Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Nur Ger Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

NUR GER Bülent Şenver'in Odası TV Programı Bölüm 1
20.08.2012
Okunma Sayısı : 5693
Oy Sayısı : 4
Değerlendirme : 5
Popülarite : 3,01
Verdiğiniz Puan :
 

 

NUR GER Bülent Şenver'in Odası TV Programı Bölüm 1

.
.

izlemek için

.
.

dinlemek için

.
.

NUR GER Bülent Şenver'in Odası TV Programı Bölüm 1

.

NUR GER Bülent Şenver'in Odası TV Programı
Deşifresi
Nur Ger (NG)
Bülent Şenver (BŞ)

BŞ:
Bülent Şenver'in Odasına hoş geldiniz.

Bugünkü konuğum Sayın Nur Ger.

Gençlerle tecrübelerini, birikimlerini ve zenginliklerini paylaşacak.

Hoş geldiniz Nur Hanim.

NG: Hoş bulduk.

BŞ: Nur Hanım, uzun yıllar oldu sizinle görüşmeyeli, hala sizi çok dinç görüyorum, enerji dolu görüyorum, gözlerinizin içi parlıyor hala.

NG: Bende sizi aynı gençlikte ve aynı heyecanda ve dinçlikte bulduk.

BŞ. Eksik olmayın.

Gençlerimiz merak ediyorlar, siz hakikaten onlara örnek olacak bir kişisiniz.

Çünkü hayatta birtakım zorlukları yenip, önemli yerlere gelip, belirli başarılar elde etmiş, bir çok genç kızımızın da hatta "Ben nasıl Nur- Ger olurum?" dediği figür haline gelmişsiniz.

Onun için diyorum ki ; onlarla ilgili hayatınızda önemli birkaç kilometre taşı olmuştur, o hayatınızdaki kilometre taşını bizimle paylaşır mısınız?

NG: Memnuniyetle.

Bu fırsatı tanıdığınız için teşekkür ederim.

Gençler adına teşekkür derim.

Ayrıca gençlere verdiğiniz değer ve önem adına da çok teşekkür ediyorum.

Benim hayatımın kilometre taşları herhalde Galatasaray Lisesi'ni kazanmamdır.

İlk öğretimimi çok önemli kilometre taşı olarak görüyorum.

Dolayısıyla AFS Bursu ile Amerika'ya gitmem. Boğaziçi Üniversitesi'nde yüksek lisans okumam bunlar eğitimimdeki önemli kilometre taşlar.

Ama kendi hayatımda kendi işimi kurmaya karar vermiş olamam, küçük yaşta buna soyunmuş olmam, işveren olmam.

Muhtemelen de son dönemde ise SUTEKS'in, yeni SUTEKS dediğimiz şirketimizde Metin Peköz Beyefendi ile bugünkü ödüle bizi getiren SUTEKS'i var etme yola çıkışımız çok önemli kilometre taşları.

Özel hayatımda ise üzüntülü olanları bir kenara bırakabilirsek, kızımın varlığı en önemli kilometre taşıdır.

BŞ: Bu gençlere deseniz ki "Hayatta birkaç tane değere çok önem verin." O birkaç tane değer, gençlerimiz hangi değerlere önem versinler sizce?

NG: Yaşamı ben sürekli değişken görüyorum.

Hayat sürekli değiştiği için değerlerin öncelikleri de yaşam içinde değişebiliyor.

Çocukken çok sevilmiş olmayı istersiniz, herkes çok sevsin istersiniz.

Daha gençlikte herkes beni anlasın istersiniz.

Ama muhtemelen hayata atılacak gençlere en önemli değerleri ne olduğunu söylememiz gerekirse; bence dürüst olmaları, açık olmaları, sorunlardan korkmuyor olmaları, onları aşmak üzere kendilerini sürekli hazırlayabiliyor olmaları, şeffaf olmaları, özgüvenli olmaları.

BŞ: Özgüven. Kendilerine güvenmeleri.

NG: Edison'u hatırlamaları. Bin defa yaptı deneyi olmadı ama sonunda ışığı buldu.

Tünelin sonunda mutlaka ışık var.

Onun için orada kendisini hep öne çıkarmalı, kendinden yola çıkmalı.

BŞ:Siz bir de kadın erkek eşitliği ile ilgili bir çok çalışmalar yaptınız. Ben yanılmıyorsam TÜSİAD'da da Kadın Erkek Eşitliği Komisyonu Başkanlığını yürütüyorsunuz.

NG: Haklı Kadın Platformu Yürütme Kurulu Üyesiyim.

BŞ: Haklı Kadın Platformu. Haksız kadında var mı?

NG: Tabii ki haklı insan, haksız insan ama genelde kadının haklarını savunmaktan ve haklı olan kadını beraberce el ele tutmaktan gelen.

BŞ: Peki size göre kadın ve erkek eşit değil mi?

NG: Bence insanlar doğarken eşit şartlara doğmalı.

Keşke öyle bir dünya yaratabilecek olsak. Kadın ile erkeğin doğası farklı.

Doğal olarak farklı , ancak toplum içinde edinecekleri yer ve bulunacakları konumlar eşitlenebilir.

Aslında dünyada bugün olan haksızlık bence bu.

BŞ: Bir soru daha sorayım size; dünyada kadın erkek eşitliği sağlandıktan sonra TÜSİAD'da kadınlarla ilgili hangi komite kurulabilir?

NG: Çok güzel bir soruydu.

Ben hep şöyle söylerim;

"Kadın Erkek Eşitliği, Kadın Hakları gibi konular keşke gündemden kalktığı güne kadar ve en kısa zamanda gündem maddesi olmaktan çıksa" derim. İnsan Hakları diye görürsek konuyu, doğal olarak kadınların çalışma hayatına geç girmelerinden dolayı en fazla diyebiliriz ki 150 yıl.

Oysa ki insanlar 10 bin yıldır belirli bir kültürde yaşıyorlar.

Dolayısıyla yakın gelecekte bu farklılığı ortadan kaldırırsak, kadını ve erkeği çalışma hayatının içinde aynı yerlere erişmelerinin zeminlerini eşitlersek, eminin hala daha insan haklarının eşitsizliklerinden bahsediyor olacağız.

BŞ: Bir de Birleşmiş Milletlerin Kadını Güçlendirme İlkeleri diye bunu sanki şöyle görüyor kadınları güçsüz görüyoruz, o nedenle güçlendirme ilkeleri yazıyoruz anlamımı çıkıyor buradan.

Kadınlar güçlü değil midir?

NG: Yok, tabii ki yaklaşım bu değil.

BŞ: Kadınlar güçlü müdür?

NG: Ben tümüyle eşitlikçi yaklaşan, hep öyle düşünen birisiyim.

Dolayısıyla kadın mı daha güçlü?

Erkek mi daha güçlü?

Güçlü erkek, güçlü kadın vardır.

Farklı alanlarda güçleri olan insanlar vardır.

BŞ: Kadınları güçlendirme İlkeleri ne yazar?

NG: Onu biz de imzaladık.

BŞ: Şirket olarak mı?

NG: Evet. Kurumsal olarak ilk imzalayan KOBİ'yiz. Buradaki şey şudur; Doğal olarak şuanda dünyada kadınlar çalışma hayatında ve hayatın içinde değiller.

En son örnek şöyle vereyim size; Türk Ticaret Kanunu çıktı biliyorsunuz ve buradaki yasada eşin imzalama mecburiyeti gündeme geldiği andan itibaren Eylül'de yasayı değiştireceğiz.

Bu çok büyük bir komplikasyon yarattı.

BŞ: Kefil olmak ile ilgili değil mi?

NG: Ben bunun aksine konuşan tek bir köşe yazarı, tek bir ekonomist, tek bir kanun koyucu görmedim.

Bu ne demek?

Demek ki daha bu anlamda doğal bir eşitlik yok ve bu yansıyor ki hemen bu yasayı değiştirmemiz gerekir deniliyor.

Bu ne demek?

Bu demek ki yeteri kadar eşitlikçi bir kültür yerleşmemiş.

Peki o zaman ne yapmak lazım?

Burada mağdur olan tarafı, ki mağdur da demek yeterli değil, onu güçlendirmek için ne yapmak lazımdan yola çıkılıyor.

BŞ: Bir de siz Bakanlık Ödülü aldınız.

Çalışma Hayatında Toplumsal Cinsiyet Eşitliği.

Nasıl oldu bu ödül?

Niye verdiler bu ödülü size?

NG: Bizim, demin söylediğim yeni SUTEKS dediğimiz, 1997 sonrası var ettiğimiz kurumsal yaklaşımda insana verilen değer birinci değerdi ve her şeyin önünde çalışanlarımız ve onlarla birlikte bir kurumsal kültür yaratmak idi.

Eğer insana verilen değer olmasaydı, ben hep bunun altını çizmek durumundayım, kadınların eşitlikçi yaklaşımını öne çıkarmakta mümkün olmazdı.

Herkese eşit fırsatlar tanınsa bile, henüz toplumumuzda maalesef kadını çalışma hayatının içine koymamız için onu desteklememiz gerekiyor.

Çünkü kurumsal destekler yok, kültürel olarak bazı eksikliklerimiz var.

Bunları tamamlamak adına biz SUTEKS olarak özellikle doğum öncesi ve çocukları 4 yaşına gelene kadar kadın çalışanlarımıza farklı öncelikler tanıyoruz.

Ailesini ve çocuğunu öne koyarak iş ve çalışma hayatını dengelemesini mümkün kılıyoruz. Teknolojiyi sonuna kadar kullanarak.

Bütün bunların bileşkesi çok hakkaniyetli, eşitlikçi ve çok önemli bir ayırım daha var.

Hala Türkiye'de ve dünyada nadir olduğunu düşünüyorum, varsa da ben bilmeyeceğim, kar paylaşımı dediğimiz bir yaklaşımımız var.

Biz karımızı üç ayda bir açıklayarak çalışanlarımız ile paylaşıyoruz. Dolayısıyla herkes SUTEKS'in ortağı.

BŞ: Kadın çalışanlara daha fazla veriyor musunuz?

NG: Hayır. Herkes eşit.

Şöyledir o; karın yüzde 10'u kadar oranını herkesin maaş oranına bölerek paylaştırıyoruz.

Dolayısıyla bizim bütün yaklaşımlarımız eşitlikçi.

Benim bütün yaklaşımlarım hayatta, karşımdakinin yerine kendimi koyarak hep düşünmek üzerine.

O nedenle böyle farklı bir kurumsal yapımız var.

BŞ: Ne kadar güzel. Ödüllerde aldığınıza göre.

NG: Evet. Bu da bize ödül getirmiş oldu.

BŞ: Şimdi keşke diye bir bölümümüz var. Bülent Şenver'in Odasında konuğum Nur Ger ile birlikteyiz.

Şimdi üç keşke.

Üç keşkenin birincisi dünya ile ilgili.

Size desem ki "Dünya ile ilgili bana bir keşke söyler misiniz?

Dünya ile ilgili keşke?"

NG: Çok ciddi adaletsizlik ve gelir dağılımı eşitsizliği var.

İnsanlığın şuan içinde yaşadığı dünyadaki adaletsiz konumun değişebilmesi için gerekli yapısal bazı değişikliklerin yapılabilir olmasını ve sürekli savaşarak değiş, şiddetle değil , daha uzlaşma kültürü içinde ve asgari müştereklerde feragat ederek bir arada yaşayabilmeyi öğrenebilsek.

BŞ: Peki, Türkiye ile ilgili keşke.

NG:Terör ile ilgili benim çok şeyim var.

Bitmiş olmasını çok çok çok istiyorum.

BŞ: PKK terörü.

NG: Ben Terör diyeyim, bunun adını nasıl koymadan.

BŞ: Trafik terörü de var.

NG: Haklısınız.

BŞ: PKK Terörü var, Trafik Terörü başka bir şey.

NG:Ben Türkiye'deki çeşitli adlarla koyuyoruz.

Kürt sorunu diyoruz.

PKK diyoruz.

Ama ben birinci derecede bu terörün bitmesini çok yürekten istiyorum.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının el ele ve herhangi bir ayrımcılığa gerçi bu da bunun bir parçası, gerek kalmadan beraberce yaşayabilmelerini çok istiyorum.

BŞ: Üçüncü keşke de kendiniz ile ilgili. Nur Ger keşke

NG: Şöyle bir şey var, ben çalışma hayatı odaklı oldum.

Gerçektende hala öyleyim.

Çalışma hayatı, sosyal sorumluluklar, vs.

Kendime daha fazla vakit ayırabilmiş olmayı, özel hayat ve çalışma hayatı dengesinde özel hayatıma daha fazla zaman ayırabilmiş olmayı ararım bazen.

BŞ: Çalışanlar böyle değil mi?

Başarı olanların sıkıntısı özel hayata daha az vakit ayırabilmiş olmak.

NG: Daha fazla vakit ayıramamış olmaktan dolayı bu dengesizliği hissetmek üçüncü keşkem.

BŞ: Bir başka bölümümüze geliyoruz. Bülent Şenver'in Odasında konuğum Sayın Nur Ger.

Şimdi "Bir göster bin işit" bölümü.

Oyun diyorum buna çünkü ben size bir obje getirdim, bu objeyi kulağınıza küpe olsun kutumun içine koydum.

İstiyorum ki, bu objeyi size göstereyim ve onunla ilgili gençlerimizin kulağına küpe olabilecek söz bizimle paylaşın veya cümle paylaşın, görüş paylaşın.

Sizin için getirdiğim obje bir düdük.

Müsaade ederseniz çalabilir miyim?

Bu düdüğe bakıp, ne söylemek istersiniz?

NG: Sürprizlerle dolu oluğunuzu söylemiştim söyleşinin. Şöyle diyelim; bu düdük bizim için elimize verilmiş bir fırsat olsun.

Bu öyle bir fırsat olsun ki biz nasıl çalarsak bizim karşımıza öyle çıksın.

Bu düdük mahareti itibari ile ses ve seslerin şeylerini verdiğine göre, biz bu düdüğü yaşamımızı yönetmek için kullanıyor olalım.

Zaman zaman kuvvetli tonlarla uyarılar için kullanalım.

Zaman zaman müziğe dönüştürelim keyif olarak paylaşalım.

Zaman zaman küçük uyarılar olsun .

Bu bizim hayatımızda çevremiz ile olan ilişkimizi ve hayatımızı düzenlemek için bize tanınan bir fırsat olsun.

BŞ: Hemen devamında da minicik, küçücük bir düdüğüm var.

Minik düdüğün sesi de minik çıkıyor.

NG: O zaman küçük düdük, büyükten rol modeli yani rol alan olduğuna göre ona çok özenli, dikkatli davranalım.

O bizim yetiştireceğimiz geleceğimiz olacağı için değerlerimizi kendine olan aktarmada ve hatta onun gelişmesinde her yönde büyük düdüğü doğru kullanalım ki o yoluna rahat girsin ve mutlu bir insan olarak hayatını sürdürebilsin.

BŞ: Ağzınıza sağlık.

Değiştirmek istediğiniz bir şey hayatınız da mutlaka olmuştur.

Diyorum ki her lider bir şey değiştirmek ister.

Bir şeyleri değiştirme arzusu içerisindedir.

Bu, hayatının içinde değişik safhalarında değişik şeyler olabilir.

Son zamanlarda sizin değiştirmeyi arzu ettiğiniz?

Bu iş ile ilgili olabilir, şahsi olabilir, dünya ile ilgili olabilir, aileniz ile ilgili olabilir.

NG: Demin söylediğim paralelde değiştirmek istiyorum ama başarabilir miyim bilmiyorum.

Biraz daha özel hayatım ile ilgili ağırlık dengesini, bunu son 32 yıldır söylüyorum, 32 yıldır çalışma hayatının içindeyim , inşallah başarabilirim.

Ama dünya ile ilgili gerçekten insanlık dünyayı kötü kullanıyor.

Biz insanlar dünyayı tarihte hiç olmadığı kadar kötü bir veri olarak kullanıyoruz.

Ekolojisi ile, dengesizliği ile, çok çok sürekli savaşarak.

Bunun farkındalığını insanlara yaratabilmeyi, israfı ve dünyanın kaynaklarını yok etmeyi anlatabilmeyi, değiştirebilmeyi isterdim.

.


Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org