Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Ahmet Kilicaslan Aytar Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
ÇATIŞMA ALANINA DÖNÜŞMEK
07.01.2015
Ahmet Kilicaslan Aytar
Okunma Sayısı : 35626
Oy Sayısı : 773
Değerlendirme : 5
Popülarite : 14,44
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

AKP hükümeti " İŞİD mi,rejim mi" ikilemine indirgediği Suriye konusunda her iki unsurun varlığının da ulusal güvenlik tehditi olarak belirliyor.
IŞİD ile mücadele stratejisini; birincisi, bu sorunun gerçek nedeninin Esad rejiminin politikaları ve uluslararası toplumun Suriye konusundaki tereddütlerinin sonucu olduğu, esas mücadelenin örgütü doğuran nedenlerle olması gerekliliğinden başlatıyor.
İkincisi, sadece hava saldırıları ile sonuç almanın mümkün olmadığını,Esad rejimi ile mücadelede "güvenli bölge, uçuşa yasak bölge, eğit-donat " başlıklarını içeren üç aşamalı bir plana ihtiyaç olduğunu öneriyor.

*
Bu yüzden Türkiye'nin ulusal güvenliği ve çıkarlarını ilgilendiren Suriye sorununun dışında kalmamayı, başarısı konusunda şüphe duyduğu bir plana dahil olmamayı istiyor.
İŞİD'le mücadele koalisyonunun lideri ABD ise Türkiye'siz IŞİD'i yokedemiyor ama Türkiye'nin güvenlik kaygılarını dikkate alan bir stratejiyi de ortaya koyamıyor...

*
Karşılıklı kaygılar nedeniyle pozisyonların nasıl ve hangi noktada örtüşebileceğine ilişkin yoğun diplomasi trafiği yürütülüyor.
Hangi noktada buluşulacağı belli değildir ama Suriye konusunun gerçek tarafları ABD ve Rusya'nın karşılıklı yeni tavırlar geliştirdiği de gözleniyor...

*
Mart'ta başlayacak olan ve 3 yılda 15 bin Suriye muhalifi kişinin eğitilmesinin hedeflendiği "eğit-donat" programına ilişkin mutabakat muhtırası imzaya hazırdır.
Metin de Türkiye'nin önemsediği iki nokta; eğitilecek muhalefetin seçimi ve hedefin kim olduğu konularında prensipte anlaşma sağlanmıştır.
Buna göre Türkiye ve ABD, Mart'a kadar kimlerin eğitileceğine ilişkin kararların verilmesi için ortak bir seçim komitesi oluşturuyor.
Metin de hedefin kim olduğu ya da eğitilecek muhaliflerin 'IŞİD'le veya 'rejimle' mi savaşacağına ilişkin herhangi bir ibare bulunmuyor.
Bu muhaliflerin gerektiğinde Esad yönetimiyle ve gerektiğinde IŞİD'le mücadele edebilecekleri gibi bir anlama geleceği gibi bu konunun belirsizliğe kalması da dikkat çekiyor.

*
Dört yıldır Suriye'de devam eden iç savaşta çözüme yönelik ortaya atılan türlü öneri ve girişimlerin sonuç vermeyişini de görmek gerekiyor.
Cenevre I ve II Barış Konferansı, Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu'nun tek hedefi olan rejimi değiştirme ısrarıyla sonuçsuz kapanmıştır.
Suriye rejimi anayasal, kanuni ve meşru sorumluluk olarak güvenliğin tesis edilmesinden birinci derecede sorumlu olduğundan hareketle,Suriye'nin bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü için BM garantisinde savaşan silahlı güçlere her türlü desteği veren devletlerin desteklerini kesmesini, sınırların denetimi için bir mekanizmanın oluşturulmasını istemiş, sonra ulusal bir misak çerçevesinde toplumun tüm bileşenlerinin temsil olacağı genişletilmiş bir hükümetle yeni Suriye'nin siyasi geleceğinin resmedilmesini savunmuştu.

*
Küresel ve bölgesel oyuncuların rejime karşı bir araya getirdikleri Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu'nun savı ise,
Recep Tayyip Erdoğan'ın desteklediği "geçiş yönetimi kurulduğunda Esad ve arkadaşları yönetimde olmamalıdır, muhalefetin temsilini Ulusal Koalisyon yapmalı, seçimi geçiş yönetimi ve uluslararası gözlemcilerce yapmalıdır" öngörüsüydü.

*
Bugün Suriye'de Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu olarak rejimin karşısına çıkartılan, birbirinden çok farklı gruplar ve bireylerden oluşan, o yüzden her bir grubun diğer gruplardan ciddi farklılar gösteren bir takım hak ve iddiaları temsil ettiği güçler, müzakere masalarında zayıf performanslarıyla,
Koalisyona bağlı Özgür Suriye Ordusu ise çatışmalarda gerek hükümet birlikleri gerekse radikal İslamcılara karşı yenilgileriyle biliniyor.

*
Halbuki,Suriye'de Cumhurbaşkanlığı Seçimi'nden çıkan sonuçla, herhangi bir rejim değişikliğinin bu ülkede gerçekleşmesinin mümkün olmadığı ve Esad'ın iktidarını koruma konusunda büyük bir potansiyele sahip olduğu görülmüştür.
Esad oldukça akılcı bir politika izliyor,hem terörle mücadelede başarılar kazanıyor,hem de ABD'nin Suriye planlarını bozuyor.
Kısacası Esad yönetiminin askeri yöntemlerle yok edilmesinin mümkün olmadığı besbellidir.

*
Sonra Filistinle barış kovalayan İsrail'in de Esad'ı göndermek gibi bir planın içinde bulunmadığı ama Suriye'de İsrail'in güvenliğini beklemede tutan El Nusra, İŞİD örgütü gibi aşırı dinci terör gruplarının tasfiyesine destek verdiği gözden kaçmıyor.
Ne garip! Bu İslami cihatçı terör örgütleri de Suriye'de Esad'ın BAAS rejimini Sünni Araplarla dengelemeye,
Irak'ta da Kürtler ve Sünniler'e Şii'leri dengeleyecek bir karşı ağırlık yaratmaya ve yakın gelecekte "Yahudi Devleti'ne " itiraz etmeyecek yeni bir Suriye ve Irak'ın biçimlendirilmesine hizmet ettiği görülüyor.
Yoksa taraflar arasında gizli bir anlaşma mı işliyor?

*
İşte BM Suriye Özel Temsilcisi Stefan De Mistura Suriye, bölgesel ve uluslararası bütün tarafları Cenevre referansı çerçevesinde çalışmaya çağırıyor.
AB Dışişleri Bakanı F.Mogherini, De Mistura'nın planını desteklediklerini ve önerilerini geliştirmek için onunla işbirliğine hazır olduklarını dile getirirken, Suriye'deki krize çözüm bulmak için Rusya-İran'ın rolüne sıcak baktıklarını açıklıyor...

*
Bütün bunlar ne anlama geliyor diye düşünürken, Rusya akan kanı en kısa sürede durdurmak,Suriye halkının acılarını hafifletmek amacıyla hükümet ve bir dizi muhalif grup ve örgütle yakından çalıştıklarını ve Suriyeli taraflar arasında Moskova'da yapılması planlanan görüşmenin Ocak ayının sonlarında gerçekleşeceğine ilişkin açıklamada bulunuyor.
Girişimin başarılı olması için Cenevre toplantıları ve türlü girişimde yok sayılan Suriye'nin kadim partileri ve dinamiklerinin oluşturduğu iç muhalefetin de hazırlanmakta olduğu duyuruluyor.

*
Suriye'de Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu'nun ötesinde Değişim ve Özgürlük Cephesi, Ulusal İlerici Cephe,Suriye'yi Yapılandırma Hareketi,Yerel Koordinasyon Komiteleri,Kürtler ve Bağımsızlar gibi onlarca siyasi parti, cephe, hareket ve şahsın öne çıktığı Suriye iç muhalefetinin tavrını;
Dış siyasi ve askeri müdahaleye karşı durulması: Ülke ve devlet bütünlüğünün korunması: Ülkedeki krizin çözümünde tek söz sahibinin Suriye halkı olduğu esasları belirliyor.
Her biri sistemin yıllardır mağduru olan iç muhalefet kendini hem halka, hem uluslararası kamuoyuna kabul ettirme konusunda sıkıntılıdır.
Şiddetin nasıl durdurulacağı, sistemin yeniden düzenlenmesi, Arap ve Suriye milliyetçiliği ve dış politika, ekonomi gibi unsurların nasıl şekilleneceğinde görüş ayrılığı yaşanıyor.

*
Yine de iç muhalefeti oluşturan gruplar belirlenen esaslar için birarada hareket ve asgari müştereklerde buluşmayı yeterli görüyor.
Ocak sonlarında Moskova'da Rusya'nın projesi olarak düzenlenen toplantı; Suriye Meclisi'nin fesh edilerek uluslararası gözetim altında seçim yapılmasını, yeni Meclis, yeni Anayasa, terörle mücadelede ordunun desteklenmesi, diğer taraftan Başkanlık seçiminde herhangi bir kişinin vetoya tabii tutulmaması gibi konuları kapsıyor.
Toplantıya Esad rejimi ve ulusal muhalefetin büyük bir bölümünün katılacağı,
BM Genel Sekreterinin bir temsilci göndereceği, proje görüntüsünün net olmadığı gerekçesi ile toplantıya ihtiyatlı yaklaşan Fransa dışında herhangi bir batılı ülkeden şu ana kadar resmi bir açıklama yapılmadığı bildiriliyor.

*
ABD, Rusya'nın bu girişimini özellikle Ukrayna'da karşılaştığı sıkıntıların yanı sıra petrol fiyatlarının Rus ekonomisine uğrattığı zararları bertaraf etmek için Suriye meselesini bir başarı hikâyesi olarak sunma amacı taşımakla eleştiriyor.
Ama Türkiye'de Hatay,Gaziantep ve Şanlıurfa'yı içine alan bölgede "Eğit-Donat" programı ile Suriye ve Irak'ta da dövüşen,dövüşecek Selefi/Vahhabilerden oluşan kiralık çetelere yer kuruyor, Türkiye'yi bir karargâha ve olası çatışma alanına dönüştürüyor.

*
Rusya ise elçileri kanalıyla Ortadoğu ülkeleri,Suriye rejimi ve muhalefet temsilcileri ile görüşmelerini çoktan başlatmıştır.
Başta güvenilir müttefiği Suriye rejimi olmak üzere diğer gruplardan da karşılıklı yararlar çerçevesinde jeopolitik çıkarlarını pekiştirmeyi amaçlıyor.
Ama Türkiye usul usul her türlü çözümsüzlüğün çeşitlendiği, bir kıvılcımla alev alacak bir çatışma alanına dönüşüveriyor...

7.1.2015

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org