Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Arman Manukyan Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

TÜSİAD ile Amerika’ya seyahat
03.02.2010
Okunma Sayısı : 5899
Oy Sayısı : 1
Değerlendirme : 5
Popülarite : 0
Verdiğiniz Puan :
 

 

TÜSİAD ile Amerika?ya seyahat
Arman Manukyan

1975 yılı, bu ASALA terörünün hem sert dönemi, azgın dönemi. Fakat bizim TÜSİAD ile Amerika?ya gitmemizin esas nedeni şudur: 1974?te Ecevit döneminde Kıbrıs çıkarması yapılmıştı. Kuzey Kıbrıs?a asker çıkarıldı. Esas neden KKTC?nin kurulması ve Amerika?nın KKTC?ye ambargo koymasıydı. Bu ciddi bir üzüntü yarattı Türkiye?de; çünkü anlamsız bir üzüntü yaşanıyordu. Oradaki Yunanlıların da Türkler?e karşı bir hayli işkenceleri olmuştu. Dolayısıyla Türkiye yapmış olduğu çıkarmada, kendisini haklı buluyordu ve ambargonun konulmaması gerektiği tezini savunuyordu. Bir gün TÜSİAD?dan bana telefon ettiler. Dediler ki, ?Biz TÜSİAD olarak Amerika?ya bir seyahat planlıyoruz. Bu seyahatte Amerikan senatörleri ile görüşülecek ve Türk tezini , bu ambargonun kaldırılma tezini onlara anlatacağız. Gelir misiniz?? dediler. Ben de kabul ettim. Benimle birlikte eğer yanılmıyorsam, on üç kişi vardı.

Başkanımız Feyyaz Berker, sonra Fred Burla, Jak Kamhi, Rahmi Koç, Necati Akçağlılar, Muzaffer Gazioğlu, Şahap Kocatopçu, ben Arman Manukyan, Fuat Bezmen, Fahir İlkel, Asım Kocabıyık ve Halit Narin, Güngör Uras, Altemur Kılıç.

Güzel bir heyetti. Güzel, etkin bir heyet; hem ticari açıdan hem siyasi açıdan. Feyyaz Berker?in başkanlığında gidildi oraya. Aşağı yukarı on beş gün kaldık. Washington?a gittik, oraya yerleştik. Bir Amerikan lobi şirketi ile anlaşma yapmıştık.

Amerika?ya gidip de böyle tek başınıza senatörlerden, milletvekillerinden randevu alabilmek, onlarla görüşebilmek o kadar kolay değil. O işler Amerika?da lobi şirketleri tarafından yapılıyor. New York Time?s?a böyle bir ilan vermiştik. Bu ilan, Yunanistan?daki askeri cuntanın hareketlerinden sonra Türkiye?nin Kıbrıs sorunundaki tutumuna karşı Amerika?nın ve diğer ülkelerin Türkiye?ye koymuş olduğu ambargonun haksız bir davranış olduğunu anlatıyordu.

Bir kere Amerikan halkına hitap ediyordu. Hitap eden de bu iş ile yakında ilgilenen bir grup Türk idi. Gerçi TÜSİAD üyeleriydi pek çokları ama bu şekilde böyle bir başlık atmıştık kendimize. Bu yapılan hareketlerin Türk ? Amerikan dostluğuna hiçbir zaman yarar getirmeyeceğinden , bilakis zarar getireceğinden bahsediyorduk ve bu ambargonun en kısa zamanda kaldırılması için Amerika?ya gideceğimizi ve senatörlerle görüşeceğimizi, tezimizi kendilerine izah edeceğimizi söylüyorduk.

Bu, iki ? üç maddedir. New York Times?da tam sayfa çıktı. Hatta gayet iyi hatırlıyorum, oldukça da büyük bir ücret ödenmişti. Tabii gazeteler de orada ucuza çıkmaz. Lobi şirketine de 25 bin dolar ödenmişti, bu işleri organize etmesi için. Sonra ayın lobi şirketi bizim için şehrin muhtelif yerlerinde ?Türkiye?yi ne kadar tanıyorsunuz?? anketi yaptı.

Pek çok Amerikalı?nın , o yıllarda , tabii 1975 yılından bahsediyorum, Türkiye?yi tanımadığı ortaya çıktı. Mesela biri, ?Türkiye, Afrika?nın ucunda bir ülkedir? diyor. ?Ben duydum Türkiye?nin adını ama nerde olduğunu bilmiyorum? diyor. Bazı bilenler de var tabii. İşte Kıbrıs meselesi hakkında normal Amerikalı?nın pek fazla bir bilgisi yok. Bazı senatörlerin dahi bilgisi yok.

Amerika?daki Yunan lobisi. Bu lobi oldukça kuvevetli bir lobidir. Pek çok dallarda, yiyecek gibi, lokantacılık gibi dallarda çok kuvvetlidir, sanayide de kuvvetlidir. Ermeni lobisi de kuvvetlidir ama Yunan lobisi daha da kuvvetlidir. O zamanlar birkaç tane senatörleri vardı birinin ası Sorbonis?ti galiba. Bilfiil Amerikan siyasetinde de görev almışlar ve tabii etkili oluyorlardı. Hatta geçen sefer size söylemiştim Bostonlu bir senatörün bize söylediğini: ?Ben bir Rum lokantasında yemek yerim her öğlen? dedi. ?Hep, devamlı gelip benim başımın etini yiyor bu lokantacı. İşte böyle böyle bir mevzu var, senatoda geçerse lütfen bizim lehimize oy kullanın? diye.

Gruplar halinde Washington?a yerleştik; on iki kişi. Altemur Kılıç vardı bizimle beraber, Vural savaş vardı? Aşağı yukarı on beş ? yirmi kişilik bir heyettik. Gruplar yapılmıştı ve bu gruplar her gün değişiyordu. Mesela bir gün ben sizin grubunuzda görevli gidiyorum, senatörüne, kişiye göre başka bir gün başka bir grupta görev alıyorum. Randevularımız bu lobi şirketi tarafından gayet muntazam bir şekilde alınmıştı. Arabalar kiralanmıştı. Türkiye bir hayli de masraf etti. Tabii biz kendi cebimizaden harcadık paraları.

?Bu milli bir görev? Zararı yok , yani imkanlarımız dahilinde bir şeyler yaptık. Gayet olumlu geçti. Elli ? altmış milletvekiliyle, senatörle görüştük. Hepsi bizi çok iyi karşıladılar, biri hariç. O da Afrikalı siyahi bir senatördü. ?Benim sorunum yalnız Afrika?daki siyahiler ve siyah ırktır. Dolayısıyla size olumlu bir cevap veremeyeceğim.? Dedi. Biz de teşekkür edip çıktık. Diğerleri son derece iyi karşıladı. Bunun sonucunda 1975 yılında bu ambargo kalktı. Biz de tabii büyük bir mutluluk duymuştuk bundan. En azından gayretlerimiz müspet olarak neticelendi diye. Zamanın ABD Başkanı Gerald Ford bizi kayvaltıya davet etti.

Kahvaltıda aynı mevzuyu konuştuk, bu ambargo meselesini. O maksatla gitmiştik. Bize sordu, teker teker hepimizle ilgilendi. Geçenlerde vefat etti kendisi zannediyorum. Yakından ilgilendi ve aynı sorunu, bu ambargonun kalkmamasının Türk- Amerikan dostluğunu bozacağını ve ileride matuf, iyi neticeler vermeyeceğini kendisine söyledik. Kendisi de bize hak verdi ve dedi ki: ?Ben de sizin müdafiniz olacağım. Ben de sizi koruyacağım bu hususta? fikirlerimizi aldı vs. Aşağı yukarı bir saat kadar Beyaz Sayray?da kaldık. Evet, çok güzel, tarihi bir olay.

Ford sözünde durdu. Senatörlerde sözlerinde durdular. Esasen Amerikalı her şeyi açıkça konuşmasını sever. ?Ben sizin fikirlerinize uymuyorum? diyenler de oldu tek tük. Mesela bazı Rum asıllı senatörler, dediler ki, ?Yok siz haksızsınız. Siz orayı işgal ettiniz. Dolayısıyla ambargo koymamızın haklı bir nedeni vardır? Biz de onları saygıyla karşıladık , ama büyük bir kısmı bizim düşüncelerimide ve fikirlerimizde haklı olduğumuz kanaatindeydi.


Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org