Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Ahmet Kilicaslan Aytar Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
FARKLILAŞMA VE ÇÖZÜM SÜRECİ
20.02.2015
Ahmet Kilicaslan Aytar
Okunma Sayısı : 36035
Oy Sayısı : 947
Değerlendirme : 5
Popülarite : 14,88
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

ABD Avrasya için "Avrupa ülkelerinin enerji alımındaki Rusya'ya olan bağlılığı önlenmelidir. Eğer Avrupa pazarlarına ulaşan enerji kaynakları çeşitlendirilirse enerji güvenliği temin edilir,"
Ortadoğu için "petrol ülkelerinin ekonomilerinin bağlı olduğu petrol ve gaz akışının bölgesel su yollarından serbest olarak yapılması" düşüncesinde bir tutum sergiliyor.

*
Rusya ise uluslararası politikasında Ortadoğu, Hazar Denizi ve Orta Asya'daki enerji kaynaklarının kontrolüne odaklanmıştır ve kıt kaynaklara erişim alanında yaşanacak rekabetin, gerekirse askeri bir çatışmaya dönüşmesi ihtimalini dahi göze alıyor.

*
Bu rekabet, Ukrayna merkezinden Baltık ve Karadeniz'e, Hazar'dan Doğu Akdeniz'e ve Basra Körfezi'ne,
İsrail-Filistin merkezinden Suriye'ye ve Irak'a kadar kanlı bir karmaşa oluşturuyor.
Küresel istikrar, güven ve barıştan eser kalmıyor.
Küresel güçler ilâve bir krize daha asla mahâl vermeden bu kargaşaya son vermenin gayretindedir.

*
Bu gayret; Kürt Sorunu olarak farklı ideoloji, görüş ve inançta, kısıtlı, içe kapalı siyasi oluşumlarıyla Kürtlerin demokratikleşme perspektifinde kurumsal kimlikleri esasında birlik ve dirliklerini teminen ortak dille siyasal nicelik ve niteliklerini kazanması,
Kürdistan Sorunu olarak Türkiye'de toprağın üçte birini kapsayan alanda ve İran, Irak, Suriye'de bölünmüş Kürdistan'da kendi içindeki çeşitli gruplar yönünden kendisinden başka egemen gücü, kendi üstünde de başka egemenliği kabul etmeyen bir Kürt ulus devleti talebinin denetimi ve kontrolü anlamına da geliyor.

*
Ancak ABD, yalnızca Kuzey Irak Kürdistan'ını 2011'de çekildiği Irak'a yeniden dönmesinin sözkonusu olmadığı bir durumda Kürt bölgesindeki enerji kaynaklarını riske atacak hamlelere karşı arkasında bırakacağı bir kuvvet olarak düşünüyor.
O yüzden İsrail, İngiltere, Türkiye ve Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı İyad Allavi bile çok açık ifadelerle Kuzey Irak'ta Kürtlerin kendi kaderlerini belirlemek için bağımsız bir Kürt Devletine ışık yakıyor...

*
Bu noktada, Cumhuriyetin ulusalcı ve milliyetçi esasına karşı direnen HDP'li belediyelerin yönetimlerinde uyguladıkları örgütlü toplum, demokratik katılım, toplumcu ekonomi modelini konfederal ulus, anayasa, siyaset ve vatan konsepti ve İmralı, Kandil, Avrupa ve TBMM boyutlu PKK hareketi;
Türkiye'nin tek kimliğe dayalı bir ulus yaratma hevesinin haklı olarak tepkilere yol açtığını ve bu yüzden Kürt sorununun ağırlaşarak bugüne gelen bir isyan hareketi olduğunu uluslararası tüm platformlarda takdim ediyor, şımarıklık had safhaya ulaşmıştır.

*
Rağmen," Eşit vatandaşlık ilkeleri etrafında demokratik cumhuriyetin inşasıyla birlikte herkesin her hakkı kullanabildiği, ama kesinlikle ülkenin kamu düzeninin tehdit edilmediği, etnik ve mezhep temelli çatışma ortamının yaratılmasını imkansız kılacak " ana fikrinde "Çözüm Süreci" işletiliyor.

*
Çözüm Sürecinde 7 Haziran seçimlerine kadar Müzakereye Devam: İzleme Kurulunun Tertibi: Öcalan'a Sekreterya kurulması: Kamu Düzeninin Sağlanması: PKK Terör Örgütünün Silah Bırakması, Silah Bırakanların Eve Dönüşü ve Rehabilitasyonları aşamaları seçimlerin ardından da Demokratik Türkiye'nin inşasına başlanması öngörülüyor.

*
Elbette Türk-Kürt, Laik-Antilaik ve paralel devlet örgütlenmesi çerçevesinde ayrışmış toplum yapısıyla çözüm sürecinin yürütülmesinde Kamu Düzeninin Sağlanması önem arzediyor.
Nitekim polisin yetkisini arttıran, 'Kuvvetli şüphe' yerine 'makul şüphe' ye yer veren, "Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar" kanunu TBMM'de görüşülüyor.

*
Yasa ile mevcut CMK'da, gözaltı için makul şüphenin aranacağı konusu "Kişinin bir suçu işlediğini düşündürebilecek emarelerin varlığı", tutuklama için "kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olgular" şekline eşitleniyor.
Terör ve paralel yapıyla mücadele keskinleşirken ilgili yasanın görüşmelerinde şiddetli tartışmalar yapılıyor.

*
Çünkü, HDP esasen merkeziyetçi yönetime karşı çıkan ve yerel yönetimlerden en ücradaki evlere kadar örgütlenmiş devletin ulus bağlantısından koparılmış milyonlarca Kürt'ün etnik, kültürel ve dini faktörler altında kendi yönetim biçimini bizzat belirleyen Demokratik Toplum Kongresinin yerel parlamentoya dönüşmesi ve Demokratik Özerkliğin bu merkezden yaygınlaştırılmasının önünün açılması talebinin seslendiriyor.
Bu mücadelede kazanımlarından eksilmemek için" 'Kamu düzeni sağlanmadan barış olmaz' diyorlar. Asıl tehdit barış sürecine inancın yitirilmesidir. Daha büyük felaket tanımıyoruz " yaygarası yapıyorlar...

*
Bu noktada HDP'yi doğru kılan tek şey bir vadede;Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın,"Bana güvenin.Tek Millet, Tek Bayrak,Tek Vatan" söylemidir.
Çünkü, Erdoğan'ın bu söylemi ne Türk'ü, ne Kürt'ü, ne Türkiye Cumhuriyeti, ne de Kürdistan'ı kapsıyor.
Bu söylem Osmanlı Devletinin yıkılması ve halifeliğin kaldırılmasıyla başsız ve karmakarışık kaldığı düşünülen İslam ülkelerini dini esaslar, dini bir çekirdek etrafında toplanmış ümmet anlayışında devletler konfederasyonunu kastediyor.
Bu amacı, bugün artık bütün dünya biliyor.
O yüzden Erdoğan "Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar" yasasıyla kendi elini güçlendirmekten gayrisini düşünmüyor.
Dolayısıyla İslamcı olarak Kürtçüye sunduğu barıştan kakafoni çıkıyor...

*
Halbuki, İslamcılığın demokrasi ile bir ilgisinin olmadığı :İslamcılığın ülke ekonomilerini rekabetçi baskılara dayanabilecek bir ekonomi varlığı içinde tutmayı başaramadığı: Oluşturduğu taassubla İslami Cihad'ı teşvik ettiğini ve uluslararası tehdit haline geldiğini: İslamcı terör örgütlerinin ortadan kaldırılmaması halinde Ortadoğu'da istikrarsızlığın ebedileşeceği görülmüştür.
Uluslararası çapta İslamcılık, İslamcı Birliği ve türevi İslami Cihad örgütleriyle mücadele yürütülüyor.
O yüzden Erdoğan sıra kendisine gelinceye kadar devlette paralel yapı kurmuş olan cemaatle savaşıyor.
İlgili yasanın çıkmasını bu amaçla da istiyor...

*
Sıra " Devrimin amacını kavramış olanlar sürekli olarak onu koruma gücüne sahip olacaklardır" diyen Büyük Atatürk'ün, makamında oturan Kemal Kılıçdaroğlu ve Yeni CHP'sinin TBMM'de görüşülen "Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar" kanununa karşı çıkışının anlaşılmasındadır.

*
Yeni CHP, birincisi: Atatürk'ün "Lâiklik yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Bütün yurttaşların vicdan, ibadet ve din hürriyetini tekeffül etmek demektir. Ona göre düzeltiniz" ifadesi doğrultusunda bir tutumda değildir.
Türkiye'de din ve siyaset üzerindeki tartışma diğer ülkelerin aksine, Türkiye'nin Atatürkçü bir esas olan ve nihai amacı dini bireyselleştirmek ve kamusal hayatta görünürlüğünü sınırlamak anlamında anayasal lâiklik olmasına rağmen,
Yerine merkez sağ partilerin sahip çıktığı devletin çeşitli dinlere karşı tarafsızlığı ve dinin kamusal alanda görünürlüğüne izin veren pasif lâikliğin ikame edilmekte oluşuna da arkasını dönüyor.
Bir İslamcı iktidarın ilgili yasa ile elini kuvvetlendirerek,Türkiye'yi uluslararası çapta İslamcılık, İslamcı Birliği ve türevi İslami Cihad örgütleri ülkesine çevirmekte olduğunu ağzına almıyor.
Bir kaç oy için yeni CHP içine doluşmuş cemaatçileri ilgili yasanın gazabından korumayı amaçlıyor.

*
İkincisi; Atatürk'ün "Ulus varlığını ve yurt erginliğini korumak için bütün yurttaşların canını ve her şeyini derhal ortaya koymaya karar vermiş olmak, bir ulusun en yenilmez silâhı ve korunma aracıdır. Bu sebeple, Türk ulusunun yönetiminde ve korunmasında ulusal birlik, ulusal duygu, ulusal kültür en yüksekte göz diktiğimiz ülküdür" ifadesine rağmen, yeni CHP bir kaç oy için devletin ulus bağlantısından koparılmış milyonlarca Kürt'ün şımarıklılığını görmezden geliyor.

*
Doğrusu,Türkiye'de ulusal birlik- bütünlük ve kamu düzeni alt-üst olmuştur.
Sonuçları ise 7 Haziran genel seçimlerine yansıyacaktır...

20.2.2015

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org