Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Mehmet Ali Birand Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

Kemoterapi aralarında 28 Şubat belgeseli hazırladım
02.09.2011
Okunma Sayısı : 4926
Oy Sayısı : 1
Değerlendirme : 5
Popülarite : 0
Verdiğiniz Puan :
 

 

Kemoterapi aralarında 28 Şubat belgeseli hazırladım
.
.

Sayın Ayşe Arman benimle bir söyleşi yaptı. Sizlerle paylaşmak istedim..

.
.

Kemoterapi aralarında 28 Şubat belgeseli hazırladım


Cemre Birand'la konuşup,  Mehmet Ali Birand'la konuşmamak, hastalıkla nasıl mücadele ettiğini sormamak olmazdı. Sordum. 

Sizi Mehmet Ali Birand'ın hayat enerjisiyle baş başa bırakıyorum.

Ondaki enerji, savaşçı ruh, çalışma isteği, orijinallik, öncülük, pes etmemek, teslim olmamak hep ama hep devam etmek olağanüstü. Hepimize bulaşması dileğiyle...

*  Biz sizi özledik, siz de bizi özlediniz mi?

- Özlemez miyim, özledim.

*  Ekranlara ne zaman geri dönüyorsunuz?

- Bayramdan sonra Kanal D Haber yeniden başlıyor. Yazılarım da...

*  Bu hastalık yüzünden hayatınızda bir "dönüm noktası"na geldiniz mi? "Şu kadar çalışırım ondan sonra çalışmam" diye bir hedef koydunuz mu kendinize?


- Geçirdiğim hastalıktan söz etmek istemiyorum Ayşe. Hastalıkla özdeşleşmek bana göre değil. İnsanların bana acıyıp, "Ah vah" yapması da. Bu konuyu tamamen arkamda bıraktım. Evet, kolay zamanlar değildi. 3 aydır ne televizyon izledim, ne gazetede okudum. Resmen dünyadan koptum. Ama ne teslim oldum ne de yeni bir hayat felsefesi edindim. Geçmiş muhasebesi de yapmadım, yaşamımla ilgili yeni kararlar da almadım...

*  Peki ne yaptınız?

- Hayata asıldım! Hastalığımla kavga ettim. Bütün bu dönem sırasında, tek düşüncem, bir an evvel güçlenebilmek ve yoluma devam etmekti. Başardığımı düşünüyorum.

*  Süpermiş! Bu dönemde sizi en çok şaşırtan ne oldu?

- Ne kadar çok sevildiğimi fark etmek. Benden farklı düşünenler bile, çok güzel mesajlar yolladılar sağ olsunlar. Etrafım, tarifi olmayan bir sevgi halesiyle sarıldı. İnsanlar, genellikle öldükten sonra sevilirler, "Şöyleydi böyleydi" denir. Hayattayken bu kadar sevildiğimi görmek, bana çok iyi geldi.

EN SEVDİĞİM ŞEY DENİZE AÇILMAK

*  Hangisinden daha çok çektiniz: Gazeteciliğinizden mi, bu son hastalıktan mı?

-

Benim hayatım mücadeleyle geçti. Küçük yaştan beri ameliyatlara alışığım. "Bunu da atlatırım" diye düşündüm. Umutsuzluğuma kapılmadım. Hatta umursamadım. Sanki bir belgesel ya da 32. Gün hazırlıyormuşum gibi algıladım. Gazetecilikte olduğu kadar sağlık konularında da kendime güvendim. Emin ol, bunu da laf olsun diye anlatmıyorum. Çünkü böyle davranmak gerekiyor.

Tabii ki sağlık denen şeyin, ne kadar önemli olduğunu biliyordum, bu olayda daha da iyi öğrendim. Ama kendime milat koymadım, "Artık mesleği bırakma zamanın geldi" demedim, demem de. Gün gelecek zaten her şeyi bırakacağım. Ama o günü ben saptayamam. Sağlığınız bozulur bırakırsınız, çok yaşlanır bırakırsınız ya da işin koşulları öyle gerektirir. Şimdi tek isteğim: Sizin karşınıza gelmek ve savaştan zaferle çıktığımı göstermek.

*  Peki bu yaz nasıl geçti?

- Zor. Hastalıkla mücadele, röportaj yapmaya benzemiyor. İnişli çıkışlı günler, inişli çıkışlı duygular. Beni kurtaran, ailem ve yakın arkadaşlarım oldu. En sevdiğim şey denize açılmak, günlerce teknemin tepesinde kalmak. Öyle yaptım.

AİLEM BANA HAYAT VERDİ

*  Aile, en önemli şey mi?

- Elbette. Cemre, oğlum Umur, gelinim Caterina, torunum Umberto Ali, bu kadroya bir de en yakın arkadaşlarım eklenince, hemen kendime geldim. Hepsi bana hayat verdi.

*  Siz boş oturmayanlardansınız değil mi?

- Evet. Tekneyi, denizi seviyorum ama aynı anda mutlaka bir şeyler üretmem gerekiyor. Üretmezsem, sanki artık işe yaramıyormuşum duygusuna kapılıyorum. Hastalığım süresinde de yeni bir projeye giriştim.

*  Nedir o?

- Önümüzdeki dönemin sürprizi! Yeni bir belgesel hazırlıyorum. Adı: "Son Darbe: 28 Şubat." 93'te Özal'ın ölümünden AK Parti'nin iktidara gelişine kadar olan dönem. Böylelikle Demirkırat'tan başlayan darbeler dizisini tamamlamış olacağım. Bu belgesel, hastalığımın önüne geçti diyebilirim.

*  Ne arada çıkardınız bu belgeseli?

- Kemoterapi aralarında!

Evet, kolay zamanlar değildi. 3 aydır ne televizyon izledim, ne gazete okudum. Resmen dünyadan koptum. Bunu da atlatırım diye düşündüm. Umutsuzluğa kapılmadım. Hatta umursamadım. Sanki bir belgesel ya da 32. Gün hazırlıyormuşum gibi algıladım.

Gün gelecek zaten her şeyi bırakacağım. Ama o günü, ben saptayamam. Şimdi tek isteğim, sizin karşınıza gelmek ve savaştan zaferle çıktığımı göstermek...


Mehmet Ali Birand ve Cemre Birand
.
.
.

Kendimi savaşı kazanmış gibi görüyorum


*  Siz, bu kadar başarılı olmanızı neye bağlıyorsunuz? Formülü ne? Tutturuk olmak mı? Cesaret mi? Duyduğunuz heyecan mı? Kültür mü, birikim mi? Kendini ifade etme arzunuzun kuvvetli olması mı? Merak duygusu mu? Ne?


- Yaptığım işten, her zaman müthiş bir keyif aldım. Keyif aldıkça, üretkenliğim arttı. Daha iyi şeyler yapmak istedim. Başkalarının yapmadığı şeyleri yapmak istedim. Hep farklı alanlar aradım. Ortada bir başarı varsa, sebebi bu: Farklı olma arzusu. Belgesel yapmamın nedeni de bu, farklı olmaya çalışmak, farklı şeyler üretmek. Tabii tembel olursanız bunları yapamazsınız. Ben çalışkanım ve gücümü hep farklılıkta aradım.

*  Bir sürü insan yetiştirdiniz. Hepsi de kendi çapında ekol oldu. Ama ben sizin hiç ortalıkta, "Onları da ben yetiştirdim!" diye kasım kasım dolaştığınızı duymadım, görmedim. Nasıl oluyor?


- Birlikte çalıştığım insanlara belki bir şeyler verdim amemin ol, onlar bana daha çok şey verdiler. Birlikte büyüdük. Ve onlarla hep dost kaldım. Benim en büyük şansım, Can Dündar, Mithat Bereket, Çiğdem Anat, Cüneyt Özdemir, Deniz Arman, Ali Kırca, Bülent Çaplı, Coşkun Aral, Savaş Ay gibi isimleri bulmak ve onlarla birlikte çalışabilmekti. Kamera arkasındakiler de var tabii, onları da unutmuyorum.

*  Siz, kimlerden neler öğrendiniz? Hangi usta gazetecilerden..

.
- Pek çok insandan. Ama bana esas gazetecilik dersi veren, Abdi İpekçi ve Sami Kohen'dir. Onların katkıları bambaşkadır.

*  Bu arada, size inanılmaz çamurlar atıldı. Ama hayatın akışı, hep sizden yana oldu. Düşmanlarınız, muhalifleriniz eskidi, siz hep taze kaldınız. Kendinizi zafer kazanmış gibi görüyor musunuz?


- Evet görüyorum. Meslektaşlarım da, devlet de bana zamanında çok çamur attı. Ben o zaman da yılmadım. Çünkü haklı olduğumu biliyordum. Tıpkı hastalığımla mücadele eder gibi, onlarla da ettim. Nehrin kenarında oturup seyrederken, bir bölümünün cansız geçtiğini gördüm. Bir başka bölümüyse, eskidi, emekli oldu. Ayaklarında terlikleriyle evlerinde dolaşıp ve fısır fısır konuşan insanlar haline geldiler. Eski yerlerini koruyamadılar. Bense hep tepede kaldım. Bundan dolay, kendimi savaşı kazanmış gibi görüyorum.

HABER İÇİN AİLEMİ BIRAKTIM


*  Eşiniz Cemre Birand, sizi olağanüstü bir adam olarak anlattı. Şahane baba, şahane sevgili, müthiş gazeteci..

.
- Keşke öyle olabilsem Ayşe, ama değilim. Haber için gerçekten hepsini bıraktım gittim. Ben gazeteciyim, başka türlüsü elimden gelmedi. Asıl Cemre, eşi benzeri olmayan bir kadındır. O kadar yükümü aldı ki, anlatılır gibi değil. Onu, hayatımın şansı olarak gördüm, öyle gerçekten...

*  Sizce evliliğinizin bu kadar iyi olmasının sırrı ne?



- Biz Cemre'yle ikimiz, karı-koca olmanın yanı sıra çok iyi arkadaşız. Karım, en iyi dostum. Bu önemli. Birlikte çok eğleniriz mesela. Birbirimizden hiç sıkılmayız. İhtiyacı olduğunda Cemre'nin yanında olamadığım zamanlar da oldu, onun ihtiyacı olan şeyleri veremediğim de. Pişman mısın dersen, evet pişmanım. Hayattaki en büyük korkum, onu kaybetmek. Bak işte o zaman hayatım kayar.

*  İyi bir baba mıydınız?


- İyi baba değil belki ama sevecen baba. Umur'un büyüme döneminde, onu çok az gördüm. Çok az ilgilenebildim. Bu da içimde bir ukte. Galiba iyi baba olamadım o yüzden iyi bir dede olmaya çalışıyorum.

*  Dede olmak rahatsız etmiyor sizi?


- Fikir olarak dede olmak sinir, ama torunuma müthiş bir düşkünlük içindeyim. Eskiden torun delisi olanlarla alay ederdim. Şimdi onlardan beter oldum. Kucağıma Umberto Ali'yi aldığımda en garip sesleri çıkarıyor, en komik suratları yapıyor ve onu eğlendirmeye çalışıyorum. Anlayacağın dedeliği kompleks duymama rağmen kabullendim.

Düşmanlarımın bir kısmı, ben nehir kenarında otururken, önümden cansız geçtiler, bir kısmı da emekli oldu, ayaklarında terlikleriyle evlerinde dolaşıyorlar. Ben ise hâlâ tepedeyim.

Galiba iyi baba olamadım, o yüzden iyi bir dede olmaya çalışıyorum. Umberto Ali'yi kucağıma alınca, en garip sesleri çıkarıyor, en komik suratları yapıyor, onu eğlendirmeye uğraşıyorum. Dedeliği kompleks duymama rağmen kabullendim.

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org