Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Ahmet Kilicaslan Aytar Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
KARŞINIZDA ALMANYA
25.08.2014
Ahmet Kilicaslan Aytar
Okunma Sayısı : 34295
Oy Sayısı : 1879
Değerlendirme : 5
Popülarite : 16,37
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

Genel durgunluğun ortasında gerilim yaşayan ABD ve gelişmiş ülkeler yeni ekonomi-politiklerini, kişi başına milli geliri belli seviyeye ulaşan gelişmekte olan ülkelerin, teknolojik olarak gelişmemiş üretim biçimine bağlı kalmaları ve yurtiçi aktivitelerinin eksikleri gibi kendi iç sorunları nedeniyle gelişmiş ülke kategorisine ulaşmalarının olanaksızlığı üzerinden inşa ediyor.
Yalnızca, küresel büyümenin en önemli motoru ve dünyanın ikinci ekonomisi olan orta gelir düzeyli Çin'in gelecek 15 yılda ortalama 5-6 oranında büyümesi halinde kişi başına gelirinin 20 bin dolar gibi yüksek bir düzeye çıkabileceği ve gelişmiş ülke olacağı kabul ediliyor.

*
O yüzden Batı ekonomi-politiği;Ukrayna'nın Baltık'tan Karadeniz'e, Hazar'a ve Ortadoğu'ya kadar olan bölgedeki rolü üzerinden Rusya'nın kendileriyle güç dengesini belirlemeye yönelik girişimlerini reddediyor.
ABD ve AB; Avrasya'da değişmeye zorlanan mekanizmaya meydan okumak üzere Rusya'ya ardarda ekonomik,siyasi ve askeri yaptırım paketleri açıyor.

*
Ne ki, Rusya'ya ekonomik,siyasi ve askeri yaptırımlar uygulamanın maliyeti bir çok AB ülkesine ağır geliyor.
Almanya, Fransa, İtalya, Avusturya, Lüksemburg, Bulgaristan, Yunanistan, Güney Kıbrıs ve Slovakya Rusya'ya yaptırımların artmasını kendi çıkarları için tehlikeli görüyor.
Mesela, Almanya; Rusya ile olan ekonomik ilişkileri doğrultusunda yaptırımların ağırlaştırılmasına muhalefet etmesine rağmen,
Bir yandan Batı Medeniyeti hegemonyası için Rusya'ya yaptırımlar uygulamaktan geri kalmıyor, öte yandan artan maliyetlerini başka kaynaklardan türlü usullerle karşılamaya çalışıyor.

*
İşte,Almanya Başbakanı Angela Merkel,Ukrayna'ya resmi bir ziyaret gerçekleştirmektedir.
Kırım'ın Ukrayna'dan, ülkenin toprak bütünlüğünü ihlal ederek ayrıldığını belirterek,"Tüm bunlar Avrupa'da toprak bütünlüğünün ihlaliyle gerçekleşti ve eğer böyle bir prensibi kabul edersek böyle bir şey tüm Avrupa'da gerçekleşebilir. Böyle bir durumda söz konusu olacak olan yalnızca Kırım ve Ukrayna değil. Böyle bir durumda her Avrupa ülkesinin bazı toprakları, bazı bölgeleri tartışılır hale gelir. Bu ise Avrupa'nın barışçıl yaşamını ihlal eder"diyor.
Rusya'ya yaptırımlar uygulanması konusunda Alman kararlılığını gösteriyor.

*
Ya da Başbakan A.Merkel, Rusya'ya uygulanan yaptırımların maliyetinin kurtarılmasını teminen,
Geçen ay Çin'e yaptığı ziyarette iki ülke arasında,üst düzey bir finans merkezinin kurulmasının ötesinde,sürdürülebilir kalkınma, çevre koruma ve inovasyon gibi alanlarda işbirliğini geliştiren bir dizi dev anlaşmalar yapmıştır.
Alman şirketlerinin Çin'e 100 adet helikopter satışını,otomobil üretim üslerinin açılmasını, havayolu şirketleri arasında işbirliği sağlanmıştır.

*

Ya da ABD;Almanya'nın da yararlanması öngörüsüyle nükleer programı nedeniyle yıllardır yaptırımlara tabi tuttuğu İran'a,mevcut şartlar doğrultusunda yeni bir fırsat yaratmış bulunuyor.
ABD; İran ile 5+1 grubu arasında 24 Kasım'a uzatılan müzakerelerde nükleer silahın geliştirilmesini sonlandıracak kesin anlaşmanın sağlanacağı umudunda, ya da bu süreyi çıkarları doğrultusunda değerlendirmekten yanadır;
İran'ın Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu gözetiminde, 5+1 grubuna, nükleer programını barışcıl amaçlar taşıdığını ispat edecek bir mekanizma için yürüttüğünü ikna etmesi halinde sürdürüleceği teminatıyla,
İran'dan petrokimya sanayii mamulleri alımını, başka sanayii mamülleri ve yedek parçanın sevkedilmesi yasaklarını "geçici olarak" kaldırmıştır.

*
Hem ABD; İran'ı yaptırımsız statünün üstünlüklerine inandırmayı, nükleer programı konulu görüşmelerde uyuşmalara razı ettirme süreci başlatmış,
Hem yaptırımların kaldırılmasıyla birlikte İran pazarı; ABD, Almanya,diğer AB ülkeleri, Çin, Japonya ve Güney Kore şirketlerine açılmış,
Hem de, İran'ın Rusya'yi piyasalarından çekilmeye zorlaması, İran'ın petrol piyasalarına yeniden girişiyle birlikte Rusya'ya uygulanan yaptırımların sağlamlaştırılması fırsatı oluşmuştur.

*
Elbette,İran'ın bu politikaya çekilmesinin karşılığı olarak, Irak-Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütünün Irak'ın idari yapısının değiştirme faaliyetine son vermesi,
Ama Irak'ta yeni kurulacak hükümette, Sünnilerin belli bir dengede tutulması gözetilecektir.
Nitekim, IŞİD'e karşı, 9 Ağustos'tan beri ABD'nin hava operasyonları,14 Ağustos'tan beri Sincar bölgesine indirilen İngiliz SAS komandoları operasyonlar sürdürüyor...

*
Geçici kaydıyla İran'a uygulanan yaptırımlar kaldırılırken, aksi durumla ilgili önlemler de alınıyor.
İran'dan beklenenlerin gerçekleşmemesi hali için ABD Kürtlere İŞID'le mücadelede kullanmak üzere silahlandırıyor.
Sürecin beklendiği gibi işlemesi halinde;Irak-Suriye hükümetlerinde Sünni/Şii/Kürt dengesinde ülkelerin hidrokarbon kaynaklarının, Doğu Akdeniz'den dünya ekonomisinin motoru durumunda olan ve Ortadoğu petrollerine ilgisi hiç azalmayan Çin'e ,AB, İsrail'e akıtılması mı öngörülüyor?
Neden, Alman Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier, ABD,İsrail ve Türkiye'nin Kuzey Irak'ta bağımsız bir Kürt devleti kurulması teşvikine rağmen, Kuzey Irak'ta bağımsız bir devlet oluşumuna karşı olduklarını belirtiyor?
Bu durumda, Yeni Türkiye'nin Osmanlı'nın egemen olduğu İslam toplumlarındaki siyasal kültürü, kurumları ve kültürel kodları yerleştirmesinin siyaseti ya da İslamcılık tasfiye mi ediliyor?

*
Bu sırada Der Spiegel dergisinde, Alman Dış İstihbarat Teşkilatı'nın Türkiye'nin üst düzey yetkililerinin telefon görüşmelerini dinlediğine ilişkin haberi yayınlanıyor.
Almanya'nın Türkiye'nin devlet kurum ve kuruluşlarının 1976'daki sağ-sol çatışmaları ve iç savaşı andıran durum dolayısıyla, sonra A.Merkel liderliğinde şimdiki hükümet tarafından 38 yıldır izlendiği açıklanıyor!

*
Bu durum Almanya'nın; ABD'nin özellikle 12 Eylül 1980'den itibaren Türkiye'yi, nasıl yoğun olarak ekonomik, siyasal, ahlakî, kültürel ve sosyal alanda çürütme sürecine soktuğunu,
Ulusal değerlerin nasıl ayaklar altına alındığını, nasıl çarpık bir ekonomik yapı ardından toplumsal dokunun tahrip edildiğini,
Nihayet, yıllar içinde oluşturulan insan sermayesi ve kişiler arasındaki sosyal sermaye yatırımından AKP'nin nasıl iktidar edildiğini,
AKP'li islamcı kadro hareketinin nasıl devletin elit kadrolarını tüm yapılardan sildiğini,
Ardından Cumhuriyetin antiemperyalist, bağımsızlıkçı,çağdaş karakterinden yükselen ulus devlet yerine,
Başbakan Erdoğan'a bağlı Milli İstihbarat Teşkilatı merkezinde; nasıl Türkiye'nin demokratikleşmesini yöneten ABD/CIA, Kürtlerin demokratikleşmesini yöneten İsrail/MOSSAD, askeri yöneten NATO unsurlarının emrinde bir parti devleti kurulduğunu,
Parti devletin Osmanlı'nın egemen olduğu İslam toplumlarındaki siyasal kültürün kurumları ve kültürel kodlarının siyasetini, tüm belgeleriyle bildiğini gösteriyor.

*
Bu suretle Almanya; ABD'nin uluslararası sistemde Türkiye'nin gelecek tasavvurunun Osmanlı'nın medeniyet havzası Balkanlar,Kafkasya,Orta Doğu,Kuzey Afrika,Batı Asya bölgesi çerçevesi ve tarihi organik bağlarının yüklediği sorumluluğun belirlenmesinde,
Kürt Sorunu çözümünde,
Siyasi İslam'la Başbakan Erdoğan'ın ve ona bağlı milyonlarca insanın Avrupa'da ve adı geçen o havzadaki aktivitelerinin kontrolünde ve denetiminde,
Velhasıl Türkiye'nin aldığı nefese en az ABD-İsrail ve NATO kadar hakîm olduğunu ilan ediyor.

*
Sonuç kendini göstermeye başlıyor.
Rusya kendine ardarda ekonomik,siyasi ve askeri yaptırım paketleri açan ABD,Kanada,Avusturya ve Norveç'e misilleme olarak bir yıl sürecek ve AB'ye maliyeti 9 milyar doları bulacak gıda ithalatı ambargosu uygulamaktadır.
AB karşılıklı ambargolar sırasında kendi üreticilerinin zararlarını karşılamak üzere fonlarken, Almanya'nın ivmesiyle birliğe aday ülke Türkiye'den, Rusya ile tarımsal ürünler ticaretini yüksetmemesini isteniyor...

*
Yakın bir zaman önce Atatürk, "Bağımsızlıktan yoksun bir ulus, uygar insanlık karşısında uşak olmaktan kurtulamaz" demiş ve eklemişti; "Dolayısıyla ya İstiklâl ya Ölüm."

25.8.2014

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org