Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 


 

İshak Alaton Gözüyle 


Resmimi Düzenleyeyim
- Hayat Boyu Dersler -
- Hayat Boyu Dersler - İshak Alaton Anısına. Ruhu şad, mekanı cennet olsun.- Hayat Boyu Dersler - İster genç olun ister yaşlı, yaşınızla barışık değilseniz ihtiyarsınız demektir.Çok genç ölen yaşlılar olduğu gibi, ihtiyar doğanlar da vardır.Üniversitelerimizde yaptığım söyleşilerde bana en çok para hakkında soru sorulur. Herhalde iş adamı olduğum için. Ben, "paranın iki kişiliği vardır" derim. Birincisi para bir değiş tokuş aracıdır. Para verip yiyecek, giyecek, ev, bark, hatta sağlık satın alabilirsiniz. ikincisi ile gelecek korkusunu yenersiniz. ''Yaşlılığımda çaresiz, muhtaç, perişan kalmam çünkü kötü gün paramı bir kenara ayırdım dersiniz.Ama para ötesi -para üstü- bir konu daha vardır bunu parayla satın alamazsınız.Bunun adi zevk ve keyiftir. Zevk almak, keyif duymak ancak KÜLTÜR ile

1110 defa okundu.

yazının tamamı...
Lüzumsuz Adam İshak Alaton, İş Adamına Tavsiyeler
Lu?zumsuz Adam I?shak Alaton, I?s? Adamına Tavsiyeler Anısına.. izlemek için     .. dinlemek için   ..

7819 defa okundu.

yazının tamamı...
İshak Alaton Bir tek Tuncay Özkan'ı affetmedim
I?shak Alaton Bir tek Tuncay O?zkan'ı affetmedimAnısına.. izlemek için     .. dinlemek için   ..

7519 defa okundu.

yazının tamamı...
İshak Alaton - Gelecekte En Önemli 3 Sektör, Tarım, Enerji, Sağlık
I?shak Alaton - Gelecekte En O?nemli 3 Sekto?r, Tarım, Enerji, Sag?lıkAnısına.... izlemek için     .. dinlemek için   ..

7363 defa okundu.

yazının tamamı...
İshak Alaton Kozmik Oda
I?shak Alaton Kozmik OdaAnısına.... izlemek için     .. dinlemek için   ..

6718 defa okundu.

yazının tamamı...
İshak Alaton Neden Sağlık?
I?shak Alaton Neden Sag?lık? Anısına.. izlemek için      .. dinlemek için   ....

6944 defa okundu.

yazının tamamı...
İshak Alaton, eşitlik Sedef Kabaş
I?shak Alaton, es?itlik Sedef Kabas?Anısına.. izlemek için     .. dinlemek için   ....

7294 defa okundu.

yazının tamamı...
İshak Alaton, felsefe Sedef Kabaş
İshak Alaton, felsefe Sedef KabaşAnısına.. izlemek için     .. dinlemek için   ....

6370 defa okundu.

yazının tamamı...
İshak Alaton,Güven Kaybı Sedef Kabaş
İshak Alaton,Güven Kaybı Sedef Kabaş Anısına.. izlemek için     .. dinlemek için   ..

6518 defa okundu.

yazının tamamı...
İSHAK ALATON Varlık Vergisi ic?in bizden de o?zu?r dilesinler
İSHAK ALATON Varlık Vergisi ic?in bizden de o?zu?r dilesinler Anısına.. izlemek için     .. dinlemek için   ..

7070 defa okundu.

yazının tamamı...
İshak Alaton'un ilk kez anlattığı Özal anısı
İshak Alaton'un ilk kez anlattığı Özal anısıAnısına.. izlemek için     .. dinlemek için   ..

6630 defa okundu.

yazının tamamı...
İshak Alatom Sweturk 2013 Başaıi Ödülleri
İshak Alatom Sweturk 2013 Başaıi ÖdülleriAnısına.. izlemek için     .. dinlemek için   ..

6180 defa okundu.

yazının tamamı...
İshak Alaton A HABER DARBELER TÜRKİYEYİ FAKİRLİĞE MAHKUM ETTİ
İshak Alaton A HABER DARBELER TÜRKİYEYİ FAKİRLİĞE MAHKUM ETTİAnısına.. izlemek için     .. dinlemek için   ..

6770 defa okundu.

yazının tamamı...
İshak Alaton, Balçiek İLTER Söz Sende Ihsan Eliaçık
İshak Alaton, Balçiek İLTER Söz Sende   Ihsan EliaçıkAnısına.. izlemek için     .. dinlemek için   ..

6306 defa okundu.

yazının tamamı...
İshak Alaton ve Leyla Zana'dan açıklama
İshak Alaton ve Leyla Zana'dan açıklamaAnısına.. izlemek için     .. dinlemek için   ..

6643 defa okundu.

yazının tamamı...
İshak Alaton Struma faciasını anlatıyor - Radyo Kuzey
İshak Alaton Struma faciasını anlatıyor - Radyo KuzeyAnısına.. izlemek için     .. dinlemek için   ..

6526 defa okundu.

yazının tamamı...
İshak Alaton TÜSIADı i bölmek için oarada kaliyorum
İshak Alaton TÜSIADı i bölmek için oarada kaliyorumAbısına.. izlemek için     .. dinlemek için   ..

6777 defa okundu.

yazının tamamı...
İSHAK ALATON Turkish Womans International Network Q&A All
İSHAK ALATON Turkish Womans International NetworkQ&A AllAnısına izlemek için     .. dinlemek için   ..

6693 defa okundu.

yazının tamamı...
İSHAK ALATON How can the human capital in Turkey compete in the global economy Q&A 6
İSHAK ALATON  How can the human capital in Turkey compete in the global economy Q&A 6Anısına.. izlemek için     .. dinlemek için   ..

7508 defa okundu.

yazının tamamı...
İSHAK ALATON Lessons from life- How did you learn English Q&A 5
İSHAK ALATON Lessons from life- How did you learn English Q&A 5Anısına.. izlemek için     .. dinlemek için   ..

6531 defa okundu.

yazının tamamı...
İSHAK ALATON You have a very different approach to philanthropy. What is your inspiration Q&A 4
İSHAK ALATON You have a very different approach to philanthropy. What is your inspiration Q&A 4Anısına.. izlemek için     .. dinlemek için   ..

6375 defa okundu.

yazının tamamı...
İSHAK ALATON What is your advice to career women in Turkey Q&A 3
İSHAK ALATON What is your advice to career women in Turkey Q&A 3Anısına.. izlemek için     .. dinlemek için   ..

7323 defa okundu.

yazının tamamı...
İSHAK ALATON What is your view on money and power Q&A 2
İSHAK ALATON What is your view on money and power Q&A 2Anısına.. izlemek için     .. dinlemek için   ..

7460 defa okundu.

yazının tamamı...
İSHAK ALATON Women and the Future of Turkey Q&A 1
İSHAK ALATON Women and the Future of Turkey Q&A 1Anısına.. izlemek için     .. dinlemek için   ..

7701 defa okundu.

yazının tamamı...
Anısına
İshak Alaton veda etmeden önce böyle demişti: Hiç pişmanlığım yok!AnısınaJale ÖZGENTÜRK12 Eylül 2016 İş adamı İshak Alaton ile, 2 ay önce Hürriyet Yazarı Jale Özgentürk İSO'nun 'İstanbul Sanayi Tarihi' belgeseli için bir araya gelmişti. Alaton, Özgentürk'e "Çok hata yaptım ama önüne geçilmiyor, yani güzel bir deyim var Türkçe'de. Olanla ölene çare yok" diye anlatmıştı.İSHAK Alaton, Türkiye'nin en renkli, en cesur işadamlarından biriydi. Farklılığı hem yaşadığı zorlu hayattan, hem de yılmayan, heyecanını hiç yitirmeyen kişiliğinden geliyordu. ..Yahudi asıllı bir ailenin oğluydu İshak Bey. Hayatındaki en büyük kırılmayı Varlık Vergisi sırasında yaşadı. Güçlü kuvvetli bir adam olan babasının belirlenen vergiyi ödeyemediği için Aşkale'ye gidip, bir yıl sonra

6317 defa okundu.

yazının tamamı...
YAŞ SEKSEN TEKLİF HEYECAN VERİCİ?
YAŞ SEKSEN TEKLİF HEYECAN VERİCİ?İshak Alaton2007 yılının  Eylül'ünde 80 yaşımı  doldurdum. Yaşım ilerledikçe yeni bilgiler edinme arayışım daha da büyüyor.  İleriyi  görme ilmi olan "Fütüroloji" ye daha bir tutku ile sarılıyorum.  Birkaç yıldan  beridir 2050 yılında,  bugünkü gençleri  bekleyen yaşam  şartlarının  neler olabileceği hakkında makaleler,  raporlar, kitaplar okuyorum.  2050  yılını  görmenin imkan dışı  olduğunu bilmeme rağmen , bu arayıştan  ve bilgilenmeden  müthiş keyif alıyorum. Biliyorum , bunu  birkaç defa dile getirdim, çünkü çok  önemsiyorum. Önemli konulara birkaç kez vurgu yapmak  tekrar sayılmaz.İyi  anlaşıldığımı düşünerek  devam ediyorum. Bu arada,

6986 defa okundu.

yazının tamamı...
PROYEJİ BANA SUNDULAR
PROYEJİ BANA SUNDULARİshak AlatonKopenhag'daki  bir konferansın  sonunda, bu fonun  temsilcileri  bu  projeyi  bana sundular.  Atatürk Havalimanı  bitişiğindeki Sanayi  Bölgesi'nde on yıldan  beri faaliyette olan Nemed şirketini satın  alarak  büyütmeyi  ve dünya çapında marka yapmayı  öngören  bir teşebbüs. Bir şirket, sağlık  dalında damar tıkanıklığında kullanılan  kateterler, balonlar ve stentler imal ediyor, ancak  araştırmaya para ayırmadığı için  gelişemiyordu.  Danimarka'daki  fon  bu büyük  atılım da benim de yer almamı teklif ettiler. Bir müddet araştırma ve sorgulama ile geçti. Ben heyecan  duydum. İnsanlığa ve ülkemize sağlık yatırımları   dalında bü

7237 defa okundu.

yazının tamamı...
NEMED OLDU ALVİMEDİCA
NEMED OLDU  ALVİMEDİCAİshak AlatonNemed, satın  alındıktan sonra ismi Alvimedica olarak değişti. Yeşilköy Serbest Bölge'deki  yeri yeni  yatırımlara uygun  olmadığı  için, yakın yer olarak Çatalca Serbest  Bölgesi'ndeki  bir arazi satın alındı ve hemen  inşaata geçildi. Rekor bir zamanda, sekiz ayda 5.500 metrekare kapalı saha Avrupa'nın en büyük steril  odası olan ileri teknoloji ile bu  fabrika inşa edildi.  Bu arada,  2008 yılı krizi patladı. Amerika en  önce bu  krizden etkilendi.  Birçok şirket  sıkıntıya girdi, Alvimedica  yönetimi  bunu fırsat bildi. Amerika'da ki  büyük  şirketlere In-Vivo  marka kateter ve balon  imal eden  bir şirket satın aldı. Şirketin iki sah

6290 defa okundu.

yazının tamamı...
GELECEK SAĞLIKTA
GELECEK SAĞLIKTAİshak AlatonSağlıkla ilgili, araştırmaya ve bilime dayalı üretim dallarının, Türkiye'nin  geleceğinde en büyük  gelişmeyi  ve atılımı göstereceğine candan  inanıyorum. Yön arayan  gençlerimize sağlıkla ilgili olayları ve kullanılan ürünleri incelemelerini öneriyorum. Bu önerimi rakamlarla ve somut verilerle açmak isterim. 2000 yılı rakamları ile 2050 yılı için  beklentiler ve öngörülerle ilgili rakamları  karşılaştıran raporlardan anladıklarım şöyle:1-Nüfus artışı: 6.5 milyar  insan, elli yıl sonra 9.5 milyara kadar çıkacak. Dünyada yaşamak  gittikçe zorlaşacak, bazı  şehirlerde yaşamak  bir kabusa dönüşecek. 2-Ömür beklentisi: 1950  yılında dünya ortalaması 54 iken, 2000 yılında 78'e yükseldi. 2050 yılında 90'ı ge

7256 defa okundu.

yazının tamamı...
BEŞ YILDA DÜNYA MARKASI
BEŞ YILDA DÜNYA MARKASI İshak Alaton2007 yılının Eylül ayında yola çıkan  Alvimedica projesi, beş sene içinde, mucize olarak  adlandırabileceğim bir gelişim  yaşadı. Bugün, Çatalca'da 240 kişi istihdam  ediyor. Bitişik arsada, birinciden daha büyük, ikinci fabrikanın  inşaatına başlanıyor. Alvimedica, bu kısa zaman içinde bir dünya markası oldu. Çin'e Hindistan'a, İran'a, Avrupa ülkelerine, kısaca dünyanın  dört yanına ihracat  yapıyor. En büyük gelişme Güney Amerika ülkelerinde yaşanıyor. İmalatın  yüzde doksandan fazlası ihraç ediliyor. Bu ileri teknoloji endüstrisinin  başarısı, devamlı  araştırmaya ve yeni ürünleri piyasaya arz etmesine bağlıdır. Bu dalda Türkiye'de bir ilk olması hasebiyle , yetişmiş  teknik eleman  bulmamız

6466 defa okundu.

yazının tamamı...
ARABAYA KARŞI DEĞİLİM, ÖLÜ YATIRIMA KARŞIYIM
ARABAYA KARŞI DEĞİLİM,ÖLÜ YATIRIMA KARŞIYIMİshak AlatonÖnü açık ve gelişme imkanları olan bu sağlık  yatırımları  yolu  gençlerimizi beklerken  , önü  kapanmakta olan ve bugünden kriz içinde boğuşan otomotiv gibi, dünde kalmış  teknolojilere yatırım teşvikleri vermenin  çok yanlış olduğunu her fırsatta dile getiriyorum. Bunları ifade ederken  Ankara'da ki bürokrat  ve politikacı  dostlarımın öfkeli eleştirileri ve itirazlarını anlayış  ve sabırla karşılıyorum. Ben de Türk firmalarının birer dünya markası olmalarını çok istiyorum. Fakat bu alanda duygusal  olmamak lazım,  yatırımları  çok rasyonel ve geleceği  de görerek  yapmak şart. Otomotiv sektöründe son yirmi yılda çok şey değişti, önümüzdeki  yıllarda

5245 defa okundu.

yazının tamamı...
İSHAK ALATON Kolaj Can Kıraç
İSHAK ALATON Kolaj Can Kıraç.."En ummadığın keşfeder esrar-ı derununSen herkesi kör, alemi sersem mi sanırsın?"Ziya Paşa..Fikir, Kolaj ve Uygulama: Can Kıraç..İSHAK ALATON Kolaj Can Kıraç

5970 defa okundu.

yazının tamamı...
YAHUDİ OLARAK SÖYLEDİKLERİM DAHA İNANDIRICI
YAHUDİ OLARAK SÖYLEDİKLERİM DAHA İNANDIRICIİshak AlatonÖnyargılara muhatap olmak insanın yaşayacağı büyük felaketlerin başında gelir. Sorulara muhatap olmak ise, hele hele iyi sorulara, o da insanı zenginleştirir, ufkunu açar ve yeni yolculuklara çıkarır.İşte o sorulardan biri:İshak Bey, hayatınızın herhangi bir döneminde, yurtiçinde veya yurtdışında, Yahudiliği  bir kimlik olarak kullanma ihtiyacı duydunuz mu?Çok defa kullandım ve bunu bir borç bildim. Hala da fırsat buldukça bunu kullanıyorum. Burada veya dışarıda yabancılarla temasımda diyorum ki:"Ben Yahudi'yim. Ama Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Türkiye hakkında önyargılarınızı bozmak için buradayım.Benim, hiçbir yerde olamayacağım  kadar mutlu  bir hayatım var Türkiye'de. Çok başarılı  bir işadamıyım. Türkiye'd

4331 defa okundu.

yazının tamamı...
YABANCILAR NELER SORUYORLAR
YABANCILAR NELER SORUYORLARİshak AlatonPeki bu insanlar bana niçin geliyorlar, ne buluyorlar, ne anlatıyorum?Onlar neyi merak ediyorlar?İki ana sebep olması gerekir.Birincisi, herhalde doğruyu söyleyen bir adam olarak tanındım  hayat boyu. Böyle olunca yabancılarda "bu adam bize sırf birilerini  yağlamak için yalan söylemez" diye bir düşünce , güven oluşuyor. İkincisi de, beni farklı dine mensup bir Türk vatandaşı olarak görüp de daha rahat kritik edebilir veya Türkiye'nin kötü yönlerini daha kolay  söyleyebilir bir adam düşüncesiyle önyargılarıyla geliyorlar. Siyasetçiler, akademisyenler, işadamları, yazarlar, gazeteciler düşünce kuruluşlarında çalışanlar?. Ankara'daki elçiliklerden de çok gelen oluyor. Amerika'da Musevi lobisinin önde gelen insanları da çok sık geliy

3987 defa okundu.

yazının tamamı...
AMERİKA'DAKİ BAZI TÜRKLER
AMERİKA'DAKİ BAZI TÜRKLERİshak AlatonOnlara bir gözlük veriyorum, Türkiye'yi yeniden okumaları için. Özellikle Türkiye'nin iç dengelerinin medyada çarpıtılarak verilmesini önleyici gerçek bilgileri vermeyi bir görev biliyorum. Benim bildiğim gerçekleri anlatıyorum. Ve bazı şeyleri önlemeye çalışıyorum. Amerika'daki Cumhuriyetçilerin beyinlerinin yıkandığı bir sistem var. Bu operasyon Türkiye'deki derin devletin  uzantıları yolu ile yapılıyor. İşte bazı yazarlar kasıtlı ve önyargılı yazılarıyla bugünkü hükümeti zayıflatmaya yönelik dezenformasyon yapıyorlar Amerika'da. Bu kolaylıkla yutuluyor, çünkü o yazıları  yazan insanlar, bunları Washington'daki  bir düşünce üretim merkezi ismi altında yazıyorlar. Adam Türkiye'yi  analiz ediyor ve üstelik bir de Türk? Haliyle

3318 defa okundu.

yazının tamamı...
ETKİN MİYİM?
ETKİN MİYİM?İshak AlatonBazıları merak ediyor, benim Amerika'daki Yahudi lobisi üzerindeki etkimi.Böyle bir etkim var mı bilmiyorum. Doğru, bazı insanlar beni tanır, ben de bazı insanları tanırım. Tanıdık insanların olmasının faydalarına inandım her zaman. Onlardan bazıları Türkiye'yi daha iyi anlamak için buraya geldiklerinde misafirperverlik gösteririm. Bu benim metodum, benim yaklaşımım. Fırsat buldukça onları yemekte ağırlarım, bilgilendiririm, tanışmak istedikleri insanlarla bir araya getiririm.Kim bunlar derseniz envai çeşit insan? Bir kere Ankara'da bürokratlar onlara bilgi verirler. Bu normaldir. Sonra kendi büyükelçilikleri ve İstanbul'daki konsolosluklardaki insanlar onlara bilgi verirler. Ben de onlardan biriyim. Yani onlara bilgi taşıyan insanlardan biriyim.

3838 defa okundu.

yazının tamamı...
1 MART TEZKERESİYLE MESAFE AÇILDI
1 MART TEZKERESİYLE MESAFE AÇILDIİshak Alaton 1 Mart 2003'te Irak harekatından önce Amerikalıların  beklentileri Türkiye'nin kendi topraklarında onların geçişine izin vereceği yönündeydi. Tayyip Erdoğan'ın  da bu  yönde beyanları  vardı.Fakat Meclis, İskenderun üzerinden büyük bir asker  geçişini sağlayacak tasarıya onay vermedi.Bu, Amerikalılarda tam bir hayal  kırıklığı oluşturdu.  Türkiye'de bazı çevreler bile endişe ettiler Amerika bunun  bedelini  ödetir diye. Demirel bile benzer şeyler söyledi.Fakat ben bunun bir bedeli  olsa da uzun vadede Türkiye'nin lehine olacağına dair inancımı o dönemde söyledim. Dış basında fikrim eleştiri aldı ama sonradan  anlaşıldı ki ben haklıyım. Ben, Türkiye'yi koruyan  bir melek var, diye

3669 defa okundu.

yazının tamamı...
ONE MİNUTE MESELESİ
ONE MİNUTE MESELESİİshak AlatonDünyanın malumu: Davos'ta ve Peres ve Başbakan Erdoğan arasında tatsız bir durum meydana geldi. Bu kriz benim için  sürpriz olmadı, bekliyorum. Çünkü Erdoğan gitmeden birkaç gün önce "Ben Davos'ta Peres'ten bunun hesabını soracağım, Gazze'nin  hesabını soracağım," demişti.Nitekim de öyle oldu. Orada çok şiddetli  bir tartışma yaşandı,  çok da ses getirdi.Oldu bitti  ve şimdi  sonuçlarına bakmak lazım. Kabul etmek gerekir ki, Tayyip Erdoğan için çok faydalı oldu.İsrail'e büyük zarar  verdiği söylenmese de, İsrail 'İn lehine olduğu  da söylenemez. İsrail bu  tartışmadan şüphesiz ki yara aldı.  Zira bunun üstesinden gelmek  için hala çabalıyorlar.O tartışma, iki ülke arasındaki ilişkilerde bir kırılma noktas

3585 defa okundu.

yazının tamamı...
HİÇ UYUMADIĞIM İKİ GECE VAR
HİÇ UYUMADIĞIM İKİ GECE VARİshak AlatonAklıma bir şey geldi.Hayatımda hiç uyumadığım  bir iki gece olmuştur.Hiç uyumadığım?Bir tanesi , bir Pazar gecesi saat 19:00'da başladı ve ertesi güne kadar hiç uyumadım. Çünkü telefonlar durmadı.2002 yılının 3 Kasım'ını 4 Kasım'a bağlayan gece?Telefonlar önce İsveç'le başladı, İsrail, Rusya ile sürdü, sonra Avrupa'yla devam etti, Almanya, Fransa, İngiltere, sonra da Amerika'yla uzun uzun konuştuk?Diyorlar ki:"Fundamentalist  bir parti büyük bir ekseriyetle iktidara geldi. Ne olacak  Türkiye'nin hali? Türkiye İran mı oluyor?Öyle bir önyargı  var, o günlerde. ..Sabaha kadar verdiğim mesaj:Göreceksiniz ki, aslında bu Türkiye'nin müthiş  bir şansı. Türkiye'ye ilk defa hakiki demokratik bir yönetim  geliyor.

4072 defa okundu.

yazının tamamı...
CHP'YE MÜTHİŞ BİR FİKİR VERDİM AMA ANLAMADILAR
CHP'YE MÜTHİŞ BİR FİKİR VERDİM AMA ANLAMADILARİshak AlatonNe olacak  bu CHP'nin hali?O kadar  sıkıcı bir soru ki?Bu soruya hala cevap bulamadık?O yüzden CHP'den bir şey olmuyor. Baykal gitti, Kemal Kılıçdaroğlu geldi. Ne değişti?Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanı seçilince, onlara bir fikir verdim, tarihi bir imkandı aslında. Dedim ki:Fethullah Gülen on yıldan fazladır Türkiye'den uzakta, Amerika'da yaşıyor. Büyük hasret çekiyor, büyük acı çekiyor. Fakat bu manasız durum bitmeli, Gülen Türkiye'ye dönmeli. İşte size büyük bir fırsat, Fethullah Gülen'i  Türkiye'ye yeni CHP davet etse? Böylece hem Gülen Türkiye'ye gelir hem de bu gelişme CHP ile Türkiye'deki önemli bir kesimin ve dolayısıyla dindar dünyanın  barışması  anlamına gelir. Bu barış hem CHP'ye

3876 defa okundu.

yazının tamamı...
UYKUSUZ İKİNCİ GECE
UYKUSUZ İKİNCİ GECEİshak AlatonO geceden sonra uzun süre rahat uyudum. Ta ki 2007 yılına kadar. Oldukça sarsıcı günlerdi. O günlerde pek çok insan darbe bekliyordu.  İtiraf etmeliyim ki, darbeye çok yakındık? Neyse ki Ergenekon olayı başladı. Operasyonlar hafiften başladı, gittikçe büyüdü Ergenekon olayı. Şöyle bir neticeye vardık ki artık Türkiye'de gerçekler ortaya çıkıyor. Ben bu çabanın  faydalarını görüyorum. Sadece yurtdışındaki saygınlık değil, yurtiçinde de aynı  saygınlığı  görüyorum. Bana bakanlar eğer önyargılı değillerse bir dost ve saygın bir insan  görüyorlar. Benim böyle ucuz manevralar peşinde olmadığımın da idrakindeler. Benim Türkiye'nin demokratikleşmesi, insanların refah seviyelerinin artması ve herkesin eşit haklarla huzur içinde hayat sü

3757 defa okundu.

yazının tamamı...
GÜLEN VE HAREKET TARİHİ BİR FIRSAT
GÜLEN VE HAREKET TARİHİ BİR FIRSAT   İshak Alaton Fethullah GülenFethullah Gülen'i  ve hareketini önemsiyorum. Bendeki bakış çok yalın ve sade. O da iki esasa dayanıyor. Bir, 1990'lı  yılların başından itibaren ilgi alanıma girdi. Hakkında yazılanların çoğunu okudum. Kendisini takip ettim, hareketi gözlemledim, sordum, soruşturdum. Türkiye'den ayrıldığı  tarihe kadar çeşitli  zamanlarda Sayın Gülen'le bir araya geldik. Sonuçta farklı dünyalardan gelen iki insan  olsak da birçok  ortak payda bulabildik. İlk karşılaşmamız sanırım 1990'lı yılların  başlarında oldu. Henüz 50 yaşında bir genç adamın çok sağlıklı olmadığını düşündüren durumlar oldu, çünkü sağlığından hiç de iyi bahsedilmiyordu. Hocanın özellikle şeker hastalığı , yani diyabeti ko

3846 defa okundu.

yazının tamamı...
HOCA'NIN BOYU UZADI
HOCA'NIN BOYU UZADIİshak Alaton Fethullah GülenÇok enteresandır, başka bir gün tekrar Altunizade'de Gülen'i ziyarete gittim. Bir öğleden  sonra, beş çayına davet edildim?Hocaefendi beni asansörün önünde karşıladı. Garajdan bindiğimiz asansörü doğrudan doğruya son kattaki  büyük odanın holüne açılıyor. Kapı açıldı ve ben ilk adımımı atacağım ki  Hocaefendi karşımda. Fakat o an Hocaefendi'nin boyunun  çok kısa olduğunu fark ettim. Böyle bir intibaım oldu. Kısa boylu bir adam?Ve kucaklaştık, Türk usulü? Hem el sıkıştık hem de sağlı sollu öpüştük.Sonra beraber büyük odaya geçtik. Her taraf yeşillikler içinde.Binanın beşinci katında müthiş bir yeşillik, bahçe gibi kocaman bir oda?Ortada 7-8 tane koltuk var, birinde kendisi oturuyor, ben tam karşı

3515 defa okundu.

yazının tamamı...
BİR YANLIŞLIK VAR BU İŞTE
BİR YANLIŞLIK VAR BU İŞTEİshak Alaton.Fethullah Gülen.Bir gariplik gördüm. Bir yanlışlık var bu işte dedim kendi kendimeYani psikolojik olarak bu insanlar farkına varmadan Fethullah Gülen'e kötülük yapıyorlar, diye kendimce bir fikre saplandım. Sonra?Cehaletin de verdiği bir cesaretle dedim ki:"Yahu Allah aşkınıza?Ben yirmi dakikadır buradayım, konuştuğumuz mevzua bakıyorum da sadece ve sadece Hocaefendi'nin hastalığını konuştuk.Enine boyuna bunu anlattınız. Ne kadar  hasta olduğuna kendinizi inandırmayı mı çalışıyorsunuz? Bırakın bu telkini. Ben sizi dinlerken  Hocaefendi'nin yüzüne de bakıyorum, yüzünde bir mutluluk izi görmüyorum. Aksine siz konuştukça "Evet, ben hastayım, ben hastayım" diyen bir adam görüyorum karşımda ve bu da benim canımı sıkıyor. Acaba siz niye

3909 defa okundu.

yazının tamamı...
HAREKETE VERİLER ÜZERİNDEN BAKIYORUM
HAREKETE VERİLER ÜZERİNDEN BAKIYORUMİshak AlatonFakat Gülen Türkiye'de pek anlaşılamadı, belki de onu anlamak istemediler. O nedenle büyük bir kara propagandanın içinde kaldı. Medyanın bir kesimi, derin devlet ve bazı odaklar Gülen'i ve hareketi yaptıklarıyla, düşünceleriyle ele almadılar, aksine kendi zanlarıyla mahkum ettiler. Türkiye'de oluşturmak istedikleri olumsuz havayı bir şekilde yurtdışına da taşımanın çabasına girdiler. Kötü gözle bakan kötü görür. Gözü bozuk olan her neyi ne kadar görebilir ki?Ben Gülen hareketine iyi gözle bakıyorum, çünkü bakıp  gördüğüm şeyler beni bu noktaya getirdi.

3846 defa okundu.

yazının tamamı...
SIRA DIŞI BİR ŞAHSİYET
SIRA DIŞI BİR ŞAHSİYETİshak AlatonBen bugünkü duruma da çok üzülüyorum. İnce ruhlu, hassas bir insan Hocaefendi. Çok hissi ve çok düşünceli olduğu için kendine tatbik ettiği bir gurbet var. Hocaefendi'nin kendi iradesiyle kendini yurtdışında yaşamaya mahkum etmesi sıra dışı bir şahsiyet, üstün bir karakter olduğunu gösteriyor. Kim ne derse desin saygı duyulması gereken bir  his bu. Yani Türkiye'ye, kendi toplumuna o kadar çok sevgi ve saygısı var ki? Aman Türkiye'nin dengeleri bozulmasın diye adeta kendini feda ediyor. Kaç kişi kendini bu ölçüde feda edebilir ki?Sırf bunun için  bile Hocaefendi saygıdeğerdir.Yoksa başka meziyetleri, inancı, samimiyeti, ortaya koyduğu  düşünceleri, hizmetleri bir yana bırak, sırf kendine tatbik ettiği bu  anlamlı eziyeti bile

3550 defa okundu.

yazının tamamı...
YÜZDE 74 NEDİR?
İshak AlatonYÜZDE 74 NEDİR?TESEV olarak bir araştırma yaptık ve bir soru sorduk. Dedik ki:"Yahudi komşumuzun olması sizi rahatsız eder mi?""Evet" cevabını  verenler yüzde 74 çıktı. "One minute" den ve Mavi Marmara faciasından  çok önce soruldu bu soru. Bunu neye yoracağımı bilemedim. Bir arkadaşım dedi ki:"İshak Bey, soruyu ;"Yahudi komşunuzun olması sizi rahatsız eder mi?" yerine Türk Yahudisi komşunuzun olması sizi rahatsız eder mi?" şeklinde sorsaydınız cevap farklı olabilirdi. Çünkü Yahudi deyince akıllara önce İsrail gelir?."Ben de aynı  fikirdeyim ki  "Türk Yahudisi" ile sadece "Yahudi " demek arasında, insanların kafasında farklı iki kıvılcım çakıyor. Evet, belki de hata yaptık,  soruyu yanlış kodladık. Bu anketi bir kere daha yapmak lazım. "Yüzde 74 e

2632 defa okundu.

yazının tamamı...
ÜLKEMİN SORUNLARI BENİM SORUNLARIMDIR
ÜLKEMİN SORUNLARI BENİM SORUNLARIMDIRİshak Alatonİnsan kendini ifadeden geri durmamalı. Susan ve kendi hakkında yeterince bilgi vermeyen insan dıştan üretilmiş eski ve yanlış bilgilerle kuşatılır, kötü bir insan olarak zihinlerde yer alır. O yüzden  ben konuşurum , ülkenin bütün sorunlarıyla ilgili konuşurum, kafa yorarım, kendimi az bir sorunla değil bütün sorunlarla muhatap hale getiririm. Çünkü ben buralıyım ve buranın  her şeyi beni ilgilendirir. Bu ülkenin bütün sorunları benim sorunlarımdır ve çözüm yolunda elimden geleni yaparım. Toplumun genelini görmeye başlayan insanın kimliği ya da Yahudiliği  ya da başka bir şeyliği akla gelmez, ön plana çıkmaz.Ankara'da bir konferansta beni takdim eden hanımın "Vatanına en çok hizmet eden insanlar arasında temayüz etmiş bir şahsiyettir İshak A

3136 defa okundu.

yazının tamamı...
SANA NE, DİYEN ÇOK OLDU
SANA NE, DİYEN ÇOK OLDUİshak AlatonŞimdi bana sorabilirsiniz;Sen de öteki zenginler, patronlar gibi yap. İşine bak, paranı kazan ve keyfini yaşa. Yaşın gelmiş 85'e, ne işin  var demokrasi ile?Doğru, ben de pekala diğerleri gibi işimi yapar, yaşar giderim?Bana bu aklı veren de çok oluyor zaten.Sorunun devamı var:Zenginsin ve üstelik bu düzen içinde zengin oldun. Şimdi de düzenden şikayet ediyorsun. Niye şikayetçisin bu düzenden?Bence önemli bir sorunu da içinde barındırıyor bu soru. Sorumluluk bilinci ve saygınlık arayışı desem çoğu insan yine anlamayacak?Aynı manayı farklı şekilde ifade edelim o zaman;Çünkü ben şahsi ihtiyaçlarımın ötesine geçtim. Şahsi ihtiyaçlarımın karşılanmasının mutluluğum için yeterli olmadığını  farkına vardım. Her zaman böyle düşündüm. Z

2296 defa okundu.

yazının tamamı...
HUZURSUZLUK HUZURU TEHDİT EDER
HUZURSUZLUK HUZURU TEHDİT EDERİshak AlatonDemokrasi hepimiz için  kurtuluştur. Toplum huzurlu olmadan  biz tuzu kuruların da huzuru kalıcı olamaz?Hazreti Muhammet'in  sözü değil mi:"Komşusu açken  tok yatan bizden değil."Yani komşularında bir huzursuzluk  varsa, senin kendi evinde huzurlu olman mümkün değil. Oradaki hastalık gün gelir sana da bulaşır, seni de öldürür. Hastalıklı toplumlar sağlıklı toplumları tehdit ederler. Ben ne  diye sürekli korku ile yaşayayım ki?Bizim İstanbul sermayesi, hem biraz burnunun ucunu  hem de azıcık uzağı görebilse kendi çıkarının demokrasinin hızlı bir şekilde gelişmesinde görüp mutabık kalacak, anlayacak bunu. Ne çare ki bunu düşünmüyor henüz.

2398 defa okundu.

yazının tamamı...
HİKMET ÇETİN HER ŞEYİ BİLİYORDU
HİKMET ÇETİN HER ŞEYİ BİLİYORDUİshak AlatonBu sözleri işitecek ne yapmışım  o günlerde, anlatayım:Hikmet Çetin, Dışişleri Bakanı.Türkiye'nin bir Ermeni sorunu var. Ermeni lobisinden çok önemli iki ismi Bakan Çetin ile buluşturdum. Kim bunlar; Hovnanyan ve Van Krikoryan.İkisi de bu tarihi görüşme için New York'tan geldiler. 1991 yılında Levon  Ter Petrosyan, cumhurbaşkanı olarak seçiliyor Ermenistan Cumhuriyeti'nde. İlk yapmak istediği şey; Türkiye ile ilişkileri düzeltmek.Çünkü biliyor ki Ermenistan'ın dünyaya açılması bu yolla mümkün  olacaktır. Türkiye ile dostluk yolları arıyor ve bu yolda ilk adımlarını özel sektör yardımıyla atmayı faydalı buluyor. Bir şekilde beni buluyor Moskova üzerinden. Çünkü biz o zamanlar Moskova'da tanınıyoruz, iş yapıyoruz bir Türk  müteah

2604 defa okundu.

yazının tamamı...
BULUŞMA ÇARPITILDI, BAKAN KORKTU
BULUŞMA ÇARPITILDI, BAKAN KORKTUİshak AlatonVe maalesef o yemekte kötü bir şey yaşıyorum. Çünkü Sedat Ergin yemekte benim bu Ermeni'yle beraber salona girdiğimi görüyor. Ben Sedat Ergin'i hiç tanımıyorum. Ergin hemen bir önyargıya varıyor:"Madem ki  Van Krikoryan buraya geldi, bu Asala'nın finansmanında rol almış bir adamdır,. O halde kötüdür. Madem ki o kötüdür o halde İshak Alaton da kötüdür" gibi fikirle çıkıyor. Benimle konuşmadan , hiç bana bir şey sormadan  bir yazı döşeniyor ve yazı Cumhuriyet gazetesinde çıkıyor. Rezil bir başlık?"İshak Alaton'un New York'taki Ermenilerle yaptığı gizli görüşmeler."Halbuki hiç gizlilikle ilgisi yok. Hem bizim Dışişleri 'nin haberi var, hem de Amerikan Dışişleri bundan haberdar ve onlar aracı oluyorlar. Nokta dergisindeki haberde Sedat Ergin "A

2215 defa okundu.

yazının tamamı...
BEN VE ERMENİ LOBİSİ
BEN VE ERMENİ LOBİSİİshak AlatonTarihi 1994.Nokta dergisi diyor ki:"İshak Alaton  önemli bir işadamı. Türkiye'nin her sorunuyla ilgili mutlaka bir görüşü var. En çok  ta Zonguldak kömür havzası ile ilgili söyledikleri kamuoyunda yankı uyandırdı. Alaton bu  havzanın  kapatılıp  işçilere evlerinde oturmaları karşılığında para ödenmesi halinde zararın 5 trilyon daha azalacağını söyleyerek acı gerçeği herkesin yüzüne tokat gibi çarptı. Alaton, bununla kalmayıp medyatik işadamı kimliğiyle Türkiye'nin her sorununa parmak bastı. Alkışlandığı kadar eleştirildi de. En çok da, Dışişleri Bakanı olduğu sırada Hikmet Çetin'in  makamına oldu bitti ile Ermeni lobisinden  iki kişiyi sokunca eleştirildi.Alaton, Hikmet Çetin'e çok kızgın?"?Haber böyle devam edi

2506 defa okundu.

yazının tamamı...
BAŞBAKAN HAHAMBAŞILIK'TA
BAŞBAKAN HAHAMBAŞILIK'TAİshak AlatonTekrar dönelim 2003 patlamalarına.Neva Şalom'un  önündeki patlamada yirmi kişi öldü. Başbakan Erdoğan yurtdışındaydı, galiba Dubai'de.  Bu elim olay üzerine seyahatini keserek döndü, uçağı Yeşilköy'de iner inmez doğru sinagogun önüne geldi ve patlamanın tesirini gördü. Buradaki incelemelerinden sonra derhal  Hahambaşılığa gidip ziyaret etti ki Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa bir başbakan bir hahambaşının mekanına gitti. Başbakan Erdoğan, İshak Haleva'ya taziyede bulundu. Bunu anlamı  çok büyüktü, devlet  vatandaşını sahiplendi. Tayyip Erdoğan orada dedi ki:"Hangi dinden olursa olsun bütün Türkiye Cumhuriyeti  vatandaşları   benim  sorumluluğum altındadır. Onun için ben onlara arka çıkarım."Bu, çok 

2133 defa okundu.

yazının tamamı...
AZINLIK PSİKOLOJİSİ PİS BİR ŞEY
AZINLIK PSİKOLOJİSİ PİS BİR ŞEYİshak AlatonŞimdi şu soruların cevabını düşün:Sen hiç öteki  olarak görüldün mü?Sen hiç yaşadığın toplumda ömür boyu kendini ispat etme duygusuyla yaşadın mı?Sana hiç "azınlık" cümlesiyle seslenildi mi?Sen sık sık "içimizdeki yabancılar" muamelesine uğradın mı?Sana hiç  potansiyel sabotör nazarıyla bakıldı mı?Azınlıktan bir insan  kendini nasıl hisseder?Ne kadar yabancı hisseder, ne kadar yerli hisseder?İki kelime, peşini hiç bırakmaz. Hep tedirginsin ama hep güven  duymak istiyorsun. Bu durumu cemaat içinde çok farklı  ve derin şekilde yaşayan insanların mevcut olduğunu düşünüyorum. Bana gelince; ben bu spektrumun bir ucundayım. Yani en az tedirgin olan, en az hisseden, toplumun içinde farklı olduğunu idrakinde olan ama bunu normalle

2254 defa okundu.

yazının tamamı...
ETKİN MİYİM?
ETKİN MİYİM?İshak AlatonBazıları merak ediyor, benim Amerika'daki Yahudi lobisi üzerindeki etkimi.Böyle bir etkim var mı bilmiyorum. Doğru, bazı insanlar beni tanır, ben de bazı insanları tanırım. Tanıdık insanların olmasının faydalarına inandım her zaman. Onlardan bazıları Türkiye'yi daha iyi anlamak için buraya geldiklerinde misafirperverlik gösteririm. Bu benim metodum, benim yaklaşımım. Fırsat buldukça onları yemekte ağırlarım, bilgilendiririm, tanışmak istedikleri insanlarla bir araya getiririm.Kim bunlar derseniz envai çeşit insan? Bir kere Ankara'da bürokratlar onlara bilgi verirler. Bu normaldir. Sonra kendi büyükelçilikleri ve İstanbul'daki konsolosluklardaki insanlar onlara bilgi verirler. Ben de onlardan biriyim. Yani onlara bilgi taşıyan insanlardan biriyim.

4643 defa okundu.

yazının tamamı...
AMERİKA'DAKİ BAZI TÜRKLER
AMERİKA'DAKİ BAZI TÜRKLERİshak AlatonOnlara bir gözlük veriyorum, Türkiye'yi yeniden okumaları için. Özellikle Türkiye'nin iç dengelerinin medyada çarpıtılarak verilmesini önleyici gerçek bilgileri vermeyi bir görev biliyorum. Benim bildiğim gerçekleri anlatıyorum. Ve bazı şeyleri önlemeye çalışıyorum. Amerika'daki Cumhuriyetçilerin beyinlerinin yıkandığı bir sistem var. Bu operasyon Türkiye'deki derin devletin  uzantıları yolu ile yapılıyor. İşte bazı yazarlar kasıtlı ve önyargılı yazılarıyla bugünkü hükümeti zayıflatmaya yönelik dezenformasyon yapıyorlar Amerika'da. Bu kolaylıkla yutuluyor, çünkü o yazıları  yazan insanlar, bunları Washington'daki  bir düşünce üretim merkezi ismi altında yazıyorlar. Adam Türkiye'yi  analiz ediyor ve üstelik bir de Türk? Haliyle

3808 defa okundu.

yazının tamamı...
YABANCILAR NELER SORUYORLAR
YABANCILAR NELER SORUYORLARİshak AlatonPeki bu insanlar bana niçin geliyorlar, ne buluyorlar, ne anlatıyorum?Onlar neyi merak ediyorlar?İki ana sebep olması gerekir.Birincisi, herhalde doğruyu söyleyen bir adam olarak tanındım  hayat boyu. Böyle olunca yabancılarda "bu adam bize sırf birilerini  yağlamak için yalan söylemez" diye bir düşünce , güven oluşuyor. İkincisi de, beni farklı dine mensup bir Türk vatandaşı olarak görüp de daha rahat kritik edebilir veya Türkiye'nin kötü yönlerini daha kolay  söyleyebilir bir adam düşüncesiyle önyargılarıyla geliyorlar. Siyasetçiler, akademisyenler, işadamları, yazarlar, gazeteciler düşünce kuruluşlarında çalışanlar?. Ankara'daki elçiliklerden de çok gelen oluyor. Amerika'da Musevi lobisinin önde gelen insanları da çok sık geliy

3428 defa okundu.

yazının tamamı...
YAHUDİ OLARAK SÖYLEDİKLERİM DAHA İNANDIRICI
YAHUDİ OLARAK SÖYLEDİKLERİM DAHA İNANDIRICIİshak AlatonÖnyargılara muhatap olmak insanın yaşayacağı büyük felaketlerin başında gelir. Sorulara muhatap olmak ise, hele hele iyi sorulara, o da insanı zenginleştirir, ufkunu açar ve yeni yolculuklara çıkarır.İşte o sorulardan biri:İshak Bey, hayatınızın herhangi bir döneminde, yurtiçinde veya yurtdışında, Yahudiliği  bir kimlik olarak kullanma ihtiyacı duydunuz mu?Çok defa kullandım ve bunu bir borç bildim. Hala da fırsat buldukça bunu kullanıyorum. Burada veya dışarıda yabancılarla temasımda diyorum ki:"Ben Yahudi'yim. Ama Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Türkiye hakkında önyargılarınızı bozmak için buradayım. Benim, hiçbir yerde olamayacağım  kadar mutlu  bir hayatım var Türkiye'de. Çok başarılı  bir işadamıyım. Türkiye'

3735 defa okundu.

yazının tamamı...
HAREKETE VERİLER ÜZERİNDEN BAKIYORUM
HAREKETE VERİLER ÜZERİNDEN BAKIYORUMİshak AlatonFakat Gülen Türkiye'de pek anlaşılamadı, belki de onu anlamak istemediler. O nedenle büyük bir kara propagandanın içinde kaldı. Medyanın bir kesimi, derin devlet ve bazı odaklar Gülen'i ve hareketi yaptıklarıyla, düşünceleriyle ele almadılar, aksine kendi zanlarıyla mahkum ettiler. Türkiye'de oluşturmak istedikleri olumsuz havayı bir şekilde yurtdışına da taşımanın çabasına girdiler. Kötü gözle bakan kötü görür. Gözü bozuk olan her neyi ne kadar görebilir ki?Ben Gülen hareketine iyi gözle bakıyorum, çünkü bakıp  gördüğüm şeyler beni bu noktaya getirdi.

3407 defa okundu.

yazının tamamı...
SIRA DIŞI BİR ŞAHSİYET
SIRA DIŞI BİR ŞAHSİYETİshak AlatonBen bugünkü duruma da çok üzülüyorum. İnce ruhlu, hassas bir insan Hocaefendi. Çok hissi ve çok düşünceli olduğu için kendine tatbik ettiği bir gurbet var. Hocaefendi'nin kendi iradesiyle kendini yurtdışında yaşamaya mahkum etmesi sıra dışı bir şahsiyet, üstün bir karakter olduğunu gösteriyor. Kim ne derse desin saygı duyulması gereken bir  his bu. Yani Türkiye'ye, kendi toplumuna o kadar çok sevgi ve saygısı var ki? Aman Türkiye'nin dengeleri bozulmasın diye adeta kendini feda ediyor. Kaç kişi kendini bu ölçüde feda edebilir ki?Sırf bunun için  bile Hocaefendi saygıdeğerdir.Yoksa başka meziyetleri, inancı, samimiyeti, ortaya koyduğu  düşünceleri, hizmetleri bir yana bırak, sırf kendine tatbik ettiği bu  anlamlı eziyeti bile

3888 defa okundu.

yazının tamamı...
BİR YANLIŞLIK VAR BU İŞTE
BİR YANLIŞLIK VAR BU İŞTEİshak AlatonBir gariplik gördüm. Bir yanlışlık var bu işte dedim kendi kendimeYani psikolojik olarak bu insanlar farkına varmadan Fethullah Gülen'e kötülük yapıyorlar, diye kendimce bir fikre saplandım. Sonra?Cehaletin de verdiği bir cesaretle dedim ki:"Yahu Allah aşkınıza? Ben yirmi dakikadır buradayım, konuştuğumuz mevzua bakıyorum da sadece ve sadece Hocaefendi'nin hastalığını konuştuk. Enine boyuna bunu anlattınız. Ne kadar  hasta olduğuna kendinizi inandırmayı mı çalışıyorsunuz? Bırakın bu telkini. Ben sizi dinlerken  Hocaefendi'nin yüzüne de bakıyorum, yüzünde bir mutluluk izi görmüyorum. Aksine siz konuştukça "Evet, ben hastayım, ben hastayım" diyen bir adam görüyorum karşımda ve bu da benim canımı sıkıyor. Acaba siz niye biraz daha olu

3672 defa okundu.

yazının tamamı...
HOCA'NIN BOYU UZADI
HOCA'NIN BOYU UZADIİshak AlatonÇok enteresandır, başka bir gün tekrar Altunizade'de Gülen'i ziyarete gittim. Bir öğleden  sonra, beş çayına davet edildim?Hocaefendi beni asansörün önünde karşıladı. Garajdan bindiğimiz asansörü doğrudan doğruya son kattaki  büyük odanın holüne açılıyor. Kapı açıldı ve ben ilk adımımı atacağım ki  Hocaefendi karşımda. Fakat o an Hocaefendi'nin boyunun  çok kısa olduğunu fark ettim. Böyle bir intibaım oldu. Kısa boylu bir adam?Ve kucaklaştık, Türk usulü? Hem el sıkıştık hem de sağlı sollu öpüştük.Sonra beraber büyük odaya geçtik. Her taraf yeşillikler içinde. Binanın beşinci katında müthiş bir yeşillik, bahçe gibi kocaman bir oda?Ortada 7-8 tane koltuk var, birinde kendisi oturuyor, ben tam karşısına oturuyorum. Etr

3524 defa okundu.

yazının tamamı...
GÜLEN VE HAREKET TARİHİ BİR FIRSAT
GÜLEN VE HAREKET TARİHİ BİR FIRSATİshak AlatonFethullah Gülen'i  ve hareketini önemsiyorum. Bendeki bakış çok yalın ve sade. O da iki esasa dayanıyor. Bir, 1990'lı  yılların başından itibaren ilgi alanıma girdi. Hakkında yazılanların çoğunu okudum. Kendisini takip ettim, hareketi gözlemledim, sordum, soruşturdum. Türkiye'den ayrıldığı  tarihe kadar çeşitli  zamanlarda Sayın Gülen'le bir araya geldik. Sonuçta farklı dünyalardan gelen iki insan  olsak da birçok  ortak payda bulabildik. İlk karşılaşmamız sanırım 1990'lı yılların  başlarında oldu. Henüz 50 yaşında bir genç adamın çok sağlıklı olmadığını düşündüren durumlar oldu, çünkü sağlığından hiç de iyi bahsedilmiyordu. Hocanın özellikle şeker hastalığı , yani diyabeti konuşuluyordu. Önceleri ortak dostla

3364 defa okundu.

yazının tamamı...
CHP'YE MÜTHİŞ BİR FİKİR VERDİM AMA ANLAMADILAR
CHP'YE MÜTHİŞ BİR FİKİR VERDİM AMA ANLAMADILARİshak AlatonNe olacak  bu CHP'nin hali?O kadar  sıkıcı bir soru ki?Bu soruya hala cevap bulamadık?O yüzden CHP'den bir şey olmuyor. Baykal gitti, Kemal Kılıçdaroğlu geldi. Ne değişti?Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanı seçilince, onlara bir fikir verdim, tarihi bir imkandı aslında. Dedim ki:Fethullah Gülen on yıldan fazladır Türkiye'den uzakta, Amerika'da yaşıyor. Büyük hasret çekiyor, büyük acı çekiyor. Fakat bu manasız durum bitmeli, Gülen Türkiye'ye dönmeli. İşte size büyük bir fırsat, Fethullah Gülen'i  Türkiye'ye yeni CHP davet etse? Böylece hem Gülen Türkiye'ye gelir hem de bu gelişme CHP ile Türkiye'deki önemli bir kesimin ve dolayısıyla dindar dünyanın  barışması  anlamına gelir. Bu barış hem CHP'ye

2776 defa okundu.

yazının tamamı...
UYKUSUZ İKİNCİ GECE
UYKUSUZ İKİNCİ GECEİshak AlatonO geceden sonra uzun süre rahat uyudum. Ta ki 2007 yılına kadar. Oldukça sarsıcı günlerdi. O günlerde pek çok insan darbe bekliyordu.  İtiraf etmeliyim ki, darbeye çok yakındık? Neyse ki Ergenekon olayı başladı. Operasyonlar hafiften başladı, gittikçe büyüdü Ergenekon olayı. Şöyle bir neticeye vardık ki artık Türkiye'de gerçekler ortaya çıkıyor. Ben bu çabanın  faydalarını görüyorum. Sadece yurtdışındaki saygınlık değil, yurtiçinde de aynı  saygınlığı  görüyorum. Bana bakanlar eğer önyargılı değillerse bir dost ve saygın bir insan  görüyorlar. Benim böyle ucuz manevralar peşinde olmadığımın da idrakindeler. Benim Türkiye'nin demokratikleşmesi, insanların refah seviyelerinin artması ve herkesin eşit haklarla huzur içinde hayat sü

3184 defa okundu.

yazının tamamı...
HİÇ UYUMADIĞIM İKİ GECE VAR
HİÇ UYUMADIĞIM İKİ GECE VARİshak AlatonAklıma bir şey geldi.Hayatımda hiç uyumadığım  bir iki gece olmuştur.Hiç uyumadığım?Bir tanesi , bir Pazar gecesi saat 19:00'da başladı ve ertesi güne kadar hiç uyumadım. Çünkü telefonlar durmadı.2002 yılının 3 Kasım'ını 4 Kasım'a bağlayan gece?Telefonlar önce İsveç'le başladı, İsrail, Rusya ile sürdü, sonra Avrupa'yla devam etti, Almanya, Fransa, İngiltere, sonra da Amerika'yla uzun uzun konuştuk?Diyorlar ki:"Fundamentalist  bir parti büyük bir ekseriyetle iktidara geldi. Ne olacak  Türkiye'nin hali? Türkiye İran mı oluyor?Öyle bir önyargı  var, o günlerde. ..Sabaha kadar verdiğim mesaj:Göreceksiniz ki, aslında bu Türkiye'nin müthiş  bir şansı. Türkiye'ye ilk defa hakiki demokratik bir yönetim  geliyor.

2532 defa okundu.

yazının tamamı...
ONE MİNUTE MESELESİ
ONE MİNUTE MESELESİİshak AlatonDünyanın malumu: Davos'ta ve Peres ve Başbakan Erdoğan arasında tatsız bir durum meydana geldi. Bu kriz benim için  sürpriz olmadı, bekliyorum. Çünkü Erdoğan gitmeden birkaç gün önce "Ben Davos'ta Peres'ten bunun hesabını soracağım, Gazze'nin  hesabını soracağım," demişti.Nitekim de öyle oldu. Orada çok şiddetli  bir tartışma yaşandı,  çok da ses getirdi.Oldu bitti  ve şimdi  sonuçlarına bakmak lazım. Kabul etmek gerekir ki, Tayyip Erdoğan için çok faydalı oldu. İsrail'e büyük zarar  verdiği söylenmese de, İsrail 'İn lehine olduğu  da söylenemez. İsrail bu  tartışmadan şüphesiz ki yara aldı.  Zira bunun üstesinden gelmek  için hala çabalıyorlar. O tartışma, iki ülke arasındaki ilişkilerde bir kırılma nokt

2692 defa okundu.

yazının tamamı...
1 MART TEZKERESİYLE MESAFE AÇILDI
1 MART TEZKERESİYLE MESAFE AÇILDIİshak Alaton 1 Mart 2003'te Irak harekatından önce Amerikalıların  beklentileri Türkiye'nin kendi topraklarında onların geçişine izin vereceği yönündeydi. Tayyip Erdoğan'ın  da bu  yönde beyanları  vardı. Fakat Meclis, İskenderun üzerinden büyük bir asker  geçişini sağlayacak tasarıya onay vermedi. Bu, Amerikalılarda tam bir hayal  kırıklığı oluşturdu.  Türkiye'de bazı çevreler bile endişe ettiler Amerika bunun  bedelini  ödetir diye. Demirel bile benzer şeyler söyledi.Fakat ben bunun bir bedeli  olsa da uzun vadede Türkiye'nin lehine olacağına dair inancımı o dönemde söyledim. Dış basında fikrim eleştiri aldı ama sonradan  anlaşıldı ki ben haklıyım. Ben, Türkiye'yi koruyan  bir melek var, diy

2844 defa okundu.

yazının tamamı...
BULUŞMA ÇARPITILDI, BAKAN KORKTU
BULUŞMA ÇARPITILDI, BAKAN KORKTUİshak AlatonVe maalesef o yemekte kötü bir şey yaşıyorum. Çünkü Sedat Ergin yemekte benim bu Ermeni'yle beraber salona girdiğimi görüyor. Ben Sedat Ergin'i hiç tanımıyorum. Ergin hemen bir önyargıya varıyor:"Madem ki  Van Krikoryan buraya geldi, bu Asala'nın finansmanında rol almış bir adamdır,. O halde kötüdür. Madem ki o kötüdür o halde İshak Alaton da kötüdür" gibi fikirle çıkıyor. Benimle konuşmadan , hiç bana bir şey sormadan  bir yazı döşeniyor ve yazı Cumhuriyet gazetesinde çıkıyor. Rezil bir başlık?"İshak Alaton'un New York'taki Ermenilerle yaptığı gizli görüşmeler."Halbuki hiç gizlilikle ilgisi yok. Hem bizim Dışişleri 'nin haberi var, hem de Amerikan Dışişleri bundan haberdar ve onlar aracı oluyorlar. Nokta dergisindeki haberde Seda

2552 defa okundu.

yazının tamamı...
HİKMET ÇETİN HER ŞEYİ BİLİYORDU
HİKMET ÇETİN HER ŞEYİ BİLİYORDUİshak AlatonBu sözleri işitecek ne yapmışım  o günlerde, anlatayım:Hikmet Çetin, Dışişleri Bakanı.Türkiye'nin bir Ermeni sorunu var. Ermeni lobisinden çok önemli iki ismi Bakan Çetin ile buluşturdum. Kim bunlar; Hovnanyan ve Van Krikoryan.İkisi de bu tarihi görüşme için New York'tan geldiler. 1991 yılında Levon  Ter Petrosyan, cumhurbaşkanı olarak seçiliyor Ermenistan Cumhuriyeti'nde. İlk yapmak istediği şey; Türkiye ile ilişkileri düzeltmek. Çünkü biliyor ki Ermenistan'ın dünyaya açılması bu yolla mümkün  olacaktır. Türkiye ile dostluk yolları arıyor ve bu yolda ilk adımlarını özel sektör yardımıyla atmayı faydalı buluyor. Bir şekilde beni buluyor Moskova üzerinden. Çünkü biz o zamanlar Moskova'da tanınıyoruz, iş yapıyoruz bir Türk  mütea

2592 defa okundu.

yazının tamamı...
BEN VE ERMENİ LOBİSİ
BEN VE ERMENİ LOBİSİİshak AlatonTarihi 1994.Nokta dergisi diyor ki:"İshak Alaton  önemli bir işadamı. Türkiye'nin her sorunuyla ilgili mutlaka bir görüşü var. En çok  ta Zonguldak kömür havzası ile ilgili söyledikleri kamuoyunda yankı uyandırdı. Alaton bu  havzanın  kapatılıp  işçilere evlerinde oturmaları karşılığında para ödenmesi halinde zararın 5 trilyon daha azalacağını söyleyerek acı gerçeği herkesin yüzüne tokat gibi çarptı. Alaton, bununla kalmayıp medyatik işadamı kimliğiyle Türkiye'nin her sorununa parmak bastı. Alkışlandığı kadar eleştirildi de. En çok da, Dışişleri Bakanı olduğu sırada Hikmet Çetin'in  makamına oldu bitti ile Ermeni lobisinden  iki kişiyi sokunca eleştirildi.Alaton, Hikmet Çetin'e çok kızgın?"?Haber böyle devam edi

2624 defa okundu.

yazının tamamı...
ÜLKEMİN SORUNLARI BENİM SORUNLARIMDIR
ÜLKEMİN SORUNLARI BENİM SORUNLARIMDIRİshak Alatonİnsan kendini ifadeden geri durmamalı. Susan ve kendi hakkında yeterince bilgi vermeyen insan dıştan üretilmiş eski ve yanlış bilgilerle kuşatılır, kötü bir insan olarak zihinlerde yer alır. O yüzden  ben konuşurum , ülkenin bütün sorunlarıyla ilgili konuşurum, kafa yorarım, kendimi az bir sorunla değil bütün sorunlarla muhatap hale getiririm. Çünkü ben buralıyım ve buranın  her şeyi beni ilgilendirir. Bu ülkenin bütün sorunları benim sorunlarımdır ve çözüm yolunda elimden geleni yaparım. Toplumun genelini görmeye başlayan insanın kimliği ya da Yahudiliği  ya da başka bir şeyliği akla gelmez, ön plana çıkmaz.Ankara'da bir konferansta beni takdim eden hanımın "Vatanına en çok hizmet eden insanlar arasında temayüz etmiş bir şahs

2708 defa okundu.

yazının tamamı...
HUZURSUZLUK HUZURU TEHDİT EDER
HUZURSUZLUK HUZURU TEHDİT EDERİshak AlatonDemokrasi hepimiz için  kurtuluştur. Toplum huzurlu olmadan  biz tuzu kuruların da huzuru kalıcı olamaz?Hazreti Muhammet'in  sözü değil mi:"Komşusu açken  tok yatan bizden değil."Yani komşularında bir huzursuzluk  varsa, senin kendi evinde huzurlu olman mümkün değil. Oradaki hastalık gün gelir sana da bulaşır, seni de öldürür. Hastalıklı toplumlar sağlıklı toplumları tehdit ederler. Ben ne  diye sürekli korku ile yaşayayım ki?Bizim İstanbul sermayesi, hem biraz burnunun ucunu  hem de azıcık uzağı görebilse kendi çıkarının demokrasinin hızlı bir şekilde gelişmesinde görüp mutabık kalacak, anlayacak bunu. Ne çare ki bunu düşünmüyor henüz.

2384 defa okundu.

yazının tamamı...
SANA NE, DİYEN ÇOK OLDU
SANA NE, DİYEN ÇOK OLDUİshak AlatonŞimdi bana sorabilirsiniz;Sen de öteki zenginler, patronlar gibi yap. İşine bak, paranı kazan ve keyfini yaşa. Yaşın gelmiş 85'e, ne işin  var demokrasi ile?Doğru, ben de pekala diğerleri gibi işimi yapar, yaşar giderim?Bana bu aklı veren de çok oluyor zaten.Sorunun devamı var:Zenginsin ve üstelik bu düzen içinde zengin oldun. Şimdi de düzenden şikayet ediyorsun. Niye şikayetçisin bu düzenden?Bence önemli bir sorunu da içinde barındırıyor bu soru. Sorumluluk bilinci ve saygınlık arayışı desem çoğu insan yine anlamayacak?Aynı manayı farklı şekilde ifade edelim o zaman;Çünkü ben şahsi ihtiyaçlarımın ötesine geçtim. Şahsi ihtiyaçlarımın karşılanmasının mutluluğum için yeterli olmadığını  farkına vardım. Her zaman böyle düşündüm. Z

2748 defa okundu.

yazının tamamı...
AZINLIK PSİKOLOJİSİ PİS BİR ŞEY
AZINLIK PSİKOLOJİSİ PİS BİR ŞEYİshak AlatonŞimdi şu soruların cevabını düşün:Sen hiç öteki  olarak görüldün mü?Sen hiç yaşadığın toplumda ömür boyu kendini ispat etme duygusuyla yaşadın mı?Sana hiç "azınlık" cümlesiyle seslenildi mi?Sen sık sık "içimizdeki yabancılar" muamelesine uğradın mı?Sana hiç  potansiyel sabotör nazarıyla bakıldı mı?Azınlıktan bir insan  kendini nasıl hisseder?Ne kadar yabancı hisseder, ne kadar yerli hisseder?İki kelime, peşini hiç bırakmaz. Hep tedirginsin ama hep güven  duymak istiyorsun. Bu durumu cemaat içinde çok farklı  ve derin şekilde yaşayan insanların mevcut olduğunu düşünüyorum. Bana gelince; ben bu spektrumun bir ucundayım. Yani en az tedirgin olan, en az hisseden, toplumun içinde farklı olduğunu idrakinde olan ama bunu normalle

2756 defa okundu.

yazının tamamı...
YÜZDE 74 NEDİR?
İshak AlatonYÜZDE 74 NEDİR?TESEV olarak bir araştırma yaptık ve bir soru sorduk. Dedik ki:"Yahudi komşumuzun olması sizi rahatsız eder mi?""Evet" cevabını  verenler yüzde 74 çıktı. "One minute" den ve Mavi Marmara faciasından  çok önce soruldu bu soru. Bunu neye yoracağımı bilemedim. Bir arkadaşım dedi ki:"İshak Bey, soruyu ;"Yahudi komşunuzun olması sizi rahatsız eder mi?" yerine Türk Yahudisi komşunuzun olması sizi rahatsız eder mi?" şeklinde sorsaydınız cevap farklı olabilirdi. Çünkü Yahudi deyince akıllara önce İsrail gelir?."Ben de aynı  fikirdeyim ki  "Türk Yahudisi" ile sadece "Yahudi " demek arasında, insanların kafasında farklı iki kıvılcım çakıyor. Evet, belki de hata yaptık,  soruyu yanlış kodladık. Bu anketi bir kere daha yapmak lazım. "Yüzde 74 e

2520 defa okundu.

yazının tamamı...
BAŞBAKAN HAHAMBAŞILIK'TA
BAŞBAKAN HAHAMBAŞILIK'TAİshak AlatonTekrar dönelim 2003 patlamalarına.Neva Şalom'un  önündeki patlamada yirmi kişi öldü. Başbakan Erdoğan yurtdışındaydı, galiba Dubai'de.  Bu elim olay üzerine seyahatini keserek döndü, uçağı Yeşilköy'de iner inmez doğru sinagogun önüne geldi ve patlamanın tesirini gördü. Buradaki incelemelerinden sonra derhal  Hahambaşılığa gidip ziyaret etti ki Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa bir başbakan bir hahambaşının mekanına gitti. Başbakan Erdoğan, İshak Haleva'ya taziyede bulundu. Bunu anlamı  çok büyüktü, devlet  vatandaşını sahiplendi. Tayyip Erdoğan orada dedi ki:"Hangi dinden olursa olsun bütün Türkiye Cumhuriyeti  vatandaşları   benim  sorumluluğum altındadır. Onun için ben onlara arka çıkarım."Bu, çok 

2648 defa okundu.

yazının tamamı...
İSTANBUL BOMBALARI
İSTANBUL BOMBALARIİshak Alatonİstanbul bomba sesleriyle uyandı. Ya da İstanbul bomba sesiyle sarsıldı.İkisi de doğru, yüksek ses insanı hem sarsar hem de uyandırır. Beklenmedik her durumun tesiri güçlü olur. Hatırlayın, 2003 yılında İstanbul'da bombalar patladı. Bir cumartesi günüydü. İlk yerde patlama oldu, İngiliz Konsolosluğu ve HSBC Bank binasında. Diğerleri de sonraki Perşembe günü. Yine iki yerde bomba patladı, ikisi de sinagoglarda. Hem Neve Şalom, hem de Şişli Sinagogu'nda. Şişli'de ön taraf yıkıldı, binaya pek hasar veremedi.Orada kimse ölmedi. Felaket Neve Şalom'da yaşandı, çok sayıda insan öldü ki bunların yüzde 80'i Yahudi değil, Müslüman'dı. Hedef sinagog ve Yahudiler miydi, yoksa sokak sakini Müslümanlar ve oradan geçen insanlar mıydı, her şey iç içe geçti.Sokak tam bir vahşe

3590 defa okundu.

yazının tamamı...
GÖREVİM TÜRKİYE'NİN İMAJINI DÜZELTMEK
GÖREVİM TÜRKİYE'NİN İMAJINI DÜZELTMEKİshak AlatonVaktiyle dünyayı dolaştım, çok önemli yerlerde konuşmalar yaptım. Vermek istediğim en önemli mesaj da şu oldu:Türkiye'de Yahudi aleyhtarlığı yoktur. Hiçbir zaman da yaşanmadı. Çünkü Osmanlı'nın mirasıdır.Osmanlı'nın  mirası, milletleri yan yana, barış içinde yaşamaktır. Ama Rusya'da, Almanya'da, Fransa'da Yahudi  düşmanlığı var. Amerika'da bile var biraz. Çok akıllı bir yönetim sistemiydi Osmanlı'nınki? Türkiye cumhuriyeti de yönetim bakımından  bunu aynen uyguladı. Ben buna gerçekten inanıyorum ama Varlık Vergisi, 6-7 Eylül olayları aklıma gelince bu sözlerime olan inancım da zedeleniyor. Fakat açık açık söylüyorum, diyorum ki: Benim bir görevim de Türkiye'nin imajını düzeltmek.Bir görev olarak  görüyorum bunu. Yok

2874 defa okundu.

yazının tamamı...
BİR GASP VE GABİN OLAYI
BİR GASP VE GABİN OLAYIİshak AlatonSize tuhaf gelecek ama devlet mülkümüzü gasp etti. Alarko Grubu bünyesindeki şirketlerimizden Yıltaş Yıldız Turistik Tesisler AŞ olarak  İstanbul'da bir gayrimenkul satın aldık. Sarıyer'de Bilezikçi Çiftliği olarak anılan dört bin (4.000) dönümlük gayrimenkulü 1987 yılında satın almıştık. Satış esnasında tapu kayıtları incelenmiş herhangi bir şerhe de rastlanmadı ve tapu Yıltaş AŞ adına tescil edildi. Buraya kadar sorun yok.Ahmet Merey ailesi bu araziyi bize sattı ve karşılığında Alsit'ten 12 tane villa ve 7  milyon dolar da para verdik. Bilahare bu arazi için , turizme dönük  bir proje geliştirmeye başladık. İçinde Enver Paşa'nın  kullandığı bir av köşkü vardı, onu da restore edecektik aslına uygun olarak. ?Fakat hiç beklenmedik

3078 defa okundu.

yazının tamamı...
YAHUDİSİN DEDİLER, AZANDIĞIMIZ İHALEYİ VERMEDİLER
YAHUDİSİN DEDİLER, AZANDIĞIMIZ İHALEYİ VERMEDİLERİshak AlatonBizi "öteki" ve kötü" olarak gören zihniyetin  başka açıdan çekilmiş fotoğrafına bir örnek daha. Yeşilköy Atatürk Havalimanı'nın özelleştirilmesi 1990'ların daha başında konuşulmaya başlandı. Ve biz bu işe girdik ve en  yüksek fiyatı verdik. İhaleyi yapan komisyon  Alarko'yu seçti.Ortağımız Lockheed'le kazandık ve bekledik ki bizi davet edecekler. Nitekim davet ettiler. Ankara'ya gittik.Ulaştırma Bakanı ile konuştuk, açık açı k dedi ki:"Bunu sizin firmaya vermemi önleyen bir baskı var, çünkü siz Yahudisiniz."Ben de dedim ki:"Biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız. Bizde 6 bin kişi çalışıyor. Bunların 5'i veya 6'sı Yahudi, kalanları Müslüman. Şirket Türkiye'nin şirketi, sen beni yine Yahudi olarak karalıyorsan, diyebi

3017 defa okundu.

yazının tamamı...
SAÇMA KANUNUN İPTALİNE
SAÇMA KANUNUN İPTALİNEİshak AlatonBakanlığa vakıf olarak  dava açtık. 1,5 sene sürdü dava ve nihayet mahkeme lehimize karar verdi. Dedi ki:"Bu madde Anayasa'ya aykırıdır. İptal edilmesi gerekir."Bir gün bana bir mektup geliyor. İsmet Sezgin  imzalı?Kabine değişti, bu konuda etkili olan eski bakan gitti, yerine ismet Sezgin geldi. İçişleri Bakanı imzalı bir mektup:"İshak bey, size teşekkür ediyoruz Bakanlık olarak. Bizi ikaz ettiğiniz ve Türkiye'nin  saygınlığına gölge düşüren  bir maddeyi iptal ettirdiğiniz için."Mahkemenin kararının lehimize olması  yetmiyor, bir de ayrıca bana teşekkür ediliyor.Böylece görüldü ki Türkiye'de olsun, yönetimde olsun herkes antisemit değil. Doğru düşünen , saygın düşünen insanlar da var. Bu tabii  bana mutluluk verdi. Türk

3941 defa okundu.

yazının tamamı...
DAVA AÇTIK
DAVA AÇTIKİshak AlatonBu ayıp  , bu şekilde yutulmaz diye tavır almaya karar verdim. Yakın dostum avukat ve hukuk profesörü Aydın Aybay'a gittim."Hocam, böyle bir madde var, sen ne diyorsun?""İshak Bey, bu madde anayasaya aykırı. Anayasaya aykırı olan  bir kanun geçerli değildir.""Peki, ne yapılır?""Madem ki  değiştirmiyorlar, dava açılır.""Şahsen  açmayın. Çünkü şahıs olarak karşılarına çıkarsanız yarın  bakana karşı dava açan adam olarak sizi mimlerler. Üstelik de siz bir işadamısınız. Ne olur ne olmaz?. Onun için tavsiyem, bunu bizim vakıfla yapalım. Nitekim birkaç yıl önce, ben ve birkaç arkadaş Aydın Aybay ile birlikte "Aybay Hukuk Araştırmaları Vakfı" diye bir vakıf kurmuştuk. Dedi ki:"Biz davayı vakıf olarak açarsak mahkeme daha çok değer verir.""Tamam

3829 defa okundu.

yazının tamamı...
HEDEFTE BEN VARIM
HEDEFTE BEN VARIMİshak AlatonVe bir gün gazeteci  dostum Rıdvan Akar bana geldi,  kanundan söz etti ve dedi ki:"İshak Bey,  herhalde okumamışsınızdır,  kanun Resmi Gazete'de yayınlandı ve yürürlüğe girdi. Orada böyle bir madde var, bu  galiba sizi tarif ediyor. Biz öyle anladık?."Benden bir reaksiyon bekliyor. Kaliteli, araştıran, gerçekleri kovalayan bir gazetecidir Rıdvan Akar. "Evet, düpedüz beni hedefliyor. Utanç duymalı bunu yazanlar,"dedim. Bunun üzerine Rıdvan Akar Milliyet'te bir yazı yazdı. Benim, "Bunu yazanlar, böyle bir şey için utanç  duymalı" sözüme de yer verdi. Sonra da gitmişler Ankara'ya bazı bakanlara "bu kanun mantıksız, çünkü anayasada bütün vatandaşlar eşit diye yazıyor, demişler.Bakanlardan  biri de cevap veriyor:"Madem 

4811 defa okundu.

yazının tamamı...
POTANSİYEL SABOTÖRLER
POTANSİYEL SABOTÖRLERİshak Alaton1990'lı  yıllarda?İktidarda ANAP var. "Potansiyel Sabotajlara Karşı Alınacak Tedbirler" diye bir kanun geçirdiler o günlerde. Orada alınacak  tedbirler için öncelikle kimler potansiyel  sabotör, bunun tarifini yapıyor.İşte madde 1: a) Turistler. B) Büyükelçilik ve konsolosluk mensupları. c, d, e diye devam ediyor, f maddesi çok enteresan?. F) Yerli yabancılar?Parantez açmış, "T.C. vatandaşı olanlar dahil" diyor. Bunlar da potansiyel sabotör.Kanun böyle çıktı ve Resmi Gazete'de basıldı.

4837 defa okundu.

yazının tamamı...
HİSSEDİYORUM AMA ETKİSİ YOK
HİSSEDİYORUM AMA ETKİSİ YOKİshak AlatonBu önyargının bazı çevrelerde sürüyor, sürdürülüyor olması, insan üzerinde yine de psikolojik baskı olarak duruyor ve ben bunu  duyuyorum.Psikolojik  baskı.İşin  aslını unutmamak lazım:Benim hayatım 1927 yılında başladı. Bu müddet içinde, özellikle çocukluğum  esnasında en kötü  günleri yaşadık, çünkü Nazizm'in  tesiriyle Türkiye'de Yahudi düşmanlığı  büyüdü. Hatta Nazizm'den  önce de 1930'lu yılların  başından  Nihal Atsız'ın  başlattığı  bir antisemitik kampanya, iyice milletin  şuuraltında yer edince 1934 Trakya olayları yaşandı.  Bütün Yahudiler kaçtı,  Edirne'den , Lüleburgaz'dan? Sonra da bu İstanbul'a, İzmir'e, Manisa'ya kadar yayıldı.O zamanlar çok kötü zamanlardı

5089 defa okundu.

yazının tamamı...
"PİS YAHUDİ" LAFI GERİDE KALDI
"PİS YAHUDİ" LAFI GERİDE KALDIİshak AlatonTürkiye'de belli dönemlerde yönetim bürokrasisi içinde sistematik  bir "Yahudi düşmanlığı" kampanyası  ateşlenir. Bunun için somut bir sebebin  de olmaması gerekmez. İhtiyaca göre arada bir pompalanır. Eskiden  çok daha yoğundu , son yıllarda o kadar değil. Tabii eskisi kadar etkin  de değil bu  düşmanlık.İsrail'e rağmen azalmaya başladı. Sanki insanlar daha bir fark etmeye , İsrail ile Yahudiliğin  farklı şeyler olduğunu idrak etmeye başladılar. Çünkü buna çok tesir eden olaylar oldu. Bunlardan  biri, medyada İsrail aleyhtarı yazan Yahudilerin varlığıdır. Bu insanları şaşırtıyor, "nasıl olur" diyorlar. Ben de sık sık İsrail aleyhtarı  demeçler veriyorum. Tabii ki İsrail'deki yönetimi eleştiriyorum. Buna

5569 defa okundu.

yazının tamamı...
CEMAAT: BİZİ REZİL ETTİN
CEMAAT: BİZİ REZİL ETTİNİshak AlatonErtesi gün de bütün gazeteler gönderdiğim basın bültenini haber yaptılar. "Tomris Giritoğlu bana geldi. Ben de yönlendirdim gidip müracaat etti ama olumlu cevap alamadı. Cemaatin  verdiği yazı  gerçekleri yansıtmamaktadır." Dedim, bütün hikayeyi anlattım. O gün üzerimden büyük bir yük kalktı.Üç gün  sonra benden  bir randevu istendi. Beş kişilik resmi bir heyet geldi cemaatten.Dediler ki:"Bizi rezil ettin, cemaati beş paralık ettin?"Açık konuştum:"Böyle bir tavırla, böyle bir rehberle burnunuz çamurdan  çıkmaz. Sizin yetersizliğinizin sonucu bunlar. Benim hayatta bir seçimim var: Doğruyu  söylemek mi, cemaatin yanlışlarına arka çıkmak mı? Cemaatin yanlışlarına arka çıkmayı reddettim. Doğruyu söyleyince vicdanım rahatlı

5033 defa okundu.

yazının tamamı...
ANKARA ÇATIK KAŞLI
ANKARA ÇATIK KAŞLIİshak AlatonÇok heyecan verici bir gündü benim için. Ankara'yı  hiçbir zaman sevemedim. Bana hep soğuk ve uzak  geldi. Annem ve babam, büyüklerim, akrabalarım Samanpazarı'ndaki Yahudi mahallesinde uzun yıllar yaşadılar; orada bir mazimizin  olmasına rağmen Ankara'yı hiç özlemedim. Bir de korktum , çünkü o kadar büyük binalar yapılmış, o kadar  gelişmiş ki tanıyamadım. Ankara muhteşem bir şehir olmuş ama bana yabancı?Çatık kaşlı, ürküten bir şehir?İstanbul'dan  gidip de Ankara'da Ankara'yı konuşmak ve eski Ankara'da, eski tarzın  egemenlerin  eskiyip  yokluğa doğru gittiğine şahit olmak heyecan verici idi.Bu temizlenme sürecinde küçük  de olsa  bir katkım  olduysa ne mutluluk?Ankara'yı hala sevmiyorum

5160 defa okundu.

yazının tamamı...
BEN SUFİ OLABİLİR MİYİM?
BEN SUFİ OLABİLİR MİYİM?İshak AlatonKüçük  bir kokteyl  verildi, konferans sonrasında?Yanıma tanımadığım bir adam geldi:"İshak Bey,  siz farkında değilsiniz ama siz bir Sufisiniz. Ben de Sufiyim ve sizi Sufiler arasına almak istiyoruz."Sordum:"Bu nasıl olacak?"Bana siyah taşlı bir yüzük  verdi ve dedi ki:"Bu yüzüğü takacaksınız?"Aldım ama yüzük parmağıma uymadı, biraz genişleteceğim?.Yani demokrasi, özgürlük, felsefe derken bir de Sufi oldum.

4811 defa okundu.

yazının tamamı...
BÜROKRASİNİN SEVMEDİĞİ ADAM
BÜROKRASİNİN SEVMEDİĞİ ADAMİshak Alaton Bu analizlerden sonra sözü  şöyle bağladım Ankara'da:"ta ki 2002 yılında nihayet o prangayı üzerimizden attık. İlk defa bürokrasinin sevmediği, tutmadığı  bir adam çıktı: Recep Tayyip Erdoğan. Ondan  sonra Türkiye değişmeye başladı. Çünkü ilk defa devleti değiştirmeye kararlı  bir yönetimi karşımızda bulduk. Bu mücadeleci ve kararlı yeni yönetim tarzı geçen on yılda toplumu cesaretlendirdi. Şimdi de, bize süngü yoluyla dayatılmış  olan 12 Eylül darbe anayasasını  da atıp  yepyeni bir sivil bir anayasa yaptıktan sonra hep  birlikte İkinci Cumhuriyeti  kuracağız?"Alkışlar?.

4477 defa okundu.

yazının tamamı...
ÖZAL'I YAŞATMADILAR
ÖZAL'I YAŞATMADILARİshak AlatonOnlara dedim ki:"Biz ve siz demokrasiyi tam yaşayamadık, ama demokrasi çocuklarınız için olmazsa olmaz bir olay. Şimdi düşünün demokrasinin olmadığı yıllarımızı?. Daha düne kadar, 2000'li yıllara kadar Türkiye'de demokrasi yoktu. Çünkü her şeyi bilen, bildiğine inanan bir devlet  aygıtı vardı. Bir de sahneye arada bir çıkan kuklalar vardı. Kuklalar bazen Erbakan'dı, Demirel'di, Çiller'di, Yılmaz'dı? Her zaman ipleri çeken aynı kuvvetli, aynı bürokrasiydi, vesayet yönetimiydi. 12 Eylül sonrası Turgut Özal ile başlayan devrimi engelledi bürokrasi.Turgut Özal'ı yaşatmadılar,  daha başından  söndürmenin, önlemenin  ve ifna etmenin yollarını denediler. Nitekim adamı tabancayla öldürmeye de kalktılar partinin kongresinde. Özal zaten

4441 defa okundu.

yazının tamamı...
İPLER BÜROKRASİDE , SİYASİLER KUKLA
İPLER BÜROKRASİDE , SİYASİLER KUKLAİshak AlatonBen uzun yıllardır işadamı olarak konuşmuyorum. Çeşitli kesimlerden gelen konferans davetlerine cevap verirken de bunu söylüyorum. Gerçi son bir yıldır pek bir yere de gitmiyorum, sadece nadiren çok ısrar edilince, televizyon  ve gazete röportajlarına evet diyebiliyorum. 2011'in ortalarında Ankara'da Rekabet Kurulu'nda konuştum.Salon  doluydu ve benim anlatacağımı  merak ediyorlardı. Ben buraya işadamı olarak değil, felsefe adamı olarak, TESEV ve Açık Toplum Vakfı kurucusu kimliği ile geldim, dedim.

3481 defa okundu.

yazının tamamı...
ARAZİYE UYGUN PROFİL
ARAZİYE UYGUN PROFİLİshak Alaton1950'li 60'lı ve hatta 70'li yıllarda, cemaatimiz genelinde yaygın olan yaşam felsefesi, kendi içine kapanık , etliye sütlüye karışmaktan hoşlanmayan  politika sahnesinden kaçan, "araziye uygun profil" olarak tanımlanabilir. Bu tutum, genelde vasatın  üstünde bir maddi yaşam standardına erişmiş dindaşlarımızın, toplumda kıskançlık  ve haset  hissini hedeflediği de düşünülebilir. Seksenli yıllarda Özal liberalizmi topluma mal oldu.Dış dünya ile ekonomik ve sosyal yönden  bütünleşme ve birleşme yolları  açıldı. Batı Avrupa ülkelerine göç etmiş Anadolu insanının  çocukları ile ilgilenmeye başladık.

5314 defa okundu.

yazının tamamı...
ANAHTAR CÜMLE: EĞİTİM
ANAHTAR CÜMLE: EĞİTİMİshak AlatonBuradaki anahtar cümle eğitimdir. Başka bir izahı yok. Yani bizimkiler eğitime çok  önemi veriyorlar. İyi eğitim, sıra dışı  eğitim. 18. Ve 19. Asırda, Almanya'dan, Polonya'dan, Romanya'dan kaçan Yahudiler Amerika'ya gittikleri zaman ne yaptılar?O fakir terziler, ayakkabıcılar, tamirciler ve akla gelen bütün o basit mesleklerin  insanları  öncelikle çocuklarını okuttular. Paralarının  en büyük  kısmını çocuklarının eğitimine verdiler. Öyle ki  ikinci kuşak, üçüncü kuşak yaşamaya başladığı zaman Amerika'da en yüksek eğitimi almış azınlık Museviler idi. Avrupa'dan  gelenler? Profesördür, üniversite hocasıdır, sinema ve sanat  dünyasındadır, yazardır, araştırmacıdır?İz bırakanla adamlar.Bunlar kendilerin

4999 defa okundu.

yazının tamamı...
KIRK YIL ÖNCE BÜGÜNÜ GÖREBİLSEYDİN
KIRK YIL ÖNCE BÜGÜNÜ GÖREBİLSEYDİN?İshak AlatonDüşün, 40 yıl önce bugünü görebilseydin sen şimdi nerede olurdun?Yine burada ve yanı  insan  olacağına dair cevabın varsa sen ya çok iyisin ya da çok tembelsin demektir. Hayata gelmekten, yaşamaktan maksat, üzerinden  zamanın  geçmesi ve senin bir şeylerle uğraşırken yaşlanıp  ölmen değil. Yaşamaktan   maksat var olmak , varlığının  farkında olmak?İnsan ne için yaşar, sorusunu en kısa ve net  cevabı herhalde "mutlu olmak" olmalı. İnsan mutluluk için , huzur için yaşar. O halde mutluluğun olmazsa olmaz şartı, hayatta kalmaktır. Güzel bir söz var der ki:"Testiye değil içine bak. Yeninin içi eskisiyle, eskinin içi de yeniyle dolu olabilir."Bunun için insanın  aklının ve vicdanının 

4671 defa okundu.

yazının tamamı...
KENDİMİZİ SORUN HALİNE GETİRMEYELİM
KENDİMİZİ SORUN HALİNE GETİRMEYELİMİshak AlatonGelelim Türkiye'deki yaşantımıza?Her şey hızla gelişiyor. ..Bizler de değişmeliyiz?Başka çaremiz yok?. Bu bir fırsattır. Eskisi gibi içine kapanık , sessiz ve silik  bir yaşam artık mümkün  değildir. Aslında, bunu ben kendimize pek de yakıştıramıyorum. Mensubu olduğumuz, birlikte yaşadığımız büyük toplumun arayışlarını anlamanın  ve hatta bunlara yön vermenin, görevlerimiz arasında olduğuna inanıyorum. Örf ve adetlerimize tamamen  bağlı kalarak , demokrasinin  gereği olan  bütün  özgürlüklerimize sahip  çıkarak  toplumun genelinin gelişmesi yolunda çalışmalarımızın  bir vatandaşlık borcu olduğunu düşünüyorum. Asimilasyona hayır, ancak  entegrasyona evet diyorum. Yahudiler

4398 defa okundu.

yazının tamamı...
TÜRK LOBİSİ
TÜRK LOBİSİİshak AlatonAlmanya'daki Türklerin aynen Amerika'daki Yahudiler gibi etkin  bir eğitim vermeleri ile mümkündür. Bu görüşümü her fırsatta dile getiriyorum. Gurbetteki Türklerin örgütlenme çalışmaları  geçmiş yıllarda vaktimin  büyük bir kısmını aldı. Avrupa'daki ikinci kuşak  Türklerin eğitim  düzeyinin hızla yükselmesi için büyük çaba harcadım. Almanya'da, Türk azınlık dahil, bütün insanlara tanınan hak ve özgürlüklerin aynen Türkiye'de geçerli olması için, NGO'ların yani sivil toplum örgütlerinin  gelişmesini destekledim. TESEV'i  bunun için kurduk. Demokrasi , sadece eşitlik hakkı olmayıp  aynı  zamanda farklı olmanın  de eşit hakkıdır.Bizlerin, Türkiye'de farklı olmamızın eşit haklılığını  savunmamız için örgütlenmemizi h

4340 defa okundu.

yazının tamamı...
YAHUDİ LOBİSİ
YAHUDİ LOBİSİİshak AlatonBu Yahudi lobisinin etkisi kendi kendine oluşmadı. Toplum içinde bir küçük  azınlık olarak örgütlenme becerisi  yanında, fertlerin  eğitim ve kültür seviyelerinin devamlı  gelişmesi hedeflendi. Çarlık Rusya Ordusu'nun katliamlarından kaçan  fakir Yahudi  terzileri ve kunduracılar, New York'a geldiklerinde birinci önceliği eğitime verdiler. Yemekten kıstılar, çocuklarını nen iyi  okullara verdiler. Elli sene içinde, Amerika'nın  en verimli , en saygın, en tesirli  ve ev zengin azınlığını oluşturdular. Bugün Beyaz Saray'ın Başbakanlık yarışına girenler, öncelikle "Yahudi Lobisi'ne müspet mesajlar vermeye çalışırlar.

4601 defa okundu.

yazının tamamı...
NİTELİKSİZ KALABALIK YERİNE ETKİN AZINLIK
NİTELİKSİZ KALABALIK YERİNE ETKİN AZINLIKİshak AlatonAlmanya'da yaşayan iki milyonu aşan Türk insanı,  genel nüfusun yüzde 2.6'sını  oluşturuyor. Ancak, politik sahnede birkaç isimden ibaret. Sosyal, kültürel ve sanat dallarında uluslararası  şöhreti  yakalamış Türk kökenli  insanların toplamı, her halde yüzde 2.6 oranının  epey altında kalıyor. ..Dikkat çekici bir rastlantıdır?Amerika Birleşik Devletlerinde yaşayan Yahudi azınlık da,  genel nüfusun tam yüzde 2.6'sını oluşturuyor. Ancak, bu azınlığın Kongre'de, üniversite kadrolarında, sosyal ve kültürel  dallarda ağırlığının  , bir nispetin birkaç ve hatta birçok katı olduğu , herkesin  iyi bildiği  bir gerçektir. Amerika'daki  "Yahudi lobisi", Türkiye'nin  dış politik

4097 defa okundu.

yazının tamamı...
TÜRKİYE'DE ANTİSEMİTİZM O KADAR AZ Kİ
TÜRKİYE'DE ANTİSEMİTİZM  O KADAR AZ Kİ?İshak AlatonBir zamanlar yüz bini aşkın  iken bugün Türkiye'de yirmi bin civarında dindaşımız yaşıyor. Birçok dostumuz ve akrabamız, ellili  ve altmışlı  yıllarda dış ülkelere göç ettiler. Genellikle daha iyi yaşam şartları arayışına dayanan bu göç olayından sonra Türkiye'de bu gün yaşayan cemaat mensuplarının büyük çoğunluğunun hali vakti yerinde insanlar olduğu önyargısı yaygındır. Fakirler de cemaatin koruması altındadır. Batı Avrupa ülkelerinde, özellikle Rusya'da ve hatta Amerika'da, bugün  dahi, az veya çok, antisemitizm  var iken bu hastalığa Türkiye toplumunda pek rastlanmaz. Türk halkında antisemitizmin  yaygın olduğunu  iddia etmek haksızlık olur.Varlık Vergisi  olayı, o günün Ankara'sında N

4104 defa okundu.

yazının tamamı...
KÖTÜNÜN İYİ YÜZÜ
KÖTÜNÜN İYİ YÜZÜİshak AlatonHer kötünün bir iyi tarafı var olsa gerek?Sıkıntılar içinde liseyi bitirdiğimde, üniversiteye gidecek maddi imlan bulamadım. Mimar olmak isterdim, olmadı. Bir ithalat şirketinde daktilo memuru olarak çalıştım. Askerlik yaparken  Amerikalı  subaylardan  İngilizce öğrendim. Terhis sonrası  bir ithalat şirketinde çalışırken  İsveç Başkonsolosu  ile tanıştım.Bir meslek sahibi olmama yarayacak teknik bilgileri de alabileceğim bir ortamı  bulmalı idim. Konsolos yardımcı oldu, İsveç'e gittim. Kaynak işçiliğinden başladım, teknik ressam oldum. 1954 yılında İstanbul'a döndüm. Sevgili ortağım  ve hayat yoldaşım Üzeyir Garih ile tanıştım. Anlaştık ve işe başladık. Türkiye'nin yeni gelişmeye başlayan  sanayi hamlesinden ist

4104 defa okundu.

yazının tamamı...
EY GENÇ YAHUDİLER
EY GENÇ YAHUDİLER?.İshak AlatonBenim yolculuğumu hatırlıyorsunuz;Cumhuriyet'in  ilan edildiği 1923 yılında Ankara'da evlenip  İstanbul'a yerleşen bir ailenin  dört çocuğundan  biri olarak dünyaya geldim. Geleneklerimize bağlı olmakla beraber, babam bizleri  ibadethaneye, senede sadece iki bayram günümüzde götürürdü. Evde Türkçe konuşulurdu. Babam, hali vakti yerinde bir tüccardı. Ankaralı olmaktan gurur duyardı. Atatürk  hayranı idi. CHP'ye yakındı, politika sahnesinde görev almaya kendini hazırlıyordu. Toplumsal ilişkilere önem verirdi. Çocuklarını o zamanın en iyi okullarına gönderdi?1940'lı  yıllarda, savaş boyunca uzun kuyruklarda bekleyip karne ile ekmek alırdık. O yokluk yılları içinde, bir de üstelik Varlık Vergisi felaketini yaşadık.İş

4108 defa okundu.

yazının tamamı...
GÜNÜMÜZ TÜRKİYE'SİNDE YAHUDİ OLMAK
GÜNÜMÜZ TÜRKİYE'SİNDE YAHUDİ OLMAKİshak AlatonŞimdi biraz kendime dönmek , içe seslenmek istiyorum. 85 yıllık bir ömür sürecini geride bırakıyorum. Sayısı azalan kalan günlerimi planlarken, arada bir geçmişime göz atıyorum. Hala kendimi yenilemenin çabası içindeyim. 2050 yılıyla ilgili kitaplar ve raporlar okuyorum. 40 yıl sonra yaşayacak  insanları bekleyen tehlikelerin ve zorlukların yanında fırsatları da değerlendirecek gençlere bilgi aktarmayı bana heyecan verici bir görev olarak görüyorum. Bu heyecanla ülkemin bütün gençlerine ve özellikle Yahudi cemaatinin gençlerine seslenmek istiyorum. Bugünkü  şartları irdelerken bizleri bekleyen görev ve sorumlulukları  sizlerle tartışmada fayda görüyorum.

4048 defa okundu.

yazının tamamı...
YAHUDİLER ÇOK FAZLA SES ÇIKARIYOR
YAHUDİLER ÇOK FAZLA SES ÇIKARIYORİshak AlatonKabul etmek lazım, dünyada Yahudiler her şeyiyle, iyisi veya kötüsüyle konuşulur. Peki, bu konuşturan toplumun ağırlığı ne diye sorulursa bütün dünyada 14  milyon kişi sadece.O halde nasıl oluyor da 7 milyar insanın yaşadığı dünyada 14 milyon insan kendisini konuşturuyor? Nasıl oluyor da bu yüzde 0,2'lik  oran ağırlığının 150 katı gürültü çıkarıyor. Bak ki görünen gerçek bu. Yahudiler farklı bir unsur, üretken bir unsur. İyiyi de üretiyor, kötüyü de üretiyor. Oraya mensup olmak farkında olamasan da insana bir ayrıcalık katıyor. Mesela, 100 senelik Nobel listesine bak, onun yüzde 32'si Yahudiler. Bir Yahudi, bir dünya vatandaşının 160 katı daha zeki değil. O da bir beyin , bu da bir beyin.

3952 defa okundu.

yazının tamamı...
TEK KİMLİĞİM YAHUDİ OLAMAZ
TEK KİMLİĞİM YAHUDİ OLAMAZİshak Alatonİnsanın kendisi, sadece Musevi, sadece Yahudi hissetmesinin nasıl bir şey olduğunu da pek bilmiyorum. Ben kendimi büyük toplum içinde,  düşüncelerini açıkça söyleyebilen  bir üretken adam olarak konumlandırdım. Yani din  olarak  bir kısıtlamam yok. Benim bir kompleksim de yok. Yahudi  olmam bende bir kompleks yaratmıyor. Ben Türkiyeli bir insanım?Burada doğdum, burada yaşıyorum ve burada mutlu oldum. Problemleri de burada yaşadım, çözümleri de burada buldum. Kendini saklayan eziklik hisseden Yahudiler olduğu gibi, benim gibi  hep göz önünde olan ve hep konuşan Yahudiler de var. Kompleks mi, üstünlük duygusu mu?Sanki bende biraz da o üstünlük  duygusu var gibi. Evet evet.Çünkü bakıyorum benim kavim olarak tarihim

4192 defa okundu.

yazının tamamı...
FARKLI İKİ FELSEFE ÇARPIŞIYOR
FARKLI İKİ FELSEFE ÇARPIŞIYORİshak AlatonDiyorum ki: eğer haksızlık yapılıyorsa bangır bangır bağıracaksın. Sadece kendin için değil, Türkiye'de insana dokunan ne problem varsa onları da cesaretle dile getirebilmelisin?.O yüzden  İshak Alaton  bizden biraz uzakta dursa iyi olur anlayışı var. Çok açık bir şekilde ortaya koyuyorlar bunu.Çok farklı iki felsefenin çarpıştığı bir ortam?Biri, mutlu yaşamak istiyorsak gizli yaşayalım, kimse bizi görmesin. Bu bizim cemaatin inancıdır. Ben ise, mensup olduğum büyük topluma dair fikir üretir ve sorgularım. "Bana ne" şeklinde bir tembelliğe ve bencilliğe  giremem. Bunu korkaklık olarak  görürüm ve kendime yakıştıramam.Çok önemli bir noktaya işaret etmeliyim :Ben kendimi sadece Musevi, sadece Yahudi olarak görmüyorum. H

3983 defa okundu.

yazının tamamı...
NE KADAR SESSİZ OLURSAK O KADAR İYİ, DİYEMEDİM
NE KADAR SESSİZ OLURSAK O KADAR İYİ, DİYEMEDİMİshak AlatonÇünkü bana ihtiyaçları var. Bana hem kızıyorlar hem de benden vazgeçmiyorlar. Sanki ben biraz Türkiye'deki Yahudilerin vitrini olarak görüyorlar. Fakat tam da içlerine almak , orada tutmak istemiyorlar. Herhalde beni zapt edemeyeceklerini biliyorlar. Onlar biraz boynu bükük , kendi içinde sessiz, sakin  yaşayan, gürültü  yapmayan adamları tercih ediyorlar. Bakın Türkiye'deki öteki azınlıklara Ermeniler, Rumlar, Süryaniler hepsi sorunlarını yüksek sesle dile getiriyorlar. Fakat bizim  Museviler öyle değil, sanki  hiçbir sorunları yokmuş gibi ? Ama orada da sorunlar var fakat bizimkilerin metotları farklı. Ne kadar az gürültü çıkarırsak, ne kadar  sessiz, sakin alttan  uğraşırsak o kadar iyi olur şe

4113 defa okundu.

yazının tamamı...
CEMAAT: BİZİ REZİL ETTİN
CEMAAT: BİZİ REZİL ETTİNİshak AlatonErtesi gün de bütün gazeteler gönderdiğim basın bültenini haber yaptılar. "Tomris Giritoğlu bana geldi. Ben de yönlendirdim gidip müracaat etti ama olumlu cevap alamadı. Cemaatin  verdiği yazı  gerçekleri yansıtmamaktadır." Dedim, bütün hikayeyi anlattım. O gün üzerimden büyük bir yük kalktı.Üç gün  sonra benden  bir randevu istendi. Beş kişilik resmi bir heyet geldi cemaatten.Dediler ki:"Bizi rezil ettin, cemaati beş paralık ettin?"Açık konuştum:"Böyle bir tavırla, böyle bir rehberle burnunuz çamurdan  çıkmaz. Sizin yetersizliğinizin sonucu bunlar. Benim hayatta bir seçimim var:Doğruyu  söylemek mi, cemaatin yanlışlarına arka çıkmak mı? Cemaatin yanlışlarına arka çıkmayı reddettim.Doğruyu söyleyince vicdanım rahatlıyo

4148 defa okundu.

yazının tamamı...
YAHUDİ ZEKASINA HAKARET EDEN YAHUDİ
YAHUDİ ZEKASINA HAKARET EDEN YAHUDİİshak AlatonTekrar cemaati aradım. Bana diyorlar ki:"10 dakika evvel bizim basın bültenimiz gitti.""Ne gönderdiniz, ne dediniz?"Dedi ki: Yaptığımız araştırmada 4 sene önceki bu olayda, Tomris Giritlioğlu'nun  herhangi  bir yazılı müracaatı bulunmamıştır, görülmemiştir. Sordum:"Bunu kim kaleme aldı?"Önemli  bir isim verdiler?Dayanmadım dedim ki:"Siz Yahudi zekasına hakaret ediyorsunuz?. Siz Yahudi  zekasına hakaret ettiğinizin farkında olmayacak  kadar geri  zekalısınız? Çünkü bu yazıyı medyaya verince okuyan herkes,  yazılı müracaat olayın aslını sen de biliyorsun, yardımcıların da biliyor. Hahambaşı da biliyor ki sözlü müracaat yapıldı, sözlü cevap alındı. Araya ben de girdim, beni de reddettiniz. Bunu

3809 defa okundu.

yazının tamamı...
FATURA MAHCUPYAN'A KESİLDİ
FATURA MAHCUPYAN'A KESİLDİİshak AlatonAradan 3-4 sene geçtikten  sonra televizyonda Varlık Vergisi ile ilgili bir program yapıldı. Programda bu filmden de bahsedildi. Kimin aklına geldiyse, bir gün  gazetelerde sürmanşet.Habere göre, Etyen Mahcupyan senaryoya müdahale ederek  Musevi düğününü Ermeni düğününe çevirmiş ve böylece Varlık Vergisi'nde esas zarar gören  unsurun Museviler değil Ermeniler olduğunu vurgulama çabası  içine girmiş?Milliyet'in  birinci sayfasında bir Pazar sabahı okuduğum bu haberin  başlığını hala hatırlıyorum:"Mahçup oldu Mahcupan'Yalanı ortaya çıkmışmış?Yalan nasıl ortaya çıkıyor?Muhabir, Hahambaşılık'a müracaat ediyor. Diyor ki:"Sizden  Neve Şalom'da düğün sahnesini çekmek için izin istedi mi Tomris Giritlioğlu?Or

4183 defa okundu.

yazının tamamı...
ANKARA İLE ARAMIZI BOZMAK İSTEMİYORUZ
ANKARA İLE ARAMIZI BOZMAK İSTEMİYORUZİshak AlatonBunun üzerine telefon ettim cemaate.Sordum:"Neden karşı  koyuyorsunuz?"Çok açık bir şekilde cevap verdiler:"Ankara'yla aramızı bozmak istemiyoruz. Zaten bir sürü problem var. Onun için  istemiyoruz."Tomris geldiğinde dedim ki:"Tomris, bunları  ben ikna edemem. Çünkü bunlar kararlı. Kendi bildiklerini yaparlar ve fazla bir tesirim olmaz?"Yani orada da ortaya çıktı, benim cemaatte ağırlığımın olmadığı.Bunun üzerine Tomris karar verdi ve senaryoyu değiştirdi.  Musevi  düğünü Ermeni düğününe çevirdi. Bu değişimi  Yılmaz Karakoyunlu  da kabul ediyor. Bu olayda Etyen Mahcupyan'ın  herhangi bir rolü yok. Ona sorulmadı bile.Tomris daha sonra Üç Horon Ermeni Kilisesi'nde bu senaryoya uygun çekim yaptı.Fil

4146 defa okundu.

yazının tamamı...
BÜYÜK HATA
BÜYÜK HATAİshak AlatonBundan yıllar önce Tomris Giritlioğlu Salkım Hanımın Taneleri diye bir film yaptı.Film Varlık Vergisi'yle ilgiliydi. Yılmaz Karakoyunlu'nun  kitabından uyarlandı. Kitapta sinagogda geçen  bir düğün sahnesi var.O yüzden çekim  yapabilecekleri bir Musevi  ibadethanesi lazım. Varlık Vergisi'ni  fiilen yaşamış  bir adam olduğum için Tomris bana gidip geliyor ve benden fikir alıyordu. Bir gün Tomris dedi ki:"Bu düğün sahnesini Neve Şalom Sinagogu'nda çekmek istiyoruz.""Tamam, çekin?""Evet ama bize izin verirler mi bilmiyorum İshak Bey.""Önce Hahambaşılığa git, resmen konuş.""Peki?"Tomris ertesi günü telefon etti, dedi ki:"Dediğiniz gibi sabahleyin gittim, cemaat  başkanı da,  hahambaşı da beni reddettiler, istemediler. An

4106 defa okundu.

yazının tamamı...
BİZİM CEMAAT BENİ TAKDİR ETMEZ
BİZİM CEMAAT BENİ TAKDİR ETMEZİshak AlatonCemaatle ilişkilerden söz edelim. Musevi cemaatinin bana bakışı şöyle:Düşüncesini söylemekten sakınmayan, çok yerde gereksiz derecede öne çıkan  fakat büyük  toplumun saygı duyduğu  ve bizim de kıymetini  idrak  ettiğimiz bir mensubumuz .Bunun içinde dikkat edilirse "sevgi" kelimesine pek yer yok. Çünkü bana sevgiden  çok saygı  ile bakılıyor. Aslında ikisi birlikte olsa?Dışarıda pek çok insan bana karşı sevgi ve saygıyı  aynı anda duyuyor.Ama cemaatin  bakışının  bu  olamayabileceğini düşünüyorum. Çünkü birkaç defa çok açık bir şekilde ters düştüm, cemaat yöneticileri ile?

3638 defa okundu.

yazının tamamı...
SON KEZ YÜZÜNE BAKTIM
SON KEZ YÜZÜNE BAKTIMİshak Alatonİnsan zamanla ölümü kabulleniyor.Üzeyir'in öldüğünü kabullendim, nasıl öldüğü üzerinde fazla durmadım, öldü dedim. Kabullendikten  sonra da onu  onore etmek istiyorsun.  Onun kendi  şahsiyetiyle bir iz bırakmasını istiyorsun.  Çünkü ölmüş bir adam  yaptıklarıyla yaşar, bıraktığı  izlerle hatırlanır. Üzeyir şerefiyle ve şahsiyetiyle insanlara olumlu bir mesaj  bıraktı. Ben konuşmamda bunlara vurgu yaptım. Böyle bir insanla ömür geçirmenin  gururunu da ziyadesiyle duydum. Bunun bir görev olduğunu  bilerek  ona layık bir mesaj bırakmanın  sorumluluğu ve zorunluluğunu  da hissettim ve ona göre hareket ettim.Nitekim  o konuşmayı  bir gece önceden  sabaha karşı 3'e doğru yazdım. Yazma

5510 defa okundu.

yazının tamamı...
PROFESYONELLERİN İŞİ OLAMAZ MI?
PROFESYONELLERİN İŞİ OLAMAZ MI?İshak AlatonHer şey çok sıradan ve olağan  gözüküyor. Peki  bütün bunlar çok iyi kurgulanmış ve asıl hedefi gizleyen  sıradanlaştırılmış  profesyonel bir cinayet olmasın?Yani bu  cinayet profesyonelce planlanıp  işlenmişse?Katil sadece maşa ise?Ya olayın  gerçek yüzü bu değilse?Ya bu işi  göründüğü gibi  değilse,  işin  içinde başka aktörler, başka başka faktörler varsa?Çünkü ortada şahit de yok?

4874 defa okundu.

yazının tamamı...
KÖPEKBALIĞI SENDROMU
KÖPEKBALIĞI SENDROMUİshak AlatonBen bu tür konularda hep  daha cesurum. Üzeyir ise her zaman suhuletten ve aman derdimiz olmasın  düşüncesinden yanaydı. Ben de buna karşı bir teori geliştirmiştim ve her zaman geçerli oldu.Çünkü o teoriye, kimse karşı bir gün argüman bulamadı.Shark Syndrom , yani Köpekbalığı Sendromu. Balık avına tüfekle, yani zıpkınla çıkan insanların bildiği bir olay vardır. Ben de vaktiyle zıpkınla balık avına çıktığım için bunu  öğrenmiştim. Köpekbalığı senin etrafında dolaşır ve senin ne olduğunu anlamaya çalışır. Eğer tuttuğun  balıklardan  büyükçe bir balığın  varsa ve ondan kan sızıyor ise ya da senin vücudundan gelen bir kan sızıntısı varsa hemen suya karışır ve koku salar. Bu kan  kokusu  köpekbalığını delirtir ve saldırıya

5349 defa okundu.

yazının tamamı...
500 BİN DOLAR GÖNDER , YOKSA?
500 BİN DOLAR GÖNDER , YOKSA?İshak AlatonBildiğim kadarıyla Üzeyir spesifik bir tehdit almadı, ama bir defa Türk İntikam Tugayı imzalı  Adana'dan bir yazı geldi, diyor ki: "Bizim Kıbrıs'taki mücadelemizde kullanmak üzere silah  almak için paraya ihtiyacımız var.Siz de Türkiye'nin saygın  işadamları olarak beş yüz bin doları şu hesaba gönderin."Adana'da bir bankanın  hesap numarası da yazılı.Bu mektubu ben ve Üzeyir tartıştık.Üzeyir, "İstedikleri para yerine az bir para verelim, başımıza bir bela gelmesin," dedi.Ben, "Hayır, hiçbir kuruş vermeyeceğiz," dedim ve benim görüşüm geçerli oldu. Hiç para vermedik. Bunlar kim diye araştırdık, bankadan  hesabın sahibini sorduk. Bize bankadan  muğlak ve garip  bir cevap verdiler ve ondan sonra da ses seda kesi

5238 defa okundu.

yazının tamamı...
DUL KADINA YARDIM MI?
DUL KADINA YARDIM MI?İshak AlatonÜzeyir'in  arabasında on bin dolar olduğu yazıldı ve gazeteciler sorguladılar:Bir işadamı çantada on bin dolar niye taşır?Doğru, Üzeyir'in o gün yanında on bin dolar vardı ve birine verecekti.Yine senaryolar havada uçuşuyor:Bir dul kadın efsanesi çıktı. Bu masonik bir simgeymiş ve "dul kadının  çocuğuna yardım" cümlesi de masonlukta bir tehlikeye işaret ediyormuş. Bu yolla Üzeyir, tehdit ediliyorum mesajı verip  yardım istemiş.Çantadaki on bin doların bu  senaryoyla ilgisi yok.

5506 defa okundu.

yazının tamamı...
NERESİNİ DÜZELTECEKSİN
NERESİNİ DÜZELTECEKSİNİshak AlatonKomplo teorilerine çok meraklıyız.Garih cinayetinde atış serbest.İsteyen istediğini yazıyor, söylüyor, iddia ediyor. İşte bir örnek daha. Yine bir gazetenin flaş haberi."İddiaya göre, İşadamı Üzeyir Garih'i Ergenokon örgütü öldürdü."Gerekçe olarak da şöyle deniliyor:Üzeyir Garih , Ergenekon örgütü tarafından planlanan ve son anda başarısızlıkla sonuçlanan Azerbaycan'daki darbe için finans desteği sağlamayı reddetmiş.Veli Küçük Paşa, Rusya ve başta Azerbaycan olmak üzere, Türk cumhuriyetlerinde yaptığı yatırımlarla ilgili pürüzlerin çözülmesinde, Alarko Holding'e yardım ediyormuş.Alarko Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı Üzeyir Garih, bu yardım karşılığında Ergenekon örgütüne düzenli olarak "bağış" yapıyormuş.Bu bağışlar zamanla çok ciddi meblağlara ulaşınca

5414 defa okundu.

yazının tamamı...
DAVİD KAZADO
DAVİD KAZADOİshak AlatonBizimle ilişkisi şöyle oldu:Necmettin Erbakan'ın bakan olduğu  zamanda ithalat lisansları dağıtılırdı.Para karşılığı verilirdi. Bu adam da aracı oldu, onlara da kendini Doğan Kasadolu, mümin, Müslüman diye sattı. Bize David Kazado diye gidip geliyordu. Bir gün  bizim ithalat müdürümüz Falih Tümay'a gelip  diyor ki:"Benim adım değişti, ben artık David değilim, Doğan Kasadolu'yum."Tümay merakla soruyor:"Allah Allah, Müslüman mı oldun?""Onu karıştırma, sen sadece ismime bak?"Adam böylece Müslüman falan olmadan ismini değiştirdi ve yeni bir nüfus kağıdı aldı.Doğan Kasadolu olarak da Erbakan'ın ekibiyle yakınlık kurdu. Sonra bize ithalat lisansları muamalelerini yürütme bahanesiyle bizden epeyce para çekti.Bir  ara geldi, Üzeyir Bey'i sıkıştırdı

6166 defa okundu.

yazının tamamı...
DOLDURUŞA GELİYORLAR
DOLDURUŞA GELİYORLARİshak AlatonGerçek bazen çok yalındır ama biz ısrarla onu karmaşık algılamak isteriz. Neden?Çünkü Doğan Kasadolu onları  dolduruşa getiriyor. Zaten adamın niyeti bu olayı  siyasi bir platforma taşıyıp  sonra da?Adamın unvanında "Alarko'nun eski  yöneticilerinden, avukat' olduğu söyleniyor.Yalan?Hepsi yalan?Bir defa avukat  değil adam. İkincisi, hiçbir zaman bizde yönetici olmadı. Adam sadece bir nevi komisyonculuk yaptı. Çok enteresan bir hikayesi var.Esas adı Doğan Kasadolu değil, David Kazado. Musevi.Fakat,  karakoyun  dedikleri cinsten?Musevi olduğunu uzun yılar gizledi. Hukuk bilgisi var, fakat avukat değil. Bir özelliği var, adliye işlerini iyi bilir, davaların kokusunu iyi alır. Hangi işin  sorunlu ol

5266 defa okundu.

yazının tamamı...
BİLGİ Mİ, ZAN MI?
BİLGİ Mİ, ZAN MI?İshak AlatonBenim, bu haberleri yapan gazetecilerin iyi niyetinden  şüphem yok. Oral Çalışlar'ın da iyi niyetinden şüphem yok. Fakat baştan sona yanlış , çünkü siyasi bir cinayet olarak  görüyorlar olayı. Oral benim dostumdur, severim, sayarım ama bu yazısı  hakikaten saçma. Oral Çalışlar bu iddiaları bana sorabilirdi, ama sormadan yazmış. Çok sonradan, 2012 yılı başlarında bir fırsatta Oral bana öğlen yemeğine geldi. Sevdiğim  ve saydığım bir entelektüel dosttur kendisi ve ayrıca eşi İpek Hanım da?O eski , 2008 yılı yazısını çıkarıp gösterdim. "Evet, keşke sana telefon edip sorsaydım. Ama belki de rahatsız etmek  istemedim o zaman," dedi. "Önemli değil," diyerek noktaladık.

4998 defa okundu.

yazının tamamı...
CESUR BİR İNSANIM, ŞİMDİ Mİ KORKUP SUSACAĞIM?
CESUR BİR İNSANIM, ŞİMDİ Mİ KORKUP SUSACAĞIM?İshak AlatonNe diyeyim?Ortada yeni bir bilgi yok ki, yeni zanlar var, zannetmeler , çarpıtmalar var?Fakat bu tür yazıların ardından kafalar iyice karışıyor?Belki de hedef bu?Her kafadan bir ses çıkınca hepimiz gerçeğin ne olduğunu hızla kaybediyoruz. Ben sanki dosyayı kapatmaya çalışan biriymişim gibi gösteriliyorum. Bu tam bir saçmalık.Her konuda sorgulayan , cesur çıkışlar yapan, devleti, bürokrasiyi, siyaseti, yeri geldiğinde TÜSİAD'ı  eleştiren  ben İshak Alaton'um , ortağım Üzeyir Garih konusunda gerçek başka türlü olacak da ben susacağım. Bu asla mümkün değil. Kimse merak etmesin, gerçeğin başta türlü olma ihtimali doğsa ben gereğini yaparım. Fakat şimdi beyhude bir uğraşa girip de zaman israf etmenin ve belirsi

5418 defa okundu.

yazının tamamı...
YANILTILIYORLAR
YANILTILIYORLARİshak AlatonOral Çalışlar, biz yazı yazdı 2008 yılında. Diyor ki:"Üzeyir Garih cinayeti ile ilgili ortaya çıkan yeni bilgiler korkutucu ve tüyler ürpertici. Alarko Holding'in eski  yöneticilerinden Avukat Doğan Kasadolu, aradan yedi yıl geçtikten sonra büyük bir cesaret göstererek  cinayetin aydınlanması için bir dilekçe ile mahkemeye başvurdu. Düşünün, Üzeyir Garih öldürülüyor. O gün Ortaköy'deki Alarko şirketine gelen polis kıyafetli  kişiler Garih'in  torununu kelepçeleyerek kaçırıyorlar. Aileden para istiyorlar. Yoksa torunu katil olarak suçlayacaklarını söylüyorlar. Aile ölüm acısına ilaveten  sesini çıkarmadan yüklü miktarda parayı da ödüyor.İshak Alaton  ve aile sessiz kalıp acılarını içlerine gömmeyi daha uygun  buluyor.Bu gelişmele

5138 defa okundu.

yazının tamamı...
ÜZEYİR'İN TORUNU KAÇIRILDI MI?
ÜZEYİR'İN TORUNU  KAÇIRILDI MI?İshak AlatonDoğan Kasadolu diye bir adam çıktı. Hesapta bu adam Üzeyir'e ve çocuklarına çok yakınmış, hepimizin sır gibi sakladığı bir gerçeği ortaya koymuşmuş. Adamın iddiası şu:Cinayetin işlendiği gün Garih'in  14 yaşındaki torunu Tal kendisine polis süsü veren  kişilerce kelepçelenip kaçırıldı. Kaçıranlar cinayetin üzerine gidilmesi ve istedikleri  paranın verilmemesi halinde cinayetin Tal üzerine yıkılacağını söylemişler. Garih'in ailesi de tehditler karşısında sessiz sedasız, istenilen fidyeyi ödeyerek Tal'i kurtarmışlar?Tal bu  olaydan hemen sonra ABD'ye gönderilmiş ve bir daha Türkiye'ye gemlememiş. Kasadolu'nun iddiaları bununla da bitmiyor.Garih cinayetiyle ilgili  aydınlatılmayan bazı noktalar olduğunu, Ergenekon

5337 defa okundu.

yazının tamamı...
İTİRAF ETMELİYİM Kİ
İTİRAF ETMELİYİM Kİİshak Alatonİtiraf etmeliyim ki Üzeyir'in öldürüldüğünü ancak iki-üç yıl sonra kabullenebildim. Çünkü "Bu adam bu kadar basit bir şekilde ölemez." Diye kendimi  şartlandırdım. Ölümünü kabullenmedim ve uzun bir zaman sanki varmış gibi davrandım. Hayata devam ediyormuş gibi bir tavır aldım. Bu kabullenme tavrı aslında bilinçli bir tavırdı, felsefi bir yanı vardı. Zamanla törpülenmeye başladı, normalleşti?Biz normalleştik ama zaman içinde gördüm ki  normalleşmesi gereken çok  insan var. On yılda ne kadar da çok hayal üretildi, iş çığrından çıktı. Muhayyel, yeni komplolar, ithamlar başladı. Tüm bunlara kulak dahi vermedik. Katil Yener Yermez'in , "Cinayeti benim üstüme yıktılar," dediği  bir mektubu gündeme geldi. Fakat tutarsız olduğu için  sa

4658 defa okundu.

yazının tamamı...
BENİM İÇİN SENARYOLAR BİTTİ
BENİM İÇİN SENARYOLAR BİTTİİshak AlatonSavcının  bu konuşmasından sonra zihnim rahatladı ve ben bu defteri kapattım. Çünkü ikna ediciydi verdiği bilgiler. Artık öteki  senaryoların hepsini unutmanın vakti geldi, dedim. Çünkü o senaryolar konuşulduğu müddetçe aile, şirket, ben hepimiz zarar görüyoruz. Kapanmamış bir dosya hala bir tehdit unsuru olarak duruyor. Anladım ki o süreçte birileri de bu oyunu oynuyorlar. Yani bizlere, "Siz de tehdit altındasınız," gibi tuhaf mesajlar veriliyor. Senaryoları , Mossad'ı, CIA'yı, MİT'i, derin devleti, Ergenekon'u, Rus mafyasını, iç hesaplaşma yorumlarını, gizli Müslümanmış dedikodularını, "dul kadın" muhabbetini çöpe attım?Ben bütün  bu senaryoları  akıldışı görüp en makul olanı kabul ettim ve rahatladım. Aile rahatladı, şirke

4814 defa okundu.

yazının tamamı...
SAVCI DEDİ Kİ
SAVCI DEDİ Kİİshak AlatonBenim için dönüm noktası, Eyüp Savcısı'nın  bana gelmesi oldu. Aradan bir ay geçti, Eyüp Savcısı benden randevu istedi.Diyor ki:"Ben Eyüp savcısıyım. Sizinle görüşmek istiyorum. Bu özel bir ziyarettir. Sizi rahatlatmak istiyorum. Biliyorum, gazeteleri takip ediyorum. Olmayacak teoriler söyleniyor ama ben size gerçeği söyleyeyim İshak Bey."Buyurun gelin, dedim. Savcı geldi. Düzgün, kaliteli, insancıl bir adam.Hemen konuya girdi:"Size gerçeği söyleyeceğim  demiştim.Hiç bu olayın gerisinde komplo falan aramayın. Çok basit bir olay. Türkiye'de ve dünyanın her yerinde her gün  benzerlerine sık rastlanan bir olay. ..Katilin o anda paraya ve telefona ihtiyacı vardı. Üzeyir Garih'i  bıçaklayıp parasını alacak kadar zavallı bir adam. Bunu  kendisi d

5642 defa okundu.

yazının tamamı...
BANA PARA VER
BANA PARA VERİshak Alaton"Üzeyir Garih'i  aşağıda, mezarlığın kapısından girerken gördüm. Önce dilenci küçük  bir kız vardı, ona biraz para verdi.Sonra yukarı doğru çıkmaya başladı. Ben  oturuyordum orada bir taşın üzerinde. Ayağa kalktım, 'Bana da para ver' dedim.Dedi ki:'Sen kocaman adamsın, ben sana para vermem, dilencilik  yapma, git çalış, ben de senin yaşındayken  çalıştım,  para kazandım.'Tabii  benim asker olduğumu anlamadı, çünkü sivildim orada. Cumartesi iznine çıkmıştım. Tam yoluna devam ederken telefonu çaldı. Telefonu çıkardı,  yürüyerek konuşmaya başladı."Anlaşılıyor ki  Üzeyir bu adamı önemsememiş.Fakat katil normal değil. Paraya ihtiyacı  var, annesine telefon  edip sesini duymak istiyor?.Üzeyir'de katilin istediğ

5330 defa okundu.

yazının tamamı...
SADECE YAŞAMAK YETMEZ
SADECE YAŞAMAK YETMEZİshak AlatonYokluk üzerine ise biraz daha düşünmem lazım. Ben felsefi anlamda dindarım.Felsefi anlamda tek Tanrı  konseptinin  kabullenicisiyim.Bir ibadet  boyutu olmasa da Tanrı  fikri bende derin bir sevgi ve saygı  uyandırıyor, şükran ve sorumluluk uyandırıyor. İnsana ve tabiata karşı sorumluluk duymak ahlaki bir tavırdır. Ahlak her yerde aranır. Ahlaklı insan, sorumluluk bilinci  yüksek insan demektir. Sorumluluk?Kime karşı sorumluluk?Çiçekten böceğe kadar, tabiattan insana kadar. Her şeye karşı sorumluluk ve elbette kendine karşı sorumluluk. Zamanın idrakine varıp  hayatı israf etmemek?Herkesin iyiliğini ve huzurunu istemek ve bunun için  çalışmak?Biraz kendinden vazgeçebilmek , zevklerini  asgariye in

5046 defa okundu.

yazının tamamı...
BU KADAR ADİ BİR CİNAYET NASIL OLUR?
BU KADAR ADİ BİR CİNAYET NASIL OLUR?İshak AlatonCinayet sonrası?Salı günü orada ayakkabı boyayan 12 yaşındaki Fuat'ı  katil zanlısı  olarak yakaladılar. Ona biraz hırpaladılar, zavallı çocuk  yine de "Ben yapmadım!" dedi. Sonra bir kadından  bahsedildi. Bir kadın geldi, gitti, mezarlar arasında dolaştı falan.Garip hikayeler, olmayacak laflar edilmeye başlandı. Galiba altı gün  sonra Cuma günüydü. Birden bire müthiş bir haber aldık ki, Üzeyir Bey'in cep telefonu çalışmış.Nerede?Kışlada. Tespit edilmiş ki telefon Davutpaşa Kışlası'nda sinyal veriyor. Polis hemen gidip kışlanın  nöbetçi amiri olan yüzbaşıya diyorlar ki: Cep telefonu tam şu noktada sinyal veriyor. Birlikte o noktaya gidiyorlar. Yatakhaneye giriyorlar, sinyal Yener Yermez isimli bir askerin y

5510 defa okundu.

yazının tamamı...
BİZDE DE KAFALAR KARIŞTI
BİZDE DE KAFALAR KARIŞTIİshak AlatonÜzeyir'in  eşi ve çocuklarıyla göz göze geldiğimde o ilk anda baktım, onlar da benim gibi ne olup bittiğini anlayamıyorlar, "Üzeyir'in o  mezarlıkta işi ne?" deyip  çeşitli fikirler yürütüyorlardı.Onlara "Acele etmeyin  bakalım polis ne bulacak?" demiştim. Nitekim  daha bir hafta geçmeden bunun ne olduğu ortaya çıktı, fazla gecikmedi?O birkaç gün ve ardından gelen  birkaç haftalık belirsizlik bizi perişan etti.Yani her türlü senaryo geçerli olabilir dedik. Hele hele Üzeyir'in  çocukları, oğlu ve kızı inanmaya başladılar böyle senaryolara ve hepsine "Acaba?" dediler. Bizde de kafalar karıştı?Ben yine de serinkanlılığımı  kaybetmek istemedim.

4614 defa okundu.

yazının tamamı...
SUSMALIYIZ?
SUSMALIYIZ?İshak AlatonBütün yük bana kaldı.İlk defa bu kadar ağır bir krizi yönetmek zorundayım.Altından kalkınması  neredeyse imkansız denebilecek kadar büyük bir zorluk?Çok büyük bir darbe oldu bu. Fakat o anda karar verim , çok güçlü  olmalıyız dedim, bu olayın üstesinden gelmenin  çok önemli olduğunu düşündüm. Aileleri  topladım, benim çocukları ve Üzeyir'in ailesini, şirketin üst düzey yöneticilerini. Onlara dedim ki:"Bizi çok zor bir süreç bekliyor, sıkıntılı  ve yıpratıcı bir zaman yaşayacağız. Bu zaman içinde ketum ve sessiz kalmamız lazım ki medya gereksiz spekülasyonlara girmesin, aleyhimize kullanmak  isteyenlerin ellerine malzeme vermeyelim.Hiçbir soruya cevap vermeyeceğiz. Tamamen sessiz kalacağız. "Bunu ben de uyguladım ve o günden s

4793 defa okundu.

yazının tamamı...
SENARYO ÇOK
SENARYO ÇOKİshak Alaton Olayın şoku yetmiyormuş gibi bir de böyle garipliklerle karşılaşıyorsun. Tabii ondan sonra spekülasyonlar?Mossad'la başladı, İsrail'le devam etti. İsrail'e para yardımını  reddettiği için öldürüldü denildi. Sonra CIA devreye girdi. MİT'in  adı da geçti.Ardından Rusya'da istenen rüşvetin  ödenmeyişi çıktı, Rus mafyası yaptı, dediler. Derin devletin  işi, diyenler oldu. Ergenekon'a bağladılar. İç hesaplaşma yorumları bile oldu. Hatta gizli Müslümanmış, onun için  öldürüldü, bile denildi. "Dul kadın" muhabbetiyle masonluğa kadar bağlandı. Halbuki "dul kadın" diyen bir kimse olmadı. Ama bana atfen, "İshak Alaton dul  kadından bahsetti" haberleri de yapıldı?Bin türlü senaryo yazıldı?Bu senaryoları da atlattık, fakat pek de

4588 defa okundu.

yazının tamamı...
ÖLÜMLÜ OLDUĞUMU BİLEREK YAŞIYORUM
ÖLÜMLÜ OLDUĞUMU BİLEREK YAŞIYORUMİshak AlatonYani Allah'ın  aldığı bir can?Ne yapabilirsin?Üzeyir ve ben  ölüm fikrinden  uzak yaşamadık. İkimiz de ölümlü olduğumuzu  hiç unutmadık, hayatı  noktalama  olayına çok doğal ve gerçekçi baktık. Ölümü hayatın  ayrılmaz bir parçası  olarak yıllar önce kabullendik. Birlikte kurduğumuz şirket büyüdükçe bizlere inanan ve destek  veren  şirketimiz mensuplarına karşı  sorumluluk  duygumuz bizi  hazırlıklı  davranmaya yöneltti. İkimizden  birinin  ömrü noktalandığında hayatta kalan  diğerinin alması gereken bütün  tedbirleri en ince detayına kadar planladık. Buna "ölüm  senaryosu" adını verdik. Yaşlandıkça, olgunlaştıkça, sonsuzluğa yolculuk  hazırl

4130 defa okundu.

yazının tamamı...
TAVANA BAK
TAVANA BAKİshak AlatonYirmi yıl önce aramızda geçen bir konuşmayı  hatırladım tören anında;Üzeyir'e demiştim ki:"Ben senden önce giderim bu dünyadan.İbadethaneye geldiğinde konuşma yapmadan  önce tavana bak. Sana oradan el  sallayacağım, beni göreceksin?"Üzeyir hemen sormuştu:"Belli olmaz,  ya ben  önce gidersem sen ne yapacaksın?"Ben de aynısını yapacağımı  söyledim. Neve Şalom'da konuşmamı yapmadan  önce bir süre tavana baktım,  bana tebessüm  edip el sallıyordu.?Daha sonra Ulus'taki Musevi  Mezarlığı'na gittik. Mezarlıkta bir hazırlık  odası var,  orada sevgili  Üzeyir'in yüzünü açtım ve baktım?Bu  zor an  son bir veda idi?Hiçbir şey söylemedim Üzeyir'e. Bir cümle, bir söz, bir hitap hiçbi

4045 defa okundu.

yazının tamamı...
ÜZEYİR GARİH CİNAYETİNİ ÇÖZDÜM
ÜZEYİR GARİH CİNAYETİNİ ÇÖZDÜMİshak AlatonHayatım boyunca güçlü bir insan olduğumu düşündüm, nitekim  yaşadığım  onlarca olay bunu doğruluyor. Fakat Üzeyir Garih  cinayeti ve sonrasında çok ciddi  sarsıldığımı  itiraf etmeliyim.Evet,  metanetimi korudum, süreci iyi yönetmeye çalıştım, hakimiyeti elden bırakmadım, ailenin , şirketin dağılmasına yol açacak  hatalara izin vermedim ama yine de sarsıldım. Aradan yıllar geçmiş olmasına rağmen  Garih cinayeti  çoklarının zihninde hala soru işareti. Hatta biz olayın üzerine gitmek istedik  de sonra korkup  çekildik  gibi bir hava da oluştu kamuoyunda. Peki, bu olayın  benim zihnimdeki karşılığı ne?Ben bu olayı çözebildim mi, aklımda soru işaretleri yok mu?

3594 defa okundu.

yazının tamamı...
ÜZEYİR GARİH ÖLDÜ
ÜZEYİR GARİH ÖLDÜİshak AlatonKonuyu Üzeyir Garih'e getirmek istiyorum.Şirketteki görevlerimizi eşzamanlı bırakmadık, çünkü o benim "görevlerimizi tamamen profesyonellere bırakalım" teklifime önce sıcak bakmadı. Dolayısıyla önce ben bıraktım. 65 yaşındaydım. Lüzumsuz olabilme cesaretini gösterdim. Üzeyir büyük reaksiyon gösterdi , dedi ki:"Yanlış yapıyorsun?"Ne yaptığımı  bildiğim ve kendimi ikna ettiği için tereddüt etmeden cevap verdim:"Hayır, ben doğruyu yapıyorum. İleride sen de benim yoluma geleceksin, göreceğiz bunu?"Nitekim benim dediğim, o zaman 63 yaşındaydı, daha 70 yaşına gelmeden o da holdingdeki  yönetim  ağırlığını azaltmanın  doğru olacağını gördü. Artık profesyonellerle çalışırken problemlerle karşılaşıyordu, çünkü farkında olmadan profesyonel

3974 defa okundu.

yazının tamamı...
NORMAL BİR GÜN
NORMAL BİR GÜNİshak AlatonBu şekilde 2001 yılına kadar geldik. 24 Ağustos Cuma.Üzeyir'in  İsrail'den  gelen üç  işadamıyla randevusu  vardı.  Öğleden  sonra iki  gibi benim de misafirlerim vardı. Bir müddet  sonra odaya Üzeyir'i davet ettim.Sohbet sırasında konu inançlara gelince, Üzeyir izin isteyip odasına gitti, elinde iki ayrı Kuran ile geri döndü. Sohbet konusu ile ilgili iki sure bulmuş, bu surelerden  ayetler okudu. Üzeyir'in  odasında birkaç tane Kuran hep vardır, yeri geldiğinde açar misafirlerine ilgili ayetleri okur, sohbeti , konuşmasını ayetlerle de zenginleştirirdi. O gün de benim odamda böyle bir sohbet oldu, insandan , hayatın  manasından söz ettik , biraz felsefe yaptık. Her şey normaldi, sıra dışı  hiçbir şey yok

4474 defa okundu.

yazının tamamı...
ANKARA'DAKİLERİ BİZE DÜŞMAN EDİYORSUN
ANKARA'DAKİLERİ BİZE DÜŞMAN EDİYORSUNİshak AlatonOndan  önce ise genelde eleştiriyordu."Neden politik konuşuyorsun?""Neden zülfüyare dokunuyorsun?""Neden  Ankara'dakileri  rahatsız ediyorsun?"Hele bir seferinde çok fena bir reaksiyonu oldu. Bir televizyonda milletvekiline bir soru soruldu, o da alaycı  bir tavırla "sen kimsin  ki, ben sana cevap vermem, seni muhatap  almıyorum" gibi bir tavır aldı.Soruyu galiba Toplumsal Saydamlık Hareketi Başkanı sormuştu.Bunun üzerine ben canlı  yayında dedim ki:"Şimdi ben o milletvekiline hitap ediyorum."Kameraya doğru  parmağımı uzattım:"Sayın  milletvekili, siz orada parlamentoda, milleti, yani  beni temsil ediyorsunuz. Adınız da milletvekili, milletin vekili. Unutmayın ki ay  sonunda aldığınız ma

4658 defa okundu.

yazının tamamı...
ÜZEYİR İLE SON KONUŞMA
ÜZEYİR İLE SON KONUŞMAİshak AlatonÜzeyir Garih ile en son  ölümünden bir gün  önce 24 Ağustos Cuma akşamı konuştum. Fevkalade bir durum yoktu.Holding binasındaki ofisten çıkmadan önce yaptığımız rutin  konuşmalardan  biriydi. Akşamları  geç çıkardık her ikimiz de. O gün  de akşamı 19:00 gibi bir araya geldik ve sonra ayrıldık  pazartesi görüşmek üzere.25 Ağustos Cumartesi sabahı.Dr. Mustafa Öz ile Holdingde sabah kahvaltısı  yaptı Üzeyir. Ardından  Bulgaristan Başbakan Yardımcısı  ve Ekonomi  Bakanı Vasiliyev ile saat 11:00'de buluştular. Toplantı bitince misafirini yolcu etti. Üzeyir saat 12.50'yi gösterirken arabasıyla binadan çıkıyor. Yanında şoförü Ahmet'i de almıyor. Prensip olarak  Cumartesi-Pazar günleri şoföre izin verir,

4101 defa okundu.

yazının tamamı...
TELEVİZYONDAN ÖĞRENDİM
TELEVİZYONDAN ÖĞRENDİMİshak AlatonBen bu  acı haberi evde televizyonlardan öğrendim. Altyazı geçiyordu:Ünlü işadamı  Eyüp Mezarlığı'nda ölü bulundu?Üzeyir Garih bıçaklanarak öldürüldü?Musevi işadamının sırlı ölümü?İnanamadım, öylesine şaşkınım ki?.Korkunç bir olay?Hemen telefon ettim, şoför geldi beni aldı. Saat 15:30'da olay duyuldu , saat 16:00'da ben Holding'e geldim.Hepimiz şoktayız. Üzüntümüz tarif edilemez? Fakat insanlar henüz ne olduğunu tam anlayabilmiş değil. Binaya girdiğimde Tayyip Erdoğan buradaydı. Başkaları da vardı  ama ilk dikkatimi çeken Tayyip Bey oldu. Taziyede bulundu,  başsağlığı ve sabır diledi, kucaklaştık. Ayşe Önal'ı  hatırlıyorum, benden önce Holding'de idi, Tayyip Bey gibi?.

4274 defa okundu.

yazının tamamı...
CEVAPSIZ SORULAR
CEVAPSIZ SORULARİshak Alatonİçimden  bin türlü şey geçiyor. Nen oldu, neden öldürdüler, kim yaptı, neden Eyüp  Mezarlığı? Ne yapıyordu orada? Yoksa zorla mı  götürdüler, öldürüldükten sonra oraya mı attılar?Hiçbir şey bilmiyordum. Üzeyir'in  orada ne işi var, belki de karıştırmışlardır, ölen başkasıdır, Üzeyir değildir?İnsan  her durumda yine bir umut arıyor. ..İlk anda herkesin sorduğu  soruyu bende sordum kendime.Eyüp Mezarlığı'nda ne arıyordu? Mevlana Küçük Hüseyin Efendi kimdir, Üzeyir'in onunla nasıl bir ilgisi var?Bana hiçbir zaman açmadı be mevzuu. Öyle gizli tutmuş ki kimse bilmiyor, karısı ve çocukları dahil hiç kimse bilmiyor?Sadece bir kişi biliyormuş, Cemal Usta. Alarko'nun eski bir çalışanı.Bizde 30 yıl ustabaşı olarak çalıştıktan sonr

4082 defa okundu.

yazının tamamı...
KÜÇÜK HÜSEYİN EFENDİ SIRRI
KÜÇÜK HÜSEYİN EFENDİ SIRRIİshak Alaton1855'te doğan  Mevlana Küçük Hüseyin Efendi, 1932'de vefat eder. Kabri, Garih'in  babasının  dostu olan Mareşal Fevzi Çakmak'ın  mezarıyla yan yanadır. Üzeyir Garih  "Cemal Usta, burada yatan zat  benim için  çok değerlidir" diye söze başlamış.Hikayenin aslı şu:Babası Osmanlı Sarayı'nın  son diş hekimlerinden.Şişli'de altı katlı bir apartman  var. Küçük Hüseyin Efendi  de orada zemin katı kiralamış. Yalnız başına münzevi bir hayat.Evlenmemiş. Mevlevi şeyhi  ve manevi bir dünyası var. Zaman içinde Üzeyir'in  babası da bu dünyayı  keşfediyor.Önce kızı oluyor Ezra Garih'in ve hayal kırıklığı yaşıyor.İlk çocuğunun erkek olmasını bekliyor.Olmayınca üzülüyor ve hayal kırıklığını dile getiriyor

4920 defa okundu.

yazının tamamı...
ÜZEYİR'İN HER ŞEYİNİ BİLİRİM , BİRİ HARİÇ
ÜZEYİR'İN HER ŞEYİNİ BİLİRİM , BİRİ HARİÇİshak AlatonÜzeyir, Eyüp Mezarlığı'nda Küçük Hüseyin Efendi'nin türbesinin  önünde bıçaklandı ve kanı oraya aktı,  vefat etti.Küçük Hüseyin Efendi'yi benden ve ailesinden saklamış. Kendi içinde yaşattığı  bir şeydi, sır olarak da gitti. Yalnız kendisine saklamış. Kendisine has bir ilişkisi vardı Yaradan ile. Belki de bizlerin anlayamayacağı , hatta garip bulabileceğimizi de düşünmüş olabilir. Demek ki insanda biraz bilinmezlik duygusu var. Her şeyiyle bilinmek istemez insan.Ben Üzeyir Garih'in  her şeyini biliyordum, bilmediğim bir sırrı olmadı, her şeyi konuşur, paylaşırdık, bir tek Küçük Hüseyin Efendi'yi  saklamış benden.

3802 defa okundu.

yazının tamamı...
ÜZEYİR MÜSLÜMAN MI OLDU?
ÜZEYİR MÜSLÜMAN MI OLDU?İshak AlatonÜzeyir'le 1954'te başladığımız ortaklığımız 2001 yılına kadar sürdü. Tam 47 yıl, karı-kocadan  daha yakın. Buna rağmen  Üzeyir'in  bilmediğim yönleri varmış.Mesela çok derin bir tasavvufi yönü varmış ki bize hiç fark ettirmemiş, hep kendi içinde yaşamış. Ben onun kendisine vakit ayırmadığını, sadece çok çalıştığını düşünürken öğreniyorum ki, arada bir cumartesi günleri kaybolup  her şeyden uzaklaşarak sadece kendisiyle baş başa kalıyormuş?Bir yönünü daha öğrendim, cüzdanında Cevşen duası ve Kuran'dan  bir ayet taşıyormuş.Bu nasıl olur?Demek ki Kuran'ı okumuş. Müslüman mı oldu?Olmadı ama merak etmiş. Çünkü çok okuyan bir adamdı, Kuran'ı da okumuş. Üzeyir her üç  semavi  dinin aynı ve tek Allah'ın   mesajl

3986 defa okundu.

yazının tamamı...
İÇİŞLERİ BAKANI SAÇMALADI
İÇİŞLERİ BAKANI SAÇMALADIİshak AlatonÇok çelişkili bilgiler gelmeye başladı.12 yaşında bir çocuk Fuat, katil yakalandı diye ilan edildi. Sonradan anlaşıldı ki o çocuk  orada ayakkabı boyayan zavallı  tıfıl bir oğlandı. Nasıl yapar bu işi kimse sorgulamadan damgayı bastılar?Garip bir medya?Neyse, bütün hikayeyi biliyoruz detaylarıyla. Ama o günün havası büyük bir panik ve kapıda 30 tane kamera var. Ben girerken arabamı  durduruyorlar, film çekmek için. Ne çekeceksin yani? Tabii bu arada hiçbir şey söylemiyorum, çünkü bilmiyorum. Bilmediğimiz şey hakkında nasıl konuşabiliriz?Pazar sabahı  holdinge İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen geldi, yanında da İstanbul Valisi ve Emniyet Müdürü var. Üzeyir Garih'in odasında oturuyoruz ve konuşuyoruz ne olabilir diye. Rüş

4398 defa okundu.

yazının tamamı...
AĞLADIM
AĞLADIM?İshak AlatonErkekler gözyaşı döker mi?Bu satırları okurken hıçkırmamak için kendimi zor tutum. Fakat hem ibadethanede hem de mezarlıkta Üzeyir'in başında ağladım. O günler çok perişan günlerdi. Bana hayatın pamuk ipliğine bağlı bir macera olduğunu hatırlattı. Düşündüm de, biz bu adamla yarım asır beraber olduk. Ve bir anda pat diye, hiç beklenmedik bir an, aldı gitti. Ne oldu?Öldürüldü. Daha kötü?O anda öldü diyemiyorsun ki?O zaman hayatı ve ölümü düşünmüyorsun da 'Neden böyle oldu?" yu daha çok düşünüyorsun. Tabii bir de çevre var, kamuoyu var, büyük soru işaretleri var. Müslüman mezarlığında ölen bir Yahudi?Herkes soru soruyor?Kafalarda bin türlü soru işareti?

3965 defa okundu.

yazının tamamı...
GURUR DUYDUM
GURUR DUYDUMİshak AlatonSevdiği küçük bir eşyasını kaybettiğinde bile üzülüyor insan.Halbuki gider aynısını, benzerini  veya daha iyisini  alabilirsin, ama hiçbir şey  hiçbir şeyin yerini tutmuyor. Peki, 50 yıllık arkadaşını, ortağını kaybedince ne yapar, ne yaşar insan?Cenazeyi adli tıptan ancak Salı günü aldık ve hemen defin işlemleri başladı. Önce Teknik Üniversite'de saat 10.20'de bir merasim yapıldı. Ben oraya Üzeyir'in Türk bayrağına sarılı cenazesinin önünde bir konuşma yaptım:Hatta birisi anons yaptı, dedi ki:"Değerli işadamı İshak  Alaton'u kaybetmiş bulunuyoruz. "Benim de aniden öldüğümü düşündürten bir hata?Hemen konuşan kişinin yanına gitti, alı al, moru mor oldu zavallı?Dedim ki:"Hiç merak etme, böyle şeyler olur ama ben yaşıyorum."Rektör Gülsüm

4097 defa okundu.

yazının tamamı...
VEDA KONUŞMASI
VEDA KONUŞMASIİshak Alaton"Ortaklığımız 1954 yılında başladı?" diye başladım ve devam ettim:"Yarım asır süren kardeşten yakın birlikteliğimizi heyecanlı bir macera olarak yaşadık. Hayatım boyunca bana büyük mutluluk veren bu muhteşem yolculuk, sevgili yoldaşım Üzeyir için şimdi noktalandı. Yüce Tanrı öyle münasip gördü diyerek teselli bulalım ve gerçeği kabullenelim."Bir ömür gözlerimin önünden geçti, hepsinin o kadar içindeyim ki. Hatta kendimi zor tutuyorum hıçkırmamak için. Üzeyir'in  naşı önünde duruyor ve söylediğim her şeyi hissediyorum. Çünkü bu bir veda günü.İçimde hem veda var, hem vefa var, hem dostluk  var, hem de ayrılık ve hüzün var. "İş hayatına sıfırdan başladık. Alarko'yu birlikte kurduk, yaşattık ve büyüttük. Bu yolculuk boyunca varacağımız limanların 

4150 defa okundu.

yazının tamamı...
ALATON AZERBAYCAN'A CUMHURBAŞKANI
ALATON AZERBAYCAN'A CUMHURBAŞKANIİshak AlatonBen Haydar Aliyev'e dedim ki:"Sayın Cumhurbaşkanı, şu yandaki  kanepeye kadar yürüyüp orada oturalım,  Murat Karayalçın'ı bekleyelim. O arada ben size çok ilginç  gelecek bir teklif yapacağım?"Korumalara işaret etti, biraz kenara çekildiler.Yürüdük, oturduk yan yana.Ona doğru dönüp gözlerinin içine bakarak çok ciddi bir yüz ifadesi ile teklifimi yaptım:"İkimiz de yetmiş yaşımıza geldik. Çok olaylar yaşadık. Hayatlarımız muhtemelen bir rutine girdi. Günler hep benzer olaylarla geçiyor. Aklıma çok sıra dışı bir şey geldi, belki ilgilenirsiniz. İkimiz de hayatımıza yeni heyecanlar katacak bir yakınlık yaşayabiliriz. Bakın  birbirimize öyle benziyoruz ki ben sizin  yerinize, siz de benim yerime rahatça geçebiliriz. Gel

5474 defa okundu.

yazının tamamı...
HAYDAR ALİYEV'E TEKLİFİM
HAYDAR ALİYEV'E TEKLİFİM?İshak Alato1990'ların ortaları olmalı,  hafızamda öyle kaldı. Bir sabah, erken saatlerde Swiss Otel'in  lobisinde, Amerikalı bir işadamları  grubu ile buluşacağım. Resepsiyona doğru yürürken uzaktan  dostum Murat Karayalçın'ı gördüm. O da beni görünce, heyecanla bana doğru  koşmaya başladı. Ancak, yaklaştıkça hızı ve heyecanı azaldı, yanıma gelince nefes nefese dedi ki:"İshak Bey, sizi uzaktan Haydar Aliyev'e benzettim, ne kadar ona benziyorsunuz bilemezsiniz. Şaşılacak şey?""Evet," dedim." Arada bir, o da, ben de televizyon kanallarında göründüğümüzde birçok insan  bizleri karıştırıyor?"Karayalçın konuşmaya devam etti:"Ben buraya Sayın Aliyev'le buluşmaya geldim. Üç gün için İstanbul'a geldiler. Bu sabah onunla progr

4549 defa okundu.

yazının tamamı...
İTİBARI OLMAYAN ZENGİN ÇOK FAKİRDİR
İTİBARI OLMAYAN ZENGİN ÇOK FAKİRDİRİshak Alatonİnsan yaşarken, kazanırken itibar kazanmayı öncelikli hedef haline getirmeli.Sen itibar arayışında olmazsan itibar sana hiçbir zaman gelmez.İtibar, saygınlık kendini aşmakla başlar, toplumsal sorunlara ilgi duy, çözüm için kafa yor, sorumluluk al, servetinin bir kısmını orada harca. Bu kadar yaşamaya rağmen hala itibar kazanamadıysan  sakın zenginim deme?Ben şimdi geriye doğru baktığımda huzurluyum, hedeflediğim faaliyetleri yapabilmişim diyorum.Yani bir şeyler yapmış olma mutluluğu var bende?Holdingde lüzumsuzlaşmış ama topluma daha faydalı bir insan olma yoluna girmek mutluluk veriyor bana??Aklıma çok latif bir olay geldi. Benim hem rahatlığım hem biraz da muzip tarafımı ortaya koyuyor.

5082 defa okundu.

yazının tamamı...
İŞİNE KÖLE OLANLAR
İŞİNE KÖLE OLANLARİshak AlatonBen ve Üzeyir zamanla Alarko'nun hudutlarının, çerçevesinin dışına çıktık.Şirket ehil ellerde biz olmadan da kendi yolculuğuna devam etti.  Bu arada da tabii görevlerimizi profesyonellere devretmeyi de kolaylıkla yaptık. Çünkü buna inandık, yetki ve gücü erken devrettik. Böylece biz kurduğumuz işin esiri ve kölesi olmadık. İş dünyasında çok yoğun yaşanan bir olaydır, kendi kurduğu işin kölesi olmak. Çünkü o tür insanlar "ben olmazsam olmaz" düşüncesinde yaşar  ve kimseye güven duymazlar."Ben olmazsam olmaz" diyenlerle olmaz!...Ben anlamıyorum, insan kimseye güvenmeden nasıl huzurlu bir hayat sürebilir?Şükür ki biz yeteneklerimiz kadar kendi sınırlarımızı da bildik ve kurup bir noktaya getirdiğimiz işi, profesyoneller yolu ile büyütmenin faydala

5250 defa okundu.

yazının tamamı...
SOROS'DAN PARA ALIYORUZ
SOROS'DAN PARA ALIYORUZİshak AlatonAçık Toplum Vakfı ise tamamen farklı bir olay. Yurtdışından fonlar alıyoruz, başta George Soros olmak üzere. Bunlar çok şeffaf çünkü Açık Toplum Vakfı açık çalışır. Nereden para aldığımızı da söylüyoruz. Öğrenmek isteyen, bilgisayarından Açık Toplum Vakfı sitesine girip bütün parasal girdileri ve çıktıları görebilir.İsmi gibi, açık ve şeffaf bir çaba.Kısmen George Soros'dan alıyoruz, kısmen Avrupa Birliği'nden alıyoruz, kısmen de biz kurucular olarak her sene büyük miktarlarda paralar veriyoruz. Bu paraları dağıtmakla görevlidir vakıf?Açık Toplum  Vakfı'nın  bir tek hedefi var: Türkiye içindeki sosyal , toplumsal etkinlikleri yürüten  yüzlerce sivil toplum kuruluşuna fon, maddi destek oluşturmak.Açık Toplum Vakfı proje üretmez, sadece

5386 defa okundu.

yazının tamamı...
AÇIK TOPLUM VAKFI
AÇIK TOPLUM VAKFIİshak AlatonSoruyorlar TESEV varken Açık Toplum Vakfı'na neden ihtiyaç duydun?Çünkü TESEV'in  faaliyeti ile Açık Toplum Vakfı'nın faaliyetleri tamamen farklı. Çünkü TESEV, kurucularının verdikleri paralarla bir fon yaratmış ve bununla kendi faaliyetini sürdüren, raporlar hazırlayan, toplumsal cereyanları analiz eden, istatistikler yapan ve bunları yayınlayan, medya yoluyla bunları topluma mal eden, toplumu aydınlatan bir çaba

5269 defa okundu.

yazının tamamı...
CAN PAKER
CAN PAKERİshak AlatonSonra anladık ki, TESEV'e kendimizi vermemiz lazım.Yönetim Kurulu içinden  bu göreve en uygun  Dr. Can Paker'i buldum ve onu ikna ettim. Can, Henkel'deki genel müdürlük pozisyonundan erken zamanda ayrıldı ve kendini tamamen TESEV'e verdi. Bunu bir hayat ideali olarak  yürüttü ve ben de onu her zaman destekledim.Vakıf dernek işlerinde düşünce olsa da sürdürmek için kaynak lazım, yani para lazım. Para denen şeyde ağaçtan toplanmıyor ki.Biz TESEV için  önce kendi içimizde, yani yakın  birkaç işadamından  bir miktar para aldık.  Bunların içinde Feyyaz Berker'i, Prof. Üstün Ergüder'i, Ethem Sancak'ı,  hatırlıyorum. Fakat esas aktivite,  Can Paker ile benim elimde oldu.  Can Paker yönetim kurulu başkanı,  ben de yönetim

5270 defa okundu.

yazının tamamı...
DOĞU RAPOR
DOĞU RAPORUİshak AlatonTESEV'in  hatırladığım en çarpıcı çalışması 1995 yılında The Marmara Oteli'nde ilan ettiği "Doğu Raporu" dur. Doğu Ergil raporu okudu, müthiş bir şeydi. Fakat  hemen ardından beni yaralayan bir şey oldu.Doğu Ergil o raporu izah  ettikten sonra Başkan bir konuşma yaptı. Felaket bir şeydi. Yerden  yere vurdu  raporu. Bu  raporun Türkiye'nin aleyhine olduğunu, yanlış olduğunu falan söyledi, Doğu  Ergil'i  paçavra yaptı.Utanç verici.Onun adına ben utandım.Çünkü sonradan  bu adamla dost olduk ve farkına vardım ki hiç o konuşmadaki  adam değil. O gün sanki sipariş edilmiş, böyle konuş demişler gibi geldi bana. Yılmaz Esmer, TESEV'in direktörüydü. Yanlış hatırlamıyorsam,  o gün de moderatörlük yaptı.  Yeterince ces

4426 defa okundu.

yazının tamamı...
UTANÇ VERİCİ
UTANÇ VERİCİİshak AlatonTelevizyonda Behiç Kılıç, insanın gözünün içine kalemini sokacak şekilde tehdit ederdi izleyenleri. Bu adamın bir mektubu TESEV'in bütün yönetim kurulunu paniğe sevk etti. Adam yazıyor:"Türkiye'nin Farklı Dilleri ne demek? Kürt lisanını mı tartışacaksınız?Kürt lisanı diye bir lisan yoktur."Tehdit kokan ve içinde antisemitik mesajları da olan bir yazı.Üstelik ismim İshak Alaton değil İzak Alaton olarak yazılı?"Yani sen Müslüman İshak değil, Yahudi İzak'sın" demek istiyor?Böyle bir yazı gelince,  benden habersiz TESEV'in 15 kişilik yönetim kurulunun 13'ü kendi aralarında karar alıyor ve konferansı iptal ediyorlar. Bizim yönetim kurulunda kim vardı derseniz, şimdi isimlerini bile anmak istemiyorum. Sadece ben ve Can Paker bu kararı  utanç verici&n

5246 defa okundu.

yazının tamamı...
TESEV
TESEVİshak AlatonKimliğimin ve misyonumun inşasında Türkiye Ekonomik Sosyal Etütler Vakfı, TESEV önemli bir yer tutar.Bir gün Nejat Eczacıbaşı benimle özel görüşmek istedi. Bir araya geldik, dedi ki:"İshak Bey,  sana bir teklifim var; benim 60 'lı yılların  başında meydana getirdiğim bir hareketim var.İsmi Konferans Heyeti. Zaman zaman  konferanslar organize ediyor ve toplumu bilinçlendiriyor. Fakat artık bu yetmiyor, gel daha aktif bir yola birlikte çıkalım."TESEV'i önerdi. "Tamam," dedim ve yola çıktık. Ben daha baştan TESEV hareketine biraz sosyal demokrat bir yön verdim. Fakat özellikle 80'li yıllarda çok büyük güçlüklerle karşılaştık. Çünkü askeri rejim altında "Kürt" kelimesini söylemek dahi yasak iken biz "Türkiye'nin Farklı Dilleri" diye bir konferans organize ettik.

4618 defa okundu.

yazının tamamı...
FİKRİNİ PAYLAŞAMIYORUM AMA SENİ DESTEKLİYORUM
FİKRİNİ PAYLAŞAMIYORUM AMA SENİ DESTEKLİYORUMİshak Alaton"Düşüncelerinizi hiçbir şekilde paylaşamıyorum. Ancak, bu  düşünceleriniz tam ve sınırsız bir hürriyet ortamı içinde savunabilmeniz için bütün gücümle sizi destekliyorum." Türk insanının demokrasi arayışı bu basit cümlede gizli olsa gerek. Voltaire'le birlikte aynı yıllarda, bir başka Fransız  düşünür ve yazarı, Jean Jacgues Roussea'nun  eserleri, ölümünün hemen ardından, 1789 Fransız  İhtilali'ne ilham kaynağı oldu. "insanlar hür doğar ve hür yaşarlar" prensibini geliştiren Rousseau, devlet  yönetimini elinde tutan  kuvvetin sınırlanmasının  ve denetim altında tutulmasının gereğini  savundu.Fransız İhtilali, Avrupa'nın toplumsal hayatında en önemli olayların başında gelir. 1789 yılından sonra,

4342 defa okundu.

yazının tamamı...
DÜM'LERİ ÇOĞALTALIM
DÜM'LERİ ÇOĞALTALIMİshak AlatonDüşünce Üretim Merkezleri?Batı  dünyasında "Think Tank" olarak bilinen olayın  Türkçe karşılığını bulmak için epey zorlandım. Bilgilerine güvendiğim  dostlarıma danıştım.Fakat  görüşler ve farklı yorumlarda bulundular.  Belki de "üretim"in  cazibesine kapıldım ve daha 90'lı  yılların başında DÜM'ü önermeyi göze aldım. Herhalde "Düşünce Tankı" gibi bir ucubeyi  size öneremedim. Çünkü "tank" kelimesi içimi  karartıyor? Ezmek , yok etmek, öldürmek fiillerini hatırlatan sevimsiz bir kelime?Üretmek varken yok etmek niye?Kısacık bir ömür boyunca mutluluğu  üretip paylaşmak mümkün  olduğuna göre, gelin hep birlikte biz Düşünce Üretim Merkezlerini, DÜM'leri çoğaltalım?Savaş'ın  açamad

3942 defa okundu.

yazının tamamı...
KAVGA ETMEM, MÜCADELE EDERİM
KAVGA ETMEM, MÜCADELE EDERİMİshak AlatonKavgalardan, özellikle şahit olduklarımdan son derece huzursuz olurum. Ben kavga etmem, kavgadan kaçarım, ama korkmadan mücadele ederim. Bir insanın çaresizliği ve o çaresizliğe benim de çare olamamam beni huzursuz eder. Bu bazen  olur, çünkü maddiyatla ilgili  olmayan  sorunlar da vardır. Bir ölüm, bir hastalık? Hastalığın  tedavi  edilememesi veya edildiği halde acı çekmeye devam etmesi gibi? Bütün bunların şahidi ve idrakinde olmam huzursuz olmam için yeterlidir. Bazen iş adamlarına bazı sıfatlar eklendiğini  duyarsınız. Çok ciddi, çok yardımsever ya da çok geçimsiz gibi?Hiç kimse geçimsiz olduğumu söylemedi bugüne dek. Ama cimri olduğumu söyleyenler oldu. Ancak benim yardımseverlikten  anladığı

3501 defa okundu.

yazının tamamı...
TOPLUMA FAYDALI İNSAN İMAJI
TOPLUMA FAYDALI İNSAN İMAJIİshak AlatonŞirkette daima düşünerek adım attık.Her adımda stratejimizi gözden geçirdik, alternatifli düşündük. Üretim stratejimiz ayrı, satış stratejimiz ayrı, reklam- tanıtım stratejimiz ayrı,  insan kaynakları stratejimiz ayrıydı.Bir de yıpranmama, hedef haline gelmemem stratejimiz vardı. Ben ve Üzeyir bütün  bunlara "pasif tavır" yoluna girip  içe kapanmadık, biz başka bir yol seçtik, "aktif bir önleme" metodu  seçtik. O da topluma faydalı iki insan mesajı vermeyi tercih ettik. Yani aktif bir görüşümüz var. Bu biraz felsefemizi yaşam tarzımızı da izah ediyor. Neden  bu kadar  medyada görünen, çok konuşan adamlarız?İşte bunun gerisinde bu arayış var. Yani faydalı iki insan?Topluma vermek istediğimiz mesajlar ile insanları ik

3814 defa okundu.

yazının tamamı...
HEDEF OLMAMA STRATEJİSİ
HEDEF OLMAMA STRATEJİSİİshak AlatonBenim psikolojimi iyi anlamak lazım.Ben bu  ülkede darbe almış bir adamım.Evde Türkçe dışında bir lisan konuşmak yasaktı. "Yahudi olduğunu bil, ama kimseye söyleme!" telkinleri ile büyüdüm.Okulda "Pis Yahudi" diyorlardı. Babam Varlık Vergisi sonrasında aldığı yara yüzünden  gözlerimin önünde eriyip gitti. Evin yükünü annem çekiyordu. Struma faciasına tanık oldum. 6-7 Eylül olaylarından sonra kardeşim ülkeyi terk etti.Ablam evlendi ve İsrail'e göçtü.İş dünyasına girince de zaman zaman rakiplerim beni karalamak, safdışı  etmek için "Yahudi şirketi" etiketini öne sürdüler. Çeşitli engellemelere, ayak oyunlarıyla karşılaştım. Sevgili ortağım  Üzeyir Garih bu ülkede canice katledildi. Acıda olsa kabul etmek lazım ki ben ortağı öldürülmüş bi

4096 defa okundu.

yazının tamamı...
BEN KİMİM, NE ZAMAN KİMLİK KAZAND
BEN KİMİM, NE ZAMAN KİMLİK KAZANDIMİshak AlatonYalnızlığı severim. Yalnızlığın içinde bir evren  gibi genişleyen sessizliği de severim. Orada kendimi bulur ve derin bir düşünce yolculuğuna çıkarım. O anlarda bazı  sorular takılır aklıma. Halbuki  o soruyu daha önce duymuş fakat önemsememişim. Şimdi öyle değil, cevaplanması  gerekir, diye düşünüyorum. İşte bir soru:İshak,  sen ne zaman bir kimlik ve bir anlam kazandın? Ne zaman dışa açıldın, dünyalı oldun?Çok ilginç, ben yok olduğumu  hiç düşünmedim, her zaman ve her ortamda sınırların  dışında düşündüm, öyle hayaller kurdum. Kendimi hiçbir zaman yerel tanımlamadım, dünya ile ilgilendim, dünyanın sorunlarıyla ilgilendim, bir filozof gibi dünyanın geleceği ile ilgilendim. Galiba ben hep uluslararası oldum,

3386 defa okundu.

yazının tamamı...
ÖMÜR BİTMEZ SANIYORDUM
ÖMÜR BİTMEZ SANIYORDUMİskah AlatonYaş ilerledikçe daha iyi görüyorum.İnsan gençliğinde yılları sayıyor, bir yıl , beş yıl, on yıl çok uzak geliyor.Yaşlanınca ise günleri , hatta saati  hesaba katarak  geçiriyor zamanı ve ilerideki her şey çok çabuk geliyor buraya. Ya da biz çok  çabuk gidiyoruz ileriye.Anlıyorum ki bütün  uzaklar yakındır, bütün zamanlar çok çabuk geçiyor. Şimdi bende boşa geçirilecek vakit yok, ama ilk başta daha 20'li yaşlarda zannediyordum ki bin sene yaşayacağım.Böyle bir hissi oluyor insanın.Bu ömür yaşa yaşa bitmez?Öyle zannediyorsun.Halbuki değil, hemen geçiyor ömür.Bu gerçeği geç idrak edince de insan geç kalıyor.

4206 defa okundu.

yazının tamamı...
MUTLU OLACAĞIN ŞEYLE İLGİLEN
MUTLU OLACAĞIN ŞEYLE İLGİLENİshak AlatonBu olay tam bir aile faciasıdır ve Türkiye'nin zafiyetlerinden biridir. Düşün ki, üç kardeş birlikte iş kuruyorlar ve geliştiriyorlar. Sonra bunların  çocukları da aynı iş içinde yer almak istiyorlar. Böylece üç kardeş  ve 10-15 çocuğun  yer aldığı  büyük bir güruh?Bu yapı  çoğu zaman işlemiyor, çünkü herkes yönetmek istiyor, iş yapmak isteyen pek çıkmıyor. Yükü değil gücü paylaşmakla başlıyorlar işe?Ve hepsi de yönetici olmak istiyor. Bu arada hepsi birbirleriyle dalaşıyor, çünkü korkun.  Bir rekabet var ve hiçbiri yerini bırakmak istemiyor. Ne acıdır ki hiçbiri de kovulamıyor. Çünkü ailenin  çocukları bunlar. Ve nihayet o şirket batmaya mahkum?O kadar  çok dinledim ki bunları.Çocuk gelmiş, "

4386 defa okundu.

yazının tamamı...
ŞİFA YURDU
ŞİFA YURDUİshak AlatonBiz burada Boğaz'ın  kenarında mutluyuz. Hem mutluyuz, hem de farklıyız, merkezi bir yerde manzarası muhteşem.Boğaz'a bakan ve ağaçların arasında kaybolmuş küçük bir bina. Tarihi bir yapısı var. Çok iyi korunmuş. Evlerimize de çok yakın. Eskiden  bizim Maslak'ta 17 katlı bir binamız vardı.İlk yüksek binalardan biri bizimkiydi. Orayı sattık, oradan kurtulduk ve Ortaköy'e geldik. O yüksek bina bana hep şahsiyetsiz geldi, şahsiyeti yoktu. 1992 yılında Ortaköy'deki bu binayı almak isterdik, satmadılar. Sahibi Dr. Asım Onur'du. Yaşı çok ilerlemiş bir adamdı. Satmayınca kiralayalım dedik. Mukaveleyi 10 yıllık yaptık, altına da bir şart koyduk. 10 yıldan sonra bir 10 yıl daha uzatacağız dedik. 20 yıl geçti. Arada ortaklar arasında bir kavga çıktı, onlardan birisi s

4005 defa okundu.

yazının tamamı...
BAŞARIYI NASIL ÖLÇÜYORSUN?
BAŞARIYI NASIL ÖLÇÜYORSUN?İshak Alatonİshak Bey, Alarko'nun en başarılı  birkaç projesini saysanız, derler konferanslarda.Kime göre, neye göre başarı, diye düşünürüm. Çünkü başarıyı nasıl ölçtüğüne bakar bunu cevabı.Benim standart bir ölçüm yok, rakamsal bir ölçüm yok, derim ve eklerim, ama keyif veren faaliyet sorarsanız, çok keyif aldım iki projemiz oldu. Birisi Alkent- Etiler. Sedad Hakkı Eldem'le yaptık. Çok  muhteşem bir proje oldu, çünkü 649 daireli apartmanlar inşa ettik orada. Bir spor tesisi, bir de sosyal faaliyetler lokali. İçinde lokantaları var, sinemaları var, yüzme havuzları  tenis kortları, her şeyi var?.Çok erken  dönemde böyle bir yaşam  tarzı  getirdik.Türkiye'nin  ilk sosyal ve kaliteli yaşam tarzını biz getirdik 1980'in başların

3913 defa okundu.

yazının tamamı...
FAİZ MÜPTELASI YAPILDIM
FAİZ MÜPTELASI YAPILDIMİshak AlatonBanka konusu bana bir şey daha hatırlattı.Eski dosyaları karıştırırken bir gazete kupürüne rastladım. Yüzüm kızardı ve utandım.Neden mi, anlatayım?Tarih 28 Şubat 1994.Haber şöyle:"Alaton diyor ki: Faiz müptelası yapıldım. Kolay para kazanma bağımlısı oldum."Yine bir kriz dönemi?O zaman çok yüksekti faizler. Gecelik faiz yüzde yedi bin beş yüze çıktı bir iki gün?Haber devam ediyor:"Oysa benim sanayici olarak görevim, yatırım yapıp istihdam yaratmaktı.Rantiyeci olmak değildi. Beni utandıran bir durum? Geçen günlerde, yalnızca bir hafta sonu , % 63 ile bankada tuttuğumuz paradan Amerika'da bir yatırımcının bir haftada kazandığı  kadar faiz kazanmış olmamızdır beni utandıran. Çünkü rantiyeciliğin ne kadar tatlı olduğunu gördük. Ko

3798 defa okundu.

yazının tamamı...
BANKA SATIN ALDIK
BANKA SATIN ALDIKİshak AlatonMedyadan kurtulduk, siyasete düşmedik ama yaptığımız başka hatalar oldu. Mesela banka satın aldık. 1980'li yıllarda satılan bir bankanın büyük hissesini aldık. Bank of Boston'u, Türk Boston Bank ismine çevirdik. Büyük ortak Alarko ve Oyak  var, bir de Pakistanlı genç bir iş adamı. 5-6 sene çok iyi gitti, bankacılığı hem öğreniyoruz hem de bir yere doğru gideceğimizi görüyoruz. Büyütmeye kararlıyız, dış sermaye aramaya başladık. O sırada birden bire Tansu Çiller'in Mevduata Sonsuz Garanti Kanunu çıktı.O günün akşamı karar aldık, bankacılıktan çıkacağız, dedik.Önümüzde iki yol var: Ya mevduata yüksek faiz veren diğer bankalarla yarışa gireceğiz ve rezil olacağız. Çünkü yüksek faiz veriyorsun, karşılığını ödemen lazım. Haksızlık ve yolsuzluk yapmaktan başka ç

3922 defa okundu.

yazının tamamı...
MEDYAYA PATRON OLMAK ZOR
MEDYAYA PATRON OLMAK ZORİshak AlatonNeden, çünkü medya olursan taraflı oluyorsun. Taraflı olursan senin de karşı tarafın olur, o zaman ister istemez karşı tarafla didişmeye başlarsın ki bu da sana zarar verir. Dünyanın hiçbir ülkesinde medyayla başka işler beraber olmuyor. Ya medyadasın ya başka iştesin. Ama hem medya, hem fabrikatör, hem bilmem holding olmuyor. Bu tuhaflık Türkiye'ye özgü gibi. Ben o arkadaşların da pek mutlu olduklarını sanmıyorum. Çünkü rahat bırakmazlar adamı. Benim inandığım bir şey var: Ne kazandığından çok daha önemlidir, nasıl kazandığın. Toplumun önünde gözüken, biraz varlıklı ve güçlü olduğu  düşünülen insanlara sürekli teklifler gelir. Fakat bunların çoğuna dönüp bakmamak gerekir. Ama ben biliyorum ki pek çok insan da o platforma bunun için çıkar, beni görs

3558 defa okundu.

yazının tamamı...
BİZİ MEDYAYA SOKMAK İSTEDİLER
BİZİ MEDYAYA SOKMAK İSTEDİLERİshak AlatonPara, güç ve daha çok kazanma hırsı insanı olmadık hatalara sürükler. Yıllarca gece gündüz çalışıp kazandıkları, yanlış bir tercihle kaybedersin.Herkes dikkatlice etrafına baksa,  etrafın kaybederlerle dolu olduğunu görecek. Peki, neden  kaybettiler sorusuna cevap benzer olur . Çünkü kurumsallaşıp da yatırım yapmadılar, insan kaynaklarını  çalıştırmadılar.  İyi bir ekip kurmadılar.Büyümekte acele ettiler. Öz sermayeleri olmadığı halde sadece hayallere dayalı adımlar attılar.çÇok fazla borçlandılar. Borçla iş çevirmeye kalktılar. Yanlış yerlere yatırım yaptılar. Hatalarından ders almadılar. İç ve dış  piyasaları  okuyamadılar. Yanlıştan  dönmeyi erdem olarak göremediler. Bilmedikleri alanlara yöneldiler. Ortaklıkla

4018 defa okundu.

yazının tamamı...
ERDOĞAN'A FRANSIZ ATASÖZÜYLE ÖVGÜ
ERDOĞAN'A FRANSIZ ATASÖZÜYLE ÖVGÜİshak AlatonTayyip Erdoğan, işini çok iyi yapan, pragmatik, akıllı bir lider. Ayakkabılarında hızlı büyüyen, onları dolduran bir adam.Ayakları çok hızlı büyüyor ki, ayakkabılarını dolduruyor.Yabancılar bana Tayyip Erdoğan'ı  sorduklarında böyle söylüyorum."Ayakkabılarında hızlı büyüyen adam."Bu, Fransızca'dan tercüme bir deyim?Yani  görevinin ağırlığını hissederek ve ona uygum olarak kendini geliştiren insan demektir.

3172 defa okundu.

yazının tamamı...
ERDOĞAN YOLA ERKEN ÇIKMIŞ
ERDOĞAN YOLA ERKEN ÇIKMIŞİshak AlatonUzağa gidecek adam, demiştik ya, yani belediye başkanı olmakla kendini sınırlamayan, daha büyük hedefler koyan bir Erdoğan portresi var ta o günlerde bende oluşmuş.Erdoğan'ın  Erbakan'ı ve klasik  çizgisini sorgulayıp  çok geride bıraktığı , kendini dünün şartlarına ve dünün dünyasına hapsetmediği o günkü tavırlarından da belliydi. Şimdi anlaşılıyor ki Erdoğan çok ileriye gideceğini çok önceden planlamış.Yani bunu istemek hakikaten uzun vadeli bir planın eseridir.Demek ki hep büyük düşünmüş.Erdoğan sıra dışı bir adım attı be dışa açıldı.Bir adam, siyaset yapmak istiyorsa ve uluslararası alanda var olmak istiyorsa gerçekleri görmesi lazım.Refah  etiketine rağmen, "ben farklıyım, dünyayı farklı  okuyorum, siyasi aklım farklı" deme

3965 defa okundu.

yazının tamamı...
UZAĞA GİDECEK ADAM
UZAĞA  GİDECEK ADAMİshak AlatonZamanla birbirimizi daha iyi tanıdık. Tanıdıkça orada kalacak bir adam olmadığı  belli olmaya da başladı. Uzağa gidecek bir adam olarak gördüm Tayyip Erdoğan'ı?Bunu o zaman görenlerden biri de Cüneyt Zapsu'dur.Erdoğan'a daha belediye başkanı iken çok önemli  destek verdi.Cüneyt Bey, onun iş  dünyasında iyi bir imaj sahibi olması için aracılık yapıyordu.Bu imkanı vardı, çünkü aktif bir TÜSİAD üyesiydi. Zapsu bizim Sarıyer'deki Alsit villalarının en güzellerinden yan yana üç tanesini satın almıştı o zaman.Birine kendisi geçti, birine kardeşi Aziz, birine de annesi.Cüneyt Bey bu villada bir ara yemekler tertip ediyordu. Bir keresinde beni de bir akşam yemeğine davet etti.Dedi ki:"Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan'ı  da davet ettim, o

3477 defa okundu.

yazının tamamı...
SIRA DIŞI BİR ADAM
SIRA DIŞI BİR ADAMİshak AlatonErdoğan yeni belediye başkanı olmuştu. Ziyaret ettim, hayırlı olsun dedim. Tabii aklımda bir takım kuşkular var ama renk vermiyorum, belediye ile işimiz var, İstanbul'un gaz tesisatını yapıyoruz.Bana dedi ki:"Ben sadece sizin iyi bir iş yapmanızı beklerim."Çok medeni bir tavırdı.Gördüm ki bendeki önyargı onda yok. Ben endişeliyim, çünkü Refah Partisi'nden gelip  başkanlığa seçilince ben haliyle düşüncelerinin Erbakan cinsi  düşünceler olduğunu varsayıyorum. Hani öyle bir önyargım var ya? Fakat sonradan anlıyorum ki, adamın Refah felsefesini vurgulayan, öne çıkaran  bir tutumu yok. Adam iş  yapmak istiyor belediyede.İstanbul'un daha iyi hizmete ihtiyacı olduğundan, biz de diyoruz ki  biz de müteahhit olarak size destek vermeye haz

3683 defa okundu.

yazının tamamı...
LİMUZİNDEN İN, TROLEYBÜS'E BİN
LİMUZİNDEN İN, TROLEYBÜS'E BİNİshak AlatonBen kaldım, onlar gittiler, geldiler.Şehrin en büyük oteli Grand Hotel'de ağırlanmışlar. Müthiş para harcamış, Stockholm Belediyesi.İstanbul'dan  Stockholm'a giden  heyetin içinde genç bir adam vardı, düzgün  bir insandı, o anlattı bana:"Bir akşam yemeğinden  geliyoruz. Yanımızda Stockholm Belediye Başkanı da var. Biç üç arabayız, hepsi limuzin.Hotelin  kapısında indik, ev sahibi  belediye başkanı  birden bire hareketleniyor, hızlı bir şekilde Türkiye;'den gelen  herkesin elini hızlı hızlı  bir şekilde sıkarken "goodbye, goodbye, goodbye, see you tomorrow" diyor.Bizi bıraktı ve koşmaya başladı, caddenin karşısına geçti.Hepimiz merak ediyoruz, ne oldu adam nereye gidiyor.Koşuyor, koşuyor, karşıda troleybü

3621 defa okundu.

yazının tamamı...
YOL KAZASI
YOL KAZASIİshak AlatonSanıyorum benim Erdoğan'la tanışmam o ilk yıllarda oldu. O tarihte İstanbul'un doğalgaz tesisatını da biz yapıyorduk. Dalan döneminden başladık. Sonra bir felaket zamanı, Nurettin Sözen diye bir yol kazası  yaşadı  Türkiye ve İstanbul. Sözen, kulak-burun-boğaz doktoru. Ve yalnız kendi bilgisine güvenen bir adamdı.Başarısız olmak isteyen insanların tercihidir, her şeyle ilgilenmek?Her şeyi kendi yapmak isteyen, aslında her şeyi durdurmuş oluyor. Sözen sistemi durdurdu, anlamadığı için karar almıyor, karar almayınca iş duruyor. Nitekim bizim işimiz de durdu.Sözen başa geldiği günden beri bütün işlerimiz yattı.Erdoğan konusuna girmeden anlatmak istediğim bir olay var. Belki bazı zihinlere ışık tutar. Hiç unutmam, bir davette garip bir şey oldu, Sözen de d

3617 defa okundu.

yazının tamamı...
RECEP TAYYİP ERDOĞAN
RECEP TAYYİP ERDOĞANİshak Alatonİstanbul'a Belediye Başkanı olana kadar Recep Tayyip Erdoğan diye birinin varlığından haberdar değildim.Başkan oldu, sonra kim bu adam, demeye başladı benim gibi pek çok insan. Yapamaz, altından kalkamaz önyargısı da vardı tabii. Kabul etmek lazım ki belediye başkanlığı başarıyla yaptı be çok iyi değerlendirdi, oradan kendisini Türkiye'ye mal etmenin sihirli yolunu buldu. Büyüyerek ve güçlenerek bu günlere kadar geldi.

3113 defa okundu.

yazının tamamı...
DEVLETİN ZİRVESİNDE BABAMI HATIRLADIM
DEVLETİN ZİRVESİNDE BABAMI HATIRLADIMİshak AlatonSaat 14:30 'da başlayan konferansım tam iki buçuk saat sürdü. Başta Hanımefendi olmak üzere salonda çok nitelikli bir dinleyici kitlesi hazırdı. Kısa bir takdimin  ardından Lüzumlu  Adam kitabının oluşturduğu merak ile gelen sorulara cevaplar verdim. Bir ara dedim ki:"Bakın ben Hayim Alataon'un oğlu İshak Alaton'um.Babam devletin kendisine reva gördüğü Varlık Vergisi zulmünü sindiremedi ve devletinden aldığı bu ağır darbe ile mutsuz ve yaralı bir hayat yaşadı. Ben o günleri yaşadım, babamın haline tanık oldum?Aradan uzun yıllar geçti, devlete mesafeli oldum, kendi yolumu  çizdim ve bu günlere geldim. Şimdi Çankaya Köşkü'nde devletin zirvesindeyim, kabul ediliyorum, değer görüyorum, huzurluyum?Halbuki devlet aynı de

3729 defa okundu.

yazının tamamı...
ÇANKAYA'YA KALİTE VE HUZUR GELMİŞ
ÇANKAYA'YA KALİTE VE HUZUR GELMİŞİshak AlatonYemekten sonra, cumhurbaşkanımız ile çalışma ofislerinde bir saat kadar sohbet etme fırsatım oldu.Bize Sayın Hanımefendi de eşlik ettiler. O gün eski dostluğumuzu tazeledik, Avrupa şehirlerindeki konferanslarda konuştuğumuz mevzuları ele aldık?Bu arada , Çatalca'da yer alan Alvimedica projemizi detaylı olarak anlatma fırsatım oldu. Türkiye'de sağlık yatırımları  dalında yabancı sermayenin çalışma imkanı bulacağı Bio-City projemizi çok önemli ve çekici buldular ve destekleme sözü verdiler. Mütebessim ve vizyon sahibi, insanı rahatlatan , huzur veren devletin başının yanından ayrılma vakti geldi, izin isteyip konferans için  salona doğru yürümeye başladık. Yürürken bütün dikkatim mekana kaydı. Çankaya'daki müspet  değişim konu

4050 defa okundu.

yazının tamamı...
CUMHURBAŞKANI VE "LÜZUMLU ADAM"
CUMHURBAŞKANI VE "LÜZUMLU ADAM"İshak AlatonHayat yolculuğumu anlattığım, Lüzumlu Adam başlıklı kitabım Mart 2012'de yayınlandığında büyük ilgi ile karşılandı. İtiraf edeyim k bu kadar tesir yapacağını beklemiyordum.Tamam, dolu dolu bir hayat yaşadım ama herkes benzerini yaşıyor, diyordum. Kendimi farklı ve özel görmedim. ..Fakat anladım ki aynı  anda ve aynı zamanda yaşamak, o insanların hayatlarının da aynı olması  neticesini vermiyor?Galiba Pakistanlı şair, devlet adamı İkbal'e ait bir cümle, şöyle der: "Aynı  gökte uçarlar, lakin karganın  dünyası başka, şahininki başkadır."Çok doğru ?Çünkü hepimizin hayatla bağı, gördüklerimiz, olup bitene yüklediğimiz anlamlar, mücadelemiz, değerler dünyamız, öğrendiklerimiz öğrenme süreçlerimiz, çıkardığımız dersler fa

3902 defa okundu.

yazının tamamı...
ABDULLAH GÜL
ABDULLAH GÜLİshak Alatonİlk tanımam enteresan bir şekilde, daha Refah Partisi'ndeyken oldu. Almanya'da Körber Vakfı diye bir vakıf var.  Tanınmış  ve çok  saygın bir vakıf. TESEV ile birlikte Türk- Alman tartışma platformu  organize ettik.Üç günlük  bir programdı. Oraya Refah'tan da birkaç kişi davet edildi, içlerinde Abdullah Gül de vardı. Yaptığı konuşmalar ve soru cevap katkıları  bana çok  olumlu göründü. Yani, Gül'ü orada takdir ettim.Dogmatik bir yaklaşımı yoktu.  Aksine çok mantıklı ve bilgili  konuşuyor, tartışmalara da aktif olarak iştirak ediyordu. Diğerlerine nispetle rahat, çok  daha kendisine güven duyan bir adamın yaklaşımı ile tartışmalarda yer alıyordu. O zamanlarda etkiledi beni Abdullah Gül. Sonradan da belli etti ki herha

3774 defa okundu.

yazının tamamı...
AHMET NECDET SEZER
AHMET NECDET SEZERİshak AlatonHiçbir zaman be tanışıklığımız oldu ne bir araya geldik. Zaten kabul etmek lazım, yedi yıl boyunca hep böyle fildişi bir kulede yaşadı. Arada bir dışarı çıktı, elinde file ile markete gidip alışveriş yaptı?Sezer deyince aklıma başka bir şey gelmiyor. Türkiye'nin kayıp yıllarıdır o yıllar. O kadar  yanlış bir seçim oldu ki. Bence o tercih  Bülent Ecevit için de büyük bir hatadır. Sadece ciddi duruyor diye adam mı  seçilir devletin başına.Olacak şey değil?

3809 defa okundu.

yazının tamamı...
İSMET PAŞA
İSMET PAŞAİshak Alatonİsmet Paşa'yı tanımam, yollarımız hiç karşılaşmadı. Fakat  çocuklarıyla biraz yakınlığım oldu. Hem kızı Özden Toker'le, hem oğulları Ömer ve Erdal'la? Samimi ve efendi bir insandı Erdal. Ömer de iyi fakat onun politik  bir iddiası hiçbir zaman olmadı. Erdal İnönü bana çok enteresan bir şey anlattı.Bugün gibi hatırlıyorum.Dedi ki:"İshak Bey, Türk zihniyetinde enteresan bir şey var.Ben bunun için ilim adamı, fizik profesörü oldum. Babamın  masasında ailecek oturduğumuzda her şey konuşulurdu, fakat parayla ilgili, ekonomiyle ilgili herhangi bir şey konuşmak ayıptı. Onun için konuşulmazdı."Çok ilginç, adam diyor ki: Parayla ilgili, ekonomiyle ilgili hiç bir şey masada konuşulmazdı. Çünkü ayıp telakki edilirdi bir Türk adeti olarak. Ben bundan şu netic

3662 defa okundu.

yazının tamamı...
UTANÇ VERİCİ
UTANÇ VERİCİİshak AlatonZaman geçiyor?Saat oldu 10.00?Saat oldu 10.30?Artık bu rezalet nedir, diyorum kendi kendime.Tekrar resepsiyona gidip soruyorum.Cevaplar benim hiç de anlayabileceğim türden değil:"Efendim, biraz sonra kalkıyorlar?  kalkmak üzereler?"Saat 11.00'e çeyrek var ve benim tepem attı. Kimseye bir şey söylemeden  çıktım, arabama bindim ve işime gittim. Adam hayata uyanmamış olacak ki sonra hiçbir ses seda çıkmadı. Bir daha da beni aramadı, özür de dilemedi. Niçin beni görmek istediğini de anlamadım, hala o merakım da geçmedi?Garip, adam beni görmek istiyor, ama o vakitte uyuyor?Utanç verici bir alaturkalık.Bir an için aklıma geldi, yoksa biri beni işletiyor mu?Hayır, çünkü yukarıdan gelen cevapta "Evet, İshak bey ile görüşme

4477 defa okundu.

yazının tamamı...
MESUT YILMAZ
MESUT YILMAZİshak AlatonEski Başbakan Mesut Yılmaz'la garip bir hatıram var. Eski kelimesinin bende bazı insanlar için geldi geçti de bir işe yaramadı, anlamsızlaştı  gibi çağrışımları vardı bende. Zaman bazılarımızı  daha da değerli hale getirir, bazılarımızı da bir kenara atar. Zamana yenik  düşmenin sırrı hayatın bütününü ciddiye almaktan geçer. Bir de her şeyin, her kudretli zamanın, her zenginliğin geçici ve bir müddet sonra anlamsızlaştığı bilincine ulaşmaktan geçer. ..Mesut Yılmaz'ın genel başkan olduğu, ama henüz başbakan olmadı bir devreydi..Bir haber geliyor Ankara'dan, Mesut Yılmaz benimle görüşmek istiyor. Tamam ama ne zaman nasıl, dedim. Davet geldi. "İstanbul'da Maçka Oteli'nde pazartesi  sabah  tam 9'da Mesut  Bey sizi bekliyor.," diye perşembed

4574 defa okundu.

yazının tamamı...
SİYASET MÜHENDİSLİĞİ YAPMADIM
SİYASET MÜHENDİSLİĞİ YAPMADIMİshak AlatonBen hiçbir zaman siyaseti dizayn etmeye çalışmadım, siyaset mühendisliğine soyunmadım. Kulislerde konuşulanlar her zaman doğruyu yansıtmazlar. Benim yaptığım şey, fikirlerimi cesurca ortaya koymaktan ibarettir. Yeni parti, yeni lider arayışlarına da girmedim. Hayır, hiçbir zaman?Hatta bu yolda bana birçok  teklif oldu, hepsini reddettim.Düşüncelerimi, prensiplerimi ortaya koydum:"Ben fiili ve fiziki bir dizayn , bir siyaset  mühendisliği peşinde değilim.Ben felsefenin  peşindeyim." Dedim ve sosyal demokrat felsefenin  müspet  yönlerini izah etmekle yetindim. 12 Eylül'ü  biliyoruz, 28 Şubat'ı  biliyoruz, daha sonraki darbe teşebbüslerini, e-muhtıraları biliyoruz. Aslında Türkiye'de asker sadece kendi düşünerek

3374 defa okundu.

yazının tamamı...
BAYKAL VE ELEKDAĞ
BAYKAL VE ELEKDAĞİshak Alaton                Baykal mevzuunu kapatırken Elekdağ'la ilgili bir başarısızlığımı da anlatayım, günahımız sizlerle paylaşarak hafifleyeyim. 1977 yılında Tony Blair, Margaret Thatcher'e karşı büyük zafer kazanarak  Labor Hükümeti olarak iktidara geldi.Dünya genelinde sosyal demokratlar alkışladı.  Sosyal demokrat tabelası asılı olan CHP Başkanı Deniz Baykal yelkenlerine İngiliz rüzgarını doldurup  2002 yılı seçimlerine heyecanla hazırlanıyor.Oy yüzdesini hızla artırmak için yeni isimleri aday göstermeyi planlıyor. Bu arayış  için, iş ve reklam dünyasında tanınan Bülent Tanla'yı görevlendiriyor. Bu arayış  Emekli Büyükelçi Şükrü Elekdağ'ı da motive ediyor. Adaylığın

3918 defa okundu.

yazının tamamı...
BAYKAL ELİMİ SIKMADI
BAYKAL ELİMİ SIKMADIİshak AlatonBaykal, ne sorularıma cevap verdi ne de izleyicilere saygı gösterdi. Bitmedi, daha devamı var. Soğuk bir şekilde program bitti. Anladım ki  bundan bir netice almayacağız. Çünkü diyalog yok, anlamsız bir kızgınlık var havada. Program bitti ama ben felaketin daha büyüğünün yaşayacağımı bilmiyordum?Program bitti, stüdyodan ayrılama vakti deldi. Deniz Baykal önce Pınar Türenç'in ekini sıktı. Sonra orada başka bir hanım vardı onun da elini sıktı.Sonra gitti, kameramanların ? dört tane kamera vardı- da ellerini sıktı ve benim elimi sıkmadı.Benim elimi sıkmadan çıktı. Galiba bana küstü, dedim ama küsmekten de öte fena halde kızdı bana ve çıktı gitti. Ben de eve gittim?Ertesi gün telefonlar geldi Ankara'dan.Baykal'ın partideki en yakınlarından

5842 defa okundu.

yazının tamamı...
DENİZ BAYKAL'A İKİ SORU SORDUM
DENİZ BAYKAL'A İKİ SORU SORDUMİshak AlatonAradan  birkaç yıl geçti.Pınar Türenç televizyon  programları yapıyordu. Beni davet etti: "Deniz Baykal ile bir program yapacağım. Siz de gelin, ona soru soracaksınız," dedi. Kabul ettim.Program akşam saat 20:00 civarıydı ve canlı yayındı. Pınar Türenç  bana "İshak Bey, siz soracaksınız, Deniz Bey  cevap verecek?" demişti ama biz soruyla başlamadık konuşmaya. Türenç, önce bizi takdim ve sözü Deniz Baykal'a verdi. Ben anlamadım, sözü neden ona verdi. Çünkü soru sormadan sözü ona vermek bana ters geldi ama bir şey söylemedim. Deniz Baykal başladı ve aralıksız, nefes kesmeden 32 dakika konuştu. Pınar Türenç tam onun sözünü kesecekti ki ben araya girdim, "Bir dakika, bir dakika?" dedim. Kamera bana döndü."Pınar Hanım , b

4612 defa okundu.

yazının tamamı...
SİZE NE KÖTÜLÜĞÜM OLDU İSHAK BEY?
SİZE NE KÖTÜLÜĞÜM OLDU İSHAK BEY?İshak AlatonAradan bir ay geçti.Hurşit Güneş telefonla beni arıyor.Bağlayın, hemen konuşalım, dedim. Hurşit'i tanırdım, severdim. Çırpınan bir yönü vardı? Belki liderlik vasfı vardır yoktur bilmiyorum, o gün aklıma o geldiği için söyledim, düşünülmüş, taşınılmış bir isim değildi. Yani ben misal olarak söyledim?Hurşit Güneş, tedirgin, ses, biraz da kırgın gibi. Dedi ki:"Ya İshak Bey, ben size ne kötülük yaptım?"Hiçbir şey anlamadım. Şaştım kaldım.Hayretle dedim ki:"Allah, Allah sen bana bir kötülük yapmadın. Ne oldu?""Beni partiden attırdınız," dedi."Olur mu öyle şey, ne partiden attırması?""Benim adımı vermişsiniz Deniz Bey'e, Başkan bir bahane buldu, beni partiden  attılar," dedi. O anda anladım ki, Deniz Baykal'ın aklına "Bu işadamları&nb

4604 defa okundu.

yazının tamamı...
SİYASİ OLUŞUMLAR VE BEN
SİYASİ OLUŞUMLAR VE BENİshak AlatonTürkiye'de zaman zaman işadamları  birtakım siyasi oluşumlar içine girerler. Ne yaparlar, siyaseti dizayn etmeye çalışırlar. Muhalefeti örgütler ya da yeni partiye zemin hazırlarlar. Kimleri bu fikri  cephesiyle, kimileri  de finansmanıyla ilgilenir. Ben de zaman zaman  fikirlerimi siyasilere aktarmaya çalıştım. Gördüğüm yanlışları da söylemek istedim. O tür denemelerim oldu. Mesela bir tarihte Deniz Baykal için  holdingde iki kez yemek daveti yaptım.Yemek teklifi Baykal'dan geldi. Tony Blair seçimi yeni  kazanmıştı, sosyal demokrat fikir yeniden  geçerlilik kazanıyordu.Baykal da bu havadan heyecan duydu. Bizde Pazarlama Müdürü olarak  çalışan Oktay Varlıer yoluyla bana mesaj yolladı. İş dünyası ile yeni köprüler ku

4268 defa okundu.

yazının tamamı...
BÜLENT ECEVİT'İN SOSYAL DEMOKRASİSİ DE HÜSRANDI
BÜLENT ECEVİT'İN SOSYAL DEMOKRASİSİ DE HÜSRANDIİshak AlatonUğurlamadan önce kendisi ve birkaç yakın çalışma arkadaşı ile küçük bir odaya geçtik, orada da sosyal demokrasinin Türkiye'de nasıl daha iyileşeceği üzerine konuştuk. O konuşmadan  da içimde bir umut doğdu, bu adam  belki bu kadar dayak  yedikten sonra artık akıllanmıştır da hakiki manada bir sosyal demokrat olmuştur ve şimdi  bunun arayışındadır, benden de belki fikir alarak istifade edecek, diye düşündüm ama bu da bir hüsranla bitti.Anladım ki  adam sadece politikacıdır.Biz çabuk  unutuyoruz, bir politikacı çoğu zaman  sadece bir politikacıdır.Bu toplum belki de siyasi  figürleri abartmanın  bedelini ödüyor. Normalleşmeliyiz ki normalleştirelim. Hiçbir Türk sol politikacısında başta ta

5034 defa okundu.

yazının tamamı...
BÜLENT ECEVİT'İ TÜSİAD İLE BARIŞTIRDIM
BÜLENT ECEVİT'İ  TÜSİAD İLE BARIŞTIRDIMİshak AlatonEcevit'le TÜSİAD'ın  meşhur bir kavgası oldu 1979 yılında. İlan kavgası.Ecevit yıprandı, yara aldı. 12 Eylül darbesi oldu,  hapis yattı. Fakat sonraki yıllarda Ecevit tekrar aktif hale gelince bu kavgayı geride bırakmak , gömmek ve tekrar dost olmak istiyordu,  iş dünyasıyla ve özellikle de  TÜSİAD'la.Ecevit'le o dönemde enteresan bir yakınlığım oldu. Araya Orhan Birgit girdi. Bir gün Birgit bana geldi, dedi ki:"Siz TÜSİAD'da sözü geçen bir insansınız. Sayın  Ecevit de size yakınlık duyar. Onun için siz aracı olun. Biz TÜSİAD'ı  tekrar dost olarak görmek isteriz."Ben de dedim :"Hay hay?"TÜSİAD  yönetimine haber verdim. Bu adımı yönetim de çok faydalı buldu. Zaten genel kurulumuz vardı bir ay so

3794 defa okundu.

yazının tamamı...
LİDERLERİN CENAZELERİNE KATILMADIM
LİDERLERİN CENAZELERİNE KATILMADIMİshak AlatonMesela ben Türkeş'in  cenazesine gitmedim. Özal'ın  cenazesine gitmedim. Erbakan'ın  cenazesine gitmedim. Ecevit'in cenazesine de gitmedim. Bir politikacının cenazesi zaten on binlerce kişinin olduğu bir törendir. Ben protokolde değilim. Olmadığıma göre zaten uzakta kalacak bir adamım. Beni görseler ne olur, görmeseler ne olur?Ben o törenin içinde önemli bir adam değilim, sıradan  bir insanım.Gözükmek için cenazelere gitmem.Dostlarımın  cenazesine giderim. Bir de kalabalıklardan  sıkılırım, sade törenlere katılmayı tercih ederim. Çünkü sade törenlerde az insan olur, orada sadece aile yakınları ve dostları hazırdır. Orada hazır bulunmayan  dostların  yokluğu hemen hissedilir. Fakat  büyük ve çok kalab

4662 defa okundu.

yazının tamamı...
TÜRKEŞ BİZİM FABRİKADA
TÜRKEŞ BİZİM FABRİKADAİshak AlatonErtesi sabah Alamsaş'ta, Tuzla'daki fabrikamızda Alparslan Türkeş'in gelişini bekliyoruz. Nitekim saat 11:00'e doğru  üç araba geldiler. Fabrikanın  büyük demir kapıları açıldı, içeri girdiler. İşçiler hemen duydular ki: "Alparslan Türkeş fabrikaya geldi."Bu müthiş bir olay,  bir sağcı  öldürüyor, hemen akabinde de milliyetçilerin efsane ismi Türkeş geliyor. Türkeş'i müdüriyet odasına aldık. Oturur oturmaz durumu  sorunca dedik ki:"Burada sağı temsil eden bir çaycı var. Ortalığı  tarumar eden adam da o. Sağ tandanslı ve aynı zamanda da serkeş, kavgacı  bir herif. Fabrikadaki  dengeleri  altüst eden bir adam bu.  Esas problem solcularda değil, sağcı  geçinen bu ve arkadaşlarında."Yani senin  takım&

4613 defa okundu.

yazının tamamı...
ALPARSLAN TÜRKEŞ
ALPARSLAN TÜRKEŞİshak AlatonHerkese ilginç gelebilir ama Türkeş'le çok iyi bir diyalogumuz oldu.  Hatta çok enteresan  bir olay yaşadık. 1970'li yıllarda parti başkanı . Fakat aynı zamanda da iş dünyası  yakınlığı  var. Bizim  Tuzla'daki  fabrika Alamsaş  çok aktif.Birden  işçiler problem  yaşamaya başladık.İşçiler ikiye bölünmüş, bir kısmı sol görüşlü, diğer bir kısmı da sağ görüşlü.Bu iki grup  arasında devamlı  bir çekişme yaşıyoruz ve birbirlerini çelmeliyorlar. Fabrikada huzur kaçtı, işler aksıyor. Bir gün durum ayyuka çıktı. Bir işçimiz fabrikadan  çıkarken, dışarıda iki kişi çapraz ateşe tutuyorlar ve zavallı adamı öldürüyorlar. Ölen işçi sağcı  biliniyor.Tabii bu menfur olayın  fabrikadaki bütün disiplini mahvede

4656 defa okundu.

yazının tamamı...
ÇİLLER'İ BEN PAZARLAMADIM
ÇİLLER'İ BEN PAZARLAMADIMİshak AlatonTarihin birinde inanılmaz bir haberle karşılaştım.Galibe sene 1994.O gün  medyanın  ezberciliğini ve kelimelerle oynama gücünü çok yakından gördüm. ..Önce heyecanımın sebebini anlatayım;Hayatımızdan bir de Tansu Hanım geçti.Sarışın kadın?Tansu Çiller yeni seçildiği zaman ben büyük bir heyecana kapıldım,  Türkiye'nin  böyle modern  bir kadın başbakan  seçmiş olmasının imajımıza, yani yurtdışındaki Türkiye algısına müspet tesir edeceğini  düşündüm. O günlerde pek çok insan da benim gibi düşündü. Modern Türkiye yolunda önemli bir adım attığımız zehabına kapıldım ve Tansu Çiller'in, hem yurtdışında tanınması, hem de yurtiçinde başarılı olması için ben hem duacı oldum hem de aktif bir rol aldım. Öyle ki bir konferanst

4258 defa okundu.

yazının tamamı...
DÜŞMANDAN DA DOST OLURMUŞ
DÜŞMANDAN DA DOST OLURMUŞİshak AlatonBen döndüm tabii Türkiye'ye.İşittim ki Güney Afrika'nın  Ankara'daki  Büyükelçisi Thomas Wheeler'in  hanımı kanserden vefat etmiş  ve çok üzüntülüydü o günlerde.  Ardından  OTDÜ'de öğretim üyesi Kanadalı  bir hanımla, Donna ile tanışıp evlenmeye karar verdiler. Evlenme töreni de Ankara'daki İngiliz sefaretinin bahçesinde bir cumartesi  akşamı yapıldı.  Aziz Pahad, Güney Afrika'dan sırf bu  evlilikte şahit olmak için geldi. Bu, tabii ki benim de çok işime geldi. İstanbul'a indi, beraber Ankara'ya gittik. Pahad tamamen değişmişti. İlk defa Türkiye'ye geliyor, ilk defa Türklerle karşılaşıyor. Hayatımın  en enteresan  gecelerinden birini yaşadım o akşam. Çünkü adam çok rahat  içki içiyor. İçki

4504 defa okundu.

yazının tamamı...
GÜNEY AFRİKA'DA BİR TÜRK DÜŞMANI
GÜNEY  AFRİKA'DA BİR TÜRK DÜŞMANIİshak AlatonNitekim  bir süre sonra Güney Afrika'ya Mandela tarafından  davet edilip gittim. Fakat bu mevzuu Mandela'ya açmayı doğru  bulmadım. Çünkü çok hassas bir mevzu,  "ödülü  niçin reddettiniz' demenin bir mantığı yok.  Onun için, Mandela'yla buluşmadan  önce konuyu Dışişleri Bakanlığı'nda Türkiye Masa'nın  başında olan  Aziz Pahad ile tartıştım. Aziz Pahad Hint ? Pakistan asıllı, Müslüman.  Güney Afrika'ya göç etmiş bir ailenin  çocuğu olarak  bakanlıkta müsteşar  pozisyonuna kadar yükselmiş ve bakandan  sonra gelen  kuvvetli  bir adam. İlk temasta anladım ki  ben peşin bir "Türk  düşmanı" ile karşı karşıyayım. Türkiye ile ilgili  her şeye nefret

4700 defa okundu.

yazının tamamı...
MANDELA ÖDÜLÜ
MANDELA ÖDÜLÜİshak AlatonBenim Demirel'den  hiçbir beklentim olmadı, ama onun benden bir beklentisi oldu bir defa. 1977 yılında. Cumhurbaşkanıydı. Beni çağırdı Ankara'ya , dedi ki:"Güney Afrika İstanbul Fahri  Başkonsolosu olduğunuzu öğrendim. Güney Afrika ile bizim  bir pürüzümüz var. Madem ki konsolos oldunuz bu  pürüzü halletmeye bakın. Benim sizden beklentim  budur."Pek nazik  bir konuşma değildi, sanki emir verir gibiydi. "Pürüz nedir?" diye sordum anlattı. Kenan Evren  zamanında Atatürk Barış  Ödülü  verilmiş  Mandela'ya Mandela da ödülü reddetmiş çünkü Türkiye o zaman Kürtlere eziyet eden, insan  hakları  sorunları olan bir ülke olarak  algılanıyordu Güney Afrika'da. Güney Afrika bu konularda çok hassas. Çünkü yen

4936 defa okundu.

yazının tamamı...
SÜLEYMAN DEMİREL
SÜLEYMAN DEMİRELİshak AlatonDemirel'le hiçbir zaman yakınlığım olmadığı gibi, Demirel'le bir yakınlık da duymadım  aslında. Demirel'i çok  oportünist buldum. Onu  hiçbir zaman  güvenilir bir adam olarak da görmedim. Daima gününe göre şerbet veren, o günün ihtiyacına göre boncuk  dağıtan  bir adam intibaı  verdi bana. Bu gibi insanlarla ben çok  yakınlaşamıyorum.Mesela "Dün dündür, bugün bugündür" sözünün iyi tarafını  aradım bulamadım, bu bana her açıdan  ilkesizlik olarak geldi. Bu sözü  söyleyebilmek başlı başına bir olaydır,  adam ben böyleyim  diyor,  ben o  güne göre pozisyon  alırım, benden ilke, tutarlılık, devamlılık bekleme diyor. "Aile fotoğrafım" diye kamuoyuna verdiği  fotoğraflar vardı  D

4380 defa okundu.

yazının tamamı...
SEN BAŞBAKANI NE SANIYORSUN?
SEN BAŞBAKANI NE SANIYORSUN?İshak AlatonYanımda bir adam peyda oldu. Özal'ın yardımcılarından  biriymiş . Dei ki:"İshak Bey, patron  sizi görmek istiyor."Adı Patron'du Özal'ın.Tanışırdık önceden.Üzeyir Garih'in de Teknik  Üniversite'den  devre arkadaşı?Bana da sevgisi  saygısı olan bir insandı. Ben de severdim  ve  çok  da takdir ederdim.  Çok temiz bir adamdı.Ve ona doğru  yürüyorum.Beni görünce uzaktan  masasından  iskemlesini aldı,  biraz uzağa, konuşurken kimsenin  duyamayacağı şekilde biraz masanın  dışına doğru çekti. Yanında bana bir yer gösterdi, oturdum.  İşaret etti, herkes etrafımızdan  ayrıldı. Elini  elimin üstüne koydu. Dedi ki:"Ya İshak, sen akıllı adamsın. Böyle bir soruyu bana n

4508 defa okundu.

yazının tamamı...
BU ADAMLAR NEDEN HAPİSTELER?
BU ADAMLAR NEDEN  HAPİSTELER?İshan AlatonBir fırsat doğuyor, Taksim'deki The Marmara Oteli'nde TÜSİAD'ın organize ettiği bir akşam  yemeğinde?Ve yemekte Başbakan  Turgut Özal bir konuşma yapıyor. Türkiye'nin  ekonomisi nasıl ayağa kaldırılıyor,  nasıl  demokratikleşmede adımlar atılıyor, nasıl insan haklarına önem  veriliyor vs..Alkış?Alkıştan  sonra soru faslı?Biri ekonomiyi soruyor, biri ihracatı?Ben de söz alıyorum.Diyorum ki:"Sayın Başbakanım, Nabi Yağcı ve bir arkadaşı uçaktan  iniyorlar pat diye alınıp  hapse atılıyorlar. Şimdi siz bize demokratikleşmeden, insan  haklarından söz ediyorsunuz. Bir taraftan da  bunlar oluyor; ama bunlar hakkında da sizden hiçbir şey  duymadık. Ben bunların  akr

4539 defa okundu.

yazının tamamı...
ÖZAL GÖZLERİMİ AÇTI
ÖZAL GÖZLERİMİ AÇTIİshak AlatonYeni gelmişken bir olayı anlatayım.Turgut Özal başbakan, yıl 1987 olması lazım.Olayın  kahramanı Türkiye Komünist Partisi  genel  sekreteri  Nabi Yağcı.Ben Nabi Bey'i o zamanki müstearıyla Haydar Kutlu  olarak hatırlıyorum.Nabi Yağcı'nın en son görevi Doğu Almanya'nın  Bizim Radyo'sunda. Berlin'den  komünist yayın yapıyor Türkiye'ye. Türkiye'deki komünizme yatkın veya ona sempati duyulan insanlar da o radyoyu dinliyorlar. Ve Türkiye'de Turgut Özal'ın devrinde artık biraz demokratikleşme emareleri görülüyor. Turgut Özal, tecrübeli ve samimi bir demokrat, hakiki bir vatansever olarak Türkiye'nin değişeceğine inanmış. Fakat o şartlar içinde hareket etme mecburiyetindeydi. Askeri  darbe yeni  olmuş 1980'de, 82'de malum

4780 defa okundu.

yazının tamamı...
BİZDE ÇALIŞSAYDI?
BİZDE ÇALIŞSAYDI?İshak AlatonŞimdi  akla şu soru gelebilir:Peki, bu kadar yetenekli , birikimli, zeki bir adamı, yani Özal'ı  bünyenize katmayı hiç düşündünüz mü?Cevap, hayır. Bizden  önce Sabancı  aldı yanına. Sabancı'da bir müddet çalıştı. Sonra anlaşıldı ki Turgut Özal'ın  rüyası  başka. O Türkiye'ye iş  yapmak, iş dünyasına girmek ve bu  yolla para kazanmak için gelmedi. Özal'ın  başka bir rüyası varmış, o rüya Türkiye'yi  daha iyiye götürmekmiş.Amerika'dan Türkiye'ye döner dönmez ilgi ve heyecanını  toplumsal  alanlara, devlete yöneltti. Sanıyorum  o hem Odalar Birliği'nde hem de Sabancı'da kendini  geçici olarak gördü,  oralardan da Türkiye'yi  okuyup geçti.Yani adam böyle olunca, küçük bir Alarko ş

4840 defa okundu.

yazının tamamı...
TURGUT ÖZAL
TURGUT ÖZALİshak AlatonÖzal muhteşem bir adamdı. En ufak bir önyargısı yoktu. Sadece çalışkan ve Türkiye'ye faydalı  olması bakımından  insanları  motive ederdi.  Motivasyonu samimiydi. Müthiş bir adamdı. Benim üzerimde her zaman müspet etkisi oldu.Bazı  insani zaafları  olsa da genelinde sağlam bir adamdı. Muhataplarına güven veriyordu. Dünyayı Türkiye'den  okuyabilen,  Türkiye'ye dünyadan  bakabilen  büyük bir insandı. O yüzden hepimizde iz bıraktı  da gitti.Turgut Özal'la , politikaya girmeden önce tanışıyorduk, yakınlığımız vardı. Amerika'dan  yeni  gelmişti. Esas onun yurtdışı bilgisi,  Dünya Bankası'nda çalışması  bir dönüm  noktasıdır.  Orada Özal  kendini buldu.  Müthiş bir stajdı o.

4456 defa okundu.

yazının tamamı...
İSRAİL'DE HİÇ İŞİMİZ OLMADI
İSRAİL'DE HİÇ İŞİMİZ OLMADIİshak AlatonZaten  çok kişinin  tuhafına giden bir şey , neden  bu şirket  hiçbir zaman İsrail'de iş yapmadı. Çok Türk  şirketi var İsrail'de inşaat  işleri yapan, fakat Alarko hiçbir zaman  buna yeltenmedi.Alarko neden İsrail'de iş  yapmıyor, bu stratejik bir tercih mi, derseniz cevabım hayır, stratejik bir tercih değil. Masamıza hiçbir zaman böyle bir istek gelmedi. Yani İsrail'den , "Gelin burada inşaat yapın," diye bir davet  hiç gelmedi. Bizim de böyle bir arayışımız olmadı, çünkü zaten çok işimiz vardı. İyi de oldu  İsrail'e gitmediğimiz.İsrail'de iş yapsaydık, o saygınlık dediğimiz şey sarsılır, belki de çok ağır yara alırdı.Bir de özgürce konuşamaz, özgürce İsrailli siyasilerin yanlışlarını eleştirmezdim b

4104 defa okundu.

yazının tamamı...
SİYONİSTLER BİZDEN UZAK
SİYONİSTLER BİZDEN UZAKİshan AlatonNecmettin Erbakan  karakter icabı kötü bir adam değildi.Yalnız garip bir politik  tutumu vardı: Antisemitistti."Peki bizimle ne ilgisi var?" diye sorsan cevabım yok ama durum buydu. Bürokrasi  bunun  tesiri altında kalıyordu. Bizim  Siyonizm'le ne ilgimiz olabilir ki?..Hiçbir zaman ilgi duymadım.Üzeyir'in  de bu tür şeylerle ilgisi yoktu.Bizi de hiçbir zaman içlerine çekmek için uğraşmadılar, çünkü her ikimiz de Türkiyeliyiz, Türk Yahudisi'yiz, burada duruşumuz belli,  düşüncelerimiz belli.  Hatta bizi biraz fazla Türk  taraftarı diye eleştirirler. Bizim Türk taraftarı  olduğumuz her zaman  bilindi.  Çünkü biz buranın  insanlarıyız ve bunu samimi  bir şekilde hissediyoruz. Bizi  ve

4068 defa okundu.

yazının tamamı...
ERBAKAN İÇİN ÜZEYİR YAHUDİ DEĞİL
ERBAKAN İÇİN ÜZEYİR YAHUDİ DEĞİLİshak AlatonErbakan'la Üzeyir Garih'in  yakınlığı vardı. Üzeyir'i çok severdi.  Garip bir şekilde Üzeyir'i , nefret ettiği o Yahudi  olarak görmezdi. Üzeyir onun için Yahudi değildi. İTÜ'de Erbakan  asistan, Üzeyir de öğrenciydi. Hatta Üzeyir Erbakan'a asistan oldu.  Fakat  bu  asistanlık 33 gün sürdü Çünkü Üzeyir babası ölünce üniversiteyi  bıraktı, iş aradı ve Tokar'da iş buldu. Birkaç yaş  büyük olduğu  için Erbakan Üzeyir'e bir nevi yol  gösteren oldu. Yakınlıkları ta oradan  geliyordu. Üzeyir, Erbakan'ı  çok defa ziyaret etti,  hele politikaya başladıktan sonra.Fakat benim Erbakan'la hiçbir zaman yakınlığım olmadı,  böyle bir yakınlığı da hiç aramadım.

4380 defa okundu.

yazının tamamı...
ERBAKAN İÇİN ÜZEYİR YAHUDİ DEĞİL
ERBAKAN İÇİN ÜZEYİR YAHUDİ DEĞİLİshak AlatonErbakan'la Üzeyir Garih'in  yakınlığı vardı. Üzeyir'i çok severdi.  Garip bir şekilde Üzeyir'i , nefret ettiği o Yahudi  olarak görmezdi. Üzeyir onun için Yahudi değildi. İTÜ'de Erbakan  asistan, Üzeyir de öğrenciydi. Hatta Üzeyir Erbakan'a asistan oldu.  Fakat  bu  asistanlık 33 gün sürdü Çünkü Üzeyir babası ölünce üniversiteyi  bıraktı, iş aradı ve Tokar'da iş buldu. Birkaç yaş  büyük olduğu  için Erbakan Üzeyir'e bir nevi yol  gösteren oldu. Yakınlıkları ta oradan  geliyordu. Üzeyir, Erbakan'ı  çok defa ziyaret etti,  hele politikaya başladıktan sonra.Fakat benim Erbakan'la hiçbir zaman yakınlığım olmadı,  böyle bir yakınlığı da hiç aramadım.

3976 defa okundu.

yazının tamamı...
ERBAKAN DÖNEMİNDE BİZE HER ŞEY "HAYIR"
                ERBAKAN DÖNEMİNDE BİZE HER ŞEY "HAYIR"İshak AlatonEski yıllarda çok oluyordu, mesela bir ihale oluyor, en iyi fiyatı biz veriyoruz.İkinci gelen firma ihalenin  yapıldığı müessesenin yetkilisine ya kendisi ya da politik kanallarla diyor ki: "Bu işi o iki Yahudi'ye mi vereceksin?"Adamı böylece köşeye sıkıştırıp onu neredeyse ihanetle suçluyor.Bu baskıya boyun eğenler de arada çıkıyor. Yahudi olmamız aleyhimize kullanılmak istendi. Fakat benim kim olduğum belli, Üzeyir'in ne kadar saygın ve dürüst  olduğu ortada. Bu ülkede Yahudi ve öteki olarak  görüldüğünde her türlü baskıya da açık haldesin. Çatısı olup da duvarları  olmayan  ev gibi. Çünkü yürürlükteki sistem, seni vatandaş

4974 defa okundu.

yazının tamamı...
ÖRTÜLÜ BASKI
ÖRTÜLÜ BASKIİshak AlatonZaman zaman sorarlar: Devletten hiç baskı gördünüz mü diye.Dolaylı belki?Mesela, hakkımız olan bazı ihaleler bize verilmedi.En iyi teklifi biz vermişiz, buna rağmen iş bize verilmiyor. Bize de izah edilmiyor. Sonra pat diye başkasıyla mukavele yapılıyor. Ayrımcılık her zaman oldu ama fazla hissettirilmedi, gizli tutuldu bunlar. Tabii biz de bunları afişe etmemeyi tercih ettik.Çünkü zamanla şunun farkına vardık: Afişe edince, bağırınca o güz gazetede yer ediyor, fakat hiçbir şey değişmiyor.Hem senin söylediklerin çabucak unutuluyor hem de şikayet ettiğin adam sana düşman oluyor. Her şey pozitif netice vermiyor.Şunu zamanla öğrendik: şikayet etmek işe yaramıyor.  Otorite seni sakıncalı ilan edince senden sakınanlar çok oluyor. Mecburen hesabını yapıyorsun,

5074 defa okundu.

yazının tamamı...
DEVLETİN ÇİRKİN YÜZÜNÜ GÖRDÜM
DEVLETİN ÇİRKİN YÜZÜNÜ GÖRDÜMİshak AlatonDevleti ceberrut ve vatandaşına eziyet eden  elbise içinde gördüğüm tek zaman, Varlık Vergisi'nde evdeki eşyalara haciz konup da satışa geldikleri gün oldu. Ezici bir tavırları vardı. Neden borcunuzu ödemediniz de şimdi eşyanızı sattırıyorsunuz, der gibiydiler. Yani hiçbir insancıl yönü olmayan nobran ve çirkin bir yüzdü  o?Korkunç ve kötü bir zamandı, Türkiye'ye yakışmayan bir çirkinlikti. Maalesef Türkiye bu lekenin altında ezildi. Şimdi,  Varlık Vergisi'nin günahını kabullenip özür dilemesinin zamanı  geldi bence. Yoksa böyle uzun yıllar boyunca sürüklenecek  bir ağırlık, kara bir leke devlet için. Devlet bunu artık bir matem olarak görmeli, başarı değil. Matem bir ilaç gibidir. Matemi yaşamayan insan ve devlet eksi

4574 defa okundu.

yazının tamamı...
MENDERS'İ ASANLAR İNÖNÜ'DEN GÜÇ ALDILAR
MENDERS'İ ASANLAR İNÖNÜ'DEN GÜÇ ALDILARİshak Alatonİsmet Paşa bayağı vakit buldu , uzun yaşadı ama Türkiye'nin iyiliğine katkıda bulunmadı. Aksine Türkiye'nin içine kapanması, daha faşist zihniyet geliştirmesine katkısı olan bir insandır. Bakın Adnan Menderes de erken gitti.Menderes'in  asılmasının gerisindeki kuvvet İnönü zihniyetidir. Demirel hayatta. Demirel  oportünizm şahikasıdır?Siyasetçilerin  bir gözü , bir kulağı tarihte olmalı, kendilerinden önce gelmiş liderlerde olmalı. Onların zaaflarını, hatalarını, kaybetme noktalarını  çok iyi bilmeliler. Unutmayalım ki başarıya farklı yollardan gidebilir, ama başarısızlık ve kendini o yolda kaybetme halleri o kadar birbirine benzer ki?Zirveden düşen insan, ya ayağını yanlış bir yere basmıştır ya dengesini yi

4866 defa okundu.

yazının tamamı...
CEBERRUT YAPI HALA YAŞIYOR
CEBERRUT YAPI HALA YAŞIYORİshak AlatonBen, devletin hantallıktan pas tutmuş yanına bakıp da ceberrut dediğimde kızıyorlar. İşe yaramayan, kendi insanının  hayatını  zorlaştıran kişi ve kurumlar için sizin pozitif bir cümleniz var mı?Benim yok. Bazı insanlar devleti ele geçirip onu bir baskı aracı olarak kullanıyorsa, bunlara biz de bürokrat diyorsak ve devlet  o emin olmayan kişilerin elinde vatandaşlarına zulmeden  bir canavara dönüşüyorsa başka ne diyebilirim ki?Bürokrat çoğu zaman kendi ideolojisi, kendi menfaati için  devleti istediği gibi kullanır. Ben hayatım boyunca bu tür yanlışlıkların acısını yaşadım. İlk zamanlarda bana ve aileme yapılanların acısını, sonra topluma, farklı toplumsal kimliklere reva görülen tavır, baskı  ve şiddetin  acısı

4976 defa okundu.

yazının tamamı...
SİLAHA GİDEN PARA?
SİLAHA GİDEN PARA?İshak AlatonBütün bunları yan yana koyduğumda hak veriyorum bu Rus parlamentere.Bu korkunç bir çelişki çünkü hala bir taraftan  barışı savunuyoruz ve hatta bunu ispat ediyoruz, diğer taraftan 800 bin kişilik bir orduyu  ayakta tutuyoruz ve dünyanın en yüksek silah harcamalarını biz yapıyoruz. Biliyor musunuz ki bir sipariş verdik Amerika'ya yarının  uçakları için. Ne olacağı  tam belli değil. Resimlere dayanarak Ankara sipariş vermiş? On sene önce siparişi verdik ve 100 uçak alıyoruz, dedik. Fatura çıkardı Amerikalılar, önce 10 milyar dolar.Bir müddet geçti yanıldık , dediler. 4 milyar 100 milyar dolar daha istediler, ona da peki dedik.14 milyar  100 milyon dolara şimdiden  imza bastık  ve önümüzdeki  yıllarda bu paralar

5045 defa okundu.

yazının tamamı...
TÜRKİYE ÇELİŞKİLER ÜLKESİ
TÜRKİYE ÇELİŞKİLER ÜLKESİİshak AlatonAradan yıllar geçti?Stockholm'de bir konferansta Türkiye'nin iyiliklerini satıyorum:"16. Ekonomiyiz, 10 yılda 10. Ekonomi olacağız," dedim.Toplantıdan sonra yanıma uzun boylu bir adam geldi ve dedi ki:"Ben Moskova Duma'nın bir üyesiyim?"Adam Rus parlamenter.Bana enteresan bir şey söyledi:"Biz her ülkeye isim veriyoruz, Türkiye çelişkiler ülkesi. Siz on  altıncı ekonomi diyorsunuz.İyi de eğitiminiz nasıl? Seksen  dördüncüsünüz dünya sıralamasında.Öyle bir çelişki ki eğitime bu kadar az önem bir ülke nasıl on altıncı  ekonomi oluyor biz hala şaşıyoruz."Adam haklı?Rus, "Şaştığımız başka bir şey daha var, "dedi:"Dışişleri Bakanınız Davutoğlu, 'komşularla sıfır problem' diyor, çevrenizdeki ülkelerle vizeleri kaldırıyorsunuz.İ

4818 defa okundu.

yazının tamamı...
KENDİNE DİKKAT ET
KENDİNE DİKKAT ETİshak AlatonBu konuşma 90'lı yıllarda oluyor. 2010 yılında Davutoğlu  diye bir adam çıkıyor . "Komşularla sıfır problem" diyor.Demek ki ben doğru yoldayım.O konuşma gençlerde nasıl bir tepki yaptı bilmiyorum; bildiğim bir şey var, ben daima düşündüğümü söyledim, toplumsal olaylara makro düzeyde baktım, analizlerim barışa yönelik oldu. Yani barış  istedim hep. Ben televizyona çıkıp özgürce konuşuyorum, gazetelerde eleştiriyorum,  konferanslarda sorunları dile getiriyorum. Ardından da çok sayıda telefon alıyorum, bir yandan tebrik alıyorum, bir yandan da aman kendine dikkat et, diyorlar. Söylediklerin  doğru ama sen çok fazla konuşuyorsun, diyenler oluyor. Biri gereksiz kovanlara çomak sokuyorsun, dedi. Haklı olabilir ama ikiyüzlü , korkak bir adam olamam

5458 defa okundu.

yazının tamamı...
DÜŞMANLARLA YAŞAMAK
DÜŞMANLARLA YAŞAMAKİshak AlatonO zamanki yaygın politikanın sloganı "etrafımızın düşmanlarla çevrili olduğu" cümlesiydi.Biz etrafımızda hep düşmanlar gördük. ..Militarist bir zihniyetin, bilinçli  bir düşman yaratma ve komşuları düşman olarak  muhafaza etme politikası  var. Vatandaşa şu  mesajı veriyorlar; etraf düşmanla doluyken senin demokratik  arayışa ne vaktin  ne de lüksün var.Ve uzun yıllar boyunca hep böyle oldu, biri yeni anayasa derken başka biri de "Türkiye'nin kendine özgü şartları var, bu kadar  çok özgürlük bize yaramaz," dedi.Bu zihniyet bizi düşmanla yaşamaya mecbur etti?Toplum sonradan anladı ki asıl düşman içimizde imiş..

4922 defa okundu.

yazının tamamı...
NE YANİ, TÜRKİYE SAVUNMASIZ MI KALSIN?
NE YANİ,  TÜRKİYE SAVUNMASIZ MI KALSIN?İshan AlatonNe yani, Türkiye savunmasız mı kalsın, der gibi bakanları görüyorum?Kalabalıktan bir genç elini kaldırdı, ayağa kalktı ve dedi ki:"İshak Bey, ben sizi tam anlamıyorum bu mevzuda, çünkü Türkiye'nin bütün etrafı  düşmanla çevriliyken siz nasıl böyle 'savunmaya daha az para ayıralım' diye bir teklifle gelebilirsiniz ve bizi tehlikeli bir duruma sokarsınız?""Ben bir teşbihle geleyim, belki o zaman anlayacaksın," dedim?"Yedi katlı bir apartman düşün, her katta iki daire ve toplam on dört aile yaşıyor. Bu ailelerin birbirleriyle ilişkileri var. Bazıları dostane, bazıları  az dostane, fakat apartmanda bir aile var ki diğer on üçüyle kavgalı. Bir tek aile diğer on üç ailenin hepsiyle kavgalı. "İtiraz eden gence dedim ki:

4318 defa okundu.

yazının tamamı...
ÖĞRENCİLERE DEDİM Kİ
ÖĞRENCİLERE DEDİM Kİİshak AlatonAnkara , bürokrasi demişken yine oradan devam edelim. Yine 90'lı  yıllar. Ankara şube müdürüm, aynı zamanda Rotary Kulübü'nün  de başkanlığını yapıyor. Türkiye Rotaryleri  olarak bir etkinlik  yapıyorlar ve Türkiye'nin dört bir tarafından lise son sınıfta okul birincisi ve ikincisi olan öğrencileri davet ediyorlar Ankara'ya.Böylece oraya Türkiye'nin  en parlak  gençleri  geliyor, üç günlük  bir seminer yapıyorlar. Bana da kapanış konuşması yapma daveti geliyor. Ben kürsüdeyim, karşımda üç yüz civarında genç var, dinliyorlar. Onları ne kadar önemsediğimi anlattım ve dedi m ki:"Savunmaya ayırdığımız paranın bir kısmını eğitime verebilirsek sizin gibi gençler çok daha hızlı bir şekilde yetişecekler ve Türkiye'nin  ek

4406 defa okundu.

yazının tamamı...
BÜROKRASİYİ DÜŞMANLIK ÜZERİNE KURMUŞLAR
BÜROKRASİYİ DÜŞMANLIK ÜZERİNE KURMUŞLARİshak AlatonBiz prensip olarak hep uyumlu diyalogdan yana, agresif davranmayan bir strateji uyguladık.İş dünyası , kamuoyu, medya, devlet ve bürokrasi ile iyi bir ilişki, iletişim kurmayı tercih ettik. Bunda da büyük ölçüde başarılı olduk.Başarısız olduğumuz örnekler de elbette var. 90'lı yıllar.Başbakan Necmettin Erbakan.O zaman bir yatırım teşebbüsümüz oldu. İsveçli bir şirket de ortak olarak  gelmek istedi. Klima ve ısıtma üzerine yeni bir fabrika kuracağız. Ankara'ya gittik, yani bürokrasiye müracaat ettik; bize bir lisans verin, sermaye ithal edeceğiz, dedik.İlgili müdür, memur, yüzüme baktı ve güldü. Sordum:"Neden gülüyorsunuz?"Cevabı gülmesinden  kat kat anlamsızdı:"Bu talebi  bizim kabul etmemiz mümkün değil?""Neden?""Çünk

4786 defa okundu.

yazının tamamı...
ÖLDÜRMEYEN YARA BÜYÜTÜR
ÖLDÜRMEYEN YARA BÜYÜTÜRİshak Alatonİnsan musibetlerden çok şey öğreniyor. Şimdi iyi ki o 1974 yılı krizi olmuş diyorum. İyi ki böyle bir kriz yaşadık. Yoksa Alarko böyle sağlıklı  gelişmeyecekti?Bu olay bize kendi gücümüzün sınırlarını öğretti.Bir de, bizim dışımızdaki faktörlerin gücünü ve bizi hangi  durumda ne kadar  etkileyebileceklerini?Öğrendik ve bir daha o hastalığa yakalanmamak için tedbiri hiç elden bırakmadık. Tabii ki tedbirlerin de sürekli yenilenmesi gerekiyor?Akıllı insanlar, akıllı şirketler aynı hatayı  iki kez yapmazlar.Akılsız insanlar, akılsız şirketler ise hatada ısrar ederler. Hayat ders almakla geçiyor.Pek az insan  öğrenmeye açıktır, çoğu ezberler. Ezberler ise bütün  zamanlar için geçerli  değildir. Ezberi 

5115 defa okundu.

yazının tamamı...
GÜÇLÜ OLSAN DA TEHLİKE HEP YAKININDA
GÜÇLÜ OLSAN DA TEHLİKE HEP YAKININDAİshak AlatonBu kriz iki sene sürdü, bizi çok hırpaladı.Gıdım gıdım iyileştik. Çok dikkatli davrandık.Birçok atılımı ileriye bırakmaya mecbur olduk, çünkü kendimizi tehlikede hissettik.İş Bankası'nın  korkunç iki hatası oldu, hem bizi sıkıntıya soktu hem de Merkez Bankası'na bülten yolladı.Sanki sabotaj yaptı İş Bankası'nın o günkü karar vericileri. Beklenmedik bu hadiseden de biz bir ders çıkarttık?Ne kadar sağlıklı  ve sağlam  olursa olsun, yine de her an  bir tehlikeyle karşılaşabilirsin. Onun için  daima temkinli olacaksın, nakdini yüksek tutacaksın, gereksiz risklere girmeyeceksin, borcunu asgaride tutacaksın?Bu yara öldürmedi bizi, daha kuvvetli kıldı?Yani senin gerçek nakit rezervin, asıl gücün o?Bun

4753 defa okundu.

yazının tamamı...
MÜŞTERİYİ "İNEK" GÖRENLER DE VAR
MÜŞTERİYİ "İNEK" GÖRENLER DE VARİshak AlatonNeyse ki adama içimden geçenleri sansürsüz bir şekilde söylüyorum.Söylediklerimi Üzeyir Garih de duyuyor. Sonradan  odama girip beni eleştiriyor:"Yahu, gereği var mı? Zaten başımız belada, bir de adama hakaret ediyoruz? Başımızı daha büyük  belaya sokuyorsun."Üzeyir haklı ama ben de kendimi tutamıyorum. O anda itibarsızlaştırıldığımızı düşündüm.Çünkü hakikaten hep buna inandım ki bazı Türk bankaları gaddar oluyorlar. Hiç müşterinin derdiyle ilgilenmiyorlar. Türk  bankalarının  çoğunda böyle kötü bir tutum var. Müşteriyi sadece kredi  verilip  daha sonra sağılacak bir inek  olarak görüyorlar. Bankanın  gözünde müşteri, sağılması mubah bir inek olarak görülüyor. Maalesef bu eski yıllarda böyle olduğu gi

5041 defa okundu.

yazının tamamı...
BATSIN BÖYLE BANKACILIK
BATSIN BÖYLE BANKACILIKİshak AlatonKorkunç bir bürokrasi var ve aynı zamanda da ben bu olayda bir kötülük hissediyorum, fakat en büyük kötülüğü Türkiye'nin en büyük bankalarından birinden yedik. İş Bankası değil başka bir özel banka. Oradan kredi almıştık. Banka şube müdürü geliyor pazartesi öğleden  sonra, diyor ki "Ne oldu İshak Bey, sizin çekler karşılıksız çıktı?"İzah ediyorum adama."Sen de bankacısın. Senet karşılığı hesapta para var. İstersen telefon et  sor. Öbür tarafa geçirmemiş memur, hata etmiş. Bir hatadan dolayıdır, yoksa biz sağlığımız ve paramız da var?"Müdür, hiç beklemediğim bir cevap veriyor:"İshak Bey,  bizim genel müdürlük karar verdi. Bu durumda biz bütün  kredimizi çekeriz. Yarın öğleden  sonraya kadar, kredinizin hepsini kapatmanızı ist

5617 defa okundu.

yazının tamamı...
KARA LİSTEDEYİZ
KARA LİSTEDEYİZİshak AlatonPazartesi sabahı işe geliyoruz ki bir sürü adam telefon açıp diyorlar ki:"İshak Bey sizin  çek karşılıksız çıktı, şimdi ne yapacağız?"Bu benim hayatımda duyduğum en kötü cümlelerden biri?Bu bizim hikayemizde fevkalade önemli bir olay.Pazartesi sabahı "Alarko'nun  çekleri karşılıksız çıktı" cümlesi piyasada saman alevi gibi yayılıyor. Halbuki senet hesabında paramız var, ama cari hesaba banka hatasından dolayı geçmemiş. Bırak bunu bir yana, daha da felaketini yaşıyoruz, İş Bankası da gereken tedbiri zamanında almıyor ve Salı günü  bu tablo Merkez Bankası'na yollanıyor ve Merkez Bankası'nın bülteninde "Alarko Kollektif Şirketi'nin çekleri karşılıksız çıkmıştır" diye yayınlanıyor. Böylece kara listeye geçiyoruz. Halbuki sorunu duyduğumuz o pazar

5678 defa okundu.

yazının tamamı...
ALARKO İFLASIN EŞİĞİNDE
ALARKO İFLASIN EŞİĞİNDEİshak AlatonBüyük denizlerde büyük dalgalar olur. Bu dalgalar kimilerine güç katar kimlerine darbe vurur, kimilerini de yutar. İş dünyası deniz gibidir, açıldıkça hesap  etmediğimiz faktörler de devreye girerler. Ülkenin, dünyanın yaşadığı  süreçler sizi de etkilerler. 1974 yılında Alarko bir kriz yaşadı ve iflasın kıyısına geldi. Ağustos ayıydı, muhasebe müdürümüz piyasadan topladığımız senetleri , İş Bankası Topçular Şubesine gönderiyor. Onlar da hesabını yapıyor ve senet  hesabında bizi kredilendiriyorlar. Senet karşılığı  kredi almışız ve hesapta da paramız var. Cuma günü  öğleyin  muhasebe müdürümüz bütün alacağı olan şirketler adına çekleri hazırlıyor, 25-30 tane çek. Yardımcısına bırakıyor çekleri ve gelen  firmalara bu çekle

6481 defa okundu.

yazının tamamı...
KOÇ'LA ORTAKLIK
KOÇ'LA ORTAKLIKİshak Alatonİş dünyası biraz sürprizlerle dolu.Bazen çok güvendiğin projeler senin en büyük hüsranın oluyor. Biz de bunların pek çok örneğini yaşadık.Başarı ile başarısızlık arasında ince bir çizgi var. Onu görmek gerekir.Teklifler, ortaklıklar da hep sürprizdir, çoğu beklenmedik  zamanlarda gelir.Galiba 1975 yılıydı, bir gün Vehbi Koç geldi ve bir ortaklık teklif etti. O zaman Vehbi Koç İzocam diye bir fabrika kurdu, Avusturyalılarla beraber ve izolasyon malzemesi yapıyordu. Piyasada çabuk tanınması ve hemen satılması için Vehbi Koç, çok akıllı bir yol izledi. İyi bir pazarlama yapabilmek için, İzocam'ı  ayrı, pazarlamasını ayrı düşündü. Çünkü malı imal etmek başka, malı tatbik edip satmak  başka.İzocam'ın reklamını  hatırlayın,  katlar arasında koş

5338 defa okundu.

yazının tamamı...
ADAM KOVAMIYORSAN ADAM DA ALAMAZSIN
ADAM KOVAMIYORSAN ADAM DA ALAMAZSINİshak AlatonŞirkette adam kovma yetkim olmadığı gibi adam alma hak ve yetkim de yok. Alarko benim, istediğimi yaparım, istediğimi istediğim yere alırım demedim hiç. Çünkü yıllardır bu işin dışındayım.Çünkü hep profesyonel yoluyla yürüdüm. Bana gelen birini de onlara yönlendirdim, referans oldum ama son kararı ben değil profesyoneller verdi. Bazen,  bana rağmen, gönderdiğim kişiyi yeterli bulmadılar ve işe almadılar?.Haklılar, yükü adamlar çekiyor, sorumluluk onlarda. Kendime dedim ki:Adam kovmayan adam da alamaz.Bana ulaşmak kolaydır. Hiçbir zaman önüme set çekmedim.Bir özelliğim daha var: Kim bana bir mesaj atarsa muhakkak  cevap veririm. Geciktirmem, makul bir süre içinde arayanlara dönerim.Benim bu halim profesyoneller için bazen sıkınt

6781 defa okundu.

yazının tamamı...
ADAM KOVMASINI BİLMİYORUM
ADAM KOVMASINI BİLMİYORUMİshak AlatonBen hiç adam kovmadım.Denemedim bile. O kötü rolü oynayacak hep başkaları vardır. Bana gelip  sorulan  çok adam oldu, "Biz bu adamdan  hoşnut değiliz. Bu adamı  işten ayırıyoruz, haberiniz olsun," Dediler.Ben de istisnasız hepsine evet dedim. Çünkü bir adam eğer yönetimdeyse, ona yönetim  görevini verdiysem, ona güvendiysem ve o adam  bana bir gün gelip de "Ben şu adamı işten çıkarmaya karar verdim,  haberiniz olsun" veya Onayınızı istiyorum" dediği zaman , eğer ona onay vermez isem bu  durumda "Sana onay vermiyorum, sen git," demem lazım. Bu duruma da hayatımda düşmedim."Ben insan kovamam" dedim ama burada benim tanıdığım, sevdiğim bazı insanları da işten çıkardı profesyoneller?Bütün bunları  bana bilg

5806 defa okundu.

yazının tamamı...
KÖTÜ ADAM
KÖTÜ ADAMİshak AlatonÇalışanın işine son veren, seninle artık çalışmayacağız, yolumuz burada bitiyor, diyen insan kötü adamdır.Hayatın vazgeçilmezidir bu ve birileri o "kötü adam" rolünü üstlenmelidir.Bu çok  önemli bir noktadır ve hep içimi acıtır.Benim çocuklarımı yönetici yapmak istememdeki esas sebep buradadır.Ben biliyorum ki ne oğlum Vedat ne de kızım Leyla insan  kovamazlar. Çünkü ben  onların bunu yapamayacaklarını biliyorum.Açık açık söylüyorum , ben çocuklarımı böyle bir şeyden uzak tutmak istedim,  onları  bu sıkıntılı  durumdan  kurtarmak istedim.. Bunu onlara olan  sevgimden  yaptım ve çocuklarımı adam kovma durumuna sokmak istemedim. Çünkü ben  kendimi tanıdım ve ben adam  kovamayan bir adam  olarak  kendimi tar

6190 defa okundu.

yazının tamamı...
HER ÇEŞİT İNSAN GELİYOR
HER ÇEŞİT İNSAN GELİYORİshak AlatonBana envai çeşit insan gelir.İş arayanlar, parası olup  da yatırım alanı tespit edemeyenler, ailesiyle sorunu olanlar, psikolojisi bozulanlar, patron  babasının baskılarından  sıkılanlar, hayatına hala bir yön çizememiş olanlar, küçük sularda boğulanlar, kendini dinleyen  bir kapı arayanlar.Bir de fikir teatisi için gelenler var, dostluk için gelenler var.Projelerini paylaşanlar var.  İyi bir iş yapmış geliyor, anlatıyor, tecrübesini ve heyecanını paylaşıyor. Bir de boşuna üniversite okumuş gençler geliyor, hiçbir hedefleri yok, özgüvenleri kırılmış. ..Ben burada çok trajedi ile karşılaşıyorum. Çoğu  yürümeyen ortaklıklarla ilgilidir.Az da olsa bazıları da gelip bana mesaj vermek ister, akıl verenler de çıkar; açıklamalarına,

6806 defa okundu.

yazının tamamı...
İNSANI GÖZÜNDEN ANLARIM
İNSANI  GÖZÜNDEN ANLARIMİshak AlatonHayatta çok şey öğreniyoruz, pek çok  zorluğu aşıyoruz, pek çok insanın yapamayacağı işleri de yapıyoruz, ama bence meslek sahibi, servet sahibi olurken insan insandan uzaklaşmamalı, insanı anlama melekesi gelişmeli.İnsandan anlayan insan olmak kazım.Biliyor musunuz ben birisiyle tanıştığım da ilk neye dikkat ederim?Gözlerine?Gözlerinin içinden ruhunu okurum ve bunda usta oldum diyebilirim.Ben,  bir şey  olacak adam ile bir şey olmayacak adamı artık ayırt edebiliyorum.Nasıl mı?Çok basit, gözlerine ve yüzüne bakıyorsun ve bazılarında gözünün içinde bir pırıltı görüyorsun. Bazılarının ise ışığının söndüğünü görüyorsun. Herkesin  gözünde ışık vardır ama bazılarında sönmüştür, bazılarında da hala parlar.Işığı sönmüş insan kendi

6135 defa okundu.

yazının tamamı...
EMPATİ YETENEĞİ
EMPATİ YETENEĞİİshak AlatonBen bir şirkette herhangi bir kademede çalışan biri olsam, patronun, hissedarın, CEO'nun bütün  açıklamalarını, gazete ve dergi röportajlarını, satır aralarını, hatta söylediklerinden söylemediklerini de okurum.Bu da iyi bir eğitim  ve paylaşma sürecidir. Bunun başka türlüsü zaten düşünülemez. Onun için  insan karakterine uygun bir platformda düşünmek lazım  her zaman.Zaten başarının bir anahtarı  da insan karakterine uygun çözümler üretmek.İlla da kendi inancına uygun  bir çözüm  üretmeye kalkma, çünkü karşındaki  adam senin gibi düşünmeyebilir.İnsanın kendini  karşısındakinin yerine koyması zor ama önemlidir.Başarının vazgeçilmez şartlarından biri empati . Çünkü karşısındakinin nasıl düşündüğünü önceden tahmin etmeye

5770 defa okundu.

yazının tamamı...
EN BÜYÜK SERMAYEM
EN BÜYÜK SERMAYEMİshak AlatonBaşka şirketlerin çok yetenekli, iyi yetişmiş üst düzey  yöneticilerinde hiç gözümüz olmadı. Beğendiğimiz çok insan var, ama hadi bize gelsin, transfer edelim şeklinde bir düşüncemiz olmadı. Peşinen inandığımız bir şey var: Muhakkak ki dışarıdan  üst düzey yönetici olarak gelen  kişiyi bünyenin kabullenmesi zordur. Etrafındakiler onu  yaşatmamak için ellerinden geleni yaparlar. Bu, hep var olan insan  zafiyetidir. Üst düzeye dışarıdan  gelen bir insan aynen bir insanın vücuduna verilmeye çalışılan yapay organ gibidir, dirençle karşılanır.Çünkü yöneticinin aynı zamanda lider vasfı  olması lazım.Lider kolay kolay olunmuyor, kolay kabullenilmiyor. Siyasette de böyle.Kemal Derviş örneğini hatırlayın, o bile dirençle karşılandı&nbs

5571 defa okundu.

yazının tamamı...
YETENEK YETMEZ,
YETENEK YETMEZ,İshak AlatonBen hırçın  insanlarla çalışamam.İnsan  biraz hırslı olmalı ama hırsını  kontrol etmesini de bilmeli. Kontrol edilemeyen  her şey insan için tehlikelidir.Sonuç alsın da nasıl alırsa alsın zihniyeti uzun vadede hep kaybettirir. Yani tek başına yetenek geçer akçe değil. Zararlı bir hırsa, etrafı  rahatsız edecek  hırsa sahip olanları da tabii aramızda barındırmayız. Bir şirket  olarak barıştan  yana bir zihniyete sahibiz. Yani şuna inanıyoruz ki, önüne çıkan bütün problemleri halletmenin yolu, barış, içinde tartışmak ve bir neticeye varmak. Kavgayla veya mahkemelerde sürünerek  problemleri çözme taraftarı değiliz. Bütün  bunları  somutlaştıralım. Güzel bir örneğimiz var: Ayhan Yavrucu:Yavrucu, Develi'de doğdu,

7470 defa okundu.

yazının tamamı...
PROFESYONELLERDEN BEKLENTİ
PROFESYONELLERDEN BEKLENTİİshak AlatonBizim profesyonellerden beklentimiz, kurucu felsefeyi  kavrama, paylaşma ve daha ileriye götürme, kişiliği ve tarzı  ile saygınlığa ve kalıcılığa katkıda bulunma, yaşadığı  dönemi ve sonrasını  yakalayabilme, sorunları  hızlı kavrama ve çözme yeteneği, fırsatları  ve riskleri  önceden  görüp  hesaba katabilme? Çünkü  o sadece iş üretmeyecek, strateji  de üretecek. Bir taraftan mevcut işi sürdürecek, bir taraftan da işi geliştiren  öncü olma rolünü yüklenecek.Bu tür insanlar biraz tecrübe, biraz bilgi  ve büyük  ölçüde sezgi ile seçilirler. Sen adayları  görürsün ve bu o, aradığım yönetici dersin?Bizde herkesin  kendini ifade etme,  yükselme şansı vardır. Me

7012 defa okundu.

yazının tamamı...
YEMEK DEYİP GEÇME
YEMEK DEYİP GEÇMEİshak AlatonMesela arada bir yaptığımız etkinliklerden biri: Nasıl  kaliteli yemek yenir?Yemek yemek deyip geçmeyin. Çünkü bu  insanlar Alarko şirketleri içinde ilerlediklerinde yurtdışına da davet ediliyorlar veya yurtiçinde başka şirketlerle ilişkileri oluyor. Alarko dışında insanlarla birlikteyken  Alarko'yu temsil ediyorlar. Bizi temsil  eden adamın da yemek yeme adabının olması bizi yüceltir. Onun için bunu  bir sahnede ortaya koyuyoruz. 150-200 kişi bunu izliyor. 4 kişiye de masa kuruluyor. Nasıl servis yapılır, nasıl çatal bıçak  kullanılır,; bazı insanların buna da ihtiyaçları oluyor.  Herkes her şeyi  bilerek gelmiyor ki. Nasıl  şarap seçilir, nasıl garsonla konuşulur, nasıl hanımın iskemlesi tutulur, centilmenlik…

5694 defa okundu.

yazının tamamı...
FİDANLIK
FİDANLIKİshak AlatonKalıcılığın  ilk adımı, şirket  yönetiminde profesyonelleri tercih  etmek ve onların önünü açmaktır. Biz Alarko olarak profesyonelleri seçerken birtakım kriterlerimiz oldu.Bir defa kurucuların, Üzeyir Garih ve İshak Alaton'un felsefi görüşleri ve öncelikleri? Önceliklerin içinde tabii şirket olduğu için  para kazanmak var ama , para kazanmaktan önce saygınlık var. Çünkü yönetici saygın ve itibarlı değilse onun yaptığı işin de saygın olmasını beklemek pek mantıklı değil. Üst yönetimde olanlar, kısa sürede kurucuların felsefeleriyle o kadar özdeşleşiyorlar ki?Adam durup dururken özdeş haline gelmiyor. Alarko'nun  bugün 58 yıllık bir geçmişi var. Dile kolay , yarım asrı geçmişiz. Biz dışarıdan kendini ispat etmiş, yaşı neredeyse kemale

6372 defa okundu.

yazının tamamı...
BÜYÜKLERİN FRENLERİ DE GÜÇLÜ OLMALI
BÜYÜKLERİN FRENLERİ DE GÜÇLÜ OLMALIİshak AlatonGerçek büyük şirketler, felsefesi oluşmuş, "hayır" diyebilme gücüne ve mantalitisine sahip, frenleri güçlü yapılardır. Bunda da felsefe çok önemli rol oynuyor. İnsanın  nasıl kendi hırsını frenleme ihtiyacı varsa- ki hırsını böylece dengede tutabilir ve gerekirse risklere girmez-  bir şirkette aynıdır. Şirket, kurucularının  felsefesine göre riskleri limitliyor ve ona göre gelişiyor.Unutmayalım ki şirketler de tıpkı insanlar gibidir. Akıl, heyecan, canlılık, iş yapma ve kalıcılık?.Kalıcılık?İnsan ile şirket  arasındaki farkı da burada vurgulamanın  yeri geldi. İnsanlar fanidir. Gün gelir dünyadan ayrılırlar, ölürler.Yani insan ölümlüdür.Ama şirket sonsuz bir ömre sahip olabilir. Eğer temellerini  sağla

6323 defa okundu.

yazının tamamı...
BOYUNUN ÖLÇÜSÜNÜ UNUTAN KAYBEDER
BOYUNUN ÖLÇÜSÜNÜ UNUTAN KAYBEDERİshak AlatonAlarko olarak Türkiye'de belli bir noktaya gelince dışa açıldık. Bu konuda elbette bir yol haritamız vardı. Her işe girmemeyi, her çağrıldığımız yere gitmemeyi öğrendik. Mesela Libya'yla hiç  işimiz olmadı, çünkü oradaki  yönetimin bir tek  adamın  iki dudağı  arasında olduğunu biliyorduk. Libya, tam bir devlet değil, birkaç aşiretin  bir araya gelişinden  meydana gelmiş, henüz dengesini  bulamamış bir toplum. Bu kadar riskleri göze almanın  da bir mantığı  yok. Çünkü daha az riskli  o kadar  çok ülkeden  davet alıyoruz ki biz de biraz seçici  olabiliriz, diye düşündük? Böylece birkaç ülkeye yöneldik. Bunların  başında Kazakistan var. Bir diğeri Özbekistan. Üç tane h

6007 defa okundu.

yazının tamamı...
KAÇ ORTAKLIK KONUŞULMAYA DEĞER
KAÇ ORTAKLIK KONUŞULMAYA DEĞERİshan AlatonSık sık karşılaştığım bir sorudur, yıllardır sorarlar? Ben de yıllardır aynı cevabı keyifle veririm?Üzeyir Garih'le ortaklığınızın sırrı ne, nasıl bu kadar yıl  ayrılmadan  sürdürdünüz, biz neden yapamıyoruz, sizin bizden farkınız nedir?Bunun cevabı bana çok basit geliyor, insanlara ise karmaşık, hatta imkansız ?Sevgili ortağım, hayat yoldaşım Üzeyir Garih'le birlikteliğimiz yarım asrı doldurdu?Geriye bakınca, sıkıntıların  sisler arasında kaybolduğunu, sadece mutlu anların  öne çıktığı  ışıltılı  bir tablo görürüm.Ben şimdi  onu düşününce, öldüğünü, öldürüldüğünü değil de yaşadığımız güzel günleri, birlikte başardığımız işleri ve birbirimizi tamamladığımız o uzun zaman dilimini hatırlayıp&

5892 defa okundu.

yazının tamamı...
YAŞAMIN İÇİNDEYİM
YAŞAMIN İÇİNDEYİMİSHAK ALATONDünyaya bakışımın ve iletişim yöntemlerimin beni yarı yolda bıraktığı da olmuştur. Fakat üstesinden gelmenin mücadelesini verdim.Yoksa bugün burada olamazdım. Yani, sorunları bir şekilde geride bıraktım...19. yüzyılda yaşamış İngiliz yazar Rudyard Kipling'in  bir şiiri arada bir aklıma gelir. Dizleri aktarmak yerine şiirdeki fikirden bahsedeyim size.Yolda kalmış yalnız bir adam, bütün şartlar aleyhine olsa dahi prensiplerinden taviz vermiyorsa eğer, o zaman insan oluyor.Bu müthiş şiir şöyle bitiyor:"You are a MAN? Sen bir İNSANSIN?"Şair bu konuda iyi bir mantık yürütüyor.Ben de özel hayat, iş hayatı diye bir ayrım yok.Artık özel hayatım, şirketin bana ihtiyacı  olmadığından bu yana yaşamımın neredeyse tamamını oluşturuyor. Bu da faydalı bu

6238 defa okundu.

yazının tamamı...
BİR SES: AĞIRLIKLARINDAN İYİCE KURTUL
BİR SES: AĞIRLIKLARINDAN İYİCE KURTULİSHAK ALATONYıl 2012?Yaş geldi 85'e?Allah'a şükür sağlık yerinde?Yine de içimden bir şey sürekli dürtüyor?Susmayan o ses diyor ki:"Çok yol aldın , ağırlıklarından büyük ölçüde kurtuldun, az bir şey kaldı, tam özgürleşmek için kalan şu küçük ağırlıklarından da tek tek arka arkaya ayrılmaya devam etsen de bir kuş gibi özgür olsan?"İçimden  yükselen bu sesin  volümünü kısmaya hiç çalışmadım?"Arınmaya, sorumluluklarını devretmeye hızla devam etsen daha iyi olacak? Bırak geriye sadece insan olmanın ağırlığı kalsın?"

6727 defa okundu.

yazının tamamı...
NEDEN BENİ SEÇTİNİZ?
NEDEN BENİ SEÇTİNİZ?İSHAK ALATONBir müddet sonra bana şöyle bir telefon geldi:"Karar verdik, bu görevi en iyi sizin yapacağınızı  düşünüyoruz, siz de uygun görürseniz onur duyarız."Ben de kendilerine "Fahri Konsolosluk görev teklifinizi  memnuniyetle kabul ediyorum.," diye bir cevap verip teşekkür ettim.Daha sonra işlemler yapıldı. Cumhurbaşkanı  Süleyman Demirel'den onay geldi. Dışişleri Bakanlığı da Ankara'da bu işe vize verdi. Böylece Fahri Konsolos oldum.Aradan bir süre geçtikten sonra, sayın büyükelçiye sordum:"Neden onca aday içinden beni seçtiniz?"Çünkü yüze yakın istekli aday vardı. Çoğu da işadamı ve akademisyen kökenliydi. Büyükelçi, hafızama kazınan şu sözleri söyledi:"Çünkü siz Türkiye'de nadir bulunan sosyal demokrat bir, işadamısınız. Onun için de sizi seçmeyi

6670 defa okundu.

yazının tamamı...
ŞU "KONSOLOSLUK" HADİSESİ
ŞU "KONSOLOSLUK" HADİSESİİSHAK ALATONMelih Aşık Milliyet'teki köşesinde benimle ilgili "Zoraki Konsolos" başlıklı bir yazı yazmıştı.Hemen ardından  bazı dostlarımdan , nasıl Fahri Konsolos olduğuma yönelik sorular gelmeye başladı. Yeri gelmişken bu konuya da kısa bir açıklama getireyim:Öncelikle şunu belirtmeliyim : İstanbul'da daha önceden Güney Afrika Konsolosluğu  vardı ve 55 kişilik bir personel ile hizmet  veriyordu. Mandela 1994'te iktidara gelince, sanırım  biraz da ekonomik  sıkıntılar yüzünden birtakım yeni kararlar aldı. Bu yeni kararlar arasında, dünyanın  12 şehrindeki konsoloslukların kapatılması  kararı da vardı. Kapananlar arasında İstanbul da bulunuyordu.Ardından konsolosluk personelinin  52'sinin  işlerine son verildi. Geriye ka

6242 defa okundu.

yazının tamamı...
POSTACI HALA KAPIDA MI?
POSTACI HALA KAPIDA MI?İSHAK ALATONBugün neredeyiz?Şimdi postacı üçüncü defa kapıyı çalar mı?Sanayi Devrimi geldi, geçti, bitti. Sanayi artık önemli olmaktan çıktı? Kol emeği işçinin tarifi bile değişti?.Dünya "post ? industrial" devrini yaşıyor. Üretim ötesi bilgisayarlı bir "hizmetler toplulukları" gelişiyor. Türkiye'deki yönetim, yani politikacı bunu yeni yeni anlıyor? Üstelik, acıdır söylemesi ama,  ik binli  yıllara da bu yabancı sermaye fobisinden kurtulamamış olarak girdik. Aradan on yıl daha geçti, Erdoğan ve Ak Parti iktidarı  bir değişim  ve dönüşüm  yaşatmak istiyor, önemli mesafeler de alındı ama köklü ve kalıcı sorunlar tam anlamıyla çözülmedi.Netice:Bundan sonra özel girişimci Türkiye'ye ne yapar  diye sorarsanız? Be

6298 defa okundu.

yazının tamamı...
GURBETÇİLERİ YASAKLASAYDIK?
GURBETÇİLERİ YASAKLASAYDIK?İshak AlatonŞimdi bir an için  zaman filminin makarasını geri saralım.1960'ların başında insanımızın  ülkeden işçi olarak  gitmesini yasakladığımızı farz edelim? Bugün insan haklarına aykırı ama o zaman pek bunlara aldırış  eden yoktu. İnsanların  çıkışı yasak ama yabancı sermayenin gelişi serbest? Sonuna kadar kapılar açık? Kontrolsüz, sorgu sualsiz, bürokrasinin bezdiren, öldüren çarklarından  geçmeden  her türlü Alman sermayesi, yabancı sermaye girişi ve ülkenin  her hangi bir yerinde yatırım yapması, tesis kurması serbest?Doğu'ya giden olursa üstelik arsa bedava, on yıl da vergiden muafiyet? Gelsin Alman, burada kursun fabrikalarını? Yabancı sermaye hoş geldi, biz de yabancı ser

5746 defa okundu.

yazının tamamı...
GURBETTEKİ İŞÇİLERİMİZ
GURBETTEKİ İŞÇİLERİMİZİshak AlatonPostacı Kapıyı İki kez Çalar diye bir film vardı.Bu yabancı sermaye mevzuunda da Türkiye'nin kapısı iki kez çalındı.Birincisi Cumhuriyet'in ilk yıllarında? O zaman kapıyı açmamış olmamızı izah etmek mümkün?Yukarıda anlattım. İkinci kez kapımız 1950'lerde ve 1960'larda çalındı. Sonraki yıllarda da devamlı çalındı kapımız? Kapıyı kapalı tutmada mantıklı bir izah  artık mümkün değil? Bir fobi bu kadar uzun sürmez. Bir kitlesel yanlış yönlendirme, bilinçli bir yönlendirme denebilir bu duruma?1960'ların başında Almanya'nın  sanayii yeniden inşa ediliyor? Büyük bir emek açığı var? Almanlar İstanbul'da emekçi seçmek için teşkilat kurdular. Anadolu'nun dört bir yöresinden gelişmiş, eli kürek tutan binlerce, yüz b

6278 defa okundu.

yazının tamamı...
TÜRKİYE ZENGİN AMA?
TÜRKİYE ZENGİN AMA?İshak AlatonBurada, Türkiye'nin esasında ne kadar zengin , ancak ne kadar yanlış yönetilmiş bir ülke olduğunu vurgulayan bir mukayeseyi de faydalı buluyorum. 1945'te İkinci Dünya Savaşı bittiğinde, yıkılmış Almanya, İtalya ve Fransa gibi Avrupa ülkelerinin aç insanları doyurmak için Türkiye'den oraya trenler ve vapurlar dolusu erzak  ve yiyecek maddesi  yıllar boyunca taşındı. O tarihlerde ben İsveç'e gitmiştim. İsveç'in o zaman fert başına milli geliri Türkiye'nin iki buçuk misli idi. 1932 yılında iktidara gelen sosyal demokratlar altmış yıl boyunca ülkeyi yönettiler. Bugün İsveç'in fert başına milli geliri Türkiye'nin  yedi misli oldu.İsveç dünyanın  en yüksek  hayat standardına erişti. Türkiye ise, bir-iki istisnai hariç Doğu ve Batı Avr

6453 defa okundu.

yazının tamamı...
HEP BÜROKRASİYE RAĞMEN
HEP BÜROKRASİYE RAĞMENİshak AlatonBürokrasinin ağırlığını hatırlamanın  tam vakti?1930'lu yılların başında, dünya krizinden sonra, "Ankara bürokrasisi", Türk ekonomisini, devletin mutlak tahakkümü ve güdümüne sokan bir kanunu Meclis'ten geçirmişti. Kanun sadece üç sene müddetle yürürlükte kalmak üzere kabul edilmişti. Ancak, bu tahakkümün tadını alan bürokrasi, bu kanunun yarım asır boyunca yürürlükte kalmasını gerekli gördü. Kanun, Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanunu'dur. Elli yıl botunca öyle başarılı  neticeler verdi ki o korumayı öngördüğü Türk parasının bin lirası ile Boğaziçi'nde bir yalı almak mümkünken, sonradan ancak bir kalıp beyazpeynir bin liraya alınır oldu. Ve böylece para korundu.Bir asra doğru giden Cumhuriyet tarihimizde, özel  girişimciliğin nerede

5754 defa okundu.

yazının tamamı...
GENERAL : AÇIN FABRİKAYI, ALBAY: KÖYLÜ DAĞA ÇIKMAYACAK
GENERAL : AÇIN FABRİKAYI, ALBAY: KÖYLÜ DAĞA ÇIKMAYACAKİshak AlatonEvren Paşa heyecanla o, "açın" emri verdi ama sonrasını unutmuş olmalı ki takip etmedi, sormadı soruşturmadı. Demek ki adam da fikri takip yok.Biz çaresiz birkaç milyon dolar zarar edip kapattık. Çünkü asker müsaade etmedi, köylünün dağlara çıkıp meyan kökü toplamasını önledi PKK'ya ekmek ve peynir götürüyorlar diye.Paşa artık sivile dönüştüğünden biz de kapısını çalmadık. Hani, açın diye emir verdiğiniz fabrika askerler yüzünden kapanıyor demedik?Siirt'te albayın, yeni tayin edilmiş albayın astığı astık, kestiği kestik. Adam bir sabah kalkıyor yatağından  diyor ki:"Köylü artık dağa çıkamaz, PKK'ya ekmek peynir götürüyormuş'Hadiii!!Köylü dağa çıkamayınca bize hammadde gelmez oldu.Hammadde yok, meyankökü yok?

5633 defa okundu.

yazının tamamı...
BÜKEMEDİĞİN BİLEĞİ ÖPECEKSİN
BÜKEMEDİĞİN BİLEĞİ ÖPECEKSİNİshak AlatonÜretmek iyi de satmaktır esas hedef?Meyan tozu  ve balı, yüzde yüz ihracata yönelik bir sanayi? Alıcısı, Amerikan sigara endüstrisi? Amerikan sigaralarının  tatlımsı kokusu ve dumanı , meyan tozunun yanışından kaynaklanır? Meyan kökü, Çin, Afganistan, İran ve Doğu Anadolu'da bulunuyor?Ancak teknolojisi Amerikan?Satışı ise bir dünya karteli, tröstün elinde.. Mac Andrews and Forbes? Sahibi, Revlon şirketinin başındaki Ronald Perelman?Bu tröst, daralan piyasaya yeni bir rakibin girmesinden hiç hoşlanmıyor? Türk meyan tozunun dünya piyasalarında satışını önlemek için elinden geleni yapıyor. ..Bükemediğin eli öpmekten başka çare yok?Stoklar büyüyor, satış zor?Bay Perelman'ı New Yo

6020 defa okundu.

yazının tamamı...
ENDÜSTRİYEL ANIT
ENDÜSTRİYEL ANIT?İshak AlatonSize şimdi benim Siirt'e yatırım öykümü anlatayım:Yıl 1983?Cumhurbaşkanı Evren Doğu'yu geziyor.Siirt'ten gerçekten beş yıl önce Almanlar tarafından inşa edilmiş ancak hiç çalıştırılmadan yarım  bırakılmış bir büyük fabrikayı gösterirler?Burası "Sistaş Siirt Meyankökü Fabrikası?"Fabrikanın  hissedarları, devlet bankaları, yerel yönetim ve Almanya'da çalışan Siirtliler? Hepsinin parası batmış?Bir "Endüstriyel Anıt" olarak Siirt'i süslüyor?1970'lerin heyecanlı ortamında Doğu'ya akıtılmış büyük servetler heba edildi? Yarım bırakılmış yüzlerce "Endüstriyel Anıt" kaderine terk edildi.İyi niyetli insanlar aldatıldı?. Belki aldatanlar da iyi niyetli idi?Netice ortada? Siirtliler kırgın, üzgün,

5363 defa okundu.

yazının tamamı...
BİR "DOĞU'YA YATIRIM" ÖYKÜSÜ
BİR "DOĞU'YA YATIRIM" ÖYKÜSÜİshak AlatonYıllar önce iş dünyamızın ağır topları Doğu'da tetkik gezisine çıkmışlardı. Doğu'nun dertlerini yerinde görüp çare üretmek istediler. Gönül ister ki kısa zaman da bir "Doğu'ya Yatırım" heyecanı doğsun.Herkes üzerine düşen görevi  yerine getirsin?Ben Doğu'ya gitmeye hazırım?Önceki tecrübelerimin acılarını unuttum?Yani baştan, yeni güçlükleri göğüslemeye hazırım?Ancak ilgililerden  yardım bekliyorum.Hepiniz, hepinizle ilgilisiniz.

5718 defa okundu.

yazının tamamı...
FİKRİNİ ZORLA KABUL ETTİRME HASTALIĞI
FİKRİNİ ZORLA KABUL ETTİRME HASTALIĞIİshak AlatonBir kitapta okumuştum. "Elinizde alet olarak sadece bir çekiç varsa, karşılaştığınız bütün engelleri çivi görmeye yatkın olursunuz. Tek çare olarak çekici vurarak yönetmeye devam edersiniz."İşte bu anlayış kolaylıkla değişmiyor, ancak uzun yıllar içerisinde de değiştirmek mümkün olabilecek?Bugünkü hükümetlere kadar sirayet eden zorla fikrini kabul ettirme hastalığı, korkarım ki bundan sonraki  kuşaklara da geçecektir. Eğitim sistemimiz, anaokulundan  itibaren birtakım  sloganları ve kalıplaşmış cümleleri ezberletip, her sabah tekrarlatıp aynı tornadan çıkmış "emirleri yerine getiren" insanlar üretmeyi hedefliyor. Düşünen insanlar yerine robotlar toplumu yaratma anlayışının hızla terk edilmesi gerekiyor. Türkiye, masaya o

5261 defa okundu.

yazının tamamı...
ZİHİNSEL DEVRİM ŞART
ZİHİNSEL DEVRİM ŞARTİshak AlatonVaktiyle Washington'da bana bir kitap hediye ettiler.Kitap, ABD'nin eski Başkanı Carter'ın Güvenlik Danışmanı Zbigniew Brzezinski'nin imzasını taşıyordu. Büyük Satranç Tahtası adıyla Türkçe'ye de çevrildi. Yazar, 2000'li yıllarda dünya politikasına yön verecek hamlelerin yapılacağı satıh olarak Avrasya'yı görüyordu. Gerçekten de bulunduğumuz coğrafyada yaşanan gelişmeler göz önüne alındığında, Avrasya için, "2000"li yılların en önemli mekanı" tahmininde bulunmak yanlış olmaz.Türkiye, tün dünyanın projektörlerinin çevrili olduğu bir coğrafyanın merkezinde. Türkiye'nin "yüzük taşı" konumunda olduğunu görmemek mümkün değil. Brzezinski, Türkiye için, "mihenk taşı" "pivotal öneme sahip bir ülke" gibi tanımlamalar kullanıyor. Bunu da şöyle ifade ediyor:"Yukarıdan

5918 defa okundu.

yazının tamamı...
SERMAYEYE YABANCI
SERMAYEYE YABANCIİshak AlatonBakın bir de "yabancı sermaye" meselesi var.Bu bence "sermayeye yabancı" olanların sorunu. Gerçekte böyle bir sorun yok. Altmışlı ve yetmişli yıllarda Türk ekonomisinin gelişmesini önleme işlevini yüksek tahsilli yabancı sermaye düşmanları üstlendi. Ülkemize gelip tesis kurmak isteyen yabancı sermayenin önüne, aşılması imkansıza yakın engeller koymayı "vatanseverlik" olarak topluma izah ettiler. Vatan sathını, bizi sömürmek(!) isteyen yabancı yatırımcılardan koruduk, sözüm ona?Ülkedeki işsizliği azaltmak için ise Anadolu'nun her yöresinden  bilgi ve mesleki beceriden yoksun milyonlarca insanın Almanya'ya vasıfsız işçi olarak bando ve mızıka ile yolcu etti.Yabancı sermaye düşmanlığının olumsuz neticelerini seksenli yıllarda, iş işten geçtikten sonra i

4810 defa okundu.

yazının tamamı...
AKLIMIZIN AMBARGOLARI
AKLIMIZIN AMBARGOLARIİshak AlatonMuhterem dostum Prof. Dr. Selçuk Erez Aklımızın Ambargoları kitabında diyor ki:"Yıllardır ekonomik gelişmemizde sayılı güçlü devletlerden biri durumuna gelmemizden çekinen dost ve düşman ülkelerin koydukları çeşitli ambargolardan şikayet ederiz. Aslında ambargoların en sunturlusu gelişimimizi en çok aksatanı, kısıtlayanı, bizim kendi aklımıza koyduğumuz ambargolardır.Bu ambargoları aştığımızda bütün diğer ambargoların üstesinden ?evvelallah ? geliriz."Ambargolar ya da önyargılarımız?Bizim dünyaya ihtiyacımız yok, biz kendimizi engellemeye muktediriz.Kendi elimizle kendi hayatımızı zehir ediyoruz. Hiç düşündünüz mü, önyargılarımızın ekonomik hayatımıza etkilerini?Cumhuriyetimizin kuruluş yıllarında vecizeler ve sloganlar üretmek moday

4741 defa okundu.

yazının tamamı...
VE İKİ SORU
VE İKİ SORUİshak AlatonHafızam beni yanıltmıyorsa 1994 yılıydı.Bir toplantıda salona şu soruyu sordum:"Bağımsızlık iyi, bağımlılık kötüdür? Fikrime evet diyenler el kaldırsınlar?"Üç yüz kişiden en az yarısı tereddüt etmeden hemen ellerini kaldırdılar. "Peki şimdi 'bağımsızlık kötü, bağımlılık iyidir' fikrime evet diyenler el kaldırsın," dedim ve uzun bir zaman bekledim. Tek bir al dahi kalkmadı. Bunun üzerine ben el kaldırarak  "Tek kişi dahi olsa, ben hepinize karşı ters düşmeyi göze alıyorum ve bağımsızlık kötü, bağımlılık iyidir fikrini savunacağım," dedim.Akıl ambargoları, serbest düşünceyi kısıtlamış ve insanları önyargılı kalıplara hapsetmiştir.Sanki hepimiz tek bir insan gibi yaşıyoruz.Bu kadar çok insanın olduğu yerde farklı düşünceler, farklı görüşler ve zenginlik

4890 defa okundu.

yazının tamamı...
BAĞIMSIZLIK SAPLANTISI
BAĞIMSIZLIK SAPLANTISIİshak Alatonİnsan tek başına yaşayabilir mi?Kim diyebilir ki:Ben kendime yeterim?Kimseye ihtiyacım yok?Dünya bir tek ben varken daha güzel?Aklı başında hiç kimse böyle düşünmez. Çünkü bu sağlıklı bir tercih ve sağlıklı bir yaşam değildir. İnsansız hayat olmaz.İnsan insanla sınanır, insan insanla konuşur, tartışır, gelişir?Rekabet eder ve bir şekilde birlikte yaşamanın orta yolunu bulur.Çünkü insan insanı etkiler, değiştirir.Daha iyiye daha güzele ulaşmak için öğrenmeye, rekabete, yeniden düşünmeye hep ihtiyaç vardır.Alman felsefe üstadı Friedrich Nietrzsche der ki:"Hiçbir zaman fikir değiştirmeyen iki tür insan vardır: ölüler ve deliler."Yaşayan, yaşadığının farkına varan insan soru sorar:Dünün doğruları, bugünün şartlarında ne kadar doğru?Bugü

5082 defa okundu.

yazının tamamı...
MİNYELİ ABDULLAH'IN YAZARI BENİ YAZMIŞ
MİNYELİ ABDULLAH'IN YAZARI BENİ YAZMIŞİshak AlatonHakkımda çok yazı yazıldı, takdir edenler olduğu gibi tenkit edeler de çok? Takdirin de tenkitinde içerikli olması anlamlıdır. "İyi" demek de, "kötü" demek de tek başına bir anlam ifade etmiyor bende. Zaman gazetesinin hiç tanımadığım bir yazarı beni yazmış.İşte o yazı:"Kendisini televizyonda dinledim. Sonra gazetemizde düşüncelerini okudum.1942 yılında Varlık Vergisi çıkınca tahsilini yarıda bırakıp İsveç'e gitmiş. Orada kaynakçılık yapmış.Tahmin ederim Musevilik bağıyla bir kısım devlet adamlarıyla görüşmüş, tanışmış.Babası onu İstanbul'a çağırmış. O da bu isteğe uyup Türkiye'ye gelmiş, işsiz kalmış.Üzeyir Garih Bey ile ortaklık kurmuş.Yine tahmin ederim, sermaye onda, sanat bunda.Demokrat Parti 1950'li yıllarda kamu kuruluşlarına h

6178 defa okundu.

yazının tamamı...
KENDİMİN SIRDAŞIYIM
KENDİMİN SIRDAŞIYIMİshak AlatonBir önyargı, bir kalıplaşmış bakış daha: Hepimizin büyük sırları var ve saklıyoruz?Hayır, ben öyle değilim, çok açık ve şeffaf yaşadım.Ne düşündüysem söyledim, ne yaşadıysam biliniyor.Başkalarına söylenemeyecek türden  sırlarım olmadı.Kendime sakladığım inançlarım ve bazı özelliklerim oldu, ama bu meseleleri saklaması için bir başkasına taşıma ihtiyacım olmadı.Yani sırdaş?Hiç sırdaşım olmadı.Çünkü bir sırdaşa ihtiyaç duymadım.Belki de bu durum yalnızlık duygusu ile içli dışlı olmamdan ileri geliyor. Yalnız olabilmek için fırsat kolluyorum bazen. Yalnız olmanın  büyük bir mutluluk olduğunu düşünüyorum.Çünkü yalnızken de iki kişiyiz.Ben ve kendim?Yani kendimle konuşabiliyorum.Sürekli düşünüyorum böyle zamanlarda.Özellikle olumlu şeyl

6626 defa okundu.

yazının tamamı...
RESİMDEN ANLAMAM
RESİMDEN ANLAMAMİshak AlatonŞimdi cevaplara geçelim:İlk soru, dönemindeki değerleri, örneğin ressamları tanıyıp tanımadığımla ilgiliydi.Hayır, dönemimin ressamlarıyla tanışmadım.Bunu gizleme gereği duymadığımı da belirtmek isterim. Resme hiçbir zaman ilgi duymadım. Çünkü birinin bir şeyi sevebilmesi veya en azından  ilgi duyması için vakit ayırması ve tanıması lazım. Ben vakit ayıramadığımdan resim sanatını tanımadım.Elbette birkaç kez resim müzesine gittim.  Fakat bu  gezilerimde hiçbir hazırlığım yoktu ve alfabesini bile bilmediğim için meseleye son derece uzaktım. Böylelikle resimden kesin olarak anlayamayan biri olduğumu hem idrak, hem de kabul ediyorum.Evet, ben anlamıyorum. Ancak bu açığı kapatan kişi ise kızım Leyla oldu. O benden  çok farklı bu hususta. Bu işe z

6746 defa okundu.

yazının tamamı...
KARAKOYUNLU'YA CEVAP
KARAKOYUNLU'YA CEVAPishak AlatonSevgili Yılmaz,Anlıyorum ki bana değer veriyorsun.Bundan mutlu oldum, fakat beni biraz abarttığını söylememe izin ver. Merak etme, bütün sorularına cevap vereceğim.Biliyorsun o TRT Haber'de Mehmet Gündem'in yaptığı o program 45 dakika ile sınırlı idi.Takdir edersin ki bu kısa sürede 85 yaşında bir adamın hayatını bütünüyle ortaya koymak mümkün değil.O yüzden Gündem bir tercih yaptı ve onun tercihleri öne çıktı.

6174 defa okundu.

yazının tamamı...
BENİ NE ZANNEDİYORLAR!
BENİ NE ZANNEDİYORLAR!İshak AlatonŞimdi sizi bir miktar hayal kırıklığına uğratacağım.Parası olan insanlar için oluşmuş , oluşturulmuş kalıplar var. Bazı önyargılar buralardan besleniyor. "Pozitif  önyargılar" da var, gerçek değilse onlar da insana ağır geliyor.Yılmaz Karakoyunlu, gazetedeki köşesinde "İshak Bey'in Gündemdeki Hayatı?" başlıklı bir yazı yazdı.Diyor ki:"İshak Alaton'u ilk tanıdığımda kapitalist sanıyordum; yanılmışım: Sosyalistmiş?Dünyayı değerlendirirken iki penceresi olduğunu fark ettim.Birincisi 'kabulleri', ikincisi de 'bekleyişleri'?Kabulleri değişmedi: Hep sosyalist kaldı.Bekleyişleri hızla ve sıklıkla farklılaşıyordu?Hafta sonu TRT'de İshak Alaton'un özel yaşamını anlatan programı izledim.Program yapımcısı Mehmet Gündem'in soruları hep iş

5680 defa okundu.

yazının tamamı...
OKUNMAYAN VE SATMAYAN KİTAP YAZMA UZMANI
OKUNMAYAN VE SATMAYAN KİTAP YAZMA UZMANIİshak AlatonYıllar önce bir kitap yayınlamıştım:Görüş ve ÖnerilerMetin Münir'in Vatan Gazetesinde kitapla ilgili bir yazısı vardı. Başlık "Görüş ve Esneme Önerileri".Kitabın başlığının hem sıkıcı hem de pazarlama hatası olduğunu dile getirmişti. Hatta diğer büyük işadamlarının kitaplarının da isimlerini sıralayarak aradaki benzerliği sorgulamıştı. Bir de alternatif isim önerilerinde bulunmuştu:"Milyarder Olmak İsteyenlerin Yapmaması Gereken Beş Buçuk Şey"Veya"Otuz Yaşında Otuz Milyon Dolara Nasıl Sahip Olunur" gibi Bu isimleri duyan insanların kitabı satın almak için kuyruk oluşturacağından da emindi.Ben de eminim.Ayrıca kitabın kitapçılarda satılmaması da ayrı bir eleştiri konusuydu.Ve bu da birçok işadamının  düştüğü hatalardan biriydi. Üsteli

6088 defa okundu.

yazının tamamı...
"YAP VE YAPMA" LAR
"YAP VE YAPMA" LARİshak AlatonAktif işadamı kimliğimi bırakalı uzun yıllar olsa da tecrübe ve yaşanmışlık insanın peşini bırakmıyor. Tabii ki bundan şikayetçi değilim?Gençlerden başlamışken genç yönetici dostlara da bir şeyler söylemeliyim.Genç yönetici dostum!Sana öğüt vermek haddim değil, ama biliyorsun insan çoğu zaman başkalarının yanlışlarından, başarısızlıklarından öğrenir. Tecrübe edilmiş bilgilerden öğrenir.İşte hayat boyu biriktirdiğim, çoğunu da yaptığım  hatalar ve yaşadığım başarısızlıklar nedeniyle ağır bedeller ödeyerek öğrendiğim ve edindiğim tecrübeler, istersen  sen buna "öğütler" diyebilirsin, hepsi benim çok işime yaradılar, belki içlerinden senin de kulağına küpe olanlar çıkar?1-Kendini iyi tanı.Hayatını akıllı bir şekilde planlaman, evvela kendini

5678 defa okundu.

yazının tamamı...
VE DAHASI?
VE DAHASI?İshak AlatonGenç dostum,Sen,Güven veren, saygı  uyandıran iyi insan olma yolunda geliş?Geliş ki insan sende huzur bulsun, seni tanıyan umutla yolculuğuna devam etsin.Varlığın ve varoluş tarzın, yapıp ettiklerin senin için "iyi ki dünyada böyle insanlar var" dedirtsin.Mutlu ve huzurlu bir hayat yaşamak senin de hakkın.Unutma, sen mutlu olursan etrafındaki herkes mutlu olur, mutsuz ve başarısız bir adamın çevresine vereceği tek şey mutsuzluk ve başarısızlıktır. Yukarıda, liseyi okuma yıllarında sana yarayacak bir yol haritası önerdim.Şimdi, otuzlu yıllarına yelken açarken, özellikle iş dünyasında sana rehberlik yapacak ikinci bir yol haritası veriyorum, "yap ve yapmalar" başlığı altında.

5570 defa okundu.

yazının tamamı...
GENÇ ADAMLARA YOL HARİTASI
GENÇ ADAMLARA YOL HARİTASIİshak AlatonUzun yıllardır yurtiçinde ve dışından envai çeşit davetler alırım. Meslek kuruluşları, iş dünyasından  dernekler, vakıflar, üniversiteler çağırılar. Mümkün olduğunda onları kırmadım, gitmeye çalıştım.Oralarda hem toplumun her kesimiyle iletişim kurma ve onları  daha yakından tanıma imkanı buldum hem de özelliklere gençlere hitap etme fırsatı  yakaladım.Genelde uzun uzun konuşmadım, kısa girizgahtan sonra soru  cevap faslına geçmeyi tercih ettim. Benim ne anlattığıma önem verirler, bunun bilincindeyiz, ama onların ne istediği , o konuşmanın hedefe varması açısından daha önemli olur.Bunun içinde onları dinlemeli, sorularını almalı, hayata nereden baktıklarını, nerede takıldıkları, sorunun nerede yoğunlaştığı bilmem gerekiyor. Yani fot

5578 defa okundu.

yazının tamamı...
PARA SAYGINLIK GÖTÜRÜYOR
PARA SAYGINLIK GÖTÜRÜYORİshak AlatonGüven verme ve güvenme o kadar önemli  ki?Çünkü güven veren insan güven de duyar.İş dünyasında başarıdan ne anlaşıldığı önemli.Başaralı olmak, çok para sahibi olmaksa, aklımıza çok parası olan ama  itibarı ve huzuru olmayan, güven duygusunu yitirmiş pek çok adam geliyor.Mesela birisi için, Amerikan Büyükelçisi rapor yollarken Washington'a "Bu adamla sakın ha iş yapma!" diyor. Çünkü aldatıyor herkesi, en başta ortaklarını.Parası çok ama itibarı beş paralık?Bir başkası daha geldi aklıma, o belki sahtekar değil ama tam bir salak. Bir düzine çocuk yapıyor, sonra boşanıyor, bir ikinci kadın alıyor, ondan da çocuk yapıyor, sonra onu da boşuyor, sonra üçüncü kadın alıyor, sonra onu sokağa atıyor, rezil oluyor.Bu yetmiyormuş gibi haciz geli

4481 defa okundu.

yazının tamamı...
SORUMLULUK
SORUMLULUKIshak AlatonSon yayınlanan kitabımı imzalarken  fark ettim, herkes benden küçük olduğu için "Sevgili kardeşim" deyip imzaladım ve çok rahat ettim. Şimdi de aynı rahatlıkla ve yakınlıkla içimden geldiği gibi yazıyorum. Belki de seninle konuşuyorum?Hayatın bana öğrettikleri hayatın eski ve yeni yolcuları  için dile getirmek, seninle paylaşmak istiyorum. Biliyorum ki  sen düşüneceksin , tartacaksın ve anlattıklarımdan işine yarayanları alacaksın?Bu bana, mutlaka yapmam gereken  bir sorumluluk olarak geliyor. Evet, sorumluluk?Çünkü hepimiz bir şeylerden sorumluyuz?En küçük  dairede kendimize ve ailemize karşı sorumluyuz?Ancak, bunun ötesinde, insana, topluma, ülkeye, dünyaya karşı sorumlu olma bilinci , hayatını gerçekten zenginl

5614 defa okundu.

yazının tamamı...
MEVLANA NE DEDİ?
MEVLANA NE DEDİ?Ishak Alatonİnsan ve para ilişkilerinden devam edelim şimdi.Türkiye'de işadamlarının hareketlerini takip ediyorum, büyük oyuncu olma, büyük balık yakalama adına manevralarını izliyorum. İsim vermeyeceğim ama çoğunun başı dertten kurtulamıyor.Çünkü:Düşüncesiz ortaklıklar kuruyorlar, fizibilitesi tam yapılmadan işe giriyorlar, bilmedikleri alanlara anlamsız bir cesaretle balıklamasına dalıyorlar. Risk faktörlerini hesaba katıp riski bölüşecek gerçek birliktelikler pek kuramıyorlar.İşte çıkardığım bazı sonuçlar.1-Kavga etmeyeceksin? Hele ortağınla hiçbir zaman?İş dünyasında hiç kimseyle kavga etmedim . Benimle kavga edenler olmuştur ama ben kavgalı olmadım. Elbette çok insanla sorun yaşamışımdır. Fakat kiminle ne sorun yaşadıysam çözmeye çalıştım, bir orta yol bulu

5291 defa okundu.

yazının tamamı...
LÜZUMSUZ OLABİLMEK
LÜZUMSUZ OLABİLMEKIshak AlatonHayat, debisi yüksek bir nehir gibi akıyor.Ve biz içindeyiz.Bu akıntıda kaybolmamak için her zaman teslimiyet ve irade arasında bir denge kurmak zorundayız. Alışkanlıklar bizi iradesizliğe ve kendimizi tamamen akıntıya bırakmaya doğru çekiyor. Buna bir de düşüncesizlik eklenirse?İnsan sıcağı sıcağına yaşarken ve güçlüyken bunu idrak edemeyebiliyor. Tanrı'nın bir lütfu ki ben bu konuları çok erken yaşlarda düşünmeye başladım.1992 yılına girerken arada bir yaptığım vicdan muhasebesinden birine odaklandım. Hayatım boyunca hedef olarak belirlediğim limanların önemini sorgulamaya başladım.65 yaşıma gelmiştim. Sayısını bilemeyeceğim kalan kısıtlı yıllarım boyunca bana daha çok mutluluk ve huzur verebilecek daha değişik  limanlara doğru yol almayı düşledim

5134 defa okundu.

yazının tamamı...
İYİ BAK KENDİNE
İYİ BAK KENDİNEIshak AlataonPara denen bu unsurun hayatındaki rolü üzerine düşüneceklerimi aktaracağım ama önce şu "sorgulama" sürecinin beni getirdiği noktayı toparlayalım. O tarihlerde yani, 65 yaşıma geldiğimde bir yazı yazdım. Yazımın başlığı "Lüzumsuz Olabilmek.""Lüzumsuz olmak" değil, bilinçli olarak "lüzumsuz olabilmek!" İşte çok önemsediğim o yazı?"Fransız lisesinde en sevdiğim derslerden biri felsefe idi.  Hayal gücümün sınırlarını  zorlayan, her gün pencereler açan bu anlara doyum olmazdı. Felsefeye ilgim, zaman ilerledikçe devamlı büyüdü. Yabancı dillere vukufum geliştikçe, felsefe kitaplarından aldığım keyif yeni boyutlar kazandı. İş hayatımda başarılı  olabilmek için, insanları anlamanın  önemini erken yaşta idrak ettim. Bu yolda bilgimi geliştirmenin

4838 defa okundu.

yazının tamamı...
İŞ İŞTEN GEÇMEDEN
İŞ İŞTEN GEÇMEDENIshak AlatonÇok varlıklı olmanın ötesinde daha neler var, diye kendime sorarken büyük bir boşluğa ve hedefsizliğe düşmemi nasıl önlerim, diye kendimi sorguladım.Zaman içinde, çok varlıklı olmaktansa çok saygın bir insan olmanın daha huzur ve mutluluk verici olacağına dair kanaatim pekişti.İş dünyasında şöhret olmuş insanlara bakıyorum, çoğunda tatminsizlik, bir arayış görüyorum. Fakat ne aradıklarını onlar da iyi tarif edemiyorlar gibi geliyor bana. Kırk metrelik teknesini  bırakıp altmış metrelik olanı satın alıyor.Peki ne fark ediyor?Hiç, sadece oyalanıyor, kendini kandırıyor. Bunlar insanı mutlu etmeye yeter mi? Ben bunu hiç anlamadım.Herhalde benim anlama kabiliyetim gelişmemiş, diyorum kendi kendime.Çünkü çoğunluk böyle olduğuna göre gariplik bende olmalı?

6520 defa okundu.

yazının tamamı...
TANIKLAR
TANIKLARİshak Alatonİnsanlar doğarlar, yaşarlar ve ölürler.Yaşamak, aynı zamanda istemek demektir.İnsan ister?İnsan bilmek ister?İnsan bilinmek ister?Yaşayıp giderken kendi zamanının tanıklığını da yapar insan. Bunun için ise, öğrenen, bilen, bildiklerini ve yaşadıklarını cesaretle, olduğu gibi anlatan, hatta bunu bir vazife addeden insanlara ihtiyaç vardır.İşte bu noktada "sahici tanıklar" ve yoğun yaşanmış zamanların bir araya gelmesi, insanlığın kazancı sayılır.Bizi yaşamadığımız ve bilmediğimiz bir devre götürür bu tür tanıklar, anlatıcılar.Bu cesur insanlar sebebiyledir ki tarih yazılır, tarihe bu yolla gidilir.Zira tarihin vardığı noktada bizi büyük bir dünya, bir dünya dolusu  bilgi ve bir dünya dolusu tecrübe beklemektedir. Bizler onlarla dönüp bugüne, kendi

6595 defa okundu.

yazının tamamı...
KENDİNİ TANI
KENDİNİ TANIİshak AlatonPeki, bu nasıl olacak?İstemek yeterli mi dersen, elbette hayır. Kıymetli  her şeyin  bir bedeli bardır. Hayatını akıllı bir şekilde planlaman, evvela kendini iyi tanımakla başlar. İnsanın  kendini tanıması, sanıldığından daha zordur, zira yaşın  ne olursa olsun, şimdiden  kalıplaşmış  bazı önyargıların vardır.Bunlardan  bazılarını sen, kendi kendine aşıladın.Bazılarını da yakın etrafın, sana iyilik yapıyorlar zannı ile seni inandırmışlar?Kendinde, zannettiğinden daha fazla bilgi, beceri ve senin ayrıcalıklı ve üst düzey bir yere gelmen için gerekecektir. Peki, güzel de oraya gelince ne olacak?Bu mu yaşamak istediğin hayat ve olmak istediğin insan?Unutma, tek bir kimliğe razı olarak yaşamamak için aktifleri çoğaltmak gerekir.B

5959 defa okundu.

yazının tamamı...
HAYATIN ZENGİNLİĞİ
HAYATIN ZENGİNLİĞİİshak AlatonBugün hava çok güzel?85 yaşındayım,  "Bugün hava çok kötü" dediğim pek olmadı. Hava hep güzeldir. Güneşli olsa da güzeldir, yağmur yağsa da güzeldir, kar beyaz bir örtü halinde etrafı kaplasa da güzeldir.Soğuk da güzeldir, sıcak da?Hatta sisli, puslu havalar da?Yeter ki senin iç dünyan aydınlık olsun, berrak olsun.Yeter ki gözlerin  gerçeği  görsün, aklın  özgürce düşünebilsin?Sen yaşadığının farkına var?Derin bir nefes alıp gözlerini kapat?Düşün!...Yaşamı sana hediye eden Yüce Allah'a en son ne zaman, içtenlikle ve inanarak teşekkür ettin?Üstelik sağlığında da yerinde ise binlerce şükür Allahıma diyebiliyor musun!...Cebinde çok para olup  olmadığını sormadım!Çünkü bu pek o kadar da önemli değil!Haya

6296 defa okundu.

yazının tamamı...
BOŞLUK TEHLİKESİ
BOŞLUK TEHLİKESİİshak AlatonFakat unutma, bu yol tehlikelerle doludur.Yeri gelmişken hemen bir tehlikeye, "boşluk tehlikesine" dikkat çekmek istiyorum.Büyük parasal  imkanlara hükmeden  bazı işadamları tanıyorum. Kendi aralarında, motor yatlarının  uzunluğunun yarışına girerler. Yalının ve etrafındaki bahçenin büyüklüğü, maddi başarılarını  bir değer ölçüsü olarak algılarlar. Ancak bazıları, bir müddet sonra uyanır. Bu yarıştan yorulanların, ruhsal bir boşluğa düştüklerini de görüyorum.Artık onları hiçbir şey tatmin edemez. Yaşlandıkça hırçınlaşma ve ekşime derecesi yükselir. Kendi mutsuzluğunu etrafına yansıtarak boşluğuna çare arar.Bu dünyadan  ayrılma günü geldiğinde, kendisi de, etrafı da kurtulur. Bu nokta üç dikkati hak ediyor.Dikkat, dikkat, dikkat?

6906 defa okundu.

yazının tamamı...
ARZUDAN İRADEYE GEÇİŞ
ARZUDAN İRADEYE GEÇİŞİshak AlatonYolun başında gösterilen tavır ve çizilen rota, yolun  sonuna dair çok önemli  bir kanaat oluşturur.Yani yolun sonu, kendini daha yolun başında belli eder.İnsan uğraştığında, emek verdiğinde, gayret gösterildiğinde, imkan ve kabiliyetlerini kullandığında ne olacağını tam bilmese bile bir şey olacağını hisseder.Bu his de o yolculukta itici bir güç oluşturur.İshak Alaton, kaygısız, korkusuz ve hesapsız bir şekilde, yaşadıklarını ve hissettiklerini ortaya koydu.

4944 defa okundu.

yazının tamamı...
YALNIZLIK İYİDİR
YALNIZLIK İYİDİRİshak Alatonİnsan hep yalnızdır alsında. İlgi alanları birbirinden farklı olan insanların birlikteliği ilk etapta zordur, fakat hep heyecan vericidir, sürprizlerle doludur, öğreticidir. Eşlerin hep aynı şekilde düşünmeleri korkunç bir şey, çünkü böyle olunca insan kendisi olamaz, dolayısıyla da eşiyle konuşacak bir şey de kalmaz.Eşler konuşmayınca birlikte yaşamıyor, yan yana yaşıyorlar demektir. Birlikte yaşamak başka, yan yana yaşamak başka.Eşlerin çoğu yan yana yaşarlar, fakat birlikte yaşadıklarını zannedeler? Ve gerçek şu ki bu durumda her ikisi de yalnızdır.Mara bana kendim olmayı öğretti. Yalnızlığın muhteşem bir zenginlik olduğunu gösterdi. Biraz unvanlardan, sıfatlardan, kimliklerden arınmış bir hayat? Sadece ve sadece saygınlık arayan bir hayat?O

5172 defa okundu.

yazının tamamı...
YALNIZ ADAM
YALNIZ ADAMİshak Alaton Altmışından sonra ayrı yaşamak bende katiyetle bir boşluk oluşturmadı.Çünkü bir şeyin farkına vardım: Ben kendine yeten bir adamım. Evet aile demek aynı zamanda duygusallık demek, duygusal bağ demek.Ben duygudan vazgeçmedim. Duygusallık var. Kızımla olan ilişkim muhteşem, oğlumla olan ilişkim aynen. Yakın dostlarımla büyük bir keyifle bir araya geliyorum.En az onun kadar keyif aldığım başka bir şey var, o da yalnız yaşamak. Yani ben ve kendim yaşıyoruz. İkimiz de diyebilirim buna. Ben ve kendim?Yalnız adam olmak da çok güzel, çok huzur verici?Genç yaşlarımda "yalnız adam" cümlesi ürkütücü gelebilirdi, ama şimdi öyle değil. Mutlulukla kendime 'yalnız adam' diyebilirim. Günü yakalamak istiyorsan erken kalkacaksın. Benim günüm 05:30'da başlar. Zinde ka

5888 defa okundu.

yazının tamamı...
YAHYA EFENDİ DERGAHI
YAHYA EFENDİ DERGAHIİshak Alaton Burayı bilerek aldım, çünkü mezarlığın yanında yaşamanın huzur verici olduğunu düşünüyorum.Çünkü her zaman insanın aklında fani olma olayı bulunduğu için yaşama daha heyecanla ve daha sevgiyle bakıyor. Nasıl olsa faniyiz, nasıl olsa geçiciyiz.Bunun bilincinde olan insan daha farklı yaşar. Fakat bir şey daha var: Sıfırdan başlamış bir insanım. Çok zor şartlarda, üniversiteye gidemeyecek kadar maddi imkanları kısıtlı bir aileden geldim. Kaynak işçiliğiyle hayata atılmışım ?. Bunu söylemekten hiçbir zaman utanmadım, çekinmedim, İsveç'e gidip kaynakçılık yapmış, orada dünyaya açılmış, dünyanın insanlarını tanımış, özellikle İsveç'in sosyal demokrat yönünü tanımış, sosyal demokrat yönetime inanmış bir insanım. Hayat felsefesi ona uygun oluyor.Fransızc

5793 defa okundu.

yazının tamamı...
YAHUDİLİK MÜSEVİLİKTEN DAHA ÖNEMLİ
YAHUDİLİK MÜSEVİLİKTEN DAHA ÖNEMLİİshak AlatonMusevi ve Yahudi, ikisi de farklı şeyler. Biri dindarlıkla ilgili, öteki ırkla? Mesela bizim çocuklar Yahudiliğin bir aidiyet olduğunu görüyorlar. Museviliğin  de güzel bir şey olduğuna inanıyorlar. Musevilik biraz insanın tercihidir, yani dindar olur ya da olmazsınız. Leyla ve Vedat Musevilik açısından zayıftırlar, inançları vardır ama pek ibadethaneye gitmezler.Koyu bir inançları yok?Benden bunu gördüler.Bizde Yahudilik Musevilikten daha önemli.Çünkü Yahudilik başka bir duygudur. Kazanılmış bir hak gibi?Doğuştan verilmiş bir diploma gibi görüyorlar. Bu güzel bir şey. Çünkü  bir aile bu. Dünyaya yayılmış bir büyük aile olarak görüyorlar.Bu, ilişkilerde böyle olduğu gibi, benzer durumlarda da onlara ilave kuvvet oluy

5061 defa okundu.

yazının tamamı...
VEDAT VERDİĞİ SÖZÜ TUTAR
VEDAT VERDİĞİ SÖZÜ TUTARİshak AlatonBirinci evliliğinden sonra Vedat bir daha evliliği düşünmedi. Evlilik bana göre değil demeye başladı, çünkü büyük bir hayal kırıklığı yaşamıştı.Ben evli olmak için yaratılmış bir adam değilim galiba, diyordu kendi kendine. Vedat kendi kendine yeten, hobileri olan, seyahat etmeyi seven, şirket yönetiminde sorumluluğu olan bir insan?.Fakat zaman onun düşüncesini birden değiştirdi ve ilk eşinden boşandıktan 6-7 yıl sonra nedense tekrar evlendi. Hayattan beklentileri ve  zevkleri çok farklı olan, İstanbullu bir hanımla aniden evlenme kararı aldı.Benim hissettiğim, iki sene flört ettikten  sonra kıza söz verdiği için evlendiğiydi. Böyle sözünü tutan adamdır Vedat.Herhalde fazla üzerinde düşünmeden, biraz da anlık bir kararla "evcilik mutluluk

5011 defa okundu.

yazının tamamı...
SENİ HATIRLAMAK GÜZEL
SENİ HATIRLAMAK GÜZELİshak AlatonElimden gelse sık sık mektup yazardım dostlarıma, sevdiklerime, eşime, çocuklara?İçimden gelen bu duyguya, bu fikre direnmeyeceğim şimdi. İşte birkaç satır karalamanın tam vakti:Mara, Benim sevgili eşim?Seni tanıdığım da ruhundaki yarayı fark etmiştim, çünkü ben de ruhu yaralı bir genç adamdım.Senin savaştan zarar görmüş bir ruhun var.Birlikte çok şey paylaştık, çok da mesafe aldık. Savaşın bıraktığı  izleri mümkün olduğu kadar, silmeye, unutmaya çalıştın. Kendini bütün gücünle İstanbul'daki hayata vermek istedin, geçmişi çok fazla kurcalamadın, çok fazla konuşmak istemedin. Geçmişle yaşamak gibi bir hataya düşmedin, sağlıklı bir ilişki kurdun.Benimle yepyeni bir ortama geldin, buraya gönül rahatlığı ve heyecanla alışmak istedin , uyum sağl

4985 defa okundu.

yazının tamamı...
PARANIN İKİ YÖNÜ
PARANIN İKİ YÖNÜİshak AlatonÇok zengin olmak için çok zaman harcamadım. Paranın sadece iki rolü olduğunu düşündüm; birincisi, alışveriş aracı. Yani bir şeyler almak için, ihtiyaçlarını karşılayacak ürünleri almak için.İkincisi, bir miktar parayı kenara koy ve yaşlılık günlerinde güven hissini tatmin edersin. Yaşlılık günlerinde seni tatmin edecek paradan fazlasının hiçbir fonksiyonu yok, hatta yük oluyor sana.Fazla paranın zararı var, faydası yok neticesine vardım ben.Çünkü çok para yönetmenin de kendine göre dertleri var. İnsan küçük şeylerle mutlu olmayı bilmeli.Mesela benim iki arabam var; biri 1968 model Mercedes 280 S. Kırk senedir gözüm gibi bakarım. Hafta sonları gezmeye götürürüm. Sadık, güvenilir bir dost gibidir? 41 kere maşallah! Diğeri arabam da 20 seneyi devirdi, Lincoln

5475 defa okundu.

yazının tamamı...
NEYİM VAR Kİ HAVA ATAYIM
NEYİM VAR Kİ HAVA ATAYIMİshak AlatonGösteriş yapanları sevmem.Hayatı böyle görenlere de acırım. Fani olduğunu unutanlar sık sık bu görgüsüz durumun tam içine düşerler. İnsan neden kibirlenir, neden lüzumsuz yere övünüp durur, neden neden neden?Çok değer verdiğimiz her şey bir bir bizi terk ediyor. O halde terk edilmemek üzere bir felsefe geliştirmek lazım. Beni bırakıp gidecek şeyleri, ben vaktiyle terk etmesini bilirsem, kendimi onlardan özgürleştirebilirsem? Evet, bu yapılabilir bir şey.Fakat bir anda karar verip de yaptım oldu denecek kadar basit değil. Yıllarca süren bir mücadelenin sonucunda kazanılabilecek bir başarıdır fanilik bilincine ulaşmak?Zor ve sıkıntılı bir geçmişten geliyorum. Çok çalıştım, büyük mücadeleler verdim.İş kurdum, adım adım büyüdük, holding sah

5585 defa okundu.

yazının tamamı...
NEREDEYİM?
NEREDEYİM?İshak AlatonLeyla ve Vedat için kendime şu soruyu sormalıyım; en zor anlarında acaba yanlarında babaları oldu mu?Zor bir soru, kendime evet, her zaman yanlarındaydım diyeceğim, fakat gerçeği ben de bilmiyorum? ama her zaman yakın bir dost olduğumuzu düşünüyorum. Ben asla ulaşılmaz bir adam olmadım, bana ulaşmak , benimle konuşmak çok kolaydır. Kimseyi tercihlerinden dolayı sorgulamam, bir yanlış yapsa da yüzüne vurmam, vurmadım da?Bilirim ki akıllı insan yanlışlarından  da çok şey öğrenir.Hepimizin yanlış yapma özgürlüğü olmalı.Ben o bakımdan çok müsterihim.Çok rahatım, çünkü hep böyle oldu ve hiçbir zaman da kendi düşüncelerimi onlara kabul ettirmeye çalışmadım.Hiçbir zaman "şöyle yap, böyle yap" diye talimat verir bir yaklaşımım olmadı.Her zaman anlayışla ve pr

4724 defa okundu.

yazının tamamı...
MEZARLIK MANZARALI EV İSTER MİSİNİZ?
MEZARLIK MANZARALI EV İSTER MİSİNİZ?İshak AlatonBen 1976'dan  beri Yahya Efendi Dergahı'na komşu yaşıyorum. Yanımızda güzel bir mezarlık var. Orada dergaha ve mezarlığa komşu olmak huzur verici. Bu işin hikayesi şöyle:Bebek'te o Arifi Paşa Korusu'ndaki içinden ağaç geçen apartmanda kiradayım. Yıl 1972. Yaşım 47 olmuş.İlk defa kendi mülkiyetime geçme isteğim var.Bir evim olsun. Bir  güven hissi.Bir miktar param var, artık diyorum ki, kendime bir ev inşa edebilirim. Arsa aramaya başladım. Hangi arsaya baksam pahalı geliyor. Ödeyebileceğim bir fiyatı arsa bulamadım ve ümidimi neredeyse kaybettim. Arsa yok, bari bir daire alayım dedim. Bu arada bana arsa gösteren komisyoncu aradı, buluştuk. Eskiden Çırağan Oteli'nin yerinde Şeref Stadı vardı. Oradan geçerken dedi ki:"İshak Bey, yukar

5099 defa okundu.

yazının tamamı...
MARA
MARA?İshak AlatonBirinci kitap biterken herkesin aklındaki soruya cevap vermeliyim. İspanya sürgününden başlayıp Alatonların Ankara ve İstanbul yıllarını anlattım. Çocukluk ve gençlik dönemlerime yolculuk yaptım. Varlık Vergisi'le babamın başına gelenleri ve ailenin aldığı ağır yarayı anlattım. Üniversite okuma imkanı bulamadığımı, erkenden çalışmak zorunda kaldığımı uzun uzun anlattım. İş, güç, askerlik derken İsveç'e gittim. Dönüşte yaşadığım büyük hayal kırıklığının beni nasıl iş sahibi yapmaya doğru sevkettiğini de anlattım.Üzeyir'den, birlikte yaptığımız işlerden, başarılarımızdan, başarısızlıklarımızdan da söz ettim.Çocuklar, Leyla'dan, Vedat'tan,  İzzet'ten, Dalya'dan?Fakat eşim Mara?Sanki biraz kitabın sayfaları içinde kayboldu gibi,Tanıştık, evlendik, dünyay

5331 defa okundu.

yazının tamamı...
İSRAİL VATANIMIZ OLSAYDI
İSRAİL VATANIMIZ OLSAYDIİshak AlatonTürkiye eskiye nazaran çok değişti. Varlık vergisi faciası, sürgünler, 6-7 Eylül olayları, sistematik bir azınlık düşmanlığı? Neyse ki bu güne aynen intikal etmedi. Dolayısıyla bu kuşağın yaşadığı  sıkıntılarla bizim kuşağın yaşadıkları arasında hayli farklar var. Bizim zamanımızda bizlerde kimliğine ait her şeyi gizleme duygusu ön plandaydı. Sen kim ve ne olduğunu bil ama dışarıda kimseye söyleme!Bizim zamanımızda hem şartlar hem de zihniyet böyleydi. Bil ve gurur duy, ama açıklama, gizli tutmaya çalış.Çocuklarda bu olmadı.Aksine bunun bir avantaj olduğu, bir mensubiyet olduğu, bir aidiyet olduğu  ve güzel bir şey olduğu ön plana çıktı onlarda. Çocuklarımız öyle yetiştiler. Öyle ki, bunu gizlemeye çalışmadılar, ama daha da enteresan bir

5740 defa okundu.

yazının tamamı...
GEÇMİŞTEN GELECEĞE YOLCULUK
GEÇMİŞTEN GELECEĞE YOLCULUKİshak Alatonİnsan bu, birkaç zamanı birlikte yaşar.Her şey geçer de geriye izler kalır. Her fotoğraf bir hafızadır.Zamanın, mekanın ve insanların bizi inşasına tanıklık ettiği gibi, bizim de o aşina olduğumuz mekana, içinden geçip geldiğimiz zamana ve sesini soluğunu bildiğimiz insanlara bıraktıklarımı da saklar siyah-beyaz sadeliğinde. Meşakkat, yokluk, sürgün, korku, hayal kırıklıkları ve sessizlik bir dönemin revaçta kelimeleri olsa da hayat aslında daima yeni limanlara açılacak bir rıhtım sunar insana.Yeter ki, irada ve umut yaşam boyunca var olsun.Evet, kırıldım, üzüldüm, yenildiğimi düşündüğüm zamanlar oldu, ama hiç pes etmedim. Ümidimi hiç yitirmedim. Her durumda yeni çareler ürettim. Aradım ve buldum. Geriye dönüp hiçbir konuda şikayet etmedim. Başarısızl

5424 defa okundu.

yazının tamamı...
EYVAH, ÇOCUK EVLENECEK
EYVAH, ÇOCUK EVLENECEKİshak Alatonİnsanlar hayatta pek çok şeye zor karar verir, evliliğe gelince ise hemen?Ben bunu anlamış değilim, bir ömür boyu yaşayacağın insanla evlenmeye nasıl hemen karar verip evet diyebiliyorsun ki.Çocukların evliliği fikri beni hep ürkütmüştür.Gençliğin heyecanıyla acele etmeleri, hemen kendilerini kaptırmaları kaygısını hep yaşadım. Yaşadım da ne oldu, neyi değiştirebildim onu da bilmiyorum.Galiba annelik, babalık, ebebyn olmak böyle bir şey, değiştiremeden de kaygılanıyorsun. Vedat 1996 yılında Amsterdam'da Hollandalı bir kızla evlendi. Vedat 33'ünde, kız 25'inde?Vedat bu genç kızı buraya davet ediyor. Kız bir müddet gidip geliyor Hollanda ?Türkiye arasında. Çünkü Hollanda'da bir işi var, babası orada bir inşaat grubunun sahibi ve başkanı. Va

5065 defa okundu.

yazının tamamı...
ÇOK ZOR OLURDU
ÇOK ZOR OLURDUİshak AlatonEşim görünmeye meraklı, biraz da siyasi düşünen bir kadın olsaydı acaba nasıl olurdu?Böyle olmak istisna değil, olmamak istisna. Çünkü işgüzar, görünmeye meraklı çok kadın var etrafta. Ben neden işyerine gelmiyorum ki, ben niçin yönetimde yokum ki?Ben ben ben?En kolay şey insanın ben demesi?Mara ise ben oralarda hiç yokum ve olmayacağım dedi.Varım deseydi herhalde felaket olurdu, çünkü profesyonellerle er veya geç kavga ederdi. Kocasından dolayı işe merak duyan bir kadınla ben yapamazdım hem evliliğimiz yürümezdi hem de Üzeyir ile ortaklığımız bu noktaya kadar gelmezdi?Ortaklığa da yüzde yüz zarar verirdi ve ortaklık devam etmezdi. Ben öyle görüyorum. Zaten biz bunu  çok erken keşfettik.Kadınlardan ortaklık üzerine yapabilecekleri olumsuzluk

6243 defa okundu.

yazının tamamı...
ÇOCUKLAR MI ŞİRKET Mİ?
ÇOCUKLAR MI ŞİRKET Mİ?İshak AlatonBeni bazen fazla kuralcı olarak eleştirenler olur. Sen derler, şirketini çocuklarından daha çok önemsiyorsun.Bu yanlış. Evet, bu yanlış, çünkü ben öyle yapmadım. Bizim daha baştan empoze ettiğimiz bazı şartlar vardı, onlar da şuydu:Siz kendi yolunuzu kendiniz bulun. Bizim Alarko Holding kurucuları olmamız sizin için önemli olmamalı. Zaten Alarko Holding sizi çalışan olarak istemiyor. Bu da önemli bir karardır, çünkü biz bir şeye inandık Üzeyir'le beraber:Çocuklarımız şirket içinde profesyonellerle aynı seviyede rekabete girmeyecekler ve onlarla yarışmayacaklar.Bu bir prensip.Çünkü profesyonellerle rekabete girdiği zaman otomatik olarak sen o profesyoneli kaybetmeyi göze alıyorsun. Sistem zarar görüyor ve ayrıca daha da önemlisi, şirket içinde bir saltanat

5688 defa okundu.

yazının tamamı...
BİR GÜN CAMİYE GİTTİM
BİR GÜN CAMİYE GİTTİMİshak AlatonTapuyu aldım, proje de hazır. Bir gün camiye gittim. İmamı ziyaret ettim ve tanıştık. Epeyce konuştuk, dedim ki:"İmam efendi, senin mezarlık çok bakımsız.""Evet İshak Bey, haklısın ama paramız yok. Bütçeden para vermiyorlar. Yoksa ben orayı temizlerdim.""Sen bütçeden para bekleme, ben mezarlığı temizleyip de eli yüzü düzgün bir hale getirsem sen karşı koyar mısın?"İmam efendi şaşırdı, tebessüm ederek cevap verdi:"Yooo? Allah senden razı olsun. Hemen gel, başla."Teşekkür edip ayrıldım, Birkaç gün içinde bu işten anlayan bir usta ve birkaç işçi buldum. Gittik o mezarlığı elden geçtik. Bazı taşlar yenilendi. Mezarlığın yollarını yaptık.Birkaç tane boy vermiş selvi getirdik kökleriyle oraya diktik.Şam çamı da ektik. Bir de mezarlığın alçak bir duvarı vard

5775 defa okundu.

yazının tamamı...
BAŞKA BİR GERÇEK ÇIKTI
BAŞKA BİR GERÇEK ÇIKTIİshak AlatonSonradan fark ettim ki, aslında Mara beni paylaşmak istemiyordu. Belki çocuklar evdeyken, çocuklarla meşgul olmak bu boşluğu dolduruyordu, ama çocuklar gittikten sonra başka bir gerçek çıktı ortaya?Mara kendini yalnız hissetmeye başladı. Uzun uzun düşündük, 1988 yılında ayrılmaya karar verdik. Boşanma kararı değil, hiçbir zaman boşanmadık, boşanmayı konuşmadık bile.Çünkü ikimiz de boşanmayı gereksiz gördük.  Altmışımıza yaklaşmış iki insandık. Fakat, şunun farkına vardık ki, artık birbirimizin hayatını zenginleştirmiyoruz, aksine yıpratmaya başlamışız? İkimiz de farklı bir yaşam tarzına eriştik ve birbirimizi engelliyoruz.Birbirimize neredeyse kötülük yapıyoruz diye medeni bir şekilde konuştuk. Mara dedi ki:"Madem ki öyle, benim zaten yurt

4694 defa okundu.

yazının tamamı...
BAŞBAKANDAN SİYASET TEKLİFİ
BAŞBAKANDAN SİYASET TEKLİFİİshak AlatonÖyle ki Başbakan Erdoğan kızım Leyla'ya "Siyasete niye girmiyorsun?" diyecek kadar, ona buralı olduğunu hatırlatıyor artık.Öte yandan Leyla tavırlarıyla Başbakan'a buralı olduğunu da hatırlatmış olacak ki, Başbakan da böyle bir cümle söyleyebiliyor.Leyla bu teklife şimdilik sıcak bakmadı, daha erken dedi.Ben o yolda hiçbir şey söylemiyorum.Çünkü bu kadının hayat beklentilerini bilemeyeceğim için?. Belki o beklentilerin içinde bu fren olur.Evet siyasette yer alması bana bir mutluluk verir, fakat belki bu mutluluğun bedeli onun ödeyemeyeceği bir bedel de olabilir?Leyla'ya "Bak madem ki böyledir, şöyle yap" demem. Demem için de bir sebep yok, kendisi karar verirse alkışlarım ama sadece o kadar.Hiç unutmadık; biz Türkiye'de Museviyiz, biz Türk

6655 defa okundu.

yazının tamamı...
AYRILDIK AMA BOŞANMADIK
AYRILDIK AMA BOŞANMADIKİshak AlatonHer evlilikte zorluklar yaşanır. Hayat birliktelikleri sınar.Biz de sınadık.Çocuklar büyüdükten sonra evlilikte, ilişkimiz de zorlanmaya başladık.Nerede, nasıl, neden diyeceksiniz?Biraz gerilere gidelim, 1990'lı yıllara. Leyla ile Vedat artık 20'li yaşları geride bırakıyorlar.İkisi de tamamen özgür iki insan. Biri Amerika'da yaşıyor, biri burada, ama ayrı bir apartmanda, bizden uzakta?Biz ikimiz baş başa kaldık ve birbirimizden uzaklaşmaya başladığımızı gördük.Üzücüydü ama gerçek de ortadaydı. Ne kadar istenmeyen bir durum olsa da insanın çoğu zaman olup biteni değiştirmeye gücü yetmiyor.Ben bu uzaklaşmaya somut bir neden bulamadım. Mara biraz daha kendi içine kapandı. Benim ise, işim icabı sosyal beklentilerim çoğaldı. Çok aktif bir toplumsal

4928 defa okundu.

yazının tamamı...
VEDAT ŞANTİYEDE?
VEDAT ŞANTİYEDE?İshak AlatonAskerlik sonrası Vedat Alarko Alsim taahhüt şirketimizde şantiye mühendisi olarak çalışmaya başladı. Her şantiye aslında bir savaş alanı havasındadır. Dertler üst üste gelir. İnsan ilişkilerinin en zor ve çetrefil olduğu  ortamlardan biridir. Ast üst ilişkileri, yetki ve sorumluluk anlaşmazlıkları , tartışmalar, bazen kavgaya kadar giden çekişmeler hiç bitmez. Vedat zaman içinde beni de aşan derecede sabırlı olmayı ve sorunları serinkanlılıkla çözmeyi öğrendi. Bu olgunluğu, şantiyelerde geçirdiği yıllar sayesinde kazandığını zannediyorum.Bir milyar doları bulan Ankara- Eskişehir hızlı tren taahhüt işimiz, Vedat için master yapmış gibi neticelendi. İspanyol ortağımızla çetrefil pazarlıklarında anahtar rol oynadı. Birkaç defa Madrid'e gidip onlarla didi

4160 defa okundu.

yazının tamamı...
NE GÖRÜYORUM?
NE GÖRÜYORUM?İshak AlatonBeğendiğim bir huyum vardır. Bazen kendimle konuşur, kendime sorular sorarım. İşte onlardan birisi.Ben oğlum Vedat'a baktığımda ne görüyorum?Vedat varlığıyla bana neler fısıldıyor?...Kuzguna yavrusu nasıl gözükür bilmem, ama Vedat'a baktığımda gördüğüm şudur:Benden daha derin düşünene, genç yaşta beni şaşırtacak kadar olgunlaşmış, kendi içinde soru soran, sorulara cevap bulamadığı zaman, araştıran, bir bileni bulan, kitap araştıran? Bilginin izini süren, hırslarını aşmış, dinginliği yakalamış bir adam görüyorum. O da düşünmeyi , öğrenmeyi insan olmanın  gereği, mutlaka ve sürekli yaşanması gereken bir olay olarak görüyor, öğreniyor, öğretiyor. Öğrenmeye müthiş açık ve o bakımdan bana çok benziyor. Vedat başarılı, hem de çok?İnsanın çocukları üzerin

4299 defa okundu.

yazının tamamı...
"KEŞKE" YOK
"KEŞKE" YOKİshak AlatonBu tür soruları hiç sevmem ama onu da cevaplayayım; çocukları gözümün önünden geçirip de "keşke şunu yapmasaydım" dediğim ne var?Hayır, hayır? Kendime hiç böyle bir soruyla gelmem.İki sebebi var:Bir, kendimi hırpalamanın bir anlamı yok. İnsan "vah vah" ya da "keşke"lere başlarsa bunun sonu yok? Neden kendimi rahatsız edeyim ki" Çünkü çaresi yok bunun.İkinci ve daha önemli sebebi de şu:Hani soruyorlar da, dünya dengelerinde, devletler arası ilişkilerde, acaba ona böyle davranmasaydı da, savaş açmasaydı da, şu kadar kişi ölmeseydi , daha iyi olmaz mıydı?.. Bu durumu düzeltecek bir cevap var mı?Hayır. Standart cevap şu: Eğer böyle olduysa başka türlü olamayacağı için öyle olmuştur. Öyle olduysa demek ki o öyle olmalıydı.Bu da insanı rahatlatıyor ve o zaman h

4671 defa okundu.

yazının tamamı...
"BURADA KALIRSAM KARAKTERİM BOZULUR"
"BURADA KALIRSAM KARAKTERİM BOZULUR"İshak AlatonVedat'ı biz birinci  sene İsviçre'de Ecole İnternationale de Geneve diye bir okula yerleştirdik. Milletlerarası bir okul, her türlü ortamdan gelen öğrenciler var.Hepsinin de hali vakti yerinde, çünkü çok pahalı bir okul. Vedat'ı bu okula yatılı koyduk.Eylül ayında başladı, kasıma doğru çocuğu okulda göreyim dedim ve bir hafta sonu  İstanbul'dan yola çıktım.Cumartesi- Pazarı oğlumla geçirdim. Böylelikle Vedat'ı biraz anlayacaktım, okula ayak uydurabildi mi, öğretmen ve arkadaşlarıyla arası iyi mi, ilerisi için ne düşünüyor?...Vedat birlikte geçirdiğimiz o iki günün sonunda benim kendisini merak ettiğimi, onun hakkında bir şeyler duymak istediğimi de fark etmiş olacak ki, dedi ki:"Ben bir odada kalıyorum ve odamda iki yatak var, yani

4239 defa okundu.

yazının tamamı...
BU BİR SAPLANTI
BU BİR SAPLANTIİshak Alatonİshak sana can sıkıcı bir soru daha:"Başarıyı yakalamış bir babanın çocukları olmak zor mudur, yani bu durum çocukların hayatını zorlaştırır mı, babalarını aşmak gibi gereksiz bir hedefe özellikle erkek çocuklar saplanırlar mı   bunu da zaman zaman düşündüm. .. Çünkü böyle örnekler çok gördüm.Vedat'ın böyle bir saplantısı olmadı. Evet, bu bir saplantı, normal bir davranış değil, kimse kimseyle yarışmamalı, insan kendini tanımalı ve kendi yolunda yürümeli, kendi yeteneklerini keşfedip ortaya koymalı?Özenti ne başarı ne de mutluluk getirir.Fakat buna rağmen çocuklar hep bu hataya düşer. Vedat da bunu çok enteresan  bir şekilde halletti. Halbuki çok genç yaştaydı, daha 30'una gelmemişti.Hindistan'a gitti ve Hindistan'da bir ay boyunca özel bir o

3829 defa okundu.

yazının tamamı...
OĞLUM VEDAT
OĞLUM VEDAT?İshak AlatonOğlum Vedat?Leyla'ya göre çok farklı, küçükken biraz kendi içine kapanık bir çocuktu.Sanıyorum ablası Leyla'nın hiperaktif ve şahsiyet sahibi olması bunda etkilidir.Leyla baskın bir karaktere sahipti, evde fırtına gibi esmiş bir insandır. Tabii böyle bir ablanın yanında yaşamak ve yarışmak kolay değil. Hz. Muhammed'in bir sözünü işitmiştim, aklımda kaldığı kadarıyla diyordu ki:"Siz erkek çocuklarınızı sevmeye bakın, yani erkek çocuk sevmek için gayret gösterin.Kız çocukları zaten kendini sevdiriyor?Çok haklıymış?İnsanı önemli bir dengeye teşvik ediyor. Teşvike de ihtiyaç var, ama o da natürel , gerçekçi, doğanın getirdiği bir kural bu. Tarihte bazı olaylarda, saray geleneğinde oğullarını öldürten  babaları biliyoruz, ama kızlarını öldürt

3800 defa okundu.

yazının tamamı...
"SANA PARA VEREYİM, EVLENME"
"SANA PARA VEREYİM, EVLENME"İshak AlatonLeyla birkaç defa evlenmeye yakınlaştı, fakat beklediğini bulamadı. Üzüldüğü, kırıldığı zamanlar oldu. Amerika'da bir gençle tanışmıştı, onunla evliliği düşünürken olmadı? Ben 32 yaşımda evlendim, çocuklarımın erken evlenmelerini de pek doğru bulmadım.Leyla 17 yaşına geldi, başına bir kaza gelir de erken yaşta birine aşık olur, evlenmeye kalkar gibi bir endişeyle onunla ciddi bir konuşma yapmayı uygun buldum. Bir gün terasta oturuyorduk. Fırsat geldi, şimdi aklımdaki planı hayata geçireyim dedim: "Bak Leyla" diye söze girdim?"17 yaşını buldun. Liseyi bitirmek üzeresin. Liseyi bitirdikten sonra ne yapmak istediğini tam bilmiyorum, fakat sanıyorum yüksek tahsil görmek istiyorsun, yani üniversiteye gideceksin ve bunu da yurtdışında yapmak is

5670 defa okundu.

yazının tamamı...
LEYLA'YA İŞ BIRAKMAKDIK O DA AYRILDI
LEYLA'YA İŞ BIRAKMAKDIK O DA AYRILDIİshak AlatonTürkiye'ye döndüğünde Alarko'da Üzeyir Garih'in asistanı olarak işe başladı. Bu iş Leyla için müthiş bir hayat okulu oldu. Daha sonra Alarko bünyesinde halkla ilişkiler, pazarlama ve PR üzerinde yoğunlaştı  ve böylece başarılı olacağı alanı buldu.Aslına bakarsanız Leyla'nın  ayrılmasının  esas sebebi biziz; Üzeyir ve ben. Çünkü ikimiz de, toplantılarda, konferanslarda, tartışmalarda, iş görüşmelerinde popüler iki isimiz? Medyada ikide bir yer alıyoruz, resimlerimiz çıkıyor, her söylediğimiz haber oluyor? Bunların bazılarında Leyla var, bazılarında yok. Çoğu kendiliğinden oluyor. Leyla da şunun farkına vardı ki, biz zaten doğuştan -Üzeyir olsun, ben olayım ? rahat insanlarız, popüler insanlarız, imajımızı yapma

4480 defa okundu.

yazının tamamı...
KIZIMIN DEDİĞİNE GÖRE İYİ YAPMIŞIM
KIZIMIN DEDİĞİNE GÖRE İYİ YAPMIŞIMİshak AlatonLeyla şimdi diyor ki: "Babam bu konuda bana çok destek oldu, kendi ayaklarımın üzerinde durmama, kendi paramı kazanmama izin verdi. O bir şekilde karışsaydı, bana açık ya da gizli  para ya da gücünü kullanıp nüfuz desteği çıksaydı ben gerçek olmayan bir başarıyı sahiplenecektim ve kendimi kandıracaktım?."Bizde süreç böyle gelişti? Leyla 20 cent komisyonla kemer satarken, kardeşi Vedat da Boston'da komisyon karşılığında vakumlu süpürge satıyordu kapı kapı dolaşarak?Zenci mahallesinde?Hayat her insanda kendini yeniden hissettiriyor?Varlıklı ailelerin ferdi olarak dünyaya gelmemin iyi yanları olduğu kadar büyük tehlikeleri de var. "Zengin çocuğu" olmak birçok imkana kısa yoldan ulaşma fırsatı verse de, şahsiyet ü

4408 defa okundu.

yazının tamamı...
HOLDİNG PATRONU OLDUĞUMU KIZIM LEYLA 20 YAŞINDA ÖĞRENDİ
HOLDİNG PATRONU OLDUĞUMU KIZIM LEYLA 20 YAŞINDA ÖĞRENDİİshak AlatonÇocukları ihmal ettik, biraz da onlara bakalım?Leyla ve Vedat ? Büyüyorlar? Büyüdüklerini ne kadar fark ettim, ne kadar yanlarında oldum, ne kadar babalık yapabildim. Bu sorulara hep olumlu cevap vermek isterim, fakat gerçek her zaman çok yönlüdür, benim iyi ve başarılı bulduğumu çocuklar ya da eşim aynı derecede başarılı görmeyebilir?Belki istediğim kadar olmadı ama çocuklarla ilgilenmeye çalıştım. Okula her zaman ben götürdüm, her ikisini de. Sabahleyin arabama alıyorum onları, götürüyorum. Öğleden sonra ise ya minibüsle kendileri, yahut da şirketten biri alıp eve götürüyor. Sabahları yol boyunca sohbet ediyoruz.Kızım Leyla?İlkokulu Şişli Terakki'de, Ortaokulu Sainte Pulcherie Fransız Kız Oku

5179 defa okundu.

yazının tamamı...
HAYATTA ÜZÜLDÜĞÜM AZ ŞEYLERDEN BİRİ
HAYATTA ÜZÜLDÜĞÜM AZ ŞEYLERDEN BİRİİshak ALatonYıllar sonra fark ettiğim bir hata?Leyla küçükken gitar çalmayı öğrenmek istedi. Çok mutlu oldum ve hemen ona bir gitar aldım. "Eğer profesyonel gitar çalan biri olmak istiyorsan ben hep arkandayım, hiç çekinme" dedim. Fakat bir süre sonra vazgeçti, belki de soğudu. Şimdi düşünüyorum, keşke biraz karşı koysaydım. Belki daha dört elle sarılırdı. Ona fazla şeyler vermek belki onun heyecanını  düşürdü. Kim bilir belki de iyi bir sanaçtı potansiyeline bilmeden kendi elimizle son verdik .Hayat böyledir, ne yaptığımızı çoğu zaman bilemeyiz. Sıradan davranışlarımızın ileride karşımıza ne çıkacağını da kestiremeyiz. Hele hele ihmallerimizin bize ne bedeller ödettiğini, ne tür büyük fırsatlar kaçırdığımızın da farkına varamıyoruz. Ben şimdi

5990 defa okundu.

yazının tamamı...
ÇOCUKLAR BENİM GİBİ OLSUN İSTEMEM
ÇOCUKLAR BENİM GİBİ OLSUN İSTEMEMİshak AlatonBazı aileler çocuklarından sürekli şikayet ederler. Çocukların kendilerine benzemesini, onları taklit etmesini, talimatlarının dışına çıkmamalarını isterler. Halbuki insan olmak başlı başına yeni bir durumdur. Evet, insan bir kültürün içinde doğar, büyür ama her insan kendi olur, kendi yolculuğuna çıkar. Kolay değildir ama farklılığı burada da keşfedip kabullenmek gerekir. Ben hiçbir zaman "Çocuklarım benim gibi olsunlar" demedim. Çocuklar beni hiç zorlamadılar. Biliyorum ki, insan olmak zaten çok zor bir şey. Ben Leyla'ya da, Vedat'a da, hatta eşime de hep kendi şahsiyetiyle var olması gereken insanlar diye baktım? Bir babanın evlatlarına yapabileceği en iyi şeyin onlara kendi şahsiyetlerini inşa etme özgürlüğünü tanımaktır diye inandım.

4536 defa okundu.

yazının tamamı...
BU DA MESAJ OLSUN
BU DA MESAJ OLSUNİshak AlatomTürkiye'nin kadınlarına da seslenmek isterim, derim ki: Muhakkak ve muhakkak bir meslek sahibi olun. Bir meslek sahibi olmanız için yüksek eğitim gerekebilir de, gerekmeyebilir de. Şart değil. Yani herkes kendi şartlarına göre bir şeyler yapabilir, yapmalıdır da. Yüksek öğretimi göze alabilecekler var, alamayacaklar var. Ben mesela göze alamadım. 17 yaşımda iş hayatına atıldım, ekmek paramı çıkarmaya başladım. Birçok kadın da Türkiye'de bu yaşlarda aynı durumla karşı karşıya kalıyorlar. Bir meleğe intisap etmek eğitime de engel değil, akıllı insanlar için eğitim hayat boyu sürer? Bugünün dünyasında artık kadın erkek ayrımı kalmadı, kadınlara kimse pozitif ayrımcılık yapmıyor, kadın ? erkekten daha çok mutsuz oluyor. Bunun bir sebebi de kadını kendin

4528 defa okundu.

yazının tamamı...
ÜZEYİR: "NE MENFAATİN VAR BU İŞLERDEN?"
ÜZEYİR: "NE MENFAATİN  VAR BU İŞLERDEN?"İshak AlatonSosyal kimlik arayışlarım hız kesmeden devam ediyor?Yeni bir kimlik kazanmak ve onu özümsemek pek de kolay olmuyor. Bu zor bir yolculuk, evvela cesaret ve özveri istiyor.Önceleri anlaşılmayacaksın,  hatta yanlış anlaşılacaksın, hakaretlere uğrayacaksın? ama yılmayacaksın, duyduğun  yüksek  sorumluluk hissi seni o  yolda tutacak, vazgeçmeyeceksin.İnsana, topluma, ülkeye, dünyaya, insanlığa karşı sorumluluk duyarak yaşarsan, yaşadığına defalarca şükredersin, geride hatırlanan bir iz bırakırsın?Yetmişli yılların ortalarında bende bir fikir gelişti. ,Bunda Mülkiyeliler Derneği'nin etkisi oldu, ayrıca aynı dönemde İsveç'ten arada bir Sosyal Demokrat Parti temsilcileri gelip beni aha aktif hale getirme

5664 defa okundu.

yazının tamamı...
MASONLUĞUM UYKUDA
MASONLUĞUM UYKUDAİshak AlatonMasonlukta dereceler var. Yavaş yavaş yükselen? 1, 2, 3, 4,'e çıkıyorsun.4'den 9'a atlıyorsun. Sonra 15'e, 16'ya, 17'ye, böyle bir rütüeli var.Üzeyir'in babası 33'lüydü. Üzeyir de 33'lü oldu. Onların toplantı yerleri de farklı? Sıraselviler'de ayrı bir toplantı binaları vardı yüksek dereceli masonların. Ritüelleri farklı? Ben yüksek dereceye çıkmadım, 4'den 9'a çıkarken  soğudum, kaldım 4'te. 9'a beni davet ettiler, gitmedim.Mazeretsiz izahsız üç defa üst üste gelmeyen locadan atılmayla karşı karşıya kalır. Birinci adım olarak uykuya davet edilir.Uyku demek, artık madem ki ilgi duymuyorsun sen çekil, ama masonluğun uykuda bir mason olarak devam edebilir. Tabii bu arada her sene sana söylenmiş olan ufak bir bedeli ödemeye devam ediyorsun.

5321 defa okundu.

yazının tamamı...
İLK YURTDIŞI İŞİNDE PARA KAYBETTİK
İLK YURTDIŞI İŞİNDE PARA KAYBETTİKİshak AlatonGaliba yurtdışına açılmanın vakti geldi.İlk yurtdışı işi olarak 1982 yılında Ürdün'de gaz depolama tesisi yaptık  ve büyük para kaybettik. Belki tam hazırlıklı değildik, birtakım riskleri hesap edemedik.Oradaki kontrol teşkilatının nedense ya beklentilerini karşılamadık ya da biz anlayamadık. Fakat çok hırpaladılar bizi, gereksiz yere işi iki üç defa yaptırdılar. Her seferinde bir kulp taktılar; burası kötü, orası kötü diye. İlk tecrübemizdi Ürdün'deki  bu gaz depolama tesisi.Bizde çok acı bir tat bıraktı.O olumsuz tecrübeden çok şey öğrendik. Çok şey öğrendik.  Şöyle ki:Özellikle yurtdışında her işe atlamayacaksın, çok dikkatli olacaksın. Tam hazır değilsen o kadar çok bilinmeyen var ki onları öğreninceye kadar zaten vakit geçiy

4990 defa okundu.

yazının tamamı...
FİYASKOLARIMIZ DA OLDU
FİYASKOLARIMIZ DA OLDUİshak AlatonBu fasla yine devam ederiz, biraz daha işe dönelim?Çok sonra öğrendim bir ilke:"Hata yapmak insanlara, tekrar etmek aptallara mahsustur," derler. Şunu da unutmamak lazım, aldığımız her karar, karar aldığımız o gün için doğru olandır aslında. Zamanı ve dengeyi yakalamak çok önemlidir.80'li yılların başı?İş geliyor, Rami Topçular'daki fabrika çalışıyor. Bu arada kısa macera da yaşadık, televizyon imalatına girdik. Beşiktaş'ta bir binanın  bir katını boydan boya işgal etmiş bir adam vardı, Nobel isimli bir şirket vardı. Bu şirkette televizyon imalatına girdik .Beşiktaş'ta bir binanın  bir katını boydan boya işgal etmiş bir adam vardı, Nobel isimli bir şirket vardı. Bu şirkette televizyon montajı yapıyordu. Beklediğini bulamadı, bıktı ve

5505 defa okundu.

yazının tamamı...
BÜROKRASİNİN İNCELİKLERİ?
BÜROKRASİNİN İNCELİKLERİ?İshak AlatonBu otel macerası bizim işlere engel olmadı. Türkmenistan'da havaalanı yaptık. Aşkabat Havaalanı'nı?Henüz devlet tam oturmamıştı, ama güçlü bir bürokrasi vardı. Şunun farkına vardık ki, bu gibi ülkelerle iş yapmak bazen çok zor, bazen de çok kolay.Biz kolay olanı yaşadık, çünkü bir ortağımız vardı. Ortağımız İngiliz'di, John Laing diye bir firma? İşi birlikte aldık ve Aşkabat'taki İngiliz Büyükelçisi bizimle çok ilgilendi. Tabii üç senedir burada olduğu için bürokrasiyi çok iyi tanımış, bize birçok kapı açtı. Birçok bürokrasi inceliklerini de lisan-ı münasiple ifade etti? Şu adamın şu derdini  halledin, o da sizi görür demeye getirdi. O zaman  bazı bürokratların  çocuklarını İngiltere'ye okumaya gönderdik.Onların ok

5361 defa okundu.

yazının tamamı...
ALARKO'NUN FELSEFESİ
ALARKO'NUN FELSEFESİİshak AlatonSürekli hatırladığımız bir Alarko vizyonumuz vardı: Yarattığı farkla büyüyen, öncü, güçlü ve saygın bir dünya şirketi olmak.Bu kelimeleri artık herkes kullanıyor, fakat kimlerin hak ettiğini en iyi zaman gösteriyor.Tabii bir de Alarko'nun misyonu var: Evrensel değerleri ilke edinerek, farklı iş modelleriyle beklentileri aşmak ve Alarko'yu geleceğe taşımak?Bizi bu günlere getiren  vizyon, misyonun yanında bir de felsefemiz ve ilkelerimiz var. Alarko 1954 yılından beri saygınlığını, güvenilirliğini dünya standartlarında çalışmasına ve Türk  kamuoyuna karşı duyduğu sorumluluğa borçlu. Yeri gelmişken onu da belirteyim, holdingimizin ana ilkeleri şunlar:Tüm  faaliyetinde, devlete, müşteriye, paydaşa, personele, ortağa alt ve yan sanayiye daim

6488 defa okundu.

yazının tamamı...
SOSYAL SORUMLULUĞU KEŞFETTİM
SOSYAL SORUMLULUĞU KEŞFETTİMİshak AlatonBaşarı iyidir, insana iyi gelir. Hem başaran kişi kazanır hem de onun başarısı öteki insanlara istihdam oluşturur, onlara da fayda sağlar.Fakat başarı tek başına insanı mutlu etmeye yetmez. Çünkü bu anlamda başarı biraz bencil ve biraz da maddi bir şeydir, ölçülebilir bir durum. Evet, bir vizyon vardır ama o da yetmez, yanında bir de misyon lazım.Misyon sahibi insanlar toplumda kök salarlar, sosyal kimlikleri onları daha anlamlı hale getirir. İş hayatında başarılı olunca para kazanırsın, parayı da kasaya koyarsın, fakat sosyal alanda sorumluluk üstlenip de başarılı olursan artık sen topluma ait olursun, mutluluğun artar, ömrün uzar. Yaşam, keyifli bir yolculuğa dönüşür.Alarko gittikçe kurumsallaşıyor, iyi para kazanıyoruz, muhteşem bir ortağım var

6103 defa okundu.

yazının tamamı...
MASONLUK PEK CAZİP GELMEDİ
MASONLUK PEK CAZİP GELMEDİİshak AlatonMason locasına üye oldum, ama hiçbir zaman aktif olmadım. Masonlukla ilgili zihnimde pek fazla bir şey yoktu. Yani hedefleyerek üye olmadım.Öyle bir teşkilatın varlığını duymuştum.Bir gün birileri geldi , bizim Yahudi cemaatinden birileri? Locayı anlattılar ve ardından diler ki: "Üye olmak ister misin?"Sordum:"Peki kim bana ilgi duydu?..."Dediler ki:"Üzeyir Garih senin ortağın , bizde üyedir?"O zamana kadar Üzeyir beyin mason locasına üye olduğunu bilmiyordum.Masonlukta siz istekli olamazsınız, yani ben gidip mason locasına üye olayım diye bir talepte bulunamazsınız, onlar sizi seçerler.Locaya üyelerinden birisinin sizi teklif etmesi ve bu teklifin üyeler arasında kabul görmesi lazım. Değerlendirme anında üyelerin elinde ufak toplar bulunuy

5287 defa okundu.

yazının tamamı...
BABAM ÖLDÜ
BABAM ÖLDÜİshak AlatonBabam Hayim Alaton bence hayata erken veda etti, yani daha ölmeden önce hayattan çok erken yaşta koptu.Aşkale sürgünü sonrası koptu? Baba figürü aile için çok önemlidir. Baba otoriterdir, güçtür, sığınaktır, bilgeliktir.Fakat ben ve kardeşlerim bunu pek yaşayamadık. Önümüzde hep kırgın ve aldığı darbeden yaralı düşmüş bir insan vardı. Babamı zihnimde biraz boynu bükük bir insan olarak hatırlıyorum.Üzüntü verici olsa da gerçek bu. İnsanda yaşama isteği, arzusu vardır. Babamda bu arzu erken yaşta, 40'lı yaşlarında söndü. Bu bana tamamlanmamış, yarıda kalkmış, devamı çalınmış bir hayat gibi gelir.Bu konuda söyleyeceğim çok şey var, fakat geçmişi değiştirecek kudretim olmadığı için susuyorum.Babam öldü ve sustu.Yıl 1968.Aşkale'den döndükten sonra böbrekleri taş yapm

4641 defa okundu.

yazının tamamı...
ANNEM DE ÖLDÜ
ANNEM DE ÖLDÜİshak AlatonAnnem babamdan tam on yıl sonra öldü.1978 yılında öldü, 76 yaşında öldü.Kocasından ayrı yaşadığı on yıl.Tam bilemiyoruz ne yaşadı kendi iç dünyasında. Sanıyorum eski kuşaklar daha mukavemetliydi, yaşadıklarını pek dışa vurmazlardı. Babamdan sonra biz çocuklar anneme daha yakınlık gösterdik, hep yanında olduk. .Yalnızlık çekmediğini düşünüyorum, nihayetinde eşini kaybetmiş bir kadındı.Biz ne kadar ilgilensek de, ne kadar sevgi göstersek de o boşluğu doldurduğumuz söylenemez.Çocukların ilgisi hüznü hafifletir, ama eşinin yokluğunun meydana getirdiği boşluğu dolduramaz.Annemin kendi evi vardı, ama sık sık çocuklarında kalırdı. Mesela her yaz annemi ya küçük kız kardeşim ya da ablam yanlarına çağırırlardı. Yazın ya Burgaz'daydı ya da Büyükada'daydı.Bonjur İsveç'teydi a

4263 defa okundu.

yazının tamamı...
ÖDÜM KOPUYOR
ÖDÜM KOPUYORİshak AlatonAncak içim hep cız eder durur.Bizim toplumun değişmeyen tavrı, gerçeklerle yüzleşmemek tartışamamak, çözüm üretebilmek için alternatifleri  ortaya cesaretle koyamamak?Hep devletin , bürokrasinin korkusuyla yaşamak?Aman bulaşmayayım, başım ağrımasın? diye diye gölgeye sinmiş bir şekilde vakit doldurup çekip gitmek?Türkiye'nin bu arkeolojik zenginliği hakkında da önerilerim çok? Ve cesaret isteyen bir çözüm var. Bizlere büyük maddi ve manevi katkıları olacak bir çözüm ? O kadar cesaret gerekiyor ki, baksana burada kendi kitabımda bu çareyi dile getiremiyorum?İnsanlar yanlış anlayacaklar diye ödüm kopuyor.Dedim ya ben hayat boyu "erken öten horoz" oldum?Arada bir yakınlarım ikaz edince kendimi tutup "erken ötmeyi" öt

4200 defa okundu.

yazının tamamı...
MENDERES'İN ASILMASINA TEPKİM OLMADI
MENDERES'İN  ASILMASINA TEPKİM OLMADIİshak AlatonDarbe günlerinde o karışıklığı yaşıyoruz, toplumda tedirginlik var ama ben henüz Ankara'da neler olup bitiyor bilmiyorum, siyasetle pek ilgili değilim. Çünkü bilinmeyen, tanınmayan iki genç adam ayakta kalmak için  mücadele ediyoruz. Tek derdimiz var:Bu işi büyütebilecek miyiz? Gözümüz Ankara'yı görmüyor.Ankara'da yokuz. Daha açığı,memleketin genel fotoğrafının o gün bizde karşılığı yok.1962 yılında Başbakan Menderes ve iki bakan asılınca bile bizi ürkütmedi. Çünkü o zamanlar öyle bir beyin yıkama var ki, hangi gazeteyi  açsan Başbakan'ın metresinin donundan söz ediyor veya kasasından şu pislikler saçıldı diyor  adam yerden yere vuruluyor. Ve bu tür yayınlar halkta tepki yapıyor; "Böyle başbakan eksik olsun, iyi ki kurtul

3695 defa okundu.

yazının tamamı...
ÇOCUK OLMAK KOLAY, BABA OLMAK ZORDUR
ÇOCUK OLMAK KOLAY, BABA OLMAK ZORDURİshak AlatonEvlilik ve çocuklar? Çocuk sahibi olmak, yani eş kimliğinin yanında bir de anne ve baba rollerini üstlenmek çoğu insan için  düşündürücüdür ve düşündürücü olması da gerekir. Annelik daha içgüdüsel bir şey. Babalık ise öğreniliyor.Üzeyir'in ilk çocuğu Dalya 58'de, İzzet de 60'ta doğdu. Benim Leyla 61 Nisan'ında, Vedat 63'ün Mart'ında doğdu.31 yaşında evlenmiş bir adam baba olmaya hazırdır.Leyla doğduğunda ben 34 yaşındaydım.O tarihlerde  artık bodrum kattan çıkmış. Tophane Setüstü'nde Dapei Apartmanına taşınmıştık. Müthiş bir balkonu vardı. Olduğu gibi deniz manzaralı geçti.Leyla Nişantaşı'nda Amerikan Hastanesi'nde doğdu.Eşimin sancıları tuttu, hemen hastaneye gittik, fakat doğum hemen gerçekleşmedi, doktor daha vakit var dedi

3401 defa okundu.

yazının tamamı...
6-7 Eylül'den sonra kardeşim ben dahil Türkiye'yi sildi!
6-7 Eylül'den sonra kardeşim ben dahil Türkiye'yi sildi!İshak Alaton..Sayın ezgi Başaran hanımefendini benimle Radikal gazetesi için yaptığı söyleşiyi paylaşıyorum.....İshak Alaton'la Ermeni sorununu konuşurken hiç bilmediğimiz erkek kardeşinin öyküsünü anlattı: İTÜ'de asistandı. 6 Eylül günü Taksim'de bir güruhun saldırısına tanık oluyor. Bir apartmanın girişine sığınıyor...Neden ?İshak Alaton, Türkiye'nin hem belli başlı işadamlarından hem de kurduğu TESEV ve Açık Toplum Vakfı gibi düşünce kuruluşları nedeniyle en kıymetli aydınlarından. Geçen hafta Eyüp Can'ın Radikal'deki 'Bizim asimilasyon politikalarımız ne olacak' başlıklı yazısından sonra TESEV'e bir mektup yazdı. "Ermeni sorunuyla yüzleşelim, artık ben nefes alamıyorum" diyordu.Ertesi gün de Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nda

3686 defa okundu.

yazının tamamı...
KENDİSİNE YETEN İNSAN MUTLUDUR
KENDİSİNE YETEN İNSAN MUTLUDURİshak AlatonYabancı bir ülkede yaşamak zordur, fakat insan isterse daima kendi hayatını kolaylaştırabilir. Bunun için de zamanı iyi değerlendirmek ve insanı zenginleştirecek uğraşlar içinde olmak şarttır. Çünkü kendine yetebilen insan hem mutludur hem de yakınlarını mutlu edebilir.Ben işe gittiğimde eşim kendine meşguliyetler buldu.Önce kız kardeşimle samimiyeti artırdı, sonra çok yakın bir arkadaşım Elyo Ventura'nın  hanımı Stella'yla iyi bir arkadaşlık kurdu ki o hanımın Fransızcası çok kuvvetliydi.Benim hanım sırf onunla arkadaşlıktan dolayı Fransızcaya büyük ilgi duyuyor, özel dersler aldı ve bir sene içinde mükemmel Fransızca konuşmaya başladı.Evliliğimizin ilk senesinde hem Fransızcayı hem de Türkçeyi öğrendi. Biz kendi aramızda İsveççe konuşuyorduk

3190 defa okundu.

yazının tamamı...
TÜRKİYE'DE YAŞAYAMAM
TÜRKİYE'DE YAŞAYAMAMİshak Alaton6-7 Eylül'ü böyle atlatıyoruz ama kardeşim Bonjur'un aldığı o şok onu öyle bir tesir altında bırakıyor ki, benimle konuşuyor, babamla konuşuyor, diyor ki:"Ben bu felaketi , bu vahşeti gördükten sonra artık bu ülkede kalamam, burada yaşamak istemiyorum, ben gitmek istiyorum.""Peki nereye gideceksin?""Ağabeyim bana İsveç'te bir iş bulur." "Nihayet Bonjur benimle konuşuyor."Birkaç gün sonra İsveç Konsolosluğu'na gittim, konsolosa dedim ki:"Kardeşim böyle bir şok yaşadı. İsveç'ten bir iş arıyor. Ben de ona yardımcı olmak istiyorum. Sen bana yardım eder misin?""Tamam, araştırayım, hemen bir mektup yazayım İsveç'e."Bir iki hafta sonra konsolos çağırdı bizi. "Müjde," dedi, "İsveç'te L.M. Ericson diye büyük bir telefon şirketi var, orada mühendis olarak iş buld

3376 defa okundu.

yazının tamamı...
SIRADIŞI VE GÜZEL BİR KADIN
SIRADIŞI VE GÜZEL BİR KADINİshak Alaton1956'da Stockholm'de bir akşam davette tanıştık. Ablasıyla birlikte gelmişti, on kişilik bir topluluk içindeydik.Dikkatimi çekti ve zamanla arkadaşlığımız ilerledi. Onu hem çok beğendim hem de çok sevdim.Güzel bir aşk başladı?Sıra dışı ve çok güzel bir kadın? Mesleği mankenlik olmamasına rağmen çok entelektüel bir kadın? klasik müzik meraklısı, edebiyattan çok iyi anlıyor, hatta Göteborg'daki tiyatroda sahnede muhtelif rollerde de oynuyor.Dört lisan biliyor. Anadili Çekçe.Almanca, İngilizce ve İsveççe biliyor.İlk tanışmada İngilizce konuştuk, daha sonra ise İsveççe konuşmaya başladık. Çünkü artık o İsveçli ve ben de İsveççeyi sular seller gibi biliyorum. Ve Türkiye'ye geldiği zaman ilaveten iki lisan birden öğrendi.Hem Fransızcayı he

4066 defa okundu.

yazının tamamı...
O KADININ HİKAYESİ TANIDIK
O KADININ HİKAYESİ TANIDIKİshak Alatonİşte İsveç'e gidip gelirken bir hanımla tanıştım. Hikayesi bana biraz tanıdık geldi, hüzünlü bir hikaye?Aslen İsveçli değil, sonradan İsveç'e gelmiş. 1933'de Brno diye bir şehirde doğuyor. Çekya'nın en önemli şehirlerinden biridir Brno.Bir azınlık mensubu ailesi, Avusturya ? Macaristan Krallığı'nın asil bir aile kalıntısı. Aile adı Von Proschek.O zaman Çekya  Avusturya ? Macaristan'ın bir parçası. Sonradan Çekoslovakya oluyor. Fakat bunlar orada kalıyorlar, çünkü Avusturya ? Macaristan Krallığı'nın vatandaşı iken birdenbire kendilerini Çek vatandaşı olarak buluyorlar.Sonra Almanlar geliyor, 39 yılında büyük bir savaş yaşanıyor. Altı yaşında savaşı görüyor ve savaşın bütün felaketini orada yaşıyor. Aile iyice hırpalanıyor. A

3983 defa okundu.

yazının tamamı...
EVLİLİK YOLU
EVLİLİK YOLUİshak AlatonBeni bu kadar etkileyen bir kadın olmadı hayatımda. Onu İstanbul'a davet ettim.57'nin yaz ayında bir hafta için geldi.Beni yaşadığım yerde gördü. Tabii ki Türkiye'yi hayatında hiç duymamış ve görmemişti.Geldiğine memnun oldu ve gitti.58'in yazında tekrar geldi ve biraz daha uzun kaldı,  bir buçuk  ay kadar? Benim evimde kaldı?Yavaş yavaş oluşmuş bir fikir aslında. Türkiye'ye ikinci kez geldi, beni iyice tanıdı, ben onu tanıdım.Bir buçuk ay sonra "E, haydi artık git İsveç'e, beni unut,"diyemezdim.Baktım ki, hem fiziksel hem de fikren uyuşuyoruz, iş ve arkadaş çevremi de gördü, beni taşıyabileceğine inanıp bu ortamda ben de olabilirim hissi kuvvetlendi?Benim evlilikten beklentim, evleneceğim insanın iyi bir eş ve çocuklara iyi bir anne olma

4099 defa okundu.

yazının tamamı...
6-7 EYLÜL OLAYLARI KARDEŞİMİ KOPARDI
6-7 EYLÜL OLAYLARI KARDEŞİMİ KOPARDIİshak Alaton1955 Eylül ayının ilk günleri?İşler henüz tam istediğimiz noktada değil. Daha emekleme dönemi, Pensoy'un ısıtma tesisatını yapmışız, bir ? iki sipariş almışız, bir ? iki malzeme imal ettiriyoruz atölyelerde?Aile de kendi halinde yaşayıp gidiyor. Anne, baba ve üç kardeş hala evdeyiz.Erkek kardeşim Bonjur Teknik Üniversitesi'nin Elektrik  Fakültesi'ni bitirmiş ve üniversitede asistan olarak işe başlamış, hedefinde üniversitede profesör olmak var. İş adamı olmak istemiyor.6 Eylül 1955 günü? Öğleden sonrası, kardeşim yayan Gümüşsuyu Caddesi'ne çıkıyor, Taksim'e gidiyor. Taksim'den de Tünel'e doğru yürümeye başlıyor ki  bir kitap alacak Tünel'deki  Haşet Kitapevi'nden daha Galatasaray'a varmadan  b

3922 defa okundu.

yazının tamamı...
POLİS ÜZEYİR'İ DERDEST GÖTÜRDÜ
POLİS ÜZEYİR'İ DERDEST GÖTÜRDÜİshak AlatonHayat sürprizlerle dolu, ne zaman ne olacağını kestiremiyorsun. 56 yılının sonuydu.Üzeyir Harbiye'de bir apartmanda kirada oturuyor.Bir gün evine polis geliyor ve diyor ki:"Yarın sabah derdest Ankara'ya götüreceğim sizi." O gece adamı tevkif etmiyor, "Yarın sabah sizi evden alacağım ve resmi arabayla Haydarpaşa'ya gideceğiz, oradan trene bineceğiz. Ankara'ya ben sizi teslim edeceğim,"diyor.Üzeyir'in polisle ne ilişi  olur, o yanlış bir şey yapacak adam değil ki, devlete karşı da bir kusuru olmaz?Müthiş bir korku var, çünkü niye götürüyor, ne oldu hiçbir şey söylemiyor, tam bir muamma?Üzeyir'in sorularına polis tek bir kelimelik cevap veriyor:"Ankara'dan bekleniyorsunuz, Ankara'nın emri var."Üzeyir mecburen "peki" diyor.Sabah yola ç

3694 defa okundu.

yazının tamamı...
ORTAKLIĞIN SIRRI YAHUDİ OLMAK MI?
ORTAKLIĞIN SIRRI YAHUDİ OLMAK MI?İshak AlatonBen Yahudiyim, Üzeyir de Yahudi. O ya da ben birimiz Yahudi olmasaydı biz yine aynı ahengi yakalayabilir miydik,  yani bu ortaklıkta ikimizin de Yahudi olmasının etkisi nedir?Bu soru insanların kafasından geçiyor.Buna cevap vermek mümkün değil ki.Fakat gerçek şu ki, bizim ortaklığımızda Yahudilik veya Musevilik ön plana çıkmadı.Yani Musevi olmanın ne kötülüğünü, ne iyiliğini ön plana çıkartmadık. O hiçbir zaman mevzu değildi. Aynı ortamın, aynı toplumun insanlarıyız, belki bunun içinde din benzerliği de rol oynamıştır ama alternatifini bilmiyorum ki?Kesin olarak bildiğim şu: din ya da ırk belirleyici bir faktör değildir. Bizde esas olan, benim ben olmam, Üzeyir'in de Üzeyir olmasıdır. Yani bilgi, beceri, çalışkanlık ve aynı zamanda ka

3566 defa okundu.

yazının tamamı...
Karadeniz'de Somon Üretmeye Kalkmıştım Gerçekten Çok Pişmanım
Karadeniz'de Somon Üretmeye Kalkmıştım Gerçekten Çok Pişmanımİshak Alaton..CNBC-e BUSINESS dergisinde yayınlanan pişman olduğum bir olayı paylaşıyorum..... İshak Alaton Bey'in yazısı GERÇEKTEN ÇOK PİŞMANIMKaradeniz'de somon üretmeye kalkmıştımİSHAK ALATON80'li yıllarda somon balığı henüz Türkiye'de çok fazla bilinmiyor.Diğer hayvansal protein  kaynaklarından kat kat pahalı ve yerli üretim yok.Alarko Holding'in patronlarından İshak Alaton, kafayı bu işe takıyor.Bu proteince zengin gıdayı Türkiye'de üretecek, yerli üretimle fiyatı da düşük olacaktı.Böylelikle daha çok tüketilmesini sağlayacaktı.İşte bu girişin Alaton'u başarısızlığa götürdü. Alaton "Bu işle birlikte Zonguldak kömür madenlerinde ölümle burun  buruna çalışan işçilere de gelir kaynağı yaratacaktım" diyor. Oraya g

3920 defa okundu.

yazının tamamı...
ORTAKLIK EVLİLİKTEN ZOR
ORTAKLIK  EVLİLİKTEN  ZORİshak AlatonOrtaklık güzeldir, avantajlıdır fakat zordur.Bütün ortaklıklar iyi niyetlerle, büyük beklentilerle, büyük hayallerle başlar. Sanki hiçbir sorun çıkmayacak gibi düşünülür. Ancak realite öyle değildir, ortaklık evlilikten daha zordur, birlikteliğin ve ahengin devamı her daim titizlik, karşılıklı duyarlılık ve sorumluluk gerektirir. Uzun ömürlü ortaklıklar kısa birliktelikler, konjonktürel menfaatler üzerine kurulamaz. Kalıcı ortaklık, ortakların en baştan prensiplerde karar kılmaları ve daha sonra "ortaklığın" akılcı bir yönetimle sürdürülmesiyle mümkündür.Ortaklıkta sorun çıkması gayet normaldir, sorunlar eğer aşılabiliyorsa ortaklığı pekiştirir ve güç katar. Böylelikle kalıcılık ve uzun ömürlü müesseseler tesis eder.Biz ortak olduğumuzu aslınd

3550 defa okundu.

yazının tamamı...
İLK İŞİMİZ
İLK İŞİMİZİshak AlatonFincancılar Yokuşu'nda yeni bir inşaat yapılıyor. Altı katlı bir han, asansörü de var. O zamanlar asansör pek bilinmiyor. Orada manifatura işi yapacakmış adam. Kim diye araştırdık, öğrendik ki adamın adı Bedri Pensoy. Bozkurt Mensucat'ın kurucusu, Vehbi Koç'la da ortaklığı var?Üç tane oğlu var: Yaşar, İzzet ve Remzi Ortanca oğlu İzzet benim Saint Michel'den sınıf arkadaşım.Hemen İzzet'e gittim, dedim ki: "Senin bu binanın ısıtma tesisatını biz yapalım, yalnız herkes gibi radyatör ve kazan koymayacağım. Havalandırmayla, sıcak havayla ısıtacağız. Böylece herkes hayran olacak senin binana?"O güne göre yeni bir şey, bir işyerinin havalandırması, sıcak havayla ısıtılması kimsenin aklına gelmiyor. Ben bunu teklif ettiğimde, modern ve sıra dışı bir şey olduğu içi

3520 defa okundu.

yazının tamamı...
İKİ MASA ÜÇ İSKEMLE
İKİ MASA ÜÇ İSKEMLEİshak Alaton1954 senesinin Mart sonunda Alarko Kolektif Şirketi'ni kuruyoruz 20 bin lira sermayeli.Hemen bir yazıhane tuttuk. Bankalar Caddesi üzerinde, eski  Merkez Bankası'nın  tam karşısında. Vefai Han birinci katta, arka tarafa bakan üçgen şeklinde bir garip oda var, merdivenin altına geliyor. Bir tekne penceresi var, caddeye değil avluya bakıyor.  Orayı az bir rakama kiralıyoruz.Şekilsiz kullanışsız çünkü oraya iki masa giriyor.İki masa üç tane de iskemle koyduk. Çünkü iki iskemleye biz, üçüncüsüne de müşteri oturacak. Yani üçgen bir odada üç iskemle,  iki masayla işe başladık. Üzeyir, Tokar'dan ayrıldı? İş bölümü yaptık, teknik işlere Üzeyir, ticari işlere ben bakacağım. Bu kadar basit.Başladık piyasayı dolaşmaya.

3263 defa okundu.

yazının tamamı...
AMELENİN YAPMADIĞINI ÜZEYİRGARİH YAPTI
AMELENİN YAPMADIĞINI ÜZEYİR GAR"HYAPTIİshak AlatonYeri gelmişken bir de ben anlatayım?Üzeyir Garih bu konuyu birkaç kez anlatmıştır. Bir insanın karakterini ortaya koyması açısından benim de önemsediğim bir örnektir. Olayın kahramanı değilim, ama beni de ilgilendiriyor. Yani böyle bir adamla ortaklık kurmakta ne kadar isabet ettiğimi gösteriyor. 1951 yılının Temmuz ayı.Üzeyir 17 arkadaşıyla birlikte İTÜ Makine Fakültesi'nden başarıyla mezun oluyor.O gün hayatının en mutlu günlerinden biri?Sınavlara hazırlanmaktan para getirecek işleri altı aydır ihmal etmişti.Parasızdı ama mühendis diplomasını kazanmaktan dolayı mutluydu.Sabah motor dersi hocalarından, ikisi de asistan olarak çalışan Prof. Dr. Necmettin Erbakan ve Prof. Hakkı Öz'ün karşısında başarılı bir motor sınavı için bir

3780 defa okundu.

yazının tamamı...
ADAM BİZE HİÇ GÜVENMEMİŞ
ADAM BİZE HİÇ GÜVENMEMİŞİshak AlatonÇok hızlı ve çok sistemli çalıştık, piyasadan ustalar bulduk, kısa zamanda montaja başladık. İşi kontrol ediyorum ben. Bir akşam yine kontrol için gittim, baktım Bedri Bey de orada.Beni görünce "bravo!" diyor. İnşaatı birlikte gezmeye başladık.Bir şey dikkatimi çekti, her katta merdiven boşluğunun yanındaki duvarlarda tavanı yakın yuvarlak delikler var.Hiçbir anlam veremedim ve haliyle Bedri beye sordum:"Bu yuvarlak delikleri ne yapacaksınız, bunlar bizim çizimlerde yok."Adamın cevabı çok anlamsız, diyor ki:"Bunlar soba deliği,"Yahu soba deliği nasıl olur? Biz buraya soba mı monte edeceğiz?Biz havalandırma tesisatı yapıyoruz. Siz sıcak havayla ısınacaksınız?Bunun üzerine bana iyice dönüp konuşuyor."Bak oğlum. Sen benim oğlumla bir araya geldin. Bir

3478 defa okundu.

yazının tamamı...
YA BANA İŞ YOK YA DA BEN DE İŞ YOK
YA BANA İŞ YOK YA DA BEN DE İŞ YOKOcak 1954.Üç yıl önce bıraktığım ülkede fazla değişen bir şey yok.Babam az biraz normale dönmeye başlamış, biraz daha kendine güveni gelmiş gibi. Ama yine de büyüme hırsı, açılma merakı yok.İşte, bu ekmek, bu peynir bize yeter diyor, çok mütevekkil ve çok mütevazı bir görüşü var. Bana da diyor ki:"Sen 27 yaşına gelmişsin, artık burada kendine bir istikbal ara."Ben de babamla dolaşmaya başlıyorum. Önce Karaköy, sonra Tophane, sonra Eminönü? Sabah erkenden kalkıp oralardaki şirketleri dolaşıyorum. Kendime göre bir liste yaptım, telefon rehberine bakarak  şirketlerin ismini not alıyorum. İş arama konusunda zaten askerlik sonrası yaşadığım bir tecrübem de var. Hangi şirketler benimle ilgilenebilir diye bir ön fikrim var.Mesela en büyük şirketlerden

3330 defa okundu.

yazının tamamı...
ÜZEYİRLE TANIŞTIM
ÜZEYİRLE TANIŞTIMKuzenime gelip giderken Üzeyir'le tanıştım.Üzeyir Garih, Tokar'da baş mühendisti ve kuzenimin amiriydi, biz konuşurken Üzeyir'de bizi duyuyordu.Başkalarıyla da görüştüm ama bir neticeye varamadık. Çoğunlukla hepsi beni dinliyor, ama son cümleyi söylemiyorlardı.Belki de benim yaptığım teklif pek elle tutulur bir teklif değildi.Biraz hayali geliyor.Kalorifer tesisatları yapmak üzere bir şirket kuralım, beraber yola çıkalım, senin diploman var, benim bilgim var, gel; diploma+bilgi=bir şirket eder, diyorum ama kimse bunu yutmuyor.Çünkü soruyorlar:"Paran var mı?""Çok param yok, 4 bin kronum var, lira gibi yapar.""O kadar parayla iş mi kurulur, benim de param yok, parasız nasıl yola çıkacağız ki?"Yine moralim bozulmaya başlıyor, çünkü zaman akıp gidiyor ve sonuç yok. Üç aydır be

3352 defa okundu.

yazının tamamı...
GERÇEĞİ YILLAR SONRA GÖRDÜM?
GERÇEĞİ YILLAR SONRA GÖRDÜM?İsveç tecrübesinin bana ne kattığının o günlerde farkında değilim.Bazen "kayıp yıllar" diye düşündüğüm de oldu, fakat zaman ilerledikçe zenginliğimin, birikimimin farkına varmaya başladım.Kısıtlı teknik bilgi yanında, asıl kazancım İsveç'te edindiğim dostlar oldu. Sosyal Demokrat Parti'nin Gençlik Kolu üyeleriyle hayat boyu süren ilişkilerim sayesinde, liberal ve üretken ekonomi ile sosyal demokrasinin ince ayarlı ilişkilerini anlamaya çalıştım. Geçen asrın başında açlıktan kıvranan, halkın dörtte birini Amerika'ya göç veren bir ülkenin, asrın ortalarından sonra akıllı sosyal demokrat yönetim sayesinde, dünyanın en zengin ülkeleri arasına girişini heyecan ve gıptayla izledim.Geçmiş yarım asır boyunca, yanlış insanlar tarafından çok kötü yönetilen ülkemin k

3015 defa okundu.

yazının tamamı...
DOKTOR KARARIYLA TÜRKİYE'YE DÖNDÜM
DOKTOR KARARIYLA TÜRKİYE'YE DÖNDÜMBir müddet geçtikten sonra okuduğum kağıtlardaki yazıları çift görmeye başladım.Önce önemsemedim, tekrar edince okuyamaz oldum, müdürle konuştum.; "Hastaneye git," dedi.Gittim, Karolinska diye bir hastane? Göz doktoru baktı bir şey bulamadı; Gözlerin sapasağlam , her şey normal, gözlüğe ihtiyacın yok," dedi. Dahiliyeye gönderdi, orada da bir şey çıkmadı. Sebebi bulunmaz bir hastalık olarak teşhis edilmeyi beklerken birinin aklına geldi; "Gel bir de psikiyatr görsün" dedi. Gittik, yaşlı bir adamdı ve beni oturttu çok da ilgilendi. Sohbet ettik:"İsveççeyi çok iyi biliyorsun, kaç senedir buradasın?""Üç sene oluyor?"Sonra doktor birçok soru sordu, beni iyice deşti.Ben de her şeyi anlattım:"Babam geldi ağladı, İstanbul'a gel dedi, ama ben gitmek ist

3139 defa okundu.

yazının tamamı...
TAHTA VALİZLE NAPOLİ'DEYİM
TAHTA VALİZLE NAPOLİ'DEYİMEski bir valizim var, tahtadan yapılmış basit bir köy valizi. Askerde kullanmıştım, şimdi burada da yanımda? Öğlen saatlerinde Napoli'ye vardık. Valizi kapıp hemen gemiden iniyorum, o kadar acıkmışım ki karaya ayak basınca ilk işim, basit bir lokantada makarna yemek oldu.İtalya, mart ayında ilkbahara girmiş. Napoli'de sıcak var. Sonra bir yer, turistlere bilgi veren dükkanımsı bir yer? Oraya vardım, elimdeki evrakı uzatıp bir otobüs bileti aldım; Napoli-Roma arası. Tahminen üç saat sonra otobüs hareket etti ve akşam 7 buçukta Roma'ya vardık. Bir İsveç otobüs şirketinin özel garı ve adresi var elimde.Onu da organize eden beni İsveç'e davet eden P.E. Winning adında bir mühendisti, dedi ki: "Sen otobüse bin, İsveç'e kadar gelirsin." Otobüs biletini de o y

2622 defa okundu.

yazının tamamı...
KURU EKMEK, PEYNİR, SÜT
KURU EKMEK, PEYNİR, SÜTEğer fabrikaya erken gidersen sabah ücretsiz kahvaltı veriyorlardı, ben de çoğu zaman erkenden gidiyordum.İşçilerle çabuk kaynaştım, yabancılık çekmedim, onlarda beni sahiplendiler. Baktılar ki garip bir kuş, uzaktan gelmiş ne olduğu belli değil ama İsveççe biliyor, anladılar ki bu adam bir şeyler yapmak istiyor, basit bir işçi değil. Herkes ilgi gösterdi, yardımcı oldu. Kasabada bir ailenin yanında yer buldum.Stockholm'e okumaya giden çocuğun odasını bana 65 krona kiraya verdiler.İş çıkışı küçük marketten akşam yemeği için peynir ekmek alıyorum.Kuru ekmek, galeta gibi bir şey, 15 gün gidiyor. Akşamları sadece peynir, ekmek yiyerek ve süt içerek 8 ay geçti. Fabrikanın verdiği  öğlen yemeği bana yetiyordu. Kaynakhanede çalışırken konuştuğum insanlar İsveççe seviy

3138 defa okundu.

yazının tamamı...
İKİ KIZIN ELİNDE "ALATON" YAZIYOR"
İKİ KIZIN ELİNDE "ALATON" YAZIYOR"Beni tren istasyonunda ellerinde bir kağıtta "Alaton" yazan iki genç kız karşıladı. Yirmi yaşlarında iki kız kardeş,  ikisi de yüksek mühendis. Doktor P.E. Winning'in kızları. Beni alıp mühendisin evine götürecekler. Hemen İngilizce konuşmaya başladılar benimle, ben de İsveççe konuşmaya başladım, şaşkınlıktan neredeyse arabadan  düşeceklerdi. Kim öğretti İsveççeyi dediler, kimse öğretmedi, ben bir kurs aldım, o kursu dinledim ve öğrendim dedim.Neyse eve vardık, mühendisle tanıştık. Benim gözümde yaşlı bir adam o, ellinin üstünde ama hala yaşlı bir adam hatırlıyorum.Elli yaşında bir adam yaşlı bir adam değil ama o zamanın gözüyle yaşlı bir adam diye hatırlıyorum. Hanımı da sıcakkanlı bir kadın. Bana bir oda ayırmıştı apartmanlarında.Hayatımda ilk

3022 defa okundu.

yazının tamamı...
İshak Alaton Ekoforum Bloomberg TV
İshak Alaton Ekoforum Bloomberg TV..izlemek için

3313 defa okundu.

yazının tamamı...
MEHMET KAVALA
MEHMET KAVALAUmutsuzluğa doğru sürüklenirken ve zaman alıp giderken postacı bizim eve de uğruyor, sadece bir tek yerden cevap geliyor ve gelin görüşelim diyor.O mektubu yazan kişi de Mehmet Kavala?Anlıyorum ki benim tek şansım bu. Elde olan imkanlarla düzgün giyinip babamdan ödünç ve biraz da eski bir kravatı da takarak gittim görüşmeye. Beni Mehmet Kavala karşıladı. Oturup konuştuk, benim gibi birine ihtiyacı olduğunu hissettirince sevindim. Çok yaşlı bir muhaberat memurları var, fakat adam artık yorulmuş, evine dönmek istiyor. Ben onu daha önceden tanıyordum, bana da söylüyordu "Yoruldum artık çalışmak istemiyorum?" Adam işi bırakacak, Mehmet Kavala da acele birini arıyor. Yani o da benim gibi sıkıntılı olunca anlaşıyoruz. Sana 120 lira vereceğim diyor, bana 150 lira ver diye

3755 defa okundu.

yazının tamamı...
HAYALLERİME DÖNÜYORUM
HAYALLERİME DÖNÜYORUMVe takvimin yaprakları 1 Nisan 1949'u gösterdiğinde terhis oldum. Elimize belge ve bir miktar da harcırah verildi. Sonra herkes memleketine? Çoğu İstanbul'a gitti, ben önce Ankara'ya gittim eşyalarımı toplamaya. Hemen toparlandık ilk trenle doğru İstanbul'a. Bir gün sürüyor o zaman İstanbul- Ankara arası trenle. Hayallerimle dönüyorum İstanbul'a.14 ay sonra yeniden İstanbul'dayım.Evdekiler o eski minval üzere? 1949 yılı, babam artık sabahları işine gidiyor, sorumluluğunu tekrar yüklenme mecburiyeti hissettiği için olacak, biraz sakinleşmiş ve yavaş yavaş iş hayatına dönmeye başlamış. Fındıklıyan Han'ın asma katta bir ufak odaya taşınmış. Refika ablam ben askere giderken Almanya'dan gelmiş bir Yahudi ailenin oğlu Edward Inzelberg'le evlenmişti. Ablam artık b

3124 defa okundu.

yazının tamamı...
DÜRÜST DAVRANDIM
DÜRÜST DAVRANDIMMehmet Kavala, ben ayrılana kadar benden umudunu kesmedi. Belki kalmaya ikna olurum diye devamlı maaşımı artırıyordu. Ayrıca her fırsatta, yılbaşı dedi, bayram dedi, önüme bir zarf koydu. Bakıyorum 500 lira, bin lira çıkıyor içinden. Tabiri yerindeyse beni rüşvetle tutmaya çalıştı ama olmadı; muhakkak gidip şu dünyayı keşfedeceğim, İsveç'i tanıyacağım dedim.Ben de dürüst davranıyorum; kararımı verdim, altı ay sonra ayrılacağım ama sen merak etme, ben o altı ay içinde öyle bir adam yetiştireceğim ki beni hiç aramayacaksın.Nitekim bir adam alıyorum, sınıf arkadaşım ve ona işi öğretip devrediyorum. Ayrılıklar pek çok insan için zor olabilir, fakat ben o yaşta da ileriye baktığım için pek zorlanmıyorum. Yani duygusal değilim. Bana yapılan iyiliğin değerini bilirim ama geçmişte

3380 defa okundu.

yazının tamamı...
AYRILIK VAKTİ GELDİ
AYRILIK VAKTİ GELDİMehmet Kavala'nın şirketinde çalışmaya 1949 yılının Nisan sonlarına doğru başladım, takriben bir buçuk yıl sonra ayrılacağımı söyledim ve kıyamet koptu. Çünkü adam benden müthiş bir fayda görüyordu, müthiş bir ilerleme göstermişti şirket.Fakat ben iş hayatında başarılı olmak için bilgemin yeterli olmadığını anlamıştım. Eksiğimi yurtdışında tamamlamak , sabit bir fikir haline gelmişti. "Ben senden ayrılmak istiyorum dedim"Önce bunu anlamaz gözüktü."Sen ne yapacaksın?""İsveç'e gideceğim?""İsveç'te ne yapacaksın ki,?""Volvo'nun mühendisleriyle konuştum, onlar orada bana iş bulacaklar.""Mehmet Kavala bunun üzerine Volvo'nun mühendisleriyle kavga etti, o zaman anladı ki aslında mühendislerin bu işle bir ilgisi yok, ben asıl konsolosla işi pişirmişim. İsveç konsolosuyla&

2659 defa okundu.

yazının tamamı...
82 MEKTUP YAZDIM
82 MEKTUP YAZDIMAskerlik bitti, önümde hiçbir engel kalmadı. Bugünden sonra hayat bana yeni yeni pencereleri açacak diye beklerken birden bire bir endişe başladı, gitgide yükselen bir endişe?Hatta zamanla paniğe dönüştü.Ben ne iş yapacağım şimdi?Yıl 1949, yaşım 22, bir diplomam yok, çünkü üniversiteye gidemedim. Fransızca biliyorum, İngilizce de öğrendim askerlikte, ikinci bir lisan?O bakımdan mutluyum ama hala ne yapacağını bilemeyen genç bir adamım.Polatlı'da terhis olmadan evvel, bulduğum ilk daktilonun başına oturup iş mektubu yazmıştım.Özetle; ben şu tarihte doğdum, lise mezunuyum, şu okullarda okudum, iki yabancı lisan biliyorum, daktilo biliyorum, askerliğimi yaptım, daktilo ve muhaberat işi yapmak istiyorum.Aynı mektubu tam 82 defa yazıp Polatlı postanesinden terhis olm

3144 defa okundu.

yazının tamamı...
YABACI DİL BİLEN VAR MI?
YABACI DİL BİLEN VAR MI?Bir gün sınıfa bir subay girdi, galiba yüzbaşıydı, daha önce hiç görmemiştim onu. Elinde bir liste, bağırarak soruyor:"Aranızda yabancı lisan bilen var mı?"Yüz kişilik sınıfta önce Amerika'dan gelen o  iki kişi, sonra da ben ellerimizi kaldırdık. Çünkü onlar İngilizce biliyordu, ben Fransızca? Subay isimlerimizi aldı ve gitti.Ve mezuniyet günü geldi, bir merasim yapıldı marşlar söylendi. Herkese, "yedek subay oldun" diye bir belge veriliyor.Ve ben kuraya giriyorum, Polatlı Topçu Karargahına "yedek subay asteğmen tercüman" olarak gönderildiğim söyleniyor. Tercüman, tercüme edeceğim yani. Kime neyi tercüme edeceğimi bilmiyorum? Şu tarihte şurada olacaksınız deniliyor herkese ve birkaç gün izin veriliyor.Bana da Polatlı 'da olacağım emrediliyor. Hemen

2988 defa okundu.

yazının tamamı...
SUBAY İSHAK
SUBAY İSHAKİki ay sonra, Gelibolu'dan ayrılıp Ankara Mamak Yedek Subay Okulu'na gidiyoruz? Bir hafta iznim var, benim için Ankara demek aileyle tekrar buluşmak demek,  çünkü annemin ve babamın geride bıraktığı  bütün akrabalar orada. O zamanlar Ankara bizim için esas aile şehrimizdi. Subay okuluna gittiğimde de hafta sonları evciydim. Cumartesi öğleyin çıkıp Pazar akşamüstü dönüyorum.Teyzemin  evine gidiyordum, Kızılay'da bir apartmanda kalıyorlardı, bir tane boş odaları vardı, onu bana vermişlerdi. Bu evin sahibi, yani  teyzemin  eşi Ankara Palas'ın  genel müdürü Levi Bey?Yahudi mahallesinde arada bir dolaşıyordum, evler tıpkı insanlar gibi gittikçe yaşlanıyor, yıkılanlar olmuş, akranlarımdan pek kimse kalmamış, imkan bulan gitmiş dışarı. Bir de ö

2842 defa okundu.

yazının tamamı...
LİSE BİTMEDEN İŞE BAŞLADIM
LİSE BİTMEDEN İŞE BAŞLADIMİshak AlatonVarlık Vergisi evimizi dağıttığı gibi ailenin düzenini de bir daha toparlanmamak üzere bozdu. Böyle bir darbe aldıktan sonra yeniden başlamak  kolay değil. O tarihlerde evimizde radyo bile vardı. Radyonun yaygınlaşması ve evlere girişi 1945'i  buluyor aslında?Babam yeniden işe başlayacak ama sermaye? Hayali bile kalmamış bir adamın sermayesi olsa ne olacak ki? Zaten sermaye de yok. Ankara'daki akrabalar arada bir az miktar para gönderiyorlar.Küçük işler yaptı, isteksiz isteksiz? Annem, babamın aksine, her zaman sağlam  duruyor. Felaketlerin ona yaptığı tesiri pek göstermedi.Ben daha okulu bitirmeden iş aramaya başladım ve buldum.Uzaktan bir kadın akrabamın çalıştığı şirkette gel git işlerine bakan yaşlı bir adam v

4165 defa okundu.

yazının tamamı...
ONU SUÇLADIM
ONU SUÇLADIMİshak AlatonHayata eskisi gibi tutunmak, büyük tüccar olmak merakı bir daha yerine gelmedi.Umudunu yitirmiş, kırılmış biri olarak yaşadı. Hep küçük kaldı, küçük düşündü, küçük şeylerle oyalandı. Ben babama çok haksızlık yaptım, zaman zaman sözlerimle hırpaladım, suçladım onu, "Bak hayat devam ediyor, her şey geride kaldı, kendine gel? Hadi geldin, beş parasızsın anladım. Az da olsa Ankara'dan yardım geliyor, akrabaların var. Tekrar çalışmaya başlayıp tekrar bir hayat kurabilirdik, ama sen bize destek vermedin," dedim.Dinliyor, kendini izah edemiyordu, çünkü kendi de farkında değildi, ama adam depresyondaydı. Hayattan beklentileri bitmiş, hayattan kopmuş?Fakat ben bu gerçeği henüz idrak edememiştim, zaman zaman bunları tekrar ediyorum, ona söylemediklerimi de kardeşl

3772 defa okundu.

yazının tamamı...
Kim bu ihtiyar
Kim bu ihtiyarİshak AlatonAşkale'ye 1942'nin Aralık ayında gitti babam.Bir yıl olmuş hava gittikçe kararıyor. Her odada ampul de yok, zaten pek yakmıyoruz. Anne diyor ki: "Elektriği ödeyemiyorum?" Çoğu zaman karanlıkta oturuyoruz. Daha ucuz diye bazen mum yanıyor,  yere oturup ders çalışıyoruz.Kapı çalmış, çocuklardan biri koşup açmış, farkında değilim.İçeriye oturma odasına bir dilenci giriyor. Beyaz saçlı, saç sakal karışık ihtiyar bir adam. Zayıf, avurtları çökmüş? Kıyafetler felaket, pantolonu asker pantolonu, üzerinde ince bir şey var? Şüphesiz, tam bir dilenci, torbası da var.Bu adam kim diyoruz, neden geldi acaba, dilencinin evin içinde ne işi var. Annem de şaşkın, biraz da korkuyor.Ve adam konuşmaya başlıyor. O konuşmaya başlayınca sesinden tanıyoruz ki bu ad

3559 defa okundu.

yazının tamamı...
GÜVEN HİSSETMEK İSTİYORUM!...
GÜVEN HİSSETMEK İSTİYORUM!...İshak AlatonDaha önce de söyledim, babama haksızlık yaptım. O sözleri söylerken kastım, bize neden  daha iyi standartta  bir hayat sunmuyorsun tepkisi değildi, asıl önümde hayata dört elle sarılmış bir baba güvencesi duymak istiyordum.Güven hissetmek istiyorsun? Çünkü zayıf bir adam geldi ve çoğu  zaman evde.İşe de pek gitmiyor, işe gitmek için kendini zorluyor, dolaşıyor sağa sola, henüz dükkan filan da açmamış?Ancak 1945'den sonra bir dükkan açtı.Fındıklıyan Han'ın asma katında bir ara oda kiralıyor ki, tavanı  iki metre var yok.İthalata başlıyor, o tarihte Türkiye'de henüz yok; naylon  kadın  çorabı modaydı. O zaman, şeffaf veya ten rengi iyi satılıyor.Babam da duymuş bunu dostlarından. Ona da bir fatura veriyorlar.

3290 defa okundu.

yazının tamamı...
YÜK OMUZLARIMDA!...
YÜK OMUZLARIMDA!...İshak AlatonBiz ve duvarlardan ibaret evde o gece çok gariptik. Ampulleri de sökmüşler, ışık da yoktu. Başımızda babam yok, Sirkeci'de tutuklu? Ben en büyük erkeğim, ablam var 17 yaşında, ben 14'ü bitiriyorum. Mutsuzum, ablam sürekli ağlıyor bir kenarda. Kimse ilgilenmiyor, kim ilgilenecek ki? Annem güçlü gözüküyor, ama onun da bir limiti var, içine attığı belli? Mutsuzluğun dibe vurduğunu o havayı  hala hissediyorum. Omuzlarımda ağır bir yük hissediyorum? Çok ağır?Babam Sirkeci'de kampta? Kalabalık, bakımsız bir yer, şartlar çok zor. Temizlenemiyorlar, yıkanamıyorlar.Tıraş olma imkanı da yok, sakallar iyice uzamış. Kir pas içinde herkes. Çadırlar geliyor gözümün önüne, çadırlar?. Gülhane Parkı askeri çadırlarla donatılmış?

3014 defa okundu.

yazının tamamı...
TELEFON İKİ KEZ ÇALDI
TELEFON İKİ KEZ ÇALDIİshak Alaton Babam eve telefon ediyor?Ülkenin haline bak ki on iki  daireli bir apartmanda oturuyoruz, telefon yalnızca bizde var. Kirada oturuyoruz, ama kaliteli, ceviz mobilya anlınmış.Hatırlıyorum çok güzel bir dolap vardı  salonda? Masa, kanepe ve koltuklar da öyleydi. Biraz kahverengi, biraz bej  olarak kalmış aklımda?O gün  babam evi iki kez arıyor.İlk aradığında, "Devlet bize 16 bin lira vergi koydu,  ne yapacağız, bilemiyorum" diyor.Annem şaşkın, ama moralini bozma diyor?Birkaç saat sonra babam  tekrar arıyor:"İkinci bir tebliğ geldi. 64 bin lira daha istiyor devlet?"16  bin liralık vergi ihbarnamesi Eminönü, 64 bin liralığı  ise Hocapaşa Vergi Dairesi yolluyor.  Sanki  fırsat&

2932 defa okundu.

yazının tamamı...
KENDİNİZE DİKKAT EDİN!...
KENDİNİZE DİKKAT EDİN!...İshak AlatonEndişe gün gün artıyor. Borcunu ödeyemeyenlere neler yapılacağı söylentileri halk arasında dolaşıyor. Akıbetimiz belirsiz? babam yine de çalışıyor, işine gidip geliyor?Bir gün telefon ediyor:"Polis geldi, beni alıp Sirkeci'deki kampa götürecekler. Eve gelip sizi görmek, vedalaşmak  istedim , ama izin vermiyorlar. Kendinize dikkat edin,  çocuklara iyi bak," diyor babam.Varlık Vergisi zulmü yüzünden  Yahudilerin yarısı İstanbul'u terk ediyor. Aynı işi yapan  aynı standartlarda iki esnafa farklı  vergi koydular, örneğin Yahudiyse 64 bin lira, Türk sadece 500 lira? Bu adaletsizliğe sevinenler olduğu gibi üzülenlerde vardı.Bir Müslüman kadını hatırlıyorum, üst kat karşı dairede oturuyordu. Vergi faciasını duyunca bi

2639 defa okundu.

yazının tamamı...
İSHAK'I TÜRK OKULUNDAN ALIN
İSHAK'I TÜRK OKULUNDAN ALINİshak AlatonBabam bu süre içinde bir şekilde haber yolluyor, iyi olduğunu söylüyor.Rahatlıyoruz, dönecek diye iyice umutlanıyoruz.Bir de diyor ki: "İshak'ı  Şişli Terakki'den çıkarın, herhangi bir yabancı okula gitsin." Anlıyorum ki babam kendisiyle hesaplaşıyor, içinde fırtınalar kopuyor.Yani "Ben ne salakmışım ki bu devlete bu kadar güven duydum. Devletin uşağı oldum, devlet için çırpındım? Bak bana ne yapıyorlar, beni  ne hallere düşürüyorlar, şimdi sürgündeyim?"İçimdeki  fırtınayı  ben böyle görüyorum. Çok korkmuş , bizi koruyamamanın  çaresizliği de var, elinden  gelen tek şey bu."İshak Türk okulundan çıksın,  yabancı okula gitsin.." Babam bu  haliyle devlete bir tavır alıyor aslında. Çünkü büyük hayal kırı

2701 defa okundu.

yazının tamamı...
EVE HACİZ GELDİ
EVE HACİZ GELDİİshak AlatonEve haciz geliyor. Memurlar her şeyi kayda geçirip hızlı bir şekilde satıyor. Haciz memuru bağırıyor; "Masa on lira! Yok mu alan?" Alıcılar kapıdalar.Kim neye ilgiliyse ilanı  yapıldığında içeri giriyor alıp götürüyor. Hamallar gelip gelip  gidiyorlar sırtlarında bizim evin eşyaları?Hamallar müthiş kokuyorlar, terlemişler? Masa satıldı, kanepe satıldı, dolap satıldı, salon boşaldı. Sonra oturma odasına geçildi, orada radyo vardı, radyo satıldı. Ondan sonra çanak tabak takımı, mutfaktakiler satıldı. Yatak odalarına geçildi, mobilyalarımızı aldılar, geriye bir iki yatak döşek bıraktılar, giyeceklerimiz yerlere atıldı. Yemek yiyecek  ne bir masa ne de ısınacak soba kaldı. Sobayı bile sattılar? Kış ortasında seni böyle bırakıyor

2733 defa okundu.

yazının tamamı...
ACINMAK BİLE İYİ?
ACINMAK BİLE İYİ?İshak AlatonHayatımın en güç, en zor yılları?. Aklımdan neler geçiyor, her şeyi sorguluyorum, düzeni sorguluyorum, devleti sorguluyorum. Çünkü herkes düşman, ama en ufak bir dostluk işaretinden  müthiş heyecan duyuyorum. Birinin bana acıması bile ışık  gibi geliyor.Fakat genelde karanlık her şey?İlerisini düşünemiyor, hiçbir hayal kuramıyorum, sadece o anın  sorunlarına, o anın karanlığına teslim olmuş durumdayım.Sadece okula gittiğimde biraz nefes alıyor, kendime geliyorum. Şişli Terakki'de sekizinci sınıfı bitirmek üzereyim?Ev, kamp ve okul arasında mekik dokuyorum. Yine bir sabah annem beni sefertasıyla uğurladı evden.Kampa vardığımda bir de ne göreyim, çadırlar yok, babam yok, kimse yok? Sabah erkenden, alacakaranlıkta topar

3108 defa okundu.

yazının tamamı...
YOK ETME VERGİSİ
YOK ETME VERGİSİİshak AlatonVarlık Vergisi hayatımızın dönüm noktası? 1942 sonu, 43'de tatbik ediliyor. Sekizinci sınıfta okuyorum. On beşine basmış bir delikanlı?Varlık Vergisi kendini göstere göstere gelmiyor, çok iyi gizlenmiş, büyük bir sel gibi ansızın gelip bizleri önüne katıp götürüyor. Ankara çok iyi hazırlanmış. Recep Peker dönemi, ama İsmet İnönü'dür arkada? Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün fikridir o.Çok kırgın ve kızgınım ona, bunu İsmet İnönü'ye de söylemişimdir 60'lı yıllarda? Nazizmi ve dışlama politikasını  savaş sonrası  da devam ettirdi. Yani hiçbir zaman değişmedi bu adam.Varlık Vergisi'nden bir gün önce babam mağazada Manchester'dan gelmiş iplik balyalarını saydırıyor adamlarına, dört- beş kişi çalışıyor orada, yarısı hamal yarısı memur. N

3051 defa okundu.

yazının tamamı...
PİS YAHUDİ
PİS YAHUDİİshak AlatonKendi halinde bir öğrenciyim. Kimseye zararım olmadı. Hiç azar işitmedim, disiplin cezası almadım.Bir gün bir öğretmen koridorda bana hakaret etti. Onu hala iğrenç bir kadın olarak hatırlarım. Adı galiba Münevver'di. Özel branşı yoktu, yardımcı öğretmendi. Herkes sınıfa girmiş, ben biraz geciktim. Boş koridorda hızla sınıfa doğru yürürken o öğretmen de karşıdan  geliyor. Yanımdan geçerken "Pis Yahudi"diyor. Daha önce de birkaç kez söylemişti, ama duymazlıktan gelmiştim.Öylesine bıkmışım ki bu hakaretten isyan ediyorum ve bacağına bir tekme atıyorum. Ayakkabımdaki pençeden  dolayı kadın  fena halde yara alıyor ve kan akıyor. Büyük bir facia ? Çok korkuyorum; "Ben ne yaptım ya, kadını öldürecek miyim?" diyorum. Yerde kan görüyorum.Bağırıyor kadın.Ha

3385 defa okundu.

yazının tamamı...
GECELERİ AĞLIYORUM
GECELERİ AĞLIYORUMİshak AlatonYatılı olmayı sevmedim.Dört yüz kadar çocuk var, leyli yani gececi olan. Tek Yahudi benim.Gündüzcü ise çok var. Ama yatılı tekim. Kendimi hep yalnız hissettim. Geceleri ağlıyorum.Çok mutsuzum. Artık ben mutsuz bir çocuğum.Annemi çok özlüyorum. Safi bir anne özlemi? Baba özlemi hiç yok? Babam okula hiç gelmedi, annem  senede birkaç kez gelirdi. Ben her Cumartesi eve çıkardım. Bir gece evde yatardım.Nişantaşı? Tam taşın olduğu yerde, köşede bir aktar  vardı.Aktarın küçük,  açılır kapanır bir pencereciği vardı, 5 kuruş  verip bir tane çikolata alır, evde beni bekleyen üç yaşındaki kız kardeşim Reyhan'a götürüyorum?Yarısını o yarısını ben birlikte yiyoruz?Niye yatılı verdiler beni?Cevabını biliyorum, evde çok yaram

3622 defa okundu.

yazının tamamı...
ATATÜRK ÖLDÜ
ATATÜRK ÖLDÜİshak AlatonAltıncı sınıftayım.Atatürk öldü diyorlar. Okulda herkes bunu konuşuyor.Ertesi gün sabah erkenden bizi okulun bahçesinde topladılar. Çift sıra yapıp okuldan çıktık. Nişantaşı'ndan Maçka'ya doğru  başımız önde yürüyoruz . Saatler sonra Dolmabahçe Sarayı'na varıyoruz.Sarayın bahçesinde soğukta saat 16'ya kadar bekletiliyoruz. Sabah 9'dan akşam 4'e kadar aç susuz, ayakta bekliyoruz, sıra bize gelince girip referans yapacağız Atatürk'ün naşının  önünde. Sıramız gelince yorgun bitkin onu da yapıyoruz.

3040 defa okundu.

yazının tamamı...
POLONYALI YAHUDİYE YARDIM
POLONYALI YAHUDİYE YARDIMİshak AlatonO günü hiç unutmam? Bir sabah kapı çalınıyor. Yaşlı ve sakallı bir adam elinde kocaman bir valizle duruyor. Heybetli, düzgün  giyimli, gösterişli bir adam, kravat da takmış? İçeri davet  ediyoruz annemle birlikte. Valizi açıyor, içinde yüzlerce kravat?Polonya'dan gelmiş bir Yahudi.Elbisesinden ve tavrından  anlıyorsun ki adam kaliteli. Belli ki profesör, belki zengin bir tüccar?Ama Polonya'dan kaçmış. Naziler girmeden orada, büyük bir Yahudi yaşamı var, bazı şehirler yarı yarıya Yahudilerle dolu. Eziyet başlayınca kaçıyorlar. Bu yaşlı adam da oradan kaçmış, İsrail'e, o günkü Filistin'e gitmek istiyor.Hem geçimini temin etmek hem de yolculuğu sürdürmek için kravat satıyor adam. Mahallenin Yahudi mahallesi olduğ

3213 defa okundu.

yazının tamamı...
O KIZI SEVDİM
O KIZI SEVDİMİshak AlatonOkulu seviyordum, çünkü annem özenle okula hazırlıyordu, akşama doğru da okuldan dönüşümü bekliyordu.Beklenmek güzeldi?Bütün ilkokul zamanı bir şey hatırlıyorum; sıcaklık vardı.İlkokul 4. Sınıftayız, sınıfta bir kız var. Sınıftaki  birçok çocuk gibi ben de o kıza aşıktım.Mercedes, adını hiç unutmadım, Almanya'dan kaçmış Hıristiyan bir ailenin kızı. Herhalde anti-Nazi bir babanın  kızı olduğu için  onu da Musevi okuluna aldılar. Enteresan sınıfta Trakya göçmeni Hasan diye Müslüman bir çocuk da var. Diğerleri Yahudi.Haa, o kıza ne oldu, açıldım mı?Hayır, hayır.O zaman açılma diye bir şey yok.On yaşında bir çocuk nasıl açılır? Sadece hayalinde bir sıcaklık ve Mercedes ismi hafızada yaşıyor.Ama kızı tarif et deseler onu da yapamam.Okuldan pek kalıc

2914 defa okundu.

yazının tamamı...
KAFAM ÇALIŞIYOR AMA VASATIM
KAFAM ÇALIŞIYOR AMA VASATIMİshak Alatonİlkokulu Musevi İlkokulu'nda okudum. Beyoğlu'nda bugünkü  Rus konsolosluğunun arka tarafında büyük bir bahçesi  var. O  yıllarda her tarafı uçurum gibi gelirdi bize, belki de küçük olduğumuzdan. Yüksek duvarlar vardı.O bina okuldu.Otuz beş ? kırk kişinin  olduğu sınıfları hatırlıyorum. Profesör Marcus okulun  müdürüydü. Karl Marx'a benzediğini  sonradan Marx'ı tanıyınca fark ettim. Öğretmenlerimizden biri de Madam  Alaluf'u  hatırlıyorum, Fransızca hocasıydı. Matematiği öteki derslerden daha fazla sevdim.İşlemleri kafadan yapardım, babam da teşvik eder, ikide bir soru sorardı.Tabii ki hedef kafayı  çalıştırmak.Kafam çalışsa da derslerin geneline bakınca vasat  bir öğrenci olduğum gerçeği çıkıyor

2392 defa okundu.

yazının tamamı...
İLK ÖLÜM
İLK ÖLÜMİshak Alatonİnsan yavaş yavaş büyüyor, büyürken bilmediği yeni duygularda tanışıyor.Bu duyguların kimi heyecan verici kimi sarsıcı, ürkütücü..Ölüm, öldü kelimelerini duyduğumda on yaşındaydım. Hatırladığım aileden ilk ölen babamın annesiydi.O ana kadar ölümle ilgili hiçbir fikrim yok.Kaybolduğumu , sonra mezarlığa gittiğimizi hatırlıyorum.Sonra anlıyorum, ölüm normal bir olay, insan doğar , yaşar, büyür, ihtiyarlar ve ölür.

3623 defa okundu.

yazının tamamı...
YAHUDİ OLDUĞUNU SAKLA
YAHUDİ OLDUĞUNU SAKLAİshak AlatonEziklik  var mıydı , ya içine kapanmak?Eee,vardı tabii.O yıllarda sana öğretiliyor; Yahudiliğini  sokakta bağırma. Dikkatli ol, kim olduğun belli olmasın. Daha o yaşta ne olduğunu  tam bilmediğin ağır bir yükü taşımaya başlıyorsun.Yalnız o değil, bir de dışarıdaki hava, Nazizmin parlatıldığı bir hava var. Almanya'dan  gelen haberler ve tehcir. Hitler'in  şaşaalı günleri, 1933-39. O yıllar  Nazizm ve Mussolini'nin faşizmi bizim Ankara'da model oluyor. O modelin içinde kalınca da Yahudi aleyhtarlığı, yabancı düşmanlığı , kaba milliyetçilik  falan bütün  bunlar yükselen değerler.Sen böyle bir ortamda dinini, ırkını kendi kimliğini dışarıda nasıl paylaşacaksın ki. Haliyle korkular içe kapanma ve savunma duygusu devreye gi

3339 defa okundu.

yazının tamamı...
TATSIZ BİR YIL
TATSIZ BİR YILİshak Alatonİlkokulu bitirdiğim yılı, 1938'i tatsız bir yıl olarak hatırlıyorum. On bir yaşındayım, 38'in Mayıs yahut Haziran. Okul bitiyor, bana verilen notlarla Şişli Terakki'ye yazılabiliyorum. Babam götürüp yazdırıyor?Neden Şişli Terakki?Çünkü o tarihte Şişli Terakki, Nişantaşı'nda en mutena ailelerin çocuklarını gördükleri iki okuldan biri.Diğeri de Işık Lisesi. İkisi de Selanikli dönmelerin kurduğu irfan yuvaları.O zaman Selanikliler eğitime çok önem veriyorlar ve okul  kurmada yarışıyorlar. Benim "dönme" kelimesini kullanmam bir eleştiri değil, realite?Bunda bir gariplik, negatiflik yok. Döneme ismini ben vermiyorum ki?Aslında dönen, dönme diye bir şey yok, bir kamufle aracı diyenler de var.Belki de öyledir. Neyse biz de, fırsattan istifade Şişli

4168 defa okundu.

yazının tamamı...
AİLE İSTANBUL'DA
AİLE İSTANBUL'DAİshak Alaton1923'te Cumhuriyet'in ilanıyla evleniyor annem ve babam.Evlenir evlenmez de İstanbul'a geliyorlar. Yani Ankara'da kendilerine bir ev kurmuyorlar.Sanırım babam Ankara'da kendine gelecek göremiyor.Ailesini iyi şartlarda yaşatmak için iyi bir iş kurması gerektiğine inanıyor, bunu da ancak İstanbul'da yapabilirim diyor. Ticarete atılıyor.Aslında pek seslendirmediği bir hedefi daha var, o günün yönetim erkiyle yakınlaşmak istiyor. Çünkü değişimi, yeni Türkiye'nin inşasını görüyor ve içinde yerini almak istiyor. Ankara'da kalırsam asla ileriye gidemeyeceğim diyor.Belki de kendini göstermek istiyor.Bizde gelenektir, yeni evli çiftlere gelinin babası bir miktar para verir. Bunun da adı drahoma? İspanyolcada dota, Türkçe de drahoma. Bu gelenek hala sürer. Damadın i

3193 defa okundu.

yazının tamamı...
ANKARA'NIN YAHUDİ MAHALLESİ
ANKARA'NIN YAHUDİ MAHALLESİİshak AlatonPeki neden Engürü, neden İstanbul değil diye soruyorum  bazen?Ona da cevabım yok.O zamanlar ya İstanbul'a yerleşme zormuş ya da bir kontrol altında olmuşlar hiçbir fikrim yok. Belki de zengin değillerdi, belki de fakirlikten  dolayı İstanbul'a yerleşemeyeceklerdi. "Gidelim  taşraya" demiş olabilirler.Bu konuda da hiçbir iz yok.Neyse hiç değilse bir Ankara, yani Engürü gerçeği var elimizde. Samanpazarı'nın hemen altı, Yahudi mahallesi ? İsmi halen de öyle, ama orada yaşayan tek bir Yahudi kalmadı.Orada yaşayan iz bırakmış üç aile vardı; zaten 3A diyorlardı onlara.Biri Alaton ailesi, biri Araf ailesi, diğeri de Albukrek ailesi. Bunlar birbirleriyle akraba, kız alıp vermişler, bir araya gelmişler ve zamanla bu üç aile iyice kaynamışl

3931 defa okundu.

yazının tamamı...
BABAM ATATÜRK'LE TANIŞ
BABAM ATATÜRK'LE TANIŞİshak AlatonAnnem ve babam aynı mahallenin, 'Yahudi Mahallesi'nin çocukları? O ortamda büyüyorlar. Sonra aile bunları birbirine yüz göz ediyor. Babam Hayim Alaton 22, annem Lea Krespi 21 yaşında nişanlanıyorlar. Babam mahallenin  Fransızca okuluna gitmiş.Fransızca öğrenmiş ve sonradan öğretmenlik de yaptı.Babam o tarihlerde bu küçük kasabaya sığmayan , büyük hayalleri olan bir genç adam? arada bir anlatırdı. Türkiye o yıllarda gecikmiş bir değişim geçiriyor. Babam büyük duvarın  inşa edildiğini görüyor, daha sonra bu duvara Çubuk Barajı ismi veriliyor. Orada su biriktiriliyor, borularla kasabaya su getiriliyor. İlkel bir baraj sistemi?Burada su birikmeye başlayıp göl belirince etrafındaki mera çok sevilen bir yer haline geliyor ve Ankara'nı

3595 defa okundu.

yazının tamamı...
BİZ EVDE DOĞDUK
BİZ EVDE DOĞDUKİshak AlatonAblam 1924'de Yeldeğirmeni'nde doğuyor.İki yaşındayken Kuledibi'ne taşınıyorlar.Ben 1927'de Kuledibi'nde doğuyorum.2 Eylül 27?Ben de evde doğdum.O zamanlar hastaneye gitmek yok, ebe gelir, sıcak su hazırlanır leğenlerle.Beklenir. Erkek kardeşimin doğumunu  hatırlamıyorum , ama küçük kız kardeşimin  doğumunu hatırlıyorum.Bazen aklıma gelir, doğduğum evden bana kalan ne var?O kadar silik ki! Cumbayı hatırlıyorum, pencereyi de hatırlıyorum. Bir de karlı bir günü, çok karlı bir gün hafızamda?Orada herhalde  üç ? dört yıl yaşadık?Dört çocuklu bir aile Alaton ailesi. Önce kız, sonra iki erkek, son kız? İki kız iki erkek. Refika 1924, İshak 1927, Bonjur 1930, Reyhan 1936.Babam türkofil? İzak dememiş bana İshak demiş.Ent

2681 defa okundu.

yazının tamamı...
Rüşvet toplumsal bir hastalık haline geldi
Rüşvet toplumsal bir hastalık haline geldiİahak AlatonTürkiye'nin önde gelen sanayici ve işadamlarından İshak Alaton, rüşvetin toplumsal bir hastalık haline geldiğini söylediÖzellikle sağlık alanında doktorundan bürokratına pek çok kimsenin rüşvet yediğini öne süren Alaton, "Toplumun en saygın olması gereken katmanı yani o mesleğe giren insanlar öncelikle Hipokrat Yemini ediyorlar... Doktorun rüşvetçi olması veya yolsuzluk yapması normal bir insanı isyan ettirir. Bütün doktorlar yapmıyor ama yapanların sayısı da hiç az değil... Doktor diyor ki 3 bin dolar ithal malı, cebinden çıkar ver, Takmadan önce alıyor parayı. 500 dolar veriyor aracıya, 1000 doları öbürüne, kalanı da cebine atıyor. Ve ona da maliyeti 200 lira." diyor. ??İshak Alaton, bir grup Kuzey Avrupalı dostuyla kalp s

3628 defa okundu.

yazının tamamı...
Yeni Anayasa Çalışması
Yeni Anayasa Çalışmasıİshak Alaton..izlemek için  ..Yeni Anayasa ÇalışmasıHabertürk TVDeşifresiİshak AlatonTESEV'in Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak ve aynı  zamanda TESEV'in Kurucu Üyesi olarak bu yeni Anayasa çalışmalarına fiilen bulundum ve devam ediyorum. Bunun üzerine çalışıyoruz. Hazırlıklarımızı bitirdik ve tevdi ettik Sayın Cemil Çiçek'e. Beklentimiz bu Anayasa hazırlıklarının kısa bir zamanda yapılması ve her halükarda yıl sonunu beklemeden çok önce bu yeni Anayasanın ortaya konması ve ve muhtemelen referanduma sunularak halkın onayının alınması bizim için çok önemli.En çok önem verdiğim olay budur.Ve Türkiye ilk defa sivil bir Anayasa yapacağı için ve bugüne kadar darbelerin Anayasaları ile yaşadık. Hep askeri bir vesaitin, askeri bir üst yönetimin baskısı altınd

3537 defa okundu.

yazının tamamı...
Kimsenin bilmediği bir şey anlatacağım
Kimsenin bilmediği bir şey anlatacağımBenim Bir Erkek Kardeşim Varİshak Alaton..Sayın Ezgi Başaran, Radikal gazetesi için benimle bir söyleşi yapmak istedi.Kabul ettim.Söyleşimizi sizlere sunuyorum.....İşadamı İshak Alaton Radikal'den Ezgi Başaran'a konuştu. Ermeni iddiaları üzerine geçen söyleşide Alaton bugüne kadar hiç bilinmeyen Erkek kardeşinin de öyküsünü anlattı.İshak Alaton, Türkiye'nin hem belli başlı işadamlarından hem de kurduğu TESEV ve Açık Toplum Vakfı gibi düşünce kuruluşları nedeniyle en kıymetli aydınlarından. Geçen hafta Eyüp Can'ın Radikal'deki 'Bizim asimilasyon politikalarımız ne olacak' başlıklı yazısından sonra TESEV'e bir mektup yazdı. "Ermeni sorunuyla yüzleşelim, artık ben nefes alamıyorum" diyordu.Ertesi gün de Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nda anti-semitizm konu

3623 defa okundu.

yazının tamamı...
TÜSİAD Türkiye'ye 13 yıl kaybettirdi
TÜSİAD Türkiye'ye 13 yıl kaybettirdi..Sayın Songül Hatısoru benimle Milliyet gazetesi için bir söyleşi yaptı.Sizlerle paylaşmak istedim.....Alaton: TÜSİAD Türkiye'ye 13 yıl kaybettirdiİshak Alaton, 1990'lı yıllarda Bülent Tanör'ün hazırladığı 'Demokratikleşme perspektifleri' adlı rapora sadece Cüneyt Zapsu ve İbrahim Betil'in destek verdiğini söylüyor. "Ağır toplar, raporu yerden yere vurdular" diyen Alaton'a göre, bu tavır Türkiye'ye demokratikleşme yolunda 13 yıl kaybettirdiİş dünyasının duayenlerinden, Alarko Holding Yönetim Kurulu Başkanı İshak Alaton ve kızı Leyla Alaton'un kapısını gündemdeki konuları konuşmak için çalmıştım. Ancak İshak Bey, beni ve hemen yan odadaki kızı Leyla Alaton'u elinde lolipoplarla karşılayınca röportajımız eksen kaymasına uğradı! Leyla Alaton, geçtiğimiz ha

13985 defa okundu.

yazının tamamı...
Kızım LEYLA ALATON ile Evlilk Sözleşmesi Yaptım
Kızım LEYLA ALATON ile Evlilk Sözleşmesi Yaptımizlemek için tıklayın ...Kızım LEYLA ALATON ile Evlilk Sözleşmesi YaptımDeşifresiLEYLA ALATON: Hatırlarmısın, galiba 17 yaşındaydım dedin  ki "Gel seninle anlaşma yapalım."Bu benim erken evlenmememe bağlı bir anlaşmaydı. Nedense erken evlenmemdenmi  korktun veya etraftaki erken evlenmeleremi, endişelendin . Böyle bir anlaşma yapmana neden neydi ve nasıl bir anlaşmaydı? Hatırlıyor musun?İA: Çok iyi hatırlıyorum. Sen 16-17 yaşlarına gelirken dedim ki "Önce bu kızın dünyayı tanıması lazım. Dünyayı tanırkende, dünyayı tanımanın keyfinide yaşaması lazım. Bu keyfi yaşayabilmesi için de evlenme öncesi bunu yapması lazım. Çünkü evlendikten sonra kocasının baskısı altında kalacak ve kimbilir birçok işi yapamayacak. Onun için ne yapmak lazım? Bu kızı er

6515 defa okundu.

yazının tamamı...
Mutluluk Nedir? Oğlum Vedat Alaton Sordu
Mutluluk Nedir? Oğlum Vedat Alaton SorduMutluluk Nedir? Oğlum Vedat Alaton SorduDeşifresiVEDAT ALATON: Sevgili babacığım, sizce mutluluğun tarifi nedir? Mutluluk ne ifade eder size?İA: Mutluluk, anlardır. Devamlı bir mutluluk yok hayatta mümkün değil. Ama mutlu anlar var ve o anları yakalayabilmek bütün mesele. Eğer onları yakalayabiliyorsan, geriye baktığın zaman "Benim birçok mutlu anım oldu" diyebiliyorsan ne mutlu sana. Mutluluk işte bu...izlemek için tıklayın ...İshak, Leyla, Vedat ALATON...

7348 defa okundu.

yazının tamamı...
PARA KAZANMAYA EMEK VERDİĞİNİZ KADAR KÜLTÜR EDİNMEYE DE EMEK VERİN?
PARA KAZANMAYA EMEK VERDİĞİNİZ KADAR KÜLTÜR EDİNMEYE DE EMEK VERİN?..İster genç olsun, ister yaşlı, yaşınızla barışık değilseniz ihtiyarsınız demektir.Çok genç ölen yaşlılar olduğu gibi, ihtiyar doğanlar da vardır.Yaşlılar ölüme daha yakın derler. Ama ölüm nüfus kağıdını sormuyor.Şimdiki tutkulu projem bir ceviz ormanı yetiştirmektir. Fidanları dikmeye başladım bile. Ceviz fidanı 8 yıl sonra ağaç olup, ceviz  verirmiş.Şimdi 76 yaşındayım, yani 84 yaşımda ceviz kıracağım.Bu kez kendi cevizlerimi? 

5898 defa okundu.

yazının tamamı...
Sermaye İle Emek Yan Yana Olur
Sermaye İle Emek Yan Yana OlurŞirket gazetemize "Emek sermaye yan yana" diye bir yazı yazmıştım. Profesör olan hukukçu bir arkadaşım aradı ve bana "Sermaye ile emek yan yana gelmez, sen rüyadasın" dedi."Neden?" dedim. "Çünkü, Marksist kitap öyle yazıyor. Sermaye ve emeğin her zaman kavga etmesi lazım" dedi. Aynı kitabı ben de okudum, öyle bir şey yazmıyor... Ben ve Üzeyir başlangıçta işçilerimiz yadırgasa da onlarla birlikte yemek yerdik. Günlerden bir gün MlT'ten ve emniyetten iki adam geldi. "Siz komünistmişsiniz" dediler. Nazım Hikmet yeni kaçmış. İsveç'ten getirdiğim fikirleri yayıyormuşum. "Hem işadamı, hem kapitalist, hem okumuş, hem komünist" diye raporlarını hazırlayıp gittiler. Sonradan anlaşıldı ki, şirketin işçi sendikası başkanı bizi ihbar etmiş. Demek ki biz işçilerimizle o ka

5114 defa okundu.

yazının tamamı...
Bize Akıllı, Mucize Yaratacak Demokratlar Lazım
Bize Akıllı, Mucize Yaratacak Demokratlar LazımBeni lsveç'te kaynak işçiliği yaptığım 1951-1954 yılları yaratmıştır. O üç sene benim hayatimdaki en büyük eğitim oldu. İşçi olmamın yanında oradaki politik gelişmeleri de yakından izledim. Sosyal demokrat partinin gençlik kollarında çalıştım. İsveç, 1920'lerde nüfusunun yüzde 25'ini göçmen olarak Amerika'ya yollayan, yiyecek patatesi bile olmayan fakir bir ülkeydi. O fakir ülke 30 yıl içinde, 50, 60, 70'li yıllarda akıllı sosyal demokrat yönetim sayesinde dünyanın gelir bakımından bir numaralı ülkesi oldu. 50'lerdeki heyecanı orada ben de yaşadım. Sosyal demokratlar iş dünyası ile öyle bir denge kurdu ki, devlet bazı şirketleri özellikle teşvik etti marka olmaları için. Bizdeki gibi büyük sermayeye düşman olarak yol alınmadı yani... İsveç büy

4326 defa okundu.

yazının tamamı...
Zonguldak İçimde Bir Yaradır
Zonguldak İçimde Bir YaradırHer yıl 500 milyon dolar batıyor Zonguldak'ta. Çünkü 550 milyon dolar harcanıyor; 50 milyon dolara satılamayan, yarısı toprak, kötü kalite bir kömür üretiliyor. Üretir gibi yapiyorlar. Yıllar once Zonguldak'a sendikanın davetlisi olarak gittim. Bunlan anlattım. Önce yuhalandım, sonra dinlediler. Böyle ölmek çok acı. İçimde yaradır bu konu..."Sizi yeraltından yer yer üstüne çıkartalım" dedim. Bunun hikayesi uzun. 20 bin kişi Zonguldak'ta çalışıyor ve 120 milyon dolar para geçiyor ellerine. "Tamam, her ay sonu çekle paralarını evlerine gönderelim ama bu insanları bu çileden kurtaralım, alternatif iş alanlan yaratalım" dedim, "Türk işçisi çalışmadan para almayı kendine yakıştıramaz" dediler. Bugün hala aynı şartlar devam ediyor ve ben gerisinde başka niyetler arıyo

4163 defa okundu.

yazının tamamı...
Yatırım Heyecanını Diri Tutalım
Yatırım Heyecanını Diri TutalımBiz şirket olarak nakit bulundurmayı tercih ediyoruz. Yatırım ortamının gelişmesini bekliyoruz. Özelleştirme ve enerji anlamında bir önceki hükümetlerin yanlışları düzeltilmeye çalışılıyor. Bu nedenle yeni politikaların açıklanmasında geç kalınıyor. Çok uzağa havuç sallanıyor. Türkiye çok pahalı olan nükleer enerji üretimini Ruslar ile başlatma kararı aldı. Ama tartışılması gereken kamu santralleri var, mevcut santraller var. Bence Zonguldak kapatılıp orası metan gazı havzası (doğalgaz) haline getirilebilir. Hükümetin enerji politikalarını tarif etmesini bekliyoruz. Bakanlık hedefleri net belirlemeli ve açıklamalı. Yatırım heyecanı duyan insanlar bu şekilde önlerini görebilirler. Bugünkü hükümetin bu yatırım heyecanını kullanmamasi, önemsememesi çok acayip. .

3824 defa okundu.

yazının tamamı...
Irkçılık Kabul Edilemez Bir Olgu
Irkçılık Kabul Edilemez Bir OlguO kadar liberal bir ülkede, demokrasinin en uçlarını yaşayan Hollanda'da aşırı sağcı güçlerin ön plana çıkması endişe verici. Belçika'da yüzde 18'lik oy oranına sahip Vlaams Block Partisi'nin kapatılma kararı çıktı. Manifestolarında beyaz olmayan bütün Belçikalılar'ın ülke dışına çıkarılmasını savunuyorlardı. Kopenhag Kriterleri ırkçılığın kabul edilemez bir olgu olduğunu yazıyor ve buna dayanılarak bugün bu parti kapatılıyor. Yeni bir isimle yeniden kuracaklarını söylüyorlar...Hollanda'daki aşırı demokrasinin getirdiği problem, Belçika'da da sorun çıkartacağa benziyor. Bu ve benzeri gelişmeler şansımızı zorluyor. Türkiye aslında şanslı. Aşırıya gitmemek gerektiğini görüyor ve anlıyoruz. Her şey sarkaçtır.   Türkiye gözlemlerinden ilham almalı

3516 defa okundu.

yazının tamamı...
Şiddet İçermeyen Tüm Fikirlere Açık Olalım
Şiddet İçermeyen Tüm Fikirlere Açık OlalımGeçtiğimiz günlerde bir insan hakları raporu yırtıldı. Yırtan adamlar "Yine yırtarız" dediler. İşte bunlar Türkiye için iyi şeyler değil. Türkiye'de artık demokrasinin kurallarının geçerli olması ve herkesin aklından geçeni, şiddeti davet etmediği müddetçe saf ve hudutsuz bir özgürlük içinde ifade edebilmesi lazım. Bu son olayda da gördük ki, Türkiye bu noktaya gelemedi. Gönül isterdi ki, kendi insiyatifimizle bazı adımlar atalım... Ama Avrupa'nın kol bükmesiyle mesafe alıyoruz. Metazori yani... Rumca bir kelimedir metazori ve güzel bir kelimedir, "zoraki" anlamında. Doğrusu bunu içime sindiremiyorum. Keşke Türkiye 40-50 sene önce bunu yapabilseydi. Atatürk'ün isteği de buydu. Türkiye düşünsel özgürlük ortamını 30-40 yıl önce yakalayabilseydi Güney

3657 defa okundu.

yazının tamamı...
ISHAK ALATON Hayatım TRT'de
ISHAK ALATON Hayatım TRT'deizlemek için tıklayın    ...İshak Alaton...İSHAK ALATON Hayatım TRT'deDeşifresi   TRT HABER: Sevgili seyirciler bugün lüzumsuz olmak isteyen bir konuğum var, İshak Alaton. Bakalım bize lüzumsuzluk üzerine neler anlacak?TRT HABER: İshak Bey nasılsınız?İA: Çok iyiyiz, sizi görünce daha iyi oluyoruz.TRT HABER: Sizi ne kadar geriye götüreyim?İA: Başlangıca doğru gidebiliriz.TRT HABER: O zaman 1927'ye gidelim mi?İA:  1927 benim doğum günüm. Doğum yılım.TRT HABER: Anneniz, baanız?İA: Ankaralı, her ikiside. Ankara'nın eskilerinden 1800'lü yılların başından beri Ankara'da olduğumuzu buldum. TRT HABER: İstanbul'a neden gelmişler?İA: 1923 de Cumhuriyet ilan edilince  babam 21 yaşındaydı, yeni evlenmişti. Çok erken evleniliyordu o zamanlar ve dediki İstanbul'a yerleşelim. İ

13432 defa okundu.

yazının tamamı...
Kızım erken evlenmesin diye para ödedim, böylece iyi eğitim gördü
Kızım erken evlenmesin diye para ödedim, böylece iyi eğitim gördüHürriyet gazetesinde yayınlanan bir haberimi sizlerle paylaşıyorum......Türkiye'nin önde gelen işadamlarından Alarko Holding'in ortağı İshak Alaton, kızı Leyla Alaton'un iyi bir eğitim alabilmesi için bir 'evlenmeme' anlaşması yaptıklarını söyledi.İshak Alaton, Leyla Alaton 17 yaşına geldiğinde yaptıkları anlaşmayı, "Anlaşmaya göre Leyla'ya evlenmediği her sene için yüksek miktarda para ödeyecek, her sene bu parayı ikiye katlayarak artacaktım" sözleriyle dile getirdi. 25 yaşına gelene dek bu teklifinin geçerli olduğunu vurgulayan İshak Alaton, kızının eğitimini en güzel şekilde tamamlayabilmesi için böyle bir teklifte bulunduğunu ifade etti.Çocukları sorduTRT Haber'de yayınlanacak olan "Gündem'e Özel" programına konuk olan İs

5569 defa okundu.

yazının tamamı...
Para Nasıl Kazanılır?
Para Nasıl Kazanılır?İshak Alaton..Bana üniversitelerde hep sorarlar, Para Nasıl Kazanılır? diye.Gençlere para konuda söylediğim sözleri, Sayın Ahmet Yıldırım müzikli bir slide gösterisi yapmış. Paylaşıyorum ...         959KB

6960 defa okundu.

yazının tamamı...
DEMOKRASİ AŞIĞI
DEMOKRASİ AŞIĞI İshak Alaton ..Platin dergisinde yayınlanan bir söyleşimi sizlerle paylaşıyorum...DEMOKRASİ AŞIĞI TÜRK SANAYİİNİN GELİŞİMİNE TANIKLIK ETTİ İSHAK ALATON, NELERLE UĞRAŞMADI Kİ ONLARIN KUŞAĞI? "İŞADAMI SİYASET KONUŞMASIN" DEDİLER, UMURSAMADI. BUGÜN DE O GÜNLERDEKİ GİBİ DÜŞÜNÜYOR, İSHAK ALATON SENECA'NIN SÖZLERİYLE "EĞER TOPLUM İÇİNDE SAYGINLIK ARAYAN BİR ADAM TOPLUMUN YARARINA FİKİR ÜRETİP AÇIKLAMIYORSA; YA TEMBELDİR, YA KORKAKTIR, YA DA BENCİLDİR." DİYOR. O NE TEMBEL, NE KORKAK, NE DE BENCİL? KENDİ İŞLERİNDE DE, İŞ DÜNYASINDA DA DOĞRU BİLDİĞİNİ SÖYLEMEKTEN HİÇ ÇEKİNMEYEN VE HER ZAMAN GÜVENİLEN BİR HAKEM? Derin bakan mavi gözleriyle İshak Alaton tam karşımızdaydı. O gözler yarım asrı aşkın bir süredir neler görmüş, nelere şahit olmuştu? Platin ekibi bu k

5687 defa okundu.

yazının tamamı...
LÜZUMSUZ OLABİLMEK
LÜZUMSUZ OLABİLMEKİzhak Alaton..."Gittikçe önemsizleşiyorum. Tamamen lüzumsuz olmayı, ömrümün taçlanması olarak görüyorum.""Mezarlıklar, vazgeçilmez insanlarla doludur! Vazgeçilmez olmadan aktif hayattan ayrılmak çok huzur vericidir.""Bilgili ve becerikli kadrosu olmayan yöneticinin başarılı olması mümkün değildir."Fransız Lisesinde en sevdiğim derslerden biri felsefe idi. Hayal gücümün sınırlarını zorlayan, her gün yeni pencereler açan bu anlara doyum olmazdı.Felsefeye ilgim, zaman ilerledikçe devamlı büyüdü. Yabancı dillere vukufum geliştikçe, felsefe kitaplarından aldığım keyif yeni boyutler kazandı. İş hayatımda başarılı olabilmek için, insanları anlamanın önemini erken yaşta idrak ettim. Bu yolda bilgimi geliştirmenin, felsefe kitapları okumama bağlı olduğunu anladım. Zaman içinde, fe

7620 defa okundu.

yazının tamamı...
Yap ve Yapmalar İSHAK ALATON
Yap ve Yapmalar İSHAK ALATON..___________________________________________________________KULAĞINIZA KÜPE OLSUN                                                                                        İSHAK ALATONYAP ve YAPMALARGenç Yöneticiler! Aşağıdaki öğütlerim kulağınıza küpe olsun.1.       Aranızda, planlamanın önemini küçümseyecek bul

5070 defa okundu.

yazının tamamı...
Paranın iki kişiliği vardır
Paranın iki kişiliği vardırİshak Alaton  "Paranın iki kişiliği vardır"Üniversitemizde yaptığım söyleşilerde bana en çok para hakkında soru sorulur. Herhalde iş adamı olduğum için. Ben "paranın iki kişiliği vardır" derim. Birincisi; para bir değiş tokuş aracıdır. Para verip yiyecek, giyecek, evbark, hatta sağlık satın alabilirsiniz. İkincisi ile gelecek korkusunu yenersiniz."Yaşlılığımda çaresiz, muhtaç, perişan kalmam çünkü kötü günler için paramı bir kenara ayırdım" dersiniz.Zevk almak, keyif duymak ancak kültür ile mümkündür.Resimden zevk almak için sergiler bedava, müzik, kaset ve diskler üç otuz para.Ayrıca konserler pahalı değil.Tiyatrolar hamburger fiyatına.Aşk ve sevgi zaten bedelsizdir.Güneşin batışından, denizin hışırtısından ya da bir santraç oyunundan zevk alabiliyorsa

8438 defa okundu.

yazının tamamı...

 

Bölümler 


İshak Alaton Gözüyle

Kimdir

Başarıları

Linkler

Kendi Sesiyle

Fotograf Albüm

Kitap Tavsiyeleri

TV

Tüm Yazıları

İshak Alaton Odası


Lider Arama
    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org