Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Ahmet Kilicaslan Aytar Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
T E C R İ D
09.01.2016
Ahmet Kilicaslan Aytar
Okunma Sayısı : 39524
Oy Sayısı : 518
Değerlendirme : 5
Popülarite : 13,57
Verdiğiniz Puan :
 

 

 



ABD- Rusya arasındaki güç dengesi Ukrayna'nın, Baltık'tan Karadeniz'e ve Hazar'a kadar bölgedeki rolü üzerinde belirlenmeye çalışılırken,
Rusya'nın Suriye krizine siyasi çözüm bulmak üzere Ortadoğu'ya gelmesiyle bu kez İsrail-Filistin arasındaki muhtemel bir barışın bölgedeki gereksinimleri üzerinden cereyan ediyor.

*
ABD bu mekanizmayı kendi lehine çevirmek üzere Ukrayna krizinde, Rusya'ya ardarda ekonomik,siyasi ve askeri yaptırım paketleri açmıştır.
Rusya, şimdi bulunduğu Suriye coğrafyasında da tecrit edilmeye çalışılıyor.

*
Yaptırımlar ya da tecrid insandan ulusa ilişkide bulunulan topluluktan çıkarılma, sosyo-ekonomik ve kültürel olarak yalnız bırakma suretiyle dış dünyadan koparılmadır.
Tecridin bireyden geliştirilen deneyimi, bir ülkenin fikri ve uygulamalarının yasaklandırılması ve cezalandırılmasına yönelik uluslararası anlaşmalarla ülkelere de yansıtılıyor.
Tarihsel sürecinde yöntemleri Auschwitz'lerden, Irak Ebu Gureyb'den, Afganistan Bagram'dan, Guantanamo'dan geliştirilmiştir.
O deneyimlerin ışığında Şili'de, Venezuella'da, Kuzey Kore'de, Irak'ta, İran'da, işte Rusya'da ve Türkiye'dede insandan-ulusa, ulustan-insana uygulanıyor...

*
Rusya'nın Suriye'deki tecritinde şu strateji izleniyor.
Bir süredir zaten Suudi Arabistan'da, Sünni Arapların liderliği ve Şii rekabetinden özgürlük ve güvenlik,
Türkiye'de ise yeni Osmanlıcılık doğrultusunda Kuzey Irak Kürt Yönetimi sahasında ekonomik ilişkilerden örgütlenen islami sermaye ile Kürtlerin Türkiye ekonomik ve siyasi kontaklarına bağlılılığından hareketle İslam Birliği çerçevesinde Misak'ı Milli topraklarıyla birlikte petrolü de kazanmak oportunizmi oluşturulmuştur.

*
Şimdi İsrail'in yakın gelecekte HAMAS'la, ardından İran'la doğrudan bir savaş yaşayabileceği senaryosunun alt yapısı kuruluyor.
Sünni Arap ülkelerinin İsrail'i bir Yahudi devleti olarak tanıması karşılığında Filistinlilerle kapsamlı bir barış anlaşması yapılması öngörülüyor.
Şii İran'ın nüfuz ettiği her alanda karşısında bulacağı Suudi Arabistan liderliğinde Sünni Arap ülkeleri ve Türkiye'nin oluşturduğu, NATO uzantısı bir savunma örgütü inşa ediliyor.

*
Bu paralelde 18 Aralık'ta BM Güvenlik Konseyinin, Suriye'de siyasi diyalog sürecinin başlaması ve ülke genelinde ateşkes ilan edilmesini isteyen, Cenevre Bildirisi ile Viyana toplantılarında alınan kararları teyit eden karar tasarısı,
Esad rejimiyle muhalifler arasındaki 25 Ocak'ta Cenevre'de düzenlemesi beklenen görüşmeler ve süreci sulandırılmaya çalışılıyor...

*
Bilahare Suriye by-passa alınacak, ardından Sünni Arap ülkeleri ordusunun doğrudan doğruya Şii İran ordusu ile karşı-karşıya kalması durumu yaratılacak, İran'ın hırpalamasına müteakip İsrail noktayı koyacaktır!
Böylece İsrail'in güvenliği yanında Sünni Arap'ların da güvenliğinin teminata alınmış, bu sırada Rusya Suriye'de tecrit edilmiş olacaktır...

*
Ulusların bir diğer ulusu tecrit etmesinde büyük deneyimleri vardır.
Mesela gelirinin çoğunu dünyanın en büyük 2. üreticisi olduğu petrolden sağlayan İran'a uygulanan tecridin en önemli ayağı, ekonomik işlemlerinin sonlandırılması amacıyla Merkez Bankası işlemlerinin askıya alınmasıydı.
Bu suretle İran'ın aynı zamanda çok sayıda sektörde faaliyet gösteren, ithalatın yarıdan fazlasını ihracaatın tamamına yakınını yaparak en güçlü ekonomik örgütü olan Devrim Muhafızlarından hareketle toplumsal bilinç ve vicdanların körleştirilmesi, bireylerin ve İran ulusunu yalnızlaştırması, inancın- bilincin teslim alınmasıyla düşlerin parçalanması, ulusun fiziki ve psikolojik olarak çökertilerek rejiminin yıkılması hedefleniyordu.

*
Rağmen çok eski devlet tecrübesiyle İran tecride farklı yöntemlerle tepki gösterdi.
Devrim Muhafızlar Ordusu yüksek savaş hazırlıklarını geliştirdi.
Nükleer altyapının kilit önemdeki bileşenlerini yoketmek çabasında bulunan NATO saldırısına karşı İran balistik füzeleri ülke genelinde dağıtılarak konuşlandırıldı.
Hava kuvvetlerinde hızlı tepki gösteren yeni birlikler oluşturuldu.
İran kendine uygulanan tecrite karşı ayakta kalabilme güdüsüyle iç anlaşmazlıklarına rağmen birleşti, "İslam Milliyetçiliği" ardından hızla "nükleer milliyetçiliğe" yöneldi.
İran'ın içine düşürülmek istendiği tecridte sarıldığı "Nükleer Milliyetçiliğe", ne İsrail'in tek başına
ne de ABD, İngiltere ve müttefiklerinin askeri bir yöntemle baş etmesi mümkün olmadı.

*
Sonuçta İran nükleer programının barışcıl amaçlar taşıdığını ispat etti.
Birincisi dayatılan yaptırımların ortadan kaldırılması, İran'ın uluslararası enerji piyasalarına ulaşması için işbirliği yapılması,bu suretle İran pazarının Avrupa yararına açılması,hidrokarbon piyasalarında Rusya'nın payının azaltılması,
İkincisi, İsrail-Filistin arasında çevre ülkeleri de kapsar bir barış planı öngörüsü,
İran'ın Ortadoğu'yu, bilhassa İsrail'i ateşe atabilecek bir polita yürütmekden alıkonulması planlanmışken;
Şimdi Rusya'nın Suriye'de tecrit edilmesi senaryosuyla karşı-karşıya kalınmıştır.
O yüzden ABD İran'ın nükleer silahın geliştirilmesini sonlandıran Viyana Anlaşması gereğince uyguladığı yaptırımları kaldırmaya bir türlü yanaşmıyor...

*
Bu sırada Ukrayna krizinde, "Her sistemin gerilme ve dayanma sınırı vardır. Bu sınır aşıldığında da yıkılma ve dağılma kaçınılmazdır" kuralınca Rusya'ya açılan ekonomik, siyasi ve askeri yaptırım paketleriyle 2016'da Rus ekonomisi ve politik geleceğinin büyük bozulmalara uğraması bekleniyor.

*
Uzmanlar parlamentoda onaylanmış ve petrol fiyatlarının 100 doları geçmesi haline dayandırılan 2016 bütçesinde bu bozulmanın açıkça görüldüğünü,
Rusya'nın gerek ekonomi, gerekse siyasi yaşamda aşağıya doğru çakılmayı andırır bir seyir izlemekte olduğuna işaret ediyor...

*
Rusya'da olup biteni herkesin gördüğü ama Devlet Başkanı V.Putin'in yanındakilerin oldukça yetkilendirilmiş güçlü insanlar olsa da, pratikte bu insanların kapasitesiz olduğu, sonuçta denetleyenlerin onlardan daha yetkisiz olduğu için devletin çalışamaz hale geldiği ve devletin bürokratik bir oligarşi elinde tüketilmekte olduğu fikri geliştiriyor.

*
Mesela Rusya anayasasında uluslararası hukuka uyulması gerektiğine dair mevcut maddeler değiştirilmek isteniyor.
Halbuki oligarşik yapının kendilerince uluslararası hukuku saymayacakları ancak bu durumda uluslararası hukukun çoktan onları saymayacağının fark edemediklerinden bahsediliyor.
Rağmen Rusya'da bazı küçük muhalif sesler yükseliyor ama bu seslerin daha çok ekonomik şikayetlerle ilgili olduğu,hiç birinin politik açıklama düzeyinde olmadığına dikkat çekiliyor..
Rusya'da sıranın her şeyin bedelini ödemeye geldiğinin altı çiziliyor.
Ve Rusya giderek nükleer milliyetçi kesiliyor.

*
Türkiye'de de değişik bir tecrit biçimi uygulanıyor.
Recep Tayyip Erdoğan kuvvetleri bir Kurtuluş Savaşı birikiminde Türk Milletinin hiç bir soy, din, mezhep, konum ayrımcılığı içermeyen bağımsızlıkçı, antiemperyalist ve çağdaş karakterli Cumhuriyet Devletinin idealist taahhütlerini birer birer tasfiye etmiştir.
Şimdi yeni bir anayasa ile Başkanlık sistemi ya da yeni Osmanlıcılığın saltanatını,ardından hilafetini istiyor.

*
Bu suretle Erdoğan; bir Kurtuluş Savaşı muzafferlerinin saltanattan ve muhatabı ülkelerden koparıp aldığı, uluslararası hukuk temelli Lozan Anlaşmasıyla hak kazandığı Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin köküne kibrit suyu döküyor.
Erdoğan ve şürekası Türkiye Cumhuriyet Devleti'ni hukuken,zaten Türk halkını da ekonomik olarak tecrit etmektedir.
Ama yeni Osmanlı'nın uluslararası hukukta hiçbir temeli bulunmuyor...

10.1.2016

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org