Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Dilek Sabancı Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

Her şeyin Allah'tan olduğunu biliyorum.
30.07.2007
Okunma Sayısı : 8602
Oy Sayısı : 13
Değerlendirme : 5
Popülarite : 5,57
Verdiğiniz Puan :
 

 

Her şeyin Allah'tan olduğunu biliyorum.
Dilek Sabancı
.
.
.
Babam rahmetli Sakıp Sabancı'nın ölümünden sonra ilk kez Hürr,yet gazetesi ile söyleşi yaptım. Sizlerle paylaşıyorum.

Her şeyin Allah'tan olduğunu biliyorum.
Hürriyet Gazetesi

Babasının ölümünden sonra ilk kez konuşan Dilek Sabancı, ‘Her şeyin Allah’tan olduğunu biliyorum. Bazı şeyler bizim elimizde değil, ne kadar paranız olursa olsun’ dedi.

Herhangi bir cenazenin arkasından edilen bir laf değil: ‘‘Babam diye söylemiyorum, Türkiye kaybetti...’’ İnsanın içine çok daha fazla oturuyor, çünkü çocukların kendi aralarında kullandığı bir dil; içten ve yürekten. Üstelik bunu söyleyen Sakıp Sabancı'nın kızı. Ne olsa o da babasının kızı. Herhalde bu yetiştirme tarzı, son derece mütevazı. Bir de şu var son derece haklı, gerçekten de Türkiye kaybetti. Ama biz bu röportajda Türkiye'nin kaybettiklerinden çok, Dilek Sabancı'nın kaybettikleriyle ilgilendik. Babasıyla ilişkileri, geçmişe ve geleceğe bakışı, hisleri, güçlü durmaya çalışması, acısı...

İçinde bulunduğunuz ruh halini nasıl anlatırsınız?



- Anlatamam ki. Tarifi olmayan bir boşluk hissi. Öldüğünü kabullenmek çok zor geliyor. Yatağa yatıyorum, babam yaşıyor diyorum. Sabancı Center'a gidiyorum, orada olduğunu düşünüyorum. Anneme gidiyorum, evdeymiş gibi hissediyorum. Bu kadar kol kanat geren, ilgili ve güçlü bir baba ölemezmiş gibi geliyor insana. Sakin ve metanetli olmaya çalışıyorum. Her şeyin Allah'tan olduğunu biliyorum. Bazı hastalıkların tedavisi yok. Bazı şeyler bizim elimizde değil, ne kadar paranız olursa olsun...

Daha önce yaşadığınız herhangi bir acıya benziyor mu?



- Yok. İnsanın babasını kaybetmesi çok başka bir şeymiş. Üstelik beklemiyorduk. Böbrek kanseri teşhisi konmuştu, Amerika'da böbreği alındı, ‘‘Tamam bitti, artık temiz’’ dendi. Geldik buraya, 7, 8 ay her şey çok güzel gitti. Ne olduysa ondan sonra oldu, kanser bütün vücudunu sarmış...

Zamanı geriye sarmak mümkün olsaydı, şu son 10 günde, birlikte ne yapmak isterdiniz?



- Her akşamımı onunla geçirmek isterdim. Ben kendi sağlığımla da meşgul olduğum için fizyoterapiye gidiyordum. Her gün yaptığım o 3 saatlik fizyoterapi eksik kalsaydı. Keşke gitmeseydim. Sevil'le görev dağılımı yapmıştık, kız kardeşim babamın sağlık durumuyla benden daha çok ilgileniyordu. Ben aynı zamanda çalıştığım için daha çok telefonla konuşabiliyordum. Gerçi, Amerika'da yanında bulundum ama iki üç gün kalıp dönüyordum, Sevil aylarca yanında kaldı. Kanser vücudunun diğer bölümlerine nüksetmeyebilirdi, böyle olmayabilirdi... Ama işte Allah'ın takdiri...

Ailede en metin kim? Düzeni kim sağlıyor, nasıl devam ediliyor?



- Sevil bir taraftan, annem bir taraftan, ben bir taraftan... Hepimiz hayatın devam ettiğinin farkındayız, metin olmaya çalışıyoruz. Ama herkes kendi evinde. Birlikte yaşamamız zor. Hele belli bir düzene alıştıktan sonra. Hepimiz kendi ayaklarımızın üzerinde durmaya çalışıyoruz, kendi kendimize kuvvetli olmaya uğraşıyoruz. Babam da bunu isterdi...

Babanız için yapmak istediğiniz bir şey var mı?



- Onun başlattığı sosyal sorumluluk projelerini devam ettirmek en büyük amacım. Onları çok iyi yaşatabilmemiz gerekiyor. Vaksa'nın (Hacı Ömer Sabancı Vakfı) dışında bizim kendi özel girişimlerimiz de var: Türkan Sabancı Görme Engelliler Okulu, Metin Sabancı Spastik Çocuklar Derneği, Özel Olimpiyatlar Derneği, Dilek Sabancı Ticaret Meslek Lisesi... Bütün bunların sorumluluğu bende şimdi. Bunlara daha fazla ağırlık vermek istiyorum. Ve tabii Sakıp Sabancı'nın Vaksa'daki özel fonunu iyi değerlendirmek...

Yetki kimde?



- Özel yaptığımız şeylerde yetki bizde. Yani annem, ben ve kız kardeşimde. Ama Vaksa ayrı, o Sabancı ailesine ait. Ancak Vaksa'nın içindeki Sakıp Sabancı Fonu'nun yetkisini kullanmak elimizde...

BABAMIN YERİNE ŞEVKET AMCAM DA GEÇEBİLİR, GÜLER DE ÖMER DE BİZİM İÇİN FARK ETMEZ



Sabancı Müzesi ne olacak?

- Güler Sabancı ilgileniyor. Kız kardeşim de ilgili. Ben de destek verebildiğim kadar vereceğim...

Karar alınırken Sevil Sabancı'nın sizden daha fazla oy hakkı mı oluyor?

- Hayır öyle bir şey yok, eşitiz.

Peki işler konusunda fark eden bir şey olur mu?

- Olmaz çünkü soru sorabileceğimiz çok insan var. Şevket ve Erol Amcam var. Zaten şu an belli değil holdingde ne olacağı, babamın yerine kimin geçeceği. Şevket Bey de olabilir, Güler Sabancı da, Ömer Sabancı da. Bizim açımızdan hiçbir şey fark etmez. Hesap, kitap, para, pul her şeyi biliyoruz. Allah'a şükür kafamız da çalışıyor...

SON NEFESİNE KADAR HAYIR İŞLERİYLE UĞRAŞTI

Önemli olan paranızla ne yaptığınız, kime ne fayda sağladığınız. Allah bazı insanlara para verir ama herkese verici olmayı nasip etmez. Babam bu konuda inanılmaz biriydi. Hastalığı kötüleşince iyice hayır işlerini düşünür oldu: ‘‘Kandilli Kız Lisesi'ne para bağışlayayım... Sabancı Üniversitesi'nin Öğrenci Yurdu'nu geliştireyim...’’ Kardeşlerini aradı, ‘‘Üniversiteye 500 kişilik yurt yapalım, hadi hep beraber para verelim’’ dedi. Kandilli Kız Lisesi'ne kendi adını koymak için, Sakıp Sabancı olarak 4-5 trilyon para bağışladı. Yani son nefesine kadar bu işlerle uğraştı...

Engelli olup kompleksli olmamanızı ben babanıza borçlu olduğunuzu düşünüyorum. Yanılıyor muyum?



- Kesinlikle öyle. Ve tabii dışarıda yetişmiş olmama. Orta eğitimden sonra hep dışarıda bulundum. Ama sanırım esas olarak genlerden geliyor. Babama borçluyum...

Babanızın bizim ve kimsenin bilmediği esrarengiz bir tarafı var mıydı?

- Üzüntülerini belli etmeyen bir insandı. Ailesinin büyük bir kısmını kaybetmiş biri benim babam. Büyük acılar çekmiş yani. Kardeşlerinin vefatı bir yana, erkek evladının özürlü olması da onu çok üzerdi. Ama bütün bunları belli etmezdi, içine atardı. Budur esrarengiz yanı. 16 yaşında kalp romatizması geçirmiş, iki kere açık kalp ameliyatı olmuş birinden söz ediyoruz. Böyle büyük operasyonlar geçiriyorsun, sonra sorunlu çocukların oluyor. Gerçi bana ‘‘Sen kendini kurtardın’’ derdi ama Metin'e çok üzülürdü. Bazen de söylerdi: ‘‘Araba fabrikası kurdum ama oğluma bir araba alamadım. Çünkü oğlum konuşamıyor...’’ Gerçi televizyonlara çıkıp: ‘‘Bakın biz akraba evliliği yaptık. Çok sakıncalı. Siz yapmayın, bu hataya düşmeyin’’ demesini de bilirdi. Bir keresinde Türkan Sabancı Görme Engelliler Okulu'nda yaptığı konuşmayı hatırlıyorum: ‘‘Bu okul 400 kişilik, niye sadece 200 kişi okuyor? Neden getirmiyorsunuz çocuklarınızı bu okula?’’ Bazen de insanları yönlendirmek adına provokatif olurdu...

Sadece sizin ve babanızın arasında olan bir sır, bir duygu var mı?

- Ben babama her şeyi anlatırdım. Sır bu: Birbirimize fevkalade açıktık. İşteki sorunlarımdan erkek arkadaşlarıma kadar babamla her şeyi çok rahat konuşurdum. O rahatlıkla annemle konuşamam mesela. Çok yakındık. Bazen ‘‘Biz böyleyiz diye mi sen sosyal sorumluluğu gelişmiş birisin’’ derdim. ‘‘Ailemizde kör mü var ki, görme engelliler için okul yaptım’’ derdi. ‘‘Şükredelim ki bizim imkanlarımız var. Ama hiç imkanları olmayanlar için kuruyoruz bu merkezleri. Gelip hizmet alabilsin diye...’’ Bana da hep kuvvetli olmamı söylerdi, öyleyim zaten, çünkü ben onun karakterini almışım.

Erkek kardeşiniz Metin'le ilgili gelişmeler neler...

- Metin bence her şeyi hissediyor, sadece konuşamıyor. Babam, onun da her şeyini çok güzel ayarladı. Şu an annemle beraber Metin. Ama kendi adına kurulan Spastik Çocuklar Vakfı'nda da özel bir dairesi var. Allah gecinden versin anneme bir şey olursa, biz tabii iki kız kardeş, hiçbir zaman onu oraya bırakmayız ama yine de babam her şeyi ayarladı. O kadar düşünceli bir insandı ki, Adana'ya gitmek zor oluyor diye Sabancı Ailesi'nin fertleri için Zincirlikuyu'da yer aldı. 40 kişi filan orada yerimiz var. Kendini düşünürken başkalarını da düşünürdü. Vasiyetini yazar, bana da öğretirdi. Ben Sabancı Holding'de kime ne söyleyeceğimi, kime ne soracağımı, nasıl davranacağımı biliyorum yani. Çünkü her şeyi ölmeden öğretti...

AİLEDE KANSER OLDUĞU İÇİN DEĞİLMİŞ

Annemin babası, karaciğer kanserinden öldü. Hacı Amcam, akciğer kanserinden öldü. Babaannem de mide kanseriydi, midesinin üçte ikisi alınmıştı. Fakat babamın Amerikalı onkoloğu ‘‘İlle de ailede kanser olduğu için değil. Sebebi, yiyecekler, çevre faktörü, hava kirliliği ve en önemlisi stres’’ dedi...

BABAMIN BIRAKTIĞI BOŞLUĞU DOLDURACAK BİRİSİ OLSA...

Siz kendiniz için ne istiyorsunuz?

- Sağlık. Bir de beni anlayacak, bana destek olacak bir arkadaş. Evde baba olmayınca bir erkek figürü aramaya başladım. Tabii ki kimse babamın yerini tutamaz ama bu zor zamanlarımda bana destek olacak bir arkadaşım olmasını gerçekten çok istiyorum.

Kafanızdaki o ‘‘arkadaş’’ nasıl biri?

- Para hiç önemli değli. Eskisi gibi başarılı olsun, yakışıklı olsun takıntılarım da yok. İnsan olsun, maneviyatı kuvvetli olsun, yeter. Birlikte güzel vakit geçirelim, birbirimizden pozitif elektrik alalım...

.
.

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org