Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Cüneyt Ülsever Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

Siyasi risk almadan mesele çözülmez
26.08.2009
Okunma Sayısı : 4615
Oy Sayısı : 1
Değerlendirme : 5
Popülarite : 0
Verdiğiniz Puan :
 

 

Siyasi risk almadan mesele çözülmez
Cüneyt Ülsever
.
.

İKİ haftalık aradan sonra bugün ve sonraki 2 gün benim "Kuzey Irak açılımı" dediğim, bir sürü adı yanında ilk adı ile "Kürt açılımı" olarak bilinen meseleyi irdelemeye devam edeceğim.


Bu hafta bazı sert saptamalarda bulunacağım. Ancak, benim saptamalarımı ideolojik içerikli ithamlar olarak algılayanlar bana haksızlık ederler. Ben o tip bir yazar değilim.
Ben saptamalarımı, aldığım eğitim gereği, bir doktorun hastasına teşhis koyarken takındığı eda içinde yapmak durumundayım.

Doktor, hastasında nahoş bir durum tespit ederse, bunu hastasını aşağıladığı veya hastalığı yücelttiği için değil, tedavi yöntemini tespit edebilmek için yapar.

Tespitlerime katılır veya katılmazsınız, ama ne olur benim önce teşhis koyup, sonra da tedaviye yol açmaya çalışan ve ne hastasına, ne de hastalığa duygusal bir yaklaşım göstermemeye çalışan bir doktorculuk oyunu oynamaya çalıştığımı kabul edin.

* * *

Bugün meseleye neden "Kuzey Irak açılımı" dediğimi tekrar izah etmeye çalışayım.

Benim ilk saptamam şudur:

"Kürt meselesi"
Türkiye'nin çözemediği temel meselelerinin başında gelir. Türkiye bu meselesini, diğer bir sürü meselesi gibi, çok uzun yıllar görmezden gelmiştir.

Ancak ülkemizi yönetenler, kendi iç dinamiklerinden hayatiyet bulsa da, ülke meselelerini çözmek için çoğu kez dış dinamiklerin harekete geçmesini, hatta bazen de dayatmasını beklemişlerdir.

Sened-i İttifak, Tanzimat, I., II. Meşrutiyet, demokrasiye geçiş, serbest piyasa ekonomisinin benimsenmesi, demiryolu yerine karayoluna yatırım, iç kargaşaların askeri darbelerle çözümü gibi ülkemize gerek artılar kazandıran, gerek ülkeye darbe vuran bir sürü siyasal gelişim dış dinamiklerin dayatması veya izni ile iç dinamiklere ince ayar yapılması esasına dayanır.

Şimdi de ABD'nin Obama dönemi sonrası Irak'ta geliştirmeye çalıştığı "yeni politika" Türkiye'yi bir temel meselesini çözmenin aralığına sürüklemektedir.

* * *

Nedir Obama'nın yeni politikası?

Herkes "Kürt açılımı"nı alkışlarken ben ilk günden beri "Bu Kuzey Irak açılımıdır" diye yazıyorum, şimdi de tekrar ediyorum:

1) Kim ne derse desin, ABD, Irak'taki savaşı kazanmıştır. Dünyada bilinen petrol stoklarının %10'unu elinde tutan Irak'ta petrolün denetimini ele geçirmiştir. Ancak, bu denetimin sevk ve idaresini halen kalıcı bir istikrara kavuşturamamıştır.

2) Başkan Obama'nın "yeni politikası" ABD askerlerini yavaş yavaş Irak'tan çekmektir ama Irak'ta enerjinin üretim ve dağıtımının denetimini elden çıkarmak aklının köşesinden geçmemektedir. Ancak, 2 yıldır ısrarla yazdığım gibi Obama yönetiminin (Demokratların) çekilme konusunda belirgin ve üzerinde detaylı çalışılmış bir stratejisi yoktur.

3) Irak'tan peyderpey çekilmek isteyen ABD, Irak'ın Merkezi yönetimini de, Kuzey Irak yönetimini de güvenilir ellere bırakmak arzusunda/hayalindedir. Ayrıca, Kuzey Irak'ın bir Sünni-Şii saldırısına uğraması ihtimaline karşı Kuzey Irak'a bir hami gerekmektedir.

4) Enerji hatlarının dünya piyasalarına arz edilebilmesi için bilinen dünya enerji kaynaklarının %2'sini elinde tutan Kuzey Irak açısından Suriye veya güneydeki Şii-Sünni unsurlardan ziyade Türkiye hem daha güvenilir, hem ekonomik fizibilitesi daha yüksek bir kapıdır.

* * *

Ben bu saptamaları yaparken ne ABD'nin Türkiye'ye detayları saptanmış bir "yol haritası" dayattığını, ne de ABD'nin "emperyalist" emellerine Türkiye'yi alet etmeye çalıştığını söylüyorum. Sadece bir durum saptaması yapıyorum.
Yarın yukarıda kabaca özetlediğim uluslararası konjonktürün Türkiye'ye izdüşümünü irdeleyeceğim.

* * *

Türkiye PKK'nın silah bırakmaya zorlanması için Ortadaoğu'da çok avantajlı bir ortam yakalamıştır. Ancak...

PKK köşeye sıkışmıştır ama Apo'nun ifadelerinde de yer aldığı gibi bilmektedir ki:

ABD, PKK'yı Kuzey Irak'tan silah (zor) kullanarak çıkarmak niyetinde asla değildir.

Obama, ABD halkına Irak'tan asker çıkarmak, daha az ABD gencinin ölmesini sağlamak vaadinde bulunmuştur. ABD kendisine yeni bir savaş cephesi açmayacaktır.

Bu durumda Türkiye'nin PKK'yı silah bırakmaya "ikna etmesi" gerekmektedir.

Lütfen kimse kendisini kandırmasın. En insani duruşla "Kürt açılımı" "her iki tarafta da anaların ağlamasına engel olmayı" hedefliyorsa, temel amaç "savaşa son vermek" ise; ikna edilmesi gereken esas unsur elinde silah tutandır.

Bu unsur da PKK'dır, onun üzerinde en fazla etkiye sahip kişi olarak da Apo'dur. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti doğrudan bu unsurlarla pazarlık edemez, ama PKK'nın TBMM'deki seçilmiş siyasi kanadı (DTP) üzerinden görüşmesi bir mecburiyettir.

* * *

Ağzımızda laf gevelemeyelim:

1) Geniş kapsamlı af,

2) Yerel yönetimlere özerklik,

3) Kürt kimliğinin şu veya bu sözlerle anayasal güvenceye alınması,

4) Kürtçenin bir şekilde MEB programlarına konulması meselelerinde hükümet ile hem Türk muhalefet, hem Kürt muhalefet ortak bir noktaya gelemez ise:

i) hem Türkiye geniş anlamda ikna olmaz,

ii) hem de PKK silah bırakmaz.

Demiyorum ki, DTP üzerinden nakledilen/edilecek taleplerin aynen kabul edilmesi şarttır. Ancak yukarıdaki takdim ettiğim dört başlıkta TBMM'de uzlaşma sağlanamaz ise: i) ne ortak vicdanlar tatmin olur, ii) ne terör biter, iii) ne çocuklarımızın akan kanı durur, iv) ne de uzun vadeli barış sağlanır.

* * *

Evet, tarihi fırsat önümüzdedir.

Evet, uluslararası konjonktür lehimizedir.

Ancak yürütme erki bir an evvel siyasi riski yüklenip, tarafları ortak bir paydada uzlaştırmak amacıyla elinde somut öneriler paketi ile harekete geçmek zorundadır.

Yüzleşmemiz gereken gerçek maalesef PKK'nın silahı bırakmaya razı olmasıdır.

Ama tarihi fırsat ne kadar aleyhine dönmüş olursa olsun, kendince anlamlı uzlaşma noktaları yakalamadan PKK silah bırakırsa tümden biter.

Hem Türk, hem Kürt muhalefetini aynı anda ikna etmek için öneriler paketi hazırlamak ve bu taslağı savunmak hükümetin görevidir.

Bunun için de önce siyasi risk almak gerekiyor.

Bunu da ancak mangal gibi yürekli insanlar becerebilir.

Bugüne dek ne Demirel, ne Çiller, ne Yılmaz, hatta ne de Turgut Özal bu yüreği gösteremediler.

Bakalım bu kez ne olacak?

CHP, MHP, DTP ve dahi TSK'yı ortak bir paydada toplayacak hükümete ben sadece şapka çıkarırım!  
.
.
.
.

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org