Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Zeynel Abidin Erdem Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

Zeynel Abidin Erdem Tuluhan Tekelioğlu'nun Konuğu Oldu
20.01.2012
Okunma Sayısı : 8042
Oy Sayısı : 2
Değerlendirme : 5
Popülarite : 1,51
Verdiğiniz Puan :
 

 


Zeynel Abidin Erdem Tuluhan Tekelioğlu'nun Konuğu Oldu

.
.

izlemek için 

.
.

Zeynel Abidin Erdem Tuluhan Tekelioğlu'nun Konuğu Oldu

TNT TV

Deşifresi

Zeynel Abidin Erdem (ZAE)


TNT:İyi geceler. Sevgili Seyirciler birazdan öyle bir insanla karşılaşacaksınız ki onun söyledikleri 2012'de hayatınızı değiştirebilir.

Çünkü o sadece toplumda yarattığı katma değerliği ile değil, yardım severliği ile de ön plana  çıktı. Sevmek sözünden sonra dünyanın en güzel sözü yardım etmektir. İşte o öyle biri. Sevgi dolu ve yardım sever. Aynı zamanda bir sportmen ve centilmen.

Peki kim o? Zeynel Abidin Erdem.

Zeynel Abidin Erdem konuğumuz Sayın Seyirciler. Hoşgeldiniz.

ZAE:
Teşekkür ederim, beni şımarttınız.

TNT:
Size hayranım.

ZAE:
Teşekkür ederim.

TNT:
Bir  yandan iş dünyasında bazı insanlar tanıyoruz, siz onlardan farklısınız. Bir kere çok yönlüsünüz. Sosyal kişiliğiniz ile yaptıklarınız ile , yardımseverliğiniz ile . Bu aileden gelen bir şey midir? Yoksa size özgü bir şey midir?

ZAE:
Aileden gelen bir şey. Benim ailem, bu başka anlamda anlaşılmasın çok alçak gönüllü, kendini iyilik yapmaya adamış insanlardır. Bunları eğer çok geriye götürecek olursak inanın  biraz önce söylediğinizin hakkını vermiş olduk.

1800'lerin sonunda 1900'lein başında sadece vakıfa 23 su değirmeni , kaymakam evi, misafir evi, 2 cami, mescit ve bir köprü yapmışlardır. Gelenekte hep ailenin varlığını insanlara bağışlamak, eğitime hizmettir.

Örneğin biz kardeşim ile mücadele veriyoruz. 47 yıla ulaşan bu mücadelede 21. Okulumuzu inşallah bu senenin sonunda, bir fakültemizi de inşallah Sayın Cumhurbaşkanımızın uğurlu elleri ile temeli atıldı, yine Sayın Cumhurbaşkanımızın uğurlu elleri ile Mardin Artuklu Üniversitesinin bünyesi içerisinde iktisadi ticari bilimler fakültesi nin çok büyük bir kampüsünü bitirmiş olup kurdelesini kesiyoruz.

TNT:
Varlıklı bir ailenin oğlusunuz değil mi?

ZAE:
Doğrudur.

TNT:
Hiç yokluk çektiniz mi?

ZAE:
Evet çektik. 60 ihtilalinde aile sürgüne gitti. Bu süreç içerisinde bankadaki paralarımız, gelirlerimiz,kiralarımız, mal mülkümüze el konuldu . 5 sene bir süre içinde beş kuruş bir gelir bile verilmeden geçim mecburiyetinde kaldık. Bu süre içinde aile borçlandı, sıkıntılar yaşadı. Sivas'tan İzmir'e, İzmir'den İzmir'in bir kazası yere taşındık.

Orada birkaç sene kaldık. Sıcağı geldi, kışı geldi , karı geldi giyineceksiniz, okullara gideceksiniz. Çıkıp dışarıda arkadaşların ile harcayacağın beş kuruşun yok. Ama biz bunu bilinçli olduğumuz için 1925 ve 1931'de de aynı aile yine sürüldüğü için, yine orada da 5-6 sene sefalet çektiği için bir bedel ödedik.

TNT:
O zaman niye sürüldü?

ZAE:
O zaman bizi şöyle karıştırdılar; benim ailem hamdolsun bir mensubiyete bağlıdır, Seyittir, Ehlibeyttir. Bu seyitlerin hepsini Şeyh Said İsyanında sürdüler. Zannettiler ki bizde bu işin içindeyiz. Değildik.

Zaten ciddi peygamber soyundan gelenlerin hiçbiri  ne devletine ne milletine zor kullanma  yönetmeliklerinde daha doğrusu anayasalarında zor kullanmak değil, hizmet eri olmak, herkesten daha alçak gönüllü olmak ve herkesin arzusunu imkanları ölçüsünde yerine getirme emri var.

TNT: Sizde çocuklarınıza bu öğüdümü veriyorsunuz?

ZAE:Babam da bize aynısını verdi. Aynısını devam ettiriyoruz. Allah'a hamdolsun be im çocuklarım ve Nezih Bey'in , üç tane de erkek , bir tane de kızı var sıfır hata ile öğrettiğimiz bu öğretileri yakaladıklarını görüyoruz.

TNT:
Ne güzel. 1964 yılında babanız size küçük bir sermaye vermiş zannediyorum, iş hayatına atıldığınız zaman ve iki öğüdü olmuş size. Neydi bu öğütler?

ZAE:
Bana göre bu öğütler Türkiye coğrafyası üzerinde her gencin bu öğüdün üzerinden hayatını sürdürmesi  gerektiği  bir öğüt olduğunu düşünüyorum. O zaman ben anlayamadım. İlk etapta ne demek istediğini kavrayamadım. Belli bir miktar para veriyor size ve "Git, İstanbul'da ticaret yap."

TNT:
Kaç yaşındasınız o zaman?

ZAE:
1944 doğumluyum o zaman 20 yaşındayım. "Peki baba ben bu parayı ne yapacağım? Nasıl kullanacağımı açıkçası bilmiyorum" diyorum. "Sen bilirsin" diyor. Bilirsin demesinin sebebi şuydu; Biz okulun yaz tatilinde bir gün saat 7'yi yatakta görmedik. Sabah 5:30'da babam namaza kalkar, hepimiz arkasında dikilir, ondan sonra ya patos'un arakasındayız ya biçerdöver'in karkasındayız.

Derce ne kadar?  50 derece bir ısı. Mardin'i Mayıs ayından sonra yaşayanlar bilir. Zaten 23 Mayıs'da okullar tatil olurdu. Mayıs'ın en yüksek ısısı o tarihten Eylül'e kadar devam eder.
TNT: Hep çalıştınız yani.

ZAE:Hep çalıştık. Peki öğüdünüz ne olacak?" dedim "İki şey yapma. Birincisi faize bulaşma. İkincisi harama karışma.

Bunların ikisini yapmadığın takdirde bana geri gelip battım dersen bir o kadarını daha vereceğim , gider kurtarırsın. Ama bunları yaparsan bana geri gelme" dedi.  

Belki şu medeni dünyada borsasız, vadesiz işlerin olmadığını düşünenler var. Vallahi yapmadık ve her tuttuğumuz altın oldu.

TNT:Borsa'da kota değil misiniz?

ZAE:
Hiçbir zaman ne girerim, ne hisse senedi bilirim, duvar kağıdı  zannederim görürsem.

TNT:
Kredi almıyor musunuz?

ZAE:
Kredi almayan şirket yok. Ama azami kredi aldığımız yok. Bizim kendi paramız var, onunla dönüyoruz.

TNT:
:Hala faizsiz iş yapıyorsunuz.


ZAE:
Faizli iş yapıyoruz. Siz 2 milyar  dolar ciro yapıyorsunuz faizsiz ne para girer ne çıkar. Ama tortusu bize girmez. Bugüne kadar çocuklarımın kursağına girmemiştir. Onu hayrata harcıyoruz. Okul yaptırıyoruz, yurt yaptırıyoruz, ibadet yerlerine destek oluyoruz yetim fakir fukara çocuklarına bakıyoruz.

Öyle bir gelenek haline gelmiştir ki, mailin arkasına geçen "Bana burs gönder" diye mail atıyor. Soruyorum "anneniz babanız kaç yaşında, gelirleri ne kadar, emeklilik ve gelirleri hakkında bilgi verin" Yetim olup hiç varlığı olmayan insanlar varken bu tip insanların taleplerine inanın şaşırıyorum. Hak edilmemiş bir talebe ve başkasının önünü kesme gibi bir noktaya taşınan bu işe hem sinirleniyorum.

TNT:Siz çok yardım seversiniz. Ben küçük bir anımı anlatayım; hatırlıyor musunuz, 2 sene önce ben sizi telaşla aradım "Gazeteciyim ve telefondaki bütün numaralar gitti" dedim. "Getir bize" dediniz ve bir gün sonra aldım numaraları. Aklıma hemen siz geldiniz.

ZAE:
Bu en küçüğü. O kadar çok hizmet veren vardır ki bana Yönetim Kurulu Toplantımı erteliyorum , insanların gönüllerini yapmak, Allah razı olsun adına bir kelime söyletmek için 1 saat 2 saatimi harcıyorum, Allah'ıma hamdolsun, insanlarda bizi pek kırmıyor.

TNT:
Ne yapmak lazım, insanların arzularının yerine gelmesi ve istediğiniz şeyin gerçekleştirmek  için?

ZAE:
Özverili olmanız lazım. Siz eğer karşındaki beni ilgilendirmez, nastır Arapçası nas yani  bu varlık düşünen ve zorluğunu size izah eden biridir, yalan mı söylüyor, doğrumu söylüyor muhakemesi beni hiç ilgilendirmiyor.

Önüne düşüp gereğini yapıyorsunuz. Zaten karşımdakinden öyle küçük şeyler talep ediyorum ki  düşünüyor "Zeynel Bey bunu neden yapıyor?" Çünkü bizim işadamlarımız o kadar dokunulmaz ve burunları o kadar kaf dağındaki .

Geçenlerde bir yemekte arkadaşım bir şey anlattı: Çok merak ettiğim bir iş adamı ile ilgili. Dedi ki "Bir yere geldi, oturdu. Koştum. Bir işadamıdır, saygın bir insandır, "Size bir oda, bir toplantı salonu  ayıralım siz buradaki misafirlerimiz  ile oturmayın, sizin gibi değerli bir insana hizmet etmek istiyorum, ben bu otelin sahibiyim.Buyurun nereye gitmek istiyorsanız oraya götüreyim sizi" demiş
Cevap. "Gürültü yapma, çekil başımdan."

Bunlarda iş adamı, bizim gibi garibanlarda işadamı. İnanın bana selamı yürekten geri verdiğiniz zaman Allah size o selamın ehemmiyetini aynen üzerinize yapıştırıyor. Onun için gençlere tavsiye ediyorum;

Özverili olun,
 Net olun,
Dürüst olun,
Memleketinizi sevin,
Ailenize çok hürmet edin.

Sizin ikinci defa anneniz babanız olmaz.
Çok kardeşiniz olabilir ama anneniz babanız olmaz.
İkinci bir devletiniz olmaz, ikinci bir toprağınız olmaz, ikinci bir bayrağınız olmaz.

Günde beş dakika İslami koşullar içerisinde kendi kendinize dönün deyin ki "Ben bugün Allah için ne yaptım?

Ben bugün ülkem için ne yaptım?

Ben bugün ailem için ne yaptım?

Kendim için ne yaptım?" bunu kırk gün kendi kendine soran bir şahıs, inanın 41. gün yerini de, yönünü de, huzurunu da bulacaktır.

Değerli dinleyicilerimin şunu denemelerini istirham ediyorum; çok büyük bir özveri değildir, çok büyük bir zaman kaybı değildir üç dakika "Ben bugün Allah için ne yaptım? Vatan için ne yaptım?
Ailem için ne yaptım? Kendim için ne yaptım?" çok fazla bir şeye gerek yok.

Bu listeyi kafasından geçiren bir insan ailesini üzmüş, hiçbir arkadaşına yardım etmemiş, bugün Sarkozy'nin yaptığı pisliğin arkasında durup en azından Taksime yürüyüşe katılmamış, etkin bir adamsa televizyona çıkıp memleketini müdafaa etmemiş,  etkinliği kalemi doğru dürüst ise bir gazeteye telefon açıp bir demeç vermemiş .Bu Allah için de bir hizmettir, vatan içinde, kendisi içinde.

TNT:Biraz baktığımız zaman Türkiye halkına belki haberleri takip ediyorlar, gündemi takip ediyorlar ancak sanki bir boş vermişlik de var halkta. Şu meselenin önemini anlayabilecek olgunlukta mı Türk halkı?


ZAE:
Hayır. Neden? Türk gençliğini yanlışa kanalize ediyoruz. Yani internetteki bozukluklar,bazı hafif televizyon programları, ailelerin meşgalesinden dolayı  çocuklarına zaman ayıramaması.

TNT:
Bazen mi diyorsunuz. Etrafta çok bozuk televizyon programı  var, insanların ahlakını bozacak.

ZAE:
Bunları göz önünde bulundurarak  çocuğunuza karşı görevinizi yapmamış olursunuz. Lütfen anneler çok manevi bir baskıyla, şevkat ve hoşgörü ile çocukların bazı filmleri seyretmesine müsaade etmesinler. İnternetin muhtelif sayfalarını kaldırabiliyorlarsa kaldırsınlar, çünkü onlar bize bir şey vermez.

O gördüğünüz çocukların bazıları Atatürk olabilir, bazıları menderes olabilir, bazıları Bayar olabilir, bazıları Erdoğan olabilir.

Herkes bir şey olabilir.

Bir anda bakarsınız Tanrı size kapıyı araladı ve yürü kulum dedi.

O zaman siz aldığınız kültür üzerinde ülkenizi koruyup kollayacaksınız, ailenizi koruyup kollayacaksınız.

TNT:
Siz aynı zamanda Türk – Fransız iş konseyinde de görevlisiniz. Bu işlerin ortasındasınız. Sorumluluk çok fazla üzerinizde.

Ne olacak? Bize biraz anlatabilir misiniz?

Bizim ilişkilerimiz sadece bir anlamda baktığımız vakit Fransa ile bozulmayacak aynı zamanda diğer Avrupa Birliği ülkeleri ileride de yavaş yavaş bozulacak ve Avrupa Birliği sürecinde Türkiye yakınlaşmışken, hazırken Avrupa Birliğine girmeye, ne bekliyor Türkiye'yi.

ZAE:Türkiye'yi büyük bir tehlike bekliyor. Bu tehlikenin araksında bugün ben beş televizyona çıktım. Ve anlattıklarım şunlardı; bunları 10 senedir söylüyorum, Ermeni meselesini hafife almayın. Fransız halkının önündeki lokomotif bozuk bir lokomotif.

TNT:
Sarkozy'den bahsediyorsunuz.

ZAE:S
arkozy'den bahsediyorum.

TNT:
Nesi bozuk Sarkozy'nin?

ZAE:
Psikolojisi bozuk, samimi söylüyorum akli dengesi çok yerinde değil. Bir adam 550 kişilik bir meclisin 77 üyesini meclise yalvararak sokuyorsa ve onlardan da sadece 45'ine oy verdirip kanun geçiyorsa bu hem demokrasi değil, hem de Fransa'nın kanun koyucu ve koruyucu olan medeni bir ülkenin Anayasasına ihlaldir. Türkiye Cumhuriyeti devleti ve birçok devlet Anayasalarını Fransa'dan aldı. Fransa Anayasası çok adil ve doğru bir anayasadır. Temel üç ilkeden oluşuyor.

Birincisi insan yaşama hakkını  korumak , ikincisi düşünce özgürlüğünü korumak, üçüncüsü mülk edinme hakkını korumak. Bu üçünü siz tavan olarak düşündüğünüz zaman altını her şekilde yaparsınız. Peki kardeşim Anayasan mı yanlış sen mi doğrusun? Sen mi yanlışsın Anayasan mı doğru?

Anayasanın çatısındaki birinci veya ikinci cümle insanın düşünce hakkını serbestleştirmek ve korumaktır. Bize hep tavsiye ettin dedi n ki "101. Maddeyi kaldırın" Biz yeni Anayasada 101. Maddeyi kaldırıyoruz, sen 102. Maddeyi niye koyuyorsun?

TNT:
Birtakım yaptırımlar uygulamaya başladı Türkiye şuandan itibaren, iyice gerginleşecek değil mi?


ZAE:
Gerginleşsin. Nerde incelirse orada kopsun. Çünkü önümüzdeki dönem biz senatoda bunu engelleyemezsek Avrupa Birliği'nin pek çok ülkesinde bu gelecek. Ondan  sonra ne yapacaklar biliyor musunuz? Adalet zannettiğiniz uluslararası bir platform hazırlayacaklar . bu platform zaten logo, parçaları kesilmiş yerine yerleştirilmiş.

Ermenistan'ın Cumhurbaşkanı diyor ki "Türkiye'ye diz çöktüreceğiz. Bir ay evvel Sarkozy orada olduğuna göre siz şunu düşüneceksiniz. "Söyleyene değil, söyletene bak. Söyleyenin midesi boş. Ama söyletenin kim olduğuna bakın.

Onun için burada bir plan var ve bu planın parçalarından bir tanesi bugün geçti. Senatoda ikinci parçası geçerse bunun arkasından geçecek olan Avrupa Birliği düşmanlığı ve Türkiye'yi Avrupa Birliğine almama savaşının önü açılacak. Denilecek ki "Sen insan hak ve özgürlüklerine müsaade edersen evet de bizde düşünelim seni almaya"  

Yine almayacaklar.  Eğer siz yarın çıkın deyin ki eğer  "Ermeni Kardeşlerim özür diliyoruz" yine sizi almayacaklar. Onun için ayaklarınızın üzerinde dik durmak, bu mücadeleye dayanıklı, süreye yayarak etkin kılmak mecburiyetindesiniz.

Bunu yapmadığınız takdirde uluslararası mahkemesi adı altında Avrupa Birliğinden düzmece bir mahkeme kurulur, Türkiye mahkum edilir, Türkiye hakkında da hükümler çıkar. Bu hükümler nelerdir?

TNT:Bu noktaya kadar gidebileceğini düşünebiliyor musunuz?

ZAE:
Bu noktaya gidiyor. Sayın Şirak'a teşekkür ediyoruz. Bugün Şirak Cumhurbaşkanı değil, iki defa bunlar mecliste oylandı , senatodan bir defa geçti, anayasal hakkını kullandı, reddetti ve bugüne kadar uzadı.

Bugün Ermeni vatandaşlarımızın veya bu kanun ile ilgili önergeyi veren hanımefendi konuşma yapıyor. O kadar düşük ve o kadar aşağılık seviyede bir tarz kullanıyor ki "Bakın unutmayın biz bunu Türkiye'ye karşı yapmıyoruz." Ya oradan Türkiye'yi aptal bir millet olarak görüyorlar. Veya onlar aptal olduklarını farkında değiller.

TNT:
Ekonomik ilişkilerimiz var Fransa ile.

ZAE:
Önemli değil, 14 milyar dolar alışverişimiz var . Bunun 6 milyar dolarını biz ihraç ediyoruz, 8'ini onlar bize gönderiyorlar. Avrupa Birliği toprakları üzerinde bu emtiayı üreten ve birinci derecede dost olan, her gün bizi müdafaa eden , konsolosluğunu şeref ile yürüttüğüm İspanya var.

İspanya daha düşük fiyat la ve hatta daha kaliteli . İspanya'ya geçeceğiz, oradan Almanya'ya sipariş vereceğiz, oradan Belçika'ya sipariş vereceğiz ve yayılacağız bir şekilde.

Türkiye artık ayakları üzerinde durmayı bilen ve kuvvetli bir hükümeti var. Etkinliği yüzde 60'a doğru tırmanan her söylediğini de hükümetine düzgün şekilde kabul ettiren bir başbakan var.

TNT:
Sevgili Seyirciler eğer şuan televizyonlarını açan insanlar varsa Zeynel Abidin Erdem ile sohbet ediyoruz. Onun söylediklerini kaçırmayın çünkü  çok değerli bilgileri var. Çok yaşamış biri, çok farklı biri. Sizin gibi birkaç tane daha olsaydı. Kaç saat çalışıyorsunuz günde?

ZAE:
Bazı günler 18 saati buluyor.

TNT:
Eşiniz dertli değil mi bundan.

ZAE:
Hayır. Eşim ile birlikte bu konuyu çok düzgün götürüyoruz Allah'a hamdolsun. Kendiside çalışan ve çok aktif bir insandır. O da dünya iş kadınları organizasyonunda şuanda Avrupa koordinatörüdür.

TNT:
Çok güzel bir tanışma hikayeniz var. Yeri gelmişken anlatabilir misiniz?

ZAE:
Eşim benim üniversitede hocamın kızı. Kurban Bayramı sabahı akrabalarım ve kız kardeşlerim ile Silivri'de  geçireyim dedim.

O gün kayınpederimi plajda gördüm. Hocam ve İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesinin kurucusudur.

Ben de yeni bir yazlık almışım, hocama göstereceğim "Hocam, ne işiniz var burada hayırdır" dedim.

"Biz de bayram tatilinden istifade geldik, sen ne yapıyorsun?" dedi.

"Ben de burada yazlık  satın aldım, kız kardeşlerim ile buradayım" dedim.

"Ne zaman aldın?" dedi.

Geçen sene aldım. Siz nerede oturuyorsunuz?" dedim. 

"Benim de burada 50 senedir yazlığım var" dedi.

Tabi kendisini kurban bayramı dolayısıyla ziyarete gittim, baktım orada bir hanımefendi var. Sonra kız kardeşlerim de gördüler,

TNT:
O anda mı aşık oldunuz?

ZAE:
Ona aşk demeyeyim. Biz Anadolu çocuğuyuz, çok çekingeniz .

TNT:
Şimdi  söyleyin o zaman. Kaç sene oldu?

ZAE:
Bugün 28 yıla girdik. Kız kardeşlerimde görünce çok beğendiler dediler ki bekarsa biz isteyelim. "Bu annenin, bu babanın kızı kaçırılmaz" dediler.

Biz de Anadolu'da anne çok önemlidir. Sonra babaya bakarlar.

Annenin aile formatı karşı aileye biraz yakınlaşıyorsa anne kızdan önemlidir.

Annenin yapacakları kızın ileride kızın yapacaklarıdır.

TNT:
Annesine bak kızını al.

ZAE:
Tanıştık, babama götürdüm. Babam uzun boylu ,sarışın, sakin bir adamdı. "Baba tanıdığım bir kız arkadaşımı sizinle tanıştırmak istiyorum. Evlenmek istiyorum.

Eğer siz uygun görürseniz ailesine haber vereceğiz" dedim.

Babama götürdüm, babam baktı "Kızım adınız ne" dedi.

"Emine fendim" dedi. "Siz Peygamberimizin evindeki  adı kullanan insan olduğunuza göre bu eve de ehemmiyet getireceksiniz, hayırlı olsun" dedi.

Bir ay sonra istemeye gittik.

TNT:
Çok güzel.

ZAE:
Bugün çok gerildim ve çok üzüldüm Türk gençliği adına, şundan üzüldüm; Türkiye'nin düşmanı bu kadar olmamalı.

Bir yazarınız bölgenizde olmayan, bakın biz Osmanlı döneminde mutasarrıflı izam eden görevi 83 yıl ailem taşıdı. Orada kimdir, kaç kişidir, ne yaşar, ne yaşamaz hepsi var. Tanıyoruz ve biliyoruz.

TNT:
Mardin Bölgesini mi?

ZAE:
Güneydoğu Anadolu Bölgesi. Eskiden insanlar gezici ve bütün aşiretleri tanımak zorundaydı.O mıntıkanın tamamında 1.5 milyon insan yok. Bu 1.5 milyon insan kim? Başta Müslümanlar, onları takip eden Süryaniler, onları takip eden  Hıristiyanlar. Bunların içerisinde Ermeni kardeşlerimiz var. Toplam 1.5 milyon. Fransızlar 1894 yılında para karşılığı önce Türkiye'nin hayvan potansiyelinin sayımını yapmışlar. Kaç atı var, kaç ineği var, devesi var.

TNT:
Neden yapmışlar?

ZAE:
Osmanlının arşivleri çok müthiştir. Bugün Cumhuriyet Osmanlı arşivlerine ulaşamaz. Çünkü Osmanlı sistem kurmuş ve bu sistemi mecburi yapmış. Batı sistemini kurmuş , Fransızları görevlendirmiş. 1894 'de nüfus 1 milyonu geçmiyor. 1915'de böyle bir katliam oluyor karşılıklı katliam.

Oysa ki sadık millet dediğimiz Gayrimüslimler  Osmanlı İmparatorluğunda da önemli görevler almıştır. 23 dış işleri mensubu 7 büyük elçi Ermeni kardeşimiz vardır.

Bir adam çıktı, biraz evvel bir logo dedim o logoda bir adam buldular Orhan Pamuk adında ve bu adama bir kitap yazdırdılar. Bu kitabın bedeli de Nobel Ödülü'ne getirdiler.

Neden biliyor musunuz? Bir ülkeyi batırmak, haksızlığını kanıtlamak.

TNT:
Bu biraz komplo teorisi gibi olmuyor mu?

ZAE:
Neden komplo teorisi değil, sizin çocuğunuz kaç yaşında?

TNT:
13

ZAE:
Onun çocuğunun çocuğu bu bedeli ödeyemeyecek. Çünkü yalancı şahitlik var ortada.

Bugün 550 kişilik bir parlamentonun 77'si katılıyor, bunların 45'i aleyhte oy veriyor , demokratik Fransa'da kanun geçiriyor.

Bu komediyi kim organize ettiyse bu komedinin arkasında başka parçalar gelecek. Siz çok şaşıracaksınız. Biz çok şaşıracağız ama gelecek.

Gelmemesi içinde çaba gösterip insanlara bunu anlatmamız lazım. Korkaklar ve işbirlikçiler şakşaklıyor. Ama korkmayanlarda var, korkmayacağız, hakkımızı müdafaa edeceğiz.

Bir filozofun bir cümlesi var ve bu bana hayatımda örnek olmuştur. "Hakkını müdafaa etmeyen, haksızlığı kabul etmiştir ve haksızdır."

Biz o duruma düşürüleceğiz. Onun için hakkımızı müdafaa edip o haksızları teşhir etmeliyiz. O yanlışları anlatmalıyız.

Yarın Taksim Meydanı'ndan tutun, üniversitelerde konferanslara başlamalıyız.

Yarın Türkiye bütçe ayırmalı 2.5 milyon Cezayirlinin nasıl katledildiğini Fransız askeri arşivlerinden alınmış dökümanteller ile anlatmalıyız.

TNT:
Bunları yapmakta geç kaldı Türkiye.

ZAE:
Nerden başlarsanız oradan devam edebilirsiniz. O zaman "Kardeş sen bunu yaptım, 1.5 sene hüküm 45 bin Euro ceza.

İnsan öldürmek Fransız kanununa göre 5 senedir, üç hafifletme sebebi vardır, 8 aya düşüyor. Peki biz ne yaptık ki yarın hasbel kader yok kardeşim bu soykırım diyeceksiniz 45 bin Euro ceza.

TNT:
Fransa'da yaşayan Türker'in nüfusu ne kadar şuanda?

ZAE:
700 bin'e yakın fakat Sayın Tekelioğlu yine devletin hatası biz milliyetçiliğimizi , oradaki kürdümüzü, alevimizi , "Aman ha onların nüfus cüzdanını alma.

Hep Türk kal."dedik.Ermeni de dedi ki "Al oranın nüfus cüzdanını seçme ve seçilme hakkına kazan. Etkinlik kazan."700 bin kişiyiz orada elinde pasaportu olan 80 bin. 80 bini kim kadar 500 binin karşısında.

O halde odalar birliği başkanı  Sayın Çağlayan ve Başbakanın söylediklerini bugün şöyle tavsiye olarak sunmalıyız " Türk milleti ,Avrupada'ki , Amerika'da ki ve tüm dünyada ki hemen pasaporta müracaat et, oranın vatandaşlığını al. Sosyal ve siyasal etkinliğine katıl. Türk milletinin bu mağduriyetini bilimsel olarak kır." Bu zaman alacak ama olacak.

TNT:
Siz bu günlerde yoğunsunuz ama Başbakanımızı ziyarette bulundunuz birkaç kez.

ZAE:
Birkaç kez daha bulunmak istiyorum.

TNT:
Sağlığı hakkında sizden de bilgi alalım.

ZAE:
Çok iyi. Bazı yerde çıkan yazılar ve kasıtlı iddialar benim aklıma yatmıyor. Neden? O hastalığı ben ve birçok arkadaşımız geçirdi.

TNT:
Barsağın vücutta en duygusal organ olduğunu söyler doktorlar. Stresin yarattığı bir hastalık mı? Sizde geçirdiniz.

ZAE:
Gayet tabi. Bir aileyi yönetmek için, bir şirketi yönetmek için, bir arkadaş topluluğu , sosyal bir grubu yönetmek için insanların kaybettiği enerji  gücünün yüzde 34'üdür.

Türkiye'yi ve bu belaları PKK'sından tutun üniversiteler, devletin birçok kademesi var, meclisi yönet, onu yönet kolay değil ki. Doğal afeti var, depremi var, bunlar kolay şeyler değil.

Duygusal olduğunuz zaman, içinize atıp etkilendiğiniz zaman organlarınızın bir tanesi eyvallah diyor.

Onun için Allah şifa versin. Türkiye büyük kaosa girer bir terslik olursa.

Ben hiçbir devletin, hiçbir milletin böyle liderini kaybetmesine hiçbir zaman dua etmemişimdir. Hep yaşamasına dua etmişimdir.

TNT:
Siz tanıklık ettiniz ama Türkiye'de.


ZAE:
Evet. O misyondan geliyoruz.

TNT:
Siz ayaklı kütüphane gibisiniz. Bir tarihsiniz.

ZAE:
65 yaşımı geçtim ve boş oturmadım.Hep sosyal faaliyetlerde bulundum, sivil toplum kuruluşlarında bulundum.

TNT:
Çok okuyan birisiniz. Ne kadar okuyorsunuz?

ZAE:
Bir kitapçıda içeriye girdiğim zaman 4-5 kişi aynı anda "Hoşgeldiniz Zeynel Bey" diyorlar. Biliyorlar bir yığın kitap alıp gidiyorum.

 TNT:
Ne tip kitaplar alıyorsunuz.

ZAE:
Siyasal, sosyal, ekonomik, kültürel.

TNT:
Biyografi okur musunuz?

ZAE:
Okurum. Ben şöyle bir okuma yeteneğine alışkınım; başlıklar vardır ve bu başlıklar bana gelecekte ne ifade ediyor?

Onları çok düzgün bir şekilde organize edip, markalıyorum. Ondan sonra o konu geldiği zaman eğer asistanım taramışsa alıyorum.

.Mesela şu  emek 500 sayfalık emektir. Temelinde 500 sayfa olan şu yazılar devamında o 500 sayfayı size anlatabilirim. Ama yeter ki gözümün önüne gelsin, hatırlayayım.

TNT:
Geleceği nasıl görüyorsunuz? Telekomünikasyon iş içerisindesiniz aynı zamanda.

ZAE:
Türkiye Cumhuriyet'in 100. Yılında 500 milyar dolar ihracata , dünyadaki 10 en büyük şirketin 1 veya 2'sine sahip, dünyadaki en büyük ünlü markaların 3 veya 5'ine sahip. Birçok kurum var, bu kurumların deni olan önemli kuruluşlarımız var.

TNT:
Türkiye neden kendi telefonunu yapamadı hala?

ZAE:
Yapmasına gerek yok. 1 bardak süt için inek almamak lazım. Bir telefon üretiminin yatırımı 10 milyar dolardır. Bir telefon markasının değişmesi için temelinizde araştırma grubunuz yoksa 200-300 milyon dolardır.

TNT:
Ar-Ge yi biz çok önemsemiyoruz galiba.

ZAE:
Türkiye'de Ar-Ge yok. Türkiye Cumhuriyeti'nin Ar-Ge'ye ayırdığı para ne zamanki 5 milyar dolar ile ifade edilirse ben şapka kaldıracağım ve onu 10 milyar  dolara çıkartmaları için tavsiyede bulunacağım. Sanıyorum 300-400 milyon doları geçmiyor.

Türkiye'de hangi koşullarda ayağınıza bu kadar çelme takan varken 300 milyar dolarları

Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki yurtdışına su taşıyan, hizmet eden, Türkiye'nin çökmesini sağlayan insanlarda anarşiyi önlemek için harcadığımız bir dönemde Ar-Ge ye para harcayamayız.

TNT:
Türkiye'de temel bir sorun var, o sorun da şu; herkes kendi konusunda çok bilgili ancak, bir meselede bir araya gelmek gerekiyorsa , çalışmak gerekiyorsa onu sevmiyorlar.Bir ekip çalışması olmuyor Türkiye'de.

ZAE:
Aslında şimdilerde yavaş yavaş sivil toplum kuruluşlarında başladı.

TNT:
Bu neden bugüne kadar olmadı? Neden şimdi  yeni yeni başlıyor?

ZAE:
Bu kültür l Özal zamanında geldi. Özal Türkiye'nin temel kalkınma planları içerisinde insanların bir arada yaşama hakkını ve sevgisini öğretme yolunu seçti.

Eğer Özal dün Güneydoğu Anadolu bölgesindeki  anarşiye katılmamış Kürt kardeşlerimize söylediklerini yapıyor olsaydık  bugün bu konular yoktu.

TNT:
Özal'ın prenslerindendiniz ama hiçbir zaman siyasete girmediniz. Aktif siyaset yapmadınız. Niçin?

ZAE:
Ben 10 dakikada Sayın Bahçeliye, 15 dakikada Cumhuriyet Halk Partisi Başkanına, 1 saate Sayın Cumhurbaşkanımıza, 1 saate Sayın Başbakanımıza ulaşan bir adam olduktan sonra neden büyük millet Meclisinin bir parçası olayım. Bulunduğum partinin sadece lideri ile selamlaşayım. Ben bütün Türkiye'nin gönlünü kazanmaya çalışan gönül adamıyım.

TNT:
Tek başınıza zaten  sivil toplum örgütü gibi çalışıyorsunuz.

ZAE:
Buna tevazu gösterip hayır demeyeceğim. Evet çalışıyorum. Bugün etrafıma bakıyorum gerçekleri yansıtmak için televizyon mensuplarının söylediklerini iftihar ile söylüyorum "Zeynel Bey, geliyor işadamları geveleyip duruyorlar, siz çok net söylüyorsunuz" Sayın Tekelioğlu, şahsiyeti olmayan adamın yaşama ve konuşma hakkı kısıtlıdır.

Benim şahsiyetim var.

Batacağımı bilsem , öleceğimi bilsem doğrulardan ve doğrulardan şaşmadan milletimi örgütleyip eğiteceğim.

Benim kurdumu batılı Türkiye'yi yıkma adına kullanamaz.

Benim aleyhime k imse dil uzatamaz.

Zaten ben ehlibeytim .

Ben seyidim.

Dün benimle Çanakkale'de savaşmış Hristiyanıma da dil uzattırmam.

Bugün buradaki Ermeniler var ya, Sarkozy 'nin yaptığı çok iyilik değildir. Ne kadar psikolojik baskı altındalar.

Hırant Dink'in ailesine müteşekkirim. Gayrimüslimlerimize yok. Onlara hiçbir sıkıntı yok. Devlette çok düzgün bakıyor.

Ben her yerde cami yapan adam, kilise yapılması için Sayın Cumhurbaşkanıma üç defa gittim, iki defa Süryani kardeşlerimizin liderlerini götürdüm.

TNT:
Mardin deki mi?

ZAE:
İstanbul'un. Mardin deki Süryaniler artık İstanbul da. Çok zenginidirler, varlıklıdırlar ve devleti de destekliyorlar, milletimizi de çok seviyorlar.

Bir defa aleyhimize konuşma yok. Telefonum hepsinde var. Sıkıntılarını Başbakanımıza, Emniyet genel müdürümüze,, Valimize koşturuyorum.

Nitekim Güneydoğu'da Midyat da bir papaz kaçırıldı, 48 saate çıkarılmasını sağlayanlardan biri benim.

TNT:
Geniş bir çevreniz var.

ZAE:
Hamdolsun Güneydoğu'da ve bazı yerlerde etkin bir alanımız var. Mensubiyetimizden dolayı alo dediğimiz zaman o insanlar bir şekilde hemen yerine getirmeye çalışıyorlar. Hiç getirmeseler de hatır yapıp meseleden çekiliyorlar.

TNT:
Gençlerle de çalışıyorsunuz siz değil mi?


ZAE:
Genpa'nın bünyesinde 6800 dükkanımıza mal veriyoruz. Onları sayarsanız 5-10 bin olur da, kendi bünyemizde fiilen çalışan 2-3 bin kişimizin yaş ortalamasını söylersem çok gülersiniz  25-27.

TNT:
Harika. Vehbi koç'un  şöyle bir sözü var:"Doğru adamı bul, inisiyatif ver."

ZAE:
Aynen öyle yapıyorum.

TNT:A
ma bir şey daha söylemiş "Güvenme"

ZAE:
Şöyle demişti "Yetki ver, kontrolü kaybetme" Sadece Etilerdeki binada 786 kişi çalışıyor. Yetki verdiğim zaman çoğu çok tecrübeli olmadıkları zaman  yetkiyi aşırıya götürürsem zarar eden kişi benim.

TNT:
Hiç kandırıldınız mı?

ZAE:
Evet, çok.

TNT:
Yinede kandırılabilir misiniz.

ZAE:
Evet kandırılabilirim çünkü ben insanları önyargılı , sahtekar ve yalancı kabul etmiyorum. Ama aralarında dürüst insanların hakkını harcayanlar vardır.

TNT:
Ne yapıyorsunuz?

ZAE:
Hiçbir şey yapmıyorum. Allah'a havale ediyorum.

TNT:A
dalet yerini buluyor mu sonrasında?

ZAE:
Ben size basit bir hikaye anlatayım Sayın Tekeli oğlu. Türk milleti bunu iyi düşünmeli, iyi
bellemeli. 47 senedir piyasadayım devletin bir kuruşunu daha ihlasıma geçirmedim. Türkiye'nin en büyük vergi ödeyenlerinden biriyim. Hiçbir vatandaşımız sigortasız çalışamaz.

Herkesin hakkı korunur.

Bir adam bir telefonumuzu cebine koyup gider.

Masadakiler telaş eder, 1000 lira olan bu pahalı telefonun bedelini kendi aralarında paylaşıp, yukarıya söylememe adına götürür vezneye yatırırlar. 4 gün sonra adam güvenliğe bir mektup bırakır.

Mektubunda şunu söyler: "Otoparkınızın su çıkışında mavi bir naylona sardım, oraya koydum. Zeynel Bey'i dört gündür rüyamda görüyorum hakkımı yeme, yanlış yapıyorsun diye görüyorum ve uyuyamıyorum . Lütfen helal edin. Ben o telefonu oraya koydum, alın."

Biz emniyeti çağırdık, acaba bombamı koydu, bir noktaya mı taşıyor bizi. Bomba arama ekibi geldi, giyindiler, sinyal alamadılar. Köpekleri getirdiler köpekler bakmıyor. Bir baktılar telefon.

Demek ki siz haram yemediğiniz zaman, bir başkası sizin hakkınız olanı yiyemiyor. Şirketlerimizde 7-8 bin kişi ekmek kazanır, arama noktamız yoktur.

TNT:
Kamera yok mu?

ZAE:
Güvenlik adına vardır. Benim elemanım yada bana nimet kazandıran müşterim için koymuyorum.

TNT:
Güveniyorsunuz insanlara.

ZAE:
İnsan benim için en kutsal varlıktır. Çünkü Rabbim "İinsanı insan olduğundan dolayı severim" demiş. Biz de ona uyuyoruz.

TNT:
Sizinle sohbet nefisti. Çok güzeldi. Çok teşekkür ederiz. 2012 için dileğiniz nedir?

ZAE:
Türkiye'de barış, sağlık, güzellik.

TNT:
Kendiniz için ne diliyorsunuz?

ZAE:
Bana verdiği yeter. Sağlığım yeter, çocuklarımın varlığı başarısı yeter, başkasına versin.

 TNT:
Ne güzel.


Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org