|
Tüm Yazıları
ShareThis
|
Eğitime Adanmış Bir yaşam
14.09.2009 |
|
Okunma Sayısı : |
5712 |
|
|
Oy Sayısı : |
1 |
|
|
Değerlendirme : |
5 |
|
|
Popülarite : |
0 |
|
|
Verdiğiniz Puan : |
|
|
|
|
|
|
Eğitime Adanmış Bir yaşam Suna Kıraç . .
Günümüzde iş dünyasının asıl amaçları olan üretim , kazançların bir bölümünün topluma iadesi, verimlilik ve istihdam dışında, toplumsal fayda yaratmak amacıyla yatırım yapılmasına ve katkıda bulunulmasına "sosyal sorumluluk" aynı zamanda iş dünyasının halkla ilişkiler faaliyetinin bir parçası olarak görülüyor.
Vehbi Koç, "sosyal sorumluluk" tanımlamasının henüz yapılmadığı yıllarda Koç Topluluğu'na çok farklı bir felsefeyi kazandırmıştı. Vehbi Koç'un felsefesi basit bir o kadar da haklıydı, "memleketim varsa biz varız" diyordu. Koç Topluluğu'nun varlığını Türkiye'yle ve Türk milletiyle özleştiriyordu. Bu aynı zamanda Koç Topluluğu'nu bugünlere getiren millete duyulan şükran duygusunu ifade ediyordu.
Vehbi Koç bu anlayış doğrultusunda henüz 1948 yılında Ankara'da Vehbi Koç Yurdu'nun kurulması için ilk girişimini gerçekleştirmişti. Ardından çocuk hastanesi yapılması için Ankaradaki bir binasını Sağlık Bakanlığı'na bağışladı. 1960 askeri darbesi sonrasında ülkenin altın rezervlerinin erimesine karşı başlatılan kampanyaya tam 26 kilo külçe altın bağışında bulunarak katılmıştı.
Ancak Koç Topluluğu'nun asıl sosyal hizmetlei 1960'lı yıllardan sonra gerçekleşti. Topluluğa kurumsal bir kimlik kazandırılan bu dönemde, Koç Topluluğu'nun ilk eseri, 1963'te açılan, Ankara Üniversitesi bünyesindeki Göz bankası oldu. Vehbi Koç ağırlıklı olarak eğitim ve sağlık gibi ülkenin en önemli iki toplumsal yarasına merhem olmaya çalışıyordu. Eskişehir'de üniversiye bünyesindeki kütüphane, ODTÜ'deki öğrenci yurdu, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ndeki Kardiyoloji Enstitüsü hep bu anlayışın eseriydi.
1967'de kurulan Türk Eğitim Vakfı'nın (TEV) fikir babası ve 205 kurucusundan biri Vehbi Koç'tu. Vakfın kuruluş sermayesinin beşte birini sağlayan Koç'un bu çabası, süreç içinde yurtiçinde ve yurtdışında 30 bin öğrencinin eğitim görmesini sağlayacak dev bir eğitim kurumunun ortaya çıkmasını sağlayacaktı.
Vehbi Koç, 1967'de Vakıflar Kanunu'nun çıkmasıyla birlikte hayır faaliyetlerini kurumsallaştırma ve sürekli kılma yönünde önemli bir adım attı. 1969'da kurulan Vehbi Koç Vakfı'na aktarılan para miktarı 12 milyon lira yani yaklaşık 13,5 milyon dolardı. Asıl hedef, vakfın kendi gelirleriyle bağış ve hayır faaliyetlerine devam edebilmesiydi.
Ancak ortada bir sorun vardı. Vehbi Koç Vakfı aracılığıyla gerçekleştirilen yatırımlar ve yapılan bağışlar ilgili kurumlara devrediliyor ve bunlaın nasıl işletildiği ve korunduğu hususunda Koç Vakfı'nın bir iradesi söz konusu olamıyordu. Oysa yapılan bağışların pek çoğunda Vehbi Koç'un adı vardı. Ülke ekonomisine kazandırılan bu kurumların nasıl değerlendirildiği ve Vehbi Koç isminin saygınlığının nasıl korunduğu soruları, Koç Topluluğu'nun geleneksel fikri takip anlayışı çerçevesinde ciddi bir kaygı doğuruyordu.
Zira kurulduktan sonra kamu kurumlarının sorumluluğuna ve yönetimine bırakılan tesislerin geliştirilmesi bir yana korunmasında bile ciddi sorunların çıktığı görülüyordu.
Koç Topluluğu'nun maddi katkılarıyla 26 Mart 1979 tarihinde İstanbul Çocuk Kitapları Fuarı'nın açılışı yapıldı. Ancak belediye başkanı açılış konuşmasında Koç Topluluğu'nun gerek bina gerekse fuar için yaptığı katkılardan hiçbir biçimde söz etmemişti. Fuarla ilgili yardımda bulunanların adları yazılı olan ve kitaplığa asılan levhada Koç Topluluğu yer almıyordu.
Üstelik fuar bittikten sonra binada önemli tahribatların meydana geldiğini gören Koç Topluluğu, bunları gidermek için yine önemli ölçüde masraf yapmak zorunda kalmıştı.
Suna Kıraç diğer Koç bağışlarının da aynı kaderi paylaştığını üzüntüyle gözlemledi. Sağlık ve eğitim tesisilerinde çok kısa süreler içnde "işletmeden" kaynaklanan bakımsızlıklar görülüyordu. "Vehbi Koç" adını taşıyan bu tesisler, Koç Topluluğu'nu utandırıyordu. Bu gelişmeler üzerine Suna Kıraç bir kararını aile ile paylaşmaya karar verdi. Artık Vehbi Koç'un sosyal hizmetleri ile hayır işlerine doğrudan Koç Vakfı sahip çıkmalıydı. Yani "işletmeci vakıf" mantığı ile hareket edilmeli, bir bağış yapıldıktan sonra "başkalarına" devredilmeliydi. Suna Kıraç 'ın bu görüşü aile tarafından benimsendi. Koç Vakfı'nın bu politikası meyveleri verecek, Amerikan Hastanesi, Koç Lisesi ve Koç Üniversitesi gibi girişimler parlak birer başarı öyküsüne dönüşecekti.
Suna Kıraç ülkenin en acil sorununun eğitim olduğu kanaatindeydi. Türkiye'nin en yapısal sorunlarından biri, yetişmiş insan gücüne sahip olmasıydı. Nüfusunun yüzde 55'i 30 yaşın altında olan Türkiye açısından eğitimli bir neslin yaratılması öncelikle hedef olmalıydı. Suna Kıraç iş yaşamındaki yoğun temposuna karşın her koşulda eğitime ayıracak zaman yarattı. Bunu bir görev olarak algılıyordu. İlke ve tecrübelerin yetiştiği yuvadan , Robert Kolej'den edindi. Okul yönetiminde aktif olarak çalıştı. Robert Kolej'de Oditoryum'un restorasyonunu gerçekleştirerek bu binaya adını yazdırdı. Yoğun iş temposuna karşın mezunu olduğu okula dönük sorumluluğunu bir vazife gibi algılıyor ve nüfuzunu okulun çıkarları için kullanmaktan çekinmiyordu.
Bu dönemde İnan Kıraç da yine mezun olduğu Galatasaray Lisesi'nin yönetiminde yer alıyordu. İnan Kıraç evde eğitim konusunda tatlı bir rekabetin başladığını ve bu rekabetin en çok bu iki okula katkı sağladığını anlatıyor.
Koç Topluluğu'nun eğitim alanına doğrudan girmesi önemli bir karardı. Eğitim yatırımlarında öncülük yapacak bir özel sektör kuruluşu ciddi avantajlar elde edebilir, çekim merkezi yaratabilirdi.
. . .
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Tüm yazıları |
ShareThis
|
|
|
|
|
|
Türk Liderler:
Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem
|
|
|