Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

NİHAT BÖYTÜZÜN Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

NİHAT BÖYTÜZÜN Kulağınıza Küpe Olsun Televizyon Programı
23.11.2006
Okunma Sayısı : 12607
Oy Sayısı : 6
Değerlendirme : 5
Popülarite : 3,89
Verdiğiniz Puan :
 

 

NİHAT BÖYTÜZÜN Kulağınıza Küpe Olsun Televizyon Programı
.

.
.

Yılların bankacısı Bülent Şenver ile gençler için güzel bir televizyon programı yaptık.

Duayen bankacı Bülent Şenver ile yaptığımız bu televizyon programını sizlerle paylaşıyorum.

.
.

 programı izlemek için

.
.

 programı dinlemek için
.
.


NİHAT BÖYTÜZÜN Kulağınıza Küpe Olsun Televizyon Programı Deşifresi
.
.
.
Nihat Böytüzün (NB)
Bülent Şenver (BŞ)
.

.

BŞ:Kulağınıza küpe olsun programına hoşgeldiniz.

Türkiye'nin genç liderlere ihtiyacı var.

Her konuda her alanda genç lider yetiştirmeliyiz.

Genç liderleri yetiştirmek ise hepimizin sorumluluğu .

Gençlere imkan vermeliyiz.

Gençlerin önünü açmalıyız.

Gençlere el vermeliyiz.

Gençlerle tecrübelerimizi birikimlerimizi paylaşmalıyız.

Kulağınıza küpe olsun isimli kitabı bu maksatla yazdım.

Kulağınıza küpe olsun kitabında 152 iş adamımızın ve liderimizin  başarı öyküleri güzel sözleri, hoşlarına giden anıları, fıkraları ve başarı öğütleri var.

Her hafta kulağınıza küpe olsun kitabında yer alan bir iş adamını davet ediceğiz misafirimiz olucak, gençlerle tecrübelerini paylaşıcak.

Bu haftaki kulağınıza küpe olsun programının misafiri Sayın Nihat
Böytüzün.

Hoşgeldiniz Nihat bey.

NB:Merhaba .Hoşbulduk efendim.

BŞ:Nihat bey bu kitaba öğütlerinizi yazdığınız için ve ayrıca da buraya kadar geldiğiniz için size çok teşekkür ediyorum.

NB:Bu benim için onur efendim sağolun.

BŞ: ayrıca bu kitabımızın içinde yer alan diğer 152 iş adamımızada buradan teşekkürlerimi göndermek istiyorum.Bizlerle birlikte olmayan hayatta olmayanlara da Tanrı'dan rahmet diliyorum.

NB:Amin

BŞ: Nihat bey burada gençlerimiz var, gençlerimiz size sorular sormak istiyorlar.

Ve burada sizinle güzel şeyleri, iyi şeyleri ve hoş olan şeyleri paylaşmak istiyorlar.

Programımızda bir çok yenilik var. Bir çok yaratıcılık var.

Programımızın ilk defa açıklıyorum bölümü var, bu bölüm geldiğinde size ilk defa açıklanacak bir söz hakkı vericeğiz açıklayacağınız şeyi paylaşıcağız.

NB:Hazır hazır efendim.

BŞ:  Ve bir hayalim var bölümü geldiğinde ise sizin hayalinizi paylaşıcağız ama bir sürpriz olarak bir yarışmamız var.

Bu yarışmamız çok heyecanlı bir yarışma 120 saniye Microsoft soru yağmuru bölümü var , bu bölüm geldiğinde ben size 120 saniye içinde sorabildiğim kadar çok soru  sormaya çalışacağım ne kadar çok soruya cevap verirseniz o kadar çok sayıda çocuğumuz eğitim gönüllüleri vakfının birmilyon çocuk kampanyasına katılmaya hak kazanıcak.Bakalım kaç soruya cevap verebiliceğiz.

Ve bütün biz bunları yaparken size bir ev ödevi ve

rdik bir kaset hazırlayın dedik, sürpriz kaset olsun dedik, bu kasetin içinde de gençlerimize öğütler verecek güzel görüntüler olsun dedik.Bize bir kaset hazırladınız bakalım bu kaset içinde bize neler göstericeksiniz hep birlikte onu da izliyeceğiz.

Bu arada Kamil Çakmak bizim karikatürümüzü yapıcak hem orada bizi izleyecek hem de güzel bir anı olarak bize yaptığı karikatürü bize program sonunda getiricek ve hediye edicek .

NB:Çok teşekkür ederiz.

BŞ: Misafire bir ikram her zaman yapılır.

Biz de size burada bir çay ikram ediceğiz .bizim çayımız özel bir çay semaverde demlenmiş arkamızda duran semaverde demlenmiş ben ilk çayı kendi ellerimle size servis yapmak istiyorum, ben onu yaparken de gençlerimiz kendilerini size tanıtsınlar. Buyrun .

 NELDA YELDA KIZILDAĞ: Merhabalar ben Nelda Yelda Kızıldağ  1981 Eskişehir
doğumluyum.1999 da Hoca Ahmet Nesimi yabancı dil ağırlıklı liseyi bitirdikten sonra

NB:Hangi dilde.

NELDA YELDA KIZILDAĞ:İngilizce.Boğaziçi üniversitesi İngiliz dili ve edebiyatı bölümünü kazandım. Bu sene 3. sınıfı bitirdim 4. sınıfa geçtim .

Bu bölümde okumaktan gerçekten çok büyük keyif duyuyorum çünkü bir çok kitap okumak pek çok medeniyeti yakından tanımak fırsatı buluyoruz.

Ayrıca çok renkli bir kampus hayatı okulumuz var.

Böylece pek çok aktiviteye katılma fırsatımız oluyor.

Ayrıca kendi kulübümüzü etik değerler kulübü kurmanın haklı gururu içerisindeyiz.

Ve gelecekte tüm gençler için mutlu olacakları keyif alacakları iş ve pozisyonlarda olmasını temenni ediyorum.

NB:Çok teşekkür ediyorum ve sizi kutluyorum efendim.

BORA TOKGÖZ:Ben Bora Tokgöz 1981 Trabzon doğumluyum.

Trabzon  fen  lisesinden mezun olduktan sonra Boğaziçi üniversitesi endüstri mühendisliği  bölümünü kazandım. Şu anda 3. sınıfı bitirdim.

Boğaziçi üniversitesi işletme ve ekonomi kulübünde aktif olarak görev alıyorum.

Boğaziçi üniversitesi etik değerler kulubunde  yönetim kurulundayım.

Halen 3M firmasında çalışıyorum.

Genç net org dede köşe yaralığı yapıyorum.

Sukuba dalış ve web dizayn ile ilgileniyorum. H

ayat.com sitesinin sahibiyim .

Mezun olduktan sonra ilk iki yılımı yurt dışında geçirmeyi planlıyorum.

Daha sonra Türkiyede bir  IT firmasında çalışıp eğer imkan bulabilirsem de  30 yaşından sonra kendi şirketimi kurup daha sakin bir şehirde hayatımın geri kalan kısmını devam ettirmek istiyorum.

NB:İnsallah bunu başarıcağınızdan hiç şüphem yok.

BORA TOKGÖZ:Teşekkür ederim.

SERDAR ÇAĞLAR: Benim ismim Serdar Çağlar ben 1980 Ordu doğumluyum.

Liseyi Gaziantep Kahramanmaraşta okudum.

Şu anda Boğaziçi üniversitesinde okuyorum ekonomi bölümünde son sınıfa geçtim mezuniyetimden sonra yurt dışı deneyimi kazanmak istiyorum, gezmeyi ve görmeyi çok seviyorum.

Bu nedenle orada kazandığım deneyimleri daha sonra dönüp ülkem için kullanmayı planlıyorum.

Ben ilerisi için oldukça ümitliyim.

Üniversitelerimizde gerçekten ne istediğini bilen, ona nasıl ulaşacağını daha iyi bile

n kültürlü, sorgulayan ve araştıran genç bir nesil geliyor.

Biz de bu akımdan etkilenerek Boğaziçi üniversitesinde etik değerler kulübünü kurduk,topluma bir hizmet etmek için bu kulübümüzü kurduk.

Boğaziçi üniversitesinin topluma hizmet ettiğini toplum için çalıştığını göstermek için bu kulübümüzde çeşitli anketler yapıyoruz ve çalışmalarımıza devam ediyoruz.

İlerisi için Sivil Toplum kuruluşlarıyla da bağlantılarımızı arttırıp Boğaziçi üniversitesinin etik değerler kulübünün etik kavr

amının tüm Türkiye'ye yayılmasını istiyoruz.

NB:Ne güzel tebrik ediyorum sizi.Siz hanımefendi.

HANDE ÖZTÜRK:Ben Hande Öztürk  1980 Zonguldak doğumluyum.

1998 yılında  Tez Karadenizereğlisi  Kolejini bitirdikten sonra Boğaziçi üniversitesi mütacım tercümanlık bölümünü kazandım.Bu sene 4. sınıfa geçtim.

Bende etik değerler kulübünün yönetim kurulu üyesiyim.

En büyük hobim seyahat etmek ileride tüm dünyayı görmeyi çok istiyorum.

Türkiye'nin bu zor dönemden bir an önce çıkmasını temenni ediyorum.

Bu konuda biz gençlere çok önemli görevler düşüyor.

Umarım bunu başarırız ve gelecek hepimiz için çok daha güzel olur.

NB:Çok teşekkür ediyorum.

Böyle pırlanta gibi gençler inanın sizi dinledikçe göğsüm kabarıyor.

Ülkemizin istikbaline daha çok güven duyuyorum.

Sizlerle bu Türkiye çok daha iyi yerlere gelecektir ve gelmektedir de.

Teşekkür ediyorum.Hepinizi tanımaktan mutlu oldum.

BŞ:Evet Nihat bey gençler kendilerini tanıttılar.

Şimdi Şermin Kahraman hanım'ın sizin için hazırladığı bir kaset var isterseniz bu kaseti hep birlikte izleyelim.

NB:Teşekkür ederiz efendim.

BŞ:Nihat bey gençlerimiz size soru sormak için sabırsızlanıyorlar ama ilk soruyu ben size sormak istiyorum.

Şimdi kulağınıza küpe olsun kitabında sizin bölümünüzü açtım 363. sayfa orada bir anınız var o anınız benim çok hoşuma gitti.

Gençlerimiz ile bunu paylaşmak istedim ve sonunda da size söz vericem diyicem ki bu anınız hakaktten gençlere güzel öğütler vericek sizin ağzınızdan onlara bu mesajı bir verelim diyicem ama önce okumak istiyorum.,

Coca Cola içiyorlar diye bir anınız var.

İki bin kişilik bir turizm kongresini 1977 yılında İstanbul'da yapıyorduk.

Programda vapurla boğaz gezisi vardı.

Misafirleri Kabataş'tan şehir hatları vapuruna bindirdik.

Bir catering firması vapurun muhtelif yerlerine büfe ve barları yerleştirmişti.

Yazıhanemde çalışan 7-8 kişiyi de gemideki ikramları takip kontrol etmek için görevlendirdim.

Bu arada işe henüz 15 gün evvel başlamış olan 16 yaşındaki ve telefonlara cevap veren genç bir kızımız da yazıhane görevlileri arasındaydı.

Ben de işin başında her şeyi kontrol ediyor, kongre delegeleriyle meşgul oluyor, diğer taraftan da büfeleri kontrol ediyordum.

Bu arada büfelerin birinin başında genç bir kız elemanımızın hüngür hüngür ağladığını gördüm.

Şaşırdım.

Genç elemanımızın yanına yaklaşıp "Hayrola kızım niçin ağlıyorsun? Ne oldu?"  diye sordum.

Genç personelim hıçkırarak:"Efendim bu

gemiciler durmadan bizim Coca-Cola'larımızı içiyorlar.

İçmeyin diyorum.

Kapıp içiyorlar.

Onlara mani olamıyorum" dedi.

Bu cevabı duyunca içimden, işte tam benim aradığım gibi bir personel dedim.

Benim malım için gözyaşı döküyordu. İşine sahip çıkıyordu..

İşte o eleman bugün "Kamera Reklam" için 23 yıldır çalışan, üniversiteyi burada çalışırken bitiren, iki lisan konuşan, evli ve iki kızın annesi.

Bugüne kadar çizgisinden hiç sapmayan, firmamızın Genel Müdürü Ayşın Akman'
dır.

Şimdi bu Ayşin Akman bir örnek herhalde gençlerimize

NB:Yani benim bütün tavsiyelerim bu incecik hatıranın içinde.

Eğer arkadaşlarım bunun ne manaya geldiğini niçin böyle hareket ettiğimi soruyorlarsa izah ediyim.

Bakınız siz biraz evvel dedinizki ben kendi firmamı kurucam dediniz.

Size kurucağınız firma da başarılar dilerim.

Ama o firmanız da muhaffak olmak için şimdi bir firmada bir müessese de ki çalıştığınızı da şimdi duydum çalışıyorsunuz size candan tavsiyem evinizden çıkıpta o firmanın içinden adımınızı attığınız anda kamburunuzu düzeltin başınızı dik kaldırın, ve burası benim deyin.

Burası benim dediğiniz zaman yüz problemi halletmiş durumdasınız.

Patron sizin davranışlarınızla ona bir işçi değil bir ortak geldiğini hissedicektir. Mesela ben personelimi bazen tartarım.

Koridora bir kağıt topağı atarım, herkese bir iş verir gönderirirm .

Herkes gider gider gider hiç kimse almazsa o kağıt topağı yerden benim müessedeki çalışanlarım bana sadık çalışmıyorlar demektir.

Buraya gelmeden evvel bir elemanımla beraber çıkıyorduk.

Televizyon dinliycektik de benim odamda toplandık.

Dinlerken baktım koridorun elektrikleri yanıyor, mutfağın elektrikleri yanıyor, hemen ben kalktım elektrikleri söndürdüm geldim o eleman da oturuyor.

Eğer bu elektirkleri sen benden önce söndürseydin dedim ellimilyon lira sana ikramiye vericektim dedim.

Şimdi nereye geliyoruz firmaya sahip çıkmak.

Firmaya sahip çıkmakla hem kendi menfaatlerinizi hemde sizi çalıştıran firmanın menfaatlerini koruyorsunuz demektir.

Buna dikkat edin bir tek sır anahtar bu anahtardır iş hayatında Bülent bey.

BŞ:Yani gençlerimiz muhakkak hangi işi yaparlarsa yapsınlar, hangi meslekte olurlarsa olsunlar, ve hangi patronun ve hangi şirketin bir yöneticisi olurlarsa olsunlar muhakkak o çalıştıkları iş yerini kendi iş yeri gibi benimsesinler ve bir şekilde o iş yerine sahip çıktığını göstersinler.

NB:O kadar.

BŞ:Ve bu sahiplik diyorsunuz onlara hızlı adım atmalarını, bu şirkette hızlı adım atarlar.

NB: Bu hemen dikaktini çekicek iş sahibinin dikkatini çekicek.

BŞ:Ve inanın gençler patronlar hep gençlerin gözünün içine bakar.

Niçin bakar biliyor musunuz?

Acaba kimi yükseltsem ve müdür yapsam, kimi daha yukarlara çıkartsam, sorumluluk vermek isterler yeterki ben sorumluluk almaya hazırım desin ve öyle davranışları göstersin.

NB:Bir şey daha anlatabilirmiyim?

BŞ:Tabii buyrun.

NB: Mesela ben kendi hayatımdan fıkra veririm Ayşin gibi ben nasıl düşünmüşüm.

Okul tatillerinde Türkiye'nin en güçlü lokantası bu günkü pandere den evvel siz hatırlamazsınız babalarınız bilir.

Mısır çarşısı lokantası vardı.

Süper lüx onun sahipleri Taksim Belediye'nin, Uludağ tesisleri'nin, Florya tesisleri'nin, Çelik palas'ın sahipleriydiler. Ben şimdi yaratıcı burası benim mi diyorum size söyledim ben daha ufacık yaşlarda bu bahsettiğim yaş 16 yaşında 15 yaşında falan .

Müdürüme gittim dedim ki efendim çok lüx marokende kaplı yemek listelerimiz var dedim ee dedi efendim isterseniz bunun arasına bir kağıt koyalım onu karelere bölelim, buraya çok lüx çok zengin müşteriler geliyor, onlardan bir karesini 35 liraya satalım, buraya büyük para toplarız.

Müdürüm dedi ki güldü olur mu  böyle şey yavrum dedi .

Bana müsaade edin bir çalışıyım dedim.

Peki çalış dedi. Mesela adını unutmadığım Vahey Ütücüyan gözlükçü .

Beyfendi afiyet olsun yemeğinizden memnunmusunuz, bir emirleriniz var mı derken efendim biz şöyle bir şey düşünüyoruz buradan bir kare iki kare size ayırsak gözlük var buraya gelenler altın gözlük yaptırmak isterler.

Peki bana dört kare ayır, üç kare ayır, beş kare ayır  başkalarından  ve ben burayı doldurdum.

Burayı 1000 Lira para haftada 10 Lira alıyorum ben 1000 Lira para topladım.

Müdürüme götürdüm buyrun efendim dedim.

1000 Lira topladım dedim.

Bana 500 Lirasını ikramiye olarak verdi.

Ve ileri senelerde bu çalışmam bu müesseseyi kendi sahibim bilmemden dolayı beni 1955 yılında Uludağ tesislerinde ki Kirazlıyayla, Büyük otel, ve Kayak evi'nin genel müdürü tayin ettiler yaşım 24.

Hep de böyle çalıştım.Başkalarına böyle çalışırken işte beni böyle yüceltince edindiğim tecrübelerle, şimdi siz edineceğiniz tecrübelerle firmamı kurdum ve firmam tam 59 yılından beri hayatta .

BŞ:Maşallah, maşallah Borada kendi şirketini kurmak istediğini söyledi.onun için ilk soru hakkını ona veriyorum.

Hadi sor bakalım.

BORA TOKGÖZ: Teşekkür ederim.

Nihat bey tecrübelerinize dayanarak biz gençlere ben yaptım siz yapmayın yada ben yapamadım siz mutlaka yapın diyebileceğiniz neler var acaba.

NB:Siz bekarmısınız?

BORA TOKGÖZ: Evet.

NB:Sakın evlenme kardeşim.

O hatayı ben yaptım sakın sen yapma.

Bir numaralı ricam o.

Şaka şaka evden hanım dinliyor sonra içeri giremem yani.

Biraz evvel  söylediğim gibi sadakat, dürüstlük, sözünü tutmak, namuslu olmak ana temalar bu herkezin söyleyeceği şeyler size bunlar değiştirilmesi mümkün olmayan ruhlar şartlar.

Geri dönüşü olmayan şartlar.

BŞ:Onlara ben yaptım siz yapmayın dediğiniz bu evlilikten başka bir şey söylemediniz. Bakın ben burada ben bir şey gördüm siz çok böyle sigara.


NB:
Ben efendim anladım.

Benim bu çok zeki ev sahibimizin bana ne demek istediğini duydum.

Ben 35 senedir puro içerim.

Bunu ben yarısını yapıyorum, içime hiç çekmedim ama böyle de olsa vücuduma az zarar olsada keseme çok zarar oldu.

Lütfen sigara puro içmeyiniz. Kötü alışkanlıklara sapmayınız.

Ben size hiçbir şey içmeyin demiyorum ama limitinde sırasında size ve etrafınıza zarar vermiyecek şekilde kullanmanızı tavsiye ederim.

BŞ:Evet teşekkür ediyoruz.

Hande sen bir soru sorucaktın.

HANDE ÖZTÜRK:Nihat bey kitap da hoşuma giden bir sözünüz var.

Aynen okuyorum.

Büyük düşününüz.

Küçük düşüncelere saplanıp kalmayınız.

Sizce büyük düşünmenin ölçüsü nedir?

NB: Büyük düşünmek  ne demek.

Gene genç yaşlarımda yaptığım dünya seyahatlerinde bundan 30 sene evvel Amerika'da gittiğim bütün müesseselerin giriş kapılarında Think yazılı idi düşün .

Daha ileri seneler geçti baktım Amerika' lılar Think 'in yanına üç harfli bir şey daha ilave etmişler.

Think Big .

Bu büyük düşünü aşılıyordu yeni yetişen gençlere .bana kalırsa bu günkü computer çağında Think very big derim ben.

Çünkü düşünmenin hududu yoktur.

Düşünmenin ufku yoktur.

Düşünürseniz hayal edersiniz, bulursunuz, öyle yaparsınız.

Yapılan bütün hatalar bunu ben şöförüme de söylerim, kaptanımada söylerim, hepsine hep düşünmeden hareket ederler, eğer bir ona kadar sayacak müddetiniz olur da düşünürseniz hemen o sizin güzel beyniniz bunu planlıyacak regule edicek sizi doğru yollara sevk edicektir.

Yanlış da düşünebilir insan ama evvela düşünmelisiniz, hatası sevabı size aittir.

Düşünmeden yaparsanız o enayiliğin ta kendisidir.

BŞ:Çünkü diyorsunuz ki insan düşünerek yapması gereken doğruları buluyor.Düşünerek yenilikleri buluyor, yaratıcılıkları buluyor, ama düşünmediği zaman bir robot gibi yaşıyor o zaman başkaları düşünmesi gerekiyor. Gençlerimizinde bizim lider yetiştirmek istiyoruz. Düşünen liderler yetiştirmek istiyoruz.Evet şimdi Yelda senin sorun.

NELDA YELDA KIZILDAĞ: Nihat bey kulağınıza küpe olsun kitapda "Bir şeyin varlığından haberdar değilseniz o şey sizin için yoktur" demişsiniz.bunu bize açıklıyabilir misiniz?

NB:O benim lafım o. Şimdi bunun adı tanıtım, tanıtıma gelir bu laf..Şimdi siz Senegal diye bir şey siz çok kültürlüsünüz bilirsiniz de acaba sizin Kapıcınız Senegal'i bilirmiy di?


BŞ:
Şimdi bu yarınki maç olduğu için herhalde

NB:Hayır hayır başka bir yere gelicem bilirmi Senegali.Bilmezdi bir hafta , on beş gün evveline kadar bilmezdi .

Senegal'i  nasıl bildi.Senegal büyük başarısıyla kendisini hem dünya'ya hem Türkiye'ye tanıttı.

Ve şimdi benim kapıcım apartman görevlim diyeyim Senegal'i çok iyi biliyor, bayrağını da tanıyor, demek ki Senegal'in tanıtımını yaptı Senegal.Bir şeyin varlığını bütün dünya ya duyurdu.

Ondan evvel benim apartman görevlim için Senegal yoktu, ama şimdi Senegal var Senegal'i öğrendi.

Senegal'liler de Türkiye'yi bu vesile ile duydular.

Bütün Senegal televizyon ve radyoları bizim başarılarımızı radyolarından ve televizyonların dan öğrendiler şimdi onlar da artık Türkiye'yi tanıyorlar.

İşte bir şeyin varlığından haberdar değilseniz, sizin için o şey yoktur dediğim zaman tanınmak ve tanıtılmamak hikayesini işaret ediyorum sizin gibi üniversiteli arkadaşım bunu daha bir çok konulara yayıp aranızda bunun müzakeresini, konuşmasını, seminerini bile yapabilirsiniz.

Teşekkür ederim.


BŞ:
Evet Serdar sen sorabilirsin.

SERDAR ÇAĞLAR: Nihat bey bende kulağınıza küpe olsun kitabındaki sözlerinizden okumak istiyorum .

Gençler sadık olmak isterler yapamazlar, yaşlılar sadık olmamak isterler yapamazlar,.bu sözün kulağımıza küpe olması açısından deneyimlerinize dayanarak bize açıklıyabilir misiniz.

NB:Şimdi gençler bir yerde bir görev aldıkları zaman bakıyorum çalıştığım senelere bakıyorum tecrübelerim bana şunu gösteriyor ki sadık olmayı beceremiyorlar. Ayşin

Akman daki sadakati gördünüz gençler çabucak sabırsızcasına çabuk öğrenip kendileri yapıyım diyorlar.

Ben den benim firmamdan Kamera Reklam firmasından  bu 45 yıl içinde 7-8 tane reklam firması, 5-6 tane turizm firması kurulmuş hepside batmışlardır.

Binalaley  ben onlara tahammül ettim onlar bana tahammül etmediler.

Bana demiycem işlerine saygılarını burada dikkatinizi çekmek istiyorum.

Binalaley iş yerinizde çalıştığınız bir iş yerinde lütfen sabırlı olunuz, püf noktasını öğrenmeye çalışınız.

İş sahibi de size kolay kolay püf noktasını göztermez. 

SERDAR ÇAĞLAR: Peki yaşlılar sadık olamamak isterler yapamazlar.

NB: Onların yaşı müsaade etmedikleri için.Onların istikbali yok, sizin istikbaliniz var.

BŞ:Nerede çalışırsanız çalışın çalıştığınız sürece çalıştığınız şirkete karşı sadakat ile hareket etmeniz gerekiyor.

Tabiki sizlere verilen mesajlar belirli tecrübelerin sonucunda , bu tecrübelerin size aktarılması sonucunda .

Hiçbir zaman hiç kimse size yükselmeyin demiyor, hiç kimse size iş değiştirmeyin demiyor, hiç kimse size daha  yüksek mevkilere tırmanmak için çaba sarf etmeyin demiyor.

Ama bunları yaparken zamanında yerinde ve profosyonelce yapmanız şart .

Bir şekilde profosyonelce yapmazsanız  bu size bir şekilde hayatınızda negatif bir şekilde yansır muhakkak yansır.

Gün gelir sizin o kötü davranışınızı birisi sizin yüzünüze vurabilir.

O kötü davranışınız nedeni ile siz ileride bakarsınız belirli bir işi kazanamaya bilirsiniz.

Belirli bir işte yükselme imkanınız olsa dahi yükselemezsiniz.

Onun için herkes size sadık, sadık dan kasit bağlı şirketine bağlı, mesleğine bağlı, yurduna bağlı,  gençler diye sizden bahsetsinler.

Evet bir soru daha sormak istiyordun sen onun için son soru sorma hakkını sana vericeğim.

NELDA YELDA KIZILDAĞ: Nihat bey yine kitap da "işinizle, ailenizle, cemiyetle verdiğiniz sözü tutun dürüst olun"demişsiniz.Fakat herkesin kendine göre bir dürüstlük anlayışı vardır. Size göre iş hayatındaki dürüstlük kavramı nedir?

BŞ: Çünkü bu cevabı iyi  verelim Boğaziçi üniversitesi etik değerler kulübünün yönetim kurulu üyesi bu

NB:İçimden geldiği gibi konuşuyorum.

Daha evvel hazırlanmamıştım.

Evvela kendinize dürüst olunuz.

Kendinize dürüstseniz herkes bu dürüstlüğünüzü görecek onlarda size kısmen dürüst olacaklardır.

Kısmen size dürüst olacaklardır.

BŞ:Bu da önemli bir mesaj tamamen olmuyacaklar.

NB:Olamaz ki siz karşıyı kontrol edemezsiniz.

Ama kendinizi kontrol edebilirsiniz.

NELDA YELDA KIZILDAĞ: Herkes kendi payına düşeni yaptıktan sonra

NB:Evet kendinize dürüst olunuz vicdanınıza cevap veriniz.

Vicdanınıza karşı sorumlu olunuz, dürüst olunuz., ama kendinize dürüst olunuz.

Teşekkür ederim.

BŞ:Bu ilk anahtar diyorsunuz.

NB: İlk anahtar bir anahtar da bu.

BŞ:Ben şimdi burada ki bayanlara bir söz verince seni de unutmamam lazım.

Sana da bir söz veriyorum.

HANDE ÖZTÜRK: Nihat bey reklamcılık sektöründe görev  almak isteyen gençlerimize neler tavsiye edersiniz.

NB: Reklamcılık işine kafanıza koyduysanız, reklamcı gibi düşünmeyin hep kendinizi halk yerine koyunuz.

Ben bir cikletçinin fabrikasından içeri girdiğim zaman yine bakın başa geliyorum ben o ciklet fabrikasının sahibi hissederim kendimi.

Hemmen ben olsaydım buranın sahibi cikletleri ne renk yapardım, onlu paketlerde mi satardım, beşli paketlerde mi satardım, ciklet ne zaman çiğnenir hangi ayların tüketici malıdır, efendim bu cikleri hangi velayetler çiğner bu ciklet alışkanlığını nasıl halka aşılamalıyım gibi sualler sabahlara kadar beni uyutmaz.

Kendimi cikletçinin yerine koyarım, o ciklet fabrikasının sahibi olurum, o cikleti nasıl satacağımı düşünürüm.

O kapıdan çıkarım şemsiyeciye girerim bu sefer şemsiyeyi düşünmeye başlarım.

Reklamcılık çok dalda çok geniş çok dünya görgüsü isteyen bir iş ben 50-60 defa dünya turu yaptım işim dolayısı ile çok gördüm, gördüklerimi gelip ülkemde tatbik ettim.

Her şeyi yaparken anlattım, tabii bu günkü Türkiye 50 sene evvelki Türkiye değil .

Ben torunumun bilgisayarını onun kullandığı süratte kullanamıyorum, o bana bir çok şeyler öğretiyor torunum .

Ama ben eskiden anneannemin torunu olarak ona hiçbir şey soramıyordum söyleyemiyordum kültür çok farklı ve bizim zamanımızda ağır ağır yükselen kültür eğrisi artık dikine yükselmeye başlamıştır.

Onu yakalamak bizim için güçleşti.

Biz ayak uyduramıyoruz ama siz maşallah koşar adım gidiyorsunuz.

Sizlerden çok gurur duyuyorum .

Türkiye'nin % 25'i okuyor, lisan öğreniyor, kültür öğreniyor, adap terbiye şuur öğreniyor .

Siz Türkiye'nin istikbalisiniz.

Onun için Atatürk istikbal gençlerde dir .

Hem gençlerdedir hem göklerdedir demiştir.

Her iki dediği de çıkmıştır.

BŞ:Çok teşekkür ediyoruz .Şimdi heyecanlı bir bölümümüze geldik. 120 saniye Microsoft soru yağmuru bölümüne geldik.

NB:Yağmura tutulduk diyorsunuz.

BŞ:Bundan önceki programlarımız da verilen cevaplarla 75 çocuğumuz eğitim gönüllüleri vakfının birmilyon çocuk kampanyasına katılmaya hak kazandı.

Şimdi 120 saniye içerisinde ben size sorular sorucağım lütfen her soruya cevap ama çok kısa cevap verin ki çok sayıda çocuğumuzu bu kampanya ya sokmak için her ikimizde çaba sarf edelim.

NB:Bende soruları sizle beraber takip ediyim ki

BŞ:Sayın Nihat Böytüzün kulağına küpe olsun programında 120 saniye Microsoft soru yağmuru bölümünde sorulara cevap vermeye hazırmısınız? Hazırsınız.

NB:Hazırım efendim.

BŞ: Sorularınızı sormaya başlıyorum.Size iş istemeye gelen bir genci işe almadan önce onunla yapacağınız ilk soru ne olurdu.


NB:
Hobilerin nedir?

BŞ: İleride Turizm bakanı olmak isteyen bir üniversite öğrencisinin Turizm bakanı olduğunda hangi iki proje üzerinde çalışıp başarılı olmasını isterdiniz.

NB:Derhal istifa etmesini isterim turizm bakanının ve turizm bakanlığının Başbakanlığa bağlanmasını müsteşarlık olarak idare edilmesini isterim.

BŞ:İş hayatında gördüğünüz etik değerler ve iş ahlakına uymayan davranış biçimlerinden en sık karşılaştığınız üç tane davranış biçimini açıklarmısınız.

NB:Nankörlük, laobalilik, tembellik.

BŞ:Size göre Türkiye'de ihmal edilmiş, ancak ihmal edilmesi vatana ve millete büyük zararlar vermiş iki şeyin adını söylermisiniz?

NB: Sorumsuz siyaset, enflasyon.

BŞ: Türk iş adamı davranış biçiminde sizin onaylamadığınız ve mutlaka değiştirilmesi gereken iki davranış çeşidini tanımlar mısınız.

NT:Ödemelerini zamanında yapma sözü ve inanırlık.

BŞ:Bir liderde olması gereken en önemli üç vasıf nedir?

NB: Genel kültür, dil bilgisi, inandırıcılık.

BŞ:Türkiye etik değerler merkezi kurucu üyesi Bülent Şenver size gelip Türkiye'de iş ahlakı bilinicin geliştirmek istiyoruz yapmamız gereken en önemli üç şey ne olmalı diye sorsa
Öncelikle hangi üç şeyi yapmasını isterdiniz.

NB:Aferdesiniz bu üç şey değil üçyüz şeydir buna cevap veremiyceğim.

BŞ:Bir şirketin başarılı olabilmesi için sahip olması gereken en önemli üç değer nedir?

NB:Eğitim, tanıtım, güven.

BŞ: Hayatta kaybetmek istemeyeceğiniz üç şeyin adını önem sırasına göre söyler misiniz?

NB:Sıhatim, dostlarım, karım.

BŞ: Ortaklık yapmak üzere konuştuğunuz bir iş adamının gözünün tok olduğunu hangi iki davranışından anlamanız mümkündür?

NB: Yukarıdaki saydıklarımdan ve haysiyetimden.

BŞ: İnsanların size güven duymalarını sağlamak için mutlaka yapmanız gereken üç şeyin adını söyler misiniz?

NB: Yukarıdaki cevabımda var o.

BŞ: Süreniz bitti, süreniz bitti ve 11 soruya cevap vermiş oldunuz. 11 çocuğumuz eğitim gönüllüleri vakfının birmilyon çocuk kampanyasına katılmaya hak kazandılar.

Ben hem size hem de Microsoft'a çok teşekkür ediyorum.

NB: O iki çocuktan da onüç soru vardı ben çok özür diliyorum.

BŞ:Sizden bir sürpriz kaset hazırlamanızı istemiştim. Bu kasedi sizden alabilirmiyim bu kasedi .

NB:Takdim ediyim efendim.

BŞ:Bu sürpriz kasetin içinde neler var. Biz bunu yayına hazırlarken hep birlikte reklamları izleyelim.

NB:Teşekkür ederim.

BŞ:Kulağınıza küpe olsun programında Nihat Böytüzün bey ile birlikteyiz.

Kasedinizi Nihat bey unutmadık.

O yayına hazırlanıyor kasediniz ama biz şu anda misafirin misafiri bölümündeyiz.

Bir misafir davet etmenizi istedik.

Bize buraya kimi davet ettiniz.?

NB:Efendim İstanbul'luların sevgilisini.Ülkemize İstanbul'da 9 yıl Milli Savunma Bakanlığında 2 yıl, Milli Eğitim Bakanlığı 2 yıl olmak üzere dostlarımın arasında en sevdiğim en saydığım benim kadar herkezin adeta kapışarak sevdiği yalnız İstanbul'luların değil İzmir'lilerin de sevdiği sayın sevgili dostum Nevzat Ayaz'ı takdim etmek istiyorum.

BŞ:Efendim misafirin misafiri bizim de misafirimizdir. Hoşgeldiniz.

NA:Teşekkür ederim, teşekkür ederim.

BŞ: Nihat bey gençlere o kadar güzel öğütler verdi ki, o kadar güzel mesajlar aktardı ki, ben eminim sizinde tecrübelerinizden gençlere aktarıcağınız bir çok mesaj vardır.Ben istiyorum ki şöyle bir düşünün gençlere ilerde Türk gençliği hep övündüğümüz gençlik olduğu için o gençliğin sizlerden bazı tecrübelerini alması lazım, dinlemesi lazım, belki bu program kısa bir program, bu program yetersiz bir program belki her şeyi anlatmak için ama öz olarak gençlerimize ne mesajlar vermek istersiniz?

NA: Efendim önce ben bu gençlerimizi gönülden kutluyorum.

Ve şöyle bir müştereğimizde var bu gençlerimizle.

Sanıyorum Boğaziçi üniversitesine gidiyorlar.

Benim de Boğaziçi üniversitesinden mezun  olan bir kızım var. 1982 yılında mezun oldu ama dolayısıyla Boğaziçi'yle böyle bir bağım da var.

O yüzde bu gençlerle birlikte olmaktan da büyük bir mutluluk duydum.

Ben özellikle şunu ifade etmek  istiyorum.

Hayatta bence başarının birinci şartı eğitim.

O nedenle de eğitime büyük önem verilmesi gerekiyor.

Ayrıca bilindiği gibi şu anda 21. asrın başlarındayız.21.asır bilimde ve teknolojide çok süratli gelişmenin olduğu bir asır.B

öylesine süratli gelişmeleri takip edebilmek, hele bizim gibi gelişmekte olan bir ülkede çağı yakalayabilmek için ki büyük önder Atatürk o yolu bize gösterdi.

Çağı yakalayabilmemiz için bu bilimdeki ve teknolojideki gelişmeleri çok yakından takip edebilme imkanına sahip olabilmemiz lazım.

Bu da nasıl olacaktır, eğitim ile olacaktır.

O nedenle öncelikle gençlerimize bunu tavsiye ediyorum.

Mutlaka eğitime büyük önem vermemiz lazım.

Çağın gereklerine uygun eğitimi almamız lazım.

Tabii şunu da ifade ediyim yalnız okulda alınan eğitimle hayatta başarılı olmanın imkanı yoktur.

Çünkü bu gün 21.asırda her üç senede bir elde mevcut bilgiler değişiyor, yenileri geliyor.

Üç senede bir yenilenen bu bilgileri takip edebilmek için bir  hayat boyu devamlı olarak kendi kendimizi eğitmek mecburiyetindeyiz.

O nedenle de okulda aldığımız eğitim bize bir anahtar olacak yol gösterecek ama bütün bir hayat boyu hangi noktada  olursak olalım mutlaka kendimizi eğitmek yetiştirmek daha ileriye doğru götüren yolunda olmamız gerekiyor.

Ben özellikle yine gençlerimize hayatta başarılı olabilmek için bazı öğütler vermek istiyorum.

Biz üniversiteden mezun olurken ben Ankara üniversitesi hukuk fakültesinden mezunum.

Bir her okulda olduğu gibi mezuniyet kitabı çıkar mecbua çıkar biliyorsunuz , bizimkinin de adı Cerideyi Kantar dır.

Yani hukuk fakültesinin sembolü terazidir terazi kantar demek sureti ile kantar terazisi şey çıkarırız.

Orada  hocalarımızın öğütleri vardır sorarız ne öğütler veriyorsunuz diye bizim de rahmetli bir hocamız vardı Ordunaryus profösör ceza hukuk hocası Baha Kantar .

Baha Kantar'ın bize öğüdü dürüst olunuz, dürüst olunuz, dürüst olunuz.

Bu üç dürüst olunuz hakikatten bir hayat boyu insanın önemle üzerinde  durması gereken bir hususdur.

Hele günümüzde bu dürüstlük kavramı biliyorsunuz fevkalade önem arz etmektedir.

O nedenle bu rahmetli hocamızın öğüdünü ben gençlerimize de burada aynen tekrarlıyorum.

Tabii başarılı olabilmek için hayatta çok çalışmak lazım onu ifade ettim onun yanında ister özel sektörde olsun, ister devlet sektöründe olsun, çalışanların bulundukları işe en iyi şekilde sahip olmaları ve bulundukları işin, mevkinin  işin gerektirdiği ne ise onu en iyi şekilde yapmanın gayreti içinde olmaları lazım.

Tabii ki insan özel de olsun devlet de olsun yükselmek ister belli seviyelere gelmek ister bunun için mücadele edilecektir ama ben mutlaka yükseleceğim diye yanınızdakileri küçük görmek veya onların aleyhine bir takım faaliyetler de bulunmak gibi davranışlardan kaçınarak sadece ve sadece size verilen görevi iyi şekilde yapmanın gayreti içerisinde olmalısınız.

Eğer görevinizi en iyi şekilde yaparsanız mutlaka üst kademeye oradan  bir üst kademeye yükselme imkanına sahip olursunuz.

O halde bu son derece önemli bir konu .

Şimdi birde gençlerimizde olsun genel olarak Türkiye'de olsun maalesef yükselmek bir yere gelmek bir yere atanmak herhangi birişin sahibi olmak için takip ve tavassut veya hiç hoşlanmadığım bir tabir torpil istenir.

Ben kırk senelik meslek ve politik hayatımda şunu gördüm hiç kimsenin tavassutuyla bir yere gelmedim.

Çalıştım bu çalışmamla belli bir yerlere gelme imkanını buldum .

O nedenle diyorum ki çalışan insan mutlaka bir yerlere gelir.

Onun hiçbir şekilde bir başkasının tavassutuna onun desteğine ihtiyacı yoktur.

O nedenle bu konununda ülkemizde son derece üzerinde önemle durulması olan gereken bir konu olduğunuda burada ifade etmek istiyorum .

Düğer konu tabii devlette daha çok vardır ama özel sektörde de öyle insanlara çok iyi muamele edilmesi lazım, güler yüzle muamele edilmesi lazım ve seviyesi ne olursa olsun karşınızdaki insanı insan olarak kabul etmeniz lazım .

Ayrıca o insanların sizden olan taleplerini mümkünse yerine getirebilirsiniz değilse getiremezsiniz ama o kişi sizden ayrılırken işi olmamış olsa dahi memnun olarak sizden ayrılabilmeli.Onu ikna edebilirsiniz, neden olmuyor işi diye neden olmuyorsa onu en iyi şekilde kendisine anlatabilmelisiniz.

Tabii insanlara eşit muamele edilmeside fevkalade önemli ,yani dil din ırk farkı tabii kesinlikle gözetmek söz konusu değil , onun yanında aynı dilden aynı dinden olan insanlar arasında da kesinlikle bir ayırım yapılmamalı, insanlar ne küçük görülmeli ne de olduğundan fazla büyütülmemeli eşit muamele yapılmalı ve insana insanca muamele yapılmalı  bu da son derece önemli bir konu..

Tabii ben yine gençlerimize bir hususu ifade ediyim.

Zannediyorum Nihat bey de bunu söylemiştir.

Bu gün artık dünya da globalleşen dünya da  başarılı olabilmesi için mutlaka bir lisan bilmesi gerekmektedir.

Bir lisanı başta tabii İngilizce olmak üzere iyi derecede bilmek lazım ama İngilizceyi bilmenin yanında Türkçeyi de iyi bilmek lazım onu da özellikle ifade ediyorum.T

ürkçeyi de mutlaka çok iyi derecede şey yapmak lazım bilmek lazım .

Gençlerimiz tabiiki önümüzdeki yıllarda gerek devlette gerekse özel sektörde başarılı olmanın mücadelesini verecekler.

Bu mücadeleler sırasında bir taraftan da sosyal faaliyetler içerisinde bulunmalıdır.

Çünkü bugün Sivil Toplum Örgütlerinin  artık dünya da çok büyük yeri var.

Türkiye'de de Sivil Toplum Örgütleri son yıllarda biliyorsunuz çok  büyük faaliyetler göstermeye başladı.

O nedenle sivil toplum örgütleri içinde de gençlerimiz mutlaka yer almalıdır ve Sivil Toplum Örgütleri ile ülkemizin sorunları ile ilgilenmelidirler.

Ülkemizin sorunları ile ilgilenmeliler derken tabii bu sorunlar içerisinde politika da var .

Bu gün herkes yönetimi tenkit ediyor, politikacıları tenkit ediyor, tenkit çok kolay ama yapmak güçtür.

O halde onu da şey yapmak lazım denemek lazım.

O bakımdan belli seviyede işlerde başarılı olan , işlerini yoluna koymuş olan gençlerimizinde  mutlaka politikayıda denemeleri ona girmeleri ve ülke meselelerinde zati kendi görüşlerine uygun şekilde görev almalıdırlar, bu son derece önemli.

BŞ:Çok teşekkür ediyorum.Nevzat Ayaz bey'i böyle bulmuşken eminim çok daha fazla soru sorabiliriz size ama süremiz daralıyor diye ağzınıza sağlık .

NA: Teşekkür ederim.

BŞ:Bu arada ben haber aldım Nihat bey'in kaseti hazırlanmış.

Hep birlikte şimdi kasedi izleyelim.

Nihat bey bu kasedi burada izledik biz ama merakla bekliyoruz gençlerimize bu görüntüler ile ne diyorsunuz?

NB:Efendim uluslararası ilişkiler günümüzde çok önem kazanmıştır. Uluslararası ilişkiler de  niçin bu gün Avrupa birliğine girmek istiyoruz.

Bütün ülkeler Afrika birliği var.

Frankufon  countries in the west Africa aralarında Fransızca konuşan ülkeler bir birlik oluşturuyorlar.

Asya ülkeleri bir birlik oluşturuyorlar efendim Avrupa ülkeleri aynı şekilde ne oluyor  hepsi uluslararası ilişkiler ile bu dostluklarını pekiştiriyorlar.

Mahallede nasıl komşularınız varsa , bir tekstil sanayisindeyseniz nasıl kendi alanınızda  çalışanlarınızla birliktelik  oluyorsa, Sivil Toplum Örgütlerinin son zamanda aldığı görevler gibi uluslararası  ilişkilerde bundan hiç farklı değildir.

Onun için her Türk vatandaşı kendisini bir ambasador (büyük elçi) hissetmeli ve uluslar arası ilişkilerde kendi çevresini geliştirmeli.

BŞ:Bu kasette Nihat bey'in birinci mesajı gençlere muhakkak bir uluslararası ilişkiniz olsun değilmi muhakkak bir şeyiniz olması lazım.

NB: Bir misal veriyim Bülent bey mesela dikkat ediyorum uluslararası kongrelere çok katıldığım için halen de bir dünya kongresinin yönetim kurulu üyesiyim.

Bakıyorum bir kongrede Türkler varsa 15-20 kişi bir masanın etrafına toplanıyorlar.

Kebap, rakı bilemem hep onları konuşuyorlar.

Halbuki her Türk 15 tane Türk 15 masayı aralarında paylaşıcaklar her masaya birer Türk yerleşicek oradaki 9 yabancıya kartlarını vericek, kartlarını alıcak, Türkiye hakkında konuşucak, Türkiye'yi tanıtıcak, bu bir uluslararası ilişki görevidir.bir ambasador bu ülkenin görevi demektir.

BŞ:Artık gitmeleride gerekmez artık internetle uluslararası ilişki kurabiliyorlar.

NB:Teşekkür ederim ben sizin kadar tekniğe vakıf değilim ama siz .

BŞ:İlla uçak bileti alıcam gidecem beklemeyin yani.Hemen internetle uluslararası ilişkinizi kurun.Bir başka mesaj daha vardı.


NB:
İkinci mesaj efendim kulaklıkları takmış lisan, lisan, lisan, lisan bir dil bir insan, iki dil iki insan, yedi dil yedi insan yedi kişiliği temsil etmezmisiniz kendi şahsınızda  lisan kültürü demek bir ambozor yerine yedi ambozor oluyorsunuz.

Güney Amerikalıyla, Çinliyle, Japonla, efendin Afrikalıyla, Fransızla konuşabilmek ne güzel kendi dillerinde ben diplomatım ve buraya gelen bütün büyük elçiler büyük ülkelerin büyük elçileri , konsolosları süretle Türkçe öğrenmeye başlıyorlar.

Bakıyorum 6 ay sonra davette karşılaştığım bir tek kelime bilmeyen bir başkonsolos bir  sefir benimle Türkçe konuşmaya başlıyor .

Yarım yamalak da olsa gayretini görüyorum ona takdir ediyorum, saygı duyuyorum ona  lisanı da böyle izah ettim.

İletişim deyince bana söz söylemek hakkı düşmez bunu siz benden daha iyi biliyorsunuz  bunu kısa kesmek istiyorum ve tanıtım deyince de size konuşmamın

başında tanıtımı yağlı ballı güzelce anlattım lütfen kendinizi tanıtınız, çalıştığınız müesseseyi tanıtınız, ailenizi tanıtınız, ülkenizi tanıtınız.

BŞ:Evet şimdi ilk defa açıklıyorum bölümüne geldik.

Bize burada ilk defa ne açıklıyacaksınız hep birlikte paylaşalım.

NB:İlk defa size açıklamak istediğim bir hayalimi mi soruyorsunuz.

BŞ:Hayır bu ilk defa bir açıklama ondan sonra hayalinizi sorucam.

İlk defa açıklama çok fazla kişinin bilmediği bir şeyi bizimle paylaşırmısınız.

NB:İlk defa açıklıyım size bir rekor kırmak istemiştim.

Herkes bir konsolosluk alıyordu onu güç bela alıyordu ben bir gines rekoruna geçicem belki Hindistan, Maldivler, ve Senegali almakla üç konsolosluğu almakla bir rekor kırdım efendim onu söylemek istiyorum.

BŞ:Öylemi çok güzel.Burada mı açıklıyorsunuz ilk defa .

NB:İlk defa burada açıklıyorum.

BŞ: Evet çok güzel tebrik ederiz şimdi de bir hayalim var .Herkesin bir hayali vardır.Nihat bey'in ileriye yönelik hayali.

NB: Dünya kupası başladıktan sonra oturup yatağıma uzun uzun hem hayal ettim hem dua ettim.

Yarabbi dedim sen nasib et  lütfen Senegal'le Türkiye finali oynasınlar.

Ve şimdiki halde finali olmasada yarınki maç kadro finali bize oynatıyor buradan çok mutlu oldum be her iki ülke için hem Senegal için hem Türkiye için 100 milyar $ lık tanıtım bütçesi ile yapamazdınız bu reklamı.

Onun için bu iki ülke Türkiye ve Senegal çok şanslılar ve bu şanslarının futbolda da devam etmesini diliyorum ama yarın bir tanesi kopacak efendim her ikisine de başarılar diliyorum.

BŞ:Ben çok teşekkür ediyorum size .

Kamil Çakmak hep bizi seyretti.

Orada çok güzel şeyler yaptı.

Karikatürler yaptı.  

Ama dediki ben onunla yetinmiyeceğim yağlı boya Nihat bey için bir eser yapmak istiyorum.

Bu eseri getirdi.

Bu eseri size hediye edeceğim.

Ama önce  ekrana göstermek istiyorum.

Burada sizi çok güzel bir şekilde çizmiş.

O kadar güzel bir şekilde çizmiş ki gençlere verdiğiniz bir öğüt vardı sakın benim gibi bu kadar çok puro içmeyin diyordunuz işte burada uzun neredeyse taşıyor ve bakın siz

kamera yatınızın tepesine çıkmışsınız .

Dikkatimi çekti.

Burada bir uçak da var bu işlerle de siz ilgilendiniz ve Kamil Çakmak beni de ihmal

etmemiş denizden beni de çıkartmış ve burada çok az görünüyor .

Ama bende burada kulağınıza küpe olsun kitabını bir balık gibi tutmuşum yukarı çıkarmışım.

Size çok güzel bir eser meydana getirmiş.

Bunu size bir hatıra olarak vermek istiyorum.

NB:Çok teşekkür ederim Kamil bey çok teşekkür ederim bu eseriniz karşısında siz ayakta selamlamak istiyorum.

Saoğlun çok teşekkür ederim.Aman ne güzel.

BŞ: Sayın Nihat Böytüzün'e ve sayın Nevzat bey'e gençlerle tecrübelerini paylaştıkları için,

gençlerimize ise sorular sordukları için,

Kamil Çakmak'a bizim karikatürümüzü yaptığı için,

yayında ve yapımda emeği geçen herkese bu programa hayat kattıkları için çok teşekkür ediyorum.

Gençler bizim her şeyimiz en değerli hazinemiz, gençlerimize sahip çıkalım haftaya kulağınıza küpe olsun programının misafiri sayın Adnan Polat .

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın.Hoşçakalın.
.

.


.

.

.
.

.
.
.

on line sipariş
tıklayın alın.

.
.

.
.
.

on line sipariş
tıklayın alın.



Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org