Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Mehmet Ali Birand Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

Ben ne oldum?
07.02.2008
Okunma Sayısı : 10752
Oy Sayısı : 4
Değerlendirme : 5
Popülarite : 3,01
Verdiğiniz Puan :
 

 

Ben ne oldum?
Mehmet Ali Birand
.
.
.

Vatan Gazetesi'nde yayınlanan , Sayın Oya Doğan Hanım ile yaptığım söyleşiyi paylaşıyorum...

.
.
.

Geçen sezonu  en iyi haber bülteni olarak kapattınız. Bu gelişmeyle birlikte haber bültenleri cazibe merkezine dönüştü.. Bunu nasıl başardınız?

MAB: Ak parti iktidara geldikten sonra siyasi ortam değişti. Ancak haber bültenlerinin çoğu hala magazin yapıyordu. Kanal D habere gelişimle birlikte bu denge değişmeye başladı. Aslında haberi cazibe merkezine dönüştüren biz değiliz. Halk izlediği haberlerden memnun değilmiş ama yine de bilgi sahibi olabilmek için izliyormuş. Biz topluma seçenek sunduk. Yani 24 saat içinde dünyada ve Türkiye’de ne yaşanıyorsa 45 dakikanın içinde onlara gösterdik. Bunu yaparken siyasi magazin de yaptık. Benim mücadelem magazine karşı değil, cıvık magazine karşı oldu.

Peki siz ne yaptınız be bir numaraya oturdunuz?

MAB: Haber bültenine dış haberler ve yorum koyduk. İnsanlar maçlarına keyif alabilmek ve sosyal çevresinde konuşacak bir şeyleri olsun diye gidiyor. Artık insanlar ana haberi de arkadaşlarıyla entelektüel tartışma yapabilmek için izliyor. Haberciler açısından da şöyle bir gerçek ortaya çıkıyor: 2006 yılında diğer haber bültenleri de “Demek ki bu iş böyle oluyormuş” diyerek bizimle beraber yürümeye başladı ve haber bültenlerini reytinglerde ilk 10 içerisine soktuk. Bundan sonra hiçbir haberci “Ben öyle cıvık magazin yaparım  ki, insanları ekran karşısına kilitlerim” diye övünemez.

Siz ana habere başladığınızda tereddütleriniz vardı ve ilk zamanlarda reytingleriniz kötü gidiyordu. Hiç ‘Ben bu işi beceremeyeceğim’ diye düşündüğünüz oldu mu?

MAB: Show TV, ATV ve Kanal D’den daha önce de ana haber bülteni için teklif almıştım. Ama o zamanlar kendimi hiç hazır hissetmiyordum. Kabul etseydim belki çok iyi paralar kazanacaktım ama piyasadan silinip giderdim. Üç yıl önce ana habere başladığım zaman reytingler düşüktü. Ama bu işin temelinde sabır ve süreklilik vardır: Yaptığınız işe inanıyorssanız hep sürekli olursunuz.

Ana haber bülteninde yaptığınız gaflar çok konuşuluyor ve böyle spiker olmayacağı konusunda eleştiriliyorsunuz…

MAB: Ben gazetecilikten geliyorum. Başarısız olduğum zaman hep muhabirliğe dönmüşümdür. Bugün hala kendi röportajlarımı ben ayarlıyorum. Zaten muhabir olduğum için insanlar benim yaptığım hataları, dil sürçmelerini anlayışla karşılıyorlar. Ben spiker olsam ikinci gün işten atılırdım.

Yılların gazetecisisiniz. Sizce gazetecilerin en büyük zaafı ne?

MAB: Çok çabuk 'Ben oldum' diyorlar. İkinci zaafları ise günlük hayatta 'Ben ne oldum?' psikolojisi. Yani güç sahibi olup, ben ne istersem onu yaparım kibiri gazeteciyi en fazla engelleyen şeydir.

Haber programları neden tartışma formatına döndü?

MAB: AKP’nin iktidar olmasıyla birlikte insanlar içlerini dökmek ve tartışmak istiyorlar. Yakında bu insanları yormaya başlar. Ben de 32. Gün’ü tartışma formatından çıkarıp, eski haline çevirmek istiyorum. Çünkü bir şeyler öğrenebileceğim programları seviyorum.

Çalışanlarınız neden sizden memnun?

MAB: Azarlayan patron olmak eskidenmiş. Çünkü azarlayınca adam olmuyorlar. İnsanların önünü bir süre için kapatırsın. En iyisi içindeki cevheri ortaya çıkarmak. Zaten Rıdvan Akar, Banu Acun,Can Dündar, Mithat Bereket, Deniz Arman, Ali Kırca gibi isimlerin içindeki cevheri görmüş biriyim.

Habercilik yapmasaydınız ne olurdunuz?

MAB: Kesinlikle cerrah olurdum. Çünkü cerrah kesip, gazeteci yazıp bir şeyin sonucunu hemen alır.

Hayattaki amacınız nedir?

MAB: Buraya gelene kadar çok kırıldım. Onun için şu Çin atasözünü çok severim “Eğer uzun süre nehrin kenarında durabilirsen düşmanlarının cesetlerinin tek tek geçtiğini görürsün” İşte ben bunu görüyorum.

Televizyonlarda ana haber bültenlerinde yapılan transferlerle hareketli bir dönem yaşıyor. Ali Kırca’nın milyon dolarlık transferi neyin göstergesi?

MAB: Bizim en büyük rakibimiz Ali Kırca. Ve o benim en sevdiğim arkadaşlarımdan biri. Onun Show TV’ye transferi habercilik açısından  çok önmli. Çünkü aşırı magazin  olan Show haber kalesine geçerek ciddi haberin alanının genişlemesine neden oldu. Ben kendi adıma çok memnunum.

Artık Fatih Altaylı da haber sunuyor. Uğur Dündar’ın  da ATV'ye geçeceği konuşuluyor. Siz ve Ali Kırca'da haber sunuyorsunuz. Bu rekabet haberciliği nereye götürür?

MAB: Artık televizyonlarda ciddi, derinlemesine habercilik dönemi başladı. Çünkü habercilik, haberle uğraşan kişilerin eline geçti. Bu 5-10 sene daha devam eder. Eskiden güzel, şarışın ve hoş bir kızı ana haber spikeri yapmak çok önemliydi. Artık anchor'lar dönemi başladı. Bu da haberin yaygınlaşması anlamına geliyor.

Gazete köşe yazarısınız. Her gün haber bülteni sunuyorsunuz. Haftada bir 32. Gün haber programını yapıyorsunuz. Dünyada önemli bir şey olduğunda siz oradasınız. Bu koşuşturmada sizin için dinlenmek ne demek?

MAB: Her sabah 07:30 da kalkıp bir saat spor yapıyorum. Ardından gazeteleri okuyup köşe yazımı hazırlıyorum. Öğlen saatlerinde ekip ilk haberleri getiriyor. Öğleden sonra bülten toplantısını bitiriyorum. Akşam haberleri sunduktan sonra da ya bir kokteyl ya da bir seminere katılıyorum. Hafta sonları yurt dışına gitmeye çalışıyorum. Bunlar beni dinlendiriyor. Ama benim için asıl dinlenme; mesela Kahire’ye gidip Mübarek’le söyleşi yapmak ve iyi sonuç almak.

Tatilleriniz de mi böyle geçiyor?

MAB: Ben tatil kültürü olmayan biri olarak büyüdüm. O nedenle tatillerde de çalışırdım. Eşim Cemre artık buna izin vermiyor. O nedenle de tatil tatildir. Uyunur, dinlenilir, gezilir.

Öyleyse ekranların efendisi sizsiniz, ama evin efendisi eşiniz…

MAB: Kesinlikle. Ama zaten her yerde böyledir. Bu sadece Cemre'ye özgü bir şey değil. Erkekler 'Evlenmeye karar verdim, bu kızı ben aldım' gibi laflar ederler ama aslında kız istediği için evlenilir. Boşanmaya da çocuk yapmaya da kadın karar verir. O nedenle bizim evimizin gerçek patronu Cemre’dir.

Nasıl bir babasınız?

MAB: Umur adında bir oğlumuz var. Hayattaki en  büyük acım oğlumun en güzel günlerini paylaşamamk. Toyluğuma, heyecanıma geldi ve hep çalışarak geçirdim o dönemleri. Şimdi Umur 30 yaşında ve arkadaşısız. Beraber kafaları çekiyoruz, etrafımızla alay ediyoruz. Hiç değilse onu bu yaşında tam topuğundan yakaladım.
  

            BİRAND’TAN BAŞARILI HABERİN SIRLARI

-          Habere takla attırabilmek.

-          Sadece gazete haberlerine bağımlı kalmadan özel haber yapabilmek.

-          Siyasetin magazinini  çok iyi yapmak.

-          ‘Sokaktaki insana nasıl yaklaşırsak bizi izlerler’ bunun kokusunu alabilmek. Yoksa Türkiye gibi bir ülkede haber sizi her yerde bulabiliyor.

-          Bir videonun içinden bir kareyi öne çıkarabilen  bir ekiple çalışabilmek. Yani  başarının  sırrı önüp dolaşıp ekibe geliyor.



ÇALIŞANLARI BİRAND'I ANLATIYOR

İsmail Özeral
Şef Kameraman

Mehmet Ali Birand'a teknik olarak kül yutturamazsınız. Her şeye çok hakim. Biz her akşam izleyicilere bir haber bülteni değil, program hazırlıyoruz. Birand izleyiciye haberciliğin sadece İstanbul'dan ibaret olmadığını gösterdi. Altı kameraman arkadaşım var. Hepsini birarada kanalda göremedim. Bir olayı anlatırken ekrana üç farklı görüntüsünü koyuyoruz. İzleyiciye farklı bakış açıları veriyoruz. Bu görsel dil için '24' dizisinden  esinlendik.

Cem Tekel
Muhabir

Biz gerçekten bir aile gibiyiz. Şehir dışında haberdeyken çocuğum oldu. Bültende canlı yayında haberimi geçtikten sonra Birand, 'Cem  ekrana bak' dedi. Orada kızımı gördüm ve ağlamaya başladım. Bu Birand’ın çalışana verdiği değeri gösteren bir hareketti. Sonuçta prime-time'da 45 dakika bülten yapıyoruz ve 5 dakika gibi değerli bir süresini benim hayatıma ayırdı. Ayrıca 'Başarabilirim' dedikten sonra dünyanın her yerine gönderiyor. Bu muhabir için avantaj.

Fatih Portakal
Muhabir

Birand marka olmuş bir isim. O nedenle bir habere gittiğimizde ayrıcalık sahibi oluyoruz. Çok rahat biri olduğu için ekrana çıktığımda sunumlarımı çok rahat yapıyorum. Çünkü Birand da hata yapıyor ve gülüyor. Biz yaptığımızda da kızmıyor. Ben canlı yayınlarımda onun rahatlığını taklit ediyorum. Bizi ezmek yerine yüceltiyor. Herkesle ilgileniyor.

.
.
 
.
.

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org