Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Ege Cansen Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

Milletlerin zenginliği
29.07.2012
Okunma Sayısı : 5206
Oy Sayısı : 2
Değerlendirme : 4
Popülarite : 1,2
Verdiğiniz Puan :
 

 



Milletlerin zenginliği


İNSANLAR bazen karşısındakini aşağılamak için "kaç paralık adamsın sen?" diye bir soru sorar.

Faizlerin tavan yaptığı yıllarda ben de bir kişinin "kaç para ettiğini" hesaplamıştım. Şöyle düşünmüştüm.

Bir emekçinin yıllık ücretine eşit tutarda reel faiz getiren anapara o kişinin (sermaye) değerine eşittir. 

Nasıl hesapladığımı bir örnekle anlatayım.

Mesela bir kişinin aylığı 2500 TL yani yıllık ücret geliri 30.000 TL olsun. O yıl da enflasyon % 10, Hazine Bonosu'nun faizi % 15,5 yani reel faiz de % 5'lerde seyretsin. Bu verilere göre yılda 30.000 TL reel faiz getiren anapara 600 000 liradır.

Çünkü 600.000 liralık Hazine Bonosu, % 5 reel faizle yolda 30.000 TL faiz getirir. Bu hesapta emekçinin "aşınma/eskime/yaşlanma" payı sıfır kabul edilmiştir.

Hesabın mantığından anlaşılacağı üzere, reel faizlerin düşmesi, çalışan insanın sermaye değerini artırma; reel faizlerin yükselmesi insanın "sermaye" değerini düşmektedir.

MİLLİ BORÇ MİLLİ SERVET


Bu köşede, ülkelerin "milli gelir" hesabı yanında bir de "milli servet" hesabının yapılması gerektiğine birkaç kez değindim. Sebebi "Kamu Borcu / Milli Gelir" oranı % 60'ı geçmemeli diye bir AB kriteri var.

Bu oranda bir sakatlık mevcuttur.

Çünkü milli gelir bir "akım" iken kamu borcu bir "stok"tur. Kamu borcu da bir "stok"dur.

Anlamlı bir oran aynı cinsten iki sayıdan oluşmalıdır.

Kısaca "Stok/Stok" olmalı yani "Kamu Borcu / Milli Servet" hesaplanmalıdır.

Bu oran gibi zaman, zaman basında da yer alan "En Borçlu Ülkeler" listesi yapmak da kafa karıştırır.

Nitekim bundan bir süre önce yayınlanan "En Borçlu Ülkeler" listesinde Almanya ilk sıralardaydı.

Ben de "bu Almanlar acaba, uzaydaki bazı gezegenlere mi borçlu?" diyerek bu listeyle dalga geçmiştim.

Çünkü her yıl 200 milyar dolar "Cari İşlem Fazlası" veren, yani tasarruf ihraç eden Almanya'nın "bu dünyada net borcu" olamazdı. 

BM'NİN, 'ÜLKELERİN MİLLİ SERVET HESABI RAPORU' YAYIMLANDI


Birleşmiş Milletler (BM) örgütü, Cambridge Üniversitesi hocalarından Sir Partha Dasgupta gözetiminde hazırladığı "Milletlerin Zenginlik Bilançoları" raporunu geçenlerde yayınlamış.

Bana göre (ben kim oluyorsam?) bu hesapta ciddi tanım hataları var. Ukâlalığı bir tarafa bırakıp, size bu çok önemli rapordan kısa bilgiler vereyim.

Sir Dasgupta, ülkelerin "milli servetinin / zenginliğin" üç bileşenden oluştuğunu söylüyor:

1. Beşeri sermaye,
2. İnsan yapması fizik sermaye,
3. Doğal zenginlikler.


Dikkat edilirse finans kapital zenginlik kabul edilmiyor.

BM uzmanları bu bileşenlerin büyüklüklerini hesaplamış.

Önce toplamda "milli servet" sonra, bu sayı nüfusa bölünerek ülkelerin kişi başına "milli servet" listeleri oluşturmuşlar.

Tahmin edeceğiniz üzere toplamda en zengin ülke ABD. Milli serveti (2008 yılında) 118 trilyon dolar.

O yılki milli gelirinin 10 katı. Ancak kişi başına milli servet hesabında Japonya liste başı oluyor. Japonya'da kişi başına milli servet 420.000 dolar.

ABD kişi başına servet listesinde 400.000 dolarla hemen ikinci sırada geliyor

Dünya petrol rezervlerin % 16'sına sahip Suudi Arabistan'da kişi başına milli servet ise sadece 105.000 dolar.

Tuhaf değil mi?

Çünkü Sir Dasgupta'nın hesabında beşeri sermaye yani "yetişmiş insan gücü" en büyük zenginlik kaynağı olarak kabul ediliyor.

Hesaplar da ona göre yapılıyor. 


Son Söz: Bitmeyen servet, bilgidir.

Milletlerin zenginliği (2)

BİRLEŞMİŞ Milletler "Milletlerin Zenginliği" üzerine bir araştırma raporu yayınlamış. Bu çalışmadan "The Economist" dergisinde yayınlanan bir makale sayesinde haberdar oldum.

Geçen pazar günü köşemde bu konuyu işlemiştim.

Güngör Uras'la o sabah yaptığımız konuşmada bana "okuru yoran bir yazı kaleme almışsın" diye bir eleştiri yöneltti.

Galiba Güngör haklıydı.

Üstelik yazıda bir kelime hatası da vardı.

Yıllardır üzerinde kafa yorduğum bu konuyu açarak anlatmaya devam ediyorum.

GELİR VE SERVET

Hayatı bize gelir ile servetin ne olup ne olmadığını "aynen" anlatır. 

Gelir, bir akar; servet ise birikimdir.

Servet bir gölse, gelir bir ırmaktır.

Bazen ırmaklar gölü besler, bazen göl ırmakları.

İktisat dilinde servete, sermaye de denir.

İktisadi kalkınmanın yolu ve de amacı, sermaye terakümüdür (birikimidir).

Bunun İngilizcesi "Capital Accumulation"dır.

Yüksek gelir-yüksek harcama (çeşmenin suyu aktıkça) bireyi veya toplumu rahat yaşatır.

Servet biriktirmek ise, akan suyun keyfini tam olarak çıkarmaktan kaçınıp, geleceği güvence altına almaktır.

Bu, "ulusal tasarruf oranını arttırıp, birikimi milli servete dönüştürmektir".

Zengin ülke, sadece kişi başına milli geliri yüksek değil, aynı zamanda kişi başına milli serveti de yüksek olandır.

MİLLİ SERVET, MİLLİ GELİRİN KAÇ KATIDIR

İşte bu, can alıcı sorudur.

Çünkü milli servetin meydana getiren bileşenlerin tarifi, tasnifi ve ölçümü sorunları henüz çözülmemiştir. Yani üzerinde anlaşılmış bir milli servet ölçü yöntemi yoktur.

Yine de şu söylenebilir: Milli servetin, milli gelirin kaç katı olduğu ülkeden ülkeye göre değişir. Sermaye terakümüne çok önce başlamış sömürgeci Avrupa ülkelerin milli servetlerin, milli gelirlerine oranı, sömürülmüş ülkelerden daha yüksektir.

Birleşmiş Milletler Teşkilatının yaptığı hesaplarında, 2008 yılında ABD'nin milli serveti, milli gelirinin 10 katı olarak bulunmuştur.

Tasarruf oranı yüksek Pasifik ülkelerinde de "Milli Servet/ Milli Gelir" oranı yüksektir ve yükselmeye devam etmektedir.

En iyi örnek Dünya birincisi Japonya'dır. Şimdi de Çin aynı yolu izlemektedir. Çin sadece milli gelirini arttırma da değil,  milli serveti arttırma hızında da "Dünya Şampiyonu"dur. 

MİLLİ SERVET MİLLİ BORÇ

Milli servet varsa, milli borç da vardır.

Gerçek milli servet, ülkenin değil, milletin sahip olduğu servettir.

Zaman, zaman medyada "Dünyanın En Çok Dış Borcu Olan Ülkeleri" listeleri yayınlanır.

Çoğu CIA Factbook'a dayanarak hazırlanan bu listeler kadar hatalı ve kafa karıştıran başka bir istatistik olamaz.

Mesela, 2010 yılında yayınlanan listede Almanya, milli gelirinin % 160'ı kadar dış borcu olan ülke olarak üçüncü sırada yer almaktaydı.

Bu saçmadır.

Hesap net olmalıdır.

Cari fazla veren, yani tasarruf ihraç eden Almanya'nın dış borcu olabilir ama "net dış borcu" olamaz.

Mutlaka "net dış alacağı" vardır.

Alman ulusunun zenginliği, ülkedeki servet ile dış alacakları toplamına eşittir.

Zaten bu sebeple Almanlar, Avrupa krizinde menfi tutum takınmaktadır.

Çünkü dış alacaklarının kısmen de olsa deve olmasından endişeliler.

Ancak serveti korurken, yavaşlayan ekonomileri yüzünden gelirden olacaklar.

Sonunda serveti "gaptırmama" telaşından, gelir-servet hesabında "net zararlı" çıkacaklar.   


Son Söz: Servetten gelir yaratmayı bırak, geliri arttırıp servet biriktir. 

Milletlerin Zenginliği (3)

İKTİSAT yazını, bir bakıma Adam Smith adında İskoçyalı bir "Ahlak Felsefesi" profesörünün 1776'da yazdığı "Wealth of Nations" (Milletlerin Zenginliği) adlı kitabıyla başlamıştır.

Benim son iki yazımın da başlığı "Milletlerin Zenginliği" idi.

Bu konuya girmemin sebebi, Birleşmiş Milletler'in (BM) 20 millet için yaptığı  "Milli Servet" (zenginlik) hesabının bir rapor halinde yayınlanmış olmasıdır.

Demek ki iktisat, dönüp dolaşıp Adam Smith'in başladığı noktaya geri dönmüş.

Hazır konu açılmışken sohbete "milletlerin zenginliğinden kasıt nedir ve bu zenginlik nasıl artar" sorularına cevap arayarak devam edelim.


Raporun kavramsal çerçevesini tasarlayan Cambridge Üniversitesi hocalarından Sir Partha Dasgupta, üç tür sermayenin birleşmesinden o milletin zenginliğinin hesaplanacağını söylüyor.

Bunlar sırasıyla 1. İnsanlar tarafından imal veya inşa edilmiş "Fizik Sermaye" malları. (Bu madde kapsamına yollar, barajlar, limanlar iletişim şebekeleri gibi altyapı yatırımları, üst yapı eserleri ile her tür makine ve teçhizat giriyor) 2.Beşeri Sermaye.

Yani, o milleti teşkil eden insanların katma değer yaratma yeteneğini sağlayan eğitim, bilgi ve beceri birikimi. 3.

O ülkenin sahip olduğu yer altı ve yerüstü doğal zenginlikleri.

Yani ormanlar, akarsular, bereketli topraklar, başta petrol olmak üzere her tür madenler.

ZENGİNLİK BİLEŞENLERİNİN TOPLAMDAKİ PAYI

Sıkça tekrarlanan "en büyük zenginliğimiz insanımızdır" diye bir söylem vardır.

Milli Serveti hesaplanan 20 ülke içinde Nijerya, Rusya ve Suudi Arabistan hariç geri kalan 17 ülkede bu önermenin doğru olduğu anlaşılıyor.

BM, beşeri sermayeyi üç veri kullanarak hesaplamış.

a) O ülkede çalışma yaşındaki insanların ortalama okul yılı,
b) Ortalama ücret düzeyi ve
c) Bu işgücünün emeklilik öncesi kalan aktif çalışma yılları.


Bunlar çapılınca beşeri sermaye toplamına ulaşılıyor.

Amerika'nın mili servetinin % 75'ini, İngiltere'ninkinin % 88'ini beşeri sermaye teşkil ediyormuş.

1990-2008 arasında geçen 18 yılda Rusya hariç geri kalan 19 ülkenin toplam zenginliği artmış.

Japonya dâhil sadece 3 ülkenin doğal zenginliği hiç eksilmemiş.

Buna karşılık mesela Suudi Arabistan'ın doğal serveti (petrol rezervi azalmış).

Ama beşeri sermaye artışı sayesinde milli serveti çoğalmış.

Almanya bu 18 sene içinde "insan yapması fizik sermayesini" % 50 arttırırken Çin'de bu artış % 540 olmuş. Süper değil mi?

MİLLİ SERVET NASIL ARTAR

Milli servetin yani zenginliğin üç bileşeninden en önemlisinin "beşeri sermaye" olduğunu anladık.

Dolayısıyla milli serveti arttırmak için beşeri sermayeyi artırmak en etkili yol oluyor. Beşeri sermayeyi attırmanın da iki yolu var.

Birincisi, insanların öğrenim yıllarını arttırmak, ikincisi çalışabilir nüfusun daha büyük bir yüzdesinin çalışmasını sağlamaktır.

Bu faktörler çarpılınca milli servet arıyor.

Artan milli servet de toplam ve kişi başına milli geliri yükseltiyor.

Raporu kaleme alanlar, gelişmiş ülkelerde insanların öğrenim yıllarını arttırarak "beşeri sermaye" birikimi sağlamanın azalan verim kanuna göre inişe geçtiğini gözlemlemişler.

Yani insanları daha da uzun süre okula yollamanın zenginleşmeye bir faydası kalmamış.

Öğrenime tahsis edilecek kaynaklarla doğal zenginlikler korunsa daha faydalı olur diyorlar.


Son Söz: Sadece irmikle, helva yapılmaz.

.
.
.


Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org