Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Em.Tümgeneral Nejat Müldür Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

Sevgili Tenissever Dostlarım
03.12.2011
Okunma Sayısı : 11699
Oy Sayısı : 7
Değerlendirme : 5
Popülarite : 4,23
Verdiğiniz Puan :
 

 

Sevgili Tenissever Dostlarım,

DÜNYA SENYOR'ler Tenis Şampiyonasında gösterdiğim yüksek performansın yanı sıra başta TÜRKİYE  şampiyonluğum olmak üzere 2011 yılında katıldığım tüm klasman (resmi) ve özel turnuvaları kazanmam nedeniyle tebrik ve takdirlerinize  mazhar oldum, içten övgü dolu sözlerinizle beni onore ettiniz.

Ben de, sizlere toplu olarak " tenissever " ortamında teşekkürlerimi ve sevgilerimi sunuyorum.

Değerli arkadaşlarım, bu vesile ile bana sıkça sorduğunuz "maç kazanmanın püf noktalarını ve başarmanın sırrını"  da; Ziya IŞIKÜSTÜN,İsmail SERİM, Tuncer AKSOY, Sağman BELGERDEN, Demir ATAÇ; Necdet KESTELLİ, Sürhay RESMOR, Remzi AYDIN,Atıf KIZIL, Vartan TETİKBAŞ ve Şakir  YILMAZTÜRK gibi yakın çevremdeki tenisin usta isimlerinin ve diğer büyüklerimin yüksek hoşgörü ve anlayışına sığınarak arz etmeye çalışacağım.

Hiçbir tenis alt yapım olmadan, 40 yaşında kendi kendime tenisi öğrenen, yoğun duvar çalışması yapan ve çok değişik kişilerle sayısız maç yapan ve halen yapmaya çalışan biri olarak, sadece kaybettiğim maçlardan çıkardığım derslere dayanarak basit, uygulanabilir tedbirlerle, belki de adına strateji ve taktik denmeyecek minik uygulamalarla maçları kazanmaya çalışıyorum.

Çok açık olarak itiraf etmeliyim ki, bu uygulamalarım ve önerilerim asla performans tenisçileri için  değil, benim gibi tenisi geç yaşta öğrenmiş, ama tenis virüsü vücuduna yerleşmiş, tenisi yaşamının merkezine oturtmuş,tenisini biraz daha üst seviyeye çıkarmak isteyen SENYOR tenisçileri için faydalı olabilir.

1. TURNUVA maçlarında dikkat ettiğim ve özenle uygulamaya çalıştığım esaslar :   

   a. Maç öncesi yaptığım hazırlıklar:

       1) Maçtan önceki gece, kesintisiz ve derin uyku için saat 23:00 – 03:00 arasında mutlaka gece istirahatine çekilirim. Bu dört saat, insanlar için fevkalade önemlidir.

Sabah 07:00 de kalkarak 30 dakika esnetme dahil jimnastik hareketleri yaparak vücudumu güne hazırlarım. Maç günü aşırı yemekten ve riskli yiyeceklerden kaçınırım.

Rakibimin oyun tarzı hakkında bilgi notlarımı gözden geçiririm, yeterli bilgiye sahip değilsem, tenisine güvendiğim kişilerden  rakibimin hangi elle tenis oynadığını, servislerinin durumunu ve saha içinde çabuk olup olmadığını öğrenirim.

Üzülerek ifade edeyim ki; bazı tenisçi arkadaşlarım,rakibin hangi elle oynadığının bile farkında  olmuyor.Bu itibarla, bu arkadaşlardan her an eksik ve yanlış bilgi alabilirsiniz.

Bu üç kriter sorunun cevabı kolay olduğu için fazla derin ve detaylı sorular sormaya gerek duymam.Maça başlamadan    ısınma esnasında rakibin zaten güçlü ve zayıf yanlarını anlamak mümkün ( file  önü, backhand,  forhand ve smaç).

Maç çantamı hazırlarken yeni raket, yeni ayakkabı ve hatta alışmadığın yeni kıyafeti bile çantama yerleştirmem.

İlk defa kullanacağım tenis malzemelerimi turnuvalarda asla denemem. Hatta saç ve sakal tıraşı bile olmadan doğal halimle maça çıkarım.

Yeni ayakkabının vurma – sıkma ve yeni raketime uyum sağlamama olasılığının, konsantrasyonumu etkilemesine fırsat vermem.

Maç saatine yaklaşık 90 dakika kala ısınma ve germe, kültürfizik, hafif koşu  yaparım, şayet kort müsaitse, bir arkadaşımın 15 dakika top atmasını  rica eder ve rakibime atacağım topların mini bir provasını yaparım.

SENYOR tenisinde hemen hemen her tenisçinin bir zayıf tarafı vardır. Bunun yanı sırada her tenisçinin en az iyi bir tarafı vardır.

Boş kort bulduğum zaman özellikle dünya şampiyonalarında 30 dakikalığına antreman için kort tahsis ediliyor.

Rakibimin Zayıf yönüne yapacağım  bitirici vuruşlarımın son denemelerini yaparım.

   b. Maç için kortta çıktıktan sonra dikkat ettiğim hususlar:

       l) Karşılıklı ısınma sürecinde dikkat ettiğim hususlar:

Rakibim hakkında önceden topladığım bilgileri teyit  etmek üzere yaptığı  forhand ve backhand   vuruşlarına, file de raketi tutuş şekline, smaç yaparken sol kolunu kaldırıp kaldırmadığına ve vücudunu döndürüp döndürmediğine dikkat ederim.

Servislerinin flat veya spinli olup olmadığını gözlemlerim.

Topu biraz sağa sola  ve kısa atarak, öne ve yanlara gidişinde,çabuk olup olmadığını anlamaya çalışırım .

       2) Oyun başladıktan sonra uyguladığım temel esaslar:

Genel olarak rakibi hataya zorlayan bir oyun tarzım var.

Oyunumu derin forhand ve güçlü fizik yapıma göre kuruyorum.

Gözümü toptan ve rakibimin raketinden bir an olsun ayırmıyorum.

Vuruş yaparken raketle topu aynı anda görmeye çalışıyorum.

Bu, hatalı vuruş yapmamı önlüyor.

Top fileden geçerken raketimi açmaya başlıyorum. 

 Doğru bir pozisyon alabilmek için  mutlaka topu, ön yanıma ve raketim açılmış olarak almaya çalışıyorum.

Raketimi continental ( düz )  tutarak hem forhand ve hem de backhand  taraflarına  gelen toplara müdahalede kolaylık sağlıyorum.

Bu tutuş şekli çok ilginçtir ki, file önünde de, smaçta da ve hatta serviste de bana güven ve rahatlık veriyor.

Oyun esnasında benim gibi teknik tenis alt yapısı olmayanların, raket tutuş şeklini sürekli değiştirmesi kolay değil.

Bu itibarla, tek tutuş şekli ile durumu idare ediyorum.

Bunun bir istisnası var, bitirici vuruş yapacağım anda, topun dışarı kaçmasına mani olmak için raketi bir çıt içe kapatıyorum.

Böylece biraz flat, birazda hafif spin karışımı ile daha hızlı toplar gönderebiliyorum. 

Şimdi, maç esnasında mutlaka taktiksel  açıdan yaptığım uygulamalardan kısaca bahsetmek istiyorum. 

       Rakibimin doğru pozisyon almasına fırsat vermemek için topumu, yavaşta olsa, hızla da olsa mutlaka servis çizgisinin ilerisine, dip çizgiye yakın, derin göndermeye dikkat ediyorum.

Bu vuruşa verilecek cevap, yaklaşık 20 metreden gelecek top için benim ön hazırlık yapmama ve tedbir almama zaman tanımaktadır.

Servis çizgisi civarına gönderdiğim yakın topların hiç birine tedbir  alamadım dünya şampiyonasında.

Oyunda dikkat ettiğim bir diğer hususta; özellikle kritik oyun ve puanlarda asla basit hata yapmamaya  çalışırım.

Beni tanıyanlar çok iyi bilirler ki, topu hatasız, orta şiddette en az 10 kez rakip sahaya göndermeye çalışırım.

Dünya şampiyonasında bir puanı 15 dakika  oynayarak 70-80 kez topu karşı tarafa atabildim.

Bu tarz bir oyun sabrı, yüksek konsantrasyonu, üstün fizik gücünü gerektiriyor ama rakibin direnci kırılarak, oyundan kopmasını sağlıyorsunuz.

Herkesin nasıl bir silahı varsa, benimde iyice bir forhand vuruşum var.

Oyun esnasında önemli olan sabaha kadar top çevirmek değil, önemli olan bitirici vuruşum için şartlar tahakkuk etmişse, yani top kısa kalmış, file  yüksekliğine çıkmış, hızı azalmış ise, işte bu benim beklediğim durum demektir.

Hemen pusudan çıkar, bitirici vuruşumu kortun yan ve gerilerine yaparak hemen topun istikametinde servis  çizgisine kadar çıkıp, rakibimi fiziksel ve psikolojik baskı altına almaya ve hata yapmasına çalışırım.

Oyunun başlarında; toplarımı rakibin üzerine, yanlarına ve fileye yakın göndererek, onun bu değişik toplarda gösterdiği tepkinin  iyi ve zayıf yanlarını tespite çalışırım.

Zaman zaman yüksek toplar göndererek hem biraz nefeslenirim ve hem de rakibim, acaba bu tür toplara "ne yapabiliyor ?" diye gözlemlerim.

Servis çizgisini geçen, dip çizgiye yakın düşen rakibimin yüksek toplarına asla smaç yapmam, o topu aynen iade eder ve daha uygun şarların oluşmasını beklerim. Servis çizgisi civarına düşen yüksek toplara tereddütsüz smaç yaparım.

Bu tarz istikrarlı,sabırlı ve kontrollü tenisimle rakibimden beklediğim tek şey; onun bir an önce " kazanma, azim, inanç ve isteğini" kaybetmesidir.

Onun  savaşı  (maçı) kazanmaya yönelik azim, inanç ve ümidini kırmadan,  direncini yok etmeden maçı  kazanmamın çok güç ve zor olduğunu bilirim.

Yeterli açıyı yakaladıktan  sonra rakibi kort dışına atacak vuruşları  çok denerim, böylece kortun boşalmasını sağlar ve daha rahat puan almaya çalışırım.

Haftada bir veya iki gün fitness yaptığım ve de kısa koşularla kondisyonumu  belli bir seviyede  tuttuğum için kortumda tek bir hat üzerinde  değil her noktasında savunma yaparak, hücum koşullarının oluşmasını beklerim.

Daha maçın başından itibaren her puanı, maç puanı gibi oynayarak rakibi baskı altına almaya ve demorilize  etmeye özen gösteririm.

Bir tenisçi, bir basketçi, bir futbolcu her kim olursa olsun, hatta buna takım oyununu da dahil edebilirsiniz ki, önce SAVUNMA yapmayı bilmeli ve rakibin hücum gücünü zayıflatarak elverişli şartlar oluştuğunda hücum etmeyi düşünmelidir.

Derin ve hızlı topu, rakibin zayıf yerine göndermeden fileye çıkmanın  bedelinin ağır olacağı hepinizin malumudur.

Bir tenisçinin oyuna isteksiz, keyifsiz, güçsüz,uykusuz ve durgun başlaması onu zafere götürmez. 

Bu nedenle, daha korta girerken mental ve fiziksel açıdan hazır olduğumu, kazanmaya odaklandığımı,tur atlamak için çok istekli ve inançlı olduğumu rakibime hissettirmeye ve onu psikolojikman  etkilemeye çalışırım.

Yukarıda belirttiğim taktik anlayışıma rağmen dengeli giden ve bir türlü oyunu kırma veya koparma noktasına  getiremiyorsam,  aşağıda belirttiğim oyun anlayışımla yedek planıma uygun oynamaya başlarım.

   
     a) Maçı geride götürüyor ve bir türlü dengeye getiremiyorsam, neler   yapmaya çalışırım:

takım ve ferdi sporlarda,sezon boyunca bir sporcunun fiziksel ve mental açıdan  zirvede kalması  zor olur  2 , 3  saatlik  bir maç içinde de bir tenisçinin doğal olarak iniş ve çıkışları olacaktır.

Bu nedenle, 4 – 0  yenik durumda da olsam, skoru düşünmeden ve de telaşa kapılmadan üst üste bileğimin hakkı ile 3 – 4  puan ve bir oyun alarak artık yükseliş sıramın geldiğine, rakibimin de inişe geçiş zamanın geldiğine inanmaya başlarım.

Skora denge geldikçe rakibimin  istikrarsız vuruşlar yapacağını, puan için acele edeceğini ve telaş içinde  hatalar yapacağını bildiğim için bu dönemde en önemli  uygulamam şu; rakibin zayıf yerine top atacağım diye kendimi  riske etmeden, tenisimde en garantili  ve en etkili yaptığım vuruşlarla hata yapmadan, fileden ( hudut hattından ) topu ( bombayı)  rakip sahaya (düşman bölgesine) göndermeyi tercih ederim.

Antremanını yapmadığım vuruşlarla kendimi riske sokacağıma, en güvenilir vuruşlarla kritik oyunu atlatıp bitirmeye çalışırım.

Hemen ifade edeyim ki,   rakibimi asla düşman, topuda el bombası yerine koymam.  Sadece bir benzetme yaparak  daha kolay anlaşılmasını sağlamak maça daha bir konsantre  olabilmek amacıyla bu şekilde ifade ettim.

     b) Maçı ileride götürüyor ve skoru lehimde tutuyorsam, neler yapmaya devam ederim:

Maç esnasında çıkışta ve iyi durumdayken ( fiziksel ve mental şartlar mükemmel) ciddi bir sorun yaşamadan,maçı önde götürmeme rağmen  bir süre sonra kısa süreli inişe geçeceğimi biliyorum.

İşte, bu geçici düşme sürecinde rakibimin  arka arkaya 3 – 4  puan almasına ve bir iki oyun alarak yüreklenmesine , motive olmasına ve yükselişe çıkmasına izin vermemeye çok dikkat ederim. İniş  sürecinde rakibimin kendi gücüyle, kendi kabiliyeti ile puan alabilir  ama şahsen ben, arka arkaya  basit hatalarla rakibe puan vermemeye çalışırım.

Maç uzadıkça inişten çıkış sıramın bir an önce gelmesini beklerim

.Arka arkaya aldığım güzel puanlarla,şık bir iki vuruşla çıkışa geçtiğime inandığım andan itibaren normal oyun tarzıma ve tempoma dönerim.

Dünya şampiyonasında bir Rus ( dünya 12 cisi ) ile 4 saatlik maçımda tam 3 kez iniş ve çıkışlar yaşadım.

TÜRKİYE'deki maçlarımda alt yaş kategorisinde oynarken bu iniş ve çıkışları sıkça yaşıyorum.

Ancak kendi yaş kategorimde oynarken, ciddi anlamda iniş ve çıkışlar yaşamadan güvenli ve istikrarlı oyunumla maça devam edebiliyorum.

Bir tenis sezonunda, çok önem verdiğim bir turnuvayı fiziksel ve mental açıdan en iyi durumda oynamak için; 45 günlük  bir süreçte, fitness  programı ve alt yaş kategorisinde yapacağım zorlu maçlarımın yanısıra dengeli beslenme ve uyku düzenime  daha da dikkat ederek hazırlanıyorum.

Dünya Senyörler şampiyonasında, üst seviyedeki oyuncularda; serviste çift hata, setin kritik oyun ve puanlarında basit hata diye bir şey yok.

Kısa düşürdüğünüz topları puana çevirmeyen de yok.

Bu nedenle, riskli birinci servis atıp, ikinci servise  kalmaktansa orta hızda derin ve rakibin zayıf yerine servis atmayı tercih ediyorum.

Çevirdiğim topları mutlaka derin göndererek fileye çıkmasına ve dropshot yapmasına  fırsat vermemeye çalışıyorum.

     c) Maç Bittikten sonra dikkatle uyguladığım hususlar :

Hafif koşu, soğutma ve esneme hareketleri yaparak bağ dokularımı, kaslarımı rahatlarım.

Duşta buz gibi su ile omuz, aşil tendonu  ve dizlerimi soğuturum.

Evde sakin kafa ile maçı zihnimde tekrar oynarım ve nerelerde ne hata yaptığımı  sorgularım.

Ertesi günkü antremanda; oturmamış, beynime kazınmamış vuruşların çalışmasını yaparım.

Gün içinde haftada iki gün fizyo terapistime giderek rutin uygulamalarımı yaptırırım.

Şimdi aklınıza söyle bir soru takılabilir : 

" Bu kadar kendine iyi bakan biri, nasıl oluyor da iki aşil tendonunu koparıyor ?" 

65 yaşındaki kaslarım güçlü olduğu için, bu yaştaki topuk kemiğimden parça koparıyor, bu şekilde aşil tendonum kopuyor.

Yani herkesteki gibi tendon ortadan kopmuyor.

Kemik  kopuyor, kemik tekrar topuğa çivileniyor.

Bu hassasiyeti  bildiğim için ve de tenisten erkenden kopmamak için günde yaptığım iki maçı ( 07:00 ve 18:00 ) teke indirdim. 

Turnuvalara 3 kategoride girmeyi terk ettim.

Bu tedbir nedeniyle,  fiziksel açıdan tam istediğim noktaya gelemiyorum.

Tenisteki teknik eksikliğimi  çok koşarak, fazla emek ve güç sarf ederek kapatmaya çalışıyorum.

Her iki aşil tendonu koptuktan sonra doktorların  " yürüyemez bile dedikleri "  bir dönemde olumlu düşünerek, inanarak,   güçlendirerek ve mental açıdan da hazırlanarak tekrar kortlara döndüm.

Evde gardırop  kapaklarında, koridor duvarlarında top yaparak yeniden tenise bıraktığım yerden başladım.

Ameliyat sonrası 23 turnuvada bir yarı final, bir çeyrek final, 21 de final oynadım.

Finallerin sadece birini kaybettim.

Çok istemek, inanmak ve kendinizin doktoru olduktan sonra sizi kimse durduramaz.

Şimdi de  tenisin en keyifli yanına geçiyorum.

Turnuva  oynamanın stresinden uzaklaşarak arkadaş ve dostlarımla yaptığım özel maçlardaki uygulamalarımı arz edeceğim.

   2. TURNUVA  MAÇLARI dışında oynadığım özel maçlarda dikkat ettiğim hususlar.

         a.  Tenis seviyesi benden düşük olanlarla maç yaparken uyguladığım esaslar:

15 dakikalık ısınma ve esnetme hareketlerini yaparım.

Rakibimin tenisinin geliştirmesine yardımcı olmak için ona  file  yüksekliğinde, orta şiddette uzun uzun toplar göndermeye, onu fazlaca  sağa sola koşturmadan, yormadan en az bir saat oynamasını sağlarım. 

Bu arada, bu oyunun bana da  katkısını sağlamak üzere, zayıf  taraflarımı geliştirmek için sık sık backhand  vuruşları, underspin ve slice denemeleri ile  hem kendimi geliştirmeye hem de keyif almaya çalışırım.

Eğer arkadaşım, tenisi ile ilgili  önerilerimi sorarsa, hemen çektiğim fotoğrafın iyi ve zayıf yanlarını kendisine  destek olmak adına söylerim.

            b. Tenis seviyesi benden yüksek olanlarla maç yaparken uyguladığım esaslar:

Çok zorlanacağım için fiziksel açıdan ısınma, germe hareketlerini iyi bir şekilde uygularım.

Genellikle alt yaş kategorisinde oynadığım antreman maçı mahiyetinde olduğu için bu maçlarda çok rahat ve stressiz  oynamaya çalışırım.

Yine de her gelen topa bitirici vuruş yapmam, topu oyunda tutarak sabrımı test ederim.

Uygun pozisyonu yakaladığımda bitirici vuruşlar yaparak puan almaya çalışırım.

Benden iyi tenisçilerin  sıkılmadan benimle maç yapmalarını sağlamam için oyun disiplininden asla kopmam, elimden gelenin en iyisini yaparak arkadaşıma da antreman vermeye çalışırım.

Bu tür maçlarda topun hızı yükseldiği için hata oranı da artmakta.

Hızlı gelen topu yönlendirebilmek ve daha iyi maç kondisyonuna ulaşabilmek için  değişik oyun sitillerine sahip, güçlü ve benden genç tenisçilerle maç yapmanın ne kadar önemli olduğunun altını çizerek belirtmek isterim.

Turnuvalarda oynarken topu yan ve geri çizgilerin 30,40 cm yakınına atmaya çalışarak, dışarı çıkmasına mani olurken, bu tür güçlü  tenisçilerle oynarken risk alıp, çizgilere oynamaya çalışırım. 

Onlardan  sayı alabilmek ancak çizgilere ve  hızlı toplar yaparak mümkün olabiliyor. Bu tür oyuncalar çok sık drop shot  atışları yaparlar.

Bu toplara yetişebilmek için çizgi içine girerek oyunu  kontrol ederim.

Keza kendi drop shot vuruşumdan sonra 3-5 adım ileriye kayarak rakibin drop shot'ını  kesmeye çalışırım.

Turnuvalardaki kontrollü orta şiddetteki soft power vuruşlarım, iyi tenisçilere karşı etkisiz kalacağından, bu vuruşlarımı bir çıt daha hızlandırarak rakibi hataya zorlamaya çalışır veya hata yaparak ben de hata yapma keyfini yaşamış olurum.

     c. Değerli tenissever dostlarım,

Yukarıda detaylı olarak arz etmeye çalıştığım oyun konseptim, asla bir doktrin değildir.

Hatta  adına strateji bile denemez. Mini taktiksel uygulamalarla  yeni başlayan veya kendini biraz daha geliştirmek isteyen SENYOR tenisçileri için yararlı olabilir.

Bir sporcu olarak, hiçbir maça hem taktiksel ve hem de fiziksel açıdan ön hazırlık yapmadan çıkmam.

Mümkün olduğu ölçüde az hata yaparak, oyun disiplininden  kopmadan elimden geldiğince  belirttiğim esasları uygularım. 25 yıllık bir tenisçiyim ama diyebilirim ki, 35 yıllık bir tenisçinin yaptığı maçtan daha fazla maç yapmışımdır belki.

Eğer başarılı bir çizgiye geldiğim kabul ediliyorsa, bunu çok değişik kişilerle, değişik vuruşlara sahip tenisçilerle yaptığım maçlara ve bunlardan çıkardığım derslere bağlıyorum.

Bir savaşta bile bir harekat, nadiren planlandığı şekilde gelişir.

Bu itibarla, her zaman bir yedek planı devreye sokacak hazırlık ve silahlarımızın olmasını düşünüyorum.

Mesleği tenis olan, genç yaşta tenisin tekniğini öğrenmiş olanlara karşı, bir hobim olan tenisimle başa baş  oynayabiliyorsam, bunu bir disiplin içinde bay, bayan demeden, iyi, kötü, genç, yaşlı ayrımı yapmadan her türlü  hava koşullarında sık sık yaptığım maçların çok önemli rol oynadığını  düşünüyorum. 

Bu vesile ile, benimle geçmişte tenis oynamaktan usanmayan ve bana ciddi katkıları olan Sami ÇÖLGEÇEN,Ali FİDANBOY,Ömer AYVERDİ,Yavuz ERKANGİL,Engin KRATZER Atif ŞENOK, Tuncer AKSOY, Nejdet MÜLDÜR, Necati AYDIN, Orhan TUNCER, Bülent ERGİN, Nafiz YILMAZTÜRK, Behzat GERÇEKER, Cem İNCESULU, Şen BALKANER, Nihat BALKAN, Korkut DEMİRAĞ, Dursun ÖZBEK, Arif KOÇAK, Erol GAZİOĞLU, Emin GÜRKAN, Atilla ALADA, Uğur HAKLAR, Murat KINIKOĞLU, Fatih EDİPOĞLU, Bahattin VATANSEVER, Ersin TÜRKER,Akın BENER,Zeki ÇUBUKCU,Engin ÖZTÜRK,Saffet KARAMANCI ve adını sayamadığım  diğer tenisçi kardeşlerime  her zaman kalbi sevgi ve şükranlarımı sunuyorum. Oyunlarından büyük keyif aldığım ve son dönem de tenisci listeme giren Saffet ÇERÇİ,Sedat BİROL,Mustafa YURTTAŞ,Tayfun BAYAZIT,Ömer ARAS,Ersin ÖRTMEN,Harun TAN,Erol AKSOY,Ali GENÇSOY,Fuat BİRGEN ve Burak ERDAL,Ferhat GÖÇER, ve diğer  arkadaşlarıma da, kortlarda gösterdikleri başarıdan ve ciddiye aldıkları tenislerinden dolay takdir ve tebriklerimi sunuyorum.
 
 3.SONUÇ:

Sevgili Dostlarım, şimdi diyeceksiniz ki,  "Nejat Paşa, sen bu kadar tenise gönül vermişsin, iyi güzel. Kendini de  geliştirerek  TÜRKİYE' şampiyon olmuşsun bu da tamam.

Acaba  TÜRKİYE'de  tenise  ne katkı yaptın ?"  diye bir soru aklınıza gelebilir.

Bu sorunuzu, Emeklilik öncesi ve sonrası dönemlerime göre cevaplamak istiyorum.

Görevde olduğum Yarbay rütbesindeyken 1985 yılında Sn. Tuncer AKSOY'un isteği ve Sn. Sami ÇÖLGEÇEN'in motive etmesiyle korukent tesislerinde tenise başladım. Ali FİDANBOY hocanın nazari anlatımları ve duvar çalışmalarımla bu tenis virüsünü almış oldum.

Tam 20 yıl KARS,AĞRI,ŞIRNAK dahil TÜRKİYE'nin  değişik bölgelerinde  eşim Güzin MÜLDÜR'ün teşviki ile tenis kortlarının yapımına ön ayak oldum.

Tenise uygun askerler ve bölgedeki genç sivil öğrenciler için tenis dersleri organize ederek,tenisin tanıtımına destek oldum

.İstanbul'dan davet ettiğim tenis hocaları  Erkan NAİBİ, Engin KRATZER ve Ali FİDANBOY, bu gençlere önemli katkılarda bulunmuşlardır.

Daha sonraki dönemlerde askere gelen genç tenis hocalarını yanıma aldırarak tenisin gençlere ve ANADOLU'ya yayılmasına çalıştım.

T.S.K. leri içinde bazı askeri kamp ve Ordu evlerine ödenek çıkartarak tenis korları yaptırılmasını sağladım.

Kara Kuvvetleri içinde tenis turnuvalarını  belli bir  takvime bağlatarak tenis  sporunun yayılmasına destek oldum.

Halen bu sporun yayılarak devam ettiğini görmekten  büyük bir keyif alıyorum.

         Emekli olup, sivil yaşama geçtikten sonra tenise destek  sevdam geçmedi ve bu defa TÜRKİYE' nin en önemli vakıflarından biri olan TÜRK KALP VAKFI' nın geleneksel tenis turnuvalarını organize etmeye başladım.

Bu turnuvaların yapılmasına ev sahipliği yapan ve açtığı yeni spor tesisleri ile tenisin ve fitness  kültürünün  yayılmasına  ön ayak olan Sn. Saffet ÇERÇİ'nin yanı sıra desteklerini esirgemeyen Sedat YOKUŞ,Korhan AKIN,Dursun ÖZBEK,Bülent ERGİN,Koray ÖZTÜRKLER,Ömer YENİDOĞAN ve Sadettin SARAN'a  TKV mensupları adına  teşekkür ediyorum. 

Tenis Turnuvalarımızın yazılı ve görsel basında haber olmasını sağlayarak tenisin tanıtımına  katkı sağlayan Sn. Bülent ERGİN'e , Sn. Fatih EDİPOĞLU'na  Sn. Murat SAYGI'ya, Sn. Hasan YILMAZ ve Sn.Fikret ERCAN'a TKV adına  teşekkür ediyorum. 

Keza tenis yazarlarımız  Sn. Engin KRATZER, Sn.Cahit YAVUZ ve Sn.Erkan BEYAZITLI'ya  Tenis Dünyası ve Tenis Dergisi Yöneticileri Sn. Bülent GÜRKAN ve Sn. Mehmet BİLEN'e de Senyör tenisine verdikleri destekten dolayı  teşekkürlerimi sunuyorum. Bu bağlamda desteğini hiçbir zaman eksik etmeyen, çok değerli tenisçi kardeşim Sn. Cengiz EREN'inde çok değerli katkılarını asla unutamayız. SENYOR tenisine  ilgisini eksik etmeyen Prof.Dr. Sedefhan OĞUZ, Prof. Dr. Mehmet TINAZ,Doç.Dr Mustafa İŞCAN, Sn.Mahmut NAİBİ, Sn.Ali KURT, SN. Cahit NOMER gibi daha isimlerini sayamadığım tenise gönül veren diğer çok değerli arkadaşlarıma da  teşekkür ediyorum.

Yeni Federasyon Başkanımız Sn. Ayda ULUÇ ekibi; performans tenisindeki  olumlu gelişme ve başarılı çalışmalara sağladıkları katkı ve verdikleri destek ile  uluslararası  tenis  turnuvasının (WTA) organizasyonunda gösterdiği başarıdan dolayı, her türlü övgü ve takdiri hak ediyorlar.

Bahse konu organizasyonda önemli emekleri olan sporcu  arkadaşım Sn.Faruk Nafiz ÖZAK'a da kalbi teşekkürlerimi sunuyorum. 

Yeni Federasyonumuzun; performans tenisinin alt yapısını ve kaynağını teşkil eden SENYOR tenisine daha da yoğunlaşarak, bir türlü çözülemeyen ve her ortamda şıkça tartışılan SENYOR tenisinin sorunlarına, en kısa  zamanda  çözüm getireceklerine yürekten inanıyorum.

Bu çerçevede oluşturulan komitenin, zaman kaybetmeden mesafe almasını ve 2012 yılındaki turnuvaların yeni düzenlenme kriterlerine göre icra edilmesinin uygun olacağını düşünüyorum.

       Sevgili tenissever arkadaşlarım,başta Sn. Cengiz EREN olmak üzere bir çok arkadaşımın  " bir tenis maçını kazanmak için neler yapmalıyım" sorusuna yukarıdaki açıklamalarımla  cevap vermeye çalıştım.

Sorunun cevabına ilişkin duygu, düşünce ve maç esnasındaki eylemlerimi en içten ve samimi bir şekilde dile getirdim.

İnanıyorum ki, sizlerin bir çoğu da  bunları düşünüyor ve uygulamaya çalışıyorsunuz.

Ancak, yaygın olarak müşahade ettiğim iki temel eksik konuyu görüyorum bazı arkadaşlarımda.

Bunlar; Fiziksel kondisyon eksikliği ve maç esnasında kesintiye uğrayan konsantrasyon sorunu.

Çok geride iken skoru düşünenler, yaptığı basit hatanın etkisinden kurtulamayanlar, seyirci ve rakibinin hareketlerine takılanlar ve  maç  esnasında başka konuları düşünenlere sıkça rastlıyorum. 

Artık kabul etmeliyiz ki, tenis mental ve fiziksel güce dayanan, güçlü  ayakları gerektiren bir spor haline geldi.

Bu faktörleri mümkün olduğu ölçüde yukarıya çıkarmak zor değildir.

Sadece tenisi çok sevmeniz,inanmanız ve emek vererek ciddi çalışma yapmanız sizi en üst seviyeye çıkarmaya yetecektir.

Çok uzun olduğu için, sizleri fazla yormamak adına çiftler maçında uyguladığım taktik  uygulamaları atlıyorum.

         Değerli arkadaşlarım, yine çok açık yüreklilikle belirtmek istiyorum.

Turnuva oynamasanız da, maç kazanmasanız da, iyi bir senyör tenisçisi olmasanız da bence hiç dert etmeyiniz.

Sizler tenis sayesinde fiziksel aktivite yapıyor,hayatınıza sosyallik katıyor,dünyanın en prestijli ve her  yaş grubunda yapılabilen bir sporu hobileriniz arasına koymaya devam ediyorsunuz.

Sizlerin bu sporu  öğrenebilmek için nelerden feragat ederek  yıllarınızı tenise verdiğinizi biliyorum.

Bu iradeniz ve özveriniz nedeniyle sizi kutlarken,TÜRKİYE de fiziksel aktivite yapan sadece % 10 mutlu azınlık içinde olduğunuzu asla unutmayınız.

Çağdaş dünyada insanlar ;şeker,tansiyon ,kolesterol,nabız ve kilo problemlerini azaltmak için düz koşular,yürüyüşler ve fitnes salonlarında ( kapalı alanlar ) mecburi çalışmalar yaparken,siz tenisçi kardeşlerim de bir eğlence ve sosyallik ortamında farkında olmadan  hayatınıza  hareket ve aktivite  getiriyorsunuz.

Spor yapma kültürünün tam anlamı ile yaşanmadığı ülkemizde,sizlerin turnuva kazanmaya şartlanmadan,sağlığınız için  keyifli bir tenis oynamanız  bile yeterlidir bence…

         Sevgili tenissever arkadaşlarım, bu vesile ile yeni yılınız en içten,en güzel dilek ve duygularımla kutluyor,2012 yılında sağlık  ve huzur içinde bol tenisli günler temenni ediyorum.

Bu vesile ile her ortamda bana gösterdiğiniz yakın ilgi,sevgi,övgü ve takdirlerinize en içten teşekkürlerimi sunuyorum.

(02 ARALIK 2011 )

Nejat MÜLDÜR


nmuldur@ttmail.com


Nejat Müldür

.
.
.

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org