Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Leyla Alaton Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

Bir liderin olmazsa olmaz özellikleri
23.05.2009
Okunma Sayısı : 9786
Oy Sayısı : 7
Değerlendirme : 5
Popülarite : 4,23
Verdiğiniz Puan :
 

 

Bir liderin olmazsa olmaz özellikleri
Leyla Alaton
.
.

Bir kitap için benimle yapılmış soyleşiyi paylaşıyorum.

Sn.LEYLA ALATON İLE YAPILAN RÖPORTAJIN DEŞİFRESİ

Lider olunmaz, lider doğulur görüşüne katılıyor musunuz?

LA: Kısmen katılıyorum.

Şöyle ki; her ama her konuda olduğu gibi bir insan o işe soyunduğunda gerçekten bir yeteneği varsa o işte geliştiğini düşünüyorum.

Şöyle ki; bazı dernek çalışmalarında kendine hiç başkalığı reva görmeyen arkadaşları zorlamış bulunduk. Onlar o pozisyona geldiklerinde içlerinde uyuyan bir aslan uyanmış oldu ve buna şahit olduk.

Dolayısıyla her insanda böyle bir potansiyelin olduğuna inanıyorum ama belki daha kısa zamanda  veya daha çabuk veya çok genç yaşlardan itibaren liderlik vasıflarını sergileyen okul sıralarında bile gösteren tabii ki gençler olabiliyor.

Bir insan tabii ki çok pasif olup, ne bileyim, ilkokul, orta okulda; lisede birden bire açılıp, üniversitede de öğrenci işleri başkanı olur mu?

Olabilir, niye olmasın.

Hayatın her evresinde başka bir yeteneğini geliştirebilir ve de mühim olan bunun doğru tarlayı bulması bu tohumun.

Onun için de, evet lider doğulmayabilinir, olunabilinir ama bir liderlik vasıfları doğuştan olan, genlerinde olan bir insan belki de bunu daha da erken yaşta gerçekleştirir.

Size göre bir liderin hangi özellikleri olmazsa olmaz?


LA: Bir liderin olmazsa olmaz özellikleri;

karizma, doğru bir rol modeli oluşu, etik oluşu, güvenilir oluşu, sözünün eri oluşu, çok çalışkan oluşu, empati gücünün olması, iyimser olması, insanlara güven duyması, vizyon sahibi olması gibi…

Liderlik hangi zamanlarda ortaya çıkar?


LA: Liderlik sanırım daha çok insanların kararsız oldukları zamanlarda ortaya çıkıyor. Yani bir karar verme sorumluluğunu her insan taşımak istemeyebilir. Liderler ise bunu otomatikman yapan insanlar. Hem bundan korkmayanlar, hem de bu sorumluluğu alarak bunu yerine getirmek için çabalayan insanlar.

İyi bir lider, her zaman iyi bir yönetici midir?


LA: Hayır, ama iyi bir yöneticiyle desteklenirse, herhalde çift kaymaklı ekmek kadayıfı olur. İyi bir lider bazen detayları kaçırabilir.

Dolayısıyla bir ekip işidir bu, yöneticilik işi. İyi bir yönetici de iyi bir lider olmayabilir, iyi bir liderin iyi bir yönetici olamayacağı gibi. Herkesin yeri var bence.

En güzeli zaten, bir liderin altında iyi yöneticilerin olması.

Türkiye lider çıkarmaya aç bir ülke midir? Türkiye'nin lider problemi var mı?


LA: Türkiye'nin iyi rol model problemi var. Lider çıkmak isteyenlere özellikle politik ortamda çok yer olduğunu düşünmüyorum.

Yani çok kolay bu vasıfları kullanarak bir yere gelme ortamı özellikle politikada çok zor diye düşünüyorum Ama okullarda veya iş hayatında evet daha çok böyle bir ortam var. Daha serbest, daha adil bir ortam var diyebilirim.

Yönetimin daha etkin, verimli ve sorunların  daha kolay çözülebilmesi için doğru karar verebilmenin ilkeleri nelerdir?


LA: Konuya vakıf olmak. Konuya doğru bilgilerle donanılmış olmak, vizyon sahibi olup üç adım ileriyi görebilmek veya onu okuyabilecek bilgiyle donatılmış olmak gibi zannediyorum, bilgiye dayalı, biraz tecrübeye dayalı, bir de vizyona dayalı bir çalışma.

Liderlik öğretilebilir bir şey midir?


LA: Öğretilebilir değil ama öğrenilebilen bir şeydir diye düşünüyorum. Yani insan kendisini geliştirebilir. Zaten bunun bir ışığı varsa onun da gelişebileceğini düşünüyorum. Yani insanda eğer bunun bir bazı varsa, bir ışığı varsa evet doğru kitapları okuyarak, doğru örnekleri seyrederek, doğru kişileri gözlemleyerek o yolda geliştirebilir insan kendisini…

Liderinin peşinde olan Türk toplumunun beklentileri nelerdir?


LA: Bunu Türk toplumu diye ayırmak zor bence.

Liderin peşinde olan bence hiçbir lider yok bugün Türkiye'nin peşinde gittiği. Zamanında olmuş, bir Atatürk'ün lider olarak hakikaten bütün bir yurt peşinden gitmiş veya öyle öğretildi bize.

Bütün bir soru sormadan insanlar peşinden gitmiş, ona inanmış. Kaldı ki ben Küba'da bile onun heykelini gördüm. O dünya çapında bir liderdi.

Bugün dünya çapında bir lider görmek çok zor. Obama şimdi buna oynuyor. İnşallah başarılı olur icraatlarıyla. Öyle bir pozisyona geldi, öyle bir iddiası da var. Çok temiz bir sayfa açtı. Temiz bir insan görünümünde. Onun için bütün kredileri almış vaziyette. Yani insanlar böyle bir temiz sayfa açıp pürü pak gelenlere zaten bence artı 10'dan başlıyorlar. O kişiler kendilerini ispat edene kadar da bu kredi veriliyor onlara.

Türkiye de liderlerine sahip çıkan bir toplum.

En azından her liderin bir hedef kitlesi var diye düşünüyorum.

Her lider, kendine inananlar, kendisine inananlar, kendisini takip edenler, kendi inancında olanların peşinden gidiyor. Ama bu ortak lider bugün çok az bugün dünyada.

Yani hepimizin lider olarak kabul ettiği insanlar çok az. O liderden de insanların aslında bir aynası liderin. Kimi lider kabul ediyorsanız, birazcık da sizin doğrularınızı, sizin ne tip bir insan olduğunuza dair bir fikir veriyor dolayısıyla.

Bunca yıllık başarılı iş hayatınızda yöneticilere vazgeçilmez saydığınız önerileriniz nelerdir?


LA: Herhalde iyi bir örnek olmaktan başlayacağım.

Özellikle kendinizden daha genç olan jenerasyona iyi bir örnek olmak, onların sizin ekibinizde çalışmaya motive etmek için onları anlayışla, sevgiyle, saygıyla bir kere çalıştırmak durumundasınız.

Zannediyorum ekip ruhu çok önemli. Bugün hiç kimse bir kişiye tapınma merakında değil. Herkes kendi değerinin farkında.

Herkes bir ekibinin içinde kendi yerini biliyor.

Onun için insanlara insan gibi muamele etmek.

Herkesin ne kadar önemli olduğunu her fırsatta özellikle güzel şeyleri başkasının önünde söylemek. Eğer söylenecek bir kötü şey varsa veya eleştiri varsa onu da kapalı kapılar ardında söylemek bir yöneticiye yakışır.

Yönetmek aslında bir sanat.

Bir orkestra şefini görüyorsunuz, hiçbir enstrüman çalmıyor bütün bir konser boyunca ama bütün enstrümanlardan en doğru zamanda en doğru seslerin çıkmasını o kişi sağlıyor.

Yüksek duygusal zeka ve düşük duygusal zekanın yönetici ve lider üzerindeki rolü, yönetime katkısı nedir? Yaratıcılık ve verimlilik üzerindeki etkisi nasıl açıklanabilir?


LA: Duygusal zeka kadınlarda daha çok olduğunu düşünüyorum. Erkeklerde olan ama biraz göz ardı edilen bir meziyet. Sanki kadınsı bir meziyetmiş gibi. Halbuki her insanda var bu. Kadınların daha kolay, daha korkmadan açtıkları, açabildikleri bir tarafları. Zannediyorum kadının iş hayatına girmesiyle bu duygusal zeka gündeme geldi bir yerde. Onların üstünlükleri veya erkekler kadar bu işi iyi yapabileceklerini duygusal zekaları da bir nebze ispat etti. Tabii ki çok önemi var yaratıcılıkta. Çünkü yaratıcılık her şeye rağmen insani duygular, insani ihtiyaçlar üzerine konuşlandırılmış bir şey.

Duygusal zekası olmayan ne empati kurabilir, ne başkasının yerine kendisini koyabilir, ne o kişiyi anlayabilir. Duygusallıktan, duygusal zekadan yoksun bir yöneticiyi, çok kısır kalmış bir yönetici olarak düşünürüm. En azından kendisinde yoksa bu tarafı iyi olan bir ekip arkadaşının olması lazım yanında.

Sizin gibi kendi alanında en üst seviyeye gelmiş kişiler, spor, sinema, tiyatro gibi sosyal faaliyetlerden tamamen fedakarlık mı ediyor, yoksa bu tür faaliyetleri bir kazanım olarak mı görüyor? Vakti nasıl kullanıyorsunuz?


LA: Tam aksine, benim konumuma gelmiş kişiler, bu konuma gelirlerse sanat ve kültürün yardımıyla gelirler. Çünkü sanat ve kültür konusu bir insanın duygusal zekası olsun, bilinci olsun, kültürü olsun, dünya görüşü olsun müthiş zenginlik katan konulardır. Onlar olmadan zaten bir şey olmaz, çok kısır ve sığ kalır insan.

Özellikle dünya vatandaşı olmak için zaten bu konuların dünya çapında ne olup bittiğini takip etmek zorundasınız. Bugün Brodway'de yeni sahnelenmiş bir oyunu bir arkadaşımın bana anlatması benim için bir zenginlik. Bundan haberdar olmak ve oraya yolum düşerse de özellikle o piyesi, o tiyatroyu görmek istemek benim hayatımı zenginleştiren ve özellikle o tiyatroda alacağım mesajların bana neler vereceği çok önemli. Sanatla haşır neşir olmak özellikle şirketlerin halkla ilişiler çalışması olarak sanata önem vermeleri, müze kurmaları, koleksiyon yapmaları, özellikle de kendi çalışanlarını bu tip çalışmalara teşvik etmeleri bence bir lüks değil artık bir zorunluluktur. Çünkü sanat, kültürle yakın olmayan insanlardan fazla bir verim alabileceğinizi düşünmüyorum.

Bayan ve erkek olmanın lider olmada getirdiği farklılıklar nelerdir?


LA: Bayan veya erkek olmak; lider liderdir. Ben çok cinsiyet ayrımı yapan veya cinsiyete her şeyi bağlayan bir insan değilim. Özellikle iş hayatında cinsiyet konusuna çok şey yapmamamız gerektiğini ve çok ağırlık ve pay vermememiz gerektiğini düşünüyorum. Kadın lider mi, erkek lider mi?  Valla çok fark etmez diye düşünüyorum. Mühim olan doğru zamanda doğru lider.

Bayan olarak örnek olma, lider olma anlamında sorumluluk altındasınız, zorlukları oluyor mu?


LA: Öyle bir vasfım varsa teşekkür ederim; ama ben kendimi büyük bir lider olarak zaten görmüyorum. Ha rol model olmaya çalışıyorum. Kendimi zaten orada görmüyorum veya öyle o pozisyonda olduğum ortamlarda da hayır zorlukları olmuyor; çünkü bunu tabii olarak yapıyorum. Eğer bu zorlama olsaydı, benim içimde başka şeyler, başka fırtınalar esip ben bambaşka şekilde davranmam gerekiyor olsaydı, tabii ki zorluk olurdu ama bana çok naturel geliyor, çok tabii geliyor. Hiçbir taviz vermeden yaptığım bir şey. Hiçbir iddiam da yok.Eğer birkaç genç kız beni öyle görüyorsa ne mutlu bana. Ama ben hiçbir şeyin lideri veya hiçbir yerin lideri olarak görmüyorum kendimi.

Liderlerin belirli bir noktaya gelmesinde ailenin payı nedir? Aileniz nasıl destek sağladı?


LA: Bence ailenin payı vardır. Ailenin payı yadsınamaz.

Şöyle ki hiçbir destek görmeyen davranış yeşeremez. En azından daha da fazla gelişemez. Genetik olarak bende olan liderlik vasıfları evet iş ortamında yeşerebildi. Çünkü o tip pozisyonlara getirildim. Ekiplerim oldu, ekip başlığı yaptım.

Dolayısıyla bunlar hem yöneticilik hem lider vasıflarını geliştirmemi gerektirdi. Aile desteği şöyle: İş ortamında elbette bu tip ortamlar sağlandığı için gelişebildi. Diğer ortamlarda da benim naturel, tabii bir oluşum olduğu için belki öyle bir kabul görüyorum yani bilmiyorum.

Bir yöneten ve lider olarak siz yöneticilerinizi neye göre seçiyorsunuz? Olmazsa olmaz kurallarınız nelerdir?


LA: Biz Alarko'ya alırken, elbette bizim kültürümüze ne kadar uyabilir bu insan diye onu sorguluyoruz. Çünkü geldiği ortam, bitirmiş olduğu okullar, bizim ortamımıza, bizim şirket kültürümüze ne kadar uyabilir,mühim olan onun cevabını verebilmek. Onu da yaşamadan evvel görmüyorsunuz; ama bu vücuda konulan yeni bir protez gibi. Ya vücut onu reddediyor veyahut da benimseyip etrafını zaten dolduruyor. Hemen vücut zaten kabul edince hücreler onu örtüyor.

Dolayısıyla birazcık da işe alındıktan sonra hem kişi hem şirket görüyor o kişiyle ne kadar bir vücut olabileceğini. Ama şunu diyebilirim ki, Alarko'da 40-50 senelik bile elemanlar var. Dolayısıyla, demek ki, girince de doğru yerdeyse hayatın sonuna kadar aynı şirkette kalabilme tatminini yaşayan elemanlardır bunlar.

Demek ki olabiliyor. Özellikle bizim şirketimizde ilk 3-4 senede değişmediyse, gitmediyse çok uzun yıllar kalır bu elemanlar. Yani şirket kültürüne uyumdur mühim olan.

Türkiye'de aile şirketlerinin çok uzun ömürlü olduğunu görüyoruz. Dünyada da bazı ülkeler hariç, birkaç kuşak sonra bu şirketlerin bir şekilde parçalandığına veya dağıldığına şahit oluyoruz. Alarko grubundaki bu birlikteliğin, yakınlığın sırrı nedir?


LA: Biz şirkette kurumsallaşma kararı aldık ve hiçbir şekilde hissedarlık pozisyonundan hiçbir taviz vermiyoruz. Yani hissedar olarak davranıp, profesyonellerin hiçbir işine karışmıyoruz. Sadece bizim bir Denetim ve Danışma Kurulumuz var, oraya gelip bir fikir sorduklarında, danıştıklarında onlara yardımcı olmaya çalışıyoruz. Ama yine de karar alma mekanizmaları onlar oluyor. Ancak biz bir yatırım varsa ve bir hissedar olarak buna karışmamız gerekiyorsa karışıyoruz.

Bu çok önemli bir şey bence. Çünkü şirketin devamlılığı hepimiz için daha önemli. Şirketin geleceği, halka açık bir şirket olarak hissedarlarımıza borcumuz budur diye düşünüyoruz. Dolayısıyla şirketin karlılığı risk almaması, kötü günlerde de atlatabilmesi için kurumsallaşmaya ihtiyacı var. Bunun da zaten çoktan tohumları atılmıştı. Bugün de tamamıyla o yolda ilerliyoruz. Yani biz hissedarlara bir şey bile olsa şirket Alarko olduğu gibi yürüyecektir. Bunun da herkes bilincindedir.

.
.

.
.
Tüm Yazıları

.
.

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org