|
|
Mehmet Ali Birand Gözüyle
|
|
|
|
Tüm Yazıları
ShareThis
|
Başınıza, gazeteci kadar taş düşsün emi!
31.01.2012 |
|
Okunma Sayısı : |
2945 |
|
|
Oy Sayısı : |
1 |
|
|
Değerlendirme : |
5 |
|
|
Popülarite : |
0 |
|
|
Verdiğiniz Puan : |
|
|
|
|
|
|
Başınıza, gazeteci kadar taş düşsün emi!
Mehmet Ali Birand
Bu ülkede fikir özgürlüğü olduğunu, herkesin şiddet içermeyen görüşü seslendirebileceğini ileri sürenler yalan söylüyor.
Hepiniz sadece sizi alkışlayan gazeteciyi seviyorsunuz.
Eleştiriden nefret ediyorsunuz.
Güç sahipleri, İktidarlar, Askerler, Kürtler, Sunni'ler, İş adamları ve yargı mensupları, tümünüz pundunu bulup gazeteci dövmekten hoşlanıyorsunuz.
Yetti artık...
Bu kadar riyakarlığa dayanamıyorum.
Şimdiye kadar nezaketimi korumak için dişimi sıktım, ancak yetti.
Hepiniz yalan söylüyorsunuz.
Sizlerden söz ediyorum...
İktidar sahibi siyasiler, İş çevreleri, Askerler, Kürtler, yargı mensupları...
İşinize gelen gazeteciyi seviyorsunuz. Eleştiriden nefret ediyorsunuz.
Çıkarınızı koruyanları "iyi gazeteci" diye yüceltiyor, aykırı görüş getirenleri yerden yere vuruyorsunuz. Sonra da kalkıp, bu ülkede basın özgürlüğünden söz ediyorsunuz.
İşte benim gibi çok kişiyi isyan ettiren de bu riya düzeni...
Oda TV başta olmak üzere, yargının elindeki basın davaları tek kelimeyle yüz karasıdır .
100'e yakın gazeteci tutuklu yargılanmaktadır.
Bu bizim için yeterince ayıp değil midir?
Dünya'nın dört bir köşesinden eleştiri geliyor, kimseler umursamıyor, kimselerden ses çıkmıyor. İktidar, yasaları değiştirdim, diyor oysa korkak bir kaç iyileştirmenin ötesine geçemiyor .
Yargı deseniz, sanki tutuklu gazetecilerle "hukuk adına" inatlaşıp gözdağı veriyor.
Ne biçim vurdum duymazlık, bu ne biçim demokrasidir ?
Bir de "Efendim, bunlardan bazıları terör örgütü ile bağlantılıdır, dolayısiyle gazeteci sayılamazlar" diyenler var.
Daha kötüsü, bizim meslekdaşlarımız arasında bu görüşü destekleyenlerin sayısı da az değil.
Hayır beyler, eğer silahla teröre katılmamışsa, yazılarıyla terörü körüklemediyse, kışkırtma yapmadıysa, o kişi gazetecidir.
O kişiyi terör örgütü üyesi olsa dahi, yazılarından, fikirlerinden dolayı yargılayamamanız gerekir.
İster PKK'nın politikalarını övsün, ister bağımsız Kürdistan için çaba harcasın, bu insanları cezalandıramazsınız.
Bunu başardığınız zaman, Türkiye'de gerçek bir demokrasi, gerçek bir fikir özgürlüğünden söz edebiliriz.
O güne kadar lütfen bize yalan söylemeyin bari.
BİZ DE EPEY HALT ETTİK YA...
Şimdi çuvaldızı biraz da kendimize batıralım...
Acaba sadece siyasiler, yargıçlar, savcılar hatalı da, bizler mi hep haklıyız ?
Hayır .
Gazeteciler (yani bizler) de çok dengesiz , çok çarpık işler yaptık .
Uzun yıllar boyunca, diri güç sayılan askere korkudan dokunamadığımızdan dolayı , siyasileri yerden yere vurduk.
Hakketmedikleri derecede hırpaladık. Hem de bilinçsiz şekilde yaptık.
Geriye gidip şöyle bir bakalım ...
Menderes'ten başlayalım ve Süleyman Demirel'e, ondan Ecevit'e ve Özal'a ne kadar haksızlıklar yaptığımızı bir hatırlayalım .
Hepsine tepeden baktık .
Kendimizi onlardan büyük gördük .
Hükümetleri biz kurar, bir devirirdik .
Kafamızda bir Türkiye imajı, bizim beğendiğimiz bir düzen vardı ve ona uygun hareket etmeyen iktidarların canına okurduk.
Yok sandıktan çıkmışlarmış, yok vatandaş tarafından seçilmişmiş, yok halkın istediği yönde politika yapıyorlarmış, umurumuzda değildi.
Ne pahasına olursa olsun, yıkıcı muhalefet tek hammaddemizdi.
Hikmet -i- vücudumuz eleştiri ve muhalefetti.
Vur abalıya gitmekti.
Uluslararası gazetecilik kurallarının ötesinde, hoyrat bir tutumumuz vardı.
Tabii bu arada, iktidardakilerin de hiçbir zaman dik duruşlarıyla karşılaşmadık .
Onlar da askerden korktukları gibi, bizden de korktular.
İktidarlar çekindikçe, biz daha bir böbürlendik.
Bugünlere işte böyle geldik.
Şimdi, ektiklerimizi biçiyoruz.
Ak Parti, adeta eski iktidarların intikamını alıyor.
Bunu yaparken de işin ucunu kaçırıyor.
İSTANBUL KARA ALIŞIYOR!
Zor oluyor, ancak yavaş yavaş kara alışıyoruz.
Hatırlayın, bu yıl ilk defa kar yağdığında, başta Kadir Topbaş olmak üzere, herkes "Aman kardeşler, kar lastiği olmadan yola çıkmayın.
Toplu taşıma araçlarını tercih edin.
Aksi halde hem sokak ortasında kalırsınız hem de trafiği mahvedersiniz" diye bağırdı.
Kimse aldırış etmedi.
Saatler boyunca eziyet çekildi.
İkinci üçüncü kar yağışında, bu defa korkudan kimseler sokağa çıkamadı.
O da bir çözüm değildi.
Şimdi yavaş yavaş anlıyoruz.
Yine aldırmayanlarımız var, ama daha bir alıştık gibi.
Artık işe erken gidip erken eve dönüyoruz.
Özel araçları yerine toplu taşıtları tercih edenler artıyor.
Anlaşılan, bizler zora gelmeden, dayak yemeden, tepeden baskı olmadan, işin doğrusunu pek anlayamıyoruz.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Tüm yazıları |
ShareThis
|
|
|
|
|
|
Türk Liderler:
Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem
|
|
|