Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Dilek Sabancı Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

ATV Televizyonunda Bir Söyleşim
16.07.2012
Okunma Sayısı : 4085
Oy Sayısı : 3
Değerlendirme : 5
Popülarite : 2,39
Verdiğiniz Puan :
 

 

ATV Televizyonunda Bir Söyleşim
Dilek Sabancı

.
.

izlemek için 

.
.

dinlemek için

.
.

ATV Televizyonunda Bir Söyleşim
Dilek Sabancı

.
.


Dilek Sabancı ATV televizyonu söyleşisi
Deşifresi

Dilek Sabancı (DS)
 
ATV: Efendim, konuğumuz benim çok değer verdiğim, çok saydığım, sevdiğim, kendi güzel, ruhu güzel, yaptığı işler güzel olan bir insan. Bir iş kadını Dilek Sabancı. Hoşgeldin Dilekciğim.

DS:
Hoşbulduk. Çok teşekkür ediyorum bana böyle iltifat ettiğin için.

ATV:
Gerçekten  öyle düşünüyorum.

DS:
Beraber komşuluk yaptık hatırlıyor musun, Akmerkez de birlikte oturduk .

ATV:
Hem komşunsun, hem çok sevdiğim bir ailenin üyesisin. Allah rahmet eylesin ben Sakıp Bey'i çok çok severdim. Şimdi bizi izliyor diye düşünüyorum.

DS:
Bende ruhların ölmediğine inanıyorum.

Ruhlar bir yerde bekliyor, Berzah Aleminde,  öyle diyor dinde.

Onun için görüyordur herhalde bizi diye düşünüyorum.

ATV:
Görüyorsa bahsedelim. Sen bir kere baban için demiştin ki "Ben babamın bu dünyaya bir misyonu tamamlamak üzere geldiğine inanıyorum." Zenginle zengin, fakirle fakir, çocukla çocuk olan bir insan. "Benim babam sayesinde işçi işverenini sevdi" demiştin.

DS:
Kesinlikle.

ATV:
Seninde bir misyonunun olduğuna inanıyorum ben. Senin misyonun nedir?

DS:
Benim misyonumda, ben şöyle inanıyorum; insanlar bir takım sorunları varsa, benim hafif bir
yürüme problemim var.

Birde erkek kardeşim var, konuşamıyor ve yürüyemiyor.

Bazı sorunları olduğu zaman hayatı daha iyi anlayabiliyorlar.

Başka insanlara daha çok destek oluyorlar.

Damdan düşmek olayı.

Maalesef damdan düşmezseniz, bir takım zorluklara empati, onlara yakınlaşmanız ve sempati yaratmanız zor oluyor. Ama bu bütün dünyada öyle.

Mutlaka başınızdan kötü bir olay geçtiği zaman o olaya karşı daha duyarlı oluyorsunuz.

Benim kardeşimden dolayı, Metin'den dolayı yürüme ve konuşma zorluğu olduğu için, yürüyemediği ve konuşamadığı için ki hepiniz biliyorsunuz, benimde biraz yürüme zorluğum olduğu için biz bir sürü  engelli okulları yaptık.

Eminim ki bu tür sorunlar yaşamasaydık, bunları belki yapmazdık.

Belki daha çok sanatla ilgili işler yapardık. Müze yaptık. Bir müze yapacağımıza, iki üç müze daha çok yapardık. Yaşlılarla ilgilenirdik, kimsesiz çocuklarla ilgilenirdik.

ATV: Bu engeller bir anlamda özellik oldu ve misyon taşımama yardım etti.

DS: Kesinlikle. Allahın'da beni böyle yarattığına inanıyorum ki, Allah'ın bana bu gücü verdiğine de inanıyorum ki, hem maddi hem manevi ben o engelli çocuklara faydam olsun diye.

Aynı şekilde rahmetli babam da öyleydi.

Babam şey derdi:  "Üzülürüm ben bana sadece işadamı, parası var, zengin derlerse. Ben gönlü zengin olan, sosyal sorumluluğa inanan, vakıf kurmuş, bir sürü binalar yapmış, bir sürü insanlara aynı zamanda yardım etmiş benim grubum yani bizim ailemiz, bir aileyiz".

Demek isterdi ki hakikaten bunu herkes ne olduğunu biliyor.

Babam yüzde 50 yani bir elmanın yarısı işadamı kimliği varsa, iş veriyorsa, fabrikalar kurmuşsa rahmetli amcamlarla.

Diğer yarısı da bir vakıf kurdular, rahmetli babaannemin bütün servetini bağışladığı 1973 yılında.

O vakıfta 115- 120 tane bina yaptılar.

Şimdi o vakıfın yönetimini Güler ile beraber biz götürüyoruz. Biz artık bina yapmak yerine daha çok sosyal sorumluluk projelerini hibe veriyoruz. Orada bir strateji değişikliği oldu.

ATV: Özellikle TÖSSED  ile yapmış olduğunuz bir proje var.

Ona değinmeden önce şunu sormak istiyorum; ben programa başlamadan önce ben kendi gözümle şahit oldum, sayın seyirciler size de söyleyeyim, Dilek Sabancı almış telefonu eline para ve sponsorluk istiyor tanıdığı herkesten.

Ayşe Hanım, Fatma Hanım, Mehmet Bey, isimlerini vermeyeyim, "Bize sponsor olun, yapacağımız işlerde sponsor olun, engelli çocuklara spor desteği vermek istiyoruz, bize para desteği verin" diye.

Bu zor mu?

Sabancı ismini duyan bunu rahatlıkla yapabilir mi?

Mesela sana "Senin paran var, sen yap" diyor mu?

DS: Çok zor.

Çünkü birde geçmişte hep kendimiz yaptığımız için, aile vakfında 115 tane bina yapmışız, bir çok yere hep biz yardım etmişiz.

İnsanlara bu bilinç yerleşmiş.

Şimdi bunu çevirip de ben herkesten destek istediği zaman veya Güler herkesten destek istediği zaman Sabancı Müzesi için, o da babamdan sonra daha kolay oldu.

Picasso'ya da sponsor bulduk.

Orada da Güler çok zorlandı.

Bu tamamen bizim eskiden üstlenmiş olduğumuz misyon, Sabancı Vakfı ile karışmış bir olay.

Halbuki şimdi herkesin her şeye destek olması gerekiyor.

Çünkü ne kadar insanlar birbirine destek olursa ben mesela ben o paraları az harcadığım zaman ben öbür taraftan kendime harcamıyorum.

Ben o zaman başka projelere daha fazla destek olabiliyorum.

Diyelim ki; sponsor buldum, sponsor bana bir konuda yardım etti.

Engelli sporu hakkında yardım etti.

O zaman ben o kadar parayı elimde tuttuğum zaman ben başka bir projeye destek veriyorum.

Herkes böyle olabilir.

ATV: Herkes böyle olabilir, parası olan parasal destek verebilir.


DS:
Parası olmasa da gönüllü de olabilir.

Benim param olmasaydı benim eminim hala bile yapmaya çalışıyorum, Darülacezeye gidip kimsesiz çocuklar, yaşlılar, onlara gidip sohbet etmek, bir çikolata almak o kadar çok mutluluk ki.


ATV:
Bir özel çalışma var, onu da duyuralım. Türkiye Özel Sporcular Spor Eğitim ve Rehabilitasyon Derneği TÖSSED bünyesinde yeni bir destek var, bir proje var. Bizde desteğimizi yapalım, bunu buradan söyleyelim, duyuralım insanlara.

DS: Yeni bir festival düzenliyoruz, bu ilk sene olacak, 10-18 Mayıs'ta Özel Olimpiyatlar Festivali. Türk Telekom ile birlikte yapıyoruz bunu.

İstinye Park'ta olacak.

Hepinizi bekliyoruz bu arada.

Burada ne yapacağız?

Diğer sponsorlarda olacak, bizim orada bir standımız olacak, o stantta Milli Takım formalarını satacağız cüzi rakamlarla halkımıza.

Onların gelirini de derneğimize gelir olarak kalacak.

ATV: Ben şunu duydum Dilekciğim; senin bu yardım ettiğin çocukların sana çok gönül bağı varmış. Seni çok seviyorlarmış.

DS: Kesinlikle.

Vefa herhalde. 

 Bende çok seviyorum. İnsanlara yardım ederseniz, insanlar hiçbir zaman yaptığınızı unutmaz.

Bu bir gerçektir.

ATV: Kendin aile kurmayı, çocuk sahibi olmayı düşündün mü?

DS: Düşünmedim.

Daha doğrusu hiç aile kuracak bir tarzda insana bir rastlamadım, ben bu insanla evleneyim, ben bu insandan çocuk sahibi olayım diye.

Sonrada vaktim geçti.

Ben 45 yaşımdayım.

ATV: 45 yaş geçkin bir yaş mı sizce? Bak değil. Bizim ortalamamız da 40 zaten stüdyoda.


DS:
Ama ben şöyle düşünüyorum; bir sürü çocuk benim çocuğum.

Bir tane çocuk olursa onunla çok ilgilenmek gerekecek.

Her şey para değil. Annelik yapmak, vaktini harcamak çok fazla.

Sabah, öğlen, akşam sonsuz mesai.

Kiminle arkadaş oldu?

Okul problemi.

Birazcık herhalde yaş ilerleyince sabır da azalıyor.

Ben bir çok insana faydalı olmak istiyorum.

Bütün Türkiye'nin çocukları benim çocuklarım diye düşünüyorum.

ATV: Az önce dikkatimi çekti, başka yerde söylemisin, demin de söyledin "Ondan çocuk sahibi olmak isteyeceğim erkek de karşıma çıkmadı" demişsin. İnsan ilahla çocuk sahibi olmak için aşık mı olmalı?

DS:Ben çok duygusal bir insanım.

Dolayısıyla benim çocuk sahibi olmak isteyeceğim bir erkeğin olması gerekiyordu.

Ama şimdi o kadar her şey değişti ki ; tüp bebek, taşıyıcı annelik, istesem böyle de yapabilir.

Hala da yapabilirim. Bir çocuk sahibi olmak için herhangi birinden alabiliyorsunuz.

ATV: Erkeğe ihtiyacımız kalmadı çocuk sahibi olmak için.

DS: Aynen. Bu sperm bankaları var.

Oradan gidiyorsunuz satın alıyorsunuz.

Dediğim gibi çok mesai harcamanız gerekiyor.

Ona mesai harcayacağıma çok daha fazla insana, daha fazla topluma, katmanlarına hizmet edecek işler yapmak isterim açıkçası.

ATV: Peki nasıl bir erkek olsaydı sana bu hissi uyandırırdı?

DS: Benim gibi insanları seven, yardım etmeyi seven, seyahat etmeyi seven, monoton yaşantısı olmayan, bir erkek olsaydı.


Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org