|
Tüm Yazıları
ShareThis
|
BİR NEFESTE STOCKHOLM
05.06.2015 |
|
Okunma Sayısı : |
4223 |
|
|
Oy Sayısı : |
1 |
|
|
Değerlendirme : |
5 |
|
|
Popülarite : |
0 |
|
|
Verdiğiniz Puan : |
|
|
|
|
|
|
BİR NEFESTE STOCKHOLM Aydın Boysan
Stockholm'e varınca birinci soğukluk havayla başladı.
Yaz günü yenilir yutulur gibi olmayan rutubetli bir soğuk ciğere işliyor. Yapışkan yağmur cabası…
İkinci soğukluk havaalanında para bozdurduğum bankanın halt etmesinden…
Kur kazığından kazandığıyla doymayan banka, ayrıca resmen 30 İsveç kronu komisyon aldı.
Yüzde 4,11 ediyor.
Soymanın kibarcası bu!..
Dünyanın en zengin ülkelerinden İsveç'in nüfusu 8,5 milyon büyüklüğü 450 bin km2.
Başkent Stockholm ülkenin aynı zamanda ekonomik ve kültürel merkezi.
Stockholm'de 700 bin kişi yaşıyor ama , bir o kadar da hayatı ona bağlı yakın uydu kentlerde yaşamakta…
Stockholm birbirine 40 köprüyle bağlı 14 ada üzerine kurulu. Selma Lagerlöf'ün tanımlamasıyla "suda yüzen şehir"
Stockholm merkez ve çevresinde karalara denizler göller ve kanallar o denli birbirine karışmış ki, kim nereden gitse içinden çıkamaz.
Suların üstünde üçüncü boyutta yükselen doğa güzelliklerini olgun ve seviyeli mimarlık eserleri ve yerleşimleri tamamlıyor.
Stockholm ölçülü büyüklükte ve karmakarışık göründüğü halde, mükemmel bütünleşmiş güzel ve renkli bir şehir olarak insana zevk veriyor.
Yokuşların , merdivenlerin, küçük boyuttaki mimari hacim ve çevrelerin tadı da cabası…
Sergels Torg denen meydanda şehrin yüreği atıyor, iş canlılığının yanında, politik olan olmayan her türlü gösterinin de merkezi burası…
Koca bir fıskiyeli havuz ile cam bir kule Sergels Torg'u görsel olarak simgeleştiriyor.
Stockholm'de her cins politik gösteri yanında serseliğin bazı türleri de özgürlükten yararlanıyor.
Bunlar arasında Hare Krishna boşta gezerleri var.
Güya barış havarileri rolündeler.
Dümbelek ve düdük çalarak bezdirici bir şarkıyı 8-10 kişi bıkmadan usanmadan haykırıyor.
Anlaşılan bu müzik bir İsveçlinin canına yetmiş. ..
Bağırarak gelip bunların mikrofonuna bir futbolcu tekmesi yapıştırdı.
"Kafa bu be!" gibisinden bir şeyler söyledi.
Ayağa katklılar ama saldırmadılar. Barışçı kişiler çünkü…
Drottninggatan denen uzun caddeyi yayalara ayırmışlar, çok iyi olmuş.
Benzeri uygulamaların çok dünya şehrinde olağanüstü başarılı olduğu görülüyor.
Taşıtların hançer gibi saplanmadığı caddelerde yaşanan mekan insanlar için bütünleşiyor.
Kullanma rahatı ve huzuru artıyor.
Gezgin satıcılar dahil, her şey daha bir renkleniyor, canlanıyor.
Zaten bir şehirde sallana sallana kilometrelerce yürünmezse , sağ sola sindiresiye bakılmazsa, insanlar dolasıya seyredilmezse, aralarına karışılmazsa, yılışmaya korkutulursa , utanmadan ve bıkmadan sormaya keyif ve zaman yoksa eğer, o şehir ve çevre tanınamıyoooor.
Bir ülkenin dili bilinmezse, anlaşma nasıl olur diye de çekinmemeli!
Denedim: İsveç'te Türkçe soruyorum, anlıyorlar.
Karşımdaki İsveççe söyleyince de ben anlıyorum.
Sonra: "Hadi eyvallah," diyorum. O da anlamadığım bir şey söylüyor, anlaşıyoruz.
İsveç'te balık ve deniz mahsulleri hazinesi zenginliğin de ötesinde…
Eskiden füme yapılan , kurutulan balıklar şimdi derin dondurularak saklandığı için daha bol…
Ringa, somon, yılanbalığı, alabalık çeşitlerini tadan obur çatalını ısırır.
Smörgasbord denen açık büfede belki 100 çeşit lezzet lokması bulunur.
Ulusal içkiler patates veya buğdaydan yapılma Akvavit'tir.
Buz konmaz, çok soğutulmuş içilir. Lezzetine varılamayan zıkkım bir şeydir.
Dünyanın kuzeyinde, kutup bölgelerine yakın, kar ve buzun kol gezdiği ne kadar ülke varsa, hepsinde dondurma yemeye bayılıyorlar.
"Bre sizin dondurma neyiniz? Tarhana çorbasından ne haber?" diye söyleniyorum.
Genç kızlar gökkuşağı kadar renkli giyiniyorlar.
Görülüyor ki, renkleri bağdaştırmak için hiç çabaları yok…
Yok yok ama, bu güzellik olunca o renkler de kendiliğinden uyuşuveriyor…
Hiçbir renk zıtlaşması görülmüyor.
Ben Stockholm'de esmer veya kumral genç kıza rastlamadım. Hepsi sarışın…
Her koyuluk derecesinde…
Hele öyle açık renk sarışınlar var ki civ civ gibi…
Güneşe çıksalar gölgeleri düşmez.
Esmerlerin bulunmadığı bir dünyada sarışınların gürültüye gitmesi doğal sonuçtur.
Şaşıyorlar: Bu kadar sarışın bomba varken İsveç kralı niye gidip esmer bir Alman kızla evlendi diye…
Ben de majestelerini niye anlamadıklarına şaşıyorum.
Düşünelim:
Bir kere adamcağız doğar doğmaz sarayda yüzlerce binlerce sarışın arasında kalmış, ondan sonra da olgun yaşa gelinceye kadar başka renkte hanım görmemiş.
Bu denli sarışın enflasyonunun verdiği kanıksamayla, ilk rastladığı esmer hanımla evlenmesi doğal değil midir?
Stockholm'de taksilerin bu kadar pahalı oluşu anlaşılan kimsenin yüzünü kızartmıyor.
Kızartsa çare ararlar.
Restoran erkek personelinin buradan daha suratsız olduğu başka bir şehir de tanımadım.
Vicdansızlar önce vestiyer parası ödetip arkadan yer yok diyorlar.
Ama bütün kötülükleri unutturanlar hanım personelin yönettiği ve çalıştığı yerler. ..
Onlar bir çare buluyorlar. Bekletmeleri bile zevk veriyor. Hele bazıları resim gibi…
Seyrediliyor.
Bu "resim"lerden biri bana nereden geldiğimi sordu.
"İstanbul'dan," dedim.
"Ooo, sizin kim bilir ne güzel havanız vardır, "dedi.
Önerdim:
"Toplayın arkadaşlarınızı, sizin restoranı İstanbul'a taşıyın," dedim.
Razı olmadı:
"Havamız kötüdür ama, bizim de çok güzel şeylerimiz vardır," dedi.
Kızı yukarıdan aşağı şöyle sindirerek bir süzdüm:
"Haklısınız!"
Sizin de çok güzel şeyleriniz var," dedim.
Bastı kahkahayı…
Olanı arkadaşlarına da anlattı.
E, sonra da bana çok iyi baktılar.
Restoranın helasına bakan genç kızlar için "çiçek gibi" desem az olur. Bunlar belki masrafını çalışarak çıkaran öğrenci kızlar…
Kendi kendime:
"Bir bunlara bak, bir de bizim Bebek'tekine bak!" diye kızıyorum.
Sonra da : "Olmaz," diyorum. Bunlar
Bebek'te bu işi yapsa, kadehini alan helaya sohbete gider….
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Tüm yazıları |
ShareThis
|
|
|
|
|
|
Türk Liderler:
Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem
|
|
|