupların baskısı da artınca, örgüt ilk defa "silah bırakma ve barışçı bir son"dan söz etmeye başladı. 

2007 SEÇİMLERİ, AK PARTİ'Yİ UYANDIRDI... 

2007 Genel seçimlerinde Ak Parti'nin Güneydoğu'dan büyük oranda Kürt oyu toplaması, hatta  DTP'den daha fazla oy elde etmesi, iktidarı uyandırdı. Kürt kökenli vatandaşlar iktidardan beklentilerini ortaya koymuşlardı.

PKK'yı desteklemekle birlikte, terörden artık bıktıklarını ve birşey değişecekse bunu ancak Ak Parti'nin yapabileceği mesajını vermişlerdi. Bölge halkı Akp'yi, diğer muhalefet partilerinden kendine daha yakın görüyordu. 

Hele 2007 seçimlerinden sonra, Gül'ün Çankaya yerleşmesi ve Kürt sorunuyla ilgili o zamana kadar duyulmamış açıklamalar yapması, soruna çok insancıl açıdan yaklaşması, ortamı daha da elverişli bir noktaya getirdi.

Ankara'da ilk defa, farklı değil, aynı yere bakan odaklar oluşmuştu. 

Sivil İktidar- Çankaya- Mit ve belirli oranda da güvenlik güçleri aynı pencereden bakar olmuşlardı. 

Ortam mükemmeldi. 

"Tarihi fırsat "işte buydu. 

Erdoğan bu inisiyatifi başlatma kararı alırken kafasında bir çözüm planı var mıydı, yoksa çözümü yolda mı bulmayı kararlaştırdı, belli değil. 

Belli olan, Türkiye'nin tarihi fırsat olarak nitelediği bu süreci ciddi biçimde denemeye başladığı, bu fırsatı kaçırmak istemediğidir.

.
.
.

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org