Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Ahmet Kilicaslan Aytar Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
SURİYE TRAJEDİSİ, TÜRKİYE VE BİR MARS'LI
21.05.2015
Ahmet Kilicaslan Aytar
Okunma Sayısı : 37539
Oy Sayısı : 3586
Değerlendirme : 5
Popülarite : 17,77
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

Cenevre I ve II Barış Konferansları , Suriye'de geçici bir yönetimi sağlamak: Geçiş sürecinde devletin temel kurumlarını korumak: Terörist ve aşırılık yanlılarının tasfiyesi: Kimyasal silah kullanımını önlemek: Sünni, Şii ya da Alevi değil tüm Suriyelilerin onayını alan bir hükümeti desteklemek için yapıldı.

*
Esad rejimi anayasal, kanuni ve meşru sorumluluk olarak güvenliğin tesis edilmesinden birinci derecede kendisinin sorumlu olduğunu savundu.
Suriye'nin bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü için BM garantisinde savaşan silahlı güçlere lojistik veren devletlerin desteklerini kesmesini,
Sonra toplumun tüm bileşenlerinin temsil olacağı genişletilmiş bir hükümetle, ulusal bir misak çerçevesinde egemenlik, bağımsızlık, toprak bütünlüğüne tutunan Suriye'nin siyasi geleceğinin belirlenmesini istedi...

*
Ama rejime karşı bir araya getirilen ve birbirinden çok farklı gruplardan oluşturulan, o yüzden her bir grubun diğer gruplardan ciddi farklılar gösteren bir takım hak ve iddiaları temsil eden Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu'nun (SMDK) tek hedefi ise rejimi değiştirmekti.
Geçiş yönetimi kurulduğunda Esad ve arkadaşlarının yönetimde olmasını asla istemediler.

*
Rejimin destekçisi Rusya; Suriye'de tek taraflı tüm günahlardan Esad rejiminin suçlanmasının, işlenen insani hukuk ihlallerinin göz ardı edilmesi ve bu durumun BM Genel Kurulu'nda tek taraflı kararlarla kabul ettirilmek istenmesinden rahatsızdı.
Böylece BM merkezinde adalet ve ulusal çıkarlara saygı ilkelerine dayalı yeni bir küresel statü, bunu belirleyen yeni bir uluslararası hukuk talep ediyordu.

*
ABD ise BM' yi yeniden yapılandırma görüşünün doğru olmadığını, dünya ülkelerinin büyük çoğunluğunun Amerikan liderliği ve BM yapısı altında bu şekilde bir düzenle hayatlarına devam etmek istediklerini vurguladı.
Aksi halde uluslararası anlaşmalar ve sözleşmelere uygun hareketle üzerine düşen sorumlulukları yerine getireceğini, bu değerlere saygılı olmayan ülkeleri ekonomik ve siyasal yaptırım mekanizmalarıyla cezalandırılacağını ifade etti...

*
Elbette bu çerçevede Cenevre I ve II Barış Konferansları sonuçsuz kapandı.
Bölgesel çıkarlarına yanıt bulamayan ABD, Suriye ile ilgili askeri saldırı seçeneğin yer almadığı diğer tüm seçenekleri yeniden değerlendirmeye aldı.

*
Önce, SMDK'nın yapısının değiştirilmesine el atıldı.
Sonra Esad'ın avantajlı bir konumda olduğu sürece Suriye ile ilgili siyasi bir uzlaşının pek mümkün olmadığı düşüncesiyle Suudi Arabistan,Türkiye, Katar gibi ülkelerin muhaliflere,hatta radikal gruplara daha ileri silahları vermesinin yolu açıldı.
BM kararlarına aykırı olarak Suudi Arabistan,Türkiye ve Katar'ın yönlendirdiği radikal örgütler ve özellikle IŞİD Suriye'de savaşa salındı.
Üstelik Türk Milli İstihbarat Teşkilatı ve TSK'nın kimi unsurları da radikal örgütler ve IŞİD ile müşterek çalışıyordu...

*
Başkan Obama, terörün arkasına sığınmıştı ve savaşa saldığı İŞİD'le mücadele stratejisi adı altında Sünni Arapların Irak'ın ve Suriye'nin kuzey bölgelerindeki alanların işgalini kapsayacak bir süreci başlatmıştı.

*
Rusya, BM'nin girişimiyle Moskova' da Şam yönetimi ve Cenevre müzakereleri ile türlü girişimde yok sayılan Suriye'nin kadim partilerinin oluşturduğu iç muhalefeti halkın acılarını hafifletmek amacıyla topladı.
Suriye de savaş suçları işleyerek hukuku ihlâl eden bireyleri cezalandırmanın ve söz konusu suçların esaslı bir biçimde kategorize edilmesinin öneminden yana olduğunu tekrarla, bunun hem hukukun üstünlüğü, hem de savaş hukukunun geçerliliği ve gelişmesindeki önemine vurgu yaptı.
ABD'ye rağmen, yeni Suriye'nin kurulmasına ilişkin bağlayıcı kararın bu bileşkeden çıkarılmasını, bu sistematik hukukun BM'de yeni bir dünya statüsünün oluşmasına yol açmasını savunuyordu...

*
Oysa ABD ne kendisini, ne de müttefiklerini yargının önüne atmadı.
Moskova görüşmelerini fırsat olarak değerlendirdi, sonuçlarıyla Ortadoğu'nun bölünmesine yol açacak,
Suriye sorununun gerçek nedeninin, Esad rejiminin politikaları ve uluslararası toplumun Suriye konusundaki tereddütlerinin sonucu olduğu, esas mücadelenin Esad rejimine karşı yapılması gerekliliğinden hareketle,
Suriye rejimi ile mücadelede, hiç değilse Türkiye'nin önerdiği,"güvenli bölge, uçuşa yasak bölge, eğit-donat" başlıklarını içeren üç aşamalı bir plana sessizce destek verdi.

*
Mart'ta Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Suudi Kralı Selman isyancıları daha etkin kılmak üzere desteği artırma ve isyan çabalarını birleştirme ihtimallerini konuştu.
Suriye'nin en güçlü iki isyancı grubuna, Türkiye'nin desteklediği El Nusra Cephesi ve Ahrar el Şam arasında anlaşmanın yolu açıldı.
Kuzeydeki daha küçük İslamcı isyan gruplarının çoğu ama aynı zamanda ılımlı Özgür Suriye Ordusu birimlerini birleştiren Fetih Ordusu adlı yeni bir şemsiye örgüt kuruldu.

*
Geçen birkaç ayda isyancılar, kuzeyde İdlib bölgesinde hükümet ordusunu püskürtmeyi başardı ve Lazkiye sınırına dayandı, bir bölümü de güneye doğru ilerledi.
ABD de Suriye topraklarına hava saldırılarının ardından şimdi kara operasyonları düzenliyor...
Ama isyancıların bu başarıları, Beşar Esad'ın "Çatışmalarda çok şey değişebilir, tek bir şey hariç: Savaşçılara ve galibiyete duyulan inanca" ifadesi karşısında eksik kalıyordu.

*
Fakat El Kaide'nin Türk topraklarını kullanma kabiliyeti, NATO üyesi olan Türkiye'nin Suriye'deki iç savaşta oynadığı rol hakkındaki sorular giderek artıyor.
Her geçen gün Türkiye, hangi gerekçe ile olursa-olsun, devletlerin uluslararası ilişkiler açısından görevlerini belirleyen BM kararlarına aykırı davranmakla itham ediliyor...

*
O sırada BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura'nın önderliğinde, Cenevre'de tarafların aynı masa etrafında bir araya gelmeyeceği, daha uzun süreye yaydığı ve daha düşük profilde yürütülen yeni müzakere süreci de hiçbir umud vaadetmiyor.
Davet edilen 40 civarında grup, hasımlarıyla doğrudan temaslarda bulunmak yerine arabulucular üzerinden bir diplomasi yürüterek laf kalabalığı yapıyor.

*
Doğrusu hiçbir şey, Suriye'nin genelinde sabit kalan dengeyi değiştirmiyor,çünkü iç savaşın tüm tarafları dış desteğe dayanıyor.
Dış desteğe dayanan yeni askeri çabalar, çatışmaları daha da şiddetlendiriyor, savaşı uzatıyor ve daha kanlı hale getiriyor.

*
Bu noktada Başkan Obama'nın Suriye'deki çatışmanın askeri çözümünün bulunmadığını belirtmesi ve görev süresi boyunca bu savaşa son veremeyeceğini itiraf etmesi,
ABD'nin Ortadoğu'da kimi bölünmeler göze alınarak Türkiye'nin önerdiği 35. paralel üstünde bir Sünni Arap kuşağı oluşturulması öngörüsünü ve radikal terör örgütleriyle mücadeleyi zamana yaydığını gösteriyor.

*
Hava saldırıları devam ediyor, varil bombaları patlıyor, klor gazı kimyasal silah olarak kullanılıyor, öldürmenin sayısız usülü, havada uçuşan kollar-bacaklar, gözyaşı ve her tarafı nefret kaplıyor.
Bu sırada bir minik serçe misali sekerek yürüyen, konuşurken havayı gösteren sağ elinden, pardon parmağından, yok hayır iki parmağı, değil üç parmağından,yoksa dört mü ?
Besbelli, Mars'tan Türkiye'ye yolu düşmüş biri orada- burada konuşuyor, "Sözüm söz! Ben vergi uzmanıyım.Türkiye'deki Suriyelileri ülkelerine göndereceğim. Emeklilere iki bayramda iki maaş ikramiye ödeyeceğim" diyor...

21.5.2015

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org