Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Ege Cansen Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

BAŞARININ SIRRI Ege Cansen
28.07.2006
Okunma Sayısı : 8181
Oy Sayısı : 19
Değerlendirme : 4,89
Popülarite : 6,26
Verdiğiniz Puan :
 

 

BAŞARININ SIRRI Ege Cansen
 .

.
.
Türkiye'de ilk Resimli Kredi Kartını,  ALO24 trelefon bankacılığını, Migros Alışveriş Kartını, Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor futbol takımları için ilk Taraftar Karını çıkartan ve bankacılıkta daha bir çok ilklere imzasını atmış olan duayen bankacı Bülent Şenver beni arayıp gençler için bir televizyon programı çekmek için ziyaretime geleceğini söyleyince hemen gel dedim.

Öğüt vermesini pek sevmem. Ama Bülent beyle hoş bir sohbet yaptık.
.
.
.

 Başarının Sırrı Ege Cansen videosu

.
.
.
.

BAŞARININ SIRRI Ege Cansen

TV Programının Deşifresi
.
.

EGE CANSEN (EC)
BÜLENT ŞENVER (BŞ)
.
.

BŞ: Değerli Gençler  başarının sırrı programına hoşgeldiniz.

Bu programda başarının sırrını konuşacağız.İnsanlar tecrübelerini paylaşmalı.

Paylaşılan tecrübelerle muhakkak bizde tecrübe kazanıyoruz.

Tecrübeli insanları dinleyenlerde tecrübe kazanıyor ve herkes bir şeyleri hayatta paylaşıyor.

İşte  kulağınıza küpe olsun  isimli bu kitabımı bu maksatla hazırladım.

Bu kitabın içinde 152 iş adamımızın başarı sırları var.

Bu programda değerli bir misafirimiz var.

Onunla da başarının sırrını sizlerle konuşacağız.

Çok değerli misafirimiz Ege Canser hoşgeldiniz.

EC: Hoşbulduk. Merhaba

BŞ: Ege bey başarı, başarı, başarı diyoruz ama hayatta herkeze göre  başarı tanımı var.

EC: Tabii

BŞ: Sizce başarı nedir?

EC: Yani bir tane  başarı yok tabii.

Birden fazla başarı var.Herkez kendine göre bir başarı tanımı yapıp yola çıkıcak.

Yani bir müzisyenin başarı tanımıyla herhalde bir iş adamının başarı tanımı aynı şey değil, mesele tanımladığımız, seçtiğimiz hedefe ulaşabilmek .

Ama bunu yaparken de zarar vermemek çevreye yani biz sadece kendi elde ettiğimize değil birde başkalarına verdiğimiz zararıda bundan düşmemiz lazım.

Ama iş adamı deyince  tabii başarı değer yaratmaktır.servet yaratmaktır.

Zenginlik yaratmaktır.İş hayatında başarı budur.

BŞ: Evet.Peki siz gençlerimize hayatlarının her safhasında değişik  başarı tanımları yapmalarını öneriyormusunuz?

EC: Tabii yani bu genç deyincede  zaten çokta şey yapmayalım bunu 30 yaşta gençtir 40 yaşta gençtir.

Herkesin önünde yaşanacak bir devresi var kalan devresi için diyelim.

Tabii iş hayatına atıldığımız zaman hepimiz önce bir fonksiyondan başlarız.

Yani bir mühendis olabiliriz, muhasebeci olabiliriz, pazarlamacı olabiliriz orda o işlevi en iyi yapmak başarıdır.

Şirketin tamamı o noktada bizi ufkumuz dışındadır.

BŞ: Evet o en iyisini yakalamak.

EC: Mesleki açıdan en iyisini yapmaktır.

Birinci aşamada başarı daha çok tekniktir.

Bu hayatımızda mevkimiz büyüdükçe , ilerledikçe teknik başarıdan genel başarıya doğru geçeriz.

İşte o zaman  en sonundada servet aktarıcı varlık  yaratıcı ,

eylemleri koordine edebiliyorsak bunları arbonik hale getirebiliyorsak ve

tabii en önemlisi sadece kendi yaptıklarımızdan değil başkalarının çalışmalarındanda bir fayda ürettirebiliyorsak

işte o zaman zaten yönetici anlamında başarı  çünkü bir tanesi yapıcı bir tanesi yönetici.

Başlangıçta hepimiz birer yapıcıyız, kendi masamızda işimizden sorumluyuz,

ama zaman geçtikçe başkalarının sorunuda bize ait oluyor.

BŞ: Peki  Ege bey siz hayatınızda böyle kendinize başarılı olduğum dediğiniz, aklınıza gelen bir örnek var mı?

Ne olduda siz hayatınızda herhangi bir döneminde başarılı oldum diye içinizde bunu hissettim.

EC: Tabii insanın benim başarım falan diye konuşması çok zor bir şey.

Mesela ben bana iltifat edildiği zaman hafif aptallaşırım.

Üzerime gelinirse zekam daha iyi çalışır.

Şimdi dolayısıyla hafif çuvallama bazındayım.

BŞ: Estağfurlah , Estağfurlah

EC: Başarı falan deyince şöyle şey oluyorum, gevşiyorum.

Belki şöyle söyliyim bir ortada bir problem vardı diyelim ve bir çok kimsede bu problemi çözemiyordu veya çözmeye talip değildi.

Ben böyle birtakım çetrefil problemlerin üzerine gidip  çözünce kendimi başarılı gördüm ama belki o çok önemli değildide o an için çözüm yoktu veya çözmeye talip olan yoktu.

Ben öne çıkıp onu çözünce kendime bak iyi ettin dedim.

Böyle ufak tefek vakalarda başarı genellikle ortada kalmış problemlere sahip  çıktığım zaman kendimi başarılı hissetmeye başladım.

BŞ: Başkaları sahip çıkmıyor.

EC: Çıkmıyordu  problem ortada kalıyordu.Bu herhangi bir şey olabilir ,

çok küçük bir şeyde olabilir bu illaki büyük bir problem olması şart değil ama yalnız kalmış yani kimse ona elini sürmek istemiyor ama sahip çıkıp çözünce bu seferde herkez  memnun oluyor .

Birşey  belki burada ilave etmek lazım.

Başarı elde edildikten sonra bunu sahiplenen çok olur yani bir tabir vardır ya böyle başarısızlık her zaman başarının ise babası çok olur diye.

Yani bir sonuç ortaya çıkınca

BŞ: Babası çok olur.

EC: Babası çok olur bir çok insan aslında ben onu daha önceden bilmemnesini yapmıştım.

Yani adam çatalla zeytini almaya çalışıyormuş bir türlü batıramamış sonra karşısındaki almış batırmış oda mahcup olup demişki ben zeytini daha önce yormuştum.

BŞ. Ben yormasaydım.

EC: Ben yormasaydım sen bu kadar kolay batıramazdın.

Bunuda hiç  çok görmemek lazım katiyen çevrenizdeki insanların sizin başarınızın bölüşmesinden komplekslenmeyin bırakın bölüşsünler o zaman herkez mutlu olur.

BŞ:Tabii.

EC: Kıskanç hale gelirseniz başarınızı başkalarıyla bölüşmemek isterseniz o zaman hayatta işiniz zorlaşır.

Olsun başarınızı ziyanı yok hani" kul bilmezse halik bilir".

Başarınızı bölüşün başkalarının başarısını sizin başarınızı veyahut sizin zannettiğiniz başarınızı  buda nihayet bir zandır.

Bölüşmelerinden hiç şey yapmayın yüksünmeyin bırakın bölüşsünler.

BŞ: Birde Ege bey bu mütevazilikle ilgili hep söylenen bir söz vardır.

Derlerki "çok mütevazi olma inanırlar" yani insanlar böyle başarılarını hep etraflarına söyleyip paylaşmalılarmı yoksa hep bunu içinemi atmalılar .

Yani bunun ölçüsü nedir?

Hani başarıyı abartmakta belki doğru değil , başarıyı yokmuş gibi göstermekte doğru değil.

İkisinin ortasında nasıl kalmak mümkün.

EC: Ben bir defa o sözü artık beğenmiyorum.

BŞ: Beğenmiyorsunuz.

EC: Beğenmiyorum fazla mütevazi olma sonra ciddiye alırlar sözü bir zamanlar sanki bana hoş bir sözmüş gibi geliyordu.

Şimdi bu sözü hiç beğenmiyorum.

Olabildiğin kadar mütevazi ol.hiçbir zararı yok.

BŞ: Yani diyorsunuzki bir başarı varsa bunu muhakkak insanlar öyle yada böyle, o tarihte veya bu tarihte görüp keşfedeceklerdir.

Bunu sizin söylemeniz ortaya çıkarmanıza gerek yok.

EC: Yok. Başarılı insanlarda bir inanç vardır.

Yani "balık bilmezse halik bilir" dediği gibi yani  bir yüksek bir gaye için özellikle çalışılıyorsa kimseden böyle bir taktir beklemeye gerek yok.

Çünkü o zaman taktir gelmediğinde demorilizasyon başlıyor.

Ya beni taktir etmiyorlar falan diye o zaman  siz geri düşüyorsunuz.

Tabi bunlar beşeri şeyler bu hisleri hepimiz zaman zaman duyabiliriz.

Hissi duymak başka bir şey ama tepki verip hareket etmek başka bir şeydir.

Yani bu böyle tabiki kızarız tabiki  ya niye hakkımı vermiyorlar diye isyanları oynarız.

Ama bunu oynadıktan sonra bu önce içimizde bir fırtınadır bunu dışarı vurmamak lazım ,

yoksa ben böyle hiç duymuyorum, bu yalan olur hepimiz insanız  başarımızı kıskanırız.

Onun bölüşmesinden hoşlanmayız ama ben bir tavsiyede bulunuyorum diyorumki, böyle hissedebilirsin ama öyle davranma.

BŞ: Peki Ege bey ben size soru yağmuru dediğim bir bölüm var o soru yağmurunda size bir çok soru sormak istiyorum.Sorulara cevap almak istiyorum.

EC: Valla verebilirsem.

BŞ:  Verirsiniz tabii muhakkak.

O soruların birincisi şöyle. İyi bir yöneticiyi yolundan çıkartıp kötü yöneticilik yapmasına neden olabilecek iki şey söylermisiniz.

EC: Birincisi herhalde amacından sapmak amacın tanımını değiştirmek birde kişisel çıkarını kurumsal çıkarın önüne koymak.

BŞ: Size göre bir yöneticiye iyi bir yönetici denilebilmesi için o yöneticinin hangi iki özelliğe sahip olması gerekir.

EC: Önderlik yani birincisi önderlik, başkalarınıda gayrete getirebilecek motivasyon deniliyorya, eğitebilecek vede bence çok önemli çevresini temiz tutacak.

BŞ: Peki çok para kazanmak için ne yapmak gerekir.

EC: Şanslı olmak lazım.

BŞ: Peki başka bir soru itibar saygı ve sevgi  kazanmak için ne yapmak gerekiyor.

EC: Başkalarına aynını göstermek lazım.

Başkalarınada itibar göstermemiz lazım, saygı göstermemiz lazım, sevgi göstermemiz lazım.

BŞ: Peki sizin yanınızda çalışmak için bir genç, üniversiteden mezun sizin gözünüze girebilmesi için ne yapması gerekir.

EC: Bütün küçük gururlarını kapının dışında bırakıp gelmesi lazım.

BŞ: Peki Türk toplumuna yakışan bir iş adamında bulunması gereken iki özellik.

EC: Yani Türk toplumu veya herhangi bir toplum yakışan üç özellik aslında tabii yani başlangıçta söylediğimizi tekrar edeceğiz.

Burada önderlik çok önemli bir vasıf.

Büyük eserleri daha öncedende söylediğimiz gibi ancak çok kişilerle beraber yapabiliriz ve onlarıda mutlaka en az kendimiz seviyesine kadar yükseltmemiz lazım.

BŞ: Allah korusun diyorum bu soruya başlarken.

Doktorunuz size bir haftalık ömrünüzün kaldığını söylese son bir haftada ne yaparsınız.

EC: Çok zor bir sual .Allah korusun valla hiç bilmiyorum.

BŞ: Düşünmek bile istemiyorsunuz.

EC: İstemiyorum.Belki o bir haftayı bile beklemezdim.

: Türkiye'de etik anlayışı bilincinin oluşturulması için Türkiye'de etik değerler merkezi kurucu üyesi Bülent Şenver'in hangi iki projeyi geliştirmesini isterdiniz.

EC: Yani herkezin kendine doğru bakması üzerine bir proje geliştirmesini iki demiyimde bir tane diyeyim , yani başkasını adam etmek değil herkez kendini adam etsin projesini.

BŞ: Herkez kendini adam etsin.

BŞ: Size Türk gençliği için harcamak üzere 100 milyon $ verseler bu 100 milyon $ için dolarla Türk gençliği için ne yapardınız.

EC: Türk gençliği için, Türk milleti için benim özellikle genç ve okuyanlarla ilgili bir saptamam var.

Eli çalışanın kafası  çalışmıyor, kafası çalışanın eli çalışmıyor.

Ben kafası çalışanlara el becerisi kazandırırdım.

El becerisi olanlara da kafa çalıştırması kazandırırdım.

Böyle projeler yapardım.

BŞ: Çok güzel peki basın sektöründe hoşunuza gitmeyen iki şey.

EC: Bu gayet açık basın bugün iş adamlarının maalesef kötü iş adamlarının fedaisi olmuştur.

Basına hiç yakışmıyor .birde bizzat gazetecinin kendisi yazı yazma hakkını kendi lehine kullanıyor.

Yani kabadayılık öyle bir tabir var gazetecilk arka cebinde top arabası taşımaya benzer istediğini onunla dang diye vurabilirsin.

Ama bunu kullanmamak lazım.

BŞ: Peki son sorunuzu soruyorum.

Hiç aklınızdan çıkarmamak sürece sağ elinizin parmaklarının içerisine her bir parmağınıza  birer kelime yazmanız gerekse her bir parmağınıza hangi kelimeleri yazardınız.

EC: Allah insanı doğru yoldan ayırmasın.

BŞ: Ne kadar güzel .Allah insanı doğru yoldan ayırmasın.

Ağzınıza sağlık .

Çok teşekkür ediyorum bizlerle tecrübelerinizi paylaştınız.

BŞ: Değerli gençler Sayın Ege Cansen'in son söylediği hakkatten hepimizi bir şekilde böyle vizyonu açık bir beş parmak ben çok merak ediyordum ne koyucak Ege bey beş parmağına diye.

Allah bizi doğru yoldan ayırmasın dedi ve bizlerde Ege Canser'e çok teşekkür ediyorum.

Değerli Gençler her zaman her yerde başarılı olmanızı diliyorum.

Bir başka başarının sırrı programında tekrar birlikte olmak dileğiyle .

Hoşçakalın

.
.

.


.
.
.
.
Ege Cansen Gözüyle Kimdir Başarıları Linkler Kendi Sesiyle Fotograf Albüm Kitap Tavsiyeleri TV Tüm Yazıları Ege Cansen Odası Lider Arama

.
.
.

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org