Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Başaran Ulusoy Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

BAŞARAN ULUSOY Bülent Şenver'in Odası Televizyon Programı
29.01.2007
Okunma Sayısı : 11963
Oy Sayısı : 11
Değerlendirme : 3,55
Popülarite : 3,69
Verdiğiniz Puan :
 

 

BAŞARAN ULUSOY Bülent Şenver'in Odası Televizyon Programı
.

.
Duayen bankacı Sayın Bülent Şenver ile yaptığımız güzel bir televizyon programını sizlerle paylaşıyorum. Programda gençler ile tecrübelerimi paylaşmaya çalıştım. Umarım tüm gençlerim ülkemizin refah seviyesini arttıracak çalışmalar yaparlar. Gençlerimize güveniyorum. Hepsine başarılar diliyorum. Yolları açık olsun.

.
.

Başaran Ulusoy Bülent Şenver'in  Odası televizyon programını izlemek isterseniz, hızlı internet bağlantınız varsa, bilgisayarınızın sesini açıp,
lütfen yandaki ikonu tıklayın
.     tıklayın izleyin

.
.

BAŞARAN ULUSOY Bülent Şenver'in Odası Televizyon Programı Deşifresi


.
.
Başaran Ulusoy (BU)
Bülent Şenver (BŞ)
.

.

BŞ:Bülent Şever'in odasında Bülent Şenver'in konuğu sayın Başaran Ulusoy.Hoşgeldiniz Başaran bey.

BU:Hoşbulduk.

BŞ: Başaran bey siz çok seyahat eden, turizm işiylede uğraştığınız için ben diyorum ki zevkli olması gereken bir şey ben diyorum ki belki eziyetli bir iş ama bir taraftan da  gezmek görmek daima bazı kişileri Türkiye'ye yurt dışından getirmek için uğraş vermek en önemlisi de Türkiye'ye döviz kazandırmak için uğraşmak herhalde zevkli olsa gerekir değil mi?

BU:Tabii eğer işinizi seviyorsanız hangi iş olursa olsun o zevklidir..Zaten zevk almıyorsanız o işten verim alamazsınız.Hem kendi vucudunuz o verimi almaz, hem karşı tarafa beğendiremezsiniz dolayısıyla bütün işlerde olduğu gibi turizm işleride zevklidir ama en önemlisi turizm de ülkenizi tanıtıyorsunuz.Yurtdışında ülkenizin güzellikerini ülkenizin çağdaş demokratik bir ülke olduğunu anlatıyorsunuz.İnsan sevgisinin en üst düzeyde olduğu bir ülkenin tarih ve doğayla birleştiğini anlatıyorsunuz.Bu tarafı zevkli yoksa eğer ulaşım yapıyorsanız, lokanta işletiyorsanız, tekstil üretiyorsanız, herhangi bir iş bölümünde çalışıyorsanız zevk almıyorsanız zevk veremezsiniz dolayısıyla iş ile  insanın buluştuğu yer işin sevgilisidir.o sevgilide güzel bir sevgilidir, sevginizde güzel olursa  insanın gözüne uyku girmez her insanın işi kendine sevgilisidir.

BŞ : Siz turizm işine hangi yaşlarda başladınız? Sizin hayatınız mı işte turizm oldu yoksa belirli bir dönem sonramı turizme geçtiniz.

BU: Ben 1966 yılında İstanbul'da iktisat okudum.70 yılında müteahhitlik işlerine başladım.71 yılında ulaşımda turizm ulaşımında faaliyet göstermeye başladım.72 yılında Türkiye seyahat acentaları birliği kurulduğunda ilk üyelerden

BŞ:TÜRSAB mı?

BU:TÜRSAB evet Türkiye seyahat acentaları birliği 1618 sayılı kanunla kurmuştur o arada faaliyet göstermeye başladım Başaran turizm olarak halen devam ediyorum.Türkiye'nin en eski firmalarından bir tanesi olan bir havacılık şirketi olan Hollandalılarla ortak olan bir şirketi satın aldım ve 34 yıllık tarihinde TÜRSAB'ın bin dönem muhasebecilik yaptım bir dönem yönetim kurulu üyeliği yaptım, bir dönem başkanlık yaptım 6 yıl ara verdik işimize baktık sonra arkadaşlar yine gel deyince seçimlere girdik 4 dönemdirde

BŞ:Bırakmıyorlar sizi artık.

BU: Ben artık bırakmak mecburiyetindeyim.Yetiştirdiklerimiz var ve yetiştirdiklerimizin başarılı olduğunu görmekte en önemli zevklerimizden de bir tanesi.

BŞ: Ulusoy soyadının birde sivil toplum kuruluşlarının başkanlıkla ilgilide bir başarıları var.Futbol federasyonu başkanı, soyadı Ulusoy.

BU:Evet bir amcam Trabzon spor'un kuruluşunda ilk başkanlık yaptı.En büyük Amcam.

BŞ:İsmi

BU:Ali Osman Ulusoy.Rahmetli babam 30-35 yıl parti kademelerinde ve bulunduğu şehirde parti il başkanlığı yaptı, belediyelerde görev yaptı.Rahmetli Cemal amcam Cemal Ulusoy otobüste taşımacılığın federasyonunu kurdu başkanlığını yaptı.Yılmaz amcam Samsun sporda başkanlık yaptı.Sefer amcam Ankara'da başkanlık yaptı.Saffet amcam nakliyecilerde başkanlık yaptı.Ben  TEMA Vakfında 9 yıl görev yaptım.

BŞ:Futbol federasyonluğu başkanlığı o

BU:Futbol federasyonluğu başkanlığını amcamın oğlu devam ettiriyor.Ben Türkiye seyahat acentaları birliği başkanlığını yürütüyorum.Karadeniz'in yağmuru çok çetindir.

BŞ:Liderlik yolunda sizi hazırlamışmıdır?

BU:Yağmuru çetin olan Karadeniz'in güneşi üvey olan ürünüde eğitim olunca siz kendinizi o bulunduğunuz yöreden başka yörelerede kabul ettirmeye çalışıyorsunuz.

BŞ:Kendinizi isbat etmeye çalışıyorsunuz.

BU: Çünkü geldiğiniz yere adabte olurken gayret göstermek mecburiyetindesiniz, emek vermek mecburiyetindesiniz, sabır göstermek mecburiyetindesiniz, bunları bir arada gösterdiğiniz zaman meyvesini alıyorsunuz yani orada bir doğanın vermiş olduğu yani o doğanın vermiş olduğu insanın yetiştirme tarzı ile içinize sığmıyor.

BŞ:Zor şartlarda yetişince.

BU:Zor şartlarda bakın diyorum Karadeniz'in yağmuru çetin  metrekareye 250 kilo dan fazla yağmur yağar yani güneş üvey ürününüzü alacak belli bir ayınız var fındığınız çayınız arazi 100 metreden sonra dağ başlıyor, tabiat şartları zor, mücadeleci olucaksınız, .

BŞ:Yürürken bile yokuş çıkıyorsunuz.

BU: Ve ürün üvey oluyor üvey olunca siz yeni ürünler aramaya başladığınızda ürün almak için en azından gittiğiniz yerde kendinizi kabul ettirmek için çalışkan olucaksınız çalışkanlığın getirmiş olduğu vasıflarda yörenizden kopan koptuğunuz yöreye döndüğünüzde ne yaptın evvela ülke için ne yaptın sonra şehir için ne yaptın, köy için ne yaptın, soruruyla karşı karşıya kalıp o konuda muhaffak olamamak o insanı kahır eder.Her insanımız için böyledir Karadeniz değil Doğu Anadolu şartlarıda ağırdır, Güneydoğuda da şartlar
ağırdır, sıcak yörelerimizde de şartlar ağırdır ama orada da arazi var  ürün var bizde o yok dolayısıyla Karadenizlilerin %80'i bulundukları köylerden mahalleden, kasabadan şehirden uzaktadır , dünyanın tüm ülkelerine dağılmışlardır .Ben evvela Karadenizli'yim, Fenerbahçe'liyim  ve turizm' ciyim üçünü bir araya yürütmeye çalışıyoruz.

BŞ:Bir de isminiz Başaran.Başarasınız diye mi koymuşlar bu ismi kim koymuş size Başaran

BU: Aile çok geniş ilk erkek torun yani ilk torun ben olduğum için benden önce bir iki tane rahmetli annemin doğumunda kardeşlerim vefat etti 15, 20 günlükken evvela ismimi Yaşar koydular sonra rahmetli babaannem çok sevdiği birisinden böyle bir ismi koyalım dediler Başaran koydular.

BŞ:Yani bu sizden öncekiler vefat edince hayatta kalmayı başaran ilk bu oldu diye.

BU: Hem o isme layık  olmaya çalışıcaksınız hem soyadına layık  olmaya çalışıcaksınız dolayısıyla sırttaki küfe biraz ağırlıklı.

BŞ:Evet işiniz zor.Bu son zamanlarda turizm ile ilgili hep deniliyorki Türkiye'nin ileriye yönelik bir şekilde çıkışı turizm olabilir, turizm gelirleri olabilir hemde turizmciler turizm gelirleri konusunda turizm gelişmesi konusunda çeşitli zorluklar sorunların olduğundan bahsediliyor,yani bunların hangisi gerçek.

BU: Bülent bey zorluk olacak.Zorluk olmazsa rahatlıha alışırsınız  karşı taraf sizi geçer.Her işin zorluğu vardır her hizmet sektörünün zorluğu saatlik değildir her  saniye zorluğu vardır.Daha güzelini vericeksiniz çünkü gelene bir hayal kurduruyorsunuz diyorsunuz ki gerçi gerçekleri siz biliyorsunuz , ülkenizin güzelliklerini siz biliyorsunuz , ülkenin değerlerini tabiat varlıklarını insan sevgisini siz biliyorsunuz karşı tarafa bunu anlattığınız zaman ona hayal geliyor.Yani bizde gerçek olan o tarafta hayal.O hayali yaşatıp geldiğinde gerçeklerle karşı karşıya kalan bir hizmet sektöründeyiz o bakımdan zorluklarla mücadele ediyoruz.Sonra biz genç bir sektörüz sonra bu sektör 80'li yıllarda burada şükranla yaad ediyorum rahmetli Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın büyük katkıları vardır.Türkiye atmosfer değiştirmiştir yani iltifa kazanmıştır acaba onlara erişebilirmiyiz den onlar bizim yaptıklarımızı yapacaklar mı hoş görüsüne geldik.Dolayısıyla Türkiye 80'li yıllarda başlayan turizm anlayışı genç sektör yatırımlar 35 milyar $ şu anda kendi imkanlarımız ile yaptığımız 35 milyar $ .Ulaşım yat limanları, hava limanları, deniz limanları, oteller, istasyonlar, sağlık turizmindeki  hastanelerimiz 9  milyar $, yani 50 milyar $'lık bir yatırım var bunları ayakta tutucaksınız , ülkeyi tanıtıcaksınız, ülkenin geleceğinde söz sahibi olan sektör biziz çünkü genç bir sektörüz 1.5 milyon çalışan var dolaylı  üç milyon'a yaklaşıyor .Bu gün İstanbul'da 50 tane otel devreye girdiği zaman, 50 otelin birbirine vermiş olduğu işle beraber birmilyon kişiye yakın insanımız iş yapma kapasitesine sahip olucak .Dolayısıyla bütçe açığını kapatan biz ithalat ve ihracat dengesi arasındaki fark 45 milyar $ bunun 20,22 milyar $  biz getiriyoruz dolayısıyla açık kalan 20 milyar $Türkiye 2010 yılında 30 milyar $r 2020 yılında 50 milyar $  getirdiğinde bütçe açığını kapatacak olan biziz.Bazı sıkıntılar çektik mayıs, haziran aylarında be 1 milyar $ girişimiz azaldı o bile Türkiye'nin paritesi olsun dolar olsun , euro olsun iniş çıkışına en büyük etken oluyor.Türkiye'nin geleceğindeki turizmin hesabını yaparken ne yapmamız lazım birinci zorluğumuz enerji politikası .Türkiye artık dışa bağımlılığından kendisini kurtarmak mecburiyetindedir.Türkiye enerji politikasında kendi imkanlarını kullanmak mecburiyetindedir.Türkiye hidroelektrik santrallerini tabiatın bize vermiş olduğu yaradanın bize vermiş olduğu bahşetmiş olduğu güzelliklerden Karadeniz gölgesinde 3, 4 tane hidroelektrik santralını devreye sokmamız lazım .Yani açığımız burada denize dökülen milyarlarca kilovat saat boşa giden enerjimiz var.Bir kilovat saati 10 sent'den alsanız 10 milyar kilovat saat bu 10 milyar $ demektir.

BŞ:İsraf oluyor.

BU:Tabii ve dışarıya bağımlısınız.Bu gün Rusya'dan bize senede 2 milyar $ döviz geliyor seviniyoruz.Ben sevinmiyorum ödediğimiz paraya bakıyorum .Ödediğimiz para 7 milyar, 8 milyar $ .Karşılığında ne alıyorum tabiki ondan turist alacağım.Enerji politikasını kullandığımız bu pahalı enerji politikası bizi zor  duruma sokar.Tabiatı bozmadan güzellikleri koruyan , yapıyı koruyan ve akarsuları disipline eden bir anlayışla enerji politikasını devreye sokmamız lazım.Ulaşım politikasında Türkiye süratli saat beklemeden dakika beklemeden saniyede karar vermeli ve Türkiye artık raylı sisteme geçmek mecburiyetinde.

BŞ:Toplu taşıma sistemi.

BU:Başka çaremiz yok.Dünyanın hiçbir ülkesinde 15 bin tane 20 bin tane kamyon yola giricek .Antalya'da bir toplantıdaydım Akdeniz ülkeleri ticaret odası başkanları ve bakanları görevlileri geldi karayoluyla döndüm karayolunu çok kullanırım ama Antalya'dan İstanbul'a kamyon sayamadım binlerce böyle bir hakkınız yok .kimin parasını kimin yolunu, kimin servetini tüketiyorsunuz, kim tükettiriyor hükümetler buna acil çare bulmak mecburiyetindeler.Türkiye hava çok uygulaması lazım çünkü hava sosyal ekonomik bağlantıyı sağlıyor ne oluyor burada Van'lıyla Trabzon'luyu kaynaştırıyorsunuz.Yurt taşımacılığında denizleri kullanmamız lazım .8670 km sahiliniz var üç tane deniziniz var 3 kıtayı birbirine bağlıyorsunuz Afrika, Asya, Avrupa birbirine bağlayan boğazlar sizde bu boğazları kullanırken denizi iyi kullanmanız lazım.Maliyet bakımından güvenlik bakımından trafik kazaları, servetin eksilmesi bakımından önemli bir faktör.Toplu taşımacılık ucuz maliyet ve yurtdışına bağımlılıktan kurtarıyorsunuz yani Türkiye bir milyon kişiye düşen km sayısı 115 dir raylı sitemde sürdürülebilir bir ekonomiyi geri olarak Avrupa ulaşımda Fransa 570, İspanya 560 , Almanya 500, Yunanistan 275, Portekiz 280 km bir milyonda ben 3600 km Cumhuriyete kadar, Cumhuriyetten 50'ye kadar 3700 km, sonra 1150 km, bununla beraber Avrupa ile boy ölçüşmem mümkün değil.Türkiye raylı sistemi devreye koymak mecburiyetinde .İstanbul'u Ankara'ya bağlıyacaksınız , İzmir'le Denizli'yi Pamukkale'yi bağlıyacaksınız, Adana'yla Konya'yı birbirine bağlıyacaksınız, yiyecek ambarları ile turizm sektörünü birbirine bağlıyacaksınız, aksi takdirde bu maliyetlerin altından kalkamazsınız.Yani bizde koylar varda Hırvatistan'da yok mu, Tunus da yok mu, Fransa da yok mu, İspanya da yok mu var ama denizlerimiz biter koylarımız biter.Kesinlikle bitmemesi lazım korunması lazım sahillerde artık yatırımcıları burada açıkça söylüyorum katil ilan ederim.

BŞ:Yatırımcıları.

BU:Evet artık imkan da varsa yapmasınlar , yapacaksalar ikinci şeride dönsünler arka tarafa sahilleri bıraksınlar.

BŞ:Peki yapanları katil ilan ederim diyorsunuz bu yapanlara izin verenleri ne ilan ediceksiniz.

BU:İzin verenleri bir kırmızıda geçmek sana tabi ama uyacaksın, o bir serbestlik veriyor sana yol boş, yol boş diye geçemezsin kırmızıda bana göre o işin kanunu verilen teşfiğin kendi vicdanınla tartıcaksın.Ben buradan ne alırım gelecek ne alacak, bu ülke ne alacak

BŞ:Yani iş adamlarının vicdanı kendi keseleri içi değil halkın ve ülke için olmalıdır diyorsunuz.Böyle iş adamı varmıdır Türkiye'de

BU: Bunun başka bir çaresi yok Bülent bey.Aksi takdirde bu koylar gider.Bizimki biter kendisi kullandırmadığı Avrupa Birliği kendi ülkesindeki değerleri kullanmaya başlar.Sağlıklı yaşlanmak için geldiği ülkemde sağlıklı yaşlanma elde edemezse kendi ülkesini korumaya  çalışır.Kullanarak koruma politikasına evet diyorum ama korumak için kullanıpta tahrip etme politikasına hayır diyorum.Balık çiftliğine karşıyım, sahilde yapılanmaya karşıyım, üç kattan fazla bina yapılmasına karşıyım, Belediye Başkanları'nın aklına geldiğine ruhsat vermesine karşıyım,bu tamamiyle haramdır.O tabiatı tahrip etmek bana göre haramdır.Tabiat sizden intikamını alır ve .

BŞ:Peki böyle haram yiyenleri tesbit ettiğiniz zaman bunu teşhir etme sisteminiz var mı?

BU:Bunu her zaman dünya mahkemeleri selayet değil ahiret mahkemeleride selayettir.Ben ülkemin bu güzel Cumhuriyet'i kolay kurulmadı.Bu isim gökten zembille inmedi.İsmi Türkiye bu bayrağın al rengide kolay gelmedi kanlarıyla şehitlerimizin gelmiştir.Korumak mecburiyetindeyiz, kollamak mecburiyetindeyiz, bakmak mecburiyetindeyiz.Bunun kanunu yoktur, kanun insanın vicdanıdır.Size bir ruhsat 14 kat veriyor o Belediye Başkanı 10 kuruş para kazanmak için o 14 katlı ruhsat veriyor diye Kuşadasında 14 katlı bina yapmaya hakkınız yok.Kaş'ta yok, Kalkan'da yok.Böyle bir hakkınız yok.Hakkı kanun veriyor diye tamam oğlunuz sizin çocuğunuz sizin bu sizin çocuğunuzda olsa istediği kadar onu dövecekmisin ızdırap mı edeceksin bu bizim evladımız.

BŞ:Yani sivil toplum kuruluşları daha dikkatli olmalı.

BU: Allah'tan artık gençlerimiz doğaya sahip çıkıyor.Koruma dengesine ve kullanma dengesine sahip çıkıyor artık eskisi gibi herkes istediğini yapamayacak.

BŞ:Mesela siz TÜRSAB'da TÜRSAB başkanı olarak deseniz ki mesela 3 ayda bir biz toplanıp belirli bir araştırma da yapıp hakkatten bu tür çevreyi tahrip eden kullanan kuruluş ve şirketler varsa.

BU:Ben yapıyorum.

BŞ:Gelin bunarlı teşhir edelim her ay bir toplantı yapalım nasıl bu ayın sporcusu kim diye toplantılar yapıp ilan ediyoruz 3 ayda bir çevreye gerekli özeni göstermeyen a şirketi bu yaparak b şirketi bu yaparak bir basın toplantısı oluyor mu?

BU:Yapıyoruz  mavi bayrak  kampanyamız var doğaya saygılı çevreye saygılı temiziliğe saygılı olanlara mavi bayrak veriyoruz.Avrupa Birliği ülkelerde o mavi bayrağa bakıyor biz zaten onu kritallere koymuşuz yeterli değil ama büyük bir ülke.Benim bir lastik kolum yok.

BŞ:Yapanları özendirmek çok güzel yapmayanları teşhir ettiğiniz zaman.

BU:Yapmayanlar bedelini ödüyor artık yavaş yavaş devreye çıkmaya başlıyor.Avrupa Birliği sağlık standardı ki bunun içinde çevre ve ulaşım da var.Ulaşım standardı ve konaklama standardı Avrupa Birliği kritallerine  uymuyorsa zaten buraya turist göndermez.Yavaş yavaş oraya geliyor iş .Herkes islamın şartı Altı dır.Altıncısı haddini bilmektir.Bilmezsen bildirirler kim bildirir kamu oyu bildirir.Kim bildirir tabiat bildirir.Tabiatın intikamı acı olur.Tahrip etmiyeceksin o koydaki ağacı denize ayırmayacaksın.o koydaki güzelliği yani sevgilileri birbirinden ayırmak çok kötü olur ve ızdırap verir.

BŞ:Yani haddinizi biliniz diyorsunuz.Gençlerede öğüt olarak gençlerde hadlerini bilsinler.Sahip çıkmak  çok önemli değilmi çevreye sahip çıkmak, topluma sahip çıkmak.

BU:Gençlere güveniyorum ve sahip çıkıyorlar.

BŞ: Şimdi sizinle soru yağmuru bölümünü oynuyacağız hazırsanız.Bülent Şenver'in odasında Bülent Şenver'in konuğu sayın Başaran Ulusoy şimdi soru yağmuru bölümümüz var.Sizi birazcık ıslatacağım.

BU:Biz Karadenizliyiz yağmura alışığız fazla şemsiye kullanmayız.

BŞ: Birinci sorunuzu soruyorum.Bir liderde olması gereken 3 önemli vasıf sizce nedir?

BU: Bir sabırlı olucak, olgun olucak,ve karşı tarafa saygılı olucak.

BŞ:Karşı tarafa saygılı.

BU:Yani kendisini hiçbir zaman karşı taraftan akıllı görmeyecek.Hiç bir zaman karşısındakini ben biliyorum veyahutta firmamın güçlülüğünden güç alarak karşı tarafı ezmeyecek.Liderler alçak gönüllülüğü ile lider olurlar.Merhametini cesaretle koruyacaksın liderliğinide alçak gönüllülüğünle koruyacaksın.

BŞ:İyi bir yöneticide olmaması gereken iki vasıf olmaması gereken.

BU: Asık surat.

BŞ:Asık surat olmasın.

BU: Ve sahaya şartlı çıkmayacak.

BŞ:Sahaya şartlı çıkmama.bunu açıklarmısınız ne demek

BU: Yani bunu alacağım bunu yapacağım diye kendini şartlamayacaksın.Dinleyeceksin, konuşacaksın,ve anlaşacaksın.

BŞ: Duruma göre şartlara göre esnek olucaksın.

BU:Karşı taraf ben bunu alacağım diye çıktığın zaman bunaltırsın ve karşı taraf bir gün güçlü olduğu zaman ne yaparsın.

BŞ:Değilmi hep bana hep bana diye düşünmeyeceksin.

BU:Bir günde keşke böyle yapmasaydım cümlesini insan kendi kendine sormayacak.

BŞ:Çok sevdiğiniz ve beğendiğiniz müdürünüzün size yalan söyleyerek kendi makam arabasını değiştirttiğini ve sizin onay vermenizi sağladığını öğrenseniz o müdüre ne yaparsınız?

BU: İşi oraya kadar taşımam ne onu kaybetmek isterim işi oraya kadar taşımayıp hem onu kazanmak hemde geleceklerede kötü örnek olmaması için tedbirli olurum.

BŞ: Çocuklarınıza 3 tane değer verebilecek gücü Tanrı size vermiş olsa hangi 3 değeri çocuklarınıza verirdiniz?

BU: Evvela anaya saygıyı.

BŞ:Anneye saygıyı.

BU:Ben her zaman çocuklarıma onu söylüyorum evlenirsiniz çoluk çocuk sahibi olursunuz ama bir tane anneniz var dolayısıyla anneye saygı.Çevreye tabiata doğaya saygılı olucaksınız , onu koruyacaksınız ve bu ülkenin Cumhuriyet'ine güzelliklerine ve Atatürk'ün kurmuş olduğu bu Cumhuriyet'e ne olursa olsun ne şartta olursa olsun sahip çıkacaksınız.Çünkü bu güzel Cumhuriyet olmamış olsaydı belki burada karşılıklı konuşmayı yapamazdık 1915'de 1893 de başlayan ittifak devletlerinin esiri olurdunuz.

BŞ:Peki Allah gecinden versin hepimize vericek doktorunuz size dese ki son bir haftalık ömrünüz kaldı son bir haftada ne yapmak isterdiniz?

BU: Günlük işimi tamamlardım günlük işimi bitirmeye çalışırdım.

BŞ:Günlük işlerinizi hala.

BU: Günlük işlerimi bitireceğim çünkü bu emanet bu emaneti bir gün senden alacaklar .Bir yerde genel müdürlük yapıyorsunuz sizi görevden alıyorlar, Askerlik yapıyorsunuz emekli oluyorsunuz, İş hayatında emekli oluyorsunuz, bu vucutta emanet yaradan bir gün bunu alacak.Dolayısıyla emanet işleri bitiririm.

BŞ: Bu dünyadan ayrılırkende geride ne bırakmak istersiniz?

BU: Yanlış yapmadığımın huzuru içinde olup keşke bunları yapmasaydım cümlelerini kendi kendime sormamayı tercih ederim.Çünkü hayat kırkına kadar bir kitaptır.Kırkından sonra kitabın tenkitidir yani ben burada zaman zaman gençlere sesleniyorum zaman zaman gittiğim yerlerde konferanslara katılıyorum şunu yapmayın dediğim zaman bazen üzülüyorum çünkü o yapmayın dediğimi ben yapmışım yani kendimi tenkit ediyorum bunu açıkça ifade ediyorum dolayısıyla yaptım zararını gördüm demek bence daha iyi karşı tarafada bu zararı yaşatmamak için tecrübelerimizi anlatmak.

BŞ: Başarılı iş adamının unutmaması gereken iki şey.

BU: Verdiği sözleri yerine getirecek.

BŞ:Sözleri yerine getirecek.

BU: Muhakkak önce yazılı değil sözle verdiğine dikkat edecek çünkü yazılıyı bir gün ödersin senettir çektir ama itibar itimat en önemli ikincisi sabahleyin işinize saatli başlayıp o çalıştığınız rızıklarla beraber o tempoyu yürütmeniz.

BŞ:Sizinle çalışan birinde ne tür davranış görürseniz anında işine son verirsiniz?

BU: Kendi aralarındaki kavgaları bana taşımasını.Meseleleri kendi aralarında halledicekler kişisel düşüncelerle gerek toplumsal örgütlenmeyi gerekse mühessedeki faaliyetleri engellemeye kimsenin hakkı yok.

BŞ:İlerde ben Başbakan olmak istiyorum diyen bir genç çıksa karşınıza ona yavrum ilerde Başbakan olduğun zaman sonu ol veya olma diye yap yapma diye ona iki şey iki öğüt ne verirdiniz? Çocuğum Başbakan olduğunda sonu ol veya yap yapma  ol olma diye biten

BU:Kendi özgür haklarından vazgeçiyor karşı tarafı dinlemesini Başbakan olduğu ülkede 70 milyon varsa 70 milyona eşit saygılı ve dinleyen bir anlayışla davranmak mecburiyetinde .Bunun başka bir çaresi yok yoksa görevi kabul etmeyeceksin.

BŞ:Topluma saygılı ol.

BU:Topluma saygılı olucaksın.

BŞ:Kendi şahsi çıkarlarını düşünme.

BU:Düşünemezsin o zaman kendi işini yap.

BŞ:Yandaşlarının çıkarlarını düşünme

BU: O aile fotoğraflarına girmeyeceksin.

BŞ:70 milyonun çıkarı varsa yap.

BU: Yoksa seni getirirler ve çabuk gönderirler.Çünkü bu artık demokrasi sandıkla seni getirir ve şaşırırsın göndeririler.

BŞ: Sizin şirketiniz bir şekilde 500 milyon $ bir yardım veya bir hayır işi veya bir topluma yardım edebilecek bir bütçe bir yerden bulsa bu 500 milyon $ bir bütçeyi siz toplum için  ne şekilde harcamak isterdiniz?

BU: Üç kelimeye harcayın son kelimeyi başa alın yada ortadakini baş alın.Eğitim, eğitim, eğitim hangisini istiyorsanız yer değiştirin.Hiç başkasını düşünmem çünkü Türkiye matbaanın bu ülkeye 150 sene geç gelmesinin bedelini ödemiştir.Yani matbaa bize 150 sene önce gelmiş olsaydı biz Avrupa'dan çok daha öndeydik.Alimler bizden çıktı düşünürler bizden çıktı Caca Bey'den , Pirireis'den, İbni Sina'dan hepsi bizdeydi.Düşünürlerimizden çok ulamalar geldi geçti hiç birini hatırlamayız.İnsanlığa insan gibi bakan değerleri öne alan, Bektaşi'ler Hacı Bektaşi'ler bizden çıktı.Mevlana 'lar bizden çıktı.Yunus Emre bizdedir.Bunları biz Mimar Sinan bizde yani bu ustalar bizde .Evvela ustaya saygıyı vereceksin.Ustaya saygıyı bilemezsen  usta olduğunda sana saygı göstermezler.Dolayısıyla bunlar eğitimden geçiyor.Aile içi eğitimdir genlerinize yerleşicek işte bu gelenektir, görenektir, kültürdür.

BŞ:Hiçbir zaman bu duruma düşmek istemem diyebileceğiniz hangi duruma düşmek istemezsiniz?

BU:Güçlü olup karşı taraftakini ezip onun durumuna düşmek istemem ve bunu yapmamaya çalışıyorum çünkü birgün hayat çok kısa hastalanıyorsunuz işler el değiştiriyor yani yarın ne olacağını bilmediğiniz ama davranışlarınızı insani etik değerlere, ahlaki değerlere örf ve adetlere , geleneklere ve olgunluk çerçevesinde yürüteceksiniz yoksa zaman çok çabuk geçiyor.Hayat bir kalemdir zaman bir kalemtraştır, başlarsınız çevirmeye kurşun kalemi bitirdiğinizde ömür bitiyor.İşte o kalemtraşı yani zamanı çok iyi kullanıcaksınız.Ve kalemi çok iyi açıcaksınız sert açarsanız o kalemi kırarsınız.

BŞ:Zaman kalemtraş açıyor ve bitiriyor kalemi .

BU:Dikkatli açarsanız kalemi çok iyi kullanırsınız.Eğer o kalemtraşı biraz sert çevirin kurşun kalemin ucu kırılmaya başlar üç dört defa kırdığınızda o kalemi  bitirirsiniz hayat bu.

BŞ: Türkiye'de keşke yapılmasaydı diyebileceğiniz ne var.

BU:Tabii bunlar ben bir tek şunu söylüyorum doğamız ve güzelliklerimizin olduğu tarımın yapılabildiği arazilerin sanayi ve fabrikalarla yani o güzelliklerin üzerine fabrika kurulması keşke yapılmasaydı bunu her zaman söylüyorum. 5. 6. sınıf araziye sanayi tesislerimizi kursaydık 1. ve 2. sınıf patates tarlalarımızı Alanyada'ki muz bahçelerimizi portakal bahçelerimizi tahrip etmeseydik.Bu güzellikleri bu 5.000, 6.000 çeşit bitki çeşidine sahip olan ülkemizin değerini azaltmasaydık.Buna üzülüyorum ve hala üzülmeye devam ediyorum.

BŞ:Ben olsaydım yapmazdım .Siz turizm bakanı olsaydınız neyi yapmazdınız?

BU: Ben siyasetçi değilim ama Türkiye'de 70 milyonun turizm bakanı olması lazım.Herkes ülkenin bir turizm bakanıdır.Herkes turizm bakanı oda bizim gibi bir insan gökten zembille gelmedi.Ama siz koyucaksınız siz kolluycaksınız onun işi hafifleyecek eğer siz korumazsanız, kollamazsanız, yapmazsanız , o yapsın derseniz o zaman onun işi ağırlaşır ülkenin işi ağırlaşır siz zarar görürsünüz.Bence herkes turizm bakanı.

BU:Bu bize yakışmadı turizm yatırımcılarına ne yakışmadı.

BŞ:Turizm yatırımcılarını evvela tebrik ediyorum güzel işler yapmışlardır ama artık nerede ne zaman ne yapılacağını hesap etmesi lazım.Planlı programlı 2050 'li yıllara Türkiye küresel ısınmanın getirmiş olduğu sıkıntılarla karşı karşıya kalacak.Planlı  programlı gitmeleri lazım.Bir şey kazanacağım yatırım yapacağım yarın bu yerim 10 milyon $ yapar 20 milyon $ yapar anlayışından 10 milyon $  yapsın ülkem değer kazansın demesi lazım.Artık yatırımları sahil bantına değil Anadolu'nun kültür varlıklarının olduğu yerlere Kütahya muazzam bir yöre .Ilıca, Afyon, Eskişehir, Van, Urfa, Mardin, Diyarbakır buraya gelsinler.Ne istiyorlar vergi indirimi hükümetten alalım.Ne istiyorlar yatırım indirimi alalım.Oradaki gençlerin sokakta kahvede değil bağda bayırda değil işinde çalışabilecek işleri yaratsınlar.Hiç bir Diyarbakır'lı Antalya'dan memnun değildir.Hiç bir Trabzon'lu Antalya'da mutlu değildir.Hiç bir İzmir'li İstanbul da mutlu değildir.O insanlar kendi yörelerinde kendi örf ve adetlerini iş bulduğu yerlerde mutlu olurlar. Onlar göç ettiklerinde örfünü unutuyor, geleneğini unutuyor, mutfağını unutuyor, folklorunu unutuyor, saygıyı unutuyor, iki nesil sonra benim oğlum Trabzon'u bilmiyor.Yanlış orada iş yeri açacaksın.İstanbul'u şişirmiyceksin.Şişirirsin bir gün balon patlar.

BŞ:Gençler ben yaptım sakın siz yapmayın diyebileceğiniz ne var.?

BU: Akşam yazdıkları mektubu sabah imzalasınlar. Ben akşam yazdığım mektubu akşam imzaladım zararını çok gördüm.Akşam yazdığı mektubu sabah imzalasınlar muhakkak imzayı atmayacaklar , mektubu değiştirecekler bu iş anlaşmasıdır davranış biçimidir, yaşam biçimidir, karşı tarafa saygı biçimidir muhakkak değiştirir.

BŞ:Fevri davranmasınlar birazcık sakinleşip sakin düşünerek davransınlar.

BU:Akşam saat 4'de mektup yazdınız masanıza koyun ertesi sabah imzalamazsınız değiştirirsiniz mektubu.

BŞ:Soru yağmurunda son yağmur sorusu yine size geliyor.Oda şöyle gençler ben yapamadım hayatta çok istedim yapamadım ama siz muhakkak yapın ne diyebilirsiniz?

BU: Sporda idarecilik yaptım.Türkiye'nin barışa huzura ihtiyacı var.Maalesef ben başaramadım.

BŞ:Spor mu yapamadınız?

BU: Hayır spordaki huzuru barışı Milli takımımız haricinde spor kulüplerimizin huzur içinde birbirleriyle sportif faaliyetlerindeki başarı gereği çalışmaların başarı ve başarısızlığın çatışmaya dönüştüren bir anlayışa maal olabilirmiydim, etik değerleri burada bir yakınlaşma başlatabilirmiydim, düşüncesini hayata geçirmedim bundan çok üzgünüm atak yaptım fakat ilgili yerlerden aynı saygıyı görmediğim için üzüldüm ve bıraktım acaba bırakmasaydım devam etseydim diye bir düşünce çünkü Galatarasay, Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzon bu takımlar Kütahya'ya İzmir'e gittiği zaman bir iş hareketi bir turizm  hareketi oluyor.Burada huzur olması lazım  insanlarımızın birbiriyle kaynaşması lazım, kavga etmemesi lazım burada etkili olabilirmiydim ama işiminde gereği turizmle buradada  buna ihtiyacımız var.Adımlar attım insallah benden sonraki arkadaşlarım devam ettirecek.

BŞ:Sporda saygı, sporda sevgi, sporda iş birliği ve başarılı olanları alkışlama tabiki biri başarırken birisi başarısız

BU:Bu olgunluğu elde etmemiz lazım.Çok üzgünüm

BŞ: Ben sizi epeyi ıslatmış oldum isterseniz böyle ıslandıktan sonra birazcık kurulanalım.Kurulandıktan sonra bu tatlı hoş sohbetimize tekrar devam edelim.Bülent Şenver'in odasında Bülent Şenver'in konuğu sayın Başaran Ulusoy'la birlikteyiz.Başaran bey kurulandık şimdi hazırlandık Ben size bir etik vakası hazırladım bu etik vakasını size okuyup sonradan sorucağım diyeceğimki siz olsaydınız bu durumda ne yapardınız diye.Bu tamamen bir hayali vaka hazırlanmış müsaade ederseniz vakayı size okuyayım.Yavuz bey büyük bir fuar şirketi'nin sahibidir.Sigorta şirketlerinin katılımı ile uluslararası sigorta fuarını Türkiye'de yapmak istemektedir.Bu fikri sigorta şirketlerinin genel müdürlerine açıklar, sigorta şirketleri genel müdürleri dinlerler a iyi falan derler ama bu konuda da bir adım atmazlar.Yavuz bey'in oturduğu evin kapı komşusunda ülkenin en büyük sigorta şirketinin genel müdürü oturmaktadır.Yavuz bey bir gün bu genel müdür'ün eşi Münevver hanım'a gider derki sigorta fuarı kurmak için özel bir çabam var bu konuda bir şirket kuruyorum ve sizinde çeşitli geçmiş tecrübelerinizi bildiğim için bu şirkete sizi %20 ortak etmek istiyorum ve bedelsiz ortaklık olarak sizden hiçbir bedel beklemeden sadece tecrübelerinizi koyun bu şirkete yeter deyip Münevver hanım bu fikri duyunca zaten evde oturmaktadır gayet hoş bir teklif der hemde meşgale olur bana diyerek bunu kabul eder Yavuz bey'in bu konudaki ortağı haline gelir.Yavuz bey ve Münevver hanım sigorta  birliğine giderler birliği ziyaret ederler derlerki buna sahip çıkın bu büyük bir fuardır birlik olarak sahip çıkın gelin bunu yapalım.Birlik başkanı olumlu karşılar yapalım der bizimde zaten projelere ihtiyacımız var bir dahaki seçimlerde proje olarak bunu üyelerimize takdim ederiz ancak bir şartla der.Şartınız nedir derler eğer der Türkiye'nin en büyük şirketi olan gelişim sigorta bu fuara sponsor olursa o zaman bizde varız.gidin önce siz o sigorta şirketini ikna edin der.Gelişim sigorta ise Münevver hanım'ın eşinin  genel müdür olduğu şirketidir.Yavuz bey Münevver hanım'ın gözünün içine bakar sanki bu iş oldu gibi göz göze birbirleriyle bakışırlar.Akşam olur Münevver hanım eşine bir sade kahve yapar eşi Mahmut bey ondan sonra konuyu ona şöyle açar Mahmutçuğum sen bu projeye sponsor olurmusun deyip projeyi kendisine anlatır.Mahmut bey ile Münevver hanım'ın gözleri bir ara birbirine kilitlenir ve Mahmut bey düşünmeye başlar acaba ne yapsam diye.Sayın Başaran Ulusoy bu sigorta şirketi'
nin genel müdürü'nün yerinde Mahmut Bey'in yerinde siz olsaydınız bu durumda siz ne yapardınız?

BU: Sponsor olmazdım.

BŞ:Olmazdınız.

BU:Olmazdım.Yani

BŞ:Ama Mahmutçuğum dedi size hanımınız.

BU:Ne söylerse söylesin.Çünkü yarın o eşinin yüzüne insanın rahat bakabilmesi lazım.Tabiki eşi insanın işte başarısının en büyük faktörlerinden biridir ama eşinin saygınlığını kaybettirecek ve başkalarının eşi hakkında neler düşündüğünü düşünemeyen bir hanfendiye Mahmut bey'in kesinlikle hayır demesi lazım ben kabul etmezdim.

BŞ:Kabul etmezdiniz.Peki bunu etmeden etmemezlik yaptıktan sonra da Münevver hanım'ı doğru yola çekmek için

BU:Orada düşünmem çünkü düşünmek acaba yapsammı yapmasammı diye ikilem arasında kalırsın anında red edeceksiniz.O zaman işin ismi sigorta itimat inanmak size her şeyi sigorta ettiren veyahutta sigorta vatandaş inanıyor güveniyor sigorta bir güven ifadesidir, size güveniyor karınızın sizinle konuşmasına güvenmiyor.Dolayısıyla bazı iş konularındaki ahlaki değerler bankacılıkta böyle değil mi? Siz bunu benden daha iyi biliyorsunuz gizlilik esastır, güvenlik esastır dolayısıyla sigorta konusunda hiç bu konu kapanmıştır der ve

BŞ:Eşiniz Münevver hanım'a bunu söyledikten sonra şunu da söylermiydiniz bak Münevver bu konuda sen baştan ortak olmamalıydın böyle bir işe ortaklık yaparak

BU: Ben ticarete karışmam ama eşi onu anlaması lazım.Tercihse iş mi eş mi diye tabiki eş olması lazım.Onu da hanfendinin göstermesi lazım.Zaten dünyanın neresinde bir aksaklık varsa böyle entikalar oluyor ben düşünmem bile çünkü sizi eşinizin karar vermesi için genel müdür yapmıyorlar, sizin güveninizden dolayı genel müdür yapıyorlar,sözünüzden dolayı yapıyorlar, davranışlarınızdan dolayı yapıyorlar,sizi seçenlerede saygısızlık yapıyorsunuz.

BŞ:Eşiniz illada ısrar etseydi Münevver hanım olarak peki bunu hangi hal olursa yaparsın hangi şart olursa bunu yaparsın deseydi

BU:Yaşım gençse iş değiştiririm yaşlıysam emekliliğimi isterim.

BŞ:Bir şartla bu işin olur ben bu şirketten ayrılırım yeni genel müdürle  sen konuşursun kabul ederse yeni genel müdür.

BU:Benden sonrakinin yapacağı davranışa karışmam ama davranış ismi sigorta bir şey alıp satmıyorsunuz  kılıfı yoktur itimattır sigortanın işi itimat.

BŞ:Her işte öyle zaten değil mi ?

BU:Her işte öyle ama sigorta daha kapsamlı çünkü güven size poliçe yaptıranın itimadı var yangında olsun sigortada olsun,sigorta da olsun evvela genel müdür'ün sigorta kelimesine saygısı varsa  zaten onu reddeder.

BŞ:Bu tür davranışlar toplum içerisinde oluyor mu böyle kayırmacılık.

BU:Tabii oluyor ama her şey artık açık şeffaf artık herkesin öğrenemeyeceği bir şey yok.Herkes artık sistemin içinde anlayışla doğru yapmak mecburiyetinde

BŞ:Şimdi bir çubuk oyunumuz var sizinle bir küçücük oyun oynayalım.Bülent Şenver'in odasında Bülent Şenver'in konuğu sayın Başaran Ulusoy'la birlikteyiz. Şimdi bir çubuk oyunumuz var.Burada bir kutumuz var kutunun içinde çubuklarımız var.Bu çubukların üzerinde de bazı atasözü güzel sözler var.Bir tane ben buradan bir çubuk çekmenizi isteyeceğim bakalım şansınıza hangi söz çıkacak.Çıkan sözü bir okumaya çalışalım.Üzerinde ne yazıyor

BU:Bir mıh bir nal kurtarır, bir nal bir at kurtarır.

BŞ:Ne kadar hoş bir söz Mıh yani nala çakılan o küçük çiviye diyorlar değil mi bir tane mıh

BU:Yani bir karar verme yeteneği olan ve o ülke için herhangi bir şey yapabilecek düşünce müesseseye ülkeye bir katkı sağlar burada bir çok güzel bir ata sözlerimiz çok güzeldir bir mıh diyor bir nal  kurtarır ama güzel bir hareket bir mahallede bir şehirde o tamamiyle genişlettiğiniz zaman o küçücük çivinin dahi karıncanın yapmış oldukları vardır, böceklerin yaptıkları vardır doğaya faydası vardır.Dolayısıyla burada güzel bir davranış o yöreye ölçü olur.O mahallenin o şehrin davranışına, o yörenin karar veren otoritelerin almış olduğu bir fikir bir mıhtır.Orada bir atı kurtarıyorsunuz orada bir ülkeye katkınız oluyor

BŞ:Çok güzel çok hoş bir söz yani hoşluğu hiçbir şeyi küçük  görmeyin hiçbir şeye demeyin ki canım ne olucak alt tarafı bir mıhtır bu.Bir tane çivi ne olur .Nalın üzerinde sekiz çivi var bir tanesi olmasa ne olur demeyin.

BU:O çivi olmasa o nal bozulur.Atın düzeni bozulur atın verimi düşer, taşıyacağı insana rahatsızlık verir yüke rahatsızlık verir.Dolayısıyla bu çok güzel bir atasözü gençlerimiz her zaman çiviyi fikir olarak fikride yöreye, ülkeye katkı olarak düşünsünler.

BŞ:Müsaade ederseniz tekrar okumak istiyorum bu güzel sözü ben "Bir mıh bir nal kurtarır,bir nal bir at kurtarır.Şimdi birde çocuklarınız için bir tane çekin bakalım.Onlar için hangi güzel sözümüz çıkıcak.Nasıl bir şey bakalım ne diyor.

BU: "Çözümü görev almayanlar problemin bir parçası olurlar" Çok doğru eğer çözüme katkı sağlamıyorsanız artık herkesin derdi değil sizin de derdiniz olur.Tenkiti yapıcı yol gösterici ve kişisel düşüncelerden ayırıp toplumsal düşüncelere örgütsel düşüncelere taşımanız lazım.Aksi takdirde o makinede sizde arızalı parça olursunuz. O zaman motor iş görmez.Piston  gömlek disfansel , şanzıman ayna beraber çalışmazsa sizde arızalı parça olursunuz.

BŞ:Problemin bir parçası olmayın hep çözümü bizim Türk insanımızda değil mi.

BU:Toparlayın okşayın kaşımayın.

BŞ:Bizim Türk insanımızda iş çözme konusunda belki bazı eksiklikler var değil mi?Gelen yöneticilerden ben şikayetlere bakıyorum personelim bana hep problem getiriyor çözüm getirmiyor diyor sadece nasıl olmazı anlatıyorlar nasıl oluru kimse öneri diye getirmiyor.

BU:Eğitim yapıcaksınız.Müessese içi eğitim yapıcaksınız.Onları paylaşıcaksınız eleman almak mesele değil.Eğiticeksiniz , emek vericeksiniz ve meyvesini alıcaksınız.

BŞ:Şimdi bir ikinci oyunumuz daha var.Hazırsanız onuda oynayalım.

BU:Ben bir fıkra anlatıyımmı bundan önce.

BŞ:Evet bir fıkra anlatın o zaman.

BU: Şimdi Karadenizli idam mahkumu hakimin karşısına geliyor hakim soruyor son arzun nedir? Hakim bey diyor beni oğlumun yanına gömün Hakim düşünür peki der araştırma yaptırır oğlunun mezarını araştırır bakarlar ki oğlu yaşıyor.Ertesi celsede hakim der ki senin oğlun yaşıyor.Olsun hakim bey ben beklerim diyor.

BŞ:Ben beklerim diyor ne kadar güzel bir fıkra.Bülent Şenver'in odasında Bülent Şenver'in konuğu sayın Başaran Ulusoy'la birlikteyiz.Şimdi bir göster bin işit bölümümüz var.Burada bir göster bin işit kutumuz var.Bunun da espirisi şu bu kutunun içerisinde bir obje var sizin için seçtim  getirdim kutunun içerisine koydum istiyorum ki bu objeyi siz çıkarıp bakın objemize ve 5 saniye kadar baktıktan sonra bununla ilgili gençlerimizin kulağına küpe olacak bununla ilgili onlara bir şeyler söyleyin bakalım kutunuzdan ne çıkacak şuradan açarsak sizin için seçilmiş.

BU:Bu gün çok güzel  süprizlerle karşı karşıya kalıyoruz.

BŞ: Objemiz içinde bakın onu alalım gösterelim.Bir mum .Evet mum'a şöyle bir bakalım bu mum ile ilgili gençlerin kulağına küpe olabilecek neler söyleyebiliriz.

BU:Mum'un vermiş olduğu aydınlığı etrafınıza yayın dibinizde kalmasın yani mum'un dibinde kalmasın.

BŞ:Mum dibini aydınlatmaz diye bir şey mi var?

BU:Evet  burada bu aydınlatmayı tamamen çevreniz için yapın.Bildiklerinizi evvela bakın İslam Dini şu felsefe üzerindedir.Çok mükemmel bir anlayışı vardır.Oku yani birinci ayetimiz oku'dur.Okuyacaksın yani ikincisi vereceksin bildiğini öğreteceksin, paylaşacaksın üçüncüsü seveceksin buda tabiatı seveceksin insanları seveceksin, arkadaşını seveceksin, çocukları seveceksin,ve sevgi.Oku ver ve sevgi bu mum işte vermekten geliyor bildiğin aydınlığı güzel fikirleri paylaşacaksın.Burada birde engeller tanımayacaksın.Karadeniz'li müdür okul müdürü elektrik direğine bir levha asar ve yazar benim okuluma işte Cumhuriyet okuluna şu sokaktan geçiceksin şu caddeden geçiceksin adresi tarif eden levhayı elektrik direğine koyar.Elektrik idaresi müdürü Dursun'da bunu görünce  hiddetlenir çünkü elektrik idaresine ait direkte nasıl bir müdür levha koyar hemen okul müdürüne bir yazı yazar .Bu levhayı buradan kaldır bu benim elektrik idareme ait bir direktir.Buna üzülür Temel hemen bir mektup yazar cevap yazar elektrik idaresine ben levhamdan memnunum sen direğini kaldır.Şimdi biz ülkenin güzelliklerinden memnunuz , ülkenin muhteşem yapısından memnunuz, Cumhuriyet'imiz den memnunuz ama bu direkler varsa biz bunları kaldırırız.Bize ışık lazım, bize aydınlanma lazım ve ışıklı bir Türkiye'nin aydınlık yollarda yürüyecek bir Türkiye'nin ışığını çok iyi kullanmamız lazım.Gençler bizim mumumuzdur.Gençler bizim ışığımızdır.Bizim tecrübelerimiz ateştir, onları yakarız ama onlardan faydalanmak için yakarız.

BŞ:Evet çok güzel söylediniz bu bir mum deyip geçmeyin yüzlerce binlerce mum bir araya geldiği zaman bunun ışığı ve ısısı

BU:Gençlerimiz onlardan ışık almamız lazım onların gençliğini iyi yönlendirmemiz lazım, onların dinamizmini iyi kullanmamız lazım, ve bunuda en iyi şekilde yönlendirmemiz lazım.Bize düşen vazife bu.Onlar ne bilirler geçtirler yok .Onlar bizden daha çok şey biliyorlar.Bu  bilgi çağında kullanmış oldukları teknoloji bize çok çok üstteler.o mumları çok iyi aydınlatmamız lazım.Onları çok iyi kollamamız lazım, çok iyi korumamız lazım.

BŞ: Birde masanın üzerinde bir torba var.Bunuda belki merak ediyorsunuz bu torbayı ne yapacağız diye değil mi? Bu torbanın içerisinde harfler var tombala oyununa benziyor biraz ama bu harflerden ben isteyeceğim ki bir tane harf çekin bakalım şansınıza hangi harf çıkıcak bu torbadan .

BU:Bu son torba değil mi başka yok.

BŞ: Bakalım ne çıkıyor harf olarak.Hangi harfimiz çıktı size.

BU:U

BŞ: U harfi şimdi U harfi ile başı U harfi ile başlayan bir olumlu davranış veya bir iyi davranış bulabilir miyiz? İyi davranış, güzel davranış, doğru bir davranış

BU:Ulu haraketler, ulu düşünceler,

BŞ:Büyük düşünme anlamında  yani.

BU:Büyük düşünme.Ulu düşünceler karşı tarafı rahatsız etmeyecek o güzel mistik düşünceleri içine alan hele bizim tarihimizde bu tipte çok olan davranışlardır yani niye zaman zaman Hakan derler ulu Hakan derler.Mevlana'nın düşündükleri ulu mahiyetindedir.Ulu kelimesi çok mistik bir kelimedir ama çok kullanılan bir kelimedir.U harfine layık olucaksınız.

BŞ:Peki uzlaşma ile ilgili ne söyleyebilirsiniz? O da iyi bir davranış mıdır?

BU:Uzlaşma bir sanattır.Bir marangoz ustasının ağaca vermiş olduğu şekil ne ise bir yöneticinin onu veyahutta bir heykel traş'ın taşı şekillendirmesi bir ressam'ın fırçalara ve o tabloya hayat vermesi o renklerin uzlaşmasıdır.Yöneticinin de uzlaşma sanatını becerebilmesi u kelimesi bakın burada çok güzel.Bir sanattır uzlaşma anlaşma zeminidir.Anlaşma zemini birleşme ortamıdır.Birleşme ortamı insanları birbirine yaklaştıran değerlerdir.Uzlaşma da bana göre sanatın en güzelidir.

BŞ:Birde kötü bir davranış için çekiyoruz, veya yanlış bir davranış için çekiyoruz.Yanlış davranış kötü davranış hangi harf çıkıyor bakalım.Z harfi ile yanlış bir davranış kötü bir davranış hatırlayabilirmiyiz?

BU: Zan altında bırakmayacaksınız.

BŞ:Zan altında bırakmak.

BU:Zan altında bırakmayacaksınız.Kesin neticeye varmadan karşı taraf hakkında
Yargı yapmayacaksınız.Karşı tarafı zanlı göstermeyeceksiniz.

BŞ:Zan altında bırakma.

BU: Zanlı bıraktığınız zaman zulüm etmiş olursunuz.Zulüm edenin ne kendisine faydası vardır ne de başkasına faydası olur.Zulüm ne kiracıya  nede mal sahibine fayda getirir.Onun için bu geçici fani dünyada "z" kelimesini çok iyi değerlendirmek lazım zulümü yapmayın onu zenginliğe dönüştürün.

BŞ:Ne kadar güzel çok teşekkür ediyorum ağzınıza sağlık bizlerle tecrübelerinizi ve birikimlerinizi paylaştığınız için ve burada bizlerle birlikte olduğunuz için .Sevgili gençler Bülent Şenver'in odasında Bülent Şenver'in konuğu sayın Başaran Ulusoy'du  bizlerle zenginliklerini birikimlerini paylaştı.Bir başka programda birlikte olmak dileğiyle tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın.Hoşçakalın.
.

.
.

.

.

.

.

.

.

.

.
.

Tüm Yazıları

.
.

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org